Sosyal Psikoloji 2 Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Gruplar Arası İlişkiler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Gruplar arası davranış kavramını açıklayınız?
Gruplar arası davranış, iki veya daha fazla ayrı sosyal grubun bir ya da birden fazla temsilcisi arasındaki etkileşim olarak tanımlanabilir. Ancak böyle bir tanımdan, gruplar arasındaki etkileşimin zorunlu olarak yüz yüze olması gerektiği anlaşılabileceğinden, bu tanım fazla kapsayıcı bulunmayabilir. Daha kapsayıcı bir tanım şöyle olabilir: “İnsanların kendilerini ve diğerlerini ayrı sosyal grupların üyeleri olarak görmelerini sağlayan herhangi bir algı, biliş ya da davranış gruplar arası davranıştır”.
En genel anlamda, iki grubun bir bütün olarak ya da iki üyesi arasında kurulabilecek potansiyel etkileşim tarzları nelerdir?
En genel anlamda, iki grubun bir bütün olarak ya da iki üyesi arasında kurulabilecek potansiyel iki etkileşim tarzı bulunmaktadır: Dayanışma ve iş birliğini içeren olumlu etkileşimler ve anti-sosyal davranış ve şiddeti içeren olumsuz etkileşimler. Sosyal psikolojide, kişiler arası alanda hem olumlu hem de olumsuz etkileşimler çalışılırken gruplar arası ilişkilerde odaklanılan esas alan anti-sosyal davranışlar ya da şiddeti içeren olumsuz etkileşimlerdir.
Gruplar arası çatışmayı farklı biçimlerde açıklayan kuramsal yaklaşımlara örnek veriniz?
Gruplar arası çatışmayı farklı biçimlerde açıklayan kuramsal yaklaşımlara örnek olarak Sherif ’in gerçekçi çatışma kuramı ve Tajfel ve meslektaşlarının geliştirdiği sosyal kimlik kuramları verilebilir.
Sheri'in gerçekçi çatışma kuramı hakkında bilgi veriniz?
Bu kurama göre, temel olarak bireyler ve gruplar arasında ortaya konan hedeflerin niteliği, bireyler ve gruplar arası ilişkilerin niteliğini belirlemektedir. Başarılması için ortak çaba gerektiren hedefler söz konusu olduğunda, bireylerin iş birliği yapacağı ve bir grup oluşturacağı öngörülmektedir. Diğer taraftan, sadece bir kişinin, diğerinin aleyhine olacak şekilde ulaşabileceği hedefler (örneğin bir tarafın kazanıp diğer tarafın kaybetmek zorunda olduğu satranç oyunu) söz konusu olduğunda, bu hedefe ulaşmak için bireyler arasında rekabet yaşanacak ve bu da grup oluşumunu engelleyecek ya da varolan grubun krize girmesine yol açacaktır. Gruplar arası düzeyde ise grupların birbirlerinin aleyhine ulaşabilecekleri hedefler, gerçekçi grup çatışması, kendi grubunu kayırma, karşıt grubu kötüleme, düşmanlık vb. ne yol açacaktır. Eğer iki grubun ortaklaşa çabayla ulaşabilecekleri hedefi olursa gruplar arası ilişkide çatışma azalacak ve uyum teşvik edilmiş olacaktır.
Sherif’in Gerçekçi Çatışma Kuramı’n göre ilişki türlerini sınıflandırınız?
Sherif’in Gerçekçi Çatışma Kuramı’n göre ilişki türleri;
- Kişiler arası
- Gruplar arası
Sherif’in Gerçekçi Çatışma Kuramı’na göre üst düzey hedefler kavramını açıklayınız?
Üst Düzey Hedefler: Gruplar arası bağlamda her bir grubun tek başına ulaşamayacağı, sadece gruplar arası iş birliği ile ulaşılabilecek türden hedeflerdir.
Asgari Grup Paradigması’nı açıklayınız?
“Bir araya gelen bireylerin ait oldukları grubu kayırmaları ve diğer grupla rekabet etmeleri için psikolojik düzeyde gerekli ve yeterli koşullar nelerdir? sorusunu yanıtlamak üzere bir araya gelen bir grup sosyal psikolog, sosyal psikolojide asgari grup paradigması adı verilen deneysel çalışmaları, bu soruya yanıt verebilmek için gerçekleştirmişlerdir. 1971’de başlayan bu deneyleri gerçekleştirenlerin temel düşüncesi, gruplar arası ayrımcılığın ortaya çıkması için gereken asgari koşulları yaratmak ve bundan sonra bu koşullar üzerine ne gibi etmenler eklendiğinde kendi grubunu kayırma olgusunun ortaya çıkacağını görmekti.
Sosyal kategorizasyon nedir?
Sosyal Kategorizasyon: Sosyal dünyanın belirli özellikler (cinsiyet, yaş, ırk,din, milliyet vb.) temelinde gruplara bölünmesidir.
Bilişsel bir süreç olan sosyal kategorizasyon, kapsamında içgrup ve dışgrup kavramlarını açıklayınız?
Bilişsel bir süreç olan sosyal kategorizasyon, bireyin ait olduğu grubu içgrup ve ait olmadığı grubu dışgrup olarak otomatik bir biçimde sınıflandırması demektir. Kendinizi mesleğiniz temelinde, diyelim ki polis olarak kategorize ettiğinizde, aslında kendinizi polis olmayan diğer tüm insanlardan ayırmış oluyorsunuz. Hiçbirimiz sadece bir tek gruba ait değiliz; üstelik üyesi olduğumuz gruplar dışında, üyesi olmadığımız ama dışarıdan kendimizi yakın bulduğumuz ve onayladığımız gruplar da var. Yani, bir kişi için, pek çok içgrup ve dışgruptan söz etmek mümkündür. Ancak, her an tüm içgruplarımızı ve tabii dışgrupları düşünerek yaşamıyoruz. Belirli bir anda, ortama bağlı olarak belirli bir grup üyeliğimiz öne çıkıyor, yani içgrup tanımlaması ve eş zamanlı olarak da bir dışgrup tanımlaması yapıyoruz. Örneğin kendinizi bir memur olarak sınıflandırdığınızda, içgrubunuz öğretmen, hemşire vb. diğer tüm memurları içerirken dışgrupta işçiler, serbest çalışanlar vb. yer alır. Ancak diyelim ki bir memur eyleminde görevli bir polis iseniz kendinizi polis, onları ise göstericiler olarak sınıflandırırsınız. O anda her iki tarafın da memur olmasının bir önemi kalmamaktadır.
Sosyal kimlik ve sosyal kimlik kuramı kavramlarını açıklayınız?
Sosyal Kimlik: Bireyin bir gruba aidiyeti ile elde edilen kimliktir; bireyin kim olduğunu ve o grup üyeliğinin birey için ne anlam taşıdığını ifade eder.
Sosyal Kimlik Kuramı: Sosyal değişmeye aracılık eden psikolojik süreçleri sosyal kimlik kavramı çerçevesinde işe koşan bir gruplar arası ilişkiler kuramıdır.
Sosyal Kimlik Kuramı hakkında bilgi veriniz?
Sosyal kimlik kuramı, gruplar arası davranışı sosyal kategorizasyon ve sosyal karşılaştırmayı içeren bilişsel süreçler ve bunlara eşlik eden duygusal süreçlerle açıklamaya çalışmaktadır. Bu kuram, verili herhangi bir gruplar arası etkileşimde, grupların birbirlerine ne tür davranış (iş birliği ya da çatışmacı etkileşim mi) sergileyeceklerini öngörmez. Kurama göre, grupların ne tür davranış gösterecekleri grupların normlarınca ve grupların içinde yer aldıkları daha geniş çaplı ideolojilerce belirlenmektedir.
Sosyal karşılaştırma hakkında bilgi veriniz?
Sosyal Karşılaştırma: Kişi ya da kişilerin kendi gruplarını çeşitli değerlendirme boyutları (doğruluk ve dürüstlük, çalışkanlık, tembellik, zenginlik, yoksulluk ,vatanseverlik vatansever olmama vb.) üzerine diğer gruplarla kıyaslamasıdır. Söz konusu süreçte her bir grup, kendi grubunu, karşılaştırma boyutunun olumlu ucunda değerlendirmekte ve diğer grubu olumsuz uçta görme eğilimindedir. Örneğin İstanbul’da gecekondulu ve şehirli grupların, gruplar arası davranış ortamında birbirleri ile ilgili algı ve değerlendirmelerinin incelendiği bir araştırmada, grupların kendilerini üstün gördükleri karşılaştırma boyutlarını ön plana getirdikleri görülmüştür. Yani kendilerini hangi konuda diğerlerinden üstün görüyorlarsa karşılaştırmayı o konuda yapmışlardır. Genellikle, gruplar arası karşılaştırmada olumlu bir boyut kullanılıyorsa o zaman bireyler o boyutta kendi gruplarının yerini diğerlerine göre yükseltmektedirler; “Biz onlardan daha dürüstüz, biz onlardan daha çalışkanız.” gibi. Karşılaştırmada olumsuz bir boyut kullanılırsa o zaman, birey kendi grubunun konumunu daha altta göstermeye çalışır; “Biz onlara kıyasla kendi çıkarımızı daha az düşünürüz, biz onlara kıyasla daha az tembeliz.” gibi.
Sosyal kimlik kuramına göre, statülerini yükseltmek isteyen grup üyeleri için temel stratejiler nelerdir?
Sosyal kimlik kuramına göre statülerini yükseltmek isteyen grup üyeleri için iki temel strateji vardır:
- Birisi, düşük statülü gruptan ayrılarak yüksek statülü gruba bireysel geçiş olanağının aranması. Bu, aşağıdan yukarı bireysel hareketlilik ya da sosyal hareketlilik stratejisidir.
- Düşük statülü grubun göreli statüsünü grup olarak yükseltmeye çalışmasını içeren grup hareketliliği ya da Tajfel’in deyimiyle sosyal değişme stratejisidir
Sosyal yaratıcılık stratejileri nelerdir?
Sosyal yaratıcılık stratejileri;
- Düşük statülü grup, gruplar arası karşılaştırmada kendi lehine olacak yeni karşılaştırma boyutu bulur. Diğer bir deyişle, kendinde “olumlu” bir özellik “keşfeder”. Örneğin takım başarılı değilse ve bu durum değişmeyecekse taraftar kendi takımını diğerleriyle sahadaki başarısı temelinde değil, mesela “tribündeki başarı”sı temelinde kıyaslayacaktır. Yani ne kadar iyi taraftar oldukları üzerine vurgu yapacaktır. Ya da yoksullar kendilerinin yoksul ama daha dürüst olduklarını ileri sürebilirler.
- Daha önceden olumsuz olarak algılanan içgrup özelliklerine bu kez olumlu anlamlar yükleme girişimlerinde bulunma diğer bir stratejidir. Buna en ünlü örnek, siyahların kendilerini yüceltmek için geliştirdikleri “siyah güzeldir” sloganıdır.
- Son bir strateji, grubun kendini daha alt statüdeki gruplarla karşılaştırarak olumlu sosyal kimliğe ulaşmasıdır. Ligde daha alt sıralarda bir takımla kıyaslama yapmak, görece başarısız bir takımın taraftarlarını rahatlatacaktır. Yoksul birinin kendini zenginler yerine, kendinden daha yoksul olanlarla kıyaslaması da başka bir örnektir.
Gruplar arası rekabet nedir ve hangi koşullarda gruplar arası rekabet ortaya çıkar?
Gruplar Arası Rekabet: Sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grupların statükoyu değiştirmek üzere üst statüdeki grup ya da gruplarla direkt olarak çatışmaya girmesini ifade eder. Eğer statüko gayrimeşru, istikrarsız ve güvenliksiz olarak algılanırsa ve kurulu düzenin yerine bir başka düzen getirilebileceğine ilişkin bir inanç varsa direkt olarak statüsü yüksek grup ya da gruplarla çatışmaya girilir, yani gruplar arası rekabet başlar. Bu politik eylem, terörizm, devrim ya da savaş biçiminde olabilir. Sosyal rekabet sonucunda başarıya ulaşılması demek, bir bütün olarak grubun statüsünü yükseltmek, diğer bir deyişle olumlu bir sosyal kimliğe ulaşmak anlamına gelmektedir. Başarısızlık yüzünden taraftarın takım değiştirmesindense takımın lig sıralamasında üst sıralara çıkmasının sağlanması, siyahların beyazlarla eşit haklar elde etmesi ve yoksulların yoksulluk durumundan çıkmış olması, kollektif eylem biçimleriyle gerçekleştirilmiş sosyal değişme örnekleridir
Temas denencesi, 1954’te Allport tarafından ortaya atılmıştır. Allport, temasın sadece belirli koşullar altında etkili olacağını iddia etmektedir. Bu koşullar nelerdir?
Temas konusunda çeşitli denenceler geliştirilmiş olmakla birlikte, genel olarak temas denencesi, düşman grupların birbirleri hakkında gerçekçi olmayan bir şekilde olumsuz beklentiler oluşturmaları ve birbirleriyle temastan kaçınmaları fikrine dayanmaktadır. Temas denencesi, 1954’te Allport tarafından ortaya atılmıştır. Allport, temasın sadece belirli koşullar altında etkili olacağını iddia etmektedir. Bu koşullar şunlardır:
- Temas, rastgele ya da amaçsız etkileşimden çok iş birliği içeren ve uzun süren bir etkileşim olmalıdır. Sherif ’in yaz kampı çalışmalarında, gruplar arası çatışmayı azaltmak için uyguladığı temas bu türdendir.
- Bütünleşme, resmî ve kurumsal destek çerçevesi içinde olmalıdır. Eşit haklara yönelik ya da ayrımcılığa karşı yasalar tek başına gruplar arası çatışmayı azaltmaz ama daha hoşgörülü davranışlar için gerekli olan sosyal ortamı yaratır.
- Temas, eşit statülü kişi ya da gruplar arasında olmalıdır. Statülerin eşit olmadığı bir temas, tarafların birbirleri hakkında geliştirdiği kalıp yargıların doğrulanmasına ve önyargıların pekişmesine neden olur.
Temasın gruplar arası ilişkileri tam olarak nasıl geliştirdiği ile ilgili olarak yakından bakılması gereken konular nelerdir?
Temasın gruplar arası ilişkileri tam olarak nasıl geliştirdiği ile ilgili olarak yakından bakılması gereken üç konu; benzerlik, genelleme ve çok kültürlü bağlamda temas politikasıdır.
Grupların birbirlerine yönelik önyargılarının, bilgisizlikten ve gruplar arasındaki farklılıkların uzlaşmaz farklılıklar olarak algılanmasından kaynaklandığına inanılmaktadır. Dolayısıyla temasla birlikte, grupların birbirlerini gerçekte düşündüklerinden daha benzer görecekleri ve böylece birbirlerini sevmeye başlayacakları varsayılmaktadır. Bu varsayıma getirilen eleştiriler nelerdir?
Bu varsayıma getirilen eleştiriler;
- Gruplar çoğunlukla gerçekten de birbirlerinden çok farklıdır, dolayısıyla temas bu farklılıkları daha çok gün ışığına çıkaracaktır ve aradaki hoşlanmayı daha da azaltacak ve gruplar arası tutumları kötüleştirecektir.
- Gruplar gerçekte son derece farklı olduklarından, onların benzer olduğuna dair fikirler ileri sürmek yanlıştır. Bu, yanlış bir şekilde olumlu beklenti yaratacak ve daha sonra temas kurulduğunda bu beklentiler yıkılacaktır.
- Araştırmalar gruplar arası tutumların sadece bilgisizlikten ya da grupların birbirlerini tanımayışından kaynaklanmadığını göstermektedir. Bu tutumlar gruplar arasındaki gerçek çatışmayı yansıtmaktadır. Bu yüzden temas sonucu elde edilen yeni bilginin bu tutumları değiştirme olasılığı zayıftır.
Grupların temsilcileri arasındaki temasın, sadece temsilcilerin birbirlerine yönelik tutumlarını değil ama bir bütün olarak temsil ettikleri gruba ilişkin tutumlarını da değiştireceği varsayılmaktadır. Bunun nasıl gerçekleşeceği konusunda önerilen modelleri açıklayınız?
Grupların temsilcileri arasındaki temasın, sadece temsilcilerin birbirlerine yönelik tutumlarını değil ama bir bütün olarak temsil ettikleri gruba ilişkin tutumlarını da değiştireceği varsayılmaktadır. Bunun nasıl gerçekleşeceği konusunda önerilen modeller;
- Muhasebeci yaklaşım - dışgrup hakkında olumlu bilgilerin birikmesi yavaş yavaş onlar hakkındaki kalıpyargıları iyileştirecektir.
- Değişme yaklaşımı- dışgruba yönelik kalıpyargısal bilginin tam tersi olan bilginin verilmesi tutumlarda ani değişmeye yol açar.
- Alt gruplara ayırma- kalıpyargı ile tutarlı olmayan bilgi dolayısıyla bir alt tip yaratılır. Böylece dışgruba ilişkin kalıpyargı daha karmaşık hâle gelir ama üst kategori değişmeden kalır.
Çatışma hâlindeki grupların, çatışmayı ortadan kaldırmak ve ilişkileri geliştirmek için başvuracakları bir yol, aralarındaki sorun hakkında direkt olarak iletişim kurmaktır. Bu iletişimi gerçekleştirme biçimleri nelerdir?
Çatışma hâlindeki grupların, çatışmayı ortadan kaldırmak ve ilişkileri geliştirmek için başvuracakları bir yol, aralarındaki sorun hakkında direkt olarak iletişim kurmaktır. Bu iletişimi gerçekleştirme biçimleri:
- Pazarlık yapma,
- Arabulucudan yararlanma ya da
- Hakem yoluyla anlaşma
Guruplar arası davranış ne demektir?
Gruplar Arası Davranış, insanların kendilerini ve diğerlerini ayrı sosyal grupların üyeleri olarak görmelerini sağlayan herhangi bir algı, biliş ya da davranıştır.
Üst düzey hedefler ne demektir?
Üst Düzey Hedefler, gruplar arası bağlamda her bir grubun tek başına ulaşama-yacağı, sadece gruplar arası iş birliği ile ulaşılabilecek türden hedeflerdir.
Gerçekçi Çatışma Kuramı ne demektir?
Gerçekçi Çatışma Kuramı, gruplar arasındaki çatışmanın gerçek çıkar çatışmalarından kaynaklandığını ileri süren yaklaşımdır.
Sosyal kimlik kuramı ne demektir?
Sosyal kimlik kuramı, gruplar arasında çıkar çatışması olmadığında, çıkarlar için rekabeti gerektirecek bir durum olmadığında ve hatta gruplar arasında iş birliği nin olduğu durumlarda da gruplar arası rekabetin kendiliğinden ortaya çıkması durumudur.
Asgari grup paradigması ne demektir?
Bu noktadan hareket eden bir grup sosyal psikolog, “Bir araya gelen bireylerin ait oldukları grubu kayırmaları ve diğer grupla rekabet etmeleri için psikolojik düzeyde gerekli ve yeterli koşullar nelerdir? sorusunu sormuşlardır. Sosyal psikolojide asgari grup paradigması adı verilen deneysel çalışmalar, bu soruya yanıt verebilmek için gerçekleştirilmiştir. 1971’de başlayan bu deneyleri gerçek- leştirenlerin temel düşüncesi, gruplar arası ayrımcılığın ortaya çıkması için gereken asgari koşulları yaratmak ve bundan sonra bu koşullar üzerine ne gibi etmenler eklendiğinde kendi grubunu kayırma olgusunun ortaya çıkacağını görmekti.
Sosyal Kategorizasyon ne demektir?
Sosyal Kategorizasyon, sosyal dünyanın belirli özellikler (cinsiyet, yaş, ırk,din, milliyet vb.) temelinde gruplara bölünmesidir. Diğer bir deyişle, sosyal kategorizasyon, yani deneklerin kendilerini “biz” ve karşıt grubu “onlar” biçiminde ayırması, gruplar arası davranışı yaratmaktadır.
Sosyal kimlik ne demektir?
Sosyal Kimlik, bireyin bir gruba aidiyeti ile elde edilen kimliktir; bireyin kim olduğunu ve o grup üyeliğinin birey için ne anlam taşıdığını ifade eder. Sosyal kimlik yaklaşımına göre, bireyler olumlu sosyal kimlikler edinmek ya da varolanı koruyabilmek yönünde güdülenmektedirler.
Sosyal Karşılaştırma ne demektir?
Sosyal Karşılaştırma, kişi ya da kişilerin kendi gruplarını çeşitli değerlendirme boyutları (doğruluk ve dürüstlük, çalışkanlık ve tembellik, zenginlik ve yoksul- luk, vatanseverlik ve vatansever olmama vb.) üzerine diğer gruplarla kıyaslama-sıdır. Sosyal karşılaştırma, tek taraflı değil karşılıklı işleyen bir süreçtir. Yani, söz konusu süreçte her bir grup, kendi grubunu, karşılaştırma boyutunun olumlu ucunda değerlendirmekte ve diğer grubu olumsuz uçta görme eğilimindedir.
Sosyal Değişme ne demektir?
Sosyal Değişme, sosyal kimlik kuramı bağlamında, alt statüdeki grubun kolektif biçimde üst statüye geçmesini ifade eder. Ancak, sosyal kimlik kuramı asıl olarak gruplar arası davranışı analiz ederek sosyal değişme sürecinin sosyal psikolojik düzeyde anlaşılmasına katkı yapmak üzere geliştirilmiştir.
Sosyal Hareketlilik ne demektir?
Sosyal Hareketlilik, sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grup üyelerinin kolektif olarak değil kişisel olarak üst statülü gruba geçişlerini ifade eder.
Sosyal kimlik kuramına göre, bu durumda olan insanların, yani statülerini yükseltmek isteyen grup üyeleri için iki temel strateji vardır:
• Birisi, düşük statülü gruptan ayrılarak yüksek statülü gruba bireysel geçiş
olanağının aranması. Bu, aşağıdan yukarı bireysel hareketlilik ya da sosyal
hareketlilik stratejisidir.
• Düşük statülü grubun göreli statüsünü grup olarak yükseltmeye çalışmasını içeren grup hareketliliği ya da Tajfel’in deyimiyle sosyal değişme stratejisidir (Tajfel, 1978).
Sosyal Yaratıcılık ne demektir?
Sosyal Yaratıcılık, sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grup üyelerinin statükoyu değiştiremedikleri durumda, olumsuz olan sosyal kimliklerini olumluya çevirmek için bulduğu yolları ifade eder. Üç sosyal yaratıcılık stratejisinden söz edilebilir:
- Düşük statülü grup, gruplar arası karşılaştırmada kendi lehine olacak yeni karşılaştırma boyutu bulur.
- Daha önceden olumsuz olarak algılanan iç grup özelliklerine bu kez olumlu anlamlar yükleme girişimlerinde bulunma diğer bir stratejidir.
- Son bir strateji, grubun kendini daha alt statüdeki gruplarla karşılaştırarak olumlu sosyal kimliğe ulaşmasıdır.
Gruplar Arası Rekabet ne demektir?
Gruplar Arası Rekabet, sosyal kimlik kuramı bağlamında alt statüdeki grupların statükoyu değiştirmek üzere üst statüdeki grup ya da gruplarla direkt olarak çatışmaya girmesini ifade eder.
Eğer statüko gayrimeşru, istikrarsız ve güvenliksiz olarak algılanırsa ve kurulu düzenin yerine bir başka düzen getirilebileceğine ilişkin bir inanç varsa direkt olarak statüsü yüksek grup ya da gruplarla çatışmaya girilir, yani gruplar arası rekabet başlar.
Propaganda ve eğitim kavramlarını nasıl tanımlarsınız?
İnsanların önyargılı olmamaları konusunda hazırlanan resmî uyarılar, birtakım mutlak ahlak standartlarına uymaktadır. Bu tür propaganda mesajlarının en azından bu ahlaki standartlara duyarlı olanlar için etkili olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu tür uyarıların kamusal yerlere asılması belki aşırı biçimlerde ayrımcılık yapılmasını önlüyor da olabilir; zira bunlar sosyal bir ortamda ayrımcılığın alenen onaylanmayacağının da ilanıdır.
Önyargı bilgisizlikten kaynaklandığı için, eğitimin, özellikle de çocukların formel eğitiminin bağnazlığı azaltabileceği düşünülmektedir. Böyle bir eğitim, ayrımcı lığın ahlaki yönlerinin ya da farklı gruplar hakkındaki gerçeklerin öğretilmesiyle gerçekleştirilebilir. Eğitimde izlenecek diğer bir strateji, öğrencilerin bir önyargı nın kurbanı olmalarına izin vermek olabilir.
Gruplar arası temas ne demektir?
Sürekli bir biçimde gruplar arası temasın yokluğu ve dış gruptan gerçek kişilerle karşılaşma fırsatının çok az olması anlamına gelmektedir. Grupların birbirlerinden eğitim, iş, kültür vs. farklılıkları sayesinde ayrı tutulmasının yanı sıra, birbirlerine yönelik duydukları korku ve kaygıdan dolayı da uzak durdukları araştırmalarla gösterilmiştir.
Temas konusunda çeşitli denenceler geliştirilmiş olmakla birlikte, genel olarak temas denencesi, düşman grupların birbirleri hakkında gerçekçi olmayan bir şekilde olumsuz beklentiler oluşturmaları ve birbirleriyle temastan kaçınmaları
fikrine dayanmaktadır.
Benzerlik kavramını nasıl tanımlarsınız?
Grupların birbirlerine yönelik önyargılarının, bilgisizlikten ve gruplar arasındaki farklılıkların uzlaşmaz farklılıklar olarak algılanmasından kaynaklandığına inanılmaktadır. Dolayısıyla temasla birlikte, grupların birbirlerini gerçekte düşündüklerinden daha benzer görecekleri ve böylece birbirlerini sevmeye başlayacakları varsayılmaktadır. Ancak bu bakış açısı ile ilgili problemlerin olduğu ileri sürülür.
• Gruplar çoğunlukla gerçekten de birbirlerinden çok farklıdır, dolayısıyla temas bu farklılıkları daha çok gün ışığına çıkaracaktır ve aradaki hoşlanmayı daha da azaltacak ve gruplar arası tutumları kötüleştirecektir.
• Gruplar gerçekte son derece farklı olduklarından, onların benzer olduğuna dair fikirler ileri sürmek yanlıştır. Bu, yanlış bir şekilde olumlu beklenti yaratacak ve daha sonra temas kurulduğunda bu beklentiler yıkılacaktır.
Çok Kültürlü Bağlamda Temas Politikası ne demektir?
İlk bakışta, etnik gruplar arasındaki ilişkilere ayrım yapmadan ve önyargısız yaklaşmanın en iyi yolunun, tarafların farklılıklarını tamamen göz ardı etmek olduğu düşünülebilir. Böylece, tüm taraflara eşit bir statü verilmiş olacaktır. Ancak böyle bir yaklaşımda karşılaşılabilecek üç problem olduğu belirtilmektedir:
• Bu yaklaşım, ayrımcılığın belirli grupların dezavantajlı bir durumda olmasına yol açtığı gerçeğini inkâr eder. Bu durum düzeltilmezse dezavantajlı grubun mağduriyeti devam edecektir. Kıbrıs’a AB’ye girmeden önce ekonomik yardım yapılarak durumunun Güney’le eşit düzeye getirilmesi buna örnek olarak gösterilebilir.
• Bu yaklaşım etnik-kültürel farklılıklar olduğu gerçeğini reddeder.
• İlk bakışta bütün grupları aynı potada eritiyormuş gibi görünen bu yaklaşımdaki eritme potası, gerçekte bir eritme potası değildir. Zira olsa olsa böyle bir potada azınlıkların baskın sosyal gruplar tarafından eritilmesinin söz konusu olabileceği ifade edilmektedir.
Üst Düzey Hedefler neler olabilir?
Üst düzey hedeflerin en etkili olanlarından biri, iki karşıt grubun ortak bir düşman tarafından tehdit edilmesidir. Ortak düşmana karşı birlikte direnme, kısa süreli de olsa aradaki gerginliği kaldıracaktır.
Üst düzey hedefler bazı durumlarda işe yaramayabilir. Eğer gruplar ortak hedefe ulaşmada başarısız olmuşlarsa bu durumun, gruplar arasındaki ilişkiyi iyileştirmekten çok kötüleştirdiği görülmüştür. Çünkü böyle bir başarısızlık durumunda, her bir grup başarısızlıktan diğer grubu (dışgrubu) sorumlu tutmaktadır. Ama eğer başarısızlık açık bir biçimde dış etmenlerle açıklanabi-liyorsa yine gruplar arasında ilişkide bir iyileşme beklenebilir.
Üst düzey hedeflerin işe yaramadığı diğer bir durum, gruplar arasında kurulan yoğun ve uzun süreli iş birliği ilişkileridir. İlk bakışta gruplar arası çatışmayı yok etmek için ideal gibi görünse de böyle bir durum kolayca geri tepebilir.
İletişim nasıl tanımlanır ve kaç şekilde verilmiştir?
İletişim, çatışma hâlindeki grupların, çatışmayı ortadan kaldırmak ve ilişkileri geliştirmek için başvuracakları bir yol, aralarındaki sorun hakkında direkt olarak iletişim kurmaktır. Bu iletişim üç şekilde olabilir: Pazarlık yapma, arabulucudan yararlanma ya da hakem yoluyla anlaşma.
Uzlaşma kavramını nasıl açıklarsınız?
Direkt iletişimin gruplar arası ilişkileri geliştirmesine karşın, bazen taraflar arasındaki gerginlik ve şüphe o kadar üst boyutlarda olabilir ki artık direkt iletişim imkânsız hâle gelir. Bu durumda, gruplar çoğu kez birbirlerini tehdit eder, birbirlerine baskı kurar ya da misilleme yaparlar. Bu davranışlar karşılıklı geliştiğinden, aradaki çatışma durmaksızın tırmanır. Bugün İsrail ve Filistin arasındaki çatışmada bu durum tüm çıplaklığı ile gözlenebilir. İsrail, Filistin topraklarına girip halk üzerinde baskı kurdukça karşılığını intihar bombacılarının eylemleriyle almaktadır. ABD’nin tarihinde “Vietnam Sendromu” olarak yerini almış Vietnam Savaşı da yine bu çerçevede açıklanabilir. ABD Vietnam’ı bombaladıkça Vietnam halkının direnişi artmıştır. Aslında bugün ABD’nin Irak’daki durumu da benzerdir.
Daha etkili bir strateji her iki tarafın da intikamcı değil uzlaşmacı davranması ve tarafların, uzlaşma arayışlarının sömürülmesini engelleyecek kadar güçlü olmasıdır. Bu yolla taraflar arasındaki gerilim azaltılabilir. Bunun en azından iki aşamada olabileceği belirtilmektedir: 1- Bir taraf uzlaşmacı niyetini ilan eder, atacağı küçük adımı açıkça ortaya koyar ve karşı taraftan da aynısını yapmasını ister.
2- Süreci başlatan taraf ilan ettiği adımı eksiksiz ve herkesin görebileceği şekilde atar. Artık o andan itibaren karşı taraf üzerinde, aynı davranışı göstermesi için büyük bir baskı oluşur.