Vergi Uygulamaları Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Şirketlerin Vergilendirilmesi
- Sorularla Öğrenelim
- Özet
Gelir vergisi ile kurumlar vergisi arasındaki en önemli fark nedir?
Gelir vergisi gerçek kişilerin kazançları üzerinden alınırken; kurumlar vergisi tüzel kişilerin kazançları üzerinden alınır.
Kurumların vergilendirilmesinin sebepleri nelerdir?
Vergi yükümlüsü durumundaki kurumlar, ortaklarından ayrı bir iktisadi güce sahiptir. Kurumlar, gerçek kişilerin sahip olmadığı sınırlı sorumluluk içinde kalabilme, tahvil veya hisse senedi çıkarabilme, bazı giderleri indirebilme, teşvik tedbirlerinden yararlanabilme gibi bazı ayrıcalıklara sahiptir. Sermaye vergisi yapısında olan kurumlar vergisi aynı zamanda ayrıma ilkesinin uygulama aracı olabilir. Kurumlar vergisi uygulaması, tekelleşmenin önlenmesi açısından bir araç olarak kullanılabilir. Kurumların kâr dağıtmaması hâlinde ortaklarından gelir vergisi alınması mümkün olmaz. Kurumlar vergisi, devletin daha fazla gelir elde etmesine olanak sağlaması nedeniyle verginin mali amacını gerçekleştirmesine yardımcı olur.
Şirketleşmenin avantajları nelerdir?
Gelir vergisi mükellefleri, ödenmeyen vergiler bakımından bütün mal varlığıyla sorumludur. Bir ticari işletmenin vergi borçları ödenmediğinde işletmenin sahibi özel mal varlığı ile de sorumlu tutulur. Sınırsız sorumluk olarak nitelenen bu durum kurumlar vergisine tabi şirketlerde (özellikle anonim şirketlerde) söz konusu değildir. Başka bir avantaj, indirilebilecek giderler açısından karşımıza çıkmaktadır. Gelir vergisine tabi olarak ticari kazanç elde edenler, yanlarında çalışan eş ve küçük çocuklarına yapmış oldukları ücret ödemelerini gider olarak düşürmezler. Kurumlar vergisinde bu yönde bir kısıtlama yoktur. Üzerinde durulması gereken başka bir avantaj ise vergi oranları konusundadır. Gelir vergisi yapı olarak, artan oranlıdır. Vergi matrahı arttıkça matraha uygulanan oran kademeli olarak artmakta ve %35’e ulaşmaktadır. Kurumlar vergisi ise düz oranlı yapıya sahip olduğundan matrahın arttığı hâllerde ciddi avantajlar ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, 2014 yılı için 100.000 Liralık vergi matrahı için 27.760 Lira. Gelir vergisi hesaplanırken 20.000 Lira kurumlar vergisi hesaplanmaktadır. 300.000 Lira matrah üzerinden hesaplanan gelir vergisi 97.760 Lira iken kurumlar vergisi 60.000 Lira’dır. Kurum kâr dağıtımı yaparsa 100 birim matrah üzerinden önce * kurumlar vergisi, kalan 80 birim matrah üzerinden %15 gelir vergisi stopajı yapılır. Kurumun karının tamamını dağıttığı hâllerde ise toplam yük %32’ye ulaşmaktadır.
Kurumlar vergisi mükellefleri kimlerdir?
Anonim şirketler, hisseli komandit şirketler, limitet şirketler, sermaye şirketi olarak kabul edilen oluşumlar, yabancı sermaye şirketleri, fonlar, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, iş ortaklıkları.
Anonim şirket nedir?
Bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mevcut mal varlığı ile sorumlu bulunan bir şirket türüdür. Anonim şirkette ortakların şirket borçlarına karşı sorumluluğu koydukları sermaye ile sınırlıdır.
Hisseli komandit şirket nedir?
Bir ticaret unvanı altında ticaret yapmak amacıyla sermayesi paylara bölünen, ortaklardan bir kısmının şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu (komandite) ve bir kısım ortakların şirkete koydukları sermaye ile sınırlı sorumlu (komanditer) olduğu şirket türüdür.
Limitet şirket nedir?
İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup ortakların sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi belli olan şirket türüdür.
Kurumlar Vergisi Kanununa göre hangi oluşumlar sermaye şirketi olarak kabul edilmektedir?
Yabancı sermaye şirketleri ve fonlar.
Yabancı sermaye şirketlerinin kapsamı nedir?
Başka bir ülkenin hukukuna göre kurulan ve özellikleri itibarıyla anonim, hisseli komandit veya limitet şirkete uygun yapıdaki kurumlardır.
İktisadi kamu kuruluşları ne demektir?
İktisadi kamu kuruluşları terimi, Türk veya yabancı ülkelerin kamu idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olan tüm iktisadi işletmeleri kapsar. Bu nedenle, iktisadi kamu kuruluşları kavramı, hem kamu iktisadi teşebbüslerini hem de kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tabi olan yahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen iktisadi kuruluşlar ile döner sermayeli kuruluşları da kapsamaktadır.
İş ortaklığı ne demektir?
Daha çok büyük çaptaki işler için kurulan iş ortaklıklarının ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. İş ortaklıkları; kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle belli bir işlin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurulurlar. İş ortaklıklarının kurumlar vergisi mükellefi olacak şekilde mükellefiyet tescili talep etmeleri halinde kurumlar vergisi mükellefi olmaları söz konusudur.
Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler kurumlar vergisi kapsamında nasıl değerlendirilir?
Dernek ve vakıflar yardımlaşma ve dayanışma gibi sosyal amaçlarla kurulurlar. Bu tür kuruluşların kazanç elde etme amacı bulunmamaktadır. Bu nedenle dernek ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında yer almaz. Dernek ve vakıflar amaçlarına ulaşmak amacıyla iktisadi faaliyette bulunduklarında, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmenin varlığı kabul edilir. Mükellefiyet bakımından; iktisadi işletmenin aleni olarak kurulup kurulmamasının, sicile tescil ettirilip ettirilmemesinin, ayrı bir tüzel kişiliğinin olup olmamasının bir önemi yoktur. Burada önemli olan iktisadi karakter taşıyan bir faaliyetin devamlılık gösterecek şekilde yapılmasıdır. Dernek ve vakıflara bağlı iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olmaları bakımından dernek veya vakfın yerli ya da yabancı olmasının bir önemi yoktur.
Kooperatifler kurumlar vergisi kapsamında nasıl değerlendirilir?
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na veya özel kanunlara göre kurulan kooperatifler ile yabancı ülke mevzuatına dayanılarak kurulmuş kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasındadır.
Kurumlar vergisinde tam mükellefiyet ne demektir?
Hem Türkiye’den hem de diğer ülkelerden elde ettikleri kazançların toplamı üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi ödeyen mükelleflerdir.
Kurumlar vergisinde dar mükellefiyet ne demektir?
Sadece Türkiye’de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi ödeyen mükelleflerdir.
Kanuni merkez nedir?
Kurumların tüzük, ana sözleşme veya kuruluş kanunlarında gösterilen yerdir. İş merkezi ise iş bakımından faaliyet ve işlemlerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği yerdir.
Kurumlar vergisine tabi bir mükellefin safi kurum kazancının tespitinde izlenen yol nedir?
Önce gelir vergisinde ticari kazancın tespitinde indirilecek giderler düşülecektir (Kurumun zirai faaliyette bulunması hâlinde, gelir vergisinde zirai kazancın tespitinde düşülecek giderler düşülecektir) Kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nda ve diğer kanunlarda yer alan giderlere ek olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan giderler de düşülecektir.
Menkul kıymetlerin ihraç giderleri kapsamında neler yer almaktadır?
Hisse senedi ve tahvillerin basım, ilan, mahkeme, noter tasdiki, tescil ve benzeri giderler yer almaktadır.
Kuruluş ve örgütlenme giderleri nasıl itfa edilir?
Kurumlar vergisi mükelleflerinin kuruluş ve örgütlenmesi için yapılan harcamalar, aktifleştirilerek amortisman ayrılması yoluyla itfa edilebilir. Bu giderler aktifleştirilmezse ilgili olduğu yılın hasılatından indirilir.
Genel kurul toplantıları, birleşme, fesih ve tasfiye giderleri nedir?
Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantıları için yapılan giderlerle başka bir kurumla birleşme, devir veya tasfiye nedeniyle yapılan giderlerdir.
Kanunen kabul edilmeyen giderler nelerdir?
Özsermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler, transfer fiyatlaması yoluyla dağıtılan örtülü kazançlar, yedek akçeler, bazı taşıtların giderleri ve amortismanları, her türlü para cezaları, bazı alacakların gecikme faizleri, menkul kıymetlerin satış zararları, kurumla ilgili kişilerin suçlarından doğan tazminatlar, basın tazminatları, alkol ve tütün ürünlerinin ilan ve reklam harcamaları.
Hangi taşıtların giderleri amortismanları safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmaz?
Kurumların faaliyetiyle ilgili olmayan; yat, kotra, tekne ve sürat teknesi, motorlu deniz araçları, uçak, helikopter ve benzeri hava taşıtlarının giderleri amortismanları safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmaz.
Pasif nitelikli gelir nedir?
Faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış gelirleri ve benzerleri yapıdaki gelirlerdir.
Kontrol edilen yabancı kurum kazançları ne demektir?
Vergi cenneti niteliğindeki ülkelerde faaliyet gösteren kurumların rekabet eşitliğini bozmasına karşı bir önlem olmak üzere; kontrol edilen yabancı kurumların da belirli şartlar dâhilinde kontrol edildiği ülke tarafından da vergilendirilmesi esası getirilmiştir. Kontrol edilen yabancı kurum kavramı; tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az %50’sine sahip oldukları kurumları ifade etmektedir. Bir kurumun kontrol edilen yabancı kurum niteliğinde olması için; sermayeye katılım oranı, kâr payı hakkı veya oy hakkından herhangi birinin %50 veya üzerinde olması yeterlidir. Bu orana ilişkin kıyaslama yapılırken dönem içindeki en yüksek değer esas alınmaktadır.
Kontrol edilen yabancı kurum kazançları ile ilgili olarak hangi üç şart bir arada gerçekleşirse vergilendirme Türkiye’de yapılır?
Kazançta pasif nitelikli gelirlerin ağırlıkta olması, kazancın düşük vergi yükü taşıması, gayrisafi hasılatın belli bir tutarı aşması.
Gayrisafi hasılatın belli bir tutarı aşmasının kapsamı nedir?
Kurumun yıllık gayrisafi hasılatının belli bir tutarı (100.000 Lira karşılığı yabancı para) aşmasıdır.
Yapı kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanma şartları nelerdir?
Ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunması ve bu hükümlere fiilen uyulması, kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer verilmemesi, yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması.
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limitet şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumlar hangi şartlarda kurumlar vergisinden istisnadır?
İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması, kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması (Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya yurt dışı iştirakin iç kaynaklarından yapılan sermaye artırımları nedeniyle elde edilen iştirak payları için sahip olunan eski iştirak paylarının elde edilme tarihi esas alınır.), yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dâhil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke, vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dâhil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke, vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması, iştirak kazancının elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi durumunda.
Kurumların taşınmazlar ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnası nedir?
Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı vergiden istisna edilmiştir.
Kurumların taşınmazlar ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnasının uygulanışı nasıldır?
Satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (KVK’ye göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) hâlinde de bu hüküm uygulanır. Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihi esas alınır. Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında iki yıllık sürenin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınır. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.
Gelir vergisi ve kurumlar vergisi arasında kalın çizgilerle sınır çizmek gerekirse bu çizgi konusunda ne söylenebilir?
Gelir vergisi ve kurumlar vergisi arasında kalın çizgilerle sınır çizmek gerekirse; gelir vergisinin gerçek kişilerin, kurumlar vergisinin tüzel kişilerin kazançları üzerinden alındığı söylenebilir.
Şirketleşmenin avantajları nelerdir?
İşletmelerin hukuki yapısı kurumlar vergisine tabi olacak şekilde yapılandırıldığında, gelir vergisine göre bazı avantajlar ortaya çıkmaktadır. Bu avantajlara aşağıda kısaca değinilecektir.
Gelir vergisi mükellefleri, ödenmeyen vergiler bakımından bütün mal varlığıyla sorumludur. Bir ticari işletmenin vergi borçları ödenmediğinde işletmenin sahibi özel mal varlığı ile de sorumlu tutulur. Sınırsız sorumluk olarak nitelenen bu durum kurumlar vergisine tabi şirketlerde söz konusu değildir. Başka bir avantaj, gelir vergisine tabi olarak ticari kazanç elde edenler, yanlarında çalışan eş ve küçük çocuklarına yapmış oldukları ücret ödemelerini gider olarak düşürmezler. Kurumlar vergisinde bu yönde bir kısıtlama yoktur. Üzerinde durulması gereken başka bir avantaj ise vergi oranları konusundadır. Gelir vergisi yapı olarak, artan oranlıdır. Vergi matrahı arttıkça matraha uygulanan oran kademeli olarak artmakta ve %35’e ulaşmaktadır. Kurumlar vergisi ise düz oranlı yapıya sahip olduğundan matrahın arttığı hâllerde ciddi avantajlar ortaya çıkarmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılmış olan kurumlar vergisi mükellefleri kimlerdir?
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılmış olan kurumlar vergisi mükellefleri; anonim şirketler, hisseli komandit şirketler, limitet şirketler, yabancı sermaye şirketleri, fonlar, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarıdır.
Anonim şirket nedir?
Anonim şirket; bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mevcut mal varlığı ile sorumlu bulunan bir şirket türüdür.
Hisseli komandit şirket nedir?
Hisseli komandit şirket; bir ticaret unvanı altında ticaret yapmak amacıyla sermayesi paylara bölünen, ortaklardan bir kısmının şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu (komandite) ve bir kısım ortakların şirkete koydukları sermaye ile sınırlı sorumlu (komanditer) olduğu şirket türüdür.
Limitet şirket nedir?
Limitet şirket; iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup ortakların sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi belli olan şirket türüdür.
Yabancı sermaye şirketleri kavramı ne ifade etmektedir?
Başka bir ülkenin hukukuna göre kurulan ve özellikleri itibarıyla anonim, hisseli komandit veya limitet şirkete uygun bir yapıdaki kurumları ifade etmektedir.
İş ortaklıklarını, kurumlar vergisi mükellefiyeti yönünden nasıl değerlendirebiliriz?
Daha çok büyük çaptaki işler için kurulan iş ortaklıklarının ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. İş ortaklıkları; kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurulurlar. İş ortaklıklarının kurumlar vergisi mükellefi olacak şekilde mükellefiyet tescili talep etmeleri halinde kurumlar vergisi mükellefi olmaları söz konusudur.
Kurumlar vergisi açısından tam mükellefiyetin tanımı nedir?
Kurumlar vergisi mükelleflerinden tüzel kişiliğe sahip olanlardan “kanuni merkezi” veya “iş merkezi”nden herhangi biri Türkiye’de olanlar tam mükellef olarak kabul edilir.
Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre tam mükellef kurumların vergilendirilmesi nasıl olmaktadır?
Tam mükellefler, hem Türkiye’den hem de diğer ülkelerden elde ettikleri kazançların toplamı üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi öder.
Kurumlar vergisi açısından dar mükellefiyetin tanımı nedir?
Hem kanuni merkezi hem de iş merkezi Türkiye’de olmayan kurumlar Türkiye’den
kazanç elde etmeleri hâlinde dar mükellef sayılırlar.
Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre dar mükellef kurumların vergilendirilmesi nasıl olmaktadır?
Dar mükellefler sadece Türkiye’de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden Türkiye’de kurumlar vergisi öder. Uluslararası anlaşma hükümleri ise saklıdır.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan ve kurum kazancının tespitinde indirilebilecek giderler nelerdir?
Kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nda ve diğer kanunlarda yer alan giderlere ek olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan giderler de düşülecektir. Bu giderler; menkul kıymetlerin ihraç giderleri, kuruluş ve örgütlenme giderleri, genel kurul toplantıları, birleşme, fesih ve tasfiye giderleri, komandite ortağın kâr payı, katılım bankalarının ödedikleri kâr payları ve sigorta teknik ihtiyatlarıdır.
“Ortakla ilişkili kişi” kavramı neyi ifade etmektedir?
Ortakla ilişkili kişi;
- Ortağın, doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında ortağı olduğu,
- Ortağın en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkına sahip olduğu bir kurumu,
- Doğrudan veya dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya kâr payı hakkına sahip hisselerinin en az %10’unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu ifade etmektedir.
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin emsallere uygun olup olmadığını belirlemek için kullanılan yöntemler nelerdir?
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin emsallere uygun olup olmadığını belirlemek için; “karşılaştırılabilir fiyat”, “maliyet artı”, “yeniden satış fiyatı” ve “mükellefçe belirlenen yöntem” olmak üzere dört yöntem bulunmaktadır. Kurumlar bu yöntemlerden işlerinin yapısına göre kendisine uygun bulduğunu seçebilir.
"Kontrol edilen yabancı kurum" kavramı neyi ifade etmektedir?
Kontrol edilen yabancı kurum kavramı; tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az %50’sine sahip oldukları kurumları ifade etmektedir.
"Pasif nitelikli gelir" ile kastedilen nedir?
Pasif nitelikli gelir ile faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış gelirleri ve benzerleri kastedilmektedir.
Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için taşıması gereken ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. Maddesinde sayılan şartlar nelerdir?
Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulması, kazancın belirli nitelikleri taşımasına bağlıdır. Bunlar, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinde üç şart şeklinde düzenlenmiştir. Bu üç şart; kazançta pasif nitelikli gelirlerin ağırlıkta olması, kazancın düşük vergi yükü taşıması ve gayrisafi hasılatın belli bir tutarı aşmasıdır.
İştirak kazançları istisnasının şartları nelerdir?
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limitet şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.
- İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması,
- Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması
- Yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dâhil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke, vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dâhil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke, vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
- İştirak kazancının elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi.
Kurumların, taşınmazlar ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnasından yararlanabilmesi için istisnaya konu varlıkları ne kadar süre ile aktiflerinde tutmaları gerekmektedir ve bu istisnanın oranı nedir?
Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı vergiden istisna edilmiştir.