Göçmen Ve Sığınmacılarla Sosyal Hizmet Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Göçmen Ve Sığınmacılarla Sosyal Hizmetler: Eğitim
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Eğitim kavramı en genel anlamıyla nasıl tanımlanabilir?
Eğitim, bireylere önceden belirlenmiş amaçlar doğrultusunda planlı bir biçimde
davranış değişikliği kazandırma süreçlerinin toplamıdır.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sınırları yeniden çizilen ulus devletlerin homojen nüfus oluşturma politikalarının sonucunda ne türde bölgesel hareketlilikler oluşmuştur?
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sınırları yeniden çizilen ulus devletlerin homojen nüfus oluşturma politikaları zorunlu nüfus hareketliliklerine yol açmıştır. Bu süreçte değişikliğe uğrayan dinamikler milyonları etkilemiş; kitleleri doğdukları ve yaşadıkları bölgenin dışına doğru yer değiştirmeye zorlamıştır.
Göç sürecinin eğitim faaliyetlerine etkisi nelerdir?
Göç süreci aynı zamanda eğitim bağlamında çeşitli sorunlara da yol açabilmektedir. Eğitim sorunu, göçün yarattığı önemli sorunlardan biridir. Bunun yanı sıra yerlerinden olmuş bireylerin, özelikle çocukların bütün zor koşullara rağmen yeniden eğitime başlaması ve devam etmesi, göçün olumsuzluklarından kurtulma ve uyum sürecini gerçekleştirme yönünden de büyük katkı sağlamaktadır. Bu nedenle göçmenler ve sığınmacılar özelinde eğitimin daha verimli hâle getirilmesi ve kesintiye uğramaması için gerekli önlemler alınması öncelikli bir hâle gelmektedir (Bilgili vd., 1997 aktaran Sevim, 2001: 267).
Göçmen çocukların uyum süreçlerinde yaygın olarak karşılaştıkları sorunlar nelerdir?
Bireylerin çeşitli bölgeler arasındaki hareketliliği sonucu ortaya çıkan ve temelde sosyal bir değişim süreci olan göç,yeni toplumun kültürüne uyumu gündeme getirmektedir.Farklı kültürlerden gelen insanların bir arada yaşamaları,farklılıklarla baş etmeleri ve karşılaştıkları güçlükleri bir biçimde aşmaları gerekmektedir.Yeni kültüre ve yaşam biçimine uyum süreci duygu,düşünce ve davranış karmaşası oluşturmaktadır.Aynı zamanda uyum süreci yalnızlık,toplumsal izolasyon,yabancılık,pişmanlık ve kendini değersiz görme gibi duyguların yaşanmasına ve bunun sonucunda stresin daha yoğun yaşanmasına da yol açabilmektedir.Göçmen çocuklar ve aileler,zihinsel,psikolojik ve fiziksel açıdan çeşitli sorunlar yaşarken aynı zamanda kültürel kimlik,benlik algısı açısından da sorunlara muhatap olmaktadırlar (Kartal ve Başçı,2014;Tuzcu ve Bademli,2014;Erol ve Ersever,2014;Pagan-Rivera,2014).
İki ya da daha fazla kültürü paylaşan, iki ya da daha fazla dünyada, bunlardan hiçbirinin tam bir parçası olmadan var olan bireyler hangi kavram ile tanımlanabilir?
Robert Park’ın 1928’de ortaya attığı marjinal insan kavramı göçmenlerin durumunu tanımlamaktadır.Bu kavram iki ya da daha fazla kültürü paylaşan,iki ya da daha fazla dünyada,bunlardan hiçbirinin tam bir parçası olmadan var olan bireyleri anlatmaktadır.Göç edilen ülke toplumu uyumsuzlukları nedeniyle göçmenleri sorun kaynağı olarak görürken ne göç edilen kültüre ne köken kültürlerine tam olarak ait olamayan bireylerde ruhsal gerilimler ortaya çıkmaktadır (Tezcan,2000:7,8).
Robert Park„Marjinal insan“ kavramını hangi yıl ortaya koymuştur?
Robert Park’ın 1928’de ortaya attığı marjinal insan kavramı göçmenlerin durumunu tanımlamaktadır.Bu kavram iki ya da daha fazla kültürü paylaşan,iki ya da daha fazla dünyada,bunlardan hiçbirinin tam bir parçası olmadan var olan bireyleri anlatmaktadır.Göç edilen ülke toplumu uyumsuzlukları nedeniyle göçmenleri sorun kaynağı olarak görürken ne göç edilen kültüre ne köken kültürlerine tam olarak ait olamayan bireylerde ruhsal gerilimler ortaya çıkmaktadır (Tezcan,2000:7,8).
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hangi ülkelerde, etnik ve kültürel farklılaşmalar artış göstermiştir?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde, etnik ve kültürel farklılaşma büyük bir oranda artış göstermiştir.
Gelişmiş batı ülkelerinde çok kültürlü eğitim programlarına olan ilgi 1960'lı yıllarda gerçekleşen hangi olayların sonrasında artış görülmüştür?
Çokkültürlü eğitimin bazı biçimlerine 19.yy.da dahi rastlanmaktadır ancak çokkültürlü eğitimin 1960’lardaki Sivil Haklar Hareketi’ni takiben farklı ırklara ve etnik gruplara karşı duyarlılığın arttığı 1970’lerde biçimlenmeye başladığı söylenebilir. Çokkültürlü eğitim programları; ABD, Kanada, Almanya, Avustralya, İngiltere gibi çok uluslu ve çokkültürlü ülkelerde okul öncesi sınıflardan itibaren uygulanmaya başlanmıştır (Kaltsounis, 1997 aktaran Cırık, 2008; Güven, 2005 aktaran Yiğit, 2015).
ABD, Kanada, Almanya, Avustralya, İngiltere gibi çok uluslu ve çokkültürlü ülkelerde çokkültürlü eğitim programları 1970'li yıllarda nerede uygulanmaya başlanmıştır?
Çokkültürlü eğitimin bazı biçimlerine 19.yy.da dahi rastlanmaktadır ancak çokkültürlü eğitimin 1960’lardaki Sivil Haklar Hareketi’ni takiben farklı ırklara ve etnik gruplara karşı duyarlılığın arttığı 1970’lerde biçimlenmeye başladığı söylenebilir. Çokkültürlü eğitim programları; ABD, Kanada, Almanya, Avustralya, İngiltere gibi çok uluslu ve çokkültürlü ülkelerde okulöncesi sınıflardan itibaren uygulanmaya başlanmıştır (Kaltsounis, 1997 aktaran Cırık, 2008; Güven, 2005 aktaran Yiğit, 2015).
Çokkültürlü eğitim aynı zamanda eğitim sisteminde eşitlik, saygı ve barış temelindeköklü dönüşümler hedefleyen bir _ _ _ _ _ niteliğindedir.
Yukarıdaki ifade içerisinde yer alan boşluğa hangi kavram gelirse doğru bir tanımlama yapılmış olur?
Doğru yanıt reform hareketidir. Çokkültürlü eğitim aynı zamanda eğitim sisteminde eşitlik, saygı ve barış temelinde köklü dönüşümler hedefleyen bir reform hareketi niteliğindedir. Çokkültürlü eğitim, özeleştiri yapabilme, başkalarına saygı, farklı düşünce ve yaşam biçimlerine ilişkin duyarlılık ve etnik-merkezcilikten uzaklaşma amacına yönelik olarak yürütülen etkinlikler bütünü niteliğindedir. Eğitim sürecinde yaşanan ve farklılıklardan kaynaklanan sorunlar çokkültürlü eğitim anlayışını biçimlendirmektedir. Çokkültürlü eğitim kuramcıları ve araştırmacıları pek çok okul, kolej ve üniversitenin ırk, etnisite, dil ve din ile ilgili uygulamalarının öğrencilere zarar verdiğine ve Batı toplumlarındaki pek çok basmakalıp ve ayrımcı anlayış ve uygulamaları öne çıkardığına inanmaktadır (Parekh, 2002; Banks, 2013; Aydin ve Tonbuloğlu, 2014). Çokkültürlü eğitim farklı kültürlere duyarlılığın yanı sıra farklı kökenlerden gelen bireylerin yaşadığı eğitim sorunlarını aşmayı da hedeflemektedir.
Çokkültürlü eğitim programının amaçları nedir?
Çokkültürlü eğitim aynı zamanda eğitim sisteminde eşitlik, saygı ve barış temelinde köklü dönüşümler hedefleyen bir reform hareketi niteliğindedir. Çokkültürlü eğitim, özeleştiri yapabilme, başkalarına saygı, farklı düşünce ve yaşam biçimlerine ilişkin duyarlılık ve etnik-merkezcilikten uzaklaşma amacına yönelik olarak yürütülen etkinlikler bütünü niteliğindedir. Eğitim sürecinde yaşanan ve farklılıklardan kaynaklanan sorunlar çokkültürlü eğitim anlayışını biçimlendirmektedir. Çokkültürlü eğitim kuramcıları ve araştırmacıları pek çok okul, kolej ve üniversitenin ırk, etnisite, dil ve din ile ilgili uygulamalarının öğrencilere zarar verdiğine ve Batı toplumlarındaki pek çok basmakalıp ve ayrımcı anlayış ve uygulamaları öne çıkardığına inanmaktadır (Parekh, 2002; Banks, 2013; Aydin ve Tonbuloğlu, 2014). Çokkültürlü eğitim farklı kültürlere duyarlılığın yanı sıra farklı kökenlerden gelen bireylerin yaşadığı eğitim sorunlarını aşmayı da hedeflemektedir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkeler hangi ülkelerden göç almıştır?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde, etnik ve kültürel farklılaşma büyük bir oranda artış göstermiştir. Bu devletlerin, Asya, Afrika ve Hindistan’da bulunan kolonilerinden çok sayıda insan, işçi ihtiyacını karşılamak ve ekonomik statülerini yükseltmek amacıyla Avrupa’ya göç etmiştir.
Kuzey Amerika'da çok kültürlülüğün kaynağı nedir?
Kuzey Amerika’da da durum benzerdir, çünkü Kanada ve ABD’nin daha kuruluş dönemlerinde çok sayıda farklı grup yer almıştır ve bu da doğal olarak kültürel çeşitliliğe yol açmıştır.
Çok kültürlü toplumlarda göçmenlerin yaşadıkları eğitim sorunlarının çözümünde başarılı olunduğu söylenebilir mi?
Olumlu yaklaşımlara ve oldukça zengin bir uygulama geçmişine rağmen çok kültürlü toplumlarda göçmenlerin yaşadıkları eğitim sorunlarının çözümünde başarılı olunduğunu söylemek güçtür. Eşit eğitim olanaklarının sağlanması ya da dil öğretimi gibi konularda ciddi sorunlar varlığını korumaktadır (Tezcan, 2000: 24).
Sosyal hizmetlerin eğitim süreçleri ile ne türde bağlantıları vardır?
Sosyal hizmetler, kaynaklandığı temel ilkeler, hedefleri ve meşgul olduğu gruplar nedeniyle olduğu kadar eğitsel boyutları olan işlevleri nedeniyle de eğitim süreçleri ile yakından ilişkilidir.
Sosyal hizmetlerin modern toplumdaki hedefleri nelerdir?
Modern sanayi toplumlarında özel gereksinim gruplarının bakım ve korunmalarının toplumun sorumluluğu ve görevi olduğu anlayışından hareket eden sosyal hizmetler, kendi kaynaklarıyla gereksinimlerini karşılayamayan bireylerin gereksinimlerinin karşılanabilmesi sürecinde onlara yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Sosyal hizmetler kavramı nasıl tanımlanabilir?
Sosyal hizmet, bireylerin toplumsal işlevselliğini artırmak, çevreleriyle uyumlu bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olmak, toplumun kaynaklarını geliştirmek ve bu kaynakların bireyler, aileler ve toplumun
gereksinimleri doğrultusunda kullanılması amacıyla kamusal, yarı kamusal ya da gönüllü olarak yürütülen sistemli, düzenli, sürekli örgütlü hizmetler ve programlar bütünü biçiminde tanımlanabilir (Cılga, 2004; Parry ve Parry, 1979; Güler, 2006; Tomanbay, 1999).
Sosyal hizmetler kavramı insan haklarıyla hangi şekilde örtüşmektedir?
Sosyal hizmetlerin hedefleri ve temelini oluşturan insan hakları olgusu eğitim sürecinin dayandığı temel ilkeler ve idealler açısından ortak bir zemini ifade etmektedir. Sosyal hizmetler, sosyal değişmeyi, insan ilişkilerindeki sorunları çözmeyi ve insanları özgürleştirmeyi hedeflemektedir. İnsan hakları ve sosyal adalet ilkeleri sosyal hizmet uygulamaları için temel oluşturur. Sosyal hizmet mesleği, sosyal adaletin ve insan haklarının gerçekleştiricisi olarak görülebilir.
Sosyal hizmetlerin uygulama alanlarına çeşitlilik katan değişimler nelerdir?
Sosyal hizmetlerin uygulama alanları biyolojik, psikolojik, ekonomik ve sosyal değişimler doğrultusunda giderek artarken aynı zamanda çeşitlilik de kazanmaktadır. Yoksulluk, dışlanma, ailelerin dağılması, çocuk sömürüsü, aile içi şiddet, hastalık, fiziksel engellilik, yaşlılık, zihinsel rahatsızlıklar, öğrenme güçlükleri gibi sorunlar sosyal hizmetlerin uygulama alanlarını ifade etmektedir (Özdemir, 2000; Davies, 2002).
Göçmen sayısının giderek artmasıyla birlikte, okullarda görev yapan sosyal hizmet uzmanları da giderek daha çok kültürlü bir hâle dönüşen öğrenci topluluklarının _ _ _ _ _ gereksinimlerini karşılama zorluğu ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
Yukarıdaki ifade içerisinde yer alan boşluğa hangi kavram gelirse doğru bir tanımlama yapılmış olur?
Doğru yanıt toplumsal-duygusaldır. Göç, sosyal hizmetler ve eğitim süreçlerini ya da eğitim kurumlarını bir araya getiren önemli bir olgudur. Dış göç ya da iç göç sonucunda yaşadığı yeri terk ederek yeni bir toplumsal düzenin içinde yaşamak zorunda kalan göçmenler doğal olarak eğitim bağlamındaki sosyal hizmetlere de gereksinim duymaktadırlar. Göçmen sayısının giderek artmasıyla birlikte, okullarda görev yapan sosyal hizmet uzmanları da giderek daha çok kültürlü bir hâle dönüşen öğrenci topluluklarının toplumsal-duygusal gereksinimlerini karşılama zorluğu ile karşı karşıya kalmaktadırlar (Duyan, Özgür ve Özbulut, 2008; Pagan-Rivera, 2014).