Radyo ve Televizyon Tekniği Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ses, İşitme Ve Sesin Temel Özellikleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Sesin oluşumunu örnek vererek açıklayınız.
Örneğin, keman gövdesine gerilmiş olan tellere keman yayı (arşe) ile dokunulduğunda ya da bu teller el yardımıyla çekilip bırakıldığında, fiziksel bir darbe uygulanmış olur. Bu mekaniksel etkileşim sonucunda keman telleri titreşmeye başlar. Titreşimin oluşturduğu basıncın etkisiyle, tellerin etrafını saran nitrojen ve oksijen gibi hava molekülleri de titreşmeye başlar. Bilardo toplarının ya da misketlerin birbirine çarparak birbirini itmesi gibi, enerji bir molekülden diğerine aktarılır. Böylelikle zincirleme bir reaksiyon başlar. Hava moleküllerinin bu etkileşimiyle ses dalgaları oluşur. Ses dalgaları da hava içinde yayılarak kulak içinde basınç oluştururlar.
İşitilebilen ses frekansları kaça ayrılır? Kısaca bilgi veriniz.
İşitilebilen ses frekans aralığı temelde üç gruba ayrılır. Bunlar; düşük, orta ve yüksek frekanslardır. • Düşük Frekanslar: Düşük frekanslar “bas frekanslı sesler” olarak da tanımlanır. 20 Hz ile 320 Hz arasındaki frekanslardır. Bas frekanslar, sese hem doygunluk katar hem de titreşimlerle algısal olarak insanı etkiler. Bir müzik parçasının ritmi insanı harekete geçirebilir ya da bir filmin patlama sahnesinde, patlayan cismin oluşturduğu titreşim, Filmi izleyen kişiyi daha çok heyecanlandırabilir. Bas seslerin yoğunluğu çok fazla olduğunda, seste rahatsız edici patlamalara neden olur. Sesin dinlenme kalitesi bulanıklaşır ve sesin anlaşılması zorlaşır. • Orta Frekanslar: 320 Hz ile 5.120 Hz arasındaki frekanslardır. Orta frekanslar sese yoğunluk katar ve dengelenmesi oldukça önemli bir frekans aralığıdır. Özellikle insan sesinde orta frekanslar önemlidir. Örneğin, bir konuşmacının ya da şarkı söyleyen bir kişinin sesine canlılık ve parlaklık kazandırır. Orta frekansların azlığı ses kalitesini düşürür. Fazla yükseltildiğinde ise kulakta tırmalayıcı bir etki oluşturur. • Yüksek Frekanslar: Yüksek frekanslar “tiz ses” olarak da tanımlanır. 5.120 Hz ile 20.000 Hz arasındaki frekansları kapsar. Sese en fazla parlaklık kazandıran frekanslardır. Özellikle 6.000 Hz üzerindeki frekansların seviyesi çok fazla yükseltilirse, seste kaliteyi bozan hışırtı ve cızırtılara neden olur. Bu frekanslar gereğinden fazla düşürülürse de sesin parlaklığı yok olur.
Akustik faz çakışmasına örnek veriniz
Örneğin, aynı frekansa ve aynı genliğe sahip iki ses dalgası üst üste çakışabilir. Bunun etkisi olarak da, ses dalgasının genliği yükselir ve daha güçlü bir ses şiddeti işitilir.
Genliğin ölçüm birimleri nelerdir?
Genliğin elektrik ölçümü voltt ya da amper, şiddet ölçümü de “desibel olarak tanımlanır.
Frekans ve ses perdesi arasında nasıl bir ilişki vardır?
Ses dalgalarının frekansına bağlı olarak, sesin yüksek ya da düşük frekanslı olarak algılanmasıdır. Sesin yüksek ya da düşük frekanslı algılanması “ses perdesi” (pitch) olarak tanımlanır. Ses dalgalarının frekansı yükseldikçe, ses perdesi de yükselir, ses tizleşir. Ses dalgalarının frekansı azaldıkça, ses perdesi de düşer, bas ses oluşur. Örneğin, bir gitarın tellerinden biri saniyede 110 kez titreşiyorsa ve diğer tel saniyede 196 kez titreşiyorsa, 196 kez titreşen tel diğerinden daha yüksek frekansa sahiptir. Ses perdesinin algısı yalnızca ait olduğu frekansa göre değil, ortamdaki diğer seslerin yoğunluğuna göre de değişkenlik gösterebilir. Çünkü ortamdaki diğer seslerin düşüklüğü ya da yüksekliği, bizim sese karşı olan algımızı da etkiler.
Sesin frekansı ile dalga boyu arasında nasıl bir orantı vardır?
Sesin frekansı ile dalga boyu arasında ters bir orantı vardır. Çünkü sesin frekansı yükseldikçe dalga boyu kısalır, frekansı düştükçe dalga boyu da uzar.
Algılanabilen ses yoğunluğu nedir?
Ses yoğunluğunun öznel etkisiyle, ölçülebilir seviyesi aynı değildir. Fakat 1 kHz ses frekansında her desibel, bir fon biriminde eşit ses yoğunluğundadır. Algılanabilen ses yoğunluğunun ölçüsü “fon” birimi ile ölçülür ve eşit yoğunluk seviyesindeki eşyükselti eğrileri fon ile gösterilir. Günümüzde mühendisler fon birimi yerine “dB(A)” birimini kullanırlar. Örneğin evlerimizde kullandığımız müzik sistemlerinin ses şiddeti, canlı bir konserin ses şiddetinden daha düşüktür. Canlı konserlerin ses şiddeti yaklaşık olarak 100 dB-SPL seviyesindedir. Evlerimizdeki müzik sistemlerinin ses şiddeti ise, 70-75 dB-SPL arasındadır. 100 dB-SPL şiddetindeki sese göre eşit ses yoğunluğunu sağlayabilmek için, 70 dB-SPL şiddetindeki seste bas ve tiz sesler artırmak gerekir. Bu nedenle aynı müzik, her iki ses şiddet seviyesinde, farklı frekans yoğunlukları ile işitilir.
Eşit ses yoğunluğu prensibi nedir?
İnsan kulağı, işitilebilir bütün seslere aynı oranda tepki vermez. Bu durum “eşit olmayan ses yoğunluğu prensibi” yerine, “eşit ses yoğunluğu prensibi” olarak tanımlanır. İnsan kulağının 3 kHz civarındaki ses yoğunluğu ile düşük frekanslardaki ses yoğunluğunu aynı düzeyde algılayabilmesi için, düşük frekans seviyesinin 70 dB kadar yükselmesi gerekmektedir. Düşük frekanslara göre de insan kulağı, 10 kHz ve üzerindeki frekanslara karşı daha duyarlıdır.
Sesin hızı hakkında bilgi veriniz.
Sesin en temel özelliklerinden biri de sesin hızıdır (velocity). Normal koşullarda (deniz seviyesinde ve 20 santigrat derecede) sesin havadaki hızı yaklaşık olarak saniyede 343 (m/s) metredir. Sesin hızı, ortamdaki moleküllerin yoğunluğuna, ısıya ve moleküllerin birbirleriyle olan etkileşimlerine, çarpma hızlarına bağlıdır. Ortamdaki moleküllerin yoğunluğu arttıkça, moleküllerin birbiriyle olan etkileşimi de artacağından, sesin yayılma hızı da yükselir. Ses, sıvı ve katı ortamlarda daha hızlı yayılır. Çünkü hava gibi gaz ortamlarda moleküller arasındaki mesafe daha fazladır.
Genlik ve yoğunluk dendiğinde neden bahsedilmektedir?
Sesin etkinliği ya da gücüdür. Yüksek genlik, yüksek ses gücünü ifade eder. Genliğin öznel etkisi, yoğunluk olarak sesin gürlüğü ya da zayıflığıdır. Örneğin fısıltı ile bağırmanın ses şiddeti aynı değildir. Bağırmanın ses şiddeti fısıltıdan çok daha fazladır. Ses şiddetindeki bu değişkenler “sesin dinamik alanı” olarak ifade edilir. Genliğe bağlı olarak, ses basınç seviyesindeki değişimler desibel (dB) birimi ile ölçülür.
Sesin rengi hakkında bilgi veriniz
Sesler aynı perdeye, yoğunluğa ve süreye sahip olsalar da her sesin temel ve harmonik frekansların bileşiminden oluşan, kendine özgü bir yapısı vardır. Sesler arasındaki bu farklılık, onların ton niteliklerini ya da ton renklerini oluşturur ve sesin rengi ya da sesin tınısı (timbre) olarak tanımlanır. Aynı yoğunluk ve perdeye sahip iki farklı sesi ayırt etmede, duyusal algı yeteneği sağlar.
Akustik faz çakışması nedir?
İki ya da daha fazla ses dalgası arasında zaman ilişkisi olarak “faz” bileşeni vardır. Faz, bir ses dalgasının diğer bir ses dalgası ya da dalgalarıyla olan ilişkisi ve zaman içindeki konumudur. Faz “derece” birimi ile ifade edilir ve tam bir çevrim 360 derecedir.
Maskeleme nedir?
Aynı anda işitilen fakat farklı frekanslara sahip bazı sesler, frekans ve yoğunluk etkileşimlerine bağlı olarak birbirlerini örterler, baskın hale gelirler. Bazı seslerin, ortamdaki diğer seslerin varlıkları yüzünden algılanamaması “maskeleme” olarak tanımlanır. Genellikle gürültülü sesler, kendisinden daha hafif olan sesleri; düşük perdeli sesler ise, kendisinden daha yüksek perdeli sesleri maskeler.
Genlik hakkında bilgi veriniz.
Hava gibi esnek ortamda bir cisim yeterli oranda titreştiğinde, bu cismi çevreleyen hava molekülleri de titreşmeye başlar. Çok fazla titreşim daha fazla basınç oluşturur. Böylelikle basınçtan etkilenen moleküllerin sayısı da artar. Hareket halindeki moleküllerin sayısı dalga boyunun büyüklüğünü etkiler. Dalga boyunun yüksekliği “genlik” olarak tanımlanır.
Frekans ve işitme, ses algısında nasıl bir işleve sahiptir?
İnsanın ses işitme frekans aralığı kişinin yaşına, kulak sağlığına ve seslerle olan tecrübesine bağlı olarak değişkenlik gösterir. İnsan yaşlandıkça yüksek frekanslı sesleri (tiz sesler) işitmekte güçlük çeker. Sağlıklı bir insan kulağı ortalama 20 Hz ile 20.000 Hz arasındaki sesleri işitebilir (1.000 Hz = 1 kHz). İnsan kulağı için 20 Hz altındaki sesler (infrasonic) ile 20 kHz üstündeki sesler (ultrasonic) işitme alanının dışındadır. Örneğin, köpekler sesüstü sesleri işitebilirler. Sesaltı ve sesüstü ses dalgaları da insan kulağının işitebildiği sesler ile aynı yapıdadır. İşitemediğimiz bazı sesleri yalnızca bedenimizle algılarız. Örneğin bir rock konserinde hoparlörlerden çıkan düşük frekanslı seslerin (bas sesler) bazılarını işitemesek de bedenimizde oluşturduğu titreşimleri hissedebiliriz. Sesli yapımlarda, işitilebilir frekans aralığını çok iyi bilmek ve bu frekansların birbiri ile olan dengesini ayarlayabilmek oldukça önemlidir. Örneğin, bir radyo ya da televizyon yapımında, ses operatörü kendi zevkine göre frekansları ayarlarsa, bu sesler dinleyen kişinin hoşuna gitmeyebilir. Bütün sesli yapımlarda, özel bir amaç olmadıkça, sesler kendi doğal yapısı içinde kaydedilir ya da yayınlanır.
Ses nasıl işitilmektedir?
Ses, fiziksel bir enerjidir ve farklı basınç dalgalarının kulakta oluşturduğu duyumdur. Dokunmak ve koklamak gibi ses de duyusal bir algıdır. Ses dalgaları, koku gibi her yöne yayılırlar. Sesin algısı ve kalitesi kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Hava moleküllerinin sıkışıp seyrekleşmesiyle oluşan ses dalgaları, sesi oluşturmada iki temel dönüşüme uğrarlar: • Kulak tarafından algılanan mekanik enerjinin (titreşimin), elektrik enerjisine ve kimyasal enerjiye dönüşümü. • Beyne giden sinir sinyallerinin dönüşümü. Mekanik enerji konuşma, müzik ya da gürültü biçimlerindeki “ses” olarak algılanır.
Doppler etkisi nedir?
Hareketli bir ses kaynağından yayılan ses dalgalarının, ses perdesini oluşturduğu algısal değişimler olarak tanımlanabilir. Eğer ses kaynağı hareketli bir obje ise, ses kaynağından yayılan ses dalgaları, hareket eden objenin hareket yönünde sıkışırlar. Sıkışan ses dalgaları yüksek frekans olarak algılanır. Hareket eden objenin, hareket yönünün gerisinde kalan ses dalgalarının frekansı da düşük olur. Örneğin, yanınızdan motorlu bir araç geçtiğinde, araç motorundan yayılan ses perdesinin yükselerek ve alçalarak değiştiğini fark edersiniz. Araç yanınızdan geçerken ses perdesi daha yüksek, sizden uzaklaştıkça ses perdesi daha düşük olarak algılanacaktır. Çünkü hareket halindeki aracın motorundan yayılan ses dalgaları, aracın hareket yönüne doğru birbirine daha fazla yakınlaşıp, sıkışırlar. Bu nedenle, sabit duran bir kişinin önünden geçen araçta, motor sesi ilk önce tiz, kişiden uzaklaştıkça da bas olarak işitilir.
Maskelemeye örnek veriniz.
Örneğin günlük yaşantımızda birçok ses trafiğine maruz kalırız. Evde olsak bile, dışarıdan gelen sesler çoğu zaman farkında olmadan bizi etkiler. Gündüz dinlediğimiz müziğin ses şiddeti ile gece dinlediğimiz aynı müziğin ses şiddeti farklıdır. Geceleri müzik dinlerken, genelde ses seviyesini azaltmak zorunda kalırız. Çünkü gündüz ile gece arasında, bizi dışarıdan etkileyen seslerin yoğunlukları aynı değildir. 100 Hz ile 1.000 Hz frekansına sahip iki ayrı sesten, 1.000 Hz’lik ses 100 Hz’den daha fazla algılanır. Fakat 100 Hz’lik sesin şiddeti, 1.000 Hz’lik sesin genlik boyuna kadar yükseltilirse, 1.000 Hz’lik sesi işitmek oldukça güçleşir.
Sessizlik nasıl oluşur?
Eğer ses dalgalarının fazları birbirine 180 derece ters olarak çakışırsa, ses şiddetinde azalma ya da sessizlik olur. Fakat çoğu zaman ses dalgaları farklı ses kaynaklarından, farklı zamanlarda ve farklı dalga boylarında yayıldıkları için fazların ters örtüşmesi çok ender karşılaşılan bir durumdur.
Kulağın yapısı ile işitme arasında nasıl bir bağlantı vardır?
Kulak, şekil yapısıyla (morfoloji) ve beyine bağlı nöronlarla, karmaşık bir biyolojik yapıya sahip organdır. İşitsel mesajlar beyin aracılığı ile çözümlenir. Eğer beyin olmasaydı, bu işitsel mesajlar ses olarak bir anlam ifade etmezdi. Kulak biyolojisindeki küçük hasarlar, seslerin duyumunu da oldukça önemli bir şekilde etkiler.
Desibel nedir?
Temel olarak desibel, farklı seslerden oluşan iki ses arasındaki seviyeyi ya da iki elektrik güç seviyesindeki değişimi logaritmik oran ile ifade eden bir mühendislik terimidir. “Deci” “onda bir” anlamına gelir. “Bel” ise Alexander Graham Bell’in soyadıdır. Desibel, “Bel” biriminin onda biridir (10 dB = 1 Bel). Ses basınç seviyesi, sinyal seviyesi ve sinyal seviyesindeki bütün değişimler desibel (dB) ile ölçülür.
Frekans ve genlik arasında nasıl bir ilişki vardır?
Frekans ve genlik birbirinden bağımsız değildir. Ses frekansındaki değişimler, ses yoğunluğunun algısını da etkiler. Ses genliğindeki değişimler de ses perdesindeki algıyı etkiler. Yoğunluk, öznel bir etkidir ve kişinin sesle ilgili deneyimlerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. İnsanlar ses yoğunluğunun ölçüsünü, bir önceki ve bir sonraki seslere göre tanımlarlar. İşitilen bir ses, bir önceki sesten ya daha gürdür ya da daha yumuşaktır. Yoğunluk, farklı ses seviyelerinde eşit olarak algılanamaz.
Hava moleküllerinin hareketleriyle sesin oluşumunu örnek vererek açıklayınız.
Hava moleküllerinin etkileşimiyle oluşan ses dalgalarının yayılımı, durgun bir suya atılan taşın, su yüzeyinde oluşturduğu dalgalara benzetilebilir. Fakat su dalgalarının yayılma şekli enlemesine (transverse waves), ses dalgalarının yayılma şekli ise birbirine paralel, aynı yönde ve boylamsaldır (longitudinal waves). Ses gibi boylamsal dalgalar, havada bir yandan diğer yana salınarak yayılırlar. Ses dalgası boylamsal olmasına karşın, grafiksel ifadeyi kolaylaştırabilmek için “sinüs dalgası” şeklinde çizilir. Bir saniyede oluşan titreşim sayısı da sesin frekansını belirler.
Dalga boyu nedir?
Her frekansın birbirlerinden farklı uzunlukta dalga boyları vardır. Dalga boyu, devrini tamamlamış bir ses dalgasının yayıldığı uzaklıktır.
Ses nasıl oluşur?
Günlük yaşantımızda işittiğimiz seslerin her biri, bir ses kaynağına aittir. Hiçbir nesne ya da cisim, herhangi bir etki olmadıkça kendi başına ses üretemez. Çünkü sesin oluşabilmesi ve kulağa kadar ulaşabilmesi için üç temel koşul vardır: • Titreşim kaynağı • Enerji kaynağı • Ortam
Frekans nedir?
Ses dalgaları zaman içinde periyodik hareketler halinde yayılır. Her periyot, 1 saniyede devrini tamamlamış bir ses dalgasını ifade eder. Frekans 1950’li yıllara kadar, İngilizce konuşulan ülkelerde c.p.s (cycles per second = 1/f) olarak ifade edilirdi. Fakat bu ifade biçimi Alman fizikçi Heinrich Hertz (1857-1894) tarafından Hz (herttz) olarak değiştirilmiştir. Her titreşimin bir frekansı vardır (Şekil 1.2). Titreşim ne kadar fazla olursa, frekansı da o kadar yüksek olur. Saniyede 1 titreşim tamamlandığında, bu titreşimin frekansına eşit olarak 1 Hz oluşur. Eğer bir gitar teli saniyede 100 kez titreşiyorsa, frekansı da 100 Hz olur. Saniyedeki 1.000 kez titreşim, 1kHz’i ifade eder.
Kulağın yapısı hakkında bilgi veriniz.
Kulak, görünüş olarak başın dışında yer alır (dış kulak). Kulağın diğer bir uzantısı da başın içinde yer alan orta kulak ve beyne kadar bağlantısı bulunan “iç kulak” bölümüdür. Dış kulak (pinna, kulak kepçesi), iç kulak kadar karmaşık bir biyolojik yapıda değildir. Dış kulağın ana görevi, bir huni gibi sesleri toplamaktır. Titreşen hava molekülleri, kulak kepçesinden kulak zarına iletilir. Kulak zarı, bir darbukanın kasnağına gerilmiş deriye benzetilebilir. Darbukaya uygulanan darbeler, kasnağa gerili olan deriyi titreştirir. Titreşen hava molekülleri, darbukanın açık olan bölümünden yüksek yoğunluk kazanarak dışarı çıkarlar. Kulak zarına ulaşan küçük titreşimler de kulak zarında yoğunluk kazanırlar. Bu sebepten, kulak zarındaki bir hasar, seslerin algılanmasını olumsuz etkiler.
Ses basınç seviyesi ve ses şiddeti terimlerini tanımlayınız.
Ses titreşimlerinden oluşan basıncın, herhangi bir mesafede ölçümüdür. Atmosferik basınçtaki değişimlerden dolayı, akustik ses basınç seviyesi (Sound Pressure Level) “dB-SPL” birimi ile ölçülür. Yüksek ses basınç seviyesi, daha güçlü ses anlamına gelir. İnsan kulağı “işitme eşiği” olarak kabul edilen 0 dB-SPL seviyesinden, kulakta ağrı oluşumuna neden olan 140 dBSPL seviyesine kadar geniş alanlı bir işitme yeteneğine sahiptir. Desibeldeki en yüksek ses seviyesi ile en düşük ses seviyesi arasındaki bu değişken alan “dinamik alan” olarak tanımlanır. Dinamik alanın yoğunluk ölçümü logaritmik bir skala ile yapılır. Eğer lineer bir skala kullanılsaydı; lineer skalada 1 birimlik ekleme, 1 birimlik artışı gösterecekti. Fakat logaritmik bir skalada 1 birim, 10’luk çarpan olarak gösterilir. Böylece dinamik alanın ölçümleri daha küçük sayılarla ifade edilebilir. İnsanların ses işitme yeteneği değişkenlik gösterebilir. Ses şiddeti hava moleküllerine etki eden bir enerjidir. Açık havada ses kaynağından uzaklaştıkça, ses şiddetinin duyumunda azalma olur. Ses kaynağı ile aradaki mesafe iki katına çıkarıldığında, ses şiddetindeki azalma “6 dB-SPL” olarak algılanır.
İç kulak hakkında bilgi veriniz.
İç kulağa uzanan oval pencerenin bir ucu orta kulaktaki kemiğe, diğer ucu da spiral şekilli ve kemiksi bir yapıya sahip olan “kulak salyangozu”na (koklea) bağlıdır. Kulak salyangozunun içi sıvı ile doludur ve iç yüzeyinde küçük kıl hücreleri vardır. Hava molekülleri önce kulak zarını, daha sonra da orta kulaktaki kemikçikleri titreştirirler. Orta kulak da oval pencereyi titreştirir. Oval penceredeki titreşimler, içi sıvı dolu olan kulak salyangozunu titreştirir. Kulak salyangozundaki en ufak sıvı hareketi, kıl hücreleri tarafından algılanabilir. Kıl hücrelerinin algısı, bağlı oldukları sinir hücrelerini uyarır. Kıl hücrelerinin hareketi ile sinir hücreleri etkileşim içindedirler. Böylelikle sesin ne kadar güçlü ve gür olduğu algılanır.
Ses zarfı nedir?
Sesleri algılamamızda ses zarfının da etkileyici bir rolü vardır. Her sesin bir başlangıç (attack), kalış (sustain) ve düşüş (decay) zamanı vardır. Sesin başlangıç zamanı, sesin çıkış zamanı olarak da tanımlanır. Örneğin bir piyanonun ses zarfı ile obuanın ses zarfı birbirinden farklıdır.
Orta kulak hakkında bilgi verin.
Dış kulak, orta kulağa üç kemikçik ile bağlıdır. Bu kemikçikler; “çekiç kemiği” (malleus), “örs kemiği” (incus) ve “üzengi kemiği”dir (stapes). Bu kemikçikler birbirleriyle bağlantılıdır ve titreşimleri kulak zarından iç kulağa iletirler. Daha sonra da mekaniksel titreşimler sinir sistemine iletilir. Kemikçiklerin herhangi bir hasara uğramasında, işitme kaybı oluşabilir.
Sesin rengini örnek ile açıklayınız.
Örneğin bir gitar telinin çıkardığı ses 262 Hz olabilir. Bu ses piyanoda “orta C” frekansına karşılık gelir. Fakat her iki enstrüman aynı anda çalıyor olsa da bu iki enstrümanın çıkardığı sesler birbirinden ayırt edilebilir. Çünkü bu sesler, saf bir tona sahip olan sinüs dalgası gibi değildir ve başka frekansları da içerir. Ses perdesi ve ses yoğunluğu tek boyutludur. Ses renginin ise çok boyutlu bir yapısı vardır. Örneğin, frekans ile ses perdesi, yoğunluk ile de ses basınç seviyesi arasındaki ilişkiyi gösterebilen bir çizelge yapılabilir. Fakat farklı seslerin ait oldukları renkleri karşılaştırabilen ya da gösterebilen bir çizelge şu anda yapılamıyor. Buna rağmen harmonikler ve sesin başlangıçtaki çıkış (attack) biçimi, ses renklerini nesnel bir biçimde karşılaştırmada yardımcı olabilir. Ses rengini etkileyen diğer bir faktör de sesin şekli ya da ses zarfıdır.
İşitmede sesin algısal yönü hakkında bilgi veriniz.
Bir kişi sesi işittiği zaman, ses kaynağına doğru başını çevirir. Ses kaynağının yönü doğru olarak nasıl tahmin edilir? Herhangi bir görsel işaret olmasa da ses kaynağının yönünü belirlemek oldukça ilginçtir. Bu sorunun cevabı, insanın işitme sisteminin yapısı ile ilgilidir. Sesin, bir kişinin sol tarafından geldiğini varsayalım. Doğal olarak ses ilk olarak sol kulağa, daha sonra da sağ kulağa ulaşacaktır. Bu durum bir zaman gecikmesi oluşturur. Zaman gecikmesi beyin tarafından algılanır ve ses kaynağının yönü belirlenmiş olur. Eğer ses kaynağı tam ortadaysa ve her iki kulağa eşit zaman aralığında ve eşit yoğunlukta sesler ulaşıyorsa, beyin bu kez gözler aracılığıyla ses kaynağını arayacaktır.
Radyo yapımlarının en temel öğesi nedir?
Ses, radyo yapımlarının en temel ögesidir.
Sesin oluşabilmesi ve kulağa kadar gelebilmesi için kaç temel koşul vardır?
Sesin oluşabilmesi ve kulağa kadar ulaşabilmesi için üç temel koşul vardır:
-
Titreşim kaynağı
-
Enerji kaynağı
-
Ortam
Ses dalgalarının yayılma şekli nasıldır?
Hava moleküllerinin etkileşimiyle oluşan ses dalgalarının yayılımı, durgun bir suya atılan taşın, su yüzeyinde oluşturduğu dalgalara benzetilebilir. Fakat su dalgalarının yayılma şekli enlemesine (transverse waves), ses dalgalarının yayılma şekli ise birbirine paralel, aynı yönde ve boylamsaldır (longitudinal waves). Ses gibi boylamsal dalgalar, havada bir yandan diğer yana salınarak yayılırlar. Ses dalgası boylamsal olmasına karşın, grafiksel ifadeyi kolaylaştırabilmek için “sinüs dalgası” şeklinde çizilir.
Sesin frekansı nasıl belirlenir?
Bir saniyede oluşan titreşim sayısı sesin frekansını belirler.
Hertz neyi ifade eder?
Her titreşimin bir frekansı vardır. Titreşim ne kadar fazla olursa, frekansı da o kadar yüksek olur. Saniyede 1 titreşim tamamlandığında, bu titreşimin frekansına eşit olarak 1 Hz oluşur.
Dalga boyu nedir?
Dalga boyu, devrini tamamlamış bir ses dalgasının yayıldığı uzaklıktır. Simgesel olarak Yunan alfabesindeki “?” (lamda) harfi ile gösterilir.
Sedin frekansı ile dalga boyu arasında nasıl bir ilişki mevcuttur?
Sesin frekansı ile dalga boyu arasında ters bir orantı vardır. Çünkü sesin frekansı yükseldikçe dalga boyu kısalır, frekansı düştükçe dalga boyu da uzar.
Genlik nedir?
Dalga boyunun yüksekliği genlik olarak tanımlanır. Genliğin elektrik ölçümü volt ya da amper, şiddet ölçümü de “desibel” olarak tanımlanır.
Desibel nedir?
Temel olarak desibel, farklı seslerden oluşan iki ses arasındaki seviyeyi ya da iki elektrik güç seviyesindeki değişimi logaritmik oran ile ifade eden, bir mühendislik terimidir. Ses basınç seviyesi, sinyal seviyesi ve sinyal seviyesindeki bütün değişimler desibel (dB) ile ölçülür.
Ses dalgaları hangi dönüşümle sesi oluşturur?
Hava moleküllerinin sıkışıp seyrekleşmesiyle oluşan ses dalgaları, sesi oluşturmada iki temel dönüşüme uğrarlar:
1. Kulak tarafından algılanan mekanik enerjinin (titreşimin), elektrik enerjisine ve kimyasal enerjiye dönüşümü.
2. Beyne giden sinir sinyallerinin dönüşümü.
Kulak kaç bölümden oluşur?
Dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç bölümden oluşur.
Dış kulağı orta kulağa bağlayan kemikler nelerdir?
Dış kulak, orta kulağa üç kemikçik ile bağlıdır. Bu kemikçikler; “çekiç kemiği” (malleus), “örs kemiği” (incus) ve “üzengi kemiği”dir (stapes).
İç kulaktaki kulak salyangozunun işlevi nedir?
Spiral şekilli ve kemiksi bir yapıya sahip olan kulak salyangozunun (koklea) içi sıvı doludur ve iç yüzeyinde küçük kıl hücreleri mevcuttur. Hava molekülleri önce kulak zarını, daha sonra da orta kulaktaki kemikçikleri titreştirirler. Orta kulak da oval pencereyi titreştirir. Oval penceredeki titreşimler, içi sıvı dolu olan kulak salyangozunu titreştirir. Kulak salyangozundaki en ufak sıvı hareketi, kıl hücreleri tarafından algılanabilir. Kıl hücrelerinin algısı, bağlı oldukları sinir hücrelerini uyarır. Kıl hücrelerinin hareketi ile sinir hücreleri etkileşim içindedirler.
Beynimiz sesin hangi yönden geldiğini nasıl algılar?
Ses hangi yönden geliyorsa ilk olarak o yöndeki kulağa ulaşır. Sonrasında diğer kulağa ulaşır. Bu durum bir zaman gecikmesi oluşturur. Zaman gecikmesi beyin tarafından algılanır ve ses kaynağının yönü belirlenmiş olur.
Her ses insan tarafından algılanabilir mi?
Ses titreşimleri fiziksel bir etki sonucu kulağa ulaşmış olsa da her ses insan tarafından algılanamaz.
İnsanın ses işitme frekans aralığı neye göre değişkenlik gösterir?
İnsanın ses işitme frekans aralığı kişinin yaşına, kulak sağlığına ve seslerle olan tecrübesine bağlı olarak değişkenlik gösterir. İnsan yaşlandıkça yüksek frekanslı sesleri (tiz sesler) işitmekte güçlük çeker.
İşitilebilen ses frekans aralıkları nelerdir?
İşitilebilen ses frekans aralıkları temelde 3 gruba ayrılır; düşük frekanslar, orta frekanslar ve yüksek frekanslar.
Ses perdesi nedir?
sesin yüksek ya da düşük frekanslı algılanmasına ses perdesi denir.
Doppler etkisi nedir?
Hareketli bir ses kaynağından yayılan ses dalgalarının, ses perdesinde oluşturduğu algısal değişimler olarak tanımlanabilir.
Maskeleme nedir?
Aynı anda işitilen fakat farklı frekanslara sahip bazı sesler, frekans ve yoğunluk etkileşimlerine bağlı olarak birbirlerini örterler, baskın hale gelirler. Bazı seslerin, ortamdaki diğer seslerin varlıkları yüzünden algılanamaması “maskeleme” olarak tanımlanır.