Göçmen Ve Sığınmacılarla Sosyal Hizmet Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Göçmen Ve Sığınmacılarla Sosyal Hizmetler: Kadın, Çocuk Ve Aile, Yaşlılar
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Kofman (1999), aile birleşiminin bir yasal giriş yolu değil de bir göç türü ve dönemleştirmesi olarak sunulmasının, aile birleşimi ile göç eden kadınların “_ _ _ _ _ göçmenler” olarak tanımlanmasına yol açtığını ve böylelikle de iş piyasasındaki konumları gibi sorunlarına ilgisiz kalınması sonucunu doğurduğunu vurgulamıştır.
Yukarıdaki ifadede yer alan boşluğa hangi kavram gelirse doğru bir tanımlama yapılmış olur?
Sorudaki boşluğa "bağımlı" terimi uygundur. Kofman (1999), aile birleşiminin bir yasal giriş yolu değil de bir göç türü ve dönemleştirmesi olarak sunulmasının, aile birleşimi ile göç eden kadınların “bağımlı göçmenler” olarak tanımlanmasına yol açtığını ve böylelikle de iş piyasasındaki konumları gibi sorunlarına ilgisiz kalınması sonucunu doğurduğunu vurgulamıştır.
Ulus içi ve ulus aşırı göç bağlamında kadın göçmenlere dair nicel verilerin yer aldığı, kadınların göç sürecinde yaşadıkları özgün deneyimlere ve sorunlara ışık tutan araştırmalar 1990’lı yıllardan itibaren “göçün kadınlaşması” olgusunu gündeme getirmiştir.
Yukarıdaki ifadede yer alan boşluğa hangi kavram gelirse doğru bir tanımlama yapılmış olur?
Doğru yanıt “göçün kadınlaşması”. Ulus içi ve ulus aşırı göç bağlamında kadın göçmenlere dair nicel verilerin yer aldığı, kadınların göç sürecinde yaşadıkları özgün deneyimlere ve sorunlara ışık tutan araştırmalar1990’lı yıllardan itibaren “göçün kadınlaşması” olgusunu gündeme getirmiştir.
Göç alan ülkelerin göçmen nüfustan en yüksek düzeyde toplumsal yarar sağlamanın yanı sıra diğer hedefi nedir?
Göçmen nüfustan en yüksek düzeyde toplumsal yarar sağlamanın yanı sıra göçmen maliyetini de en aza indirgemek, göç alan ülkelerin hedefleridir.
Göç alan ülkelerin göçmen eşleriyle ilgili görüşleri nelerdir?
Göçmen nüfustan en yüksek düzeyde toplumsal yarar sağlamanın yanı sıra göçmen maliyetini de en aza indirgemek, göç alan ülkelerin hedefleridir. Bu bağlamda eşiyle birlikte göç eden kadınların ekonomik ve sosyal güvenliği eşleri ya da aileleri tarafından karşılandığı için ülkeler açısından bir yük olarak değerlendirilmez.
Göç alan ülkelerin göçmenlerin eşlerini bir yük olarak değerlendirmemesinin sebepleri nelerdir?
Göçmen nüfustan en yüksek düzeyde toplumsal yarar sağlamanın yanı sıra göçmen maliyetini de en aza indirgemek, göç alan ülkelerin hedefleridir. Bu bağlamda eşiyle birlikte göç eden kadınların ekonomik ve sosyal güvenliği eşleri ya da aileleri tarafından karşılandığı için ülkeler açısından bir yük olarak değerlendirilmez. Zira eşiyle birlikte göç sürecinde yer alan kadınlar, genelde yasal ve ekonomik açılardan bakımlarını üstlenen kocalarına eşlik ve annelik rolleri nedeniyle bağlı olarak düşünülür. Bu bakış açısı, kadınların iş piyasasında erkeklerin yerini alma riskinin söz konusu olamayacağını işaret eder (Kartal, 2015: 222).
Türkiye'de son yıllarda yapılan göç araştırmalarında kadınların göç esnasında yaşadıklarıyla ilgili ne tür bulgular elde edilmiştir?
Türkiye’ye ilişkin son dönem göç araştırmaları, izinsiz çalışmak zorunda kalan, bu nedenle kaçan, saklanan, sosyal hakları ve iş güvenceleri olmayan, genç, yaşlı, çok yüksek eğitimli, hiç eğitimsiz, Türkçe bilen, bilmeyen aynı zamanda ailelerini geçindirebilmek için mücadele veren çok sayıda kadının korunmasız yaşantılarını gözler önüne sermiştir (Ecevit, 2011: 140).
BMMYK’nın (2015) verilerine göre Türkiye'de kayıtlı Suriyeli göçmen sayısı ne kadardır?
BMMYK’nın (2015) son verilerine göre kayıtlı Suriyeli mültecilerin sayısı; Mısır, Irak, Ürdün ve Lübnan’da 2,1 milyon,Türkiye’de 1,9 milyon ve Kuzey Afrika’da 26,700 mülteci olmak üzere toplamda 4 milyonu aşmıştır.
BMMYK’nın (2015) verilerine göre Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da kayıtlı Suriyeli göçmen sayısı ne kadardır?
BMMYK’nın (2015) son verilerine göre kayıtlı Suriyeli mültecilerin sayısı; Mısır, Irak, Ürdün ve Lübnan’da 2,1 milyon,Türkiye’de 1,9 milyon ve Kuzey Afrika’da 26,700 mülteci olmak üzere toplamda 4 milyonu aşmıştır.
BMMYK’nın (2015) verilerine göre kayıtlı Suriyeli mültecilerin ne kadarı kadındır?
BMMYK’nın (2015) son verilerine göre kayıtlı Suriyeli mültecilerin sayısı; Mısır, Irak, Ürdün ve Lübnan’da 2,1 milyon, Türkiye’de 1,9 milyon ve Kuzey Afrika’da 26,700 mülteci olmak üzere toplamda 4 milyonu aşmıştır. Bu verilere göre toplam kayıtlı Suriyeli mülteci sayısının %50,3’ü kadın mültecilerdir.
“Göçün kadınlaşması” kavramı nasıl bir anlam ifade etmektedir?
“Göçün kadınlaşması” kavramı, özetle en başta kadın göçmenlerin sayıca artışını, daha sonra da aile birleşimi gibi erkeğe bağımlı olarak yaptıkları göçler yerine bağımsız göçlerini vurgulayan bir kavramdır. Bununla birlikte kavram, kadın göçmenlerin yaptıkları işlerin niteliklerinin kendilerine biçilen geleneksel kadın rolleriyle paralel olmasını da içerir (Gökbayrak, 2009: 64; Etiler ve Lordoğlu, 2010: 114).
Kadın göçünün en görünür ve bilinen nedenleri ne tür kaynaklara dayanmaktadır?
Kadın göçünün en görünür ve bilinen nedenleri toplumların ekonomi politikalarındaki temel yapısal değişimlere dayalıdır. Bu yapısal değişimlerin kaynağı da toplumların sosyal, demografik ve kültürel yapılarında yaşanan dönüşümlerdir.
Kadınların göç etme sürecinde en bilinen etkenler nelerdir?
Kadın göçünün en görünür ve bilinen nedenleri toplumların ekonomi politikalarındaki temel yapısal değişimlere dayalıdır. Bu yapısal değişimlerin kaynağı da toplumların sosyal, demografik ve kültürel yapılarında yaşanan dönüşümlerdir. Çocuk bakımına yönelik kamu hizmetlerinin ve yaşlı nüfus için devlet bakımevlerinin yetersizliği, nüfusun yaşlanması, bakıma muhtaç yaşlı nüfusunun artışı, kadınların emek piyasasına artan katılımı gibi sosyal ve demografik değişmeler kadınların göç etme süreçlerinde etkili olmuştur (Ihlamur Öner, 2015: 354).
Kadın göçmenlere yönelik yeni bir iş gücü ihtiysacı nasıl ortaya çıkmıştır?
Çocuk bakımına yönelik kamu hizmetlerinin ve yaşlı nüfus için devlet bakımevlerinin yetersizliği, nüfusun yaşlanması, bakıma muhtaç yaşlı nüfusunun artışı, kadınların emek piyasasına artan katılımı gibi sosyal ve demografik değişmeler kadınların göç etme süreçlerinde etkili olmuştur (Ihlamur Öner, 2015: 354). Geniş aile tipinden çekirdek aileye doğru yapısal bir dönüşüm yaşanmış, eskiden aile içerisinde kadın tarafından sağlanan çocuk ve yaşlı bakımı hizmetlerini sunabilecek (Gökbayrak, 2009: 61; Etiler ve Lordoğlu, 2010: 114) ve ev işlerini yürütebilecek yeni bir iş gücü ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu ihtiyacın karşılanmasına yönelik kadının iş gücü piyasasına katılım oranı dünya genelinde artış göstermiş, ancak kadınların kayıt dışı ekonomiye dâhil olmaları, sosyal güvencesiz ve daha düşük ücret karşılığında çalışmaları gibi çok önemli sorunlara da yol açmıştır (Kartal, 2004: 400).
Göçmen kadınların işgücüyle ilgili yaşadıkları sorunların kaynakları nelerdir?
Çocuk bakımına yönelik kamu hizmetlerinin ve yaşlı nüfus için devlet bakımevlerinin yetersizliği, nüfusun yaşlanması, bakıma muhtaç yaşlı nüfusunun artışı, kadınların emek piyasasına artan katılımı gibi sosyal ve demografik değişmeler kadınların göç etme süreçlerinde etkili olmuştur (Ihlamur Öner, 2015: 354). Geniş aile tipinden çekirdek aileye doğru yapısal bir dönüşüm yaşanmış, eskiden aile içerisinde kadın tarafından sağlanan çocuk ve yaşlı bakımı hizmetlerini sunabilecek (Gökbayrak, 2009: 61; Etiler ve Lordoğlu, 2010: 114) ve ev işlerini yürütebilecek yeni bir iş gücü ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu ihtiyacın karşılanmasına yönelik kadının iş gücü piyasasına katılım oranı dünya genelinde artış göstermiş, ancak kadınların kayıt dışı ekonomiye dâhil olmaları, sosyal güvencesiz ve daha düşük ücret karşılığında çalışmaları gibi çok önemli sorunlara da yol açmıştır (Kartal, 2004: 400).
Göç eden kadınların işgücüye ilgili yaşadıkları yaygın sorunlar nelerdir?
Düşük ücretli çalışmaya razı olan yeterli sayıda kadın göçmene erişebilmenin ve istenildiğinde işten çıkarabilmenin kolaylığı, kadın göçmenlere ilişkin birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. İstihdam sorunlarının yanı sıra kadın göçmenler, aile ve sosyal çevre baskısı, sosyal yaşam ve çalışma yaşamına uyum sağlayamama, sosyal ayrımcılık gibi sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalmışlardır.
Ülkeye izinsiz ve kayıtdışı giriş yapan kadınların yaşadıkları iş zorlukları nelerdir?
İzinsiz ve kayıt dışı yollarla ülkeye giriş yapan kadın göçmenler, başta uzun çalışma saatleri ve düşük ücret olmak üzere, çeşitli sömürü ve istismar biçimlerine maruz kalmışlardır. Bu sömürü ve istismar, özellikle eğlence fuhuş sektöründe çalışmak zorunda kalan kadın göçmenler için en olumsuz sonuçları ortaya çıkarmıştır (Gökbayrak, 2006).
Bu olumsuz çalışma ve yaşam pratikleri, özellikle göçün yasa dışı olduğu durumlarda, şikayet ve korunma mekanizmalarını ortadan kaldırarak, kadın göçmenlere yönelik şiddeti artırıcı bir etki yaratmaktadır (Gökbayrak, 2009: 67). Ülkelerindeki kötü yaşam koşullarından kurtulma umuduyla göç eden düzensiz göçmen kadınlar, göç sonrasında tekrar geçim sıkıntılarıyla karşılaşmak ve yeni oluşan zorluklarla mücadele etmek durumunda kalmışlardır.
Düzensiz göç kavramı nasıl tanımlanabilir?
Bir bireyin başka bir ülkeye yasa dışı yollardan giriş-çıkış yapması ya da geldiği ülkede belirlenen ikamet süresini aştığı hâlde ülkeden ayrılmaması “yasa dışı göç” ya da “düzensiz göç” olarak tanımlanmaktadır (Erder, 2011: 192).
1975 yılında mülteci kadınlara yönelik cinsel şiddetin uluslararası düzeyde resmî olarak tartışılmaya başlandığı Birinci Birleşmiş Milletler Kadınlar Üzerine Dünya Konferansı hangi ülkede gerçekleşmiştir?
Mülteci kadınlara yönelik cinsel şiddetin uluslararası düzeyde resmî olarak tartışılmaya başlanması, 1975’te Meksika’da yapılan Birinci Birleşmiş Milletler Kadınlar Üzerine Dünya Konferansı’nda ve bunu takiben 1980 yılındaki BMMYK, Kopenhag Kadınların On yılı Üzerine Dünya Konferansı’nda “Bütün Dünya’da Mülteci Kadınların Durumu” başlıklı bir metin sunumuyla gerçekleşmiştir (Hajdukowski-Ahmed, Khanlou ve Moussa, 2009: 2 aktaran Akis, 2015: 382).
Mültecilik döngüsünde çatışma sırasında ve kaçıştan önce kadın ve kız çocuklarına yönelik cinsiyete ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet nasıl tanımlanmaktadır?
Çatışma sırasında, kaçıştan önce:
• İktidarda bulunan kişiler tarafından taciz edilme
• Kadınların cinsel olarak işkence görmesi
• “Askerler” tarafından cinsel şiddet uygulanması
• Toplu tecavüz ve hamile bırakılma
• Çatışma halindeki tarafların silahlı mensupları tarafından kaçırılma
Göç olayları sonrasında yeniden bütünleşme yaşandığı durumlarda kadınların maruz kaldıkları şiddet olayları nelerdir?
Yeniden bütünleşme
• Geri dönenlere bir çeşit ceza olarak cinsel tacizde bulunmak
• Yasal statüyü düzene sokmak için cinsel zorbalık
• Kadınların karar alma süreci haricinde bırakılması
• Kaynaklara erişiminin engellenmesi