Mantığın Gelişimi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ortaçağ Avrupasında Mantık
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ortaçağ Latin dünyasında mantığın gelişimi kısımlardan oluşmaktadır?
Ortaçağ Latin dünyasında mantığın gelişimi iki önemli kısımdan oluşmaktadır. Biri daha önceki mantık birikiminin Latinceye aktarılmasıdır. Bunun en önemli kısmı Aristoteles’in mantık sistemini oluşturan Organon’un ve Organon’u oluşturan kitapların yorumlarının Ortaçağ Avrupa düşüncesinin egemen dili olan Latinceye çevrilmesidir. Ortaçağ Latin mantığının gelişiminin ikinci önemli kısmı ise Ortaçağ Latin mantıkçılarının benimsedikleri Aristotelesçi mantık anlayışına yeni düşünceler ekleyerek kendi mantık anlayışlarını ortaya koymalarıdır.
Ortaçağ Latin mantığının gelişimi sonucunda ortaya çıkan mantık sistemi ne olarak adlandırılmaktadır?
Ortaçağ Latin dünyasında ortaya çıkan mantık sistemi ‘Skolastik mantık’ olarak adlandırılmaktadır.
Ortaçağ mantığının genel değerlendirilmesinde önemli bir güçlük nedir?
Ortaçağ mantığının genel değerlendirilmesinde önemli bir güçlük, Ortaçağ mantıkçılarının yapıtlarının büyük kısmının henüz incelenmemiş olmasıdır. Dolayısıyla, belirli bir konu hakkında bile genel bir yargıya varmak zordur.
Ortaçağ Latin mantığın eleri kapsamaktadır?
Ortaçağ Latin mantığı Roma İmparatorluğu’nun Latince konuşulan Batı Roma ile Yunanca konuşulan Doğu Roma olarak ikiye ayrıldığı 5. yüzyıldan Rönesans’a kadar geçen dönemde Latin dünyasındaki mantık çalışmalarını kapsar .
Ortaçağda özellikle 13. yüzyılın ikinci yarısından sonra egemen mantık sistemi hangisidir?
Ortaçağda özellikle 13. yüzyılın ikinci yarısından sonra egemen mantık sistemi Aristoteles’in mantık sistemidir. Aristoteles’in felsefe yapıtları da ancak bu tarihten sonra araştırma konusu olmuş ve Skolastik eğitimin bir parçası haline gelmiştir. Ortaçağda İslam coğrafyasında olduğu gibi Latin coğrafyasında da mantık çalışmaları ilk önce Peripatetik kaynaklara yönelmiş, Aristotelesçi mantık uzun yüzyıllar boyunca egemen olmuştur.
Ortaçağda hem İslam coğrafyasında hem de Batı’da mantık çalışmalarının en önemli kısmını ne oluşturmaktadır?
Ortaçağda hem İslam coğrafyasında hem de Batı’da mantık çalışmalarının en önemli kısmı Aristoteles mantığının batı dünyasına taşınmasıdır. Aristoteles mantığı sadece Organon’u değil, Organon’u açıklamayı amaçlayan yorumları da içermektedir.
Latinler için önemli bir kaynak olan Organon’un tamamının kim tarafından Latinceye çevrildiği düşünülmektedir?
Latinler için önemli bir kaynak olan Organon’un tamamının Boethius tarafından Latinceye çevrildiği düşünülmektedir.
Ortaçağın ilk büyük mantıkçısı Petrus Abelardus’dur. Abelardus mantık alanındaki önemi nedir?
Abelardus antikçağdan beri süren mantık tartışmalarına özgün katkılarda bulunmuştur. Kipli önermelerin ve koşul önermelerinin yorumlanmasına yönelik düşünceler ortaya koymuş, tümel önermelerin varlık yüklenimi sorununu ele almış, önermelerin zamana göreli doğruluğu konusunu yeniden gündeme getirmiştir.
Abelardus’un kipli önermelere ilişkin katkısı neler olmuştur?
Abelardus kipli önermelerin yorumlanmasında de re ve de dicto olarak ayırımını açıkça ortaya koymuştur (De dicto söylenene ilişkin, de re ise şeye ilişkin demektir). Zaman kipli (tensed) önermelerin yorumlanmasına olanak vereceğini fark ederek Abelardus önermelerin ‘belli bir zamanda doğru olması’ kavramını ortaya atmıştır.
Albertus Magnus’un (Büyük Albert, yaklaşık 1200- 1280) ansiklopedik çalışmasının amacı nedir?
Albertus bu çalışmasındaki amacı ‘Yunan, Arap ve Yahudi düşünürlerinin çalışmalarında bulunan tüm bilimsel ve felsefi bilgiyi Batı Latin Dünyasındaki çağdaşlarının kolayca erişebilmesini sağlamaktır.’
‘Skolastik mantık’ olarak adlandırılan bu mantığın özgünlüğü ve çağdaş mantıkla olan ilişkisi hakkında bir yargıya varabilmek için gerekli olan şey nedir?
‘Skolastik mantık’ olarak adlandırılan bu mantığın özgünlüğü ve çağdaş mantıkla olan ilişkisi hakkında bir yargıya varabilmek için, Skolastik mantıkçıların Aristoteles mantığını yeniden şekillendirirken ona kattıkları yeni öğeleri ortaya koymak ve değerlendirebilmek gerekir.
Ortaçağ mantıkçılarından birinin ya da diğerinin ele aldığı başlıca özellikler nelerdir?
Ortaçağ mantıkçılarından birinin ya da diğerinin ele aldığı başlıca özellikler şunlardır: İmleme (signification), gönderme (supposition), koşaçlama (copulation), adlama (appelation), zayışatma (restriction), güçlendirme (ampliation), dağılma (distribution) ve görelik (relation).
İmleme (signification) nedir?
İmleme (signification) bir terimin bir şeyi (bir bireyi ya da bir tümeli) göstermek üzere atanmış olması, en azından bir şeyi gösterebilme özelliğine sahip olmasıdır. Bir şeyin kendi başına ya da diğer terimlerle birlikte imlemli (significant) olması o şeyin bir terim olmasının gereğidir.
Gönderme (supposition) nedir?
Gönderme (supposition) imlemli (significant) bir terimin bir önerme içinde kullanılarak önermede bir şeyin yerini tutmasıdır. Bir terim imlemli olması sayesinde, bir önermede kullanıldığında belirli bir şeye veya belirli şeylere gönderir. Bu anlamda imleme göndermeden önce gelmektedir.
Ortaçağ mantıkçıları arasında göndermenin hangi biçimde bölümlenmesi yaygındır?
Ortaçağ mantıkçıları arasında göndermenin aşağıdaki biçimde bölümlenmesi yaygındır. • Maddi gönderme • Basit gönderme • Bireylere gönderme
Göndermenin biçimlerinden biri olan maddi gönderme nasıl açıklanabilir?
Basitçe ifade edildiğinde maddi gönderme terimin kendisine göndermesidir. ‘İnsan bir addır’ ve ‘İnsan iki hecelidir’ tümcelerinde ‘insan’ terimi maddi gönderme ile kendine göndermektedir.
Göndermenin biçimlerinden biri olan basit gönderme nedir?
Bir terimin bir kavrama (tümele) göndermesi basit göndermedir. Bir başka deyişle, adcı olmayan ve terimlerin kavramları ve benzeri şeyleri imlediğini kabul eden biri için, basit gönderme terimin imlemine göndermesidir.
Gönderme biçimlerinden birisi olan, ‘bireylere gönderme’ nasıl gerçekleşmektedir?
Bireylere göndermede terim doğru olarak uygulandığı tikellere gönderir. Daha açık ifadeyle, terimin içinde geçtiği önerme bu terim aracılığıyla belli bireyler hakkındadır: Terim bu bireylerin yerini tutmaktadır. Çoğu mantıkçıya göre bireylere gönderme bir genel terimin önermede bir niceleyici ile birlikte kullanılması ile gerçekleşir. Örneğin, ‘Her insan akılıdır’ ve ‘Bazı insanlar filozoftur’ önermelerinde ‘insan’ terimi bireylere gönderir.
Appellation sözcüğünün türediği appellare fiili Latincede ne anlama gelmektedir?
Appellation sözcüğünün türediği appellare fiili Latincede adlandırma anlamına gelmektedir. Adlandırma dili kullanan birinin bir etkinliği olarak anlaşıldığından, bir terim ile bir şeyi etiketleme etkinliğini değil, bir terimin belirli bir şeyin adı olması özelliğini ifade eden ‘Appellation’ sözcüğünü Türkçede ‘adlama’ olarak yeni bir sözcükle karşılamak uygun olacaktır.
Güçlendirme (ampliation) nedir?
Güçlendirme (ampliation) bir terimin diğer bir terimin gönderimini genişletmesi ve kısıtlama (restriction) ise bunun aksine bir terimin diğer bir terimin gönderimini daraltmasıdır. Örneğin, ‘yaşlı’ sıfatı ‘Bir yaşlı insan yürüyor’ önermesinde ‘insan’ teriminin gönderimini daraltmaktadır.
Göreli terimler hangi terimleri ifade etmektedir?
Skolastik mantıkta göreliğin (relation) konusu göreli terimlerin gönderimidir. Göreli terimler anlaşılması başka terimlerin anlaşılmasına bağlı olan terimlerdir. ‘O’, ‘onun’, ‘kendisi’ gibi terimlerin gönderimi ancak önermede daha önce geçen terimlerin gönderimine göre belirlenir.
Kategorematik terimler ile sinkategorematik terimler ayrımı nasıl açıklanabilir?
Kategorematik terimler özne ve yüklem konumunda geçen terimler, sinkategorematik terimler ise önermeyi oluşturan diğer terimlerdir. Genel bir ifade ile önermelerde özne ve yüklem konumunda geçen terimler kategorematik terimler, önermeyi oluşturan diğer terimler ise sinkategorematik terimlerdir. Kısaca ifade edersek kategorematik sözcükler tek başına bir imlemi olan, sinkategorematik sözcükler ise ancak başka sözcüklerin imlemini etkileyen sözcüklerdir.
Sinkategoremata konusundaki ilk araştırmalardan biri olarak kabul edilen çalışma hangisidir?
Sinkategoremata konusundaki ilk araştırmalardan birinin William Shyreswood’un kaleme aldığı Sinkategoremata olduğu bilinmektedir. Shyreswood’un yaptığı gibi, ilk çalışmalarda ayrı bir başlık altında ele alınan sinkategoremata konusu daha sonra bağımsız olarak ele alınmayıp özellikle Sophismata konusu içinde değerlendirilmiştir.
Semantik (anlam bilgisi) bakımından değerlendirildiğinde sinkategorematahangi önemli noktalar dikkat çekmektedir?
Semantik (anlam bilgisi) bakımından değerlendirildiğinde sinkategoremata hakkında iki nokta önemlidir: • Birincisi, Sinkategoremata’nın eşli-imlemli sözcükler olduğunu söyleyebiliriz. Ne ‘her’ ne de ‘bazı’ terimleri tek başına hiçbir şeyi imlemez ama imlemli bir terime eklendiğinde bu terimin imlemini değiştirir. • İkincisi, sinkategorematik bir terim imlemli bir terime eklenerek bir önermede kullanıldığı zaman eklendiği imlemli terimin gönderimini belirler. ‘Her insan ölümlüdür’ önermesinde ‘insan’ kategorematik terimine eklenen ‘her’ sinkategorematik terimi, bu önermede ‘insan’ teriminin gönderimini tüm insanlar olarak belirler.
‘Mantık sinkategorematik-kategorematik terimler arasında yaptığı ayrımla çağdaş mantığa yakınlaşmaktadır’ görüşü kime aittir?
Boehner’e göre Mantık sinkategorematikkategorematik terimler arasında yaptığı ayrımla çağdaş mantığa yakınlaşmaktadır.
Çağdaş mantık formalizminde hangi iki tür ifade ayırt edilmektedir?
Çağdaş mantık formalizminde iki tür ifade ayırt edilmektedir: • Değişkenler ve • Mantık değişmezleri. Bu formalizmdeki değişkenler kategorematik terimlere, değişmezler ise sinkategorematik terimlere karşılık gelmektedir.
Sophismatahangi konular ile ilgilidir?
Sophismata iki konu ile ilgilidir. İlk olarak bir kavramla ilgili genel bir soruna işaret eden yorumlanması güç önermelerin tartışılması.
‘Insolubilia’ sözcüğü ne anlama gelmektedir?
Düz anlamıyla ‘insolubilia’ sözcüğü ‘çözülemezler’ anlamına gelmektedir. Skolastik mantıkçılar bu başlık altında Antikçağdan beri mantıkçıların ilgisini çeken mantık çatışkılarını ele almışlardır.
Obligationes Ortaçağ batı mantığında neyi ifade etmektedir?
Obligationes Ortaçağ batı mantığında tartışmanın belli biçimler altında ele alındığı kısmıdır, diğer bir ifadeyle, Ortaçağ batı mantığının tartışma biçimleri ve tartışma kuralları ile ilgili bölümüdür. Düz anlamıyla ‘obligatio’ sözcüğü ‘yükümlülük’ anlamına gelmektedir. Söz konusu mantık kısmının böyle adlandırılması yanıltmamalıdır. Tartışmalarda tarafların gözetmesi gereken kurallara ilişkin araştırmayı içerdiğini kabul etsek de, bu Obligationes alanının sadece bir kısmını oluşturmaktadır.
Ortaçağ mantık literatürünün pek çok kısmı gibi, Obligationes literatürünün kaynağı tartışmalıdır. Kaç tür obligatio ayırt edilmektedir?
Altı tür obligatio ayırt edilmektedir: • Positio • Depositio • Dubitetur • Institutio • Reiveritas • Petitio
Altıobligatio türü içinde en çok ele alınanı hangisidir?
Bu altıobligatio türü içinde en çok ele alınan positio olmuştur. Bu tartışma türünde taraflardan biri bir tez ortaya atarak tartışmayı başlatır.
Positio kuramının amacı nedir?
Tartışmanın gerçek anlamda başlaması için karşı tarafın bu tezi kabul etmesi gerekir. Bu durumda tartışmayı başlatan ardı ardına yeni önermeler ileri sürer. Cevaplayan bu tezleri kabul eder, reddeder ya da şüpheli bulduğunu bildirir. Positio kuramının amacı ileri sürülen teze göre hangi durumda bu olanaklı cevapların hangisinin verilmesinin uygun olduğunun belirlenmesidir.
Gönderme kuramı gibi Skolastik mantığın temelini oluşturan diğer bir kuram hangisidir?
Gönderme kuramı gibi Consequentia kuramı da Skolastik mantığın temelini oluşturur.
Consequentiaorataçağ batı mantığında hangi anlama gelmektedir?
Consequentia Ortaçağ batı mantığının çıkarımların incelendiği bölümüdür. Skolastik mantıkçılar Consequentia başlığı altında ele aldıkları çalışmalarla mantık çıkarımlarını sistemleştirmişlerdir.
Consequentia kuramının dikkati çeken özelliği nedir?
Consequentia kuramının dikkati çeken özelliği aynı Stoa mantığında olduğu gibi temel önermelerden oluşan geçerli çıkarımlar üstüne kurulmasıdır. Bu bakımdan consequentia Skolastik mantığın Aristotelesçi olmayan bir yönüne işaret etmektedir.
Ockham’ınSummaLogicae’de ele aldığıconsequentia içinde birkaçına neler örnek verilebilir?
Ockham’ın Summa Logicae’de ele aldığı consequentia içinde bir kaçı şunlardır: 1. Doğru bir şeyden yanlış bir şey çıkmaz. 2. Yanlış önermelerden doğru bir önerme çıkabilir. 3. Sonucun karşıtından öncülün tümünün karşıtı çıkar. 4. Sonuçtan çıkan bir şey öncülden de çıkar. 5. Öncülün çıktığı bir şeyden sonuç da çıkar. 6. Öncül ile tutarlı olan bir şey sonuç ile de tutarlıdır. 7. Sonuç ile bağdaşmayan bir şey öncülle de bağdaşmaz. 8. Tümel-evetlemeli önermenin çelişiği tümelevetlenen önermelerin çelişiklerinin tikelevetlemesidir. 9. Tikel-evetlemeli önermenin çelişiği tikelevetlenen önermelerin çelişiklerinin tümelevetlemesidir.
Consequentia içinde hangi iki türlü ayrım yaygındır?
Consequentia içinde iki türlü ayrım yaygındır: • Biçimsel ve maddi sonuçlar ayrımı. • Doğal ve ilineksel sonuçlar ayrımı.
Consequentia kavramı tarihsel süreç içinde nasıl bir değişim göstermiştir?
Consequentia kavramı daha 11. yüzyılda, Garlandus Compotista’nın çalışmasının koşul önermelerini ele aldığı kısmında karşımıza çıkmaktadır. 14. yüzyılın başından itibaren Consequentia başlığı altında yapılan çalışmalarda bu konuda yeni düşüncelerin ortaya konduğu görünmektedir. Walter Burley’in 1300’lerdeki çalışması başlı başına bu konuya ayrılmış ilk çalışmalardan olduğu bilinmektedir. Bu çalışmaların ana kaynağının Abelardus’un Dialektika’sı olduğu görülmektedir. Ancak bu yüzyıl yazarları çalışmalarında yer verdikleri düşüncelerin kaynağını ve gelişimini belirtmediklerinden Abelardus’un Consequentia anlayışının bu döneme nasıl taşındığı ve ortaya çıkan yeniliklerin hangi mantıkçılara ait olduğu belirsizdir.
Ortaçağ mantığının ikinci döneminde (12. yüzyıldan sonra) Latin mantıkçıları hangi anlayışı benimsemişlerdir?
Ortaçağ mantığının ikinci döneminde (12. yüzyıldan sonra) Latin mantıkçıları Aristoteles mantığının genel anlayışını benimsemişlerdir. Bu dönemde akıl yürütmelerin incelenmesinde Birinci ve İkinci Çözümlemeler’in ağırlığı artmıştır. Ancak tasım sisteminin pek çok sınırlaması ortadan kaldırılmış ve tasım kavramı Aristoteles’in en genel tasım (sullogismos) tanımına uygun olarak anlaşılmıştır.
Ortaçağın ilk büyük mantıkçısı ve Aristoteles mantığınnı yorumlamanın yanında bağımsız bir mantık çalışması olan Dialektika'yı yazan düşünür kimdir?
Ortaçağın ilk büyük mantıkçısı Petrus Abelardus’dur (Peter Abelard, 1079-1142). Abelardus Aristoteles mantığını yorumlamanın yanı sıra, bağımsız bir mantık çalışması olan Dialektika’yı yazmıştır. Abelardus antikçağdan beri süren mantık tartışmalarına özgün katkılarda bulunmuştur. Kipli önermelerin ve koşul önermelerinin yorumlanmasına yönelik düşünceler ortaya koymuş, tümel önermelerin varlık yüklenimi sorununu ele almış, önermelerin zamana göreli doğruluğu konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Kipli önermeler konusu Aristoteles tasım sistemine kipli önermeleri de katmak istediğinde ortaya çıkmıştır.
Ortaçağ düşünürü Petrus Aberlardus'un eseri ve eserinin önemi nedir? Açıklayınız.
Ortaçağın ilk büyük mantıkçısı Petrus Abelardus’dur (Peter Abelard, 1079-1142). Abelardus Aristoteles mantığını yorumlamanın yanı sıra, bağımsız bir mantık çalışması olan Dialektika’yı yazmıştır. Abelardus antikçağdan beri süren mantık tartışmalarına özgün katkılarda bulunmuştur. Kipli önermelerin ve koşul önermelerinin yorumlanmasına yönelik düşünceler ortaya koymuş, tümel önermelerin varlık yüklenimi sorununu ele almış, önermelerin zamana göreli doğruluğu konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Kipli önermeler konusu Aristoteles tasım sistemine kipli önermeleri de katmak istediğinde ortaya çıkmıştır.
Skolastik mantığın anahatlarını oluşturan yaklaşımlar nelerdir?
Gönderme kuramı, Sinkategoremata, Sophismata ve Insolubilia, Obligationes ve Consequentia'dır.
Skolastik mantığın anahatlarını oluşturan yaklaşımlardan gönderme kuramına göre yaygın bölümleme nasıldır?
Ortaçağ mantıkçıları arasında göndermenin aşağıdaki biçimde bölümlenmesi yaygındır.
(i) Maddi gönderme
(ii) Basit gönderme
(iii) Bireylere gönderme
İmleme kavramı nedir?
İmleme (signification) bir terimin bir şeyi (bir bireyi ya da bir tümeli) göstermek üzere atanmış olması, en azından bir şeyi gösterebilme özelliğine sahip olmasıdır.
Ortaçağ mantıkçıları arasında göndermenin bölümlenmesine göre maddi gönderme nedir? Açıklayınız.
Basitçe ifade edildiğinde maddi gönderme terimin kendisine göndermesidir. ‘İnsan bir addır’ ve ‘İnsan iki hecelidir’ tümcelerinde ‘insan’ terimi maddi gönderme ile kendine göndermektedir. Dolayısıyla, bir terimin bir önermedeki gönderim türünün (veya, daha kesin ifade edersek, bir terimin bir önermedeki bir geçişinin gönderim türünün) maddi gönderim olduğunun belirtilmesi, o terimin o önermede kullanılmadığını anıldığını söylemenin Ortaçağ mantığındaki yoludur: ‘İnsan iki hecelidir’ önermesi ne bir canlı türü olarak insanın ne de Ahmet, Ayşe gibi her bir insanın bir sözcük olduğunu ifade eder. Önermede ifade edilen bir harf dizisinin bir özelliğidir. Gündelik yazılı dilde bir sözcüğü anmanın yolu o sözcüğü tırnak işaretleri içine almaktır. Bu şekilde yukarıdaki önerme ‘ “İnsan” bir sözcüktür’ biçiminde ifade edilmektedir (Sembolik mantıkta ise, tırnak işaretleri yerine köşeli üst-parantezler gibi işaretlemelere başvurulur: A › B gibi).
Ortaçağ mantıkçıları arasında göndermenin bölümlenmesine göre basit gönderme nedir? Açıklayınız.
Bir terimin bir kavrama (tümele) göndermesi basit göndermedir. Bir başka deyişle, adcı olmayan ve terimlerin kavramları ve benzeri şeyleri imlediğini kabul eden biri için, basit gönderme terimin imlemine göndermesidir. ‘İnsan en mükemmel canlıdır’ dendiğinde insan terimi basit gönderme ile bir ikinci töze göndermektedir. Petrus Hispanus’a göre bir ad yüklem olduğunda göndermesi her zaman basit göndermedir.
Ortaçağ mantıkçıları arasında göndermenin bölümlenmesine göre bireylere gönderme nedir? Açıklayınız.
Bireylere göndermede terim doğru olarak uygulandığı tikellere gönderir. Daha açık ifadeyle, terimin içinde geçtiği önerme bu terim aracılığıyla belli bireyler hakkındadır: Terim bu bireylerin yerini tutmaktadır. Çoğu mantıkçıya göre bireylere gönderme bir genel terimin önermede bir niceleyici ile birlikte kullanılması ile gerçekleşir. Örneğin, ‘Her insan akılıdır’ ve ‘Bazı insanlar filozoftur’ önermelerinde ‘insan’ terimi bireylere gönderir.
Ortaçağ mantığında yerini zamanla göndermeye bırakan Appellation kavramı nedir? Açıklayınız.
Appellation sözcüğünün türediği appellare fiili Latincede adlandırma anlamına gelmektedir. Adlandırma dili kullanan birinin bir etkinliği olarak anlaşıldığından, bir terim ile bir şeyi etiketleme etkinliğini değil, bir terimin belirli bir şeyin adı olması özelliğini ifade eden ‘Appellation’ sözcüğünü Türkçede ‘adlama’ olarak yeni bir sözcükle karşılamak uygun olacaktır. Ad ile bir tikeli gösteren özel adları değil, birden çok şeyi gösteren genel terimleri anlamak gerekir. Ad olmayı bu anlamda kabul ettiğimizde, ‘at’ sözcüğünün her bir atın adı olduğunu söyleyebiliriz. Appellation Ortaçağ mantığında yerini zamanla göndermeye (supposition) bırakmıştır.
Ortaçağ batı mantıkçılarına göre kategorematik terimler ile sinkategorematik terimlerin ayırımı nasıldır? Açıklayınız.
Kategorematik terimler özne ve yüklem konumunda geçen terimler, sinkategorematik terimler ise önermeyi oluşturan diğer terimlerdir.
Ortaçağ batı mantıkçılarının önemli bir katkısı kategoremata-sinkategoremata ayrımını yapmalarıdır. Genel bir ifade ile önermelerde özne ve yüklem konumunda geçen terimler kategorematik terimler, önermeyi oluşturan diğer terimler ise sinkategorematik terimlerdir. Kategoremata-sinkategoremata ayrımı hem gönderme kuramı ile ilgili olduğu kadar az sonra ele alacağımız mantıksal sonuç (consequentia) konusu ile ilgilidir. Daha açık bir ifadeyle kategoremata-sinkategoremata ayrımı hem anlambilgisi (semantik) açısından gönderme kuramı içinde hem de sözdizimi (sentaks) açısından consequentia kuramı içinde yapılabilir. Ayrıca sinkategoremata mantık problemleri (sophismata) konusu ile de yakın ilgilidir.
Sophismata kavramı nedir? Kısaca açıklayınız.
Mantık bilmeceleri olarak yorumlayabileceğimiz Sophismata hakkında araştırma Ortaçağ mantık eğitiminin önemli bir parçasını oluşturur. Sophismata ile ilgili çalışmada amaç mantık kavramları ile ilgili sorunların örnekler üzerinden tartışılmasıdır. Richard Kilvington (yaklaşık 1302-1361), William Heytesbury (yaklaşık 1313-1372), John Buridan (yaklaşık 1300-1360), Albertus de Saxonia Sophismata konusunda önemli eserler veren mantıkçılardır.
Sophismata iki konu ile ilgilidir. İlk olarak bir kavramla ilgili genel bir soruna işaret eden yorumlanması güç önermelerin tartışılması. Bu önermelerle ilgili güçlük, bunların bir yoruma göre doğru, bir diğer yoruma göre yanlış olabilmesidir. Albertus de Saxonia’nın buna verdiği örneklerden biri şu önermedir: ‘Her insan eşek ya da insan ve eşekler eşektir.’ Bu önerme doğru olabilecek şekilde yorumlanabilir. Buna göre önerme ‘Her insan eşek ya da insandır’ önermesi ile ‘Eşekler eşektir’ önermelerinin ‘ve’ ile eklenmesinden oluşmuştur. Her insanın eşek ya da insan olduğunun söylemek doğrudur. Eşeklerin eşek olduğunu söylemek de doğrudur. Dolayısıyla bu iki doğru önermenin ‘ve’ ile birleştirilmesi ile elde edilen ‘Her insan eşek ya da insan ve eşekler eşektir.’ önermesi de doğrudur. Aynı önerme yanlış olabilecek şekilde de yorumlanabilir. Buna göre önerme ‘Her insan eşektir’ önermesi ile ‘İnsan ve eşekler eşektir’ önermelerinin ‘veya’ ile birleştirilmesiyle elde edilmiştir. Her iki önerme de yanlıştır. Dolayısıyla bu iki doğru önermenin ‘veya’ ile birleştirilmesi ile elde edilen ‘Her insan eşek ya da insan ve eşekler eşektir.’ önermesi de yanlıştır. Kabul edilebilir bir savı desteklemeyi sağlayan bir akıl yürütme ile kabul edilemez bir savın da desteklenebilmesi de bir sophism oluşturur.
Insolubilia kavramı nedir? Kısaca açıklayınız.
Düz anlamıyla ‘insolubilia’ sözcüğü ‘çözülemezler’ anlamına gelmektedir. Skolastik mantıkçılar bu başlık altında Antikçağdan beri mantıkçıların ilgisini çeken mantık çatışkılarını ele almışlardır. Bu çatışkılar içerdikleri ifadelerin anlamı gereği kendilerini yanlışlayan önermelerdir. Megaralı Eubulides olduğu kabul edilen ünlü yalancı çatışkısının çeşitlemeleri (yalancı çatışkıları) bu türden önermelerdir. Yalancı çatışkılarının Ortaçağ mantıkçılarının ilgisini çektiği hatta İnsolubilia literatürünün büyük kısmının bu çatışkılar üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. ‘Şimdi söylediğim şey yanlıştır’ önermesinin bir parçası olan ‘şimdi söylediğim şey’ ifadesi önermenin kendisi hakkında yanlış olduğunu söylemesine neden olmaktadır. Dolayısıyla bu önermenin doğru olması ancak aynı zamanda yanlış olmasıyla olanaklıdır.
Ortaçağ batı mantığında obligationes kavramı nedir?
Obligationes Ortaçağ batı mantığında tartışmanın belli biçimler altında ele alındığı kısmıdır. Düz anlamıyla ‘obligatio’ sözcüğü ‘yükümlülük’ anlamına gelmektedir. Söz konusu mantık kısmının böyle adlandırılması yanıltmamalıdır. Tartışmalarda tarafların gözetmesi gereken kurallara ilişkin araştırmayı içerdiğini kabul etsek de, bu Obligationes alanının sadece bir kısmını oluşturmaktadır.
Ortaçağ batı mantığında obligatio türleri nelerdir?
Altı tür obligatio ayırt edilmektedir:
1. Positio
2. Depositio
3. Dubitetur
4. Institutio
5. Rei veritas
6. Petitio
Obligatio türü içinde en çok ele alınan positio türü nedir? Kısaca açıklayınız.
Altı obligatio türü içinde en çok ele alınan positio olmuştur. Bu tartışma türünde taraflardan biri bir tez ortaya atarak tartışmayı başlatır. Tartışmanın gerçek anlamda başlaması için karşı tarafın bu tezi kabul etmesi gerekir. Bu durumda tartışmayı başlatan ardı ardına yeni önermeler ileri sürer. Cevaplayan bu tezleri kabul eder, reddeder ya da şüpheli bulduğunu bildirir. Positio kuramının amacı ileri sürülen teze göre hangi durumda bu olanaklı cevapların hangisinin verilmesinin uygun olduğunun belirlenmesidir.
Positio dışındaki obligatio türleri positio ile esas olarak yanıtlayanın tartışmanın başlaması için alması gereken tutum bakımından ayrılır. Bunun dışında positio’dan ciddi bir farklılık göstermezler. Dolayısıyla bu diğer obligatio türlerinin neden başlı başına bir tür sayılması gerektiği açık değildir. Depositio biçimindeki bir tartışmanın başlaması için yanıtlayanın ileri sürülen tezi reddetmesi gerekir. Bir tezi reddetmek karşı-tezi kabul etmek anlamına geldiğinden, bu ilk adım dışında depositio biçimindeki tartışmanın işleyişi positio gibidir. Dubitatur yanıtlayanın ileri sürülen tezin şüpheli olduğunu bildirmesiyle başlar. Institutio’nun özelliği bu tartışma türünün diğerlerinden tartışma konusu olan tezin niteliği ile ayrılmasıdır. Bu tartışma türünde tartışmayı başlatanın ortaya attığı tez bir ifadeye bir anlam yüklenmesidir.
Skolastik mantığın Aristotelesçi olmayan yönünü ele alan temel hangisidir?
Gönderme kuramı gibi Consequentia kuramı da Skolastik mantığın temelini oluşturur. Skolastik mantıkçılar Consequentia başlığı altında ele aldıkları çalışmalarla mantık çıkarımlarını sistemleştirmişlerdir. Consequentia kuramının dikkati çeken özelliği aynı Stoa mantığında olduğu gibi temel önermelerden oluşan geçerli çıkarımlar üstüne kurulmasıdır. Bu bakımdan consequentia Skolastik mantığın Aristotelesçi olmayan bir yönüne işaret etmektedir.
Consequentia yaklaşımı ve temeli nedir?
Gönderme kuramı gibi Consequentia kuramı da Skolastik mantığın temelini oluşturur. Skolastik mantıkçılar Consequentia başlığı altında ele aldıkları çalışmalarla mantık çıkarımlarını sistemleştirmişlerdir. Consequentia kuramının dikkati çeken özelliği aynı Stoa mantığında olduğu gibi temel önermelerden oluşan geçerli çıkarımlar üstüne kurulmasıdır. Bu bakımdan consequentia Skolastik mantığın Aristotelesçi olmayan bir yönüne işaret etmektedir. Skolastik mantığın diğer kısımları gibi consequentia’nın da kaynağı tam olarak ortaya konamamaktadır. Boehner’e göre bu alan Aristoteles’in Topikler’i üzerine yapılan tartışmaların sonucunda ortaya çıkmış görünmektedir (s. 52).
Consequentia bünyesinde yapılan ayırımlar nelerdir?
Consequentia içinde iki türlü ayrım yaygındır:
(1) Biçimsel ve maddi sonuçlar ayrımı.
(2) Doğal ve ilineksel sonuçlar ayrımı.
Consequentia bünyesindeki ayırımlardan birisi olan "biçimsel ve maddi sorunlar ayırımı" nedir?
Biçimsel ve maddi sonuç ayrımı daha önce ele aldığımız sinkategorematik kategorematik terimler ayrımına bağlıdır. Eğer bir önerme diğerinden bu önermelerde geçen kategorematik terimler arasındaki ilişki gereği çıkıyorsa buradaki sonuç çıkarma ilişkisi maddidir: ‘Her hayvan canlıdır. O halde, her at canlıdır’. Bu çıkarım ‘hayvan’ ve ‘at’ kategorematik terimleri arasındaki ilişki gereğidir. Sadece bu terimler yerine başka terimler koyarak (geçerli) bir çıkarım elde edemeyiz: ‘Her hayvan canlıdır. O hâlde, her taş canlıdır’. Eğer bir önerme diğerinden bu önermelerde geçen sinkategorematik terimler arasındaki ilişki gereği çıkıyorsa buradaki sonuç çıkarma ilişkisi biçimseldir: ‘Hiçbir hayvan taş değildir. O hâlde, hiçbir taş hayvan değildir.’ sonucu ‘hiçbir’ ifadesi gereğidir. ‘Hayvan’ ve ‘taş’ terimleri yerine farklı terimler koysak yine geçerli bir sonuç elde ederiz. Albertus’un (Saksonyalı) ifadesiyle biçimsel sonuç aynı biçimdeki tüm önermelerle sağlanan sonuçtur. Öte yandan eğer önermeler arasındaki mantıksal sonuç ilişkisi maddi ise, aynı biçimdeki her önerme için bu ilişki sağlanmaz, yani, biçim korunsa bile farklı terimlerle geçerli bir sonuç sağlanmaz.
Ockham’ın Summa Logicae’de ele aldığı consequentia için örnek veriniz.
Ockham’ın Summa Logicae’de ele aldığı consequentia içinde birkaçı şunlardır:
1. Doğru bir şeyden yanlış bir şey çıkmaz.
2. Yanlış önermelerden doğru bir önerme çıkabilir.
3. Sonucun karşıtından öncülün tümünün karşıtı çıkar.
4. Sonuçtan çıkan bir şey öncülden de çıkar.
5. Öncülün çıktığı bir şeyden sonuç da çıkar.
6. Öncül ile tutarlı olan bir şey sonuç ile de tutarlıdır.
7. Sonuç ile bağdaşmayan bir şey öncülle de bağdaşmaz.
8. Tümel-evetlemeli önermenin çelişiği tümel-evetlenen önermelerin çelişiklerinin tikel-evetlemesidir.
9. Tikel-evetlemeli önermenin çelişiği tikel-evetlenen önermelerin çelişiklerinin tümel-evetlemesidir (Boehner, s. 59 vd.).