Özel Güvenlik Meslek Etiği Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Özel Güvenlik Sektöründe İş Sağlığı Ve Güvenliğ
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Güvenlikle ilgili görevler nelerdir?
Güvenlikle ilgili görevler, zaman zaman fiziki güç
ve kuvvet kullanmayı gerektiren bir kamu hizmetidir.
Güvenlik görevlilerinin sahip oldukları fiziki gücün en üst
düzeyi ‘zor’, diğer bir ifadeyle ‘güç’ kullanımıdır. Şiddet
kullanımı hem onu kullanan görevli hem de kendisine karşı
kuvvet kullanılan açısından geri dönülemez ve telafi
edilemez sonuçlar doğurabilecek bir uygulamadır.
Çağdaş yönetimlerde özel güvenliğin işlevi nedir?
Çağdaş yönetimlerde bir ülkenin vatandaşlarına
karşı meşru ve kanuni kuvvet ve zor kullanma yetkisi genel
olarak polis ve benzeri iç güvenlik hizmet kurumlarına
verilmiştir. Ancak güvenlik görevlilerinin kuvvet kullanma
yetkileri mutlak ve sınırsız değildir. Kuvvet kullanımının
meşruiyeti, bu uygulamaların başta uluslararası
düzenlemeler olmak üzere anayasa, yasa ve ilgili
düzenlemelere uygun olmasını gerektirir. Ayrıca güvenlik
hizmetlerini profesyonel bir meslek olarak yerine getiren
görevlilerin kuvvet kullanırken mesleğin etik kurallarına
uygun davranmaları ve toplumun genel kabulünü göz
önünde bulundurmaları beklenir.
Kuvvet kullanımı konusunda hangi eğitimleri almak
gerekir?
Kuvvet kullanımı, en genel anlamda fiziki beceri
ve ‘teknik’, ‘hukuk’ ve ‘etik’ olmak üzere üç ayrı açıdan
eğitim gerektiren mesleki bir beceridir.
Kuvvet kullanımı özel güvenlikte neyi ifade eder?
Kuvvet kullanımı güvenlik görevlilerinin her türlü
güç uygulamalarını içeren en genel kavramdır. Bu kavram
güvenlik görevlilerinin resmî varlıklarından başlayarak
kuvvet kullanımının en üst düzey olan ölümcül güç
kullanmasına kadar her tür uygulamayı kapsar. Ancak
kullanılan güç, onun derece ve niteliğine göre farklı
şekillerde tanımlanabilir. Güvenlik görevlilerinin
kullandığı güç yasal sınırlar içinde olduğunda ‘kuvvet’
yasal sınırları aştığında ise ‘şiddet’ olarak tanımlanır. larak
tanımlanan ‘genel güvenlik’ teşkilatlarının tekelindedir.
Ancak bu yetki gelişigüzel ve keyfî değil kanunlara uygun,
profesyonel bir beceri ile ve mesleki etik ilkeler
çerçevesinde kullanılmalıdır. Güvenlik görevlilerinin
ancak kanunlara uygun olarak kullandıkları güç
uygulamaları meşrudur. Kanunlara uygun olmayan kuvvet
uygulamaları ise tanımdan da anlaşılacağı gibi kanun
dışıdır ve ‘kuvvet’ değil ‘şiddet’ olarak tanımlanır.
Güvenlik görevlilerinin sahip oldukları silah ve gücü yasal
sınırları aşarak kullanmaları ‘polis şiddeti’ olarak
tanımlanır. Bir devletin kendi vatandaşlarına yönelik olarak
sistematik bir şekilde hukuk dışı yöntemlere başvurarak
korku ve panik oluşturmasına ‘devlet terörü’ denildiği gibi
güvenlik görevlilerinin yasal yetki ve sınırlarını aşarak
vatandaşlarına yönelik yaptıkları güç uygulamaları da polis
şiddetidir.
Güvenlik güçleri kuvvet kullanımında hangi kurallara
uymak zorundadırlar?
Güvenlik görevlileri tarafından gerçekleştirilen
her türlü güç uygulamaları, ister polis ve asker (jandarma)
gibi genel güvenlik/kolluk personeli isterse özel güvenlik
personeli olsun, gücü kullananların güvenlik personeli
olmaları, yapılan müdahalenin ‘meşru’ ve ‘kanuni’ olması
için yeterli bir neden sayılmaz. Kullanılan gücün meşru
kuvvet kullanımı olabilmesi için her şeyden önce mevzuata
uygun olması zorunludur. Ancak kuvvet kullanımının
‘meşruiyetinin’ ilk şartı ‘yasallık’ olmakla beraber bu tek
başına yeterli değildir. Kuvvet kullanma uygulamalarında
yürürlükteki yasalara uygunluğun yanı sıra, uluslararası
anlaşmalar, anayasa ve profesyonelliğin gereği olan
mesleki beceri, mesleğin etik ilkeleri ve son olarak
‘toplumsal onay’gibi faktörlere de riayet edilmelidir.
Güvenlik görevlilerinin sahip olduğu fiziki güç
kullanma yetkisi hangi kategorilerde incelenebilir?
Güvenlik görevlilerinin sahip oldukları ‘fiziki güç
kullanma yetkisi’ olumlu ve olumsuz yönleriyle ‘kuvvet’ ve
‘şiddet uygulaması’ olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir.
Bir önceki bölümde detaylıca ele alındığı gibi güvenlik
görevlilerinin kuvvet kullanma uygulamaları her zaman
fiziki güç, diğer bir ifade ile ‘zor’ kullanma boyutunda
olmayabilir. ‘Kuvvet kullanma’ en genel anlamda bir
güvenlik görevlisinin sahip olduğu fiziki güç kullanma
yetki ve potansiyelini ifade eder. Üzerinde üniforma ve
teçhizatı olan bir güvenlik görevlisinin bir yerdeki fiziki
varlığı bir tür pasif kuvvet uygulaması olarak
değerlendirilebilir. Güvenlik görevlilerinin kontrolünden
geçerek bir kuruma girilmesi veya girişlerde üst ve eşya
aranması gibi yetkiler bir tür pasif kuvvet uygulaması
olarak tanımlanabilir. Yine gerektiği durumlarda beden
gücü kullanarak insanların hareketlerini sınırlayabilmeleri
veya engelleyebilmeleri de bir tür kuvvet uygulamasıdır.
‘’Görev İfası ‘’ne demektir?
Kuvvet ve gerektiğinde de zor kullanımı güvenlik
görevlileri açısından bir görev ifası olarak tanımlanır.
Profesyonel bir güvenlik görevlisi savunma sanatları
alanında ne kadar iyi eğitimli ve becerili olursa olsun zor
kullanma konusunda istekli ve aceleci olmamalıdır. Bu
bölümde ele alınacağı gibi zor kullanmaya her şeyden önce
yasal bir gereklilik ve zorunluluk oluşması durumunda
başvurulur. Profesyonel bir güvenlik görevlisi zor kullanma
konusunda çok aceleci davranmaz ve zor kullanma öncesi
yapması gereken her şeyi yaparak zor kullanmaktan
mümkün olduğunca kaçınır. Zor kullanma, önce kanuni bir
gereklilik olarak ortaya çıkıp daha sonra da mesleki etik
ilkelere uyularak ve son çare olarak kullanıldığında
meşrudur.
Kuvvet kullanımı türleri nelerdir?
Kuvvet kullanımı da kendi içinde en genel
anlamda ‘savunma’ ve ‘saldırı’ olmak üzere iki kategoriye
ayrılır. Güvenlik görevlilerinin kuvvet kullanımının meşru
olabilmesi savunma amaçlı olmasına bağlıdır. Güvenlik
görevlilerinin kendilerine veya başkalarına yönelik fiziki bir şiddeti önlemek veya etkisiz hâle getirmek için
kullanacakları fiziki kuvvet uygulamaları, ‘savunma’
amaçlı kuvvet kullanımı olarak tanımlanır.
Saldırı amaçlı şiddet ne demektir?
Bir güvenlik görevlisinin kendisine veya bir
başkasına yönelik bir saldırıyı gidermek gibi bir durumun
söz konusu olmadığı hâllerde kullanacağı kuvvet, ‘saldırı
amaçlı şiddet’ olarak tanımlanır. Bir tarafın kendi düşünce
veya isteğini karşı tarafa barışçıl yöntemlere başvurmadan
kaba kuvvet kullanarak kabul ettirmeye çalışması da saldırı
amaçlı şiddet kullanımı kapsamına girer.
Toplumsal olaylarda güvenlik görevlilerinin tavrı ne
olmalıdır?
Güvenlik görevlilerinin kuvvet kullanma
uygulamalarının en çok tartışıldığı durumlardan birisi
toplumsal olaylarda görülen kuvvet uygulamalarıdır. Asli
görevi toplumsal huzur ve güveni korumak olan güvenlik
görevlileri toplumsal olaylarda kitleleri tahrik eden taraf
olmamalıdır. Demokratik ülkelerde güvenlik birimlerinin
toplumsal olaylarda zor kullanmaları genel anlamda
kendilerini saldırılara karşı korumak ve saldırganları
‘caydırmak’ veya ‘etkisiz hâle getirmek içindir. Ancak
göstericilerin yasal sınırları aşmaları ve başkalarının
özgürlüklerini engellemeleri durumunda güvenlik
görevlilerinin karşı taraftan herhangi bir saldırı gelmesini
beklemeksizin ‘savunma amaçlı’ kuvvet (zor) kullanarak
topluluğu dağıtma yetkileri vardır. Güvenlik görevlilerinin
kuvvet kullanımı ister savunma isterse müdahale amaçlı
olsun yasal sınırlar içinde ölçülü ve makul olmalıdır.
Profesyonel bir güvenlik görevlisi bireylere veya kalabalığa
karşı zor kullanırken kuvvet kullanımının yasal amaç ve
sınırlarını aşamaz. Toplumsal olaylarda kalabalıklara karşı
kullanılacak kuvvetin meşru ölçüsü kalabalıkları ‘kontrol’,
taşkınlıkları ‘önlemek’, ‘caydırmak’ ve gerektiği
durumlarda da ‘dağıtmak’ olarak tanımlanır. Bu sınırlar
aşılarak kalabalığın tamamı veya bazı bireylere karşı
‘cezalandırma’ amacıyla şiddet/zor kullanılamaz. Gelişmiş
toplumlarda güvenlik görevlilerinin asli rolü suçu önlemek
ve suçluları adalete teslim etmektir. Güvenlik görevlilerinin
değil şüphelileri, sanıkları ve hükümlüleri bile
cezalandırmak gibi bir yetkileri yoktur.
Düşük Yoğunluklu Kuvvet ne demektir?
Kuvvet kullanımı aynı zamanda zor olarak da
tanımlanan fiziki güç kullanımı ile sınırlı değildir. Güvenlik
personelinin uygulayabileceği kuvvet, onun bir yerde fiziki
olarak bulunması olarak da tanımlanan ‘düşük yoğunluklu
kuvvet’ ile ‘ölümcül kuvvet’ uygulaması arasında geniş bir
yelpaze içerisinde gerçekleşebilir. Bir güvenlik görevlisinin
bir yerde sadece bulunuyor olması bile bir tür kuvvet
uygulamasıdır. Düşük yoğunluklu kuvvet uygulaması
olarak tanımlanan bu aşamada herhangi bir araç veya silah
kullanılmaz. Personelin üniforması, teçhizatı ve motorize
araçları ile bir yerde var olması, pasif de olsa bir kuvvet
uygulama etkisi oluşturur. Kuvvet kullanımının en alt
seviyesini oluşturan bu aşamayı personelin beden dili,
duruşu, yüz ifadeleri ve sözlü uyarıları izler. Bütün bu
uygulamalar başkaları üzerinde etki oluşturabilen düşük
yoğunluklu kuvvet uygulamalarıdır.
Sözlü şiddet ne demektir?
Güvenlik görevlileri ile vatandaşlar arasında
gerçekleşen sözlü iletişimin en uç noktası, karşılıklı olarak
birbirleriyle çok yüksek ses tonu ile bağırarak
konuşmalarıdır. Başlıktan da anlaşılacağı gibi yasal emrin
içeriği ve kullanılan ses tonu bazı durumlarda şüphelinin
üzerinde zor kullanma gibi güçlü bir etki yapabilir. Üçüncü
şahıslar tarafından gözlemlendiğinde toplum tarafından
normal ve kabul edilebilir iletişim sınırlarının aşıldığı
sonucuna varılacak bir düzeyde yüksek ses tonuyla
konuşmak ve bağırıp çağırmak şeklindeki iletişim ‘sözlü
şiddet’ olarak tanımlanabilir.
Özel güvenlik görevlisi kimdir?
Özel güvenlik görevlileri, hizmetleriyle ilgili
eğitim almış, mesleğinin kural ve inceliklerini bilen ve
uygulayabilen ve bu mesleği para karşılığında icra eden
kamu görevlileridir. Kısacası güvenlik görevlilerinin bir
vatandaş ile olan diyalogu özel bir konuşma ve görüşme
değil bir görev icrasıdır. Bu diyalogun o mesleğin kural ve
inceliklerine göre yapılması ise o görevlinin
profesyonelliğinin gereğidir.
Orta Yoğunluklu kuvvet ne demektir?
Güvenlik görevlilerinin bir yerdeki fiziki
varlıklarının ve sözlü uyarılarının yeterli olmayıp beden
gücünü kullanma zorunda kaldıkları durumlar ‘orta
yoğunluklu kuvvet’ uygulaması olarak tanımlanır. Bu
aşamada beden gücünün aktif bir şekilde kullanımı söz
konusudur. Güvenlik görevlisinin muhatabına fiziki olarak
dokunması ile başlayan bu aşamada bir saldırıyı durdurmak
veya personelin kendisini koruması için beden gücü
kullanması gereklidir. Judo gibi özellikle savunma
sanatlarının kullanılabileceği bu aşamada cop, kelepçe ve
kalkan gibi araçlardan da yararlanılabilir.
Savunma sanatlarının temel felsefesi nedir?
Savunma sanatlarının temel felsefesi bireyin
sadece bedeninin değil aynı zamanda ruhunun da
eğitilmesidir. Böyle bir eğitim almış olan güvenlik görevlisi
gücünü dengeli ve kontrollü kullanacak ve aşırılığa
kaçmayacaktır. Uzakdoğu savunma sanatlarının
felsefesinin bir parçası olan bu tür bir ahlaki eğitimden
yoksun ve bu sanatların sadece fiziki yönünü almış olan
güvenlik görevlilerinin ise kuvvet kullanımında aşırıya
kaçma olasılığı vardır.
Yüksek yoğunluklu kuvvet ne demektir?
Güvenlik görevlilerinin kendilerine veya
başkalarına yönelik ani ve hayati tehlike düzeyindeki bir
tehdidi gidermek için kullanmak zorunda kaldıkları güç
uygulamaları ‘yüksek yoğunluklu kuvvet’ olarak
tanımlanır. Yüksek yoğunluklu kuvvet kullanımının en üst
boyutu ‘ölümcül kuvvet’ kullanımıdır. Gerekli yasal şartlar
oluştuğunda ve diğer tüm barışçıl metotların kullanılmasına rağmen istenen sonucun alınamadığı veya kullanımının
uygun ve uygulanabilir olmadığı durumlarda ‘son çare’
olarak ölümcül kuvvete başvurulur. Yukarıda da belirtildiği
gibi her ne kadar birçok araç ile ölümcül kuvvet
uygulanabilirse de ölümcül kuvvet uygulaması
denildiğinde akla ilk gelen ateşli silah kullanımıdır.
Güvenlik hizmetlerinde profesyonellik ne demektir?
Güvenlik hizmetlerinde profesyonellik, personelin
görev yaparken duygusal olmamasını gerektirmektedir.
Profesyonelce görev yapan bir görevliden kendisine
yapılan bir hakaret karşısında tahrik olmayarak kontrolünü
kaybetmemesi ve aşırı tepki vermemesi beklenir. Ancak
güvenlik hizmetleri uygulamalarında psikolojik etkileşimi
tamamen ortadan kaldırmak da her zaman mümkün
değildir. Özellikle zor kullanımı uygulamaları her iki taraf
üzerinde yoğun psikolojik etkiler bırakır. Bundan dolayı,
zor kullanma durumunda olan bir güvenlik görevlisinin
rutin bir görev yerine getiren diğer kamu personeli kadar
psikolojik olarak rahat olması beklenemez. Ayrıca kuvvet
kullanma uygulamaları sağlıklı bir zihinsel hazırlık
gerektirmektedir. Zor kullanmak zorunda kalan güvenlik
görevlisi, ne çok agresif ne de çok pasif olmalıdır. Güvenlik
görevlisinde görülecek olan kararsızlık ve çekimserlik bir
acziyet belirtisi olarak algılanacaktır. Kuvvet kullanmak
durumundaki profesyonel bir güvenlik görevlisinden
aşağıdaki konularda becerili ve duyarlı olması beklenir.
Kuvvet kullanma öncesi güvenlik görevlisi hangi
tutumlara sahip olmalıdır?
Dikkatli ve uyanık olmak, Kararlılık ve Çabukluk,
Soğukkanlılık ve Sakinlik.
Bir güvenlik görevlisi için dikkatli olmanın önemi
nedir?
Güvenlik görevlileri iyi eğitim almış olsalar da
kuvvet kullanmaları gereken durumlarda psikolojik ve
zihni olarak hazırlıklı değillerse başarılı olamazlar. Kuvvet
kullanımında zihinsel anlamda hazırlıklı olmak temel
esastır ve bu beceri personelde âdeta doğal bir davranışa
dönüşmelidir. Ancak personel, çevresinde kendisine
yönelik olası tehlikeleri değerlendirirken ölçülü de
olmalıdır. Bir tehlikeyi küçümsemek güvenlik görevlisinin
hayatına mal olabileceği gibi her davranışı tehdit olarak
algılaması da onu erken, gereksiz veya aşırı tepki vermeye
yöneltebilir. Onun için hazırlıklı olmak ile uyanıklık
beraberce ele alınmalıdır. Personel kendisine yönelik olası
tehlikeleri dikkatle izleyerek değerlendirecek ve bir
tehlikenin gerçekleşme aşamasında da sadece bu tehlikeyi
gidermek için gerekli olan oranda yani ‘asgari düzeyde
kuvvet’ kullanmaya hazırlıklı olacaktır.
Üniformanın sivil bireyler üzerindeki etkisi ne nasıldır?
Üniformanın sivil bireyler üzerinde devlet ve
devlet otoritesini hatırlatan bir etkisi vardır. Bu tür bir etki,
sadece askerlik ve polislik için değil, başta güvenlik
görevlileri olmak üzere üniformalı olarak görev yapılan
diğer tüm meslekler için de farklı oran ve boyutlarda
geçerlidir. Örneğin metrolarda ve bazı büyük alışveriş
merkezleri gibi yerlerde görev yapan özel güvenlik
personelinin giymiş oldukları üniforma ile belediye
zabıtası, itfaiye ve hatta sağlık personeli tarafından giyilen
tüm üniformaların hizmet alıcısı insanlar üzerinde bir tür
otorite ve kuvvet etkisi olmaktadır. Herhangi bir kamu
hizmet görevlisi tarafından giyilen bir üniforma ilk önce
onun diğer kişilerden kolayca ayırt edilerek tanınmasını
sağlar. Bu tanınma beraberinde üniformalı personelin kendi
görev alanına giren konularda yetkili olduğunu da gösterir.
Kısacası üniformanın gerek meslek içi hiyerarşi ve disiplin,
gerekse görevin yerine getirilmesi açısından göz ardı
edilemeyecek kadar önemli etkileri vardır. Üniformalı bir
güvenlik personelinin gerek güvenlik hizmetleri sunulan bir
bina veya birimde, gerekse umuma açık yerlerde bulunması
insanlar tarafından fark edilemeyecek kadar zayıf bir uyarı
değildir. Bu etkiyi anlamak için çevredeki insanların
güvenlik görevlilerinin varlığından haberdar olduklarını
belirtmeleri gerekmez. Güvenlik görevlilerinin bir yerdeki
fiziki varlığı bu etkiyi zaten oluşturacağından görevlinin
kendi varlığını hissettirmek için yapmacık bir çaba içinde
olmasına da gerek yoktur.
Güvenlik görevlilerinin bazılarının varlığını
hissettirebilmek için uyguladıkları gereksiz davranışlar
hangileridir?
- Sert ve agresif bir görüntü ile oturmak veya yürümek
- Diğer insanlara göre biraz daha ciddi bir yüz ifadesi takınmak
- Çevreyi sert ve şüpheci bakışlar ile izlemek
- İnsanlar ile konuşurken özellikle yüksek ve otoriter bir ses tonu kullanmak.
Güvenlik konusu içerisinde ‘’Fiziki Mesafe’’ ile
anlatılmak istenen nedir?
Güvenlik görevlilerinin hizmet alıcısı vatandaşlar
ile görüşmelerinde bulundukları mekân ve her iki taraf
arasındaki uzaklık tarafların güvenliği açısından önemlidir.
Mesafenin çok uzak olması durumunda konuşulan kişi
üzerinde istenen iletişim etkisi kurulamayacaktır. Taraflar
arasındaki mesafenin çok yakın olması durumunda ise bir
yandan kişi üzerinde tahrik edici bir etki yaparken, öte
yandan personelin güvenliğini de riske atacaktır.
Güvenlik görevlisi ile muhatabı arasındaki mesafe 15-20
metre veya daha fazla ise bu ‘dikkat ve ilgi alanı’ olarak
tanımlanır. Güvenlik görevlisi ile muhatabının el
uzunlukları mesafesinden sonra başlayan ikinci daire ise
‘savunma alanı’ olarak tanımlanır. Güvenlik görevlisinin el
uzunluğu mesafesinden daha kısa ve en dar daire ise ‘saldırı
alanı’ veya ‘özel alan’ olarak tanımlanmaktadır.
Taktik iletişim ne demektir?
‘Taktik iletişim’, beden dili ve öz dilinin ortak
kullanılarak gerçekleştirilen iletişimdir. Örneğin güvenlik Diğer tüm yöntemlerin işe yaramaması durumunda ve ‘son
çare’ olarak müracaat edilmelidir. • Prensip olarak yaşama
hakkı tehlikeye girmedikçe (meşru müdafaa ve zorda kalma
hâli) başkasının yaşama hakkı tehlikeye sokulmamalıdır. •
Silah ya da başvurulan diğer ölümcül kuvvet yöntemleri
öldürmek kastı ile kullanılmamalıdır. • Başka surette
saldırıyı ve direnişi def etmek imkânı varsa, silah asla
kullanılmamalıdır. • Başka türlü saldırıyı ya da direnişi def
etme veya kaçan kişiyi yakalama imkânı yoksa sağlığa ve
vücut bütünlüğüne en az zarar verecek şekilde silah
kullanılmalıdır. • Kaçan kişiler bakımından, anılan kişiler
açıkça ve ısrarla ikaz edilmedikçe silah kullanılmamalıdır.
• Mutlaka her olayda ölçülü (orantılı) olunmalıdır. görevlisi
bir araç ya da şüpheli bir şahsı durdururken sadece ‘dur!’
demez. Aynı anda elini de kaldırarak, avuç içini
muhatabına çevirerek ‘dur!’ uyarısını beden diliyle de
destekler. Beden dili söz diline göre daha etkilidir. Örneğin
bir kişi diğerine onu sevdiğini söyler, ancak yüz, göz ve
beden tam tersi bir tutum ortaya koysa, burada gerçek olan,
söylenilenin tersidir. Güvenlik hizmetlerinde kullanılan
‘taktik iletişim’ belki her meslekten daha önemlidir.
Sözlü yönlendirme ve denetim ne demektir?
Konuşmalarda kullanılan üslup ve ses tonu olayın
içeriğine göre ayarlanmalıdır. Kendisi dışında iki kişi
arasında gerçekleşen bir kavgayı yatıştırmak durumunda
olan bir personelin kullanacağı ses tonu ve üslup ile ateşli
silah kullanılan bir olaydaki ses tonu ve üslup aynı
olmayacaktır. Birinci durumda güvenlik görevlisinin
taraflar ile bir alıp veremediğinin olmadığı ve sadece olayı
anlayıp yardımcı olmak isteyen tarafsız bir kişi yaklaşımı
sergilemesi yeterli iken, diğerinde otoriter ve olaya hâkim
bir ses tonu kullanılmalıdır. Sözlü müdahale aşamasında
neyi, ne zaman söyleyeceğini karıştıran bir personelin sanık
üzerinde etki ve kontrolü azalacaktır. Örneğin, ilk önce
‘Silahını yere at!’ diye bağıran bir personelin daha sonra
‘Kıpırdama!’ demesi bir çelişkidir. Çünkü bir insanın hiç
kıpırdamadan silahını yere atması mümkün değildir.
Verilecek olan sözlü talimatlar, yapılması istenen
davranışlardaki sıra ile uyumlu olmalıdır.
Ölümcül kuvvet ne demektir?
Güvenlik görevlilerinin kullanabilecekleri
kuvvetin en üst düzeyi ‘ölümcül kuvvet’ tir. Bu aşamada
genelde ateşli silah kullanımı söz konusudur. Kuvvet
kullanımı gerek buna başvuran güvenlik görevlisi ve
gerekse kendisine karşı kuvvet kullanılan kişi açısından
telafisi ve geri dönülmesi imkânsız sonuçlar doğurabilir.
Kuvvet kullanmada kanunilik neyi ifade eder?
Kuvvet kullanımında aranan ilk ve öncelikli şart
kanuniliktir. Ancak kullanılan kuvvet yasal olsa bile
güvenlik görevlisinin kuvvet kullanmadan önce, kuvvet
kullanımı sırasında ve kuvvet kullandıktan sonraki tutum
ve davranışları kullanılan kuvvetin meşruiyetini belirler.
Kuvvet kullanımının kanuniliğini yasal mevzuat belirlese
de meşruiyetini kuvvet kullanımının her aşamasında
profesyonellik ve mesleki etik ilkelerinin göz önünde
bulundurulması belirler. Yasallık, gereklilik ve orantılılık,
‘makul kuvvet’ ve ‘asgari kuvvet’ ilkeleri gibi kuvvet
kullanma surecinde göz önünde bulundurulması gereken ve
kullanılan kuvvetin meşruiyetini etkilemektedir.
Güç kullanımında kademelilik ne demektir?
Uyarma,Kelepçe Takma,Bedeni Kuvvet
Uygulama, Maddi Güç uygulama, Silah Kullanma şeklinde
sıralamadır.
Ölümcül kuvvet kullanımının temel ilkeleri nelerdir?
Diğer tüm yöntemlerin işe yaramaması durumunda ve ‘son çare’ olarak müracaat edilmelidir.
- Prensip olarak yaşama hakkı tehlikeye girmedikçe (meşru müdafaa ve zorda kalma hâli) başkasının yaşama hakkı tehlikeye sokulmamalıdır.
- Silah ya da başvurulan diğer ölümcül kuvvet yöntemleri öldürmek kastı ile kullanılmamalıdır
- Başka surette saldırıyı ve direnişi def etmek imkânı varsa, silah asla kullanılmamalıdır.
- Başka türlü saldırıyı ya da direnişi def etme veya kaçan kişiyi yakalama imkânı yoksa sağlığa ve vücut bütünlüğüne en az zarar verecek şekilde silah kullanılmalıdır.
- Kaçan kişiler bakımından, anılan kişiler açıkça ve ısrarla ikaz edilmedikçe silah kullanılmamalıdır.
- Mutlaka her olayda ölçülü (orantılı) olunmalıdır.