aofsoru.com

Tedarik Zinciri Yönetimi Dersi 1. Ünite Özet

Tedarik Zinciri-Temel Kavramlar

Tedarik Zinciri Kavramı

Tedarik zinciri, ürünlerin ya da hizmetlerin üretim ve tesliminde yer alan birçok bağımsız birim/bölüm ya da organizasyondan ve bu birim/bölüm ya da organizasyonların tesisleri, fonksiyonları ve faaliyetlerinden oluşan bir zincirdir. Tedarik zinciri, süreç boyunca gerçekleşen eylemlerin ürüne değer katmasından dolayı “değer zinciri” olarak da adlandırılmaktadır. Tedarik zincirinin ne anlama geldiği ya da ne olduğu konusunda evrensel bir kabulün bulunduğunu net olarak söylemek çok zordur. Temel olarak, tedarik zinciri malzemenin tedarik kaynağı ile müşteri arasındaki çift yönlü akışını/taşıması sürecinin yöneten ve bu süreçte görev alan elemanların oluşturduğu bir şebekedir (s:4, Şekil 1.1).

Tedarik, işletme gereksinimlerinin, başka bir deyişle işletmelerin ihtiyacı olan girdilerin, saptanması, bu gereksinimleri karşılayabilecek bir tedarikçinin belirlenerek seçilmesi, ürün teslimine ilişkin koşulların müzakere edilmesi ve teslime ilişkin işlemlerin izlenmesine yönelik işlevleri kapsamaktadır. Bu tanıma göre, tedarik bir süreçtir. Tedarikçi ise işletme gereksinimlerini karşılayan birim/bölüm, kurum ya da kişidir.

Tedarik zinciri, hammaddeleri nihai ürünlere dönüştürme ve daha sonra bu ürünleri müşterilere teslim etme konularını bünyesinde barındıran bütünleşik bir imalatdağıtım-teslim sürecidir. Tepe noktada tedarik zinciri iki temel bütünleşik süreci kapsamına alır: Bunlar; (1) Üretim Planlama ve Stok Kontrol Süreci ve (2) Dağıtım ve Lojistik Süreci'nden oluşmaktadır (s:5, Şekil 1.2).

Tedarik Zinciri Konusunun Gelişimi

Ana başlıklar halinde toplamak gerekirse, tedarik zincirindeki gelişmelere neden olan üç temel faktör vardır.

Bunlardan ilki, işletmeler kendi tedarik kaynaklarının yanı sıra düşük maliyetli, kaliteli malzemeler sağlayan tedarikçilerin bulunması konusunda daha özenli ve araştırıcı olmaya başladılar. Artan tedarikçi, başka bir deyişle tedarik zincirinde görev alan birim, sayısı ile birlikte bütün işletme performansını optimize etmek için tedarik ağının tamamını yönetmek işletmeler için kritik bir faktör haline geldi.

Tedarik zincirindeki gelişmelere neden olan faktörlerden ikincisi, dağıtım kanalı boyunca talebi tatmin edecek çoklu kaynaklara yeterince sahip olma ve en düşük maliyetle en yüksek müşteri erişebilirliğidir.

Tedarik zinciri konusundaki değişiminin üçüncü sebebi ise; işletmenin bir bölüm ya da bir işlevini iyileştiren pek çok şirketin tüm işletme için aslında en uygun başarım düzeyinden daha az başarım elde ettiklerinin farkına varmalarıdır. İşletmeler herhangi bir alanda aldıkları kararların etkisini doğru ölçebilmek için tedarik zincirine bir bütün olarak bakmak zorundadırlar.

Tedarik Zinciri Konusunun Yaygınlaşması

Tedarik zinciri konusunun yaygın şekilde tanınır bir hale gelmesinin temel nedenleri: küresel kaynak kullanımındaki eğilim, zaman ve kalite yönlü rekabet üzerindeki vurgu ve bunların çevre üzerindeki belirsizliğe olan katkıları gibi çeşitli güdüleyiciler konunun bilinirliğini arttıran nedenlerdir.

Tedarik Zinciri Gelişim Aşamaları

Tedarik zinciri ile zincirde yer alan işletmeler arasındaki eş zamanlı ilişkiler, işletme yönetiminde üretim, pazarlama ve satış stratejilerinin imalat, stok ve hizmet yürütümü ile bağlantısının kurulmasında temel bir konuma sahip olmuştur. Bu doğrultuda tedarik zinciri yönetiminin beş aşamadan geçerek günümüzdeki durumuna geldiğini söyleyebiliriz (s:9, Şekil 1.3). Bu aşamalar;

  • Depolama ve nakliye,
  • Toplam maliyet yönetimi,
  • Bütünleşik lojistik yönetimi,
  • Tedarik zinciri yönetimi,
  • E-tedarik zinciri yönetimi olarak sıralanabilir.

Tedarik Zinciri Temel Alanları

Etkili tedarik zinciri, hem müşteri hizmet düzeylerinde hem de tedarik zinciri içerisinde yer alan işletmelerin içsel operasyon verimliliğinde olumlu gelişmeler sağlar. Bu çerçevede müşteri hizmeti; yüksek sipariş sağlama oranı, tam zamanında teslimat oranı ve sebep her ne olursa olsun düşük iade oranı anlamına gelir. Bir tedarik zincirinde organizasyonun içsel operasyon verimliliği ise; stok ve varlıklar yönünden cazip bir yatırım geri dönüş oranına sahip olmak ve operasyon ve satış harcamalarını düşürecek bir yol bulmak anlamına gelmektedir.

Söz konusu olumlu gelişmelerin sağlanabilmesi için tedarik zincirinde yer alan işletmeler beş temel alanda faaliyetleri için bireysel ya da kolektif karar almak durumundadır. Bu beş temel alan aşağıdaki konuları kapsar:

Üretim: Bu eylem imalat kapasitesini, iş yükü dengesini, kalite kontrolünü ve teçhizat bakımını da dikkate alan ana üretim planının oluşturulmasını kapsar.

Envanter: Tedarik zincirinin her aşamasında hammaddenin ne kadar miktarda, yarı bitmiş ya da bitmiş ürün olarak stoklanması gerektiği tedarik zincirinin verimi açısından oldukça önemlidir.

Stok tutmanın altında yatan temel amaç, tedarik zinciri içerisindeki belirsizlik karşısında bir tampon görevi görmektir. Bununla birlikte, stok tutma pahalı olabilir ve bu yüzden optimum stok düzeyinin ve yeniden sipariş verme noktasının ne olacağı önceden belirlenmelidir.

Konum: Tedarik zincirinde dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da üretim ve stok depo tesislerinin konumudur.

Nihai müşteriye dağıtım ile birlikte ürün akışı için uygun yolun belirlenmesinde, söz konusu tesislerin konumuna karar verirken, konumun maliyeti ve taşıma verim ve kalitesine olası etkisi göz önüne alınmalıdır.

Taşıma: Taşıma yöntemlerinden hava, kara, deniz ve demiryolu taşımacılığından birine karar verirken; güvenirlik, hız ve maliyete göre bir kara verilmelidir. Hava ve kara taşımacılığı genellikle güvenli ve hızlı olmasına rağmen pahalıdır. Deniz ve demiryolu taşımacılığı daha ucuz olmasına karşın daha uzun zaman alır ve daha fazla belirsizlik taşır. Bu belirsizlik daha yüksek düzeyde stok tutma ile giderilebilinir. Fakat bu durumda envanter konusu da göz önüne alınmalıdır.

Bilgi: Zamanlı ve doğru bilgi daha iyi koordinasyon ve daha iyi karar alınmasını sağlar. Doğru bilgi, ne üretileceği, ne kadar üretileceği, stokların nerede depolanacağı ve en iyi taşıma yönteminin hangisi olacağı konularında etkin karar alınmasını sağlar.

Bu kararlar şirketin tedarik zincirinin kapasitesini ve etkinliğini belirleyecektir.

Tedarik Zincirinin İşleyişi ve Bileşenleri

Tedarik zinciri yönetimi ile, alınan malzemeler, üretim süreçleri ve dağıtım akışı fazladan stok oluşturmadan müşteri taleplerinde meydana gelen değişimlere cevap verme (talebi karşılayabilme) anlamında ayarlanır. Tedarik zinciri nihai tüketici için ürün veya hizmet sağlamada firmalara birbirini etkileyen koordine edilmiş bir şebeke sağlar. Böylece organizasyon, işletme sınırları ve ulusal sınırlar içinde çapraz fonksiyonlar yürütür. Tedarik zincirinin 5 temel stratejik ve operasyonel karar alanı bulunmaktadır (s:12, Şekil 1.4).

Üretim, ürünlerin kullanılabilir hale gelmesi ve depolanması konusunda tedarik zincirinin kapasitesini ifade eder. Üretimle ilgili tesisler, fabrika ve depolardan oluşur. Talebi karşılama ve verimlilik arasındaki ikilemin nasıl çözüleceği yöneticilerin üretimle ilgili kararlarına bağlıdır.

Tedarik zinciri açısından işlevlerine bakılacak olursa; fabrikalar, birkaç imalat yaklaşımından birini esas alarak kurulur. Bu yaklaşımları ürün odaklı ve işlevsel odaklı yaklaşımlar olarak sınıflandırabiliriz.

Fabrikalar gibi depolar da farklı uygulamalar gerektirebilir. Depolamada kullanılan 3 farklı yaklaşım ise; stok izleme-tanımlama yönlü depolama, parti depolama ve çapraz yükleme olarak sınıflandırılabilir.

Envanter, tedarik zinciri boyunca yani, hammaddeden, süreçteki işlemlere, aracıların ellerindeki nihai ürünlere kadar tüm aşamaları kapsar. Envanterin oluşturulup saklanması konusunda uygulanan 3 temel strateji vardır. Bunlar, dönem envanteri, emniyet stoku ve mevsimsel envanter olmak üzere üçe ayrılırlar.

Konum, tedarik zinciri tesislerinin coğrafik olarak yerleşimini ifade etmektedir. Aynı zamanda, hangi işlemin hangi tesiste yapılacağı kararlarıyla da ilgilidir. Yerleşim yeri kararları uzun dönemli bir plana büyük miktarlarda para bağlandığı için oldukça önemli stratejik kararlar arasında kabul edilir. Bir yerleşim yerine karar verildiğinde, seçilen konuma ilişkin bir dizi faktörle ilgilenmek gerekir. Bu faktörler; tesis maliyeti, işgücü maliyeti, çalışanların becerileri, altyapı durumu, vergi ve tarifeler, tüketici ve tedarikçiye yakınlıktır.

Taşımacılık, tedarik zinciri içerisinde hammaddeden nihai mala kadar tüm ürünlerin farklı tesisler arasında hareketi olarak tanımlanmaktadır. Taşımacılıkta hız ve verimlilik taşıma şeklinin seçilmesinde önemli rol oynar. İşletmelerin seçebileceği 6 farklı taşımacılık alternatifi vardır. Bunlar, gemi, tren, boru hatları, kamyonlar, uçaklar ve elektronik taşımacılık vasıtaları olarak listelenebilir. Taşımacılık yolunun seçiminde genel kural; ürünün değeri yüksekse hızlı olan taşımacılığı, ürünün değeri düşükse yavaş ve verimli olan taşımacılık yolunu seçmektir.

Bilgi, diğer dört tedarik zinciri unsuruyla ilgili karar vermede taban oluşturur. Bilgi, tedarik zincirindeki tüm faaliyet ve operasyonlar arasında bağ kurmayı sağlar. Bu bağ ne kadar güçlü olursa, tedarik zincirindeki firmalar kendi operasyonlarıyla ilgili o kadar iyi kararlar verirler. Tedarik zincirinde bilgi iki amaç için kullanılır. Bunlardan ilki, diğer dört tedarik zinciri unsurunun işlemesiyle ilgili günlük faaliyetlerin koordinasyonudur. İkincisi ise, gelecek taleplerin tahmini ve karşılanması için tahmin ve planlama yapılmasıdır.

Tedarik Zincirinde Yapısal Gelişmeler

Endüstri dönemindeki yavaş hareketlerin hakim olduğu kitlesel pazarlarda, başarılı firmaların tedarik zincirinin önemli bir kısmına sahip olma eğilimi olağan bir uygulama olarak görülmekteydi. Bu durum dikey bütünleşme olarak bilinmekteydi. Dikey bütünleşmenin amacı, ölçek ekonomisinin sağladığı fırsatlardan en yüksek verimliliği elde etmekti. 1900’lerin başında bu stratejiyi uygulayan Ford Motor Co., verilebilecek en güzel örnektir.

Küreselleşme, rekabetçi pazarlar ve hızlı adımlarla ilerleyen teknolojik değişim ise günümüzde işletmelerin üst düzey operasyonel verimliliği yakalamak ve sürekli değişen teknolojik değişikliklerin gerisinde kalmamak için temel yeteneklerine odaklanmalarını bir zorunluluk haline gelmiştir. Aynı zamanda, bu durum, tedarik zincirlerinin gelişimini de hızlandırmıştır.

Şekil 1.5.’de tedarik zincirinde eski ve yeni yapı karşılaştırması gösterilmektedir.

Tedarik Zincirinde Yer Alan Katılımcılar

En basit haliyle, tedarik zinciri; işletme, tedarikçileri ve işletmenin müşterilerinden oluşur. Bu oluşum basit tedarik zincirinde yer alan temel grupları ifade etmektedir. Genişletilmiş tedarik zincirleri bu basit yapıya ek olarak üç tür katılımcıyı daha kapsamına almaktadır. Genişletilmiş tedarik zincirlerinin başlangıcında tedarikçinin tedarikçisi ya da nihai tedarikçi bulunur. Sonunda ise müşterilerin müşterisi ya da nihai müşteriler yer alır. Son olarak da tedarik zincirinde bulunan tüm işletmelere servis sağlayan işletmeler bulunur (s:17, Şekil 1.6).

Üreticiler: Üreticiler ya da imalatçılar, mal/hizmet üreten işletmelerdir. Hammadde üreticileri ve nihai ürünlerin üreticileri de bu gruba girer. Farklı meslek gruplarına göre üretilen mal/hizmet çeşitlilik gösterir.

Dağıtıcılar (Distribütörler): Dağıtıcılar, üreticilerden toptan olarak mal/hizmet alırlar ve müşterilere ilgili ürün hattından ulaştırırlar. Dağıtıcılar aynı zamanda toptancı olarak da bilinirler.

Perakendeciler: Perakendeciler, ürün stoklar ve nihai tüketicilere küçük miktarlarda satış yaparlar. Perakendeciler aynı zamanda tercih ve talepleri de yakından izler. Müşterileriyle iletişim kurar, kampanyalar düzenler ve müşterilerinin dikkatini çekmek için fiyat, ürün seçimi, hizmet ve konfor/kolaylık bileşenlerinin bir birleşimini sunarlar.

Müşteriler: Müşteri bir ürünü fiilen satın alıp, zincirdeki taraflar için kazanç yaratır. Ancak, nihai müşteri gibi bir işletme de müşteri olup ürün satın alabilir ve onu başka bir ürün üretmek ya da yeniden satmak üzere kullanabilir.

Hizmet sağlayıcılar: İşletmeler, üreticilere, dağıtıcılara, perakendecilere ve müşterilere hizmet sağlarlar. Hizmet sağlayan işletmeler, özel bilirkişilik/uzmanlık desteği verirler ve tedarik zinciri içerisinde gerek duyulan faaliyetle ile ilgili beceri birikimine sahiptirler. Söz konusu hizmetleri gereksinim sahibi işletmeden daha iyi yapabildikleri için üretici, dağıtıcı, perakendeci ve müşterilerin kendi olanaklarını kullanarak yaptıkları duruma göre daha az maliyetli ve düşük fiyatlı iş çıkartırlar.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email