Sosyal Hizmet Yönetimi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yerel Yönetimler Ve Sosyal Hizmetler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Merkezi yönetim ve yerel yönetim kavramlarının ne olduğunu açıklayınız.
Merkezî yönetim, kamu hizmetlerinde birlik ve bütünlüğü sağlamak amacıyla söz konusu hizmetlere ilişkin karar ve faaliyetlerin merkezî hükümet ve onun hiyerarşik yapısı içinde yer alan örgütlerce yürütülmesi anlamına gelirken, yerel yönetim ise, belirli bir coğrafi alanda yasayan halkın ortak ve yerel nitelikli gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik hizmetlerin merkezî yönetim örgütü içinde yer almayan ve devlet tüzel kişiliği dışında kendi kamu tüzel kişiliği olan kuruluşlar tarafından yürütülmesi anlamına gelmektedir.
Türkiye’de sosyal hizmet ve sosyal yardımlar hangi bakanlığın eliyle yürütülmektedir? Bu bakanlığın teşkilat birimleri nelerdir?
Türkiye’de sosyal hizmet ve sosyal yardımlar; 08.06.2011 tarihinde yayımlanan 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı eliyle yürütülmektedir. Böylelikle sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar bakanlık çatısı altında birleştirilerek Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü(eski adıyla SHÇEK), Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Özürlü ve Yaslı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü ve Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığı seklinde teşkilatlanarak hizmet vermeye başlanmıştır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yükümlülükleri nelerdir? Açıklayınız.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, sosyal hizmetler ve yardımlara ilişkin ulusal düzeyde politika ve stratejiler geliştirilmesi, uygulanması, uygulanmasının izlenmesi, koordine edilmesi ve denetlenmesinden sorumlu temel kamu kurumu hüviyetine sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte sosyal hizmetler alanında yerel yönetimler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları işe sivil toplum örgütlerinin de doğrudan veya dolaylı yükümlülüklere sahip olduğu da bilinmektedir.
Sosyal hizmetler kavramını tanımlayınız.
Sosyal hizmetler; kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Siyasal yerinden yönetim ve yönetsel yerinden yönetim kavramlarını açıklayınız.
Desantralizasyon ya da ademi merkeziyet olarak da ifade edilen yerinden yönetim, siyasal ve yönetsel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Siyasal yerinden yönetim, doğrudan doğruya devlet yönetimi ile ilgili olup, bu tür bir yapılanmada yerel yönetimler yasama ve bir dereceye kadar yargısal özerkliğe sahip kılınmaktadır. Yönetsel yerinden yönetim ise, devletin asli birtakım işlevlerinin dışında kalan bazı görevlerin özerk kamu kuruluşlarına bırakılması anlamında daha dar bir özerkliği içermektedir. Ancak bu yönetim uygulamasında da merkezi yönetim adına kullanılan bir yetki söz konusu olmayıp, yerinden yönetim kuruluşları tarafından bir veya birçok kamu görevi bizzat yerine getirilmektedir. Yönetsel yerinden yönetim, hizmet bakımından yerinden yönetim ve yer bakımından yerinden yönetim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Fonksiyonel ya da teknik yerinden yönetim olarak da ifade edilen hizmet bakımından yerinden yönetimde, belli bir kamu hizmetinin veya hizmetlerinin merkezin dışında özerk bir kuruluşa bırakılması söz konusudur. Merkezi hiyerarşinin dışında kalan tüzel kişilik sahibi bu kuruluşlar görev alanlarına gören konularda karar alabilme yetkisine sahiptirler. Yer bakımından yerinden yönetim ise, belli bir yörede oturan kişilerin ortak ihtiyaçlarını, yerel kamu hizmetlerini genel olarak kendi seçtikleri organlar ve kendi teşkilatları eliyle yerine getirmeleridir. Türkiye’deki belediye ve köy yönetimi ile il özel yönetimi, bu amaçla oluşturulmuş örgütlerdir.
Yerel yönetim kuruluşlarının özellikleri nelerdir? Sıralayınız.
Yerel yönetim kuruluşlarının özelliklerini şu şekilde özetlemek mümkündür: • Ülkenin yönetim sisteminin bütünlüğü içerisinde yer alırlar. • Kuruluş ilkeleri, görev ve yetkileri, gelir sistemleri, yasama organı tarafından belirlenir. • Yerel yönetimler, yönetsel özerklikten yararlanır. Yerel yönetim kurumunun temelinde yerel demokrasi vardır. • Yerel yönetimlerin uyması gereken, ulusal amaçlar, hedefler, ilkeler ve standartlar yönetimde bütünlüğü sağlamak amacıyla merkezi yönetimlerce belirlenir. • Yerel yönetimler, merkezi yönetimin hiyerarşik denetimi altında değillerdir. • Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde hukuka uygunluk denetimi vardır. • Yerel yönetim kuruluşları üstlendikleri kamu hizmetlerinin yürütülüşünde merkezi yönetime göre daha etkin ve verimli sonuçlar alabilmektedir. • Yerel yönetimlerin (mahalli idarelerin) kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir. • Yerel yönetimlerin seçimleri beş yılda bir yapılır. • Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir. • Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla kanunda belirtilen esas ve usûller idaresinde idari vesayet yetkisine sahiptir. • Yerel yönetimler belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurabilirler.
Yerel yönetimlerin önemini açıklayınız.
Yerel yönetimlerin önemi birkaç açıdan somut olarak ortaya konulabilir: İlk olarak, yerel yönetimlerin seçilmiş organları, o yöre halkının içinden seçildiği için yörenin önceliklerini bilirler ve bu nedenle de merkezi yönetime göre hizmetlerin daha verimli ve etkin yürütülmesini sağlarlar. İkinci olarak, yerel nitelikteki görevleri merkezi yönetimden devralan yerel yönetimler, merkezi yönetimin yükünü hafifletmektedir. Yerel yönetimler, merkezi yönetime göre dinamik ve girişimci bir yapıya sahiptir. Diğer yandan yerel yönetimler hemşehrilik duygularının ve demokratik değerlerin gelişmesine de katkıda bulunmaktadır. Son olarak, ise aşırı merkezileşmenin ortaya çıkardığı sorunların giderilmesinde yerel yönetimlerin önemi büyüktür ve bu açıdan yerel yönetimlerin, merkezi yönetime aykırı değil aksine merkezi yönetimi destekleyici/tamamlayıcı nitelikte olduğu söylenebilir.
Türkiye’de yerel yönetimlerin sorunları ve bu sorunların nedenleri nelerdir? Açıklayınız.
Kuruluş, işleyiş ve esasları kanunlarla düzenlenen ve anayasal bir nitelik kazanan yerel yönetimlerin, yerel yönetim tanım ve özellikleriyle karşılaştırılmasında önemli sayılabilecek kimi sorunlarla karşı karşıya olduğu görülmektedir. • Bunların en başında geleni, yerel yönetimler için gerekli olan demokratik niteliklerin eksikliğidir. Bugünkü yapısıyla yerel yönetim kuruluşlarının yer yer merkezi yönetimin vesayeti altında olması, bu kuruluşların yürürlükteki nitelikte karar almalarını dolayısıyla da yerel yönetimlerin yönetsel özerkliğini önlemektedir. Tanzimat’tan bu yana devam eden merkeziyetçi yaklaşım beraberinde kırtasiyecilik de getirmiş ve yönetimin işleyişi, hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesini yavaşlatan ayrıntılı kurallara bağlanmıştır. Yerel yönetim kurumlarına demokratik nitelik kazandıran halk katılımı, Türk yerel yönetim sistemi içerisinde son derece sınırlıdır. Ayrıca yerel toplulukça oluşturulan ve varlık nedeni bu topluluğa hizmet etmek olan yerel yönetimlerin her türlü karar, eylem ve işlemlerinde bilgi sahibi olması gereken o topluluğun bilgilenmesini sağlayacak yönetsel saydamlık da yeterince geliştirilmiş değildir. • İkinci temel sorun, yerel kamu hizmetlerindeki yetki ve sorumluluk ile kesin karar alabilme yetkisi ve akçal (mali) kaynak yeterliliği konularında yerel yönetimlerin güçsüz olmalarıdır. • Üçüncü temel sorun ise yukarıda belirlenen sorunların temelinde gelişen, toplumun beklentileri oranında etkili ve verimli bir hizmet üretememektir. Bütün bu sorunların temel nedeni, ülkede uzun yıllardan beri egemen olmuş merkeziyetçi yönetim geleneğinin bir türlü terk edilememiş olmasıdır. Bunun doğal sonucu olarak yerel toplulukların kendi kendilerini, köylerini, il ve ilçelerini, kendi oluşturdukları yerel yönetimler aracılığıyla yönetmelerine olanak sağlayan bir yönetim sistemi oluşturulamamıştır.
Sosyal hizmet kavramının genel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Sosyal hizmet; • Sosyal devlet olmanın gereğidir. • Nedenine bakılmaksızın hayatının belirli bir döneminde veya tüm hayatı boyunca her türden yardıma ihtiyaç duyan ve bu ihtiyaçlarını kendi başlarına gideremeyen birey ve gruplara sorunların çözümünde yardımcı olmaktır. • Vatandaşların, huzur ve güven ortamı içerisinde, kişi hak ve özgürlüklerini kullanabilecekleri bir ortamda yasamalarını sağlamaktır. • İnsanların kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmasını ve geleceğiyle ilgili karar verebilmesini sağlamaktır. • Çoğulcu toplum yapısı ile dayanışma ve işbirliği içerisinde yaşamanın örneğidir. • Güçsüzün yanında olmak, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunmaktır.
Avrupa Birliği’nin sosyal hizmetler sisteminde kullandığı modeller hangileridir? Sıralayınız.
AB ülkelerinde sosyal hizmetler uygulamalarının kurumsal ve organizasyonel yapısının özellikleri, birbirinden çok farklıdır. AB’ye üye olan ülkelerin her birisi, bir diğerinden farklı olarak, kendi siyasî, kültürel, sosyal, tarihî ve dinî parametrelerine bağlı olarak sosyal politika ve bu çerçevede sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve yardım sistemlerini geliştirmişlerdir. Bu sebeple AB’nin sosyal hizmetler sisteminde birbirinden farklı üç model ortaya çıkmıştır. Bu modeller; • İskandinav Modeli (Kuzeydeki Oluşum) • Anglo-Sakson Modeli • Korporatif Modeli (Almanya, Avusturya, Benelüks Ülkeleri, İtalya Oluşumu)’dur.
İskandinav Modeli’nde sosyal hizmetler nasıl işler? Açıklayınız.
Bu ülkelerde sosyal hizmetler, daha çok devlet ve mahallî idareler tarafından yürütülmektedir. Sivil toplum kuruluşları (STK), bu çerçevede lobi faaliyetlerinin yanında sistemi destekleyen ve savunan bir rol üstlenmektedir.
Anglo-Sakson Modeli’nde sosyal hizmetler nasıl işler? Açıklayınız.
Anglo-Sakson Modeli’nde sosyal hizmetler alanında profesyonel katkılarda bulunabilen ve kamu menfaatine uygun hizmetlerde bulunan STK’lar, sosyal sistem içinde yer alırlar ve özellikle sistem içindeki boşlukları ve eksiklikleri tamamlama açısından önemli bir fonksiyon icra eder.
Kooperatif Modeli’nde sosyal hizmetler nasıl işler Açıklayınız?
Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), planlı ve sistemli bir şekilde kamusal refah politikaları ve sosyal hizmetler uygulamalarına aktif olarak dahil edilmektedir. Bunun neticesinde sivil toplum kuruluşlarının ve dini kurumların, sosyal koruma programlarının içindeki payı hayli yüksektir ve sosyal koruma sisteminin en temel unsurudur.
İl Özel İdareleri’nin sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin görevleri nelerdir? Sıralayınız.
: İl Özel İdarelerinin sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin görevleri şu şekilde sıralanabilir: • Mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla, il sınırları içerisinde, sosyal hizmet ve yardımlarda bulunma, yoksullara mikro kredi sağlama, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının; yapım, bakım ve onarım ile diğer ihtiyaçların karşılanması (mad.6/a), • Hizmetlerin vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulması; hizmet sunumunda özürlü, yaslı, düşkün ve dar gelirlilerin sunumuna uygun yöntemler uygulanması (mad. 6), • Eğitim, kültür ve sosyal hizmetler, imar ve bayındırlık, çevre ve sağlık ihtisas komisyonlarının kurulması (mad. 16), • Vali tarafından il halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemlerin alınması, il özel idaresi bütçesinde yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneğin kullanılması (mad. 30/m,n), • Yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımların il özel idaresi giderleri arasında yer alması (mad. 43/h), • Sağlık, eğitim, spor, çevre, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında ilde dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği arttırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygulamak (mad.65).
Belediye kavramı nedir? Açıklayınız.
Teşkilat Yapısı ve Görevler: 2005 yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre belediye; belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi_ olarak tanımlanmaktadır.
Belediyelerin sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin görevleri nelerdir? Açıklayınız.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve sorumlulukları başlıklı 7. maddesi 1. fıkrasının (v) bendiyle büyükşehir belediyelerine Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetler_ yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri kazandırma kursları açmak, işletmek ve işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak; 2. fıkrasının (d) bendiyle de, büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyelerine; Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerden; …yaşlılar, özürlüler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetler sunmak; mesleki eğitim ve beceri kursları açmak;… görev, yetki ve sorumluluğu verilmiştir. Ayrıca, 5216 sayılı Kanun’un, 18. maddesi (m) bendinde; Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülerle ilgili faaliyetlere destek olmak üzere özürlü merkezleri oluşturmak büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri arasında yer almış, 24. madde (j) bendinde de, Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar büyükşehir belediyesinin giderleri arasında sayılmıştır.
Sosyal Belediyecilik kavramı nedir? Açıklayınız.
Sosyal belediyecilik; yerel yönetime sosyal alanlarda planlama ve düzenleme işlevi yükleyen, bu çerçevede kamu harcamalarını konut, sağlık, eğitim ve çevrenin korunması alanlarını kapsayacak şekilde sosyal amaca kanalize eden; muhtaçlara yardım yapılması ve sosyal dayanışmanın tesis edilmesi ile sosyo-kültürel faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan altyapı yatırımlarını üstlenen; bireyler ve toplumsal kesimler arasında zayıflayan sosyal güvenlik ve adalet mefhumunu güçlendirmeye yönelik olarak mahallî idarelere sosyal kontrol işlevleri yükleyen bir modeldir.
Yerel yönetimler tarafından sunulacak hizmetlerin pratikteki etkinliğini azaltan sorunlar nelerdir? Sıralayınız.
Aşağıdaki gibi birçok sorun yerel yönetimler tarafından sunulacak hizmetlerin pratikteki etkinliğini azaltmaktadır: • Yerel yönetim birimlerinin mali açıdan kaynak yetersizlikleri, • Sosyal hizmet uygulamalarına yönelik veri yetersizliği, • Yerel yönetim birimleri arasındaki koordinasyonsuzluk, • Yerel yönetimlerin teşkilatlanma ve personel istihdamında norm kadro ilke ve standartlarına uyulmaması, • Yerel yönetim birimlerinde sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin birbirinden farklı birimlerin bulunması, herhangi bir birimin bulunmaması veya kurulan birimlerin isim ve görev alanlarının yerel yönetim birimlerine göre farklılık göstermesi, • Yerel yönetimler alanında özellikle belediyeler ile valilik (kaymakamlık) arasındaki ilişkiler ve sosyal yardım ve hizmetler alanına giren konularda görev dağılımı ve bölüşümünün iyi tanımlanmaması, • Sosyal hizmet alanı ile ilgili olarak merkezî yönetim tarafından yürütülen hizmetlerle birlikte çok baslı bir tablonun varlığı, • Merkezî ve yerel sosyal politikaların çerçevesinin belirlenmemesi, • Yerel yönetim birimlerinde yeteri kadar sosyal hizmet alanında uzmanlaşmış personel bulunmaması, • Sosyal hizmetlere yönelik standartların (yardım tutarı, aranacak şartlar vs.) belirlenememiş olması, • Yerel yönetim kuruluşlarında sosyal hizmetler ve yardımlar konusunda uygulama birliği bulunmaması, • Yerel yönetimlerin sosyal yardımlarla ilgili bilgi verme sorumluluğunun bulunmaması, • Yerel yönetimlerin sosyal yardım ve hizmetlere ilişkin görevlerinin yapılmaması durumunda herhangi bir müeyyidenin bulunmayışı, • Yerel yönetimler tarafından hangi harcamaların sosyal harcama olarak nitelendirildiğinin belirlenmemesi ve sosyal harcama bütçelerinin oluşturulmaması, • Yerel yönetimlerin sosyal harcamalarının izlenmesinde bütçe sisteminde kullanılan sınıflandırmalardan kaynaklanan sorunların varlığı, • Yerel yönetimlerin sosyal harcamalarına ilişkin stratejik planları, faaliyet raporları, bütçe göstergeleri ve özellikle kesin hesap cetvellerine erişimdeki güçlükler.
Türkiye'de sosyal hizmet ve sosyal yardımlar hangi bakanlık aracılığıyla yürütülmektedir? Açıklayınız.
Türkiye’de sosyal hizmet ve sosyal yardımlar; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı eliyle yürütülmektedir. Böylelikle sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar bakanlık çatısı altında birleştirilerek; Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü ve Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, sosyal hizmetler ve yardımlara ilişkin ulusal düzeyde politika ve stratejiler geliştirilmesi, uygulanması, uygulanmasının izlenmesi, koordine edilmesi ve denetlenmesinden sorumlu temel kamu kurumu hüviyetine sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte sosyal hizmetler alanında yerel yönetimler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin de doğrudan veya dolaylı yükümlülüklere sahip olduğu da bilinmektedir.
Yerel yönetim kavramını tanımlayınız.
Kamu Yönetimi Sözlüğü’nde yerel yönetimler; “merkezi yönetimin dışında, yerel bir topluluğun ortak bir gereksinmesini karşılamak amacı ile oluşturulan, karar organlarını doğrudan halkın seçtiği, demokratik ve özerk bir yönetim kademesi, bir kamusal örgütlenme modeli” olarak tanımlanmaktadır. En kabul edilir tanımı ile “yerel yönetimler, belirli bir coğrafi alanda yaşayan yerel topluluğun bireylerine bir arada yaşamak nedeniyle kendilerini en çok ilgilendiren konularda hizmet üretmek amacı ile kurulan karar organları (kimi durumda yürütme organları) yerel toplulukça seçilerek göreve getirilen, yasalarca belirlenmiş görevlere ve yetkilere, özel gelire, bütçeye ve personele sahip merkezi yönetimle olan ilişkilerinde yönetsel özerklik- ten yararlanan kamu tüzel kişileridir. Demokratik yönetim yapısının temel unsurlarından birini oluşturan yerel yönetimlere, özellikle yerel kamusal hizmetlerin sunumunda etkinliği artırmak amacıyla hemen her toplumda yer verilmektedir. Yerel yönetimler, kamu yönetiminin önemli birer unsuru olup yerel hizmetlerde verimliliği ve etkinliği sağlamada da vazgeçilmez kurumlardır.
Sosyal hizmet kavramını tanımlayınız.
Sosyal hizmetler, kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Yerel yönetim kuruluşlarının özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Yerel yönetim kuruluşlarının özelliklerini şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Ülkenin yönetim sisteminin bütünlüğü içerisinde yer alırlar.
- Kuruluş ilkeleri, görev ve yetkileri, gelir sistemleri, yasama organı tarafından belirlenir.
- Yerel yönetimler, yönetsel özerklikten yararlanır. Yerel yönetim kurumunun temelinde yerel demokrasi vardır.
- Yerel yönetimlerin uyması gereken, ulusal amaçlar, hedefler, ilkeler ve standartlar yönetimde bütünlüğü sağlamak amacıyla merkezi yönetimlerce belirlenir.
- Yerel yönetimler, merkezi yönetimin hiyerarşik denetimi altında değillerdir. Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde hukuka uygunluk denetimi vardır.
- Yerel yönetim kuruluşları üstlendikleri kamu hizmetlerinin yürütülüşünde merkezi yönetime göre daha etkin ve verimli sonuçlar alabilmektedir.
- Yerel yönetimlerin (mahalli idarelerin) kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
- Yerel yönetimlerin seçimleri beş yılda bir yapılır.
- Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.
- Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usûller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.
- Yerel yönetimler belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurabilirler.
Yerel yönetimlerin önemini tartışınız.
Yerel yönetimlerin önemi birkaç açıdan somut olarak ortaya konulabilir:
- İlk olarak, yerel yönetimlerin seçilmiş organları, o yöre halkının içinden seçildiği için yörenin önceliklerini bilirler ve bu nedenle de merkezi yönetime göre hizmetlerin daha verimli ve etkin yürütülmesini sağlarlar.
- İkinci olarak, yerel nitelikteki görevleri merkezi yönetimden devralan yerel yönetimler, merkezi yönetimin yükünü hafifletmektedir. Yerel yönetimler, merkezi yönetime göre dinamik ve girişimci bir yapıya sahiptir. Diğer yandan yerel yönetimler hemşehrilik duygularının ve demokratik değerlerin gelişmesine de katkıda bulunmaktadır.
- Son olarak, ise aşırı merkezileşmenin ortaya çıkardığı sorunların giderilmesinde yerel yönetimlerin önemi büyüktür ve bu açıdan yerel yönetimlerin, merkezi yönetime aykırı değil aksine merkezi yönetimi destekleyici/tamamlayıcı nitelikte olduğu söylenebilir.
Türkiye'de yerel yönetimlerin sorunları nelerdir? Açıklayınız.
Kuruluş, işleyiş ve esasları kanunlarla düzenlenen ve anayasal bir nitelik kazanan yerel yönetimlerin, daha önce açıklamış bulunduğumuz yerel yönetim tanım ve özellikleriyle karşılaştırılmasında önemli sayılabilecek kimi sorunlarla karşı karşıya olduğu görülmektedir:
- Bunların en başında geleni, yerel yönetimler için gerekli olan demokratik niteliklerin eksikliğidir. Bugünkü yapısıyla yerel yönetim kuruluşlarının yer yer merkezi yönetimin vesayeti altında olması, bu kuruluşların yürürlükteki nitelikte karar almalarını dolayısıyla da yerel yönetimlerin yönetsel özerkliğini önlemektedir. Tanzimat’tan bu yana devam eden merkeziyetçi yaklaşım beraberinde kırtasiyecilik de getirmiş ve yönetimin işleyişi, hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesini yavaşlatan ayrıntılı kurallara bağlanmıştır. Yerel yönetim kurumlarına demokratik nitelik kazandıran halk katılımı, Türk yerel yönetim sistemi içerisinde son derece sınırlıdır. Ayrıca yerel toplulukça oluşturulan ve varlık nedeni bu topluluğa hizmet etmek olan yerel yönetimlerin her türlü karar, eylem ve işlemlerinde bilgi sahibi olması gereken o topluluğun bilgilenmesini sağlayacak yönetsel saydamlık da yeterince geliştirilmiş değildir.
- İkinci temel sorun, yerel kamu hizmetlerindeki yetki ve sorumluluk ile kesin karar alabilme yetkisi ve akçal (mali) kaynak yeterliliği konularında yerel yönetimlerin güçsüz olmalarıdır.
- Üçüncü temel sorun ise yukarıda belirlenen sorunların temelinde gelişen, toplumun beklentileri oranında etkili ve verimli bir hizmet üretememektir.
Türkiye'de yerel yönetimlerin yaşadığı sorunların temel nedeni nedir? Açıklayınız.
Türkiye'de yerel yönetimlerin yaşadığı sorunların temel nedeni, ülkede uzun yıllardan beri egemen olmuş merkeziyetçi yönetim geleneğinin bir türlü terk edilememiş olmasıdır. Bunun doğal sonucu olarak yerel toplulukların kendi kendilerini, köylerini, il ve ilçelerini, kendi oluşturdukları yerel yönetimler aracılığıyla yönetmelerine olanak sağlayan bir yönetim sistemi oluşturulamamıştır.
Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal hizmetler sisteminde kullanılan modeller hangileridir? Sıralayınız.
AB ülkelerinde sosyal hizmetler sisteminde kullanılan modeller;
- İskandinav Modeli (Kuzeydeki Oluşum),
- Anglo-Sakson Modeli ve
- Korporatif Model (Almanya, Avusturya, Benelüks Ülkeleri, İtalya Oluşumu) olarak sıralanmaktadır.
Sosyal hizmet modelleri arasında yer alan İskandinav Modeli (Kuzeydeki Oluşum)'nin özelliklerini nelerdir? Açıklayınız.
Bu modeli kullanan İskandinav ülkelerinde sosyal hizmetler, daha çok devlet ve mahallî idareler tarafından yürütülmektedir. Sivil toplum kuruluşları (STK), bu çerçevede lobi faaliyetlerinin yanında sistemi destekleyen ve savunan bir rol üstlenmektedir.
Sosyal hizmet modelleri arasında yer alan Anglo-Sakson Modeli'nin özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Anglo-Sakson Modeli'nde sosyal hizmetler alanında profesyonel katkılarda bulunabilen ve kamu menfaatine uygun hizmetlerde bulunan STK’lar, sosyal sistem içinde yer alırlar ve özellikle sistem içindeki boşlukları ve eksiklikleri tamamlama açısından önemli bir fonksiyon icra eder.
Sosyal hizmet modellerinden Kooperatif Model (Almanya, Avusturya, Benelüks Ülkeleri, İtalya Oluşumu)'in özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Korporatif Model'de Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), planlı ve sistemli bir şekilde kamusal refah politikaları ve sosyal hizmetler uygulamalarına aktif olarak dahil edilmektedir. Bunun neticesinde sivil toplum kuruluşlarının ve dini kurumların, sosyal koruma programlarının içindeki payı hayli yüksektir ve sosyal koruma sisteminin en temel unsurudur.
İl Özel İdarelerinin sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin görevleri nelerdir? Açıklayınız.
İl Özel İdarelerinin sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin görevleri şu şekilde sıralanabilir:
- Mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla, il sınırları içerisinde, sosyal hizmet ve yardımlarda bulunma, yoksullara mikro kredi sağlama, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının; yapım, bakım ve onarım ile diğer ihtiyaçların karşılanması (mad.6/a),
- Hizmetlerin vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulması; hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin sunumuna uygun yöntemler uygulanması (mad. 6),
- Eğitim, kültür ve sosyal hizmetler, imar ve bayındırlık, çevre ve sağlık ihtisas komisyonlarının kurulması (mad. 16),
- Vali tarafından il halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemlerin alınması, il özel idaresi bütçesinde yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneğin kullanılması (mad. 30/m,n),
- Yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımların il özel idaresi giderleri arasında yer alması (mad. 43/h),
- Sağlık, eğitim, spor, çevre, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında ilde dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği arttırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygulamak (mad.65).
Sosyal belediyecilik kavramı ne anlama gelmektedir? Açıklayınız.
Sosyal belediyecilik; yerel yönetime sosyal alanlarda planlama ve düzenleme işlevi yükleyen, bu çerçevede kamu harcamalarını konut, sağlık, eğitim ve çevrenin korunması alanlarını kapsayacak şekilde sosyal amaca kanalize eden; muhtaçlara yardım yapılması ve sosyal dayanışmanın tesis edilmesi ile sosyo-kültürel faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan altyapı yatırımlarını üstlenen; bireyler ve toplumsal kesimler arasında zayıflayan sosyal güvenlik ve adalet mefhumunu güçlendirmeye yönelik olarak mahallî idarelere sosyal kontrol işlevleri yükleyen bir modeldir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere sosyal belediyecilik, yerel yönetimleri sadece alt yapı hizmetleri yüklenen kurumlar olmanın ötesinde, sosyal sorunların çözümünde de birebir sorumlu kurumlar olarak görmektedir.
Yerel yönetimler tarafından sunulan hizmetlerin etkiliğini azaltan etmenler nelerdir? Açıklayınız.
Aşağıdaki gibi birçok sorun yerel yönetimler tarafından sunulacak hizmetlerin pratikteki etkinliğini azaltmaktadır:
- Yerel yönetim birimlerinin mali açıdan kaynak yetersizlikleri,
- Sosyal hizmet uygulamalarına yönelik veri yetersizliği,
- Yerel yönetim birimleri arasındaki koordinasyonsuzluk,
- Yerel yönetimlerin teşkilatlanma ve personel istihdamında norm kadro ilke ve standartlarına uyulmaması,
- Yerel yönetim birimlerinde sosyal hizmet ve yardımlara ilişkin birbirinden farklı birimlerin bulunması, herhangi bir birimin bulunmaması veya kurulan birimlerin isim ve görev alanlarının yerel yönetim birimlerine göre farklılık göstermesi,
- Yerel yönetimler alanında özellikle belediyeler ile valilik (kaymakamlık) arasındaki ilişkiler ve sosyal yardım ve hizmetler alanına giren konularda görev dağılımı ve bölüşümünün iyi tanımlanmaması,
- Sosyal hizmet alanı ile ilgili olarak merkezî yönetim tarafından yürütülen hizmetlerle birlikte çok başlı bir tablonun varlığı,
- Merkezî ve yerel sosyal politikaların çerçevesinin belirlenmemesi,
- Yerel yönetim birimlerinde yeteri kadar sosyal hizmet alanında uzmanlaşmış personel bulunmaması,
- Sosyal hizmetlere yönelik standartların (yardım tutarı, aranacak şartlar v.s.) belirlenememiş olması,
- Yerel yönetim kuruluşlarında sosyal hizmetler ve yardımlar konusunda uygulama birliği bulunmaması,
- Yerel yönetimlerin sosyal yardımlarla ilgili bilgi verme sorumluluğunun bulunmaması,
- Yerel yönetimlerin sosyal yardım ve hizmetlere ilişkin görevlerinin yapılmaması durumunda herhangi bir müeyyidenin bulunmayışı,
- Yerel yönetimler tarafından hangi harcamaların sosyal harcama olarak nitelendirildiğinin belirlenmemesi ve sosyal harcama bütçelerinin oluşturulmaması,
- Yerel yönetimlerin sosyal harcamalarının izlenmesinde bütçe sisteminde kullanılan sınıflandırmalardan kaynaklanan sorunların varlığı,
- Yerel yönetimlerin sosyal harcamalarına ilişkin stratejik planları, faaliyet raporları, bütçe göstergeleri ve özellikle kesin hesap cetvellerine erişimdeki güçlükler.
Mahalli İdare Birliklerinin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Mahalli İdare Birlikleri’nin teşkilat yapısı ve görevleri, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’nda düzenlenmiştir. Yerel yönetim birimleri arasında mahalli idare birlikleri de yer almaktadır. Mahallî idare (yerel yönetim) birliği, birden fazla mahallî idarenin, yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişisidir. Köyler, Belediyeler ve İl Özel İdareleri kendi aralarında (sadece köylerden, belediyelerden veya özel idarelerden oluşan) birlik kurabilecekleri gibi diğer yerel yönetimlerle ortaklaşa (belediye/köy, belediye/özel idare, köy/özel idare, belediye/köy/özel idarelerden oluşan) birlikler de kurabilirler. Özellikle coğrafi bakımdan birbirine çok yakın olan yerel yönetim birimleri itfaiye, içme suyu, sulama, kanalizasyon, arıtma, katı atık toplama, yol yapımı gibi hizmetleri, aralarında kuracakları bu gibi birlikler aracılığıyla daha etkin ve hızlı şekilde yürütebilirler.
Köylerin teşkilat yapısı ve görevleri nelerdir? Açıklayınız.
Köylerin teşkilat yapısı ve görevleri 1924 tarihli Köy Kanunu’nda düzenlenmiştir. 1924 Köy Kanunu’na göre köy, taşınır ve taşınmaz mallara sahip olan ve bu kanun ile kendisine verilen işleri yapan tüzel kişidir. Köy tüzel kişiliğinin organları, köy derneği, ihtiyar meclisi ve muhtardır. Bunlardan muhtar yürütme organı, ihtiyar meclisi ve köy derneği danışma ve karar organlarıdır. Köy derneği, köyde bulunan bütün seçmenlerin oluşturduğu bir kuruldur. Köy derneği, köylülerin doğrudan yönetime katılmasını sağlar. Köy derneği, muhtarı ve ihtiyar heyetini seçer ve bazı yönetsel kararlar alır; örneğin isteğe bağlı işlerin zorunlu işler haline gelmesine karar verebilir. İhtiyar Meclisi (Heyeti), seçilenler ve doğal üyeler olmak üzere iki tür üyeden oluşur. Doğal üyeler köy imamı ve köy öğretmenidir. İhtiyar meclisi, köy işlerini sıraya koyar, imece ve salmaya karar verir, köy muhtarının harcamalarını denetler, köy bütçesini kabul eder, köylüler arasındaki uyuşmazlıkları uzlaştırma yoluyla gidermeye çalışır, köyün zorunlu işlerini yapmayanlara ya da paylarını ödemeyenlere ceza verir. Muhtar, köy tüzel kişiliğini temsil eder ve ihtiyar meclisi ile birlikte köy işlerini yürütür.
Belediyelerin sosyal hizmetlerle ilgili görev ve sorumlulukları nelerdir? Açıklayınız.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “belediyelerin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesi ile mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla belediyelere;
- Sosyal hizmet ve yardım, meslek ve beceri kazandırma hizmetlerini yapma veya yaptırma,
- Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyeler için kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açma,
- Gıda bankacılığı yapabilme,
- Belediye hizmetlerinin, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulması görev ve sorumlulukları verilmiştir.
Belediyelerin teşkilat yapısı ve görevleri nelerdir? Açıklayınız.
2005 yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre belediye; “belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmaktadır. Belediyenin organları belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır. Nüfusu 5000’in üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. Belediyelerin sınırları, belediye meclisi kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayıyla kesinleşir. Büyükşehir belediyesi, en az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan; idarî ve malî özerkliğe sahip ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisidir.
İl Özel İdarelerinin teşkilat yapısı ve görevleri nelerdir? Açıklayınız.
Türkiye’de il, hem yetki genişliği ilkesine göre yönetilen bir mülkî idare kademesi (valilik, vilayet); hem de yerinden yönetim ilkesine göre yönetilen ve taşınır, taşınmaz mallara sahip olup, bazı görevlerle yükümlü olan ve kamu tüzel kişiliğine sahip olan özel yönetim (özel idare) birimleridir. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanun’da il özel idaresi, il halkının ortak yerel ihtiyaçlarını karşılayan, genel karar organları halk tarafından seçimle iş başına getirilen ve yürütme görevi valiye verilmiş olan bir tüzel kişidir. İl özel idaresinin organları, il genel meclisi, il encümeni ve validir. Vali, ilin hem genelidaresinin hem de özel idaresinin başıdır. Merkezî yönetim açısından vali, ilin mülki idare amiri, yerel yönetim açısından da il özel idaresinin başıdır ve yerinden yönetim organı sıfatını taşır. 5302 sayılı Kanun’un 35. maddesinde İl Özel İdaresi teşkilatının; genel sekreterlik, mali işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşacağı belirtilmiş, bunlar arasında sosyal yardım ve sosyal hizmetlerle ilgili bir birime yer verilmemiştir. Bu birimler büyükşehir belediyesi olan illerde daire başkanlığı ve müdürlük, diğer illerde müdürlük şeklinde kurulur denilmektedir. Maddenin devamında ilin nüfusu, fiziki ve coğrafi yapısı, ekonomik, sosyal, kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak ihtiyaca göre diğer birimlerin oluşturulması, kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi il genel meclisinin yetkisine bırakılmıştır.
Sosyal devlet olmanın temel şartı nedir? Açıklayınız.
Vatandaşlara kişisel hak ve özgürlüklerini kullanabilecekleri ortamı, maddi ve manevi imkânları sunmak sosyal devlet olmanın temel şartıdır. Sosyal devlet, sosyoekonomik hayatı yönlendirerek güçsüzleri, fakirleri, yardıma ve bakıma muhtaç kişileri koruyan, bu hizmetleri götürebilmek için sosyal kurumlarını tesis eden, koruyucu tedbirler vasıtasıyla toplum meselelerini önlemeye ve gidermeye çalışan, sosyal sorunların baskısı altında bulunan kişi ve grupları koruyan şefkatli ve himayeci bir devlettir. Modern sosyal devlet, fertleri çalışma ve sosyal hayatta yalnız bırakmayan, sosyal (insanî) gelişmeyi sürekli kılmak maksadıyla gerektiğinde ekonomik ve sosyal hayata müdahale eden devlettir.