Suç Önleme Modelleri Dersi 3. Ünite Özet
Suçu Önleyici Kolluk Faaliyetleri
- Özet
Giriş
Güvenlik, insanoğlunun yaşam kalitesini yükselten ve verimliliğini arttıran temel öğelerdendir. Gerçekten de güvenlik içinde olmayan, kendini güvende hissetmeyen insanlar yaşamlarından keyif almayacakları gibi, yaptıkları işlerde ve yürüttükleri faaliyetlerde de çoğu kez başarıyı yakalayamayacaklardır. İnsanın yaptığı işe konsantrasyonunu tam olarak sağlaması için güvenlikle ilgili ciddi bir probleminin olmaması, kendisini rahat hissetmesi gerekir. Güvende hissetmeyen birisinin üretime ilişkin verimliliği de potansiyelinin çok azına tekabül edecektir. Toplumdaki bireylerin huzur ve refahının sağlanması, toplumsal verimliliğin arttırılması için, toplumdaki güven ortamının sağlanması gerekir. Toplumsal olarak iç güvenliği sağlamada, suçu önleyici kolluk faaliyetlerinin ciddi anlamda önemi bulunmaktadır.
Güvenlik Kavramı
Güvenlik toplumsal huzur, refah ve verimliliğin sağlanmasındaki temel etkenlerdendir. Humanistik bir psikolog olan Abraham Maslow 1954 yılında tüm ihtiyaçları en düşük olandan yükseğe doğru sıralamıştır. İnsanın ihtiyaçları tüm hayvanlarda görülen en ilkel ihtiyaçtan daha karmaşık ve sadece insanda görülenine doğru bir sıralanma gösterir. Düşük seviyede olan ihtiyaçlar genelde basittir ve tatmin edilmesi gereken bedensel durumlardan kaynaklanırlar. İhtiyaçlar listesinde yukarı doğru çıktıkça burada yer alanların bedensel durumlar dışında farklı şeylerden kaynaklanan ihtiyaçlar oldukları görülür. Maslow’a göre hiyerarşide ki en gelişmiş ve yüksekte yer alan ihtiyaç, bireyin kendisine ait tüm potansiyeli gerçekleştirebilmesi olarak tanımlanabilecek, kendini gerçekleştirebilmedir. Maslow’un ihtiyaçlar listesi en alttan üstte doğru şu şekildedir:
- Fiziksel ihtiyaçlar;
- Güvenlik ihtiyacı;
- Aidiyet ihtiyacı;
- Saygı ihtiyacı;
- Kendini gerçekleştirebilme ihtiyacı.
Tarihsel süreçte zaman içerisinde büyüyen tehlike ve tehditler karsısında bireysel savununun yetersizliğini gören insanlar Kolektif güvenlik sistemleri kurmaya başlamışlar ve bu amaçla bir araya gelerek ilk devlet örneklerini oluşturmuşlardır.
Çeçen’e göre; İnsan toplumlarında yöneten ve yönetilen farklılaşmasının gündeme gelmesiyle beraber, devlet olgusu da ortaya çıkmıştır. Giderek artan nüfus, beraberinde kargaşa ve düzensizliği de getirince, insanlar kendilerini güven altına alabilmek ve haklarını koruyabilmek açısından, devlet kurumuna ihtiyaç duymuşlardır. Bu bağlamda devlet denilen kuruma duyulan ihtiyacın kaynağında insanların güvenlik talepleri yer almaktadır.
Kolluk Faaliyetleri
Kolluk faaliyetleri, kamu düzenini sağlayan, koruyan ya da bozulduğunda eski durumuna getiren idari etkinlikleri ifade etmektedir. Demokratik toplumlarda kolluğun temel görevleri yasaları yürütmek ve desteklemek, suçları araştırmak ve suçluları yakalamak, suçları önlemek, toplumun huzur ve güvenliğini sağlamak ve içinde bulunulan topluma ihtiyaç duyulan yasaların yürütülmesiyle ilgili hizmetleri sağlamak olarak sayılabilir. Devlet ülke içerisinde güvenliği Kolluk kuvvetleri aracılığı ile sağlar. Genel kolluğu Polis ve polis teşkilatı olmayan yerlerde görev yapan jandarma oluşturur. Özel kolluk özel yasalara göre kurulan ve belli alanlarda hizmet yapan, gümrük kolluğu, orman kolluğu, liman kolluğu gibi kuvvetlerdir. Terim benzerliği nedeniyle özel kollukla özel sektör kolluğunu birbirine karıştırmamak gerekir. Özel sektör kolluğunun devletle arasında herhangi bir istihdam ilişkisi bulunmamaktadır. Kolluğun önleyici (idari) ve bastırıcı (adli) olmak üzere, çifte işlevi bulunmaktadır. Bir suçun işlenmesinin önlenmesine yönelik faaliyetler, kolluğun önleyici görevlerinden sayılır. Kolluğun önleyici (idari) görevinin temelinde, bir tehlikeyi önleme ve asayişi sağlama düşüncesi yatar. Ülkede kamu düzenini korumak İçişleri Bakanlığının görevidir. Bu görev, İl sınırları içinde vali, İlçe sınırları içinde ise kaymakam eliyle yürütülür. Kolluğun İl merkezlerindeki idari amiri vali iken; ilçelerdeki idari amiri kaymakamdır. Suç işlendikten sonra fiilin ve failin ortaya çıkarılmasını sağlamak için yapılan işlemler, bastırıcı (adli) işlemlerdir. Suç işlenmesinden sonra ortaya çıkar. Bu işlemlerle uğraşan kolluğa da, adli kolluk denilmektedir. Ülkemizdeki kolluk teşkilatında, adli kolluk görevini, adli işlerle uğraşmak üzere Genel Müdürlükçe kadrodan ayrılan kolluk görevlileri yerine getirmektedir. Kolluğun adli işlemleri esnasındaki amiri Cumhuriyet savcısıdır. Kolluğun idari nitelikteki önleme göreviyle adli nitelikteki görevinin birbirinden ayrılması gerekir. Çünkü kolluğun, idari görevi esnasında bağlı olacağı amirle (vali ya da kaymakam), adli görevi esnasında bağlı olacağı amir (Cumhuriyet savcısı) birbirinden farklıdır. Bu nedenle, somut olayda, kimin emir vermeye yetkili olduğunu tespit etmek açısından, idari görevle adli görevin birbirinden ayrılması önem taşımaktadır. Kolluk görevlisi, adli görevi esnasında, bu görevine ilişkin işlediği suçlardan dolayı Cumhuriyet savcısı tarafından genel muhakeme usulüne göre re’sen soruşturma yapılır. Kolluk, hizmet branşı olarak adli, idari ve siyasi kolluk diye sınıflara ayrılmıştır. Ancak, görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde, bir suçla karşılaşan her kolluk memuru, hizmet branşı, yeri ve zamanına bakmaksızın, suça el koymak, önlemek, şüphelileri ve suç delillerini tespit etmek ve korumakla görevlidir. Bu görev geçici niteliktedir. Yetkili kolluk gelince, işin ona devredilmesi gerekir.
Kolluk görevlisi tek başına doğrudan müdahale edebilecek yeterliliği varsa olaya doğrudan müdahalesi, böyle bir yeterliliği yoksa delilleri tespit etmesi ve durumu amirlerine ya da yetkili kolluğa bildirmesidir. Yoksa on kişinin katıldığı silahlı bir kavgayla karşılaşan kolluk görevlisinin, böyle bir olaya doğrudan müdahale etmemesi ve yetkili mercilere durumu bildirmesi gerekir. Ancak diğer kolluk birimleri olay yerine intikal edinceye kadar neler olduğunu gözlemeli ve delilleri tespit edebildiği ölçüde tespit etmelidir.
Suçu önlemede bilinen ve eski kolluk uygulamalarının başında devriye faaliyetleri gelmektedir. Devriye; umumi emniyeti korumak, suçları olmadan evvel önlemek veya yapıldıktan sonra takip etmek ve lüzumunda halka yardımda bulunmak üzere karakol mıntıkasına çıkarılan ve dolaşarak vazife gören memurlardır. Amerikan polisinin %65’i devriye ile görevlendirilmektedir. Bunu sırasıyla %64 ile Kanada, %56 ile İngiltere, %54 ile Avustralya ve %40 ile Japonya takip etmektedir. Türkiye’de ise bu oran yaklaşık %30’dur. Yaya devriyesi, otomobil devriyesi, hava devriyesi, motosikletli devriye, sahil devriyesi, atlı devriye, köpekli devriye, bisikletli devriye olarak sıralanabilir. Üniformalı devriye hizmetlerinde birinci öncelik caydırıcılıktır. Sivil kıyafetle gerçekleştirilen devriye hizmetlerinin önceliği ise suç sonrası müdahale ile şüphelilerin olay sonrası derhal yakalanmasıdır.
Önleyici devriyede kolluk biriminin görünür olması önem arz eder. Çünkü kolluk devleti ve onun otoritesini temsil etmektedir. İnsanların belirli aralıklarla devleti temsil eden kolluk kuvvetleri ile karşılaşmaları, sürekli otoritenin varlığını hatırlatacak, bu da suç işleme kararının verilmesinde caydırıcı bir rol oynayacaktır. Kolluğun sürekli etrafta dolaşması insanlara, “izlendikleri ve kontrol altında oldukları” mesajı vermektedir. Bu bağlamda suç işleme eğiliminde olmayanlar bakımından bir güven tesis edilirken; suç işleme eğilimindekiler bakımından da belirli oranda bir caydırıcılık sağlanmış olur.
Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE), kamuya açık alanlarda güvenlik kamerası kullanımıdır. İşlenen suçlarla ilgili bilgi toplamak ve delil elde etmek bakımından önemli bir işlev yerine getiren söz konusu sistemler, işlenecek suçları engellemek bakımından da büyük bir işlev yerine getirmektedir. Çünkü gözetlendiğini düşünen kimse, suç işlediği zaman yakalanacağını düşünür ve planladığı eylemi yapmaktan vazgeçer. Buna gözetimin disiplinize edici etkisi denilmektedir. İşte mobese uygulamaları bu yönüyle suçluların yakalanmasında olduğu kadar suçun önlenmesinde de önemli bir işlev yerine getirmektedir. MOBESE kameraların nerelerde kurulacağına dair kanuni bir düzenleme bulunmaması söz konusu uygulamayla ilgili ciddi eleştirilerin yükselmesine neden olmaktadır. MOBESE kameraları bakımından kanuni düzenlemeye ihtiyaç duyulmamasının nedeni olarak özetle ‘’Temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturmuyor; çünkü konut, işyeri gibi özel hayatın söz konusu olduğu bireysel alanları değil; sadece kamusal alanları gözetliyor” iddiası ileri sürülmektedir.
MOBESE kameraları bakımından kanuni düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu konusunda özetle sırf kamusal alanı gözetliyor diye bu uygulamayı herhangi bir kanuna dayanmaksızın yürütmek ve mümkün olan hemen her yere MOBESE kamerası kurmak makul değildir. Bunlar nerelere kurulabilir, çekilen görüntüler nasıl saklanır, görüntüler ne kadar zaman sonra imha edilmelidir? Aksi takdirde bu tür kameraların kurulması ve kayıtlarının muhafazası idari makamların takdirine bırakılmış olacaktır ki, bu da demokratik bir toplumda kabul edilebilir değildir iddiası ileri sürülmektedir.
Mobese kurulumlarının il ve ilçe merkezlerinde, bu il ve ilçelere özgü bireysel projeler şeklinde yapılandırılmaları uygulamasından vazgeçilerek, İçişleri Bakanlığının ülke genelinde uygulanmasını benimsediği büyük ölçekli bir proje uygulamasına başlanmıştır. Bu proje ulusal olarak “kent güvenliği yönetim sistemi KGYS” adı altında yapılandırılmıştır. KGYS; kent genelinde meydana gelen olayların aydınlatılması, suç ve suçlularla daha etkin mücadele edilebilmesi, trafik düzenlemesinde teknolojik imkânların kullanılabilmesi amacıyla mevzuata uygun olarak elde edilen görüntü, ses ve konum verilerinin PolNet Uygulamaları ile desteklenerek işlenmesi ve kullanıcıların otomatik olarak uyarılmasını sağlayan, modüler olarak geliştirilmiş sistemler bütünüdür.
- KGYS ile amaçlanan hususlar temel olarak güvenlik hizmetlerinin verimliliğini arttırmak,
- Algılanması zor güvenlik tehditlerini algılamak,
- Adli soruşturmada ihtiyaç duyulabilecek kanuni deliller üretmek,
- Kişilik hak ve hürriyetlerine dokunulmadan genel asayiş ve huzuru temin edebilmek.
- Elektronik olarak trafiği denetlemek ve düzenlemektir.
Kolluğun adli ve idari faaliyetleri sırasında kişileri ve araçları durdurma, kişilere kimlik sorma yetkisi bulunmaktadır. Kolluğun kişileri ve araçları durdurup kişilerin kimliklerini kontrol etmesi, bir yakalama işlemi ve bir arama işlemi değildir. Bir arama faaliyeti olmaması nedeniyle, kanun koyucu, kolluğun durdurma ve kimlik sorma yetkisini kullanabilmesi bakımından herhangi bir merciden izin alınmasını gerekli görmemiştir. Dolayısıyla kolluk kanuni şartların varlığını kendisi takdir etmek suretiyle kişileri ve araçları durdurabilecek, kişilerin kimlik kontrolünü yapabilecektir. Polis, kişileri ve araçları;
- Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,
- Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,
- Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,
- Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla durdurabilir.
Durdurmanın gerekli olduğuna dair makul bir şüphenin olduğu hallerde kolluk, kişileri ve araçları durdurup kimlik sorabilir.
Polis, durdurma ve kimlik sorma işlemi öncesinde, kendi meslek kimliğini gösterir. Kimliğini belgeleyemeyen kişi gözaltına alınabilir. Yakalama bireyin hareket serbestisinin –salıverilinceye veya gözaltına alınıncaya kadar– kısıtlanmasıdır. Kolluk görevlileri aşağıda belirtilen hallerde yakalama yapabilir.
- Kolluk kuvvetinin kanun ve usul dairesinde verdiği emre itaatsizlik edenleri ve aldığı tedbirlere uymayanları,
- Görev yaparken mukavemette bulunan veya görevinden alıkoymak maksadıyla kolluk kuvvetine zorla karşı koyan ve yakalanmadıkları takdirde hareketlerine devam etmeleri ihtimali bulunan kişileri,
- Halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk hâlinde başkalarına saldıranları,
- Halkın huzur ve sükûnunu bozanlardan, yapılan uyarılara rağmen bu hareketlerine devam edenlerle, başkalarına saldırıya yeltenenleri ve kavga edenleri,
- Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla belirtilen esaslara uygun olarak, alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu ve uyarıcı madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri,
- Haklarında mahkemece çocuk bakım ve yetiştirme yurtlarına veya benzeri resmî veya özel kurumlara yerleştirilmesine veya yetkili merci önüne çıkarılmasına karar verilen çocukları yakalayabilir.
Suç işlenmesinin veya toplumsal bir tehlikenin önlenmesi amacıyla kişileri üzerlerinde, eşyalarında ve mekânlarda gerçekleştirilen araştırmaları ifade etmektedir. Henüz bir suç işlenmeden gerçekleştirilen önleme araması, bu özelliği nedeniyle idari bir faaliyet niteliğini taşır. Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hâkiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar (PVSK m.9). Arama için makul sebeplerin oluştuğunun gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir. Arama kararında veya emrinde;
- Aramanın sebebi,
- Aramanın konusu ve kapsamı,
- Aramanın yapılacağı yer,
- Aramanın yapılacağı zaman ve geçerli olacağı süre belirtilir (PVSK m.9).
Önleme araması aşağıda belirtilen hallerde yapılabilir.
- 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde.
- Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde.
- Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde.
- Eğitim ve öğretim özgürlüğünün sağlanması için her derecede eğitim ve öğretim kurumlarının idarecilerinin talebiyle girilecek yüksek öğretim kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında.
- Umumi veya umuma açık yerlerde.
- Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda (PVSK m.9).
Önleme araması aşağıda belirtilen hallerde yapılamaz:
Konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan işyerlerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz (PVSK m.9). Spor karşılaşması, miting, konser, festival, toplantı ve gösteri yürüyüşünün düzenlendiği veya aniden toplulukların oluştuğu hallerde gecikmesinde sakınca bulunan hal var sayılır (PVSK m.9). Dolayısıyla bu tür faaliyetler bakımından, gerçekten gecikmesinde sakınca bulunan hal var mı yok mu diye bir araştırma yapılmayacak; hâkim kararına ihtiyaç duymaksızın, her koşulda, mülki amir önleme araması için izin verebilecektir. Polis, tehlikenin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla güvenliğini sağladığı bina ve tesislere gelenlerin; herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın, üstünü, aracını ve eşyasını teknik cihazlarla, gerektiğinde el ile kontrol etmeye ve aramaya yetkilidir. Bu yerlere girmek isteyenler kimliklerini sorulmaksızın ibraz etmek zorundadırlar(PVSK m.9). Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 25. maddesinde önleme aramaları bakımından izin alınmaksızın arama yapılabilecek haller düzenlenmiştir.
- Devletçe kamu hizmetine özgülenmiş bina ve her türlü tesislere giriş ve çıkışın belirli kurallara tabi tutulduğu hallerde, söz konusu tesislere girenlerin üstlerinin veya üzerlerindeki eşyanın veya araçlarının aranmasında,
- 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun ek 1 inci maddesi kapsamında bulunan, sivil hava meydanlarında, limanlarda ve sınır kapılarında, binaların, uçakların, gemilerin ve her türlü deniz ve kara taşıtlarının, giren çıkan yolcuların X-ray cihazından geçirilerek, gerektiğinde üstünün ve eşyasının aranması ile buralarda görevli kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar personelinin, üstlerinin, araçlarının ve eşyalarının aranmasında,
- 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 11 inci maddesi kapsamında, kişilerin üstünün, eşyalarının Olağanüstü Hal Valisinin emriyle aranmasında,
- 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununun 3 üncü maddesi kapsamında, konutların ve her türlü dernek, siyasi parti, sendika, kulüp gibi teşekküllere ait binaların, işyerlerinin, özel ve tüzel kişiliklere sahip müesseseler ve bunlara ait eklentilerin ve her türlü kapalı ve açık yerlerin, mektup, telgraf ve sair gönderilerin ve kişilerin üzerlerinin sıkıyönetim komutanının emriyle aranmasında,
- Kanunların, muhafaza altına alınmalarına olanak verdiği kişilerin, üst veya eşyalarının aranmasında,
- 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun çerçevesinde görevli kolluğun, aynı Kanunun 79 uncu maddesindeki silah taşıma yasağı kapsamında, silah taşıdığından şüphelenilen kişilerin üstlerinin ve eşyalarının aranmasında.
Umuma açık veya açık olmayan özel işletmelerin, kurumların veya teşebbüslerin girişlerindeki kontroller, buralara girmek isteyen kimselerin rızasına bağlıdır. Kontrol edilmeyi kabul etmeyenler, bu gibi yerlere giremezler. Bu gibi yerlerde kontrol, esasta özel güvenlik görevlileri tarafından yerine getirilir. Ancak, bu yerlerin ve katılanların taşıyabilecekleri özel niteliklere göre, önleme aramaları kolluk güçleri tarafından da yapılabilir (Arama Y. m.25).
Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi tedbirine de yer verilmiştir. Bu tedbire başvurma yetkisi üç kurum bakımından söz konusudur. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun ek 7. maddesiyle polise; Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yasasının ek 5. maddesiyle jandarmaya; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Yasasının 6. maddesiyle de Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT’e) telekomünikasyon yoluyla iletişimi önleme amaçlı olarak denetleme yetkisi verilmiştir.
Özel Güvenlik Görevlilerinin Suçun Önlenmesine Yönelik Faaliyetleri
Kişilerin silahlı özel güvenlik görevlileri tarafından korunması, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valinin iznine bağlıdır. Toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde; para veya değerli eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde, komisyon kararı aranmaksızın, valilik tarafından özel güvenlik izni verilebilir.
- Özel güvenlik görevlilerinin önleme amaçlı yetkileri: Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.
- Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.
- Yangın, deprem gibi tabii afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme.
- Hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişileri üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.
- Terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alma.
- Kişinin vücudu veya sağlığı bakımından mevcut bir tehlikeden korunması amacıyla yakalama.
- Olay yerini ve delilleri koruma, bu amaçla Ceza Muhakemesi Kanununun 168 inci maddesine göre yakalama.