Temel Ceza Muhakemesi Hukuku Bilgisi Dersi 4. Ünite Özet
Koruma Tedbirleri I
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Koruma tedbirleri; delil elde edilmesi, ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesi veya hükmün infazının mümkün kılınması amacıyla muhakeme sürecinde başvurulabilen ve hükümden önce, gerektiğinde zor kullanmak suretiyle bazı temel hak ve özgürlüklere geçici müdahaleyi gerektiren işlemlerdir.
CMK’da düzenlenen koruma tedbirleri şunlardır:
- Yakalama,
- Gözaltı,
- Tutuklama,
- Adli kontrol,
- Arama,
- Elkoyma,
- Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi,
- Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,
- Teknik araçlarla izleme
Tüm koruma tedbirleri bakımından geçerli bazı ortak özellikler söz konusudur. Bunlar yasallık, geçicilik, araç oluş, gecikmede tehlike, görünüşte haklılık, oranlılık ve bir karara dayanmadır.
Yakalama
Yakalama, hakim kararı olmaksızın şüphelinin özgürlüğünün kısıtlanması, gözaltına alınıp alınmayacağı hususunda bir karar verilinceye kadar denetim ve gözetim altında tutulmasıdır.
CMK’da düzenlenme şekline göre yakalama, doğrudan yakalama (müzekkeresiz yakalama) ve yakalama emrine istinaden yakalama (müzekkereli yakalama) ikiye ayrılabilir.
Doğrudan Yakalama (Müzekkeresiz Yakalama)
Kanun, bazı durumlarda herkese yakalama yetkisi vermektedir (m. 90/1). Bu durumda kolluğun da yakalama yetkisi bulunmaktadır. Herkesin yakalama yapabileceği haller şunlardır:
- Kişiye suç işlerken rastlanması. Suçüstü olarak ifade edilen bu durum şu halleri içermektedir:
- İşlenmekte olan suç,
- Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından izlenerek yakalanan kişinin işlediği suç,
- Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suç.
- Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.
Bazı hallerde ise sadece kolluğun yakalama yetkisi bulunmaktadır.
Kolluk görevlilerinin kişiyi yakalayabilmesi için;
- Her şeyden önce, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren bir halin varlığı gerekir.
- Ayrıca gecikmede sakınca bulunan bir halin varlığı gerekmektedir.
- Kolluğun yakalama yapabilmesi için, Cumhuriyet savcısına veya amirlerine başvurma imkanının bulunmaması da gerekmektedir.
Özel güvenlik görevlileri CMK’nın 90. maddesine göre yakalama yetkisine sahiptirler.
Özel güvenlik görevlileri, yakaladığı kişinin kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra yakaladığı kişiye kanuni haklarını derhal bildirmelidir.
Diğer kişiler tarafından yakalanıp kolluğa teslim edilen veya bizzat kolluk tarafından yakalanan kişiye, kanuni hakları kolluk tarafından derhal bildirilecektir.
Yakalama işlemi kolluk tarafından bir tutanağa bağlanır. Bu tutanağa; yakalamanın hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı yazılır.
Yakalama Emrine İstinaden Yakalama (Müzekkereli Yakalama)
CMK’nın 90. maddesi kapsamında doğrudan (müzekkeresiz) yakalamayı herkes yapabildiği halde, yakalama emrine dayanarak yapılan yakalamada sadece kolluk yetkilidir. Ancak kolluğun yakalama yapabilmesi için, yakalama emri çıkarılması gerekir.
Soruşturma evresinde hakim kararıyla iki durumda yakalama emri çıkarılabilmektedir:
- İlk olarak, çağrı üzerine gelmeyen veya bulunduğu yer bilinemediği için çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir.
- İkincisi ise, itiraz mercii tarafından düzenlenen yakalama emridir.
Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından düzenlenir.
Özel güvenlik görevlileri de yakalama emrine istinaden yakalama yetkisine sahiptirler.
Özel güvenlik görevlileri, müzekkereli yakalama kapsamında genel kolluk kuvvetlerinin yetkili oldukları tüm hallerde yakalama yapmaya yetkilidirler. Ancak önemle belirtilmesi gerekir ki, bu yetkileri “görev alanları” ile sınırlı tutulmuştur.
Hakim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç 24 saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılmalıdır.
Gözaltı
Gözaltı, soruşturma yönünden zorunlu olması ve bir suç işlediği şüphesini gösteren somut delillerin bulunması halinde, yakalanmış olan kişinin Cumhuriyet savcısının kararıyla belirli bir süre özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.
Gözaltına alma yakalamaya bağlı, fakat yakalamadan bağımsız bir koruma tedbiridir. Yakalanan kişinin gözaltına alınmasına ancak cumhuriyet savcısı karar verebilir. Yakalama işlemi zorunlu olarak kişinin gözaltına alınmasını gerektirmemektedir. Yakalanan kişi Cumhuriyet savcısının kararıyla gözaltına alınabileceği gibi, yine Cumhuriyet savcısının kararıyla serbest de bırakılabilir.
Herkesin yakalama yetkisinin olduğu hallerde yakalanıp kolluğa teslim edilen veya doğrudan doğruya kolluk tarafından yakalanan kişi ve olay hakkında, emri doğrultusunda işlem yapılmak üzere kolluk tarafından Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilir.
90. madde uyarınca yakalanan kişi, Cumhuriyet savcılığınca serbest bırakılabileceği gibi, gözaltına alınmasına da karar verilebilir.
Cumhuriyet savcısının gözaltına alma hususunda karar vermesi;
- Gözaltına alma tedbirinin soruşturma yönünden, yani suçun ve faillerin araştırılması bakımından zorunlu olmasına,
- Kişinin suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Bu iki koşulun varlığı değerlendirilmeden gözaltına alma kararının verilmesi hukuken imkansızdır.
Yakalanan kişi, gözaltına alınmasını gerektirecek bir nedenin tespit edilememesi veya yakalama sebebinin ortadan kalkması halinde Cumhuriyet savcısının emri ile kolluk tarafından derhal salıverilir.
Gözaltı süresi bireysel suçlarda ve toplu olarak işlenen suçlarda farklı düzenlenmiştir.
Gözaltı süresi bireysel suçlarda yakalama anından itibaren 24 saattir.
Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenebilen toplu suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle, gözaltı süresi üç gün daha uzayabilmekte ve toplamda dört güne çıkabilmektedir.
Cumhuriyet başsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet savcıları, adli görevlerinin gereği olarak, gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethaneleri, varsa ifade alma odalarını, bu kişilerin durumlarını, gözaltına alınma neden ve sürelerini, gözaltına alınma ile ilgili tüm kayıt ve işlemleri denetler, sonucunu Nezarethaneye Alınanlar Defterine kaydederler.
Yakalama ve Gözaltına İlişkin Ortak Hususlar
Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafii veya kanuni temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hakimine başvurabilir.
Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir.
Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hallerinde hekim kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir.
Çocuklarla ilgili yakalama ve gözaltı ise ayrıca düzenlenmiştir.
Fiili işlediği zaman on iki yaşını doldurmamış olanlar ile on beş yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler;
- Suç nedeni ile yakalanamaz ve hiçbir suretle suç tespitinde kullanılamaz.
- Kimlik ve suç tespiti amacı ile yakalama yapılabilir. Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılır.
On iki yaşını doldurmuş, ancak on sekiz yaşını doldurmamış olanlar suç sebebi ile yakalanabilirler.
Tutuklama
Tutuklama, suç işlediğine dair hakkında kuvvetli şüphe bulunan kişinin özgürlüğünün kesin hükümden önce yargılama makamı kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır.
Tutuklama, bir ceza yaptırımı değildir.
Tutuklamanın iki koşulu vardır:
- Kuvvetli suç şüphesinin varlığı
- Tutuklama nedenlerinden birinin bulunması
Kuvvetli şüphe, kişinin suçu işlediği hususunda yüksek bir ihtimali gerektirmektedir.
Kanunda iki tutuklama nedeninden söz edilmektedir. Bunlar kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesidir.
Tutuklama kararı vermeye yetkili tek makam, yargılama makamıdır. Muhakeme evresine göre bu makam hakim veya mahkemedir.
Tutuklamaya ilişkin her türlü karar, ister sulh ceza hakimi isterse mahkeme tarafından verilmiş olsun, itiraza tabi kararlardandır.
Cumhuriyet savcısının tutuklama talebi reddedildiğinde, şüpheli veya sanık derhal serbest bırakılır.
Talebi reddedilen Cumhuriyet savcısı, ret kararını veren hakim veya mahkemeye itiraz edebilir.
Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme itirazı yerinde görmezse, en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie kararını gönderir.
İtiraz merciinin düzenlediği yakalama emri üzerine yakalanan şüpheli veya sanığın, tutuklama kararı verilmek üzere merci önüne çıkarılması gerekir.
Tutukluluk süreleri, uyuşmazlığın ağır cezalık olup olmadığına göre farklı düzenlenmektedir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıl olup, zorunlu hallerde bu süre, gerekçesi gösterilmek suretiyle altı ay daha uzatılabilecektir.
Ağır ceza mahkemelerinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır.
Adli Kontrol
Adli kontrolde, kişi hürriyeti sınırlandırılmaksızın şüpheli veya sanığın denetlenmesi söz konusudur.
Adli kontrolün şartları, tutuklama ile aynıdır; tutuklamanın şartları somut olayda gerçekleşmelidir.
Adli kontrol kararını hakim veya mahkeme verebilir. Karar vermeye yetkili makam, soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkemedir.
Adli kontrole ilişkin her türlü karara itiraz edilebilir.
Adli kontrol tedbirinin uygulanması açısından Kanunda bir üst sınır belirtilmemiştir.
Adli kontrol altında geçen süre, kural olarak, muhakeme sonunda hükmedilecek cezadan mahsup edilmeyecektir.