Borsaların Yapısı ve İşleyişi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Borsaların Uluslararasılaşması
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ülkelerin borsaları büyümek için neler yapmaktadırlar?
Birçok ülke borsaları, rekabetçi bir menkul kıymet pazarı oluşturarak daha büyük firmaları kendi borsalarına çekme, maliyet ve vergi avantajı sağlama, yerel ve uluslararası yatırımcılara farklı yatırım alternatifleri sunma, halka açılmayı teşvik etme, mali tabloları uluslararası standartlarda hazırlama ve denetleme, işlem hacmini ve likiditeyi artırma, volatiliteyi (oynaklığı) düşürme, şeffatlığı ve güveni arttırma, tasarrufları teşvik etme, alım-satım işlemlerinde etkinliği arttırma ve gelir elde etme gibi amaçlarla birleşme ve satın alma yöntemiyle büyümelerini gerçekleştirmektedirler.
Finansal piyasalarını uluslararası yatırımcılara da açan ülke borsalarının avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Özellikle işletmelerin pay senetlerinin işlem gördüğü borsalarda yabancı yatırımlar teşvik edilmektedir ve bunun sonucunda da işlem hacmi yüksek ve oynaklığı kısmen düşük sermaye piyasalarına sahip olunabilmektedir. Öte yandan küreselleşme ile birlikte daha gelişmiş bir sermaye piyasasına sahip olunurken, başka ülkede ya da ülkelerde çıkan finansal krizin yayılma etkisi ile birlikte dışa açık sermaye piyasaları bundan ciddi anlamda zarar görebilmektedir.
Borsalar sahiplik yapısında nasıl bir değişim yaşayarak, bugünkü anlamda modern menkul kıymet borsaları haline geldiler?
Borsaların sahiplik yapısı borsa üyelerinin ortaklığı şeklinde iken, payları borsada işlem gören, kar amacı güden ve elde ettiği karları ortaklarına dağıtan özel şirkete dönüşmüşlerdir. Bugünkü anlamda modern menkul kıymet borsaları, uzun süreli dönüşüm sürecinin bir sonucu olarak, ilk defa 1993 yılında Stockholm Menkul Kıymetler Borsası’nın üyelerinden oluşan kooperatif şeklindeki ortaklık yapısının, kar amacı güden ve dış yatırımcılara açık hale getirilmesiyle faaliyete geçmiştir.
Amerika ile Avrupa kıtalarındaki borsalar arasında yapılan ilk birleşme hangi borsalar arasında olmuştur?
NYSE Group ile Euronext birleşerek NYSE Euronext ismiyle yeni bir borsa ortaya çıkarmıştır. Bu borsa birleşmesi Amerika ile Avrupa kıtlarındaki borsalar arasında yapılan ilk birleşme olarak tarihe geçmiştir.
Uluslararası kurumsal yatırımcılar ile yatırım kuruluşları tarafından uluslararası pay piyasaları nicel ölçütler ve nitel faktörlere göre kaç gruba ayrılır ve bunlar nelerdir?
Uluslararası kurumsal yatırımcılar ile yatırım kuruluşları tarafından uluslararası pay piyasaları nicel ölçütler ve nitel faktörlere göre üç ana gruba ayrılmaktadır:
• Gelişmiş Piyasalar• Gelişmekte Olan Piyasalar
Borsa İstanbul hangi bölgedeki borsalar içerisinde değerlendirilmektedir?
Borsa İstanbul, “Avrupa ve Orta Doğu” bölgesindeki borsalar içerisinde değerlendirilmektedir.
Standard & Poor’s gelişmiş pay piyasalarını nasıl tanımlamaktadır?
Standard & Poor’s yapmış olduğu tanımlamaya göre, kişi başına düşen milli gelir ile yatırım yapılabilir pay senetlerinin toplam piyasa değerinin gayri safi milli hâsılaya (GSMH) oranının yüksek olduğu, yabancı yatırımcılar için kısıtlamaların bulunmadığı, sermaye transferine sınırlamalar getirmeyen ve serbest piyasa kuralları ile bağdaşmayan müdahalelerin olmadığı piyasalara gelişmiş pay piyasaları denmektedir.
MSCI’ya (Morgan Stanley Capital International) göre gelişmiş pay piyasalarına sahip olan ülkeler hangileridir?
MSCI’ya göre gelişmiş pay piyasalarına sahip olan ülkeler; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Hong Kong, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Kanada, Norveç, Portekiz, Singapur ve Yeni Zellanda’dır.
Standard & Poor’s gelişmekte olan piyasalarını nasıl tanımlamaktadır?
Standard & Poor’s gelişmekte olan piyasaları, “değişim sürecinde olan, piyasa değeri ile işlem hacmi artan, olgunlaşma düzeyi yükselen piyasalar” olarak tanımlamaktadır. S&P kişi başına düşen milli geliri ile yatırım yapılabilir pay senetlerinin toplam piyasa değerinin gayri safi milli hâsılaya oranının kısmen düşük olduğu, yabancı yatırımcılar için kısıtlamaların bulunduğu, sermaye transferine sınırlamalar getirilen ve serbest piyasa kuralları ile bağdaşmayan müdahalelerin bulunduğu piyasaları gelişmekte olan piyasalar olarak sınıflandırmaktadır.
Gelişmekte olan piyasalarda risk ve getiriler arasındaki ilişki nasıldır?
Gelişmekte olan piyasalarda genellikle risk yüksek buna bağlı olarak da getiriler yüksek olmaktadır. Gelişmekte olan pay piyasaları gerek kendi aralarında gerekse de gelişmiş pay piyasaları arasında düşük korelasyona sahip olduklarından, uluslararası portföy çeşitlendirmesi ile yatırımcılara riski düşürme ve yüksek getiri sağlama olanağı sunabilmektedir.
MSCI’ya (Morgan Stanley Capital International) göre gelişmekte olan piyasalara dâhil olan ülkeler hangileridir?
MSCI’ya göre gelişmekte olan piyasalara dâhil olan ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika, Güney Kore, Hin- distan, Katar, Kolombiya, Macaristan, Malezya, Meksika, Mısır, Peru, Polonya, Rusya, Şili, Tayland, Tayvan, Türkiye ve Yunanistan’dır.
Standard & Poor’s sınırdaki piyasaları nasıl tanımlamaktadır?
Standard & Poor’s tanımına göre, küçük ve likiditesi düşük piyasalara sınırdaki piyasalar denmektedir. Bunlar gelişmekte olan piyasalardan daha az gelişmiş sermaye piyasalarıdır. Sınırdaki piyasalar, gelişmekte olan piyasalardan daha az köklü olan yatırım yapılabilir piyasalarıdır. Ayrıca sınırdaki piyasalar “gelişmekte olan piyasalar öncesi dönemdeki pi- yasalar” olarak da bilinir.
Likidite nedir?
Likidite: Nakit dışı bir varlığın rayiç değeri üzerinden kolayca ve hızlıca nakte dö- nüşebilme yeteneğidir.
Pay piyasaların büyüklüğü hangi göstergelerle ölçülmektedir?
Pay piyasalarının büyüklüğü, piyasa kapitilizasyonu/GSMH oranı, işlem hacmi ve yoğunlaşma derecesi gibi göstergelerle ölçülmektedir.
Borsaların genel işleyiş ve organizasyon bakımından farklılıkları hangi konu başlıklarında ortaya çıkmaktadır?
Borsalar genel işleyiş ve organizasyon bakımından birbirlerine benzese de ayrışan yönleri de vardır. Bu farklılıklar organizasyon ve sahiplik yapısı, kotasyon şekli, kayıt ve takas sis- temi, bilgisayarlaşma ve online emirlerin yerine getirilmesi gibi konu başlıklarında ortaya çıkmaktadır.
Çifte kotasyon (dual listing) nedir?
Bir firmanın faaliyet gösterdiği ülkenin borsasına kote olmasının yanısıra bir ya da birden çok ülkenin borsasına kote olması çifte kotasyon (dual listing) olarak isimlendirilir.
Depo sertifikaları nedir?
Depo sertifikaları, bir depo kuruluşuna depo edilen, belirli bir miktar menkul kıymeti temsilen çıkarılan ve depo edilen menkul kıymetin sahip olduğu bütün haklara sahip menkul kıymetlerdir.
Depo sertifikalarının yaygınlaşmasının nedenleri nelerdir?
Depo sertifikalarının yaygınlaşmasının üç önemli nedeni vardır. Bunlar:
- Şirketlerin yurt dışı borsalarına açılmaları ve yabancı borsalardan fon sağlama istekleridir.
- Depo sertifikalarının işlem gördüğü ülkelerdeki yatırımcıların uluslararası alanda yatırım yapma arzularıdır. Bu yatırımcıların temel amacı ise, portföy riskini düşürme veya daha fazla kazanç sağlamaktır.
- Hem ihraççı, hem de yatırımcılar açısından, yasal ve bürokratik işlemlerin azlığıdır. Yabancı bir ülkede yatırım yapmak isteyen bir yatırımcının, yatırım yapmayı düşündüğü ülkenin yatırım aşamalarını bilmesi, farklı uygulamaları anlaması gerekmektedir. Ancak, depo sertifikaları ile bu ve benzeri sorunların çözüldüğü kabul edilmektedir.
Borsalar arası işbirlikleri, satın almalar veya devralmalar yatırımcılara, aracı kurumlara ve borsanın kendisine ne gibi avantajlar sağlamaktadır?
Borsalar arası işbirlikleri, satın almalar veya devralmalar yatırımcılara, aracı kurumlara ve borsanın kendisine çeşitli avantajlar sağlamaktadır. Bu avantajlardan bazıları aşağıdaki gibidir:
- Ortalama işlem maliyeti azalmaktadır.
- İşlem hacmi artmaktadır. İşlem hacminin artması takas mekanizmasının daha etkin çalışmasını sağlayarak işlem için ödenen ücret ve komisyonların azalmasına neden olmaktadır.
- Birden çok borsa yerine tek bir borsada işlemlerin gerçekleştirilmesi donanım, yazılım ve nitelikli insan kaynağına ihtiyacı azaltmaktadır.
- İşlem hacmi ve likiditenin artması alış-satış fiyat farkının ve volatilitenin azalmasına neden olmaktadır.
Birleşmenin borsalara sağladığı faydalar nelerdir?
Birleşmenin sağladığı sinerji etkisi ile maliyet avantajları söz konusu olmaktadır. Örneğin, borsaların alım satım işlemlerini elektronik sisteme taşımaları maliyet azalışına neden olmaktadır. İki ya da daha çok borsa birleştikten sonra, artan işlem hacmini ve karmaşık işlemler yapan profesyonel yatırımcıların taleplerini karşılamak için ihtiyaç duyulan yeni teknolojik yatırımlara fon ayırabilmektedirler. Borsalar arası birleşmeler çok sayıda finansal varlığı bir merkezden sunabilme fırsatı vermektedir. Böylece borsaların yatırımcılara sunmuş olduğu ürün karması da gelişmektedir.
Borsaların birleşmesinin yatırımcılara sağladığı faydalar nelerdir?
Borsaların birleşmesi, yatırımcılara, farklı finansal araçları, farklı coğrafyalardaki piyasalarda daha düşük maliyetle alım satım işlemini gerçekleştirme fırsatı sunmaktadır. Birleşen borsalar daha az sayıda işlem platformu vasıtasıyla işlemleri daha basit hale getirmekte ve aynı zamanda daha ekonomik sonuçların ortaya çıkmasına olanak tanımaktadır. Birleşme ile likiditelerin artması fiyatlama ve etkinliği artırıcı unsur olarak yatırımcıya fayda sağlamaktadır. Yatırımcılar aynı zamanda çok sayıda finansal enstrüman seçeneğine sahip olduğundan, etkin bir çeşitlendirme imkanı ile portföyünün riskini azaltabilmektedir.
Sermaye piyasaları arasındaki entegrasyonu etkileyen faktörler nelerdir?
Sermaye piyasaları arasındaki entegrasyon düzeyini etkileyen faktörler çok çeşitli olmakla beraber, öne çıkan faktörler aşağıdaki konu başlıkları altında toplanmıştır:
• Bölgesel işbirlikleri• Benzer ülke grupları
• Yasal düzenlemeler
• İşlem maliyetleri
• Bilgi edinme kolaylığı
İstanbul Finans Merkezi Program hedefleri nelerdir?
İstanbul Finans Merkezi Program hedefleri ise şu şeklide ifade edilmektedir:
• İstanbul’un dünyada ilk 25 küresel finans merkezi içerisinde yer alması
• Türkiye’nin finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer alması
• Finansal hizmetler sektörünün gayri safi yurtiçi hâsıla içindeki payının yüzde 6’ya yükselmesi