Temel İlaç Bilgisi Ve Akılcı İlaç Kullanımı Dersi 6. Ünite Özet
Akılcı İlaç Kullanımında Genel İlkeler
- Özet
Akılcı Olmayan İlaç Kullanımı
AOİK ilaçların uygun olmayan şekilde, doğrulara uyulmadan kullanılması olarak tanımlanabilir. DSÖ’nün verileri dünyada hastaların %50’sinin ilaçları yanlış kullandığını, ilaçların yarısından fazlasının uygun olmayan şekilde reçete edildiğini, dağıtıldığını ve satıldığını ortaya koymuştur. En sık karşılaşılan AOİK’e şu örnekler verilebilir: * Reçeteli ya da reçetesiz satılan ilaçlar ile kişilerin kendi kendilerini uygunsuz tedavi etmeleri. * Gereksiz yere fazla ilaç yazılması (polifarmasi). * Hastalıkla ilişkili olmayan ilaçların kullanılması * Antibiyotiklerin uygunsuz kullanılması * Uygun olmayan ilaç formülasyonlarının tercih edilmesi. * Klinik kılavuzlara uygun olmayan reçete yazılımı * Hastaların tedavileri ve ilaçları konusunda yeterince bilgilendirilmemesi * Sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen ilaç uygulama hataları * Sağlık kurumlarının alt yapı yetersizlikleri * Gereksiz ve uygunsuz vitamin kullanımı. * Bilinçsiz gıda takviyesi ve bitkisel ürünlerin kullanımı * Pahalı ilaçların tercih edilmesi * İlaç-ilaç etkileşimlerinin ve besin-ilaç etkileşimlerinin ihmal edilmesi gibi.
AOİK hastalıkların tedavisinde başarısız olunması, hastalıkların tekrarlaması/uzaması, antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi, ilaç etkileşimleri, karşıt olay görülme sıklığının artması, tedavi maliyetlerinin artması, tıp ve sağlık sistemine güven kaybı, ilaç bağımlılığı ve ilaç stoklarının azalması nedeni ile erişmekte güçlük gibi pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden olur. Hastalar ve hasta yakınları AOİK konusunda eczacılar ve hekimler tarafından uyarılmalıdır. AOİK sorunlarının çözülmesi ve önlenmesinde pek çok kişi, kurum ve kuruluşa önemli görevler düşmektedir.
Akılcı İlaç Kullanımının Tanımı ve Tarihsel Gelişimi
AİK belirlenen doğru ilacın uygun dozda uygun uygulama yoluyla uygun zamanda yeterli bilgilendirme yapılarak hastaya ve topluma en düşük maliyetle almalarını gerektiren ilkeler bütünüdür.
AİK kavramı DSÖ tarafından 1985 yılında tanımlanmıştır. 1986 yılında 39. Dünya sağlık meclisi tarafından “Gözden geçirilmiş ilaç stratejisi” kabul edilmiş ve ülkeler “Ulusal tıbbi ilaç politikası” nı uygulamaya çağrılmıştır. DSÖ tarafından 2002 yılında “İlaç Politikaları Perspektifleri” yayımlanmıştır. AİK’i teşvik etmek için DSÖ tarafından belirlenen ve ülkelere önerilen 12 temel madde şunlardır: * İlaç kullanımı politikasının belirlenmesi ve koordinasyonu için çok disiplinli ulusal bir yapının oluşturulması. * Klinik rehberlerin kullanımı * Ulusal temel ilaç listesinin geliştirilmesi ve kullanılması * Hastane ve bölgesel ilaç ve tedavi kurullarının kurulması * Tıp fakülteleri öğretim programlarına probleme dayalı farmakoterapi öğretiminin dahil edilmesi. * Hizmet içi tıp eğitiminin sürdürülmesi * Gözetim, denetim ve geri bildirim yapılması *İlaç tedavisinde bağımsız bilginin kullanılması * İlaç tedavisi ile ilgili olarak halkın eğitilmesi * Etik olmayan mali teşviklerin önlenmesi *Uygun ve zorunlu düzenlemelerin hayata geçirilmesi * Kamu harcamalarının, ilaç tedavisi ve tedaviyi uygulayacak kadronun varlığı için yeterli düzeyde olması. 2007 yılında DSÖ, AİK ilerleme raporunu düzenlemiştir. DSÖ’nün 2011 yılında yayınladığı raporunda, AİK’ nın yaygınlaştırılması için ulusal bir programın gerekli olduğuna ve eğitim konularına değinilmiştir. Ülkemizde ise 1990’lı yıllardan itibaren AİT’ e yönelik girişimlerde bulunulmuştur.
Akılcı İlaç Kullanımının Genel İlkeleri
AİK ilacın üretiminden imha edilmesine kadar olan bütün süreçlerde en doğru şekilde üretilmesini, dağıtılmasını, depolanmasını, reçete edilmesini, satılmasını, kullanılmasını ve imha edilmesini kapsamaktadır.
İlacın reçete edilmeden önceki süreci ilaçların geliştirilmesinden, eczanede hastaya verilmesine kadar olan süreyi ifade etmektedir. İlaçların üretimlerinin uygun şekilde gerçekleştirilmesi, her aşamada etik değerlere uyulması, ulusal ve uluslararası düzenlemelere, rehberlere, geri ödeme koşullarına uygun hareket edilmesi, ilaçların uygun şekilde depolanması ve dağıtılması, ilaçların eczanelerde/depolarda uygun şekilde saklanması gibi işlemler bu süreçte yer almaktadır. Bütün bu aşamalarda ilaç endüstrisi, sağlık otoriteleri, geri ödeme kurumları, akademi, ilaç araştırmacıları, medya ve sivil toplum kuruluşları gibi pek çok birimin işlev ve sorumluluğu vardır.
Hastalıkların tanısı ve tedavi düzenleme süreci birincil derecede hekimin yetki ve sorumluluğu altındadır. Hekim bu kapsamda hastalıkların tanısını koyar, tedavi amaçlarını belirler, tedavi seçeneklerini gözden geçirip uygun tedavileri belirler, ilaç tedavisi uygulanacak ise uygun ilaçları seçer, ilaçları uygun şekilde reçete eder, hastaları tüm bu süreçlerde doğru ve anlaşılır biçimde bilgilendirir, tedavilerin başarısını değerlendirmek için hastaları takip eder.
Hekimin tedavi/ilaç seçiminde AİK ilkeleri doğrultusunda kanıta dayalı tıp yaklaşımından yararlanarak kendi bilgi ve tecrübesini kullanarak hareket etmesi oldukça önemlidir. Hekim, bu kapsamda önceden sık karşılaşılan hastalıklara yönelik kişisel tedavi (K-Tedavi) ve kişisel ilaç (K-İlaç) listeleri oluşturmalıdır. K-tedavi ve K-ilaç seçimi aşamalarında akılcı tedavi eniyileme analizinden (ATEA) yararlanılır. ATEA’nın temel ölçütleri etkililik, güvenlilik, uygunluk ve maliyettir. Etkililik: Hastalığın tanısının konulmasının ardından ilgili endikasyonda kullanılacak olan ilaçlar, farmakodinamik ve farmakokinetik özellikleri açısından incelenmeli ve tedavi hedeflerine en uygun ilaç seçimi yapılmalıdır. Güvenlilik: İlgili endikasyonun tedavisine yönelik yapılan ilaç seçiminde ilaçların yan/karşıt etkileri, sıklığı, şiddeti, risk/yarar ilişkisinde risk oranı önemli belirleyiciler arasındadır. Uygunluk: Kullanılacak ilaçların hasta popülasyonunun çoğunluğu için uygun olup olmadığı ilaçların seçiminde önemlidir. Maliyet: Tedavide kullanılacak ilaçların maliyetlerinin sorgulanması önemlidir.
Hastaya uygun tedavi protokol ve ilaçlar belirlendikten sonra AİK uygulamaları kapsamında, hekim tarafından tedavi ve ilaçlar hakkında hastaya ayrıntılı ve açıklayıcı bilgi verilmelidir. Hekim tarafından hastaya/hasta yakınına aktarılması gereken bilgiler şunlardır: * İlaca ait özellikler * İlacın kullanımına yönelik bilgiler * İlacın etkileri ve yan/karşıt etkilerine yönelik bilgiler * Tedavi süreci hakkında bilgiler. Bütün bu aşamalarda hekim, aktarılan bilgilerin hasta/hasta yakını tarafından doğru anlaşıldığından emin olmalıdır. Aynı zamanda hekimlerin AİK ilkelerine uygun hareket edebilmeleri için meslekleri konusunda yetkin olmaları ve bilgilerini güncel tutmaları önemlidir. Tedavi öncesinde, sırasında ve sonrasında hastaların hekime kolay ulaşabilmeleri, hastaların kendi kendine tedaviye yönelmelerini azaltması, reçete ile ilgili hataların çabuk çözümlenmesi, tedavi süreci ile ilgili herhangi bir yanlış duruma hemen müdahale edilebilmesi, kontrol ve takip süreçlerinin kolay olması açsından hekime ulaşılabilirlik de oldukça önemlidir. Hastalıkların tanısı ve tedaviyi düzenleme süreci birincil olarak hekimin yetki ve sorumluluğundadır. Bununla birlikte tedavi düzenleme süreci içinde hastaların da hakları ve sorumlulukları vardır.
Hastaların bu süreçte yer alan bazı sorumlulukları şunlardır: * Hastalar, tanı ve tedavi sürecinin uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu kabul etmelidirler. * Hastalar ilaç tedavisi ile ilgili önerilerin yanı sıra hekim tarafından önerilen ilaç dışı tedavi stratejilerini de önemsemelidir. * Hasta, kullandığı ilaçlar, diğer hastalıkları ya da ilaç seçimini etkileyebileceğini düşündüğü önemli konularda hekimi bilgilendirmelidir. * Hasta diğer özel durumlar (oruç tutma, vejetaryen beslenme, sigara, alkol kullanma alışkanlığı, özel dikkat gerektiren makine ve araç kullanımı, sosyoekonomik durumun iyi olmamasına bağlı olarak ilaç almada sorun yaşama gibi) hakkında sağlık çalışanlarına bilgi vermelidir. * Hasta, sağlık çalışanı tarafından alınan kararlara aktif olarak katılmalı ve görüşünü bildirmelidir. * Hasta, tedavisi ve kullanması gereken ilaçlarla ilgili önerileri dikkatle dinlemeli ve sağlık çalışanı tarafından kendisine aktarılan bilgileri doğru anladığından emin olmalıdır. * Hastalar hekimi gereksiz ilaç yazımı konusunda zorlamamalıdır. * Hastalar, sağlık personeli ile açık ve anlaşılır bir iletişim kurmalıdır.
İlacın tedarik edilme sürecinde daha çok eczacılar rol oynamaktadır. Eczacı, Eczacılık Fakültelerinde ilaçlar konusunda lisans eğitimi almış ilacı hazırlayan ve hastaya veren kişidir. Eczacının temel görevleri şunlardır: * Eczacı eczanesine gelen hastalara ilaçları temin etmelidir. * Eczacı eczaneye uygun şartlarda nakledilen ilaçların uygun şekilde saklanmasını sağlamalıdır. * İlaçları hazırlama ve hastaya sunma eczacının sorumluluğundadır. * Eczacı hekim tarafından reçete edilen ilaçlar konusunda hastayı bilgilendirir ve eğitir.
Eczacının hastaya ilaç hakkında bilgilendirme yaparken dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır: * Hastaya ilaç danışmanlığı yapan eczacı reçetesiz satılabilen ilaçları önerebilir ve satabilir. Diğer yandan eczacı reçetelenmesi zorunlu ilaçları reçetesiz satmamalıdır. * Eczacı, kronik hastalığı bulunan hastalarda, hastayı ve hastanın ilaç kullanımını takip etmelidir. * Eczacı, hastanın ilaçları kullanmasını takiben ortaya çıkan yan/karşıt etkileri takip etmeli, doğru yönlendirme yapmalı ve gerekli bilgileri gerçekleştirmelidir. Hastanın reçetesiz kullandığı ilaçlar konusunda eczacı sorumluluk almalıdır. * Reçete kontrol aşamasında ya da diğer süreçlerde herhangi bir sorun ile karşılaşıldığında eczacı ve hekim işbirliğiyle hareket etmelidir. Bunların dışında eczacıların bazı zamanlarda hastalara yönelik eğitimler düzenlemesi önemlidir.
DSÖ tarafından önerilen ilaç sağlama süreci şu şekildedir: * Eczacı hekim tarafından düzenlenen reçeteyi hastadan alır. Reçetede olması gereken bilgileri kontrol eder ve reçetenin geçerliliğini sorgular. Reçetede okunaklı ve geçerli talimatlar olup olmadığını denetler ve reçeteyi terepötik uygunluk ve ekonomiklik açısından değerlendirir. Çelişki veya açık olmayan talimatlar söz konusuysa hekimle iletişime geçer. * Eczacı reçeteyi ve hekim tarafından belirtilen talimatları gözden geçirir. Reçetedeki ilaç isimlerini, dozunu, uygulama yolunu, kullanım süresini ve ilaçların uygunluğunu kontrol eder. İlaçları muhafaza ettiği yerden çıkarır. * Reçetelenen ilaçlar eczanede mevcutsa, müstahzarın adını, dozunu ve farmasötik dozaj formunu, saklama koşullarını ve son kullanma tarihini yeniden kontrol eder. * Eczacı ilaçları hazırlar. * Eczacı hastaya ilaçların kullanım şeklini anlatır. Hastanın adını, ilaçların kullanım talimatlarını, tarihi, hekim ve eczacının adını ilaç kutusunun üstüne yazar. * Eczacı ilaç kutusunun üzerine yazdığı kullanım şeklini hastaya sözlü olarak aktarır. Hastaya uyuncun önemini vurgular ve dikkat edilmesi gereken noktaları belirtir. Gebeler, pediatrik ve geriatri hastalar gibi özel hasta gruplarına özen gösterir. * Hastalar yönlendirmeler sonucunda tedaviye uyunç gösterir ve tedaviye başlar. * Eczacı düzenli kayıt tutar ve hastalarını takip eder.
Eczacı en yakın sağlık danışmanıdır ve eczacı tarafından hastaya verilmesi gereken bilgiler şunlardır: *İlaçla İlgili olarak: İlacın kullanılma nedeni, İlaç kullanımı ile hastada düzelmesi beklenen semptomlar, Kullanılan ilacın etkili olamayacağı semptomlar, İlacın etki göstermeye başlayacağı zaman, İlacın etkisinin süresi, İlacı düzenli kullanmanın önemi. * İlaç kullanma talimatları: İlacın kullanılma yolu, İlacın alınması gereken zaman, Belirlenen tedavi, protokolünün süresi, İlacın saklanma koşulları, Tedavi sonrası kalan ilaçlar için yapılması gerekenler *İlacın yan etkileri: İlacın olası yan etkileri, Yan etkilerin süresi, Yan etkilerin önemi, Yan etki gözlenmesi durumunda yapılabilecekler, Tolerans hakkında bilgilendirme. * Uyarılar: İlacın kontrendikasyonları, ilacın etkileşebileceği ilaçlar, ilacın etkileşebileceği besinler, azami doz hakkında bilgilendirme, Tedavinin tümünün uygulanmasının önemi, Hastanın hekime tekrar gitme zamanı, hastanın hekime daha önce gitmesini gerektiren durumlar. * Doğrulama: hastanın kendisine anlatılanı doğru anlaması, doğru tekrarlaması ve hastanın öğrenmek istediği tüm noktaları öğrenmesi.
AİK ilkeleri doğrultusunda hastaların yeterli eğitilmemesi ve bilgilendirilmemesi sonucu ortaya çıkan bazı yanlış uygulama örnekleri şunlardır: * İlaçların bol su yerine meyve suyu gibi başka içeceklerle alınması. * İlaçların kullanım şekilleriyle ilgili hatalar. * İlaçların önerilenden daha kısa ya da daha uzun süre kullanılması. * İlaçların önerilenden farklı dozda/miktarda kullanılması. * İlaçların önerilenden farklı zamanlarda veya yanlış zaman aralıklarıyla kullanılması. * İlaçların uygulama yolu ile ilgili hatalar * İlaçların gereksiz kullanımı. * Yetişkin ilacının çocuklara verilmesi. * Tavsiye üzerine ilaç kullanma. * Kullanım süresi dolmuş/bozulmuş ilaçların kullanılması. * İlaç- ilaç, ilaç-bitkisel ürün, ilaç-gıda etkileşimlerine dikkat edilmemesi. * Birden fazla ilacın aynı anda kullanılması * Yanlış İlaç kullanılması AİK ilkeleri kapsamında eczacıların üstlendiği sorumluluklar eczacıları “ilaç satan kişi” olmaktan çıkarıp, tedavi sürecinin önemli bir paydaşı iş birlikçisi ve farmasötik bakımı da kapsayacak şekilde uygulayıcısı haline getirmektedir.
Serbest eczacıların en sık karşılaştığı sorunlar dört ana başlık altında toplanabilir: Reçeteyle ilgili sorunlar, hasta ile ilgili sorunlar, hekimle ilgili sorunlar, eczacıyla ilgili sorunlar. AİK’de eczacıların tutumunu etkileyen faktörler ise şunlardır: Eğitim ve bilgi birikimi, Mesleki tatmin, mali faktörler, stokta bulunabilirlik, ürün bilgisi, ilaçlar için uygun şişe, kavanoz, etiket gibi materyallerin eksikliği, serbest eczacı ya da hastane eczacısı olma, ilaç depolarının ve firmaların tanıtım ve satış teknikleri, eczacının genel sağlık sistemi içindeki yeri, eczacı-hekim işbirliği, iletişim becerisi.
AİK’in geliştirilmesi için DSÖ’nün önerdiği eczacılık uygulamaları ise şunlardır: * Eczanenin konumu, şartları, temizliği, * İlgili makamların eczaneleri denetleme sıklığı, * İlaçların eczaneye ulaşma şekli ve eczanede saklanma koşulları, * İlaçların eczanede hastaya doğru şekilde sunulması ve önerilmesi. * Eczane personelinin hastalarla olan iletişimi, * Eczanede ilaçların hastaya sunumundan kaynaklanan sorunların sıklığı * Eczanede reçetelerin karşılanma süresi ve karşılayan kişinin kim olduğu * Eczanede ilaçları hazırlayan kişinin eğitimi ve yetkileri * Ülkedeki eczacılık eğitiminin standardizasyonu ve eczane eczacılığı için ayrı bir eğitim sürecinin bulunması. * Eczanede çalışan diğer personelin eğitim seviyesi, özellikleri gibi bazı kriterlerin standardizasyonu * İyi eczacılık uygulamalarına yönelik teşvik edici koşulların bulunması * Ekonomik yeterlilik * Eczanede kullanılan ambalaj çeşitleri ve güvenirliği * Ambalaj ve ilaç kayıplarının maliyeti
İlaçların etkisinin, hastanın kullandığı reçetesiz satılan ilaçların ve ilaçların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan yan/karşıt etkilerin takibi eczacının sorumluluğundadır. Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM) ülkemizde karşıt etkilerin toplandığı, incelendiği ve değerlendirildiği merkezdir.
İlacın uygulanma ve kullanılma süreci ayakta tedavi gören hastalar için ilacın hasta tarafından kullanılması ve/veya hasta yakınları tarafından hastaya kullandırılması, hastanede yatan hastalar için ilacın eczaneden ve/veya klinikteki ilaç muhafaza yerlerinden temin edilip hemşire tarafından hastaya uygulanması ya da parenteral ilaç reçete edilen hastalara ilacın hemşire tarafından uygulanması gibi uygulama şekillerini içeren bir süreçtir. Ayakta tedavi gören hastalarda ilaçların kullanım süreci çoğunlukla hastanın, hasta yakınının ya da hasta bakıcısının sorumluluğundadır. Sağlıkla, tedavilerle ve ilaçla ilgili bilgi kaynakları ve niteliği, mevcut sağlık sistemi ve düzenleyici sistemler, sağlık personelinin bilgi, tutum ve davranışı, ilacın maliyeti, kültürel faktörler, toplumdaki inanışlar, hasta ve sağlık personeli arasındaki iletişim, hasta destek sisteminin varlığı ve erişilebilirliği, halk eğitiminin niteliği, ticari promosyon ve sağlık okuryazarlığı toplumun ilaç kullanma davranışını etkileyen faktörlerdir. İlaç ve hastalıkla ilgili bilgilerin televizyon ve internet gibi kaynaklardan öğrenilmesi AİK açısından büyük sorunlara yol açabilmektedir. Ayakta tedavi gören hastaların ilaç kullanım sürecinde dikkat etmesi gereken noktalar şunlardır: * Hasta tedavisi ile ilgili yapılan ilaç ve ilaç dışı önerilere uymalıdır. * Hasta reçete edilen ilaçları önerilen yolla, önerilen dozda ve önerilen sürede kullanmalıdır. * İlaçlar, hastanın kendi kendine uygulamayacağı ilaçlar ise hasta yetkili sağlık merkezine gitmelidir. * Hastaya hemşirelerin reçetesiz enjeksiyon yapmalarının mümkün olmadığı ve hemşirelere reçetenin gösterilmesi gerektiği anlatılmalıdır. * Hasta ilaçları kendisine anlatılan koşullarda saklamalıdır. * Hasta, kullandığı ilaçla ilgili yan etkileri sağlık personeline bildirmelidir. * Hasta bilgilendirilmemişse ya da kendisine aktarılan bilgileri unutmuşsa ilaç kullanma talimatındaki bilgileri ve uyarıları dikkate alabilir. Kararsızlık yaşaması durumunda hemen bir sağlık personeline başvurmalıdır. * Hasta ilaç kullanımıyla ilgili önerilerde tereddüt yaşarsa sağlık personelinden yardım istemelidir. * Hasta ilaçlarından yarar görmüyorsa hekimine bu konuda bilgi vermelidir. * Hasta kontrolüne kadar talimatlara uymalı ve kontrole zamanında gitmelidir. * Tedavi sonuçlarının izlenimi konusunda bilgi sahibi olmalıdır. * Hasta ilacını kendi kendine kesmemelidir.
Yatarak tedavi gören hastalarda ilaçların hastaya uygulanmasından hemşireler sorumludur. Hemşireler reçete/istem alma, ilaçları muhafaza etme, ilacı uygulama, kayıt ve izlem süreçlerinde AİK ilkelerine dikkat etmelidir. Reçete/istem alma sürecinde hemşirelerin sorumlulukları şunlardır: * İlaç kullanımından önce ilacın hekim tarafından isteminin yapıldığından emin olmalıdır. * İstemin yazılı alınması, hasta dosyasına kaydedilmesi ve hekim tarafından imzalanması gerekmektedir. * Hemşirelerin istem alma ve reçete bulunması gereken temel bilgiler konusunda bilgi sahibi olması gerekir. * Hemşireden ne istendiği hemşire tarafından kontrol edilmelidir. * Hemşire istemde eksik, okunaksız bilgi ya da anlaşılmayan kısaltmalar ile karşılaşırsa hekimle görüşmelidir. * Kısaltmaları doğru bilmelidir. * İlaç ile ilgili konulardan haberdar olmalı, bilgilerini güncellemelidir. * Sadece acil durumlarda sözlü istemler istemi alan kişi tarafından hekim istem formuna kayıt edilmeli ve en geç 24 saat içinde hekim sözlü istemi yazılı hale getirmelidir. *İstem alma süreci için kurumsal talimatlar hazırlanmalı ve sağlık personeli bilgilendirilmelidir.
Sağlık kuruluşlarında ilaçlar eczane ve eczane deposunda ya da birimlerde ilaç odası/birimi/dolabında saklanır. Bazı kurumlarda ise ilaçlar taşınabilir ve kilitli araçlarda saklanmakta ve hazırlanmaktadır. Sağlık kuruluşunda ilaçların uygun ve güvenli bir şekilde saklanması ve depolanması eczacının sorumluluğunda iken birim içinde bu sorumluluk daha çok hemşireye aittir. İlaçların depolanması ve hazırlanması sürecinde hemşirenin dikkat edeceği noktalar şunlardır: * İlaçlar kutusunda, uygun ısı, nem ve ışık koşullarında korunmalıdır. * İsmi ya da görünümü benzer olan ilaçlar aynı yerde saklanmamalıdır. *Buzdolabında saklanması gereken ilaçlar dondurulmamalıdır. * İlaçların saklanması için kullanılan yerler başka nedenlerle kullanılmamalıdır. * Kontrole tabi ilaçlar kilitli yerlerde saklanmalı ve kayıt edilmelidir. * İlaçlar hazırlandıktan sonra ilaçla ilgili bilgiler üzerine yazılmalıdır. * Steril ortamda hazırlanması gereken ilaçlar için aseptik koşullara uyulmalıdır. * Özel ilaçlar uygun koşullarda hazırlanmalıdır. * Kimyasal maddeler ve sıvıların üzerine içerik, son kullanım tarihi ve gerekli uyarılar yazılmalıdır. * Acil kullanılması gereken ilaçlara ihtiyaç durumunda kolaylıkla ulaşılmalıdır. * Konsantre elektrolitlerin zorunlu haller dışında eczanede depolanması gerekmektedir. * Sağlık kuruluşunda ilaçların hangi koşullarda depolanacağı belirlenmeli, depolama süreçlerinde talimatlara uyulmalı ve depolar düzenli denetlenmelidir. * Hasta ilaçları hasta dosyasına kayıt edilmeli ve hekim bilgilendirilmelidir. * Sağlık kuruluşlarındaki ilaç stokları ve dışarıdan temin edilen ilaçlar konusunda bilgi sahibi olunmalıdır. * İlaçlar ve teknolojik gelişmeler konusunda bilgi sahibi olunmalı ve bilgiler güncellenmelidir.
İlaçların temin edilmesinden sonra hemşirelerin ilaçları hastaya doğru şekilde uygulamaları tedavi başarısı açısından önemlidir. Bu süreçte hatalara karşı gerekli tedbirlerin alınması, hataların fark edilmesi ve en aza indirilmesi için hemşirelerin farmakoloji bilgisinin yeterli olması ve bilgilerini güncellemeleri gerekmektedir İlaç uygulama sürecinde hemşirelerin dikkat etmesi gerekenler şunlardır: * İlaçların uygulanmasında karışıklığa ya da hatalara neden olabilecek durumlar konusunda dikkatli olunmalıdır. * İlaç uygulamaları ilaç uygulama kontrol listesi dikkate alınarak yapılmalıdır. * İlaç hazırlanmadan önce eller yıkanmalıdır. * Oral yolla uygulanacak ilaçlarda elle temastan kaçınılmalıdır. * Hijyenik, sessiz ve güvenli bir ortamda ilaç hazırlanmalıdır. * Parenteral ilaç uygulamasında steril koşullar gözetilmelidir. * İlacın istemi kontrol edilmeli ve gerekli durumlarda hekimle görüşülmelidir. * Uygulama aşamasında ilaç kontrol edilmelidir. * İsmi ya da görünümü benzer ilaç uygulamalarında dikkat edilmelidir. * Uygulama öncesi son kullanma tarihi, rengi, bulanıklığı mutlaka kontrol edilmelidir. * Doz hesaplanırken dikkat edilmelidir. * Uygulamayla ilgili değerler kontrol edilmelidir. * 8 doğru ilkeye uygun hareket edilmelidir. * Başkası tarafından hazırlanan ilaç kullanılmamalıdır. * Hasta bilgilendirilmeli ve gerekirse cesaretlendirilmelidir. * Enjeksiyon anında hasta endişelenirse sakinleştirildikten sonra uygulama yapılmalıdır. * Farmasötik ilaçlar hastanın yanında ambalajdan çıkarılmalıdır. * Uygulamadan vazgeçilirse ilaç hastadan uzaklaştırılmalı ve uygun şekilde imha edilmelidir. * Hasta ilacı alırken yanında olunmalıdır. * Gerekirse uygulama anında hastaya yardım edilmelidir. * İlacı istemeyen hastalarda neden kullanmak istemediği araştırılmalı, ilacın kullanım nedeni anlatılmalı, gerekirse hekimle görüşülmelidir. İlaç uygulamaları sürecinde tedavi öncesinde, sırasında ve sonrasında hastaya yapılan bütün girişimlerin, bunları etkileyen koşulların ve sonuçlarının düzenli bir şekilde ve doğru olarak kayıt altına alınması AİK açısından son derece önemlidir.
İlaç israfından kaçınarak ilaç atığının daha az olmasını sağlamak ve kalan ilaçları kurallara uygun şekilde, çevre ve toplum sağlığını tehdit etmeyecek şekilde imha etmek ilaç atığı ve imha edilmesi sürecinde AİK bakımından üzerinde durulması gereken iki temel noktadır. İlaç israfı ve ilaç atıklarının en önemli nedenleri teknik donanım ve altyapı eksiklikleri ile bilgi yetersizliğidir. Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetiminde “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ile tıbbi atıkların yönetimi süreci düzenlenmiştir. Atıkların kaynağında ayrıştırılması, atıkların miktarının azaltılması, her bölümün atıklarının tespit edilmesi, atık kutularının atıklara uygun olması, atıkların uygun şekilde toplanması ve taşınması, taşımada kullanılan düzenek ve bunun temizliği ile dezenfeksiyonu, atıkların depolanmasıyla ilgili kurallar, geçici depolama alanlarının oluşturulması ve kullanılması, atık yönetimi konusunda politika geliştirilmesi ve çalışanların eğitilmesi yapılacak düzenlemeler arasındadır.
Atıklar, insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyecek şekilde yeterli ekipman ve alt yapıya sahip özel merkezlerde imha edilmelidir. İlaç etkileşimleri bir ya da daha fazla ilacın/ilaç dışı ürünün birlikte kullanımı sonucu ilaçların etkinliğinde ya da güvenliğinde ortaya çıkabilen değişiklikler olarak tanımlanmaktadır. İlaçlar arasındaki etkileşimler farmasötik etkileşimler, farmakokinetik etkileşimler ve farmakodinamik etkileşimler olarak sınıflandırılmaktadır.