aofsoru.com

Radyo ve Televizyonda Program Yapımı Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim

Görsel İşitsel Anlatım Öğeleri

1. Soru

Film ve televizyon yapımlarında senaryonun görselleştirilmesinde hangi görsel ve işitsel anlatım öğeleri kullanılmaktadır?

Cevap

     • Aydınlatma

  • Kamera (Çekim ölçekleri, kamera hareketleri, kamera açıları, mercekler,

    kameranın bakış açısı)

  • Renk

  • Mekan (Doğal mekân, kurma mekân, iç mekan, dış mekan, sonsuz mekan)

  • Aksesuarlar

  • Grafik-animasyon

  • Özel efektler

  • Makyaj

  • Kostüm

  • Sesve

  • Kurgu şeklinde sıralamak mümkündür.


2. Soru

Televizyon program üretim süreci içersinde aydınlatma yapma sebepleri nelerdir?

Cevap

Teknik Açıdan Aydınlatma: Kamera ve kameraya bağlı teknik donanımın, teknik açıdan doğru bir görüntü üretebilmesi için ışığın yoğunluğunun yeterli ve nesnelerin renklerini bozmayacak nitelikte olması gerekir.

Estetik Açıdan Aydınlatma: İki boyutlu televizyon ekranında derinlik etkisinin oluşturulması ve üçüncü boyutun yaratılması televizyon aydınlatmasının estetik özellikleri ile ilgilidir. Estetik açıdan aydınlatma, bir televizyon yapımında ışık ve gölgenin düzenlenmesidir. Işık ve gölgenin doğru kullanımı, üç boyutlu nesnelerin şekil ve biçimlerini, zaman ve uzaydaki durumlarını, birbirleri ve çevreleri ile ilişkilerini ortaya çıkarır.

Psikolojik Açıdan Aydınlatma: Görüntünün izleyici üzerinde oluşturduğu psikolojik etki, görüntüde anlam yaratmayı sağlayan birçok öğenin (çerçeveleme, kamera açısı, çekim ölçeği, renk, kurgu, vs.) birlikteliğinden oluşur. Psikolojik etki yaratmada etkin öğelerden birisi de aydınlatmadır. Televizyon programında sevinç, üzüntü ya da heyecan gibi duygusal etkilerin yaratılmasında aydınlatmanın önemi büyüktür.


3. Soru

Aydınlatmanın işlevleri nelerdir?

Cevap
  • Nesneleri görünür hale getirir, boyutlarını, biçimini, şeklini ve dokularını ortaya çıkarır. Işık, nesnenin özelliklerini ortaya çıkartmak için kullanılır. Bu nedenle, ışığın denetlenmesi gerekir. Aydınlatma ile nesne tümüyle görünür hale getirilebileceği gibi, boyutunun, biçiminin ve dokularının ortaya çıkarılması için aydınlatma yapılırken nesne üzerinde karanlık ve aydınlık bölgelerin oluşturulması gerekir.

  • Nesnelerin aydınlık ve karanlık alanlarını dengeli bir biçimde ortaya koyar ve nesneleri vurgular.

  • Kameranın çalışabileceği yeterli ışık seviyesini sağlar ve renkleri bozmayacak ışığı elde eder.

  • Atmosfer yaratır ve zamanı belirtir.

  • Nesneyi, çevresini, mekansal ilişkileri ve perspektifi ortaya koyar, mekana derinlik kazandırır. Işık nesnenin çevresini tanıtırken, onun boyutunu, derinliğini ve hacmini ortaya koyar. Örneğin, iyi aydınlatılmış dar bir oda olduğundan daha geniş görülebileceği gibi, geniş ancak karanlık bir mekan daha dar görünebilir. Ön ve arka plan arasında yaratılan aydınlatma farklılıkları ise mekana derinlik kazandırır.

  • Mekanın yapısını ve kişilerin psikolojik durumunu ortaya koyar. Işık ve gölgenin birleşimi mekanda değişik atmosfer yaratır. Örneğin uzun gölgeler akşamüzeri bir zamanı tanımlarken, sessizliği ve dingin bir atmosferi sunar. Sert aydınlatma ise, gündüz aydınlatmasını belirler ve görüntüye di- namik ve canlı bir nitelik kazandırır.

  • Dikkati yönlendirir. Belirli bir nesne ya da mekanın belirli bir bölümü üzerine dikkatin yönlendirilmesi, ancak, nokta ışık kaynakları kullanılarak gerçekleştirilir. Belirli bir alan aydınlatılırken çevresi karanlıkta bırakılarak işlem gerçekleştirilir.

  • Görsel sürekliliği sağlar. Arka arkaya gelen görüntülerde mekan aydınlatma- sının birbirine yakın olması gerekir. Aynı mekanda çekilen görüntüler ara- sında aydınlatma farklılıkları görsel sürekliliğin bozulmasına neden olur.


4. Soru

Ana ışığın aydınlatmadaki amacı nedir?

Cevap

Ana ışık: Stüdyo aydınlatmasındaki en güçlü ve en sert ışık kaynağıdır. Ana ışığın amacı, nesnenin biçimini, yapısını, yüzeyini ve boyutunu ortaya koymaktır. Ana ışık, aydınlatmada gölgeler oluşturur ve yönlendirilebilir bir özelliğe sahiptir. Kameranın sağ ya da sol üst tarafına yerleştirilir, göz düzeyinden 45 ° yukarıya yerleştirilmesi en iyi konumlandırmadır. Tek başına kullanıldığında ana ışık, sahnede çok sert aydınlık ve karanlık alanlar yaratır. Bu özelliği ile dramatik bir etki yaratır. Nesnenin aydınlatılmasında ilk önce anahtar ışık yani ana ışık ayarlanır, diğer ışık kaynakları anahtar ışığa göre düzenlenerek ayarlanır.


5. Soru

Temel aydınlatma yaparken dolgu ışığın işlevi nedir?

Cevap

Dolgu Işık: Ana ışıktan sonra ikinci güçlü ışık olan dolgu ışık, yumuşak ışık kaynağıdır. Kısacası, dolgu ışığın şiddeti anahtar ışığın şiddetinden daha azdır. Ana ışık kaynağının tam karşı yönüne yerleştirilir. Dolgu ışığın amacı, ana ışık kaynağının neden olduğu sert gölgeleri yumuşatmaktır. Dolgu ışık kaynakları televizyon programlarında düz aydınlatma yaratmak amacıyla oldukça yoğun kullanılırlar. Düz aydınlatma gölgesiz bir aydınlatma türüdür. Sahnede bulunan her şey eşit aydınlatılmış olarak görünürler. Bu ışık kaynağı ile yapılan aydınlatma iki boyutlu derinliği olmayan bir karaktere sahiptir. Dolgu ışığın kullanılmadığı durumda, gölgeli bölümler sert ve karanlık olur, o bölgelerde ayrıntı elde etmek olanaksızdır. Dağınık karakterli bir ışık kaynağı olması nedeniyle denetlenemez bir özelliğe sahiptir.


6. Soru

Üç nokta aydınlatma yaparken arka ışığın önemi nedir?

Cevap

Arka ışık: Aydınlatmada kullanılan üçüncü ışık kaynağı olan arka ışık, sert ışık kaynağıdar ve nesnenin ya da oyuncunun hatlarını ortaya çıkartmak amacıyla kullanılır. Arka ışık aydınlatmada derinlik sağlayarak nesne ya da oyuncuyu arka plandan ayırır. Arka ışığın kullanılmadığı durumda mekan derinliği yok olur. Arka ışık, oyuncunun arkasında yukarıda bir yere konumlandırılır. Oyuncunun saçlarına ve omuzlarına düşecek şekilde yönlendirilir. Böylece, görüntüde derinlik duygusu yaratılarak konunun fondan ayrılması sağlanır. Çok güçlü arka ışık çok yapay bir görünüme neden olur.


7. Soru

Sert Işığın niteliği nedir?

Cevap

Sert ışık: Sert ışık, güçlü, keskin hatlı sert gölgeler yaratır. Bu özelliği nedeniyle, nesnenin yapısını, nesne yüzeyinin dokusunu ve şeklini ortaya çıkartır. Yönlendi- rilebilir ve sınırlandırılabilir olması nedeniyle aydınlattığı alan kontrol edilebilir. Güneş ve stüdyodaki nokta aydınlatması yapan ışık kaynakları sert ışık kaynağı özelliğine sahiptir. Sahne ya da mekan sert ışık ile aydınlatılırsa kabaca aydın- latılmış bir nitelik sergiler. Sert ışıkla yapılan yüz aydınlatmalarında yüzde sert gölgeler oluşur. Bu da yüksek bir kontrastın gerçekleşmesine neden olur.


8. Soru

Yumuşak ışığın özellikleri nelerdir?

Cevap

Yumuşak ışık: Yumuşak ışık, dağınık karakterli bir özelliğe sahiptir. Yumuşak ışık, yumuşak karakterli ışık kaynaklarından elde edildiği gibi, sert ışık kaynağının tavana yansıtılması ya da ışığın önüne yumuşatıcı malzemeler konularak da elde edilebilir. Bulutlu bir gökyüzü de, yumuşak karakterli bir yapıya sahiptir. Yumuşak ışık, sert ışığın neden olduğu sert gölgeleri yumuşatmada ve o bölgelerin belirli bir düzeyde görünür hale gelmesini sağlamada etkin rol oynar. Yumuşak ışık, iki boyutlu düz bir aydınlatma özelliği taşır. Her şey eşit derecede görünür olduğundan başlangıçta bu tür bir aydınlatma ideal görülebilir. Oysa, iki boyutlu derinliği olmayan aydınlatma tercih edilen bir durum değildir.


9. Soru

Işığın renk özellikleri nedir?

Cevap

Işığın rengi: Işığın rengi, renk ısısı ile açıklanır, renk ısısı ile ışığın gücü arasında bir ilişki yoktur. Renk ısısı arttığında ışığın rengi kırmızıdan maviye doğru bir değişim gösterir. Renk ısısının birimi Kelvindir. Lambalar renk ısıları ya da Kelvin değerlerine göre sınıflandırılır. Dış çekimlerde kullanılan lambalar gün ışığı ya da 6000-6500 Kelvin ısısına sahip iken, stüdyolarda kullanılan lambalar Tungsten ya da 3200 Kelvin renk ısısına sahiptir.


10. Soru

Işık kaynakları ve özellikleri nelerdir?

Cevap

Bir televizyon programında istenilen görüntü kalitesine doğru aydınlatma ile ulaşılabilir. Doğru aydınlatma için de ışık malzemesinin seçimi ve niteliği çok önemlidir. Bu nedenle televizyon program yapımlarında kullanılan ışık malzemelerinin seçiminde, güçleri, nitelikleri, renk ısıları, yaydıkları ısı miktarı, harcadıkları enerji miktarı ve kapladıkları yer belirleyicidir.


11. Soru

HMI lambaların özellikleri nelerdir?

Cevap

Yapay ışık kaynaklarının bir diğer türü de, gün ışığına dengelenmiş lambalardır. Bunların en bilineni, HMI lambalardır. Bu lambalar, aynı enerjiyle tungsten lamba- lardan daha fazla ışık üretirler. Bu lambalar hem daha az elektrik enerjisi harcarlar hem de daha az ısı yayarlar. Gün ışığının renk ısısına en yakın ışığı üreten HMI lambaların gücü 575 W’tan başlar. Bu tür ışık kaynakları 1,2, 2.5, 6, 8, 12, 18 kW gibi büyüklüklerde olabilirler. 2,5 kW’lık HMI lamba 5-10 kW’lık tungsten lambaların ışığını verir. Bu ışık kaynakları stüdyolarda kullanılmaz. Dış çekimlerde kullanılan bu ışık kaynakları, güneşin neden olduğu sert gölgeleri yumuşatmak için kullanılır.


12. Soru

Stüdyo ortamında kullanılan lambaların kelvin değerleri kaç olmalıdır? 

Cevap

Lambalar, renk ısılarına ya da Kelvin değerlerine göre nitelendirilirler. Stüdyolarda kullanılan lambalar, Tungsten ya da 3200 Kelvin renk ısısına sahip lambalar olarak nitelendirilirken, dış çekimlerde kullanılan lambalar gün ışığı ya da 6000- 6500 Kelvin renk ısısına sahip lambalar olarak nitelendirilir.


13. Soru

Çekim ölçekleri nasıl tanımlanır?

Cevap

Kameranın bir kez çalıştırılıp durduruluncaya kadar elde edilen görüntü dizisi çekim olarak adlandırılır. Her çekim değişik kamera konumlarından ve açılarından yapılır. Bu nedenle kaydedilen nesne ya da mekanın çerçeve alanı içinde kapladığı alan farklılık gösterir. Nesnelerin ekranda kapladığı alan da basit bir deyişle bize çekim ölçeğini tanımlar. Çekim ölçekleri, doğru ve anlamlı bir sürekliliği sağlamanın yanında, doğru ve anlamlı bir görsel düzenleme elde etmek, dramatik etki yaratmak ve üç boyutlu bir izlenim sağlamak amacıyla kullanılır.


14. Soru

Çekim ölçekleri nasıl sınıflandırılır?

Cevap

Çekim ölçeklerini sınıflandırırken farklı sınıflandırmalar yapılmaktadır. Genellikle çekim ölçeklerinin sınıflandırılmasında insan temel alınarak yapılır. Ancak, bu sınıflandırma insan dışındaki nesnelere uygulandığında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, çekim ölçeklerini nesnelerin “ekranda kapladığı alan” ölçütünden hareket ederek daha geniş bir sınıflandırma yapmak mümkündür. Çekim ölçekleri; genel olarak yakın çekim, orta çekim ve genel çekim diye üç grupta toplanabilir. Yakın çekim, ayrıntı çekim, yüz çekim, baş çekim, omuz çekim, göğüs çekim gibi çekim ölçeklerini kapsar. Orta çekim ise, oyuncunun bel ve diz çekimini kapsar. Genel çekimler ise, boy, genel ve çok genel çekim olarak sınıflandırılır.


15. Soru

Yakın çekim ölçeği nasıl tanımlanır?

Cevap

Yakın çekimler, izleyicinin dikkatinin belli bir noktaya odaklanması istendiğinde kullanılır. Oyuncunun yüz tepkilerinin vurgulanmasında, psikolojik durumunun anlatılmasında ya da oyuncu önemli bir söz söylediğinde bu çekim ölçekleri kullanılır. Yönetmenin seyircinin dikkatini kontrol etmede kullandığı en etkili yöntem yakın çekimler kullanmaktır. Bu çekim ölçeklerini kullanarak yönetmen, seyircinin bakışını mekanda bulunan önemli bir nesne üzerine (örneğin oyuncunun yüzü ya da bir nesnenin ayrıntısı gibi) yönlendirir. Televizyon ekranının boyutu nedeniyle, en etkin çekim ölçeği yakın çekimlerdir. Çünkü yakın çekimdeki nesneler ekranda çok büyük görünmektedirler. Yakın çekimlerde aksiyon oldukça dinamik görünür. Yakın çekimler sahnenin duygusal atmosferini vurgularken, sahnedeki gerilimi de arttırıcı bir rol üstlenir. Sahnenin bu özelliği orta ve genel çekimlere çıkılarak azaltılır ve sahne sonlandırılır. Televizyon programlarında genel çekimler sık kullanılmazlar. Çünkü bu çekimlerdeki ayrıntılar televizyon ekranında kaybolma riski ile karşı karşıyadır.


16. Soru

Orta çekim ölçeği kullanım alanı nereleridir?

Cevap

Konunun bütününün değil, sadece bir parçasının çerçevede yer aldığı çekim ölçeğidir. Orta çekimler, televizyon için mükemmeldir. Çünkü bu çekimlerde ön ve arka plan net olarak görülmekte, belli bir oranda mekan bilgisi seyirciye verilmekte, oyuncuların mekandaki konumları ve ilişkileri seyirciye gösterilebilmektedir. Televizyon programlarında mesajın izleyicilere daha hızlı ve doğru olarak ulaşmasını sağlamak amacıyla genellikle orta çekimler kullanılabilir. Bu çekim ölçeklerinde de dikkat çevreden çok, oyuncuların üzerinde toplanır. Çünkü oyuncunun yüzü, hala çerçeve içinde etkin bir durumdadır. Oyuncunun yüzü izleyici tarafından görülebildiği için, oyuncunun gözleri seyircinin dikkatini kendi üzerinde toplayabilecek güçtedir. Gövde hareketleri bu tür çekim ölçeklerinde genel çekim ölçeklerine göre daha azdır. Orta çekimde, birden fazla oyuncu görülebilmekte (İkili ya da üçlü çekim gibi) bu da oyuncular arasındaki ilişkilerin (örneğin fiziksel ve duygusal ilişkiler) izleyiciye iletilmesi açısından kolaylık sağlar.


17. Soru

Genel çekimin özelliği nedir?

Cevap

Aksiyonun geçeceği alanın tamamını göstermekte kullanılan genel çekim, oyuncuların mekan içindeki konumlarını birbirlerine göre durumlarını, hareketlerini mekanla birlikte gösteren bir çekim ölçeğidir. Nesnenin (konunun) tümünün, içinde bulunduğu mekânla birlikte görüldüğü çekim ölçeğidir. Oyuncular ve mekan birlikte gösterildiğinden mekan, oyunculardan daha çok alanı kaplar. Genel çekimin en önemli amacı ise, mekanı tanıtmaktır. Genel çekimler açılış çekimi olarak yaygın biçimde kullanılır. Özellikle çok genel çekimlerde alan derinliği sonsuza kadar uzanır. Bu tüm görüntünün net olarak görünmesi demektir. En yakın nesneden en uzaktaki nesneye kadar her şey net görülür.


18. Soru

Kaç çeşit kamera hareketi vardir?

Cevap

Televizyon yapımlarında kamera, konumuna, açısına, nesneye olan uzaklığına ve çekim ölçeğine bağlı olarak çeşitli hareketler yapar. Genel olarak kamera hare- ketleri iki grupta toplanabilir. Bunlar;

• Kameranın sabit bir noktadan yaptığı hareketler,
• Kameranın hareketli bir araç üzerinde yaptığı hareketlerdir.


19. Soru

Çevrinme hareketi nasıl yapılır?

Cevap

Çevrinme hareketi üç grupta incelenebilir. Bunlar; yatay çevrinme, dikey çevrinme ve diyagonal çevrinmedir. Kamera, bu hareketleri yaparken, her iki yönde de hareket edebilir. Örneğin sağdan sola yatay çevrinirken, soldan sağa da çevrinir. Bu durum diğer çevrinme hareketleri içinde geçerlidir. Aşağıdan yukarı dikey çevrinme, yukarıdan aşağı çevrinme gibi. Çevrinme hareketi, nesnelerin hareketlerini ve sahneye giriş çıkışlarını izlemek, geniş mekanları tanıtmak için kullanılır. Farklı mekanlar arasındaki ilişkileri göstermek için, çevrinme hareketinden yararlanılır. Oyuncunun tepkisini ve nedenini göstermek amacıyla da çevrinme hareketi yapılabilir. Kimi zaman bilinmeyen bir durumu göstermek, daha önce gösterilmemiş olan olay ve olguları açığa çıkartmak için de çevrinmeden yararlanılabilir.


20. Soru

Bakış açısı konumu nasıl belirlenir?

Cevap

Bakış açısı konumu, genellikle sahnede iki ya da daha fazla oyuncu bulunduğunda kullanılır ve bu konumdan alınan çekimler de bakış açısı çekimi diye adlandırılır. Bu konum oyuncunun hemen yanı başında ve bakış açısına yakın bir konumdur. Ancak, oyuncunun yerini ve bakış açısını kullanmaz. Bu nitelendirmeler, bakış açısı konumunu öznel ve nesnel konumların özelliklerini sergileyen bir konuma sokar. Ancak doğası gereği, nesnel çekime daha çok benzer. Bu konumdan alınan çekimler genellikle yakın çekim ölçeğindedir. Bakış açısı çekimindeki bir oyuncu kameranın merceğine doğru bakmaz. Merceğin sağ ya da sol tarafında bir yere doğru bakar. Bakış açısı çekiminde kamera daha çok aksiyon ile ilgilendiğinden çekimin karakteri nesnel çekimi andırır. Bakış açısı çekimi yapılırken kameranın konumlandırılmasında belirleyici faktör, bakış açı- sından çekimi yapılacak oyuncunun konumudur. Bu kameranın oyuncuyla aynı yükseklikte ve hemen onun yanı başında olması demektir. Bakış açısı çekimleri çoğunlukla iki oyuncu arasında var olan bir ilişkinin içine seyircinin de katılımını sağlamak için kullanılır. Buna karşın bazı durumlarda bakış açısı çekimi tek bir oyuncuyla ilgili olarak da yapılabilmektedir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email