Maliye Politikası 2 Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Avrupa Birliği’Nde Maliye Politikaları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Üniter sistem adı verilen devlet yönetim biçimi nedir?
Üniter sistem; hâkim gücün merkezî yönetimde olduğu, ülke yönetiminin tek bir anayasa ile sağlandığı ve yasama organınca yapılan yasaların bütün ülkede uygulandığı siyasal sistemdir.
Üniter sistemde merkezi yönetim ne ifade etmektedir?
Merkezî yönetim; üniter sistemde devlete hâkim olan ve yasama gücünü elinde bulunduran merkezdir.
Yerel yönetim kavramı ne ifade etmektedir?
Yerel yönetim; üniter ve federal devlet idarelerinde farklı biçimlerde yapılanabilen alt
yönetim kademeleridir.
Bir devlet yapısı olan federal sistemin tanımı nedir?
Çok genel olarak federal sistem, eyaletlerden oluşan devlet yönetim biçimi olarak tanımlanabilir. Eyalet sistemindeki merkezî yönetim yasama, yürütme ve yargıya ilişkin birçok yetkisini eyaletlere yani federatif devletlere aktarmıştır. Federal sistemlerde de tek bir merkezî yönetim biriminin yanında yerel yönetim birimleri bulunmakla birlikte bir de bunların arasında federe devletler yer almaktadır.
Mali tevzin kavramı ne ifade etmektedir?
Mali tevzin hizmet ve gelirin, merkezî yönetim ile diğer idari kademeler arasındaki bölüşümü olarak tanımlanabilir.
Temel kamusal fonksiyonlar nelerdir?
Temel kamusal fonksiyonlar; kaynak dağılımında ve kullanımında etkinliğin sağlanması, gelir dağılımında adaletin sağlanması ve ekonomik istikrarın sağlanması biçiminde özetlenebilir
Tam kamusal mal ve hizmetlerin tanımı nedir?
Tam kamusal mal ve hizmetler ortak tüketime konu olan, kimsenin tüketimden dışlanamadığı (non-excludable) ve bir kişinin tüketiminin başkasının faydasını azaltmadığı (non-rival) mal ve hizmetlerdir. Faydası bölünemediğinden bu mal ve hizmetlerin fiyatlandırılması da mümkün değildir. Devlet, fiyatlandırmanın yapılamadığı bu mal ve hizmetleri toplu bir finansman yöntemi olan vergi ile finanse etmektedir. Millî güvenlik, kamu düzeni, adalet ve diplomasi tam kamusal mal ve hizmetlerin tipik örnekleridir.
Gelir dağılımı sorunlarıyla mücadelede kullanılan araçlar nelerdir?
Gelir dağılımı sorunlarıyla mücadelede en etkili araçlar kamu gelirleri ve kamu harcama programlarıdır. Kamu gelirleri içerisinde ise vergiler önemli bir politika aracıdır. Artan oranlı tarife yapıları, emek ve sermaye gelirinin farklı oranlarda vergilendirilmesini öngören ayırma ilkesi, belirli bir gelir düzeyinin vergiden muaf olmasına imkân sağlayan en az geçim indirimi gibi araçlarla devlet, vergi üzerinden gelir dağılımını düzeltmeye çalışmaktadır. Kamu harcamalarıyla gelir dağılımındaki çarpıklıklar giderilmeye çalışılırken öncelikli amaç düşük gelirli kesimlerin sosyal içerikli kamu harcamalarından ve kamu hizmetlerinden olabildiğince yararlanmalarını sağlayabilmektir. Bu kapsamda devlet birtakım mal ve hizmetleri düşük gelirlilere parasız veya uygun koşullarda sunabilir. Devlet, ilgili kesimin eğitim, sağlık, konut gibi temel ihtiyaçlarını karşılarken işsizlik sigortası başta olmak üzere türlü sosyal harcamalarla da gelir dağılımı sürecine müdahalelerde bulunmaktadır.
Bölgelerarası veya bölge içinde gelir dağılımını düzeltme arayışlarında yetki ve sorumluluk kimde olmalıdır?
Vergi ve kamu harcamaları üzerinden yürütülecek politikalarda merkezî yönetimin daha ağırlıklı bir rol üstlenmesi doğru olacaktır. Bu rolün sadece yerel yönetimler tarafından üstlenilmesi durumunda gelir dağılımında yeni sorunlar ortaya çıkabilecektir.
Devletin istikrar sağlama fonksiyonunda öncelikli amaçları nelerdir?
Devlet istikrar sağlama fonksiyonu ile ekonomik dengeyi bozucu nitelikteki sorunlarla mücadele ederek ekonomik istikrarı sağlamaya çalışmaktadır. Bu kapsamda fiyat istikrarının sağlanması, istihdam düzeyinin yükseltilmesi, konjonktürel dalgalanmaların etkilerinin hafifletilmesi öncelikli amaçlardır.
Devletin istikrar sağlama fonksiyonunda yetki ve sorumluluk kimde olmalıdır?
Devletin istikrar sağlama fonksiyonunda, ekonomik istikrarın sağlanması konusunun ulusal ekonominin tümünü ilgilendiren makro ölçekli bir konu olduğu, çözüme dönük alternatiflerin merkezî yönetim tarafından üretilmesi ve uygulamaya konulması gerektiği söylenebilir.
Yerel yönetimlere gelir aktarımı yapılırken üzerinde durulması gereken hususlar nelerdir?
Yerel yönetimlere gelir aktarımı yapılırken öncelikle üzerinde durulması gereken husus, yerel yönetimlere aktarılacak gelirin yerel yönetimin görmek zorunda olduğu hizmetlerin gerektirdiği harcamaları karşılayacak düzeyde olmasıdır. Bölüşümde önem arz eden diğer bir husus da bölgelerarasındaki gelir farklılıklarının dikkate alınarak, bölüşümün bu farklılıkları azaltacak biçimde kaynak transferini içeriyor olmasıdır.
Türkiye’de başlıca yerel yönetim vergileri nelerdir?
Türkiye’de başlıca yerel yönetim vergileri kapsamında; Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, İlan ve Reklam Vergisi, Eğlence Vergisi, Haberleşme Vergisi, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi, Yangın Sigorta Vergisi gibi vergiler yer almaktadır. Bunun yanı sıra yerel yönetim tarafından verilen izinler karşılığı alınan harçlar ve yerel yönetimce yapılan harcamalar için harcamalara katılma payları da yine zorunlu olarak yerel yönetim sınırları içinde tahsil edilen gelir türleridir.
Bazı vergi gelirlerinin yerel yönetimlere bırakılmış olmasının nedenleri nelerdir?
Bazı vergi gelirlerinin yerel yönetimlere bırakılmış olmasının bazı nedenleri vardır. Öncelikle ilgili vergilerin konuları yerel yönetim sınırları içindedir. Bunun dışında yerel yönetimce sunulan hizmetler ilgili varlığın, söz gelimi emlakın değeri üzerinde doğrudan belirleyici olmaktadır. Diğer bir deyişle yerel yönetim sınırları içindeki bir emlakın değeri yerel yönetimce yapılan bayındırlık, imar hizmetleri gibi hizmetler sonucu değer kazanmıştır. Dolayısıyla bu tür yerel hizmetlerin finansmanında yerel yönetimin belirleyici olması gerekmektedir. Öte yandan, yerel yönetim sınırları içindeki işletmeler de yerel yönetimce sunulan birtakım hizmetlerden doğrudan yararlandıklarından ilgili yerel yönetim vergilerine muhatap olmaktadırlar.
Merkezî yönetim, toplam vergi tahsilatından bir bölümünü yerel yönetimlere dağıtırken hangi yöntemleri kullanabilir?
Yerel yönetimlerin önemli gelir kaynaklarından biri de merkezî yönetim gelirlerinden aldıkları paydır. Burada, merkezî yönetim toplam vergi tahsilatından bir bölümünün, yerel yönetimlere belli kriterlere göre dağıtılması söz konusudur. Bu payın dağıtımında farklı yöntemler kullanılabilmektedir. Örneğin merkezî yönetim, toplam vergi gelirlerinden yerel yönetimlerin tümüne eşit miktarda payla kaynak aktarabileceği gibi yerel yönetimlerin nüfus büyüklüklerine veya merkezî yönetime sağladıkları gelire göre de pay aktarabilmektedir.
Yerel yönetimlerin merkezî yönetim vergi gelirlerinden eşit miktarlarda pay almasının sakıncaları neler olabilir?
Yerel yönetimlerin merkezî yönetim vergi gelirlerinden eşit miktarlarda pay alması nüfus yoğunluğu fazla, geri kalmış bölgeler için birtakım olumsuzluklara yol açacaktır. Nüfus yoğunluğu az, gelişmiş bölgelerle nüfus yoğunluğu fazla, geri kalmış bölgelerin merkezî yönetim vergi gelirlerinden eşit miktarda pay alması bölgelerarası dengesizlikleri derinleştirecektir.
Optimum hizmet alanı nedir?
Optimum hizmet alanı; belirli kamu hizmetlerinin en etkin olarak sunulabileceği alandır.
Optimum nüfus miktarı nedir?
Optimum nüfus miktarı; belirli bir hizmet düzeyinde hizmetin asgari maliyetle arz edilebileceği nüfus sayısıdır.
Yerel yönetimlere, merkezî yönetime sağladıkları gelire göre pay aktarılmasının sakıncaları neler olabilir?
Bu pay aktarım yönteminde, merkezî yönetim gelir vergisinden yerel yönetime pay aktarırken ilgili yerel yönetim sınırları içinden toplanan gelir vergisi toplamına göre o yerel yönetime pay aktarmaktadır. Kuşkusuz böyle bir aktarım mekanizması yüksek vergi gelirleri toplayan gelişmiş bölgelerin lehine sonuçlar doğururken düşük vergi gelirleri toplayan geri kalmış bölgelerin aleyhine olacaktır.
Merkezî yönetim bakımından yerel yönetimlerin borçlarının disipline edilmesi neden önemlidir?
Merkezî yönetim bakımından yerel yönetimlerin borçlarının disipline edilmesi son derece önemlidir. Yerel idareler özellikle hazine kefaletiyle gerçekleştirdikleri borçlanmaların geri ödemelerinde sorun yaşadığında ilgili borçlar hazine borcuna dönüşebilmekte, yerel yönetimler hazineye borçlanmış olmaktadırlar. Ancak çoğu zaman yerel yönetimler hazineye olan borçlarının ödemesinde büyük güçlükler yaşamaktadırlar. Merkezî yönetimler, bütçe disiplininin yerel yönetimler üzerinden bozulması anlamına gelen bu süreci kontrol altına alabilmek için yerel yönetimlerin borç yapılarını yakından izlemektedirler.