Vergi Yargılaması Hukuku Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Vergi Yargılaması Usülü-Iı (Davanın Açılması Ve Sonuçları)
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
İdari işlemler arasında hukuki yönden bağlılık ne anlam ifade etmektedir?
İdarî işlemler arasında hukukî yönden bağlılık ise, hukukî düzenlemelerin aynı maddî ya da hukukî olay sebebiyle birden fazla idarî işlem yapılmasını gerektirmesi ile bu idarî işlemlerin dava konusu edilmeleri hâlinde bunların yargısal denetimlerinin aynı
yargı organının görevine girmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Vergi mahkemelerinde açılacak davalara ilişkin dilekçelerde yer alması gereken unsurlar nelerdir?
Vergi mahkemelerinde açılacak davalara ilişkin dilekçelerde yer alması gereken unsurlar İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 3’üncü maddesinin 2’nci bendinde belirtilmektedir. Buna göre, dilekçelerde;
• Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının,
• Davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin,
• Davaya konu olan idarî işlemin, (örneğin, vergi/ceza ihbarnamesi ya da ödeme emrinin) yazılı bildirim tarihinin
• Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda ve tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın,
• Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarasının, gösterilmesi gerekir (İYUK.m.3/2).
Ayrıca, dava konusu kararın ve belgelerin asıllarının veya örneklerinin dava dilekçesine eklenmesi; dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olması gerekmektedir (İYUK.m.3/3).
Vergi uyuşmazlıklarında dilekçelerin verildiği merciler farklı ihtimallere göre hangileridir?
• Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya
• Bunlara gönderilmek üzere vergi ve/ya da idare mahkemesi başkanlıklarına,
• Vergi ve/ya da idare mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hâkimliklerine veya
• Yabancı ülkelerde Türk Konsolosluklarına verilebilir
Aynı kişiyi ilgilendiren birden çok işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabilmesi için hangi şartların varlığı gerekir?
Aynı kişiyi ilgilendiren birden çok işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir: Bunlar,
• Dava konusu olacak işlemler arasında maddî veya hukukî yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması,
• İşlemler hakkında açılacak davada aynı mahkemenin görevli olması,
• İşlemlere karşı açılacak davada süre yönünden uygunluk bulunması,
• Davalı yönünden uygunluk bulunmasıdır
Vergilendirme işlemleri arasında hukuki yönden bağlılık hangi şekillerde ortaya çıkabilir?
Vergilendirme işlemleri arasında hukuki yönden bağlılık iki şekilde ortaya çıkabilmektedir.
• Bunlardan birincisi, vergilendirme işlemlerinin hukukî dayanaklarının aynı olmasıdır. Başka bir deyişle, işlemlerin aynı kanunun aynı hükmüne dayanılarak tesis edilmiş olması gerekir. Örneğin, Vergi Usul Kanunu’nun aynı maddesinin aynı hükmü uyarınca kanunî temsilci adına düzenlenen vergi/ceza ihbarnameleri arasında hukukî yönden bağlılık var demektir.
• İkinci tür hukukî yönden bağlılık, vergilendirme işlemlerinden biri ile ilgili hukukî uyuşmazlıkların çözümünün diğeri veya diğerleri ile ilgili hukuki uyuşmazlıkların çözümünü de etkileyecek olmasıdır. Örneğin, vergi aslı ile ilgili ödeme emri ile bu
vergi aslı sebebiyle hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri arasında böyle bir bağlılığın var olduğunu kabul etmek mümkündür.
İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre sürelerin hesabında getirilen kurallar nelerdir? Açıklayınız
İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 8’inci maddesine göre;
• Süreler, tebliğ, yayın veya ilân tarihini izleyen günden (itibaren) işlemeye başlar.
• Tatil günleri süreye dahildir. Sürenin son gününün tatil gününe rastlaması durumunda, süre tatili izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.
• Sürelerin sona ermesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa süre ara vermenin bittiği günü izleyen tarihten itibaren (günden başlayarak) 7 gün uzamış sayılır.
Dava açma süresinin hangi özellikleri taşıması gerekir?
Dava açma süresi niteliği ise, şu özellikleri taşımayı gerektirmektedir:
• Dava açma süreleri önceden belirlenmiş zaman dilimleridir.
• Dava açma süresine uyulmaması davanın dinlenilmesi, yani vergi yargısı organlarının harekete geçirilmesi imkânını ortadan kaldırmaktadır. Ancak, dava açma süresinin sona ermesi herhangi bir sübjektif hakkın kaybına yol açmamaktadır. Çünkü, dava açma süresinin usûlüne uygun olarak dava açmadan geçirilmiş olması, yargı organına başvurma ve onun aracılığıyla işlemin iptalini veya zararın tazminini sağlama imkânının ortadan kalkması sonucunu doğurmaktadır. Oysa, kişiler dava açma süresinin sona ermesinden sonra da idareye başvurarak dava konusu etmeyi düşündükleri işlemin hukuka uygun hâle getirilmesini ya da uğradıkları zararın giderilmesini isteyebilmektedir.
• Dava açma sürelerine uyulup uyulmadığı yargı organlarınca re’sen göz önünde bulundurulur.
• Dava açma sürelerinin kanunlarda belirtilen bazı hâllerde durması veya davanın usûlüne uygun olarak açılabilmesi için ek süre verilmesi mümkündür.
Vergi yargılaması hukukunda dava açma sürelerinin başlangıcı hangi tarihlerdir?
Vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, dava açma süresinin başlangıcı, İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 7’nci maddesinin 2’nci bendinin b alt bendinde düzenlenmektedir. Buna göre;
• Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde, tahsilâtın yapıldığı gün sürenin başlangıcını oluşturmaktadır.
• Tebliğ yapılan durumlarda veya tebliğ yerine geçen işlemlerde, tebliğin yapılmış sayıldığı gün, sürenin başlangıcını oluşturmaktadır. Verginin ikmalen, re’sen ve idarece tarhında ve ceza kesilmesinde, verginin ve cezanın bir “ihbarname” ile mükellefe, vergi sorumlusuna ya da ceza muhatabına tebliği gerekmektedir. Bu durumda, sürenin başlangıcını ihbarnamenin ilgiliye tebliği tarihi oluşturmaktadır.
• Kaynakta tevkif yoluyla alınan vergilerde, sürenin başlangıcı hak sahibine ödemenin yapıldığı gündür. Bu kural, hem mükellef hem de sorumlu yönünden geçerlidir.
• Vergi dairesinin takdir veya tadilat komisyonlarınca belirlenen matrahlara karşı dava açma süresi, kararın vergi dairesine verildiği tarihte başlamaktadır (İYUK. m.7/2, b).
• Vergi Usul Kanunu’nun 106’ncı maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca, ilân tarihinden başlayarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat etmiş ne de adresini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebligat yapılmış sayılmaktadır. Dava açma süresi de bu tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır.
Dava açma süresinin durmasının dava açma süresine etkisi nedir?
Dava açma sürelerinin kanunlarda belirtilen bazı hâllerde durması mümkündür. Nitekim, dava açma süresinin özelliklerinden birisi, kanunda belirtilen bazı hâllerde işlememesidir. Dava açma süresinin kanunda belirtilen bazı hâllerde işlememesine dava açma süresinin durması denilmektedir. Durma, durma sebebinin ortaya çıkmasına kadar işlemiş sürenin, durma sebebinin ortadan kalkmasından sonra kaldığı yerden işlemeye devam etmesi anlamına gelmektedir.
Mali tatilin vergi ile ilgili işlemlere ilişkin dava açma sürelerine etkisi nedir?
Vergi ile ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri malî tatil süresince işlemez. Bu süreler malî tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar (MTİEHK.m.1/3). Buna göre, dava açma süresinin malî tatile rastlaması hâlinde, süre durmakta; malî tatilin
sona ermesi ile birlikte duran dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam etmektedir. Malî tatil 20 Temmuz’da sona erdiğine göre, malî tatil nedeniyle duran dava açma süresinin, 21 Temmuz’dan başlayarak işlemeye devam etmesi gerekir. Ancak, 20 Temmuz’dan başlayıp 31 Ağustos’ta sona eren çalışmaya ara vermenin (adlî tatilin) dava açma süresini adlî yılın başlangıcı olan 1 Eylül’den başlayarak yedi gün uzatma etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca, malî tatilin dava açma süresini durdurma etkisine karşılık, adlî tatilin (çalışmaya ara vermenin) dava açma süresini durdurma etkisi bulunmadığı unutulmamalıdır. Çünkü, adlî tatil dava açma süresini durdurmamakta; ancak, son günü adlî tatile rastlayan dava açma süreleri uzamaktadır. Nitekim, adlî tatilden önce başlayıp adlî tatilden sonra sona eren dava açma süresine adlî tatilin herhangi bir uzatma etkisi yoktur.
İddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı ne anlama gelir?
İddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı (veya davanın değiştirilmesi yasağı), genel olarak talep sonucunun (netice-i talebin) genişletilmemesi, niteliğinin değiştirilememesi, tarafta değişiklik yapılamaması ve dava sebebinin genişletilememesi / değiştirilememesi anlamına gelmektedir.
İdari yargıda yürütmenin yargı organları tarafından durdurulabilmesi için gereken şartlar nelerdir?
Vergi yargısında yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için,
• idarî işlemin uygulanması hâlinde telâfisi güç veya imkânsız zararların doğması ve
• idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması
şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Dava açmadan uzlaşma yoluna başvurulması halinde uzlaşma sağlanamazsa ne kadarlık bir süre içinde dava açılabilir?
Dava açmadan uzlaşma yoluna başvurulması hâlinde dava açma süresi özel bir hükümle ayrıca düzenlenmektedir. Uzlaşmanın temin edilemediğine ve/ya da uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin tutanağın tebliğ tarihinde,
• dava açma süresinin sona ermesine on beş günden fazla bir süre varsa, bu süre içinde;
• dava açma süresi sona ermişse, tutanağın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde;
• dava açma süresinin sona ermesine onbeş günden az bir süre kalmışsa, kalan sürenin on beş güne tamamlanması suretiyle davanın açılması mümkündür (VUK.Ek m.7/IV).
Vergi yargısında dava açma süresinin sona ermesinin sonuçları nelerdir?
Dava açma süresinin sona ermesinin doğurduğu sonuçları şu noktalarda toplamak mümkündür:
• Vergi yargılaması hukukunda dava açma süresi, kamu düzenini ilgilendirdiğinden davanın ön şartlarındandır. Bu itibarla taraflarca ileri sürülmese bile davanın süresinde açılıp açılmadığının ilk inceleme sırasında davanın esasına girilmeden re’sen incelenmesi ve süresinde açılmayan davaların reddedilmesi gerekmektedir (İYUK.m. 14/3-e; 15/1-b).
• Vergi mahkemesi, süresinde açılan davalarda, kamu düzeni ile ilgili hususlar saklı kalmak üzere, ancak dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve talepleri dikkate alabilmektedir. Dava açma süresi geçtikten sonra davacı iddia ve talebini değiştirememektedir. Bununla beraber, ileri sürülen hususlar kamu düzeni ile ilgili, yani yargı organının re’sen dikkate alacağı konulardan ise, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve/ya da vergi mahkemesi tarafından dikkate alınır. Dava açma süresi içinde ileri sürülen iddia ve talepler iddia/savunmanın genişletilmesi sayılmaz.
• Dava açma süresi geçtikten sonra, vergilendirme işlemleri kural olarak dava konusu yapılamazlar. Ancak, bu işlemlerin esas itibarıyla yargı kararları gibi kesin hüküm nitelikleri bulunmamaktadır. Bu itibarla, idare kendiliğinden ya da ilgilinin başvurusu üzerine, dava açma süresi içinde veya sona erdikten sonra, kamu hizmetlerinin gerektirdiği ölçüde, kazanılmış haklara uymak şartıyla işlemlerini her zaman geri alabilir, kaldırabilir veya değiştirebilir. Aksine bir uygulama, idarî işlemleri yargı kararlarına benzetir ki, böyle bir anlayışı, kamu yararı ve düzeni ile bağdaştırmak mümkün değildir.
Uzlaşmanın temin edilememesi ve uzlaşmanın sağlanamaması durumları arasındaki fark nedir?
Uzlaşmanın temin edilememesi, mükellefin (veya adına ceza kesilenin) toplantı çağrısına uymaması, tutanağı imzalamaması ya da ihtirazî kayıtla imzalamak istemesi gibi hâller yüzünden uzlaşmanın gerçekleşememesiyken, Uzlaşmanın sağlanamaması, mükellefin (veya adına ceza kesilenin) uzlaşma toplantısına katılmasına rağmen, vergi (ve ceza) miktarı konusunda uzlaşmaya varılamamasıdır
Kanuna uygunluk şartlarını taşımadığı için reddini gerektiren eksiklikler taşıyan dava dilekçesi ile dava açılması durumunda, davacıya davasını usûlüne uygun olarak açabilmesi için ek süre verilmesi hangi şartların varlığına bağlıdır?
Kanuna uygunluk şartlarını taşımadığı için reddini gerektiren eksiklikler taşıyan dava dilekçesi ile dava açılması durumunda, davacıya davasını usûlüne uygun olarak açabilmesi için ek süre verilmesi;
• dava dilekçesinin düzenlenmesinde ve içeriğinde eksikliklerin bulunması (İYUK.m. 3);
• veya avukat olmayan vekil tarafından davanın açılması (İYUK. m. 15/1,d);
• veya şartları bulunmadığı hâlde, tek dilekçeyle birden çok işleme karşı dava açılması ya da şartları bulunmadığı hâlde birden çok kişinin tek dilekçeyle dava açmaları (İYUK.m. 5), hâlinde mümkündür.
Vergi yargılamasında davacıya davasını usulüne uygun açabilmesi için ek süre verilmesi hangi hallerde mümkündür?
Vergi yargılaması hukukunda davanın usûlüne uygun olarak açılabilmesi için, görevli olmayan yargı yoluna başvurulması, usûlüne uygun olmayan dava dilekçesi ile dava açılması ve uzlaşma yoluna başvurulup sonuç alınamaması durumunda ek süreler verilmektedir.
Yürütmenin durdurulması talebine karşı itiraz mercileri nelerdir?
Yürütmenin durdurulması taleplerine ilişkin itiraz mercileri şunlardır;
• Danıştay dava daireleri tarafından verilen bir kararda Vergi Dava Daireleri Kurulu;
• Bölge idare mahkemesi tarafından verilen bir kararda en yakın bölge idare mahkemesi;
• Vergi mahkemesinin kurul hâlinde veya tek hâkimle verdiği kararlarda, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesi;
• Çalışmaya ara verme süresi içinde vergi mahkemesi tarafından verilen kararlarda, en yakın nöbetçi mahkeme veya kararı veren hâkimin katılmadığı nöbetçi mahkemedir (İYUK.m.27/7).
Harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılması (İYUK.m. 6/4) hâlinde mahkemenin ve davacının yapması gereken işlemler nelerdir?
İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 6’ncı maddesinin 4’üncü bendine göre, herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması hâlinde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hâkimi, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından ilgiliye tebliğ edilir. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir kez daha tekrarlanır. Harç veya posta
ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ edilir.
Mükelleflerin, beyan ettikleri matrahlara dayalı olarak yapılan tarh işlemine karşı kural olarak dava açamamaları kuralının istisnaları nelerdir?
Mükellefler, beyan ettikleri matrahlara dayalı olarak yapılan tarh işlemine karşı kural olarak dava açamazlar (VUK.m.378). Bu kuralın iki istisnası vardır;
• Beyan edilen matrahlarda ve/ya da bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilerde bir vergi hatasının bulunması (VUK.m.378);
• Mükellefin beyanı ile ilgili bazı noktalarda veya tamamında tereddüt etmesi hâlinde, dava hakkını saklı tutabilmek için, beyannamesine buna ilişkin bir ihtirazî kayıt koymasıdır (İYUK.m.27/4).