aofsoru.com

Sosyal Hizmet Etiği Dersi 7. Ünite Özet

Bireyle, Aileyle Ve Grupla Uygulamada Etik

Giriş

Dersimizin bu bölümünde, sosyal hizmet değerlerinin ve etik kurallarının bireyle, grupla ve aileyle sosyal hizmet uygulamalarına nasıl uyarlanacağı üzerinde duracağız. Uygulama deneyimi olan sosyal hizmet uzmanlarının sıklıkla vurguladığı gibi, etik uygulama birçok yönüyle belirsizliğe, karmaşayı ve tartışmalı birçok konuyu beraberinde getirmektedir. Bir uygulamanın bilimsel bilgeye dayalı olması otomatik olarak etik olacağı anlamına gelmemektedir.

Dolayısıyla etik çerçeveden mahrum kalan bir uygulama ne kadar bilimsel olduğunu iddia etse de hizmet alan gruplarının ve toplumun geneline zarar verebilecek sonuçlar doğurabilir.

Bireyle Sosyal Hizmet Uygulamasında Etik

Bireylerle çalışırken, öncelikli başvuru kaynağımız sosyal hizmet uzmanlarının etik sorumlulukları evrensel belgesinin birinci bölümüdür.

Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının etik çerçevesini ortaya koyarken kolaylık olması bakımından planlı değişim sürecinin temel aşamaları üzerinden bir değerlendirme oluşturmak olanaklıdır. Bunu da sosyal hizmet eteği alanında uluslararası düzeyde tanınan yazar Allan Barsky’nin “Sosyal Hizmette Etik ve Değerler (2009)” başlıklı başvuru niteliğindeki kitabını temel alarak yapıyoruz. Bilindiği gibi genelci yaklaşıma dayalı müdahale modelinde bağlantı kurma, ön değerlendirme, planlama, uygulama, son değerlendirme, sonlandırma ve izleme aşamaları yer almaktadır. Yedi aşamada özetlenen planlı değişim, lisans düzeyende eğitim görmüş olan sosyal hizmet uzmanlarının birçok sorun alanında başvurduğu tipik bir dizgedir, rotadır.

Psikososyal yardım sürecinin hizmet alan birey lehine etkin bir biçimde yürütülmesini mümkün kılan planlı değişim süreci aşamalarının her birinin kendisine has bazı etik yönleri vardır. Bunları sırasıyla ele alalım.

İlk Aşama Bağlantı Kurma

Sosyal hizmet sürecinin ilk aşaması olan bağlantı kurma aşamasında sosyal hizmet uzmanlarının en çok önem verdiği konu, danışanlar ile pozitif bir ilişki kurabilmektedir. Bu aşamada öne çıkan dört temel kural; danışana bağlılık, çıkar çatışmaları, mahremiyet ve gizlilik ve hizmet ödemeleridir.

Danışana bağlılık etik ilkesi özetle söyle ifade edilebilir: Sosyal hizmet uzmanlarının temel sorumluluğu toplumsal sorumluluklarını göz ardı etmeden, danışanlarının gereksinimlerini esas alarak, onların iyilik durumlarını geliştirmektir. Bu noktada sosyal hizmet uzmanlarının göz önünde bulundurması gereken temel bir konu danışanın yüksek yararının ne anlama geldiğidir.

“Benim işim size yardım etmek ve en önemli meselemiz her zaman yasam koşullarınızı olduğundan daha iyi bir noktaya taşımak. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız.” Sosyal hizmet uzmanının sarf ettiği bu sözler danışana bağlılık ilkesinin açık bir özet_ olmakla birlikte mesleğimizin temel misyonuyla, birey ve toplum refahını dengeli biçimde gözettiğimizi de gösteriyor.

Danışana bağlılık etik kuralında ifadesini bulan yüksek yarar hiç şüphesiz mutlak bir ilke değildir. Kimi durumlarda danışanın yararı için onu kuşatan toplumun yararını daha çok gözeten kararlar ve uygulamalar hayata geçirmeniz gerekebilir.

Çıkar Çatışmaları

Danışanlara karsı etik sorumluluklarımız arasında yer alan çıkar çatışmaları konusu özetle; “çıkar çatışmalarına karsı duyarlı olmayı ve hizmetlerin mesleki anlayışla ve tarafsızca verilmesene engel olabilecek durumların ortaya çıkmasını önlemeyi içerir. Çıkar çatışmalarının büyük çoğunluğu çoklu ve ikili ilişkiler yüzünden oluşmaktadır.

Danışanınızın boşanmak için bir avukat aradığını düşünelim. Sizin esinizin de boşanma davalarına bakan bir avukat olarak kendi hesabına çalıştığını farz edelim. Danışanınızı esinize yönlendirmek bir çıkar çatışması doğurmayacak mıdır?

Çıkar çatışmaları söz konusu olduğunda, rol çatışması kavramı da önemli bir etkiye sahiptir. Rol çatışması; Örgüt çalışanının veya yöneticisinin hangi rolü yapacağını şaşırmasından ileri gelen bir kararsızlığı, giderek zorlanmayı ve gerilimi anlatan bir kavramdır.

Mahremiyet ve Gizlilik

Mahremiyet, kişinin kendisine ait bilgiyi saklı tutma hakkıdır. Sosyal hizmet uzmanlarının tümü bu etik kuralın, danışanın kişisel bilgelerini başkalarıyla paylaşmalarını yasakladığını bilirler. Sosyal hizmet uzmanı danışandan mahrem bir bilgi temin ettikten sonra gizlilik olarak adlandırdığımız başka bir mesleki yükümlülük altına girer. Elde ettiği bilgileri saklı tutması gerekir.

Kendilerine iyilik hallerini artıracak hizmetler sunabilmemiz için danışanımızın bizimle doğru ve açık iletişim kurması hayati önem taşıyor. Kullandığımız sözcükler ve sergilediğimiz davranışlar arasında tam bir uyum ve netlik olmalıdır. “Bir sosyal hizmet uzmanı olarak mahremiyet haklarınıza saygı duyuyorum. Size yardımcı olabilmem ve birlikte belirleyeceğimiz amaçlarımızı gerçekleştirebilmemiz için de benimle paylaşacağınız her bilgenin önemli olacağını bilmenizi isterim. Aramızda konuşulan şeylerin büyük çoğunluğu emin olunuz yine aramızda kalacaktır. Sizin kişisel bilgilerinizi ailenizle, arkadaşlarınızla keyfi bir biçimde paylaşmak söz konusu dahi olamaz. Bu mahremiyet ve gizlilik konusu ile ilgili aklınızda sorular varsa çalışmamızın bu aşamasında yanı basında konuşmamızda çok yarar olacak.” Görüldüğü gibi sosyal hizmet uzmanı danışanına hem mesleki ilişkinin doğası hakkında bilgi veriyor hem de mahremiyet ve gizliliğini kendisi tarafından ziyadesiyle önemsendiğini altını çizerek vurguluyor.

Genelde sosyal hizmet uzmanlarının büyük çoğunluğu etik kurallar arasında en çok gizlilik ilkesine özel bir dikkat gösterirler. Bununla birlikte bazı durumlarda gizlilik ilkesinin ihlal edildiği de görülmektedir. Bu durumları söyle sıralayabiliriz:

  • Bireysel olarak etkilenilen bir danışanın durumunu destek almak için aile ve arkadaşlarla paylaşma,
  • Bir danışanın durumunu kuruluştaki yöneticilerin veya diğer meslektaşların, meslekle ilgili olmayan kişilerin veya diğer danışanların duyabileceği bir ortamda özensizce konuşma,
  • İzni olmadan kendisine ait bilgileri başka bir kuruluştaki meslektaşlarla paylaşma.

Görüldüğü gibi her üç olayda da ilk bakışta kötü niyetli bir davranış olmadığı izlenimi uyanmaktadır; fakat önemli olan sonuçtur ve danışanın mahremiyeti uygunsuz bir biçimde ifşa edilerek gizlilik ilkesi açıkça ihlal edilmiştir. Görüldüğü gibi gizlilik ilkesi iyi niyetle de olsa keyfi bir biçimde ifşa edilmeyecek kadar hassasiyetle dikkat edilmesi gereken bir kural olarak durmaktadır.

Hizmetler İçin Ödeme

Planlı değişim sürecinin bağlantı kurma aşamasında göz önünde bulundurulması gereken bir diğer etik kural sunulan hizmetlerin bedeli ile ilgilidir. Hiç şüphesiz şunları kabul ederiz:

a) Kamu ya da özel sektörde ücretli, maaşlı çalışan sosyal hizmet uzmanlarının danışanlardan ayrıca bir ödeme kabul etmesi, hediye alması ya da danışanın ürettiği mal ve hizmetlerden ücretsiz yararlanması veya bunları kabul etmesi söz konusu olamaz.
b) Uzmanlık alanına giren özel hizmet sunması halinde ise ücretleri belirlerken, ücretlerin verilen hizmete uygun, makul ve eşit olmasına dikkat etmeli; danışanların ödeme gücünü göz önünde bulundurmalıdır.

Hediye Alma

Yaptığımız işin maddi yönüyle ilgili bir diğer konu olan danışanların bize hediye vermesi üzerinde biraz daha durabiliriz. Prensip olarak sosyal hizmet uzmanları danışanlarından gelen hediyeleri nazikçe reddetmelidir. Yaptıkları işin resmî ve profesyonel görevleri olduğunu hatırlatmalıdır. Bununla birlikte eğer danışan tarafından verilen hediyenin görece düşük bir maddi değeri ve yüksek bir manevi değeri var ise bunu reddetmek danışanın kendisini reddetmek gibi bir anlam taşıyabileceği için hediyeyi kabul etmek daha doğru olabilir.

İkinci Aşama Ön Değerlendirme

Birçok sosyal hizmet yazarına göre mesleki müdahale sürecinin en kritik aşamalarından birincisi sosyal hizmet değerlendirmesidir. Çünkü bu aşamada alınan kararlar, geliştirilen kanaatler sonraki aşamaların tümünü belirlemekte, sonraki aşamaların tümüne yön vermektedir. Metaforla ifade edecek olursak, bu asama esasında tanı konulma aşamasıdır.

Gizlilik ve Bilgi Toplama

Sosyal hizmet değerlendirmesi yapılan bu aşamada, danışan sistemi hakkında çeşitli idari ve sosyal çevresel kaynaklardan bilgi temin edilir. Bu kaynaklar, aile üyeleri, öğretmenler, hekimler, kurum çalışanları ve yöneticileri gibi danışan sistemini kuşatan sosyal güçler olmaktadır.

Mesleki ve Kültürel Yetkinlik

Temelde sosyal hizmet uzmanları mesleki anlamda yetkin olmadıkları sosyal hizmet alanları ve danışan sorunları ile ilgili sosyal hizmet değerlendirmesi yapmamalıdır.

Diğer ifadeyle, sosyal hizmet uzmanlarının lisans diploması ile bütün sosyal hizmet alanlarında sosyal inceleme yapma yetkinliğine sahip olduğunu söylemek güçtür.

Danışanlarımızı kültür ve maneviyat, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve farklılığın diğer bileşenleri ile ilgili hem güçlü hem de güçsüz yönleriyle değerlendirebilme kapasitesine sahip olmalıyız.

Yalnızca kitaplardan ve diğer teorik bilgi kaynaklarından değil, aynı zamanda danışanlarımızın kendilerinden temsil ettikleri sosyal ve kültürel yapıları öğrenmeye çalışmalıyız.

Üçüncü Aşama Planlama

Sosyal hizmet sürecinin planlama aşaması, uzmanların danışanlarla veya onlar için verecekleri kararları belirledikleri ve izleyecekleri yolları tayan ettikleri bir asamadır. Etiğin çerçevesinden bu asamaya baktığımızda akla gelen öncelikli kural self-determinasyon ve bilgilendirilmiş onaydır.

Self-Determinasyon ve Bilgilendirilmiş Onay

Sosyal hizmet uzmanlarının etik sorumlulukları belgesinde yer alan self-determinasyon danışanlarımıza doğru amaçlar belirlemeleri ve bu amaçlara ulaşmaları için yardım etmeyi içerir. Hiç şüphesiz pratikte bu etik kural oldukça karmaşıktır ve ders kitabının muhtelif bölümlerinde bu konu üzerinde birçok defa durduk.

  • Bizden hizmet alan kişi yaşam amaçları konusunda net değilse ne yapılacaktır?
  • Bizden hizmet alan kişi bir ruhsal bozukluk, bağımlılık veya bilişsel yeterlilik gibi bir sorunla karsı karsıya ise ne yapılacaktır?
  • Eğer danışanın amaçları ahlaki olarak uygunsuz veya yasalara karşı ise ne olacaktır?
  • Ya biz danışanımız için iyi olanın onun düşündüğünden daha farklı bir seçenek olduğuna kesin olarak inanıyorsak ne yapacağız.

Self-determinasyon etik kuralı son tahlilde planlı değişim sürecinin planlama aşamasında sosyal hizmet uzmanı ve danışan arasında ortak bir çalışmayı gerektirir.

Dördüncü Aşama Müdahale

Planlı deşesim sürecinin dördüncü aşaması olan müdahale aşamasında sosyal hizmet uzmanları danışanları ile birlikte planlamış oldukları deşesim sürecini harekete geçirirler. Mesleki uygulamanın bu aşamasında da diğer aşamalarda olduğu gibi danışan sisteminin gizliliğine, selfdeterminasyonuna, bilgilendirilmiş onaya ve diğer danışan haklarına saygı gösterilmesi gerekir.

Yetkin olmayan mesleki müdahalelerin danışanlar açısından son derece zarar verici sonuçları olabilir ve bu mesleki ihlalin bir yaptırımının olması gereklidir. Bunun için mesleğin, tıp, hukuk ve mühendislikte olduğu gibi odalaşması ve bu odaların mesleki ehliyeti denetimi altında tutması gerekmektedir.

Sonlandırma, Değerlendirme ve İzleme

Burada dikkat edilmesi gereken bir kural, “hizmetlerin kesintiye uğramamasının sağlanmasıdır.”

Hizmeti Sonlandırma

“Sosyal hizmet uzmanları yer değiştirme, hastalık, sakatlık ya da ölüm gibi beklenmedik durumlar nedeniyle hizmetlerin kesintiye uğramaması için makul çabayı harcayarak önlemler almalıdır.”

Temelde, eğer bir danışan amaçlarına ulaşmış ve daha fazla hizmete ihtiyaç kalmamışsa, uzman hizmeti sonlandırmalıdır. Fakat kişi hizmet talebini ifade ediyorsa, danışanı geri çevirmemesi gerekir. Bu danışana doğrudan hizmet sunulmalı ya da kişi uygun hizmetlere yönlendirilmelidir.

Kayıt Tutma

Sosyal hizmet uzmanları,

  • Kayıtlarını zamanında, tam ve doğru olarak, danışanlara verilen hizmetlerin sunumunu kolaylaştıracak ve gelecekte de sürekliliğini sağlayacak sekelde tutmalıdır.
  • Hazırladıkları belgelerde gizlilik ilkesine uymalı ve bu belgelerde sadece hizmet sunumu için gerekli belgilerin yer almasını sağlamalıdır.
  • Kayıtları, gerektiğinde ulaşılması amacıyla, hizmetin sona ermesinden sonra da saklamalıdır.

Sınır İhlaller

“Uygun davranışın ve rollerin kişiler arasında ne olduğuna ilişken belirlenmiş olan açık veya kapalı kurallar” sınırları ifade eder. Sosyal hizmet uzmanları danışanlar ile mesleki ilişki sınırlarını korumalıdır. Uzmanların bunun için mesleki sınırların ne olduğunu net biçimde görmesi gerekir.

Uygun Olmayan Etkileşimler

Sosyal hizmet uzmanlarının büyük çoğunluğu insanlara yardım etme motivasyonundan dolayı bu mesleği seçtiklerini söylerler. Her ne kadar bu motivasyon mesleğe olan bağlılığı sürdürmeyi mümkün kılsa da, aynı motivasyon, profesyonelin –insanlar ile ilişki kurarken– mesleki sınırları farkında olmadan asmasına sebep olabilir.

Şüphesiz etik kurallara daha özenli bir gözden geçirme yaparak birey ile kurduğunuz mesleki ilişkinin çerçevesini doğru sınırlar içerisinde tutmak olanaklıdır.

Aileyle Sosyal Hizmet Uygulamasında Etik

Sosyal hizmet mesleği açısından ailenin her zaman özel bir yeri vardır. Devam eden baslıklar altında ailelerle çalışırken özellikle gizlilik, self-determinasyon ve bilgilendirilmiş onay gibi bazı temel etik ilkeleri nasıl hayata geçireceğimiz üzerinde duracağız.

Gizlilik

Etik açıdan baktığımızda gizlilik, sosyal hizmet uzmanının mahrem danışan belgilerini başkalarıyla paylaşmamasıdır.

Self-Determinasyon ve Bilgilendirilmiş Onay Meselesi

Self-determinasyon hem bir meslek değeri hem de somut bir etik kural olarak danışanımızın bireysel isteklerinin ve refahının öncelemesini içerir. Bunu tamamlayıcı olarak bilgilendirilmiş onay, herhangi bir uygulamanın ya da hizmetin yine danışanın isteği le gerçekleştirilmesinin önemsenmesidir.

Sokratik soru sorma tekniği, antik dönem Yunan filozofu Sokrates’in felsefi düşünüsü ve bilgiyi sınayarak öğretme yöntemdir. Sokrates aslında karsısındakine yeni bir şey öğretmemektedir. O sadece bilineni anımsatmakta ve hakikati tekrar buldurmaktadır. Bu tekniğe imgesel olarak bilgiyi doğurtma da (ebelik) denilmektedir.

Bilgilendirilmiş Onay: Kişinin, araştırmaya katılma veya kendisine belli bir teşhis, terapi veya koruyucu işlem yapılması konusunda yeterli düzeyde bilgilendirildikten sonra yapılacak işleme gönüllü olarak razı olması.

Grupla Sosyal Hizmet Uygulamasında Etik

Grup ‘birlikte belirli bir zaman harcayan, kendilerini bir grubun üyesi olarak gören ve dışarıdakiler tarafından üye olarak adlandırılan insan topluluğu’ olarak tanımlanmaktadır (Preston-Shoot, 2007). Adams (2010) bir grup oluşturmak için gerekli asgari insan sayısını belirlemiştir ister: ‘grup üç ya da daha fazla kişinin birbirleriyle etkileşime girdiği ve kendileri ya da diğer insanlar tarafından deneyimlerini paylaştıkları düşünülen insan topluluğu’ olarak tanımlanmaktadır.

Grup çalışması sosyal hizmet uygulamasının önemli bileşenlerinden birdir. Tüm bireyler, belirli bir dereceye kadar grup içindedirler.

Sosyal hizmet müdahalesinin ölçeği gruba doğru genişlediğinde, şüphesiz bütün etik kurallar geçerli olmakla birlikte, özellikle gizlilik, bilgilendirilmiş onay, saygı, mesleki sınırları koruma ve zorunlu olarak oluşturulan gruplardaki dinamikler ile ilgili etik konular öne çıkmaktadır. Grup çalışması ölçeğinde bunlar üzerinde genel hatlarıyla duralım.

Bilgilendirilmiş Onay

Hizmeti sunma aşamasında uzmanın hizmet alanları yeterli ölçüde bilgilendirmesi ve hizmet için onaylarını alması müdahale sürecinin hem önemli bir aşaması hem de göz ardı edilmesi olanaksız bir etik kuralıdır.

Gizlilik

Bu bölümün girişinde belirttiğimiz gibi mesleğimizin etik kuralları içinde grupla sosyal hizmet uygulamasının gizlilikle ilgili bir noktası açıkça ifade edilmiştir. Gruba katılan üyeler değerleri hakkındaki bilgiyi gizli tutacaklardır. Böylelikle gizlilik yalnızca uzmanın taşıdığı değil aynı zamanda grup üyelerinin de üstlendiği bir yükümlülük halini almaktadır.

Saygı

Mesleğimizin yalnızca açık bir etik kuralı değil aynı zamanda temel bir değeri olan bireyin insan olmasından kaynaklı olarak varlığını kabul etme ve ona saygı gösterme son derece temel bir ilkedir. Danışanımıza karsı hiçbir biçimde ayrımcı tutumlar sergileyemeyiz.

Sınır Koyma

Grup sürecinde hassasiyet gösterilmesi gereken bir başka etik konu, uzmanın genelde grup üyeleriyle, grup üyelerinin de kendi aralarında uygun sınırları belirlemiş olmalarıdır.

Gruba Zorunlu Katılanlarla Çalışma

Gruba başlamadan önceki bireysel görüşmelerde, kişilerin bu süreçten beklentileri hakkında bir fikir sahibi olunabilir. İsteksiz danışanlarla çalışırken grupla uygulamanın olası sonuçları hakkında çok daha detaylı bir bilgilendirme yapılması önemlidir. Böylece başlangıçta mecburen grup sürecine katılan bir kişi bu ayrıntılı bilgilendirmeniz sonrasında konu ile ilgili hatalı yargılarını değiştirebilir. Kendisi için yararlı olabilecek ve gereksinimlerini karşılayabilecek düzeyde bir mesleki müdahale sürecinden yararlanabilir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email