Eğitim Bilimine Giriş Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Eğitimin Politik Temelleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Politika ve eğitim arasındaki ilişki demokratik ve demokratik olmayan toplumlarda nasıl sonuçlar ortaya çıkarır?
Politika ve eğitim arasındaki ilişkiler demokratik toplumlarda, özellikle, birey açısından olumlu sonuçlar ortaya çıkarırken demokratik olmayan toplumlarda kimi problemlere yol açabilmektedir. Demokratik toplumlarda eğitimin birey ve toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik olarak gelişmesinde önemli işlevler yüklenmesi gerektiği kabul edilirken demokratik olmayan toplumlarda eğitim, gereksiz ve değersiz olarak algılanabilmekte ya da toplum ve birey açısından farklı işlevler üstlenebilmektedir. Örneğin demokratik bir toplumda bireyin eğitim hakkı, onun kendini geliştirmesi ve özgürlüğünün aracı olması bakımından politika için önemli ve öncelikli bir konudur. Demokratik toplumlarda eğitim hakkı bireyin kültürel hakları arasında yer almaktadır.
Eğitimin politik ya da siyasal işlevleri nelerdir?
Eğitim ve politika ilişkisine açıklık getirmek için eğitimin politik işlevlerinin incelenmesi gerekmektedir. Eğitimin politik ya da siyasal işlevleri şöyle özetlenebilir:
- Var olan siyasal düzeni koruyacak, milli değerlere ve millet bilincine sahip bireyler yetiştirmek.
- Ülke yönetiminde görevler üstelenecek liderler yetiştirmek.
- Toplumsal gelişme ve ilerlemeyi sağlayacak bireyler yetiştirmek.
- Demokratik yaşamın geliştirilmesine katkı getirecek bireyler yetiştirmek.
Eğitim bilimi ile politika arasındaki ilişki ve etkileşimin somut sonucu olarak ortaya ne çıkmıştır?
Eğitim bilimi ile politika arasındaki ilişki ve etkileşimin somut sonucu olarak toplumsal kurumlardan biri olan okullar ortaya çıkmıştır. Bir toplum için geleceğin potansiyelleri olan çocuk ve gençlerle yoğun iletişimde bulunan ve bunları şekillendiren okul, politika için daima stratejik bir araç olarak görülmüştür. Eğitim ve politika arasındaki ilişkinin kurumsallaşmış sonucu olan okullarda, belli amaçlar ve ilkeler doğrultusunda politik sistemin istediği insan yetiştirilmektedir. Bu nedenle eğitim ve politika ilişkisini okulların işleyişinde gözlemlemek olanaklıdır.
Eğitim politikası ve eğitim arasındaki en etkili uygulamalar Türkiye Cumhuriyeti açısından hangi tarihlerde nasıl gerçekleşmiştir?
Eğitim politikası ve eğitim arasındaki en etkili uygulamaları Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonraki ilk on beş yılda açık biçimde görmek olanaklıdır. Eğitim tarihi açısından çok önemli olarak kabul edilen bu dönemde, eğitim aracılığı ile gerek toplumsal gerek bireysel açıdan köklü değişimler gerçekleştirilmiştir. Bu değişimler, devlet politikası olarak öngörülmüş ve eğitim sistemi aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde eğitim, politik değişim süreçlerinde araç olarak kullanılmıştır. Eğitim sistemi, politik anlayışın bireylere aktarılması ve politik sistemin geliştirilmesi işlevini gerçekleştirerek kurulan demokratik sistemin güçlenerek kökleşmesini sağlamıştır.
Demokratik bir toplumun eğitim gereksinimleri nelerdir?
Bireyler açısından eğitim gereksinimlerindeki bu çeşitliliğe rağmen demokratik bir toplumun eğitim gereksinimlerini şöyle özetlemek olanaklıdır:
- Temel öğrenme becerilerini geliştirme
- Eğitim aracılığı ile özgür bir toplumun temellerini oluşturma
- Davranışların etik standartlarını geliştirme
- Üretim için ya da yükseköğretim için bireylerin becerilerini geliştirme
- Bireyin sağlıklı olması için gereken alışkanlıkları kazandırma
- Estetik değerleri geliştirme
- Bireyin eğitim hakkını kullanmasını sağlama
- Bireyin yeteneklerini geliştirme
Eğitim kavramı ile ilgili yapılan tanımlar hangi görüşler etrafında toplanmaktadır?
Eğitim kavramı ile ilgili yapılan tanımlar dikkate alındığında bu tanımların iki görüş etrafında toplandığı görülmektedir. Bu görüşlerden biri sosyolojik/toplum bilimsel, diğeri ise psikolojik/bireysel görüştür. Sosyolojik görüş, eğitim yoluyla bireylere geçmiş birikimler aktarılarak onların topluma uyum sürecinin güçlendirileceğini savunmaktadır. Psikolojik görüş ise bireyin yeteneklerini en üst düzeye çıkartarak onun gelişimine katkıda bulunmak için eğitimden araç olarak yararlanılması gerektiği anlayışına dayanmaktadır. Bu nedenle eğitim politikalarının, sosyoloji ve psikoloji alanının ortaya koyduğu gereksinimleri karşılayacak biçimde oluşturulmasına özen gösterilmelidir.
Türk Eğitim Sistemi açısından eğitim politikalarının belirlenmesinde en etkili süreçler nelerdir?
Eğitim politikalarının belirlenmesi, ülkelerin sahip oldukları politik sisteme ve eğitim bilimleri alanındaki bilgi ve deneyimlerine göre farklılaşabilmektedir. Türk Eğitim Sistemi açısından eğitim politikalarının belirlenmesi süreci incelendiğinde Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Şûraları ve Kalkınma Planlarının en etkili süreçleri oluşturdukları görülmektedir.
Eğitim politikası açısından Milli Eğitim Bakanlığının işlevleri nelerdir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte ülkenin eğitim politikalarının belirlenmesi sorumluluğu, 2 Mayıs 1920’de kurulan Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlığa bağlı kurumlar aracılığı ile bu işlevi günümüzde de sürdürmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra eğitimle ilgili olarak yapılan çalışmalar, köklü reform çalışmalarına örnek olarak verilebilir. Bu dönemde, eğitim politikalarının reform yapmaya yönelik çalışmalara odaklandığı görülmektedir. Eğitimde reform çalışmaları, var olan eğitim politikalarının değiştirilerek eğitimin amaç ve işlevinin geliştirmesini kapsamıştır. Eğitim bilimine dayalı olarak yapılan reform çalışmaları ile okulların birey ve topluma yönelik rolleri değiştirilerek eğitim kurumlarına yeni işlevler yüklenmiştir. Tüm bu çalışmalar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen eğitim politikaları doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı, ülkenin gerek örgün gerek yaygın eğitim politikasının belirlenmesinden ve bu politikaların uygulanmasından resmî olarak sorumlu olan bir kurumdur. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı danışma birimleri ve genel müdürlükler, eğitim politikalarının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Bakanlığın, merkez ve taşra örgütleri eğitim politikalarının belirlenmesine yönelik çalışmalara katılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı; Milli Eğitim Şûraları ve Kalkınma Planları aracılığı ile eğitim politikalarının oluşturulması çalışmalarını sürdürmektedir.
Milli Eğitim Şûralarında ne gibi kararlar alınmaktadır?
Milli Eğitim Şûralarında alınan kararlar, Milli Eğitim Bakanlığına yönelik eğitim politikalarının oluşturulması ile ilgili önerileri içermektedir. Milli Eğitim Şûraları, eğitimle ilgili önerilerin belirlenmesi için önceden belirlenen bir gündeme göre toplanır ve çalışmalarını sürdürür. Milli Eğitim Bakanlığı; şûrada ele alınacak konu ya da konuları, şûra gündemini, şûraya katılım biçimini ve şûraya katılacakların özelliklerini önceden belirler. Belirlenen bu konular, ilgili kurumlarla birlikte kamuoyuna duyurulur. fiûralar eğitim politikalarının birinci elden sorumlusu olan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenmektedir. Buna göre Milli Eğitim Şûralarında, parti politikaları çerçevesinde, devletin eğitim politikalarının bilimsel temellere dayalı olarak belirlenmesine yönelik çalışmalar yapıldığı söylenebilir.
Milli Eğitim Şuralarına kimler katılmaktadır?
Şûra çalışmaları; Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı, okul yöneticileri, öğretmenler ve uzmanlar, kamu sektörü ve özel sektörden temsilciler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, oda temsilcileri ile eğitim ve öğretimle ilgili olan tüm kurumların katılımları ile gerçekleştirilmektedir. Öğrencilerin de şûra çalışmalarına etkin olarak katılmaları benimsenen bir yaklaşımdır. Örneğin 13-17 Kasım 1999 tarihleri arasında yapılan XVI. Milli Eğitim Şûrası’nda sözü edilen tüm ilgililerin katılımı sağlanmıştır. “Mesleki ve Teknik Eğitimin, Ortaöğretim Sistemi Bütünlüğü İçinde Ağırlıklı Olarak Yeniden Yapılandırılması” gündemi ile toplanan XVI. Milli Eğitim Şûrası’na, il düzeyinde yürütülen şûraya hazırlık çalışmaları ile, tüm ülke düzeyinde katılım sağlanmıştır. İl düzeyinde yapılan hazırlık çalışmaları, tüm ilgililerin katılımı ile yürütülmüş, elde edilen sonuçlar raporlaştırılarak illerden seçilen temsilciler aracılığı ile şûra çalışmasına yansıtılmaya çalışılmıştır.
Kalkınma planlarının içeriği nelerden oluşmaktadır?
Kalkınma planları, geleceğe yönelik değişiklikleri içermektedir. Kalkınma planları, bir ülkede var olan sektörlerle ilgili kalkınmaya yönelik planlanmış öngörülerden oluşmaktadır. Hizmet sektörü içinde yer alan eğitim ile ilgili geleceğe yönelik öngörüler de kalkınma planlarında yer almaktadır. 1960 yılında başlatılan planlama süreci zaman zaman kesintiye uğrasa da kalkınmaya yönelik planlama çalışmaları günümüzde de sürdürülmektedir.
Planlı döneme kadar, başka bir deyişle, 1960 yılına kadar altı kez toplanan Milli Eğitim Şûraları eğitimin planlanması ile ilgili çalışmalar yapılmasına katkı getirmiştir. Bu tarihten sonra kalkınma planları, aynı zamanda, ülkenin gelişmesi ve kalkınmasında eğitimin etkili bir araç olduğunu ortaya koyan belgelerdir. Kalkınma planları aracılığı ile eğitim politikalarının belirlenmesindeki temel düşünce, eğitimin ekonomik sistem için itici güç olarak görülmesidir. Kalkınma planları, toplumun eğitim gereksinimini daha çok ekonomik gereksinimler doğrultusunda ortaya koymaktadır. Kalkınma planları, ekonomik hedefleri gerçekleştirmeyi öngören geleceğe yönelik planlamalardır. Kalkınma planlarının bağlayıcı özelliği olmadığı için hedeflerin gerçekleştirilmesi çoğunlukla olanaklı olmamaktadır.
Eğitim politikasının felsefe ile ilişkisi nedir?
Felsefe, bireysel ve toplumsal açıdan değerleri tartışır. Politik sistemin dayanakları olan değerler sisteminin biçimlendirilmesinde felsefenin önemli rolü vardır. Eğitim politikaları, toplumun kültür ve değerleri üzerinde oluşturulur. Eğitimpolitikalarında etkili olacak değerlerin analizinde de felsefeden yararlanılır. Felsefe, değerlerin analizi sırasında toplumsal yaşama bakar; orada gördüklerinieleştirir, ayrıştırır, birleştirir ve yeni biçimde sunar. Felsefi tartışmalar sonucundaortaya çıkan yeni değerlerin dikkate alınması ve topluma aktarılması, politikanın ve özellikle eğitim politikasının görevidir. Eğitim felsefesi alanında yapılan tartışmalar, eğitim politikalarının dayanaklarını oluşturur ya da bu dayanakları daha belirgin hale getirir. Eğitim, eski ve yeni olgular arasında bağlar kurarak açıklama yaparken, geleceğe yönelik çıkarsamalar da yapar. Felsefe ise geleceğe dönük olarak çalışır. Felsefe, olasılıklar çerçevesinde düşünce oluşturur ve bunları açıklamaya çalışır. Eğitim ve eğitim politikası, bireyi geleceğe hazırlamak için on beş yirmi yıl sonrasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Felsefe, gelecek ile ilgili öngörülerin ortaya konmasında eğitim politikasına yeni bilgiler sunar.
Felsefe bilimsel olarak ortaya konmuş gerçeklerin dışındaki gerçekleri araştırarak, sorgulayarak, değerlendirerek yeni sonuçlara, yeni bilgilere ulaşır. Felsefe, bilimsel araştırmalarla açıklanmış bilgiler dışında farklı bilgileri yine farklı bir yöntemle üretme çabasıdır. Bu nedenle, elde edilen felsefi bilgiler, bilimsel bilgiden farklıdır. Ancak felsefenin ürettiği bilgiler, bilimsel açıklamalara karşı değil tersine bilimsel çalışmaların yapılmasını kolaylaştıran bilgilerdir. Başka bir deyişle felsefe, bilimsel gelişmeler için gerekli olan tartışmalarla araştırmacılara yeni araştırma konuları sunarak toplumun bilimsel açıdan gelişmesine yardım eder ve eğitim politikasına olumlu katkıda bulunur.
Eğitim politikasının psikoloji ile nasıl bir ilişkisi vardır?
Psikoloji, insan davranışlarını ve bu davranışların nedenlerini incelemektedir. Psikoloji; insan davranışları, öğrenme biçimi ve zekâ gibi konularda çalışmalar yaparak eğitim politikalarının hazırlanmasına ve gerçekleştirilmesine katkı sağlamaktadır. Öğrenme kuramları ile ilgili açıklamalar, psikolojiden gelmekte ve öğrenmeyle ilgili ilkeler öğrenme psikolojisi çalışmaları sonucunda ortaya konmaktadır. Psikoloji, kişilik gelişimine ilişkin çalışmalar yaparak sağlıklı kişilik gelişimine katkı getirecek bilimsel bilgiler sunmaktadır. Psikolojinin sunduğu bu bilgiler, aynı zamanda eğitim politikalarının bireyin gelişmesine yönelik bilimsel gerekçelerini oluşturmaktadır.
Sosyolojinin eğitim politikası açısından işlevleri nelerdir?
Sosyoloji, eğitim politikasının belirlenmesinde etkili olan alanlardan birdir. Eğitim kavramı ile ilgili tanımların kimilerinde eğitimin “kültürleme süreci” olarak ifade edildiği bilinmektedir. Eğitimin bu tanımından yola çıkarak eğitim politikalarının sosyolojisi ile yakın ilişki içinde olduğu söylenebilir. Toplum, sürekli değişim içindedir; eğitim politikaları, bu değişimin yönünü, zamanını, hızını ve gerçekleştirilme biçiminin planlanması işini üstlenmektedir. Toplumsal yapının biçimlendirilmesinde ya da toplumsal yapının belirlenmesinde etkili bir araç olması nedeniyle politika, eğitim sosyolojinin konusu olarak ele alınmaktadır. Bu açıdan bakıldığında toplumsal yapıya ilişkin hedeflerin gerçekleştirilmesi için sosyoloji ve eğitim politikaları arasında güçlü bir ilişki olması gerektiği açıkça görülmektedir.
Ekonomi ile eğitim politikası arasında nasıl bir ilişki vardır?
Ekonomik gelişme için gereksinim duyulan iş gücünün hazırlanması, eğitimin işlevidir. Ekonomik olarak üretimi ve verimi artıracak, teknolojik ve bilimsel çalışmaları gerçekleştirebilecek uzmanların ve bilim adamlarının yetiştirilme işlevini eğitim gerçekleştirmektedir. Ekonomik açıdan gereksinim duyulan insan gücü planlamalarının yapılması ve uygulanması, eğitim politikaları aracılığı ile gerçekleştirilir. Bu planlama ile bir yandan bireyin, diğer yandan toplumun ekonomik olarak yeterli duruma gelmesi amaçlanmaktadır. Başka bir deyişle yapılan ekonomik planlamalar, gerek bireysel gerek toplumsal gelişme ve kalkınmayı içermektedir. Ekonomik planlamalar yapılırken öncelikli alanlar ya da sektörler belirlenerek ona göre iş gücü planlaması yapılmaktadır. Bu nedenle ekonomi ile ilgili sektörlerden hangisine daha fazla önem verildiği, uygulanan eğitim politikalarından anlaşılabilir.
Eğitim politikası açısından hukukun işlevleri nelerdir?
Hukuk, eğitim politikalarının uygulanması için yasal zeminin hazırlanması için çalışmalar yapar. Bu nedenle eğitim politikası ve yasal düzenlemeler, başka bir deyişle hukuk arasında güçlü bir ilişki vardır. Örneğin eğitim politikası olarak 12 yıllık zorunlu eğitime geçiş amaçlanmışsa tüm öğrencilerin 12 yıllık zorunlu eğitim süresince okula devam etmelerine ilişkin yasal düzenleme yapılması gerekmektedir. İç hukuk ve uluslararası hukuk eğitim politikalarının belirlenmesinde etkili olmaktadır. Hukuk, aynı zamanda, demokrasi ve insan hakları açısından eğitim hakkının tanımını ve bu hakkın kullanılması için gerekli zeminin hazırlanmasına yönelik düzenlemeler yapar.
Eğitim politikası bağlamında eğitimin görevleri nelerdir?
Politik kurumlar arasında yer alan eğitim kurumları, eğitimin gelişmesine ve değişmesine en fazla etki eden kurumlardır. Toplumdaki bireylerin eğitilmesinden sorumlu olan eğitim kurumları bu görevlerini; yürüttükleri eğitim programları aracılığı ile gerçekleştirmektedir. ‹deoloji ve politika ile ilgili önemli vurgular, milli eğitimin genel amaçları ve ilkelerinde belirtilmektedir. Eğitim politikaları açısından bakıldığında eğitim programları, makro ve mikro düzeyde yapılan planlamalarla eğitim politikalarının uygulamaya geçirilmesine yönelik somut çalışmalar olarak görülebilir.
Türk Milli Eğitimi’nin genel amaçları nelerdir?
Türk Milli Eğitim Sisteminin genel çerçevesi, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Yasası ile belirlenmiş olup Türk Milli Eğitimi’nin Genel Amaçları aşağıda verilmiştir. Bu amaçlarda ifade edilenler ülkenin eğitim politikasını içermektedir:
Milli Eğitimin genel amacı bütün bireyleri;
- Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelerine dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
- Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
- İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak.
Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.
Türk Milli Eğitimi’nin temel ilkeleri nelerdir?
Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarının yanı sıra temel ilkeleri ile de eğitim politikasına yönelik önemli saptamalar yapılmaktadır. Eğitim Hakkı, Fırsat ve İmkân Eşitliği, Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği, Demokrasi Eğitimi, Laiklik, Bilimsellik, Planlılık ve Karma Eğitim Türk Milli Eğitiminin eğitim politikası ile ilgili ilkelerinden kimileridir. Bu ilkelerin tümü eğitim politikasının altyapısını oluşturmaktadır. Eğitim politikasının bu ilkelere dayalı olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Eğitim politikaları uygulamaya nasıl aktarılmaktadır?
Eğitim politikaları; eğitim ve öğretim programlarını oluşturan amaç, içerik, öğretme-öğrenme süreçleri ve değerlendirme ögeleri aracılığı ile uygulamaya aktarılmaktadır. Bu nedenle hazırlanan ya da geliştirilen eğitim programları ile eğitim politikası arasındaki bağların iyi kurulmuş olması gerekir. Eğitim politikası ve eğitim programı arasındaki uyumsuzluk ve çelişki gerek eğitim politikalarının gerek eğitim programlarının verimsiz olmasına neden olacaktır. Eğitimin amaçları, eğitim politikaları ve eğitim programları arasında doğru ilişkinin kurulmasında etkili olacaktır. Örneğin Türk Milli Eğitiminin amaçları ve ona dayalı olarak geliştirilmiş ilköğretim programının amaçlarının tutarlı olması, eğitim programlarının eğitim politikalarına uyumlu olmasını sağlayacaktır.