Temel Ceza Muhakemesi Hukuku Bilgisi Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Koruma Tedbirleri Iı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Koruma tedbirlerine suç işlenmeden de başvurulabilir mi? Koruma tedbirleri icrasında adli kolluk dışında kimler görevlendirilebilir?
Bazı tedbirlere bir suçun önlenmesi amacıyla da başvurulabilmektedir. Bu gibi durumlarda tedbirin icrasında adli kolluk kuvvetlerinin yanında özel güvenlik ve kamu görevlileri de görev alabilmektedirler. Örneğin gizli soruşturmacı görevlendirilmesinde olduğu gibi, adli kolluk dışında bir kamu görevlisi de yetkili kılınabilir.
Koruma tedbiri olarak arama nedir?
Arama, suçların işlenmesinin önlenmesi veya şüpheli, sanık veya hükümlünün yakalanması veya delil elde etmek amacıyla belli yerlerde, şüpheli, sanık veya üçüncü kişinin konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, eşyasında yapılan arama işlemidir. Arama, birden çok temel hak ve özgürlüğe müdahaleyi gerekli kılan bir koruma tedbiridir.
Arama çeşitleri nelerdir?
• Önleme araması ( İdari arama ) ; suç işlenmesini önleme amacıyla yapılan aramalardır. • Adli arama; suç işlendikten sonra yapılan CMK’da düzenlenen aramalardır.
Önleme araması hangi makamların kararıyla yapılabilir?
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 9. maddesine göre polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak CMK hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.
Önleme araması nerelerde yapılabilir?
Polis, aşağıdaki yerlerde önleme araması yapabilir: • 2911 sayılı Toplantı ve gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde. • Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde. • Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde. • Eğitim ve öğretim özgürlüğünün sağlanması için her derecede eğitim ve öğretim kurumlarının idarecilerinin talebiyle ve üniversite binaları veya ekleri içinde, kurumun imkanlarıyla önlenmesi mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali karsısında rektör, acele hallerde de dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin yardım talep etmeleri halinde, yüksek öğretim kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında. • Umumi veya umuma açık yerlerde. • Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 19. maddesinde bu sayılan yerlere ek olarak genel kolluğun aşağıda belirtilen yerlerde de önleme araması yapabileceği belirtilmiştir: • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, ticarethane, işyeri, eğlence ve benzeri yerler ile eklentilerinde, • Dernekler Kanunu’nun 20. maddesi kapsamında, derneklerde veya eklentilerinde. Konutta, yerleşim yerinde, kamuya açık olmayan işyerleri ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz.
Özel güvenlik görevlilerinin önleme araması olarak değerlendirilebilecek yetkileri nelerdir?
• Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle kontrol etme, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme, • Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle kontrol etme, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme, • Yangın, deprem gibi tabii afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme, • Hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle kontrol etme, • eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme. Ayrıca 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu’nun 12. maddesine göre, müsabaka güvenliğinin sağlanması amacıyla, genel kolluk görevlileri ile bunların gözetiminde olmak üzere özel güvenlik görevlileri, mülki amirin yazılı emrine istinaden, spor alanına girişte izleyicilerin üstünü ve eşyasını teknik cihazlarla ve gerektiğinde el ile kontrol edebilir ve arayabilir. Aynı madde hükmüne göre genel kolluk görevlileri, spor müsabakası öncesinde, esnasında ve sonrasında spor alanının çevresinde ve müsabakanın yapılacağı yer gidiş ve geliş güzergahında, taraftarların üzerini ve eşyasını 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun önleme aramasına ilişkin hükümlerine göre arayabilir.
Koruma tedbirlerinden adli aramayı tanımlayınız.
Adli arama, şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin ele geçirilmesi amacıyla kişinin üstü, ona ait eşya, ev veya diğer yerlerde araştırma yapılmasıdır. Aramanın amacı, diğer koruma tedbirlerinin amacı ile aynıdır. Ancak Kanunda, aramanın amacı; şüpheli veya sanığın ele geçirilmesi ve suç delillerinin elde edilmesi olarak somutlaştırılmıştır.
Adli arama kural olarak gündüz yapılır. Gece arama yapılabilmesini mümkün kılan haller nelerdir?
Konut, işyeri ve kapalı yerlerde gece arama yapılmaması kuraldır. Bunun dışında kalan yerlerde gece araması yapılabilir. Konut, işyeri ve kapalı yerlerde de gece arama yapılabilmesini mümkün kılan haller şunlardır; suçüstü hali, gecikmesinde sakınca bulunan haller ve firar eden kişilerin tekrar yakalanması amacıyla gece arama yapılabilir.
Adli arama kimler tarafından uygulanır?
Adli arama kolluk tarafından icra edilir. Ancak arama yapılacak yer askeri mahal ise, askeri makamlar tarafından yerine getirilir. İstisnai olarak özel güvenlik görevlilerinin de kendi görev alanlarında adli arama yapabilecekleri kanunla belirlenmiştir. Adli aramanın , Cumhuriyet savcısının eşlik etmesi veya hazır bulunmaksızın gerçekleştirilmesi söz konusudur. Askeri mahallerde Cumhuriyet savcısının hazır bulunması zorunludur. Konut, işyeri ve kapalı alanlardaki aramalarda Cumhuriyet savcısı hazır değil ise, o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişinin işlem tanığı olarak bulundurulması gerekmektedir.
Adli aramada Cumhuriyet Savcısının hazır bulunmasını gerektiren haller nelerdir?
Askeri mahallerde ve avukatlık bürolarında yapılan aramalarda mutlaka Cumhuriyet savcısı hazır bulunmalıdır.
Bir koruma tedbiri olarak elkoyma nedir?
Elkoyma, ceza muhakemesinde delil olabilecek veya müsadere edilebilecek bir mal varlığı değeri üzerinde zilyedin tasarruf yetkisinin kaldırılmasıdır.
Elkonulması yasak olan eşyalar üç başlık altında incelenebilir. Bunlar nelerdir?
Tanıklıktan çekinebilecek kişilerin arasındaki yazışmalar ve belgelere Tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın müdafi ile olan yazışmalarına Anayasanın basın özgürlüğünü korunması amacıyla kabul edilen hükümlerine göre, basın araçlarına, el konulamaz.
Elkoyma kararı ve emri hakkında bildiklerinizi yazınız.
Elkoyma işlemi yazılı bir karara veya emre bağlı olmalıdır. Kural olarak bir hakim kararı ile olur. Ancak gecikmesinde sakınca olan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile uygulanabilir. Gecikmede sakınca olması ve Cumhuriyet savcısına ulaşılamaması durumlarında kolluk amirinin yazılı emri ile de el koyma işlemi gerçekleştirilebilir. Bu durumda kolluk amiri tarafından hem kendisine neden ulaşılamadığı hem de elkoyma işleminin sonuçları Cumhuriyet savcılığına yazılı olarak bildirilir.
Elkoymanın birer şekli olan muhafaza altına alma ve emanet alma nedir?
Muhafaza altına alma işlemi, öncelikle hiç kimsenin zilyetliğinde olmayan , sahipsiz eşya hakkında karar veya izne ihtiyaç görülmeksizin muhafaza altına alınmasıdır. Emanet alma ise, özel güvenlik görevlileri hakkında tanımlanan bir durum olup, aramalar sırasında suç teşkil edebilecek veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı kolluk görevlilerine teslim edinceye kadar gerçekleştirdikleri el koyma işlemidir.
Özel güvenlik görevlilerinin emanete alma yetkileri nelerdir?
• Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma • Terk edilmiş veya bulunmuş eşyayı emanete alma yetkileri bulunmaktadır.
El koyulan eşyanın iadesi ne şekilde olur?
Şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait el konulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde, re’sen veya istem üzerine geri verilmesine Cumhuriyet Savcısı, hakim veya mahkeme tarafından karar verilir. İstemin reddi kararlarına itiraz edilebilir.
Arama veya elkoyma sonucu tesadüf edilen deliller hakkında ne işlem yapılır?
Arama ve elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan bir suça ilişkin delil elde edilmiş olabilir. Böyle bir delilin elde edilmesi durumunda, bu deliller derhal muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhal bildirilir.
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi hangi makamlar tarafından ve hangi amaçlarla yapılabileceği kanunla kayıt altına alınmıştır?
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim, istihbarat amacıyla, suçun önlenmesi amacıyla denetlenebileceği gibi, işlenmiş olan suçların soruşturma ve kovuşturmasında delil elde etmek amacıyla da denetlenebilir. İstihbarat amacıyla ve suçun önlenmesi amacıyla yapılan denetim yetkisi istihbarat organlarına ve kolluk makamlarına tanınmıştır.
İletişimin denetlenmesi şekilleri nelerdir?
İletişimin denetlenmesi, kişiler arasında cereyan eden telefon konuşmalarının dinlenmesi veya sinyalleri, yazıları, resimleri, görüntü veya sesleri veya diğer nitelikteki bilgileri kablo, radyo veya diğer elektromanyetik sistemlerle veya tek yönlü sistemlerle alan ve ileten araçlara girilerek bilgi elde edilmesi ve bu bilgilerin değerlendirilmesini içermektedir. Kanunda, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi türleri olarak; iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ile sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine yer verilmiştir (m. 135/1). Ayrıca, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesinin bir diğer çeşidi olarak, mobil telefonun yerini tespit amacıyla denetlemeye alınması zikredilebilir.
İletişimin denetlenmesinin şartları nelerdir?
İletişimin denetlenmesinin iki temel şartı vardır; birincisi, kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması . İkincisi, başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmamasıdır.
İletişimin denetlenmesinin kapsamı nedir?
İletişimin denetlenmesinin kapsamı, denetim işleminin türüne göre farklılık arz etmektedir. Kanun; iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesini aynı esaslara tabi kılmışken, iletişimin tespitini kısmen farklı düzenlemiştir. İlk üç tedbir bakımından suç sınırlaması söz konusu olduğu halde, iletişimin tespitinde böyle bir sınırlamaya yer verilmemiştir.
İletişimin tespiti tedbirine bütün suçlar açısından başvurulabilirken, iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin denetlenmesi tedbirine kanunda belirtilen hangi suçlarla ilgili başvurulabilir?
İletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirler ine aşağıdaki suçların soruşturması ve kovuşturması sırasında başvurulabilir: Türk Ceza Kanununda yer alan; • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80), • Kasten öldürme (madde 81, 82, 83), İşkence (madde 94, 95), • Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102), • Çocukların cinsel istismarı (madde 103), Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma , • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti , • Parada sahtecilik (madde 197), Fuhuş (madde 227), • İhaleye fesat karıştırma (madde 235), Rüşvet (madde 252), • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282), • Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak , • Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313,314, 315, 316), Devlet Sırlarına Karsı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335,336, 337) suçları. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları. Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
İletişimin denetlenmesi tedbirinin icrasına hangi makam karar verir?
Kural olarak soruşturma evresinde ağır ceza mahkemesi kararıyla iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi mümkündür. Ağır ceza mahkemesi kararı oybirliğiyle alınmak zorundadır. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı da bu konuda karar vermeye yetkilidir. Cumhuriyet savcısı, kararını derhal mahkeme onayına sunmalı ve mahkeme, en geç yirmi dört saat içinde kararını vermelidir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından aksine karar verilmesi halinde, tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır.
İletişimin denetlenmesi hakkında verilen karar icrası için hangi kuruma iletilir?
Telekomünikasyon yoluyla iletişim denetlemesi kararlarının icrası Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde oluşturulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından yürütülmektedir.
İletişimin denetlenmesi tedbiri kimler hakkında uygulanabilir?
Telekomünikasyon yoluyla iletişimi denetlenecek olan kişiler şüpheli ve sanıklardır. Şüpheli ve sanık dışındaki kişilere yönelik böyle bir karar verilemez. İletişim araçları kişinin adına kayıtlı olması gerekmez. Müdafi ve şüpheli veya sanık hakkında tanıklıktan çekinebilecek kişilerin dinlenmesi halinde kayda alınamaz. Bu durum sonradan anlaşılması halinde kayıtlar derhal yok edilir.
Suçların işlenmesinin önlenmesi veya şüpheli, sanık veya hükümlünün yakalanması veya delil elde etmek amacıyla belli yerlerde, şüpheli, sanık veya üçüncü kişinin konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, eşyasında yapılan işleme ne denir?
Arama, suçların işlenmesinin önlenmesi veya şüpheli, sanık veya hükümlünün yakalanması veya delil elde etmek amacıyla belli yerlerde, şüpheli, sanık veya üçüncü kişinin konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, eşyasında yapılan arama işlemidir.
Polis, hangi yerlerde önleme araması yapabilir?
Polis, aşağıdaki yerlerde önleme araması yapabilir:
• 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve
gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde.
• Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya
sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde.
• Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde.
• Eğitim ve öğretim özgürlüğünün sağlanması için her derecede eğitim ve öğretim
kurumlarının idarecilerinin talebiyle ve üniversite binaları veya ekleri içinde, kurumun imkanlarıyla önlenmesi mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali
karşısında rektör, acele hallerde de dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin yardım
talep etmeleri halinde, yüksek öğretim kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında.
• Umumi veya umuma açık yerlerde.
• Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda.
Adli ve ÖnlemeAramaları Yönetmeliği’nin 19. maddesinde bu sayılan yerlere ek olarak
genel kolluğun aşağıda belirtilen yerlerde de önleme araması yapabileceği belirtilmiştir:
• Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi
amacıyla, ticarethane, işyeri, eğlence ve benzeri yerler ile eklentilerinde,
• Dernekler Kanunu’nun 20. maddesi kapsamında, derneklerde veya eklentilerinde.
Şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin ele geçirilmesi amacıyla kişinin üstü, ona ait eşya, ev veya diğer yerlerde araştırma yapılmasına ne denir?
Adli arama, şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin ele geçirilmesi amacıyla kişinin üstü, ona ait eşya, ev veya diğer yerlerde araştırma yapılmasıdır.
Aramanın amacı, diğer koruma tedbirlerinin amacı ile aynıdır. Ancak Kanunda, aramanın amacı; şüpheli veya sanığın ele geçirilmesi ve suç delillerinin elde edilmesi olarak
somutlaştırılmıştır.
Ceza muhakemesinde delil olabilecek veya müsadere edilebilecek bir malvarlığı değeri üzerinde zilyedin sahip bulunduğu tasarruf yetkisinin kaldırılmasına ne denir?
Elkoyma, ceza muhakemesinde delil olabilecek veya müsadere edilebilecek bir malvarlığı değeri üzerinde zilyedin sahip bulunduğu tasarruf yetkisinin kaldırılmasıdır.
Elkonulması yasak olan eşyalar kaç başlık altında ele alınabilir?
Elkonulması yasak olan eşyalar üç başlık altında ele alınabilir:
İlk olarak, tanıklıktan çekinme imkanını güvence altına almak amacıyla elkoyma yasağı getirilmek istenmiştir. CMK’nın 126. maddesine göre; şüpheli veya sanık ile 45 ve 46. maddelere göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere, bu kimselerin nezdinde bulundukça elkonulamaz. Böylece, şüpheli veya sanığın bazı yakınları ile meslek ve sürekli uğraşı nedeniyle tanıklıktan çekinebilecek olanlar arasındaki yazışmalar ve belgeler, bu kişiler nezdinde bulunduğu takdirde bunlara elkonulması kabul edilmemiştir. Mektup ve belgelere elkonulamaması için, bunların şüpheli veya sanığın ya da tanıklıktan çekinebilecek olan kişilerin nezdinde bulunması gerekir. Nezdinde bulunmaktan maksat yalnız kişinin üzeri olmayıp, mektup ve belgelerin yerleşim yerinde veya işyerinde bulunması da, kavramın kapsamı içindedir. Ancak, tanıklıktan çekinebilecek
olanların soruşturulan veya kovuşturulan suçla ilgili olarak; suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiillerini işledikleri şüphesi varsa, söz konusu mektup veya belgelere elkonulabilecektir.
İkinci olarak, savunma hakkının korunması bağlamında bir elkoyma yasağı öngörülmüştür. Buna göre, tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın müdafi ile yazışmaları denetime tabi tutulamaz (m. 154). Denetlenemeyen bu yazışmalara elkonulması da mümkün değildir. Çünkü elkoyma incelemeyi, inceleme ise denetlemiş olmayı sonuçlayacaktır. Ayrıca yazışmanın müdafi nezdinde bulunması da zorunlu değildir.
Elkonulamayacak üçüncü grup malvarlığı değerleri, basın araçlarıdır. Anayasanın basın özgürlüğünün korunması amacıyla kabul edilen ilgili hükmüne göre, kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz (Anayasa m. 30).
İletişimin denetlenmesi kararının uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da 135. maddenin birinci fıkrasına göre mahkeme onayının
alınamaması halinde ne yapılır?
İletişimin denetlenmesi kararının uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer
olmadığına dair karar verilmesi ya da 135. maddenin birinci fıkrasına göre mahkeme onayının
alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir.
Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi
altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir (m. 137/3).
Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde, soruşturma evresinin bitiminden itibaren en geç onbeş gün içinde, Cumhuriyet Başsavcılığı, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir (m. 137/4).
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin şartları nelerdir?
Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesinin Şartları
Kuvvetli Şüphe Sebeplerinin Bulunması
Gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin, yani kuvvetli delillerin bulunması gerekmektedir. Kuvvetli şüphe sebepleri, katalogda yer alan suçların işlendiği hususunda olmalıdır. Nitelikli bir şüphe derecesinin aranması, katalogda yer alan suçlar bakımından dahi her zaman bu tedbirlere kolaylıkla başvurulmasını engelleyici bir şart olmaktadır.
Başka Suretle Delil Elde Edilmesi İmkanının Bulunmaması
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi dışındaki başka yollarla delil elde etme imkanının bulunduğu durumlarda bu tedbire başvurulmaması gerekir. Böylece, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, diğer delil elde etme yöntemlerine göre ikincil nitelikte kabul edilmiştir. Bir zorunluluk olmadıkça bu tedbir dışındaki yollarla delil elde edilmesine çalışılacaktır.
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kararı nasıl alınır?
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi tedbirine soruşturma sırasında C. Savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından karar verilir. C. Savcısının gecikmesinde sakınca bulunduğu kriterinden hareketle, doğrudan kendisinin bu tedbire karar vermesi hukuken mümkün değildir.Görevlendirilecek olan gizli soruşturmacı ancak bir kamu görevlisi olabilir. Kamu görevlisi olmayan kişilerin görevlendirilmesi kabul edilmemiştir. Ancak kamu görevlisinin mutlaka bir kolluk görevlisi olması gerekmemektedir.
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesinde herhangi bir süre sınırlaması Kanunda yer almamaktadır. Görevin niteliğine göre süre belirlenebilir ve gerektiğinde uzatılabilir.
Gizli soruşturmacının görev ve yetkileri nelerdir?
Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür (m. 139/4). Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün
işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz (m. 139/5).
Gizli soruşturmacının korunabilmesi ve gereği gibi görevini yapabilmesi için, kimliği değiştirilebilir. Gizli soruşturmacı, değiştirilmiş bu kimlikle hukuki işlemler yapılabilir.
Kimliğin oluşturulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir (m. 139/2). Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur.
Teknik araçlarla izlemenin şartları nelerdir?
Kuvvetli Şüphe Sebeplerinin Bulunması
Teknik araçlarla izleme tedbirine başvurabilmek için somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin, yani kuvvetli delillerin bulunması gerekmektedir. Kuvvetli şüphe sebepleri, katalogda yer alan suçların işlendiği hususunda olmalıdır. Nitelikli bir şüphe derecesinin aranması, katalogda yer alan suçlar bakımından dahi her zaman bu tedbirlere kolaylıkla başvurulmasını engelleyici bir şart olmaktadır.
Başka Suretle Delil Elde Edilmesi İmkanının Olmaması
Teknik araçlarla izleme dışındaki başka yollarla delil elde etme imkanının bulunduğu durumlarda bu tedbire başvurulmaması gerekir. Böylece, teknik araçlarla izleme, diğer delil elde etme yöntemlerine göre ikincil nitelikte kabul edilmiştir. Bir zorunluluk olmadıkça bu tedbir dışındaki yollarla delil elde edilmesine çalışılacaktır.
Teknik araçlarla izlemenin kapsamı nasıl sınırlandırılmıştır?
Teknik araçlarla izlemenin kapsamı iki açıdan sınırlandırılmıştır. Birincisi, ancak katalogda yer alan suçların soruşturma ve kovuşturması bakımından bu tedbire başvurulabilmesidir. İkincisi ise, soruşturma ve kovuşturma konusu suç katalogda yer alsa dahi, şüpheli veya sanıkla ilgili olarak her ortamda teknik araçlarla izlemenin yapılamayacak olmasıdır.
Her türlü suçun soruşturma ve kovuşturmasında teknik araçlarla izleme kabul edilmemiştir. Hangi suçlarda bu tedbire başvurmak mümkündür?
Her türlü suçun soruşturma ve kovuşturmasında teknik araçlarla izleme kabul edilmemiştir. Ancak şu suçlarda bu tedbire başvurmak mümkündür:
a. Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile organ veya doku ticareti
(madde 91),
2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
3. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149) ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158),
4. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
5. Parada sahtecilik (madde 197),
6. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç),
7. Fuhuş (madde 227)
8. İhaleye fesat karıştırma (madde 235),
9. Tefecilik (madde 241),
10. Rüşvet (madde 252),
11. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
12. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302),
13. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313,
314, 315, 316),
14. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335,
336, 337), suçları.
b. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah
kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c. Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
d. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde
tanımlanan suçlar.
Yukarıda sayılan suçların soruşturması ve kovuşturması amacıyla şüpheli veya sanığın
kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir. Özel hayata saygının bir gereği olarak, konutta teknik araçlarla izleme kabul edilmemiştir.
Teknik araçlarla izleme kararı nasıl alınır?
Teknik araçlarla izlemeye hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hakim onayına sunulur. Hakim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde kayıtlar derhal imha edilir.
Teknik araçlarla izleme koruma tedbirine süreli olarak başvurulabilir. Bu süre en çok üç hafta olup, gerekli ise ancak bir hafta daha uzatılabilir. Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından, yukarıdaki sürelere ek olarak, her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere tedbirin uzatılmasına karar verilebilir (m. 140/3).
Teknik araçlarla izleme tedbiri ile birlikte gizli soruşturmacı görevlendirilmesi halinde bu
fıkrada belirtilen süreler bir kat artırılarak uygulanır (CMK m.140/3)
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat nasıl gerçekleşmektedir?
Etkin bir ceza muhakemesi yapılabilmesi ve maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için, muhakeme
sürecinde çeşitli koruma tedbirlerine başvurmak gerekebilir. Herhangi bir koruma tedbirlerine başvurulduğu sırada, bu tedbire başvurmanın kesin olarak hukuka uygun olup olmadığını tam olarak belirleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle, tedbire başvurulduğu andaki duruma göre, görünüşte hukuka uygunluk değerlendirmesi ile yetinilmek zorundadır. Tedbire hukuka uygun olarak başvurulduktan sonraki bir dönemde verilen kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat gibi kararlar dolayısıyla, bu işlemin aslında haklı olmadığı bilahare anlaşılmış olmaktadır.
Kanun ayrıca, koruma tedbirlerine başvururken belli şartların gerçekleşmiş olmasını
aradığı veya tedbirin icrası süresinde kamu görevlilerinin bazı yükümlülükleri yerine getirmesini öngördüğü halde, çeşitli sebep ve gerekçelerle bunlara uyulmamış olabilir.
Bütün bu durumlarda, temel hak ve özgürlüklerine koruma tedbirlerine başvurulması
dolayısıyla müdahale edilmiş bulunan kişiler, maddi ve manevi zarar görmüşlerdir. Bir
hukuk devletinde, bu zararların, buna muhatap olan mağdurlara yükletilmemesi gerekmektedir. Bu nedenle Devlet, hukuk devleti olmanın gereği olarak, kişilerin bu yolla uğradığı her türlü maddi ve manevi zararları karşılamayı üstlenmiş bulunmaktadır.
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istenebilecek haller nelerdir?
CMK’da koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istenebilecek haller sınırlı olarak belirtilmiştir (m. 141/1). Buna göre;
a. Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun
devamına karar verilen,
b. Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmayan,
c. Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği
yerine getirilmeden tutuklanan,
d. Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna
çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,
e. Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlarına karar verilen,
f. Mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası
olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
g. Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hallerde sözle açıklanmayan,
h. Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,
i. Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
j. Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan
veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı
değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
Kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebilirler
Kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişiler hangi durumlarda tazminat isteyemezler?
Tazminat isteyebilmenin şartları gerçekleşmiş olsa da, bazı durumlarda tazminat verilmesi kabul edilmemiştir (m. 144). Buna göre, Kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler:
a. Tazminata hak kazanmadığı halde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler
getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hale dönüşenler.
b. Genel veya özel af, şikayetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası
geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.
c. Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.
d. Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını
bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.
Tazminat talebinin şartları ve incelenmesi ne şekilde gerçekleşmektedir?
Tazminat talebinde bulunabilmek için, ilgili kişi hakkındaki kararın veya hükmün kesinleşmesi gerekmektedir. Kesinleşme, ilgilisine veya varsa vekiline tebliğ edildiğinde,
tebellüğden itibaren üç ay içinde dava açılabilecektir. Karar veya hükmün, tebliğ edilememesi veya tebliğinin herhangi bir nedenle gerçekleştirilmemiş bulunması durumunda
dava hakkı, karar veya hükmün kesinleşmesinden itibaren nihayet bir yıllık sürenin sona
ermesiyle düşecektir.
Dava zarara uğrayanın kendisi, yasal temsilcisi veya özel yetkili vekili tarafından açılacak, Devleti temsilen Hazine davalı gösterilecektir.
Tazminat talebini incelemeye yetkili ve görevli mahkeme, zarara uğrayanın oturduğu
yer ağır ceza mahkemesidir. Tazminatı gerektiren asıl işlem, davacının oturduğu yer ağır
ceza mahkemesi tarafından yapılmışsa ve o yerde başka bir ağır ceza dairesi de yoksa, yer
itibarıyla en yakın ağır ceza mahkemesi davayı görecektir (m. 142/2).
Ödeme yapılmış bulunan kişilerden tazminatın Devlet tarafından geri alınabilmesi hangi hallerde söz konusudur?
Ödeme yapılmış bulunan kişilerden tazminatın Devlet tarafından geri alınabilmesi şu hallerde söz konusu olmaktadır (m. 143/1):
a. Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın sonradan kaldırılması üzerine kişi
hakkında kamu davası açılıp mahkumiyet kararı verilmesi,
b. Beraat eden, ancak, aleyhinde yargılamanın yenilenmesi dolayısıyla yeniden yargılanan kişinin mahkum edilmesi.
Bu hallerden birinin varlığı nedeniyle tazminatın geri alınabilmesi için, verilmiş
olan mahkumiyet kararının kesinleşmiş olması gerekir. Tazminatın geri alınmasında,
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da
yazılı yöntem uygulanacaktır.
Avukat bürolarında arama nasıl gerçekleşmektedir?
Avukat bürolarında arama özel koşullara bağlı kılınmıştır (m. 130/1). Böylece savunma hakkına, avukat ile müvekkilleri arasındaki ilişkilerin gizlilik içerisinde yürütülmesine ve avukatın mesleki sırlarının korunmasına özel bir önem verilmiş bulunmaktadır.
Avukat büroları ancak hakim veya mahkeme kararıyla aranabilir. Arama kararı soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkeme tarafından verilir.
Burada bir yargılama makamı güvencesi getirilmiş, böylece, Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile avukat bürolarında arama yapılması kabul edilmemiştir. Arama ancak kararda belirtilen olayla ilgili olarak gerçekleştirilebilir.
Arama Cumhuriyet savcısının denetiminde yapılmak zorundadır. Arama işlemi sırasında Cumhuriyet savcısı hazır bulunacağından, ayrıca ihtiyar heyeti veya komşulardan (m. 119/4) işlem tanığı bulundurulmasına gerek yoktur. Buna karşılık, baro başkanı veya onu temsil eden bir avukatın aramada hazır bulundurulması mutlaka gerekecektir.
Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama nasıl gerçekleşmektedir?
Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin
varlığı ve başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından
kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan metinler derhâl imha edilir (m.134/1).
Bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması ya da işlemin uzun sürecek olması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir. Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır. Alınan yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır. Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır (m.134/2 vd.).
Arama ancak şüphelinin kullandığı bilgisayar, bilgisayar programı ve kütüklerinde yapılabilir. Genel aramadan farklı olarak (m. 117), suç şüphesi altında olmayan kişilere ait bilgisayarlarda arama yapılması kabul edilmemiştir.