Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Din
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Dinin devlet yapısını veya siyaseti tamamen belirlediği örneklere ne ad verilir?
Teokratik rejim.
Dinin en önemli işlevi nedir?
Dinlerin en önemli işlevlerinden birisi mensuplarını ortak bir inanç etrafında birleştirmeleridir.
İslam dünyasında din sosyolojisiyle ilgili öncü olarak kabul edilen metinler nelerdir?
Büyük İslam bilginlerinden Şehristani’nin el-Milel ve’n-Nihal (Dinler ve Heretik Gruplar) isimli eseri ile Endülüslü büyük alim İbn Hazm’ın el-Fasl fi’l-Milel ve Ehvai ve’n-Nihal (Dinler, ve Heretik Grup ve Düşünceler için Kılavuz) isimli eseri bu alandaki en önemli öncü metinlerdir.
Aydınlanma Dönemi düşünürlerinden hangi filozoflar dine dair görüşleri olmuştur?
Toplum filozoflarından Jean-Jacques Rousseau, John Locke ve Thomas Hobbes’dan Montesquieu ve Alexis de Tacqueville’ye ve Vico, Newton, Hume, Spinoza, Leibniz, Kant ve Hegel’e kadar bütün büyük felsefecilerin dine dair açıklamaları olmuştur.
Karl Marx'ın dine dair görüşlerini açıklayınız?
Marx, dine hem bir üstyapı kurumu olarak hem de ideoloji olarak yaklaşmış, her iki yaklaşımında da dinin bir insan kuruntusu olduğunda ısrar etmiştir. Tamamen kuruntu olan bir inanç ve ideoloji zamanla insanları nasıl bu kadar etkisi altına alabilir? Marx, dinin insan zihninden yola çıkarak zamanla insanları etkisi altına almasını yabancılaşma teorisine uygun olarak açıklar. Nasıl insan emeği kapitalizme artı-değeri taşıyarak kendine yabancılaşan ve kendisini ezen sömüren bir sistem kuruyorsa din de benzer bir yabancılaşma sürecinin sonucunda insanı kuşatır.
Durkheim’a göre din nasıl tanımlanmaktadır?
Kutsal şeylere yani bir kenara ayrılmış ve tabulaşmış şeylere ilişkin birleşik bir inançlar ve davranışlar sistemidir.
Din ve Eğitim İlişkisini açıklayınız?
Bütün toplumlar gelecek nesillere sahip oldukları anlam kodlarını, kültürünü, tarzlarını aktarmak üzere bazı düzenlemelere, uygulamalara veya davranış örüntülerine yani “eğitim” davranışına sahiptir. Bilinen bütün dinler kendi anlayışlarını sonraki kuşaklara en sağlıklı biçimde aktarmayı önemserler. Dinde işlemekte olan tarihsel süreklilik mutlaka belli eğitim örüntülerinin de işliyor olması sayesinde sağlanır. Dolayısıyla dinlerin varlığı bizatihi güçlü bir eğitim mekanizmasının işleyişine dayanır. Din özgürlükleri de o yüzden her şeyden
önce belli bir dinin eğitiminin önünde bir engel olup olmamasıyla ilgilidir.
Auguste Comte'un dine bakış açısını açıklayınız?
Comte’un din hakkındaki görüşleri çok karmaşıktır. Dinsel düşünceyi ilkel zamanlardaki insanlık durumuna özgü bir cehalete bağlamış ve bilgi seviyesinin artışı oranında aşılacak bir evre olarak görmüş olduğu hâlde Comte’un kendisinin bilimsel dönemlere özgü bir din inşa etme yoluna gitmiş olması da ilginçtir. Bu yolla Comte, aslında dinin bir hurafe ve uydurma olduğunu düşünse de bunun aynı zamanda toplum için işlevsel yönleri olan bir gereklilik olduğunu da kabul etmiş olur. Comte bu düşünceden hareketle bilimsel bir çağda, toplum için daha faydalı, çağın ruhuna uygun bir din geliştirme yolunu deneyerek bir “insanlık dini” tasarladı.
Din sosyolojini açıklayınız?
Din sosyolojisi, dinin bir toplumsal kurum olarak toplumdaki rolünü ve etkisini incelemeye çalışan bir bilim dalıdır.
Dinin sosyolojik tanımını yapınız?
Kutsal şeylere, yani bir kenara ayrılmış ve yasaklanmış şeylere ilişkin inanç ve uygulamaların birleşik bir sistemi -Kilise diye anılan bir tek ahlâkî toplulukta birleştiren inanç ve pratikler, onlara taraftar olanların tümü”nü ‘din’ olarak ayırd edebiliriz.
Max Weber'in dine bakış açısını açıklayınız?
Dine dair yaklaşımı sosyal eylem hakkındaki tanımıyla tutarlıdır.
Sosyolojinin başlıca rolünü sosyal eylemin yorumlanması ve anlaşılması olduğunu söyleyen Weber’e göre “sosyal eylem” de anlamlı eylemden ibarettir.
İnsan bütün eylemlerini bir anlam atfederek yapan
bir varlıktır. O yüzden yemek yemek, içmek gibi en
temel beşeri hareketlerini bile hayvanlardan farklı olarak kendi kültürel farklılığını, yani anlamını
atfederek yapar. O yüzden yemek yeme adabı veya
davranışları her kültürde değişir. Böyle olunca sosyolojinin de temel görevi eylemleri yapan insanların kendi yaptıkları hareketleri hakkındaki niyetlerini, anlamlarını veya tanımlarını öğrenmeden
onlar hakkında bazı teorilerden yola çıkarak açıklama yapamayız
Toplumsal kurumları tanımlayınız?
Toplumsal kurumlar, insan toplumsallığının kendileriyle tezahür ettiği ve hiç bir toplumda eksikliği görülmeyen toplumun varoluş dayanağını oluşturan davranış örüntüleridir.
Sosyolojinin kurucusu kimdir?
Auguste Comte
Emile Durkheim'ın dine dair görüşlerini açıklayınız?
Yapısalcı-işlevselci düşüncenin en önemli ismi
sayılan Durkheim, toplumu bir organizma olarak
düşünmüş ve her toplumsal kurum veya birimin
bu yapıda bir işlevi yerine getirdiğini belirtmiştir.
Dinin de işlevi toplumu bir arada tutmak, toplumu kaynaştırmaktır. Bu işlev için çimento veya tutkal gibi metaforlar kullanılmıştır.
Üç hal yasasını açıklayınız?
Üç hâl yasası olarak bilinen bu kurgusuna göre, Comte, dini teolojik dediği
birinci hâle ait görüyordu. Felsefi dediği ikinci hâlde zayıflayarak da olsa ayakta kalmış olan dinin, geleceğin pozitif-bilimsel hâlinde tamamen yok olacağını öngörüyordu.
Sekülerleşme ne demektir?
Sekülerleşme, dünyevileşme anlamında kullanılır. Günlük hayatın veya siyasi
düzenin dinin etkisinden arınmasıdır.
Karl Max'ın dine bakışını açıklayınız?
Marx’a göre din bir üstyapı kurumu olarak insanlarca yaratılmış bir olgudur: “Cennetin fantastik gerçekliği içinde süper insanı arayan fakat orada kendi yansımasından başka bir şey bulamayan insan, kendisinin asıl gerçekliğini aradığı, araması gereken yerde, artık kendi benzerinden -insan dışından- başka bir şeyi bulmaya çalışmayacaktır.
Din ve aile ilişkisini açıklayınız?
Bütün toplumlarda biyolojik ve kültürel yeniden üretimi temin etmek üzere belirgin bir biçimde
“aile” denilebilecek bir davranış örüntüsü bulunur.
Bu aile hayatının şekli, yapısı ve kodları farklılaşabilir ancak aile hayatı olmayan hiç bir topluma rastlanmaz. Bir doğal birlik olarak aile dinden bağımsız
olarak vardır ancak hem aile dini etkilemiş hem de
din aileden etkilenmiştir. Özellikle Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinler kiminle evlenilebileceği veya evlenilemeyeceğini belirlemede ve neslin
devamının hangi ilişkiler düzeni içinde sağlanabileceğine dair aile kurumunu şekillendiren değer yapıları ve kurallar ortaya koymuşlardır. Bu kuralların
en önemlilerinden birisi ensest yasağıdır.
Din ve ekonomi ilişkisini açıklayınız?
Bütün toplumlar bir üretim, tüketim ve paylaşım ilişkileri ortaya koyarlar, bu da “ekonomi”
dediğimiz davranış örüntülerini görünür kılar. Bu
ilişkiler üzerinde de dinin düzenleyici kuralları var
olduğu için din ve ekonomi ilişkisi özel bir öneme
sahiptir. Dinlerin tıpkı siyasette olduğu gibi mevcut ekonomik paylaşım ilişkilerini oldukları gibi
meşrulaştırıp onların mağduru olan kitlelerin de
bu durumu kolaylıkla kabullenmelerini sağlamak
gibi bir işlevi olabiliyor. Bu işlevi dinin hakim sınıfların çıkarına çalıştığı durumları ortaya çıkarır.
Durkheim’in dinle ilgili çalışmalarına yön veren varsayımlar nelerdir?
- Dinin en ilkel toplumlarda da bulunan temel bir şekli vardır ve ilk ortaya çıktığında nasıl ise bu şekil bugünkü ilkel kabilelerde de aynı şekliyle bulunabilir. O yüzden de Avustralya kabileleri arasında yaşamakta olan din binlerce yıl önce dinin ilk ortaya çıktığında yaşayan dinle aynıdır.
- Din toplumların gelişmesine paralel olarak basitten karmaşığa, çok tanrılılıktan tek tanrıcılığa doğru bir evrim geçirir/geçirmiştir.
- Din, basitçe insan tarafından ve toplumsal bir işlevi yerine getirmek üzere uydurulmuştur. Durkheim, her toplumda bulunuyor olmasından hareketle bu işlevin toplum için çok önemli ve evrensel nitelikli olduğunu kabul eder.