Eğitim Bilimine Giriş Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Eğitimin Tarihsel Temelleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Tarihin işlevleri nelerdir? Açıklayınız.
Tarihin değişik işlevleri bulunmaktadır. Bu işlevler şöyle sıralanabilir:
- Geçmişi ve bugünü anlama, sürekli bir akış içinde yaşadığımızı hissettirme, evrim kavramına ulaşma, neden-sonuç ilişkisini bulma
- Toplumu çözümleme ve anlamaya yardımcı olma
- Ulusal kimliği bilme ve ona sahip çıkma bilinci oluşturma
Tarih öğretiminin yararları nelerdir? Açıklayınız.
Tarih öğretiminin değişik yararları bulunmaktadır. Tarih öğretimi;
- Bireyin insanlık tarihinde kökenlerini aramasına ve geçmişle gelecek arasında bir süreklilik içerisinde kendini görmesine yardım eder.
- İnsanın doğası ile ilgili geniş bir görüş açısı geliştirmesine katkı sağlar.
- Bireyin belli bir dünya görüşü oluşturmasına ve uluslararası anlayış geliştirmesine katkı sağlar.
- Geçmişte insanlar tarafından yapılan hataları görmeyi sağlar.
- Çağdaş sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların nedenlerini araştırmayı ve anlamayı sağlar.
- Öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesine katkı sağlar.
- Sosyal Bilimler alanının öğretiminde önemli bir rol oynar.
- Öğrencilerin uygarlığın yararlarını anlayıp değerlendirmelerine yardım eder.
- Öğrencilerin birçok yazınsal eseri tanımasına olanak sağlar.
- Öğrencilerin insanlığın elde ettiği başarılarla tanışmalarına olanak verir.
- Öğrencilerin geçmişte ortaya çıkmış olan büyük düşüncelerin bugün uygulanışını gözlemesine yardım eder.
- Bir insanın toplumu anlayabilmesi için gerekli olan temeli oluşturmasına yardım eder.
- Değerleri ve inançları inceleyebilmek için çok iyi bir kaynak olabilir.
- Öğrencilerin, toplumu ve insan davranışlarını incelemede düzenleyici bir role sahip olan kronolojiyi benimsemelerine katkıda bulunur.
- İnsana entellektüel bir mutluluk yaşama olanağı sağlar.
Eğitim tarihi kavramı ne anlama gelmektedir? Tanımlayınız.
Eğitim tarihi, eğitimsel geleneğin köklerini, geçmişteki toplumsal ortamın koşullarına göre değerlendirerek günümüze yansıtmaya çalışan bir bilim dalıdır.
Eski Yunan uygarlığında eğitimin hangi koşullarda gerçekleştirildiğini açıklayınız.
Eski Yunan uygarlığı, Batı uygarlığının temeli ve esin kaynağı olmuştur. Nitekim “pedagoji”, eski Yunancadan günümüze ulaşan bir sözcüktür. Eski Yunan’da halk, köle ve asiller olmak üzere ikiye ayrılmıştı ve eğitim yalnızca asillere özgüydü. Asiller, söylev verme, güzel konuşma, oyun ve beden eğitimi gibi etkinliklerle uğraşırken öteki tüm işler kölelerce yapılırdı. Örneğin; çocuklarla ilgilenen, onları gezdiren ve okula götüren kölelere “pedagog” adı verilirdi. Müzik ve beden eğitimi gibi iki temel öge üzerine temellenen eski Yunan’da eğitim, toplumsal sınıf olgusuna dayalı biçimde yürütülmüş; soylular, din adamları ve savaşçılardan oluşan üst sosyal sınıfa giren kişilerin çocuklarının eğitim gereksinimlerinin öncelikle karşılanması yoluna gidilmiştir. Eğitim, iyi vatandaş yetiştirmeyi amaçlamıştır.
Roma döneminde eğitimin ne tür özellikleri bulunmaktadır? Açıklayınız.
Roma döneminde eğitimin temel özelliği, söyleve (hitabeye) önem verilmesidir. Roma eğitimi, eski Yunan kültüründen etkilendiği için, eski Roma eğitiminin de amacı iyi vatandaş yetiştirmekti. Romalı düşünürler, bireysel eğitimi ön plana çıkardıklarından bu dönemde eğitimde insanın bireysel gelişimine önem verilmiştir.
Orta Çağ'da eğitimin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Orta Çağ’da Hristiyanlığın etkisiyle eski Yunan ve Roma’nın eğitim anlayışı değişmiştir. Kiliseler ve din adamlarının etkisiyle tüm Orta Çağ boyunca yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi eğitimde de dini eğilimler egemen olmuştur. Böylece, eğitimde dini bir anlayış egemen olmaya başlamıştır. Daha önceleri iyi vatandaş yetiştirmek olan eğitimin amacı, Hristiyanlığın yoğun etkisiyle dindar bireyler yetiştirmek olarak değişmiş; din ve Tanrı merkezli bir eğitim anlayışı gelişmiştir. Orta Çağ’da eğitimin, bilimin dinsel açıdan yorumlaması olan skolastiğin etkisiyle zaman zaman geriye gittiği, zaman zaman da mevcut düzeni korumaya çalıştığı görülmüştür.
Rönesans dönemindeki eğitimin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Rönesans’la birlikte eski Yunan’daki kültür ve eğitim anlayışı yeniden canlanmış; yeni bir edebiyat, sanat, mimari ve fen gelişmiştir. Kültür ve düşüncede yeniden doğuş anlamına gelen Rönesans’la birlikte eğitimde din anlayışının etkileri azalmaya, kültür ve sanat ağırlık kazanmaya başlamıştır. Rönesans döneminde insan aklının üstünlüğünün vurgulanması, olay ve olguların daha akılcı yollarla incelenmesi girişimlerini başlatmıştır. İnsan aklı, yönünü daha çok doğa olaylarının aydınlanmasına çevirmiştir. Rönesans eğitiminin temel özelliği, bireyi ve onun bireysel gelişimini vurgulamasıdır. Rönesans döneminin eğitimdeki önemli özelliklerinden biri de insanların topluluklar halinde eğitilmesini bir gereksinim olarak vurgulamasıdır. Rönesans döneminde, 1348 yılında Floransa’da ilk üniversite kurulmuş, özellikle matbaanın icadı, bu dönemin eğitim anlayışının yayılmasında etkili olmuştur. Rönesans düşüncesi, Orta Çağ’ın dogmatizmi ve skolastik düşüncesine karşı çıkarak insana değer vermiştir. Bu dönemde Hollanda’da Erasmus’un ortaya attığı insancıl (hümanist) eğitim anlayışı, Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmıştır.
17. ve 18. yüzyıllarda eğitimin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
17. ve 18. yüzyıllarda, yöntem bilimin de katkılarıyla, doğa bilimleri hızlı bir gelişme göstermiştir. Bu yüzyıllar, yöntem çağı olarak kabul edilmektedir. Başta Descartes olmak üzere bu yüzyılın düşünür ve eğitimcileri özellikle “yöntem” üzerinde durmuşlarlardır. Yöntemin uygulandığı başlıca alan ise “öğretim” olmuştur. Bu kavram o yıllarda pedagojinin önemli bir uğraşı alanı olmuştur. 18. yüzyılın büyük eğitimcilerinden biri olan Jean Jack Rousseau, eğitimde bireyin hak ve yeteneklerinin gelişmesini savunmuş ve çocuğa saygı gösterilmesini istemiştir. Rousseau, çocuğun toplum baskısından uzak, özgürce yetiştirilmesini; çocuğun bireysel özelliklerine saygı gösterilmesini ve onların ilgilerine göre eğitilmelerini istemiştir. Rousseau’nun izinden giden John Basedow, Rousseau’nun görüşlerini uygulamaya çalışmış; Rousseau’nun “aşırı bireyci” görüşünü, “topluma uyum gösteren birey yetiştirme” görüşü ile birleştirerek bireyle toplum aras›nda denge kurmaya çalışmıştır. Gerek Rousseau gerekse Basedow’un öğrencileri tanıma ve anlama üzerinde durması, eğitimin psikolojik temellerine eğilmeyi sağlamıştır.
Endüstri Çağı (19.yüzyılda) Avrupa'daki eğitimin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Endüstri Çağı olarak nitelenen 19. yüzyıl, Avrupa ülkelerinin tarıma dayalı üretimden endüstriye dayalı üretime geçtikleri bir dönemdir. Endüstrileşme, toplum yaşamının her aşamasında olduğu gibi eğitimde de köklü sayılabilecek değişikliklere neden olmuştur. Endüstri çağında, kitle eğitimi, eğitimin çalışma yaşamının gereksinimlerine göre yeniden düzenlenmesi, ulus devlet ve liberal ekonomi kavramları öne çıkmıştır. Bu dönemin önemli eğitimcileri arasında yer alan Maria Montessori’ye göre çocuk, özgür bir ortamda gelişmelidir. Çocuğun özgür sayılması ise başkalarından yardım almaksızın kendi kendine bir şeyler yapabilmesidir. Montessori çocuğun ne yaptığını kavraması ve kendi başına çalışmasına “kendi kendine öğrenme” demiştir. Kendi kendine öğrenmede öğrencilere özgürce etkinlikte bulunma fırsatı verilmeli ve araç-gereçlerle bu etkinlik desteklenmelidir.
Eski Türklerde eğitimin genel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Eski Türklerde eğitimin özellikleri şöyle sıralanabilir:
- Orta Asya’daki coğrafi koşullar, Türklerin yaşama biçimi ile eğitim anlayış ve uygulamalarını etkilemiştir.
- Eski Türklerde eğitimde yiğitlik, cesaret, bilgelik, kahramanlık, itaat önemli değerler olarak benimsenmiştir. Eğitim yoluyla hem cesur hem bilge olan alp insan tipi yetiştirmeye önem verilmiştir.
- Eski Türklerde çocukların eğitiminde töre önemli bir rol oynamıştır. Töre, çocukların güçlü ve iyi birer asker olarak yetiştirilmesini öngörmüştür.
Selçuklu Devleti döneminde eğitimin genel özelliklerini açıklayınız.
M.S. 840 yılında Karluk Türkleri, Uygurlar’ın egemenliğine son vererek Karahanlı Devleti’ni kurmuşlardır. Türkler bu dönemde din olarak İslamiyeti kabul etmişlerdir. Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte yaşam biçimlerinde köklü değişiklikler olmuştur. İslam dininin okumaya, bilgiye, bilime ve bilim adamına büyük değer vermesi, Karahanlılar döneminde bilim ve kültür yaşamının gelişmesine yol açmıştır. Semerkant, Taşkent ve Buhara gibi kentler birer kültür merkezi olmuş; Farabi, İbni Sina, Biruni, Kaşgarlı Mahmut ve Ahmet Yesevi gibi kimi önemli kişiler yetişmiştir. Selçuklu Devleti döneminde eğitime büyük önem verilmiştir. Medreseler, bu dönemde kurulmuş örgün eğitim kurumlarıdır. İlk medreseler 1040 yılında Tuğrul Bey tarafından Nişabur’da açılmış; bunu Alparslan döneminde, 1067 yılında açılan Nizamiye Medreseleri izlemiştir. Hızla genişleyen imparatorlukta memur gereksinimini karşılama, İslamiyeti yeni benimseyen Oğuzların inançlarını pekiştirme, dönemin aşırı mezhep propagandalarına karşı koyma ve din adamı yetiştirme, yoksul ve yetenekli öğrencileri topluma kazandırma gibi nedenler, medreselerin hızla yaygınlaşmasını sağlamıştır. Medreselerin programlarında dinsel, yazınsal, felsefi derslerin yanı sıra pozitif bilimlere de yer verilmiştir. Selçuklular, medreselerin yanı sıra ilköğretim düzeyinde de kurumlar açmışlardır. Küttap adı verilen bu kurumlarda okuma-yazma, aritmetik gibi temel bilgiler öğretilir ve din eğitimi gerçekleştirilirdi. Küttaplar genellikle camilere bitişikti. Medreseler ve küttapların dışında Selçuklular, şehzade ve sultanlara danışmanlık yapmak, onlara eğitim vermek amacıyla deneyimli hocalardan yararlanmışlardır. Atabek adı verilen bu kişiler, şehzadelerin yanında görevlendirilir ve onlara her konuda rehberlik ederlerdi. Atabeklik çok önemli bir görevdi ve atabek, yüksek bir statüye sahipti. Selçuklular döneminde ortaya çıkmış önemli bir eğitim kurumu da Ahilik’tir. Ahi, kardeş anlamına gelen bir sözcüktür. Ahilik, mesleki ve dini nitelikte bir lonca kurumu olup küçük esnaf, sanatkâr, usta, kalfa ve çıraklara meslek öncesinde ve meslek içinde yetişme olanağı sağlayan bir meslek eğitimi sistemidir.
Osmanlı Devleti döneminde yer alan sıbyan mekteplerinin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
İlköğretim düzeyindeki okullar olan sıbyan mektepleri, vakıflarca kurulur ve giderleri de yine vakıflarca karşılanırdı. Mahalle mektebi olarak da adlandırılan bu okullar zorunlu değildi. 6-12 yaşındaki kız ve erkek çocuklar 3-4 yıl süreyle bu okullara devam ederlerdi. Bu okulların amacı, genel olarak çocuklara temel düzeyde okuma-yazma ve aritmetik öğretmekti. Sınıf sistemi yoktu ve öğrenciler bireysel başarılarına göre ilerlerdi.
Selçuklular zamanında kurulup Osmanlı Devleti döneminde de varlığını sürdüren medreselerin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Selçuklular zamanında kurulan medreseler, Osmanlılar zamanında da devam etmiştir. Medreseler, Osmanlı İmparatorluğu’nun yaygın ve önemli öğretim kurumlarıydı. Kendi içinde ilk, orta ve yüksek basamaklara ayrılan bu okulların programlarında, hem İslami hem de pozitif bilimler yer almaktaydı. Ancak, İslami bilimler daha çok rağbet görmekteydi. Medreselere sıbyan okullarını bitirenler ya da kendi kendini özel olarak yetiştirmiş ve özel öğrenim görmüş erkek öğrenciler gitmekteydi. Kız öğrenciler medreselere alınmazdı. Medreseler, özellikle Avrupa’nın eğitim ve bilimde atılım yaptığı dönemlerde yenileşmeleri izleyememiştir. Programlardan pozitif bilimlerin çıkarılması ve yenileşme girişimlerinin yapılmaması, medreseyi yozlaştırmıştır. Medresenin o yüzyıllarda Avrupa’da çağdaş olarak kabul edilen yaklaşımlara kapalı kalması ve bunda ısrarcı olması toplumu, programlarında pozitif bilimlere yer veren, “mektep” adını verdikleri yeni okullar açmaya yöneltmiştir. Ancak, bu durum, medreselerle Doğu’yu, mekteplerle Batı’yı izleyen iki farklı anlayışın doğmasına neden olmuştur. Çağın gelişmelerine karşı uzun bir süre direnen medreseler, zamanla tümüyle kapanmıştır.
Enderun mektebinin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Enderun mektebi saray, ordu ve hükümet işlerinde çalışacak yönetici ve devlet adamı yetiştirmek için saray içinde kurulan okuldur. 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuştur. Okul, 6 odadan oluşuyordu ve her oda, saraydaki değişik işlere eleman yetiştiriyordu. Programlarında resim, müzik, süsleme vb. kültür sanat etkinlikleri, spor etkinlikleri, protokol kuralları gibi etkinliklere yer veriliyordu. Enderun mektebi, pek çok devlet adamı, şair, yazar, mimar, kazasker vb. yetiştirmiş, 1909 yılında kapatılmıştır.
Osmanlı Devleti döneminde yer alan Acemioğlan kışlalarının temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Acemioğlan kışlaları, devşirme sistemi gereğince Hristiyan çocuklarının yeniçeri olarak yetiştirilmek üzere eğitildiği eğitim kurumlarıdır. Devşirme yoluyla toplanan çocuklar, Türk aileleri yanında Türk olarak yetiştirildikten sonra devlete sadık askerler olması için Acemioğlan kışlasına verilirdi. Bu okullarda, okuma-yazma ve din bilgisi öğretilir; spor ve askerî öğretim yaptırılırdı. Özenle yapılan bir seçme sınavından sonra, öğrencilerin bir bölümü Enderun mektebine alınırdı.
Ülkemizde ilk beş yıllık kalkınma planında eğitimle ilgili olarak yapılan değerlendirmeler nelerdir? Açıklayınız.
1963-1968 yıllarını kapsayan ilk beş yıllık kalkınma planında eğitimle ilgili şu değerlendirme yapılmıştır:
- Eğitimle ekonomik ve sosyal yapı arasında ilişki kurulamamıştır.
- Öğrenci/öğretmen oranı dengelenmemiştir.
- Eğitim kurumları ile istihdam eden kuruluşlar arasında işbirliği kurulamamıştır.
- Gelişmeler ve yenilikçi uygulamalar kişilere bağlı olarak sürdürülmekte, bu nedenle süreklilik taşımamaktadır.
İlk beş yıllık kalkınma planı kapsamında yapılan değerlendirmeler ışığında belirlenen plan hedefleri nelerdir? Açıklayınız.
İlk beş yıllık kalkınma planı kapsamında yapılan değerlendirmenin ışığında, plan hedefleri de şöyle saptanmıştır:
- Nitelikli insan yetiştirilmesi,
- Eğitim kurumlarının kapasiteleri ile iş gücü gereksinimleri arasında bağlantı sağlaması,
- Eğitim kurumlarına girişte yeteneğin ölçüt olarak alınması,
- Ortaöğretim çağındaki gençlerin büyük çoğunluğunun mesleki teknik öğretime yönlendirilmesi,
- Öğretmen yetiştiren kurumların gelişmesine öncelik tanınması.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'nın özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
1973 yılında çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası eğitim açısından önemli bir yere sahiptir. Bu yasayla milli eğitimin temel ilkeleri saptanmış, eğitim sisteminin yapısı; okulöncesi eğitim, temel eğitim, ortaöğretim ve yükseköğretim olarak belirlenmiştir. Yasa ilköğretimi 8 yıl olarak düzenlemiştir.
Ülkemizde milli eğitimin amaç ve ilkeleri ne zaman belirlenmiştir? Açıklayınız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte toplumun yeniden yapılandırılmasında eğitim önemli bir işlev üstlenmiştir. Öyle ki, daha Kurtuluş Savaşı yıllarında bile eğitimle ilgili bilimsel etkinlikler yapılmış ve hükümet programlarında milli eğitimin temel ilkeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla 3 Mayıs 1920 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunan ilk hükümet programında milli eğitimin amaç ve ilkeleri belirlenmiştir.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında kurulan köy enstitülerinin temel özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Cumhuriyetin ilk yıllarında yeni bir eğitim sistemi oluşturma çabaları, sayısal sorunların baskısı ile karşılaşmış, bu baskı özellikle kırsal yörelerde daha çok hissedilmiştir. 1940 yılında ülkemiz nüfusunun % 80’inin köylerde yaşaması nedeniyle eğitimle ilgilenenler, köy eğitimi konusuna yönelmişlerdir. Bir yandan kalkınmayı köyden başlatmak, öte yandan yurt düzeyinde okur-yazar oranını artırmak amacıyla 1939 yılında Köy Enstitüleri açılmıştır. Başlangıçta sayıları iki olan bu okullar zamanla yaygınlaştırılmıştır. Bu okullar, on yıl gibi kısa bir sürede 26.016 öğretmen ve 701 sağlık memuru yetiştirmiştir.