Maliye Politikası Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ekonomik Dalgalanmalar Ve Maliye Politikası
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Konjonktür dalgaları nedir?
Kısa dönemli istikrarsızlık olarak tanımlanan
ekonomik dalgalanmalar dalga boyu ve dalga derinliği
ekonomik krizlerdeki gibi uzun ve derin olmayan, olağan
büyüme trendinden ekonomik genişleme ya da daralma
olarak saparak artı veya eksi büyüme aralığı oluşturan
dalgalanmalardır. Bu tür ekonomik dalgalanmalar
konjonktür dalgaları ya da iş çevrimleri olarak da
tanımlanabilir.
Kondratieff dalgaları nedir?
Kondratieff dalgaları; birkaç onar yıllık süre
içinde kâr oranlarının gerilemesi şeklinde gelişen ve
ekonomide giderek derinleşerek işsizlik ve köklü
değişmelere neden olan dalgalardır.
Ekonomik çöküşün bir kriz şeklinde seyretmesi neye
yol açar?
Ekonomik çöküş bir kriz şeklinde seyredip uzun
bir zaman boyutu içinde yoğun işsizlik ve sermaye
değersizleşmesine yol açar.
Kondratieff dalga ne gibi değişimlere neden olur?
Kondratieff dalga ise birkaç onar yıllık süre
içinde kâr oranlarının gerilemesi şeklinde gelişir ve
ekonomide giderek derinleşen işsizlik ve köklü
değişmelere neden olur.
Ekonomik yükseliş dönemlerinde istihdam ve kapasite
kullanımı nasıl değişir?
Ekonomik yükseliş dönemlerinde istihdam ve
kapasite kullanımı yükselir ve ekonomide üretim artışı
gerçekleşir. Yükseliş dönemi, bir süre sonra fiyat
artışlarını da beraberinde getirir ve yükseliş hızı önce
yavaşlar, sonra durur.
Ekonomik durgunluk dönemlerinde istihdam ve
kapasite nasıl değişir?
İşlerin ters gitmeye başladığı dönemlerde ise
yaşanan ekonomik durgunluk sonucunda işsizlik yükselir,
kapasite kullanım oranı geriler, stoklar yükselir ve fiyatlar
geriler.
Bir ekonominin olağan büyüme trendi nedir?
Olağan büyüme trendi; bir ekonominin tam
istihdam ve tam kullanım varsayımları altında zaman
içinde gösterdiği gelişme çizgisidir. Bu çizginin
belirlenmesinde, üretim faktörleri veri alınarak, tam
kullanım ve tam istihdam koşullarında belirli zaman
boyutu içinde gerçekleştirilebilir büyüme oranları ele
alınır.
Diğer bir deyişle büyüme trendinin saptanmasında, her
ekonominin özelliklerine göre değişiyor olmakla beraber,
iş değiştirmeler veya sair arızî işsizlikler dışında kalan
çalışabilir nüfus, tam istihdamın belirlenmesinde esas
alınmaktadır.
Olağan büyüme trendinin kısa ve uzun dönem
yaklaşımları ne zaman değişir?
Olağan büyüme trendi, üretim faktörlerinin
miktar ve bileşimi sabit kabul edildiğinden kısa dönemli
bir yaklaşımdır. Uzun dönemde üretim faktörleri ve
teknoloji koşullarının değişmesi durumunda olağan
büyüme trendi de değişir. Ekonomik durgunluk koşulları
dışında ve olağan büyüme dönemlerinde, potansiyel
büyüme oranı zaman faktörü ile dinamik ilişki içinde
doğrusal ve pozitif eğilimli olarak gelişir. Ancak hemen
hiçbir ekonomi için her dönemde tam istihdam ve tam
kullanım koşulları geçerli olamaz. Genellikle fiili büyüme
oranları büyüme trendinden sapar. Ekonomik genişleme
dönemlerinde ekonomik gelişme yaşanarak, fiili büyüme
oranı büyüme trendinin üzerine çıkar. Ekonomik daralma
dönemlerinde ise ekonomik durgunluk yaşanarak, fiili
büyüme olağan büyüme trendinin altında kalır.
Büyüme aralığı nedir?
Büyüme aralığı; bir ekonomide olağan büyüme
trendi ile fiilî büyüme oranı arasında bulunan aralık olup,
fiilî durumun potansiyel durumdan artı ve eksi yönde
uzaklığını gösterir. Doğal olarak amaç, olabildiğince fiilî
büyüme oranını olağan büyüme trendine yaklaştırarak,
büyüme aralığını en düşük düzeye çekmektir.
Büyüme aralığı hangi durumlarda pozitif hangi
durumlarda negatif bir nitelik kazanır?
Genellikle %65-75 oranlarında kapasite kullanım
oranı ile faaliyette bulunan bir ekonomide, doğal olarak,
olağan büyüme trendi ile fiilî büyüme oranı arasında
büyüme aralığı olarak nitelenen bir aralık bulunur. Aynı
şekilde, işsizliğin yükseldiği durgunluk dönemlerinde de
fiilî büyüme oranı ile olağan büyüme trendi arasında
büyüme aralığı bulunur. Tersi durum da söz konusudur.
Şöyle ki, işlerin geliştiği, kapasite kullanım oranının
yükseldiği ve tam istihdam sınırının aşıldığı durumlarda
fiilî büyüme oranı olağan büyüme trendinin üzerine çıkmış
olacağından, yine bir büyüme aralığı ortaya çıkar, bir
farkla ki, ekonomik durgunluk durumlarında oluşan
negatif büyüme aralığına karşın, ekonomik genişleme
dönemlerinde oluşan büyüme aralığı pozitif niteliktedir.
Ekonomik dalgalanmalar hangi temel nedenlerden
dolayı oluşur?
Ekonomik dalgalanmalar;
• Biri ekonominin işleyiş dinamiklerine,
• Diğeri ise siyasi nedenlere bağlı olarak, başlıca
iki temel nedenden oluşur.
Diğer bir deyişle, ekonomik istikrarsızlık içsel
faktörlerden olduğu kadar, siyasi süreçlere bağlı olarak
dışsal faktörlerden de kaynaklanıyor olabilir.
Ekonominin işleyiş dinamikleri beklentilere bağlı
olarak değişir mi?
Ekonominin işleyiş dinamikleri, ileriye ait
beklentilere bağlı olarak etkilenir ve tüketim ya da yatırım
eğilimlerinin değişmesi ile ekonomiyi farklı yönde istikrarsızlığa sürükleyebilir. Örneğin, ileriye ait olumsuz
bir beklenti tüketicilerin harcamalarının frenlenmesine
neden olabilir. Tüketicilerin harcamalarını kısması piyasa
fiyatlarının gerilemesine ve işlerin durgunlaşmasına yol
açar. Beklenen satışları yapamayan firmalarda stok
mevcudu yükselir, buna bağlı olarak üretim firmalarına
yönelik yeni siparişlerde duraksama baş gösterir.
Reel balans etkisi nedir?
Reel balans etkisi; fiyat düşüşleri karşısında
bireyin tasarruf depolarının reel değerinin yükselerek
bireyin harcama potansiyelini yükseltmesidir.
Siyasi konjonktür nedir?
Siyasi konjonktür, seçmen tercihlerini etkilemeye
yönelik olarak kamu harcamalarının seçim arifesine
yoğunlaştırılması ile pozitif gelişme aralığı oluşumuna
verilen addır.
Ekonomik dalgalanmaların önlenmesine yönelik
olarak maliye politikası ile ilgili yaklaşımlar nelerdir?
Ekonomik dalgalanmaların önlenmesine yönelik
olarak maliye politikası ile ilgili iki yaklaşım söz
konusudur:
• Otomatik istikrar sağlayıcılar ve
• İradi maliye politikası.
Fonksiyonel maliye sistemi nedir?
Otomatik istikrar sağlayıcılar, kamusal müdahale
olmadan kamu harcama ve gelir sisteminin esnekliğine
bağlı olarak bütçe sisteminin ekonomide istikrarı sağlama
yönünde etki oluşturan yapılardır. Fonksiyonel maliye
olarak da anılan bu sistemde harcama ve vergi yapısı
ekonomik koşullara karşı hassas olduğundan ekonomik
gelişme dönemlerinde pozitif büyüme aralığında fazla
oluşturularak ekonomi ye fren yaptırılmakta, daralma
dönemindeki negatif büyüme aralığında ise açık verilerek
ekonomiye ivme sağlanmaktadır.
. Fonksiyonel maliye sistemi nasıl çalışır?
Fonksiyonel maliye sistemi şöyle çalışmaktadır:
Örneğin, ekonomik durgunluk dönemlerinde gelirler
gerilediğinden vergi gelirleri azalır, buna karşın bütçeden
yapılan tahdidi ödeneklerin gerilememesi yanında, sosyal
nitelikli harcamalar da yükseldiğinden bütçe açığı oluşur.
Oluşan bütçe açığı milli gelir üzerinde çarpan etkisi ile
yükseltici etki yapar. Ekonomik genişleme dönemlerinde
ise gelirler yükseldiğinden vergi gelirleri yükselir, buna
karşın sosyal harcamalara fazla ihtiyaç olmadığından ve
harcamalarda fazla bir artış gözlenmediğinden bütçe
fazlası oluşur. Oluşan bütçe fazlası ekonomide fren etkisi
yaparak, aşırı fiyat artışı olmadan ekonomik istikrara
dönülebilir. Otomatik istikrar sağlayıcılarının
çalışabilmesi için ekonomide kapsamlı şekilde uygulanan
vergi sisteminin küçük dilimlere ayrılmış olarak artan
oranlı olması, harcama sisteminin ise sosyal ihtiyaçları
kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Otomatik istikrar sağlayıcılar büyüme aralıklarında
etkin midir?
Otomatik istikrar sağlayıcılar ufak büyüme
aralığı oluşan hafif istikrarsızlıklarda etkili olabilir iken,
daha büyük büyüme aralığı oluşturan derin
dalgalanmalarda etkili olamaz.
Uzun süreli istikrarsızlıklarda iradi maliye politikasını
devreye sokmak gerekir mi?
Israrlı ve uzun süren istikrarsızlıklarda iradi
maliye politikasının devreye sokulması kaçınılmazdır.
İradi maliye politikası uygulamasında, istikrarsızlığın
şekline göre kamu harcama ve gelir sistemlerinde
değişiklikler yapılarak gelişme aralığının kapatılmasına
çalışılır. Söz konusu müdahale yapılırken oluşan fiyat ve
faiz değişiklikleri, uygulanan kur politikasına bağlı olarak
döviz kurunu ve ödemeler dengesini de etkileyerek, kur
politikasına göre farklı sonuçlar oluşturur.
Sabit kur sisteminde iradi maliye politikası önlemleri
ülke içi fiyatların değişmesine neden olur mu?
İradi maliye politikası önlemleri kaçınılmaz
olarak ülke içinde fiyatları değiştirirken, dövizin resmî ve
piyasa fiyatı arasındaki fark, dış ticaret hacmini
etkilemektedir. Örneğin, resesyon durumunda uygulanan
genişletici maliye politikası milli geliri yükseltirken aynı
zamanda fiyat artışına da neden olur. Sabit kur
uygulamasında ithal malların fiyatları sabit kalmış
olacağından yurt içinde tüketiciler tarafından ucuzlamış
olarak algılanır. Böylece ithalat eğilimine bağlı olarak
ithalat artarken ihracat geriler. Dış ticaret kalemlerindeki
bu değişim dış ticaret açığı oluştururken, aynı zamanda da
iç ekonomide genişletici maliye politikasının etkisini
zayıflatır. Buna karşın, genişletici maliye politikası
uygulanan ülke ithalatının büyümesi, ithalatın yapıldığı
ülkelerde ekonomik büyüme etkisi oluşturur.
Sabit döviz kuru sisteminde enflasyonist baskıların
yükseldiği durumda daraltıcı maliye politikasının etkisi
nasıl olur?
Enflasyonist baskıların yükseldiği durumda
daraltıcı maliye politikası içeride baskı oluştururken,
fiyatlar geriler ve yabancı alıcılar için iç ürünler ucuzlamış
olduğundan, yabancıların ithalat eğilimine bağlı olarak,
maliye politikasının uygulandığı ülke ihracatı artar.
Böylece, içeride uygulanan daraltıcı maliye politikasının
etkisi, ihracat nedeniyle zayıflarken, ithalat yapan
ülkelerin gelirlerinde azalma meydana gelir.
Sabit kur sisteminde uygulanan genişletici ve daraltıcı
maliye politikalarının etkileri diğer ülkelere yayılır mı?
Söz konusu etkiler, sermaye hareketlerinin
olmadığı durumda ortaya çıkmaz. Sermaye hareketlerinin
serbest olduğu durumda ise sınırlı olarak kısa süreli olup,
sabit kurun korunması işlevi ile yükümlü Merkez Bankası
işlemleri sonucunda orta ve uzun dönemde
kaybolmaktadır. Bu süreç sermaye hareketlerinin sınırlı ya da serbest olmasına bağlı olarak farklı mekanizmalarla ve
farklı zaman boyutlarında ortaya çıkar. Kur denetiminin
doğrudan Merkez Bankası transferlerine bağlı olduğu
durumda döviz işlemlerinde piyasa fiyatlarını resmî kura
eşitleyebilmek için döviz işlemlerinde resmî kur fiyatının
üzerine, duruma göre, vergi veya sübvansiyon uygulanır.
Örneğin, genişletici maliye politikası uygulamasında
ithalatın artıp döviz fiyatının yükseldiği durumda resmî
kur üzerine vergi uygulaması yapılarak fiilî döviz fiyatı
piyasa fiyatına yaklaştırılmaya çalışılır. Daraltıcı maliye
politikası döneminde ise ihracat artıp içeride yaşanan
döviz bolluğunun kuru bozma etkisi, dövizin ulusal paraya
dönüştürülmesinde resmî kur uygulanarak telafi edilir. Bu
durum, dövizin piyasa fiyatı üzerine zımnî olarak
sübvansiyon uygulanması anlamına gelmektedir.
Sabit kur sisteminde ve sermaye hareketlerinin serbest
olması durumunda uygulanan genişletici ve daraltıcı
maliye politikalarının etkileri diğer ülkelere yayılır mı?
Sermaye hareketlerinin serbest olduğu durumda
ise resmî kur yanında piyasa fiyatı da oluşacağından, sabit
kuru korumaya yönelik Merkez Bankası’nın işlevi daha
karmaşık ve zamana yayılı olarak ortaya çıkar.
Genişletici maliye politikası uygulamasında artan ithalat
ve buna bağlı olarak döviz fiyatı yükselme eğilimine
girerken Merkez Bankası’nın piyasaya döviz sürmesi ve
ulusal parayı piyasadan çekmesi sonucunda, kur eski
düzeyine dönerken para tabanı daralmış ve maliye
politikasının etkisi zayıflamış olmaktadır. Daraltıcı maliye
politikası uygulamasında ise gerçekleşen ihracatın
oluşturduğu düşük döviz fiyatının eski düzeyine
çekilebilmesi için bu kez Merkez Bankası döviz alımı
yaparak piyasaya ulusal para sürer. Piyasaya sürülen para
bu kez de daraltıcı politikanın etkisini zayıflatır.
Her iki durumda da Merkez Bankası açık piyasa
işlemlerine girişerek ikinci bir işlemle maliye
politikalarının ilk aşamadaki hedefini yeniden
belirleyebilir. Ancak böyle bir yaklaşım sürecin yeniden
başlatılmasına neden olabileceğinden, genellikle olan
durumla yetinilmektedir. Merkez Bankası’nın ithalat ve
ihracat artışlarının etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik
bu işlemleri para politikası alanına girmektedir. Ekonomik
amaç ve hedeflere göre, Merkez Bankası açık piyasa
işlemleri yoluyla döviz akışına bağlı olarak ulusal para
tabanını değiştirerek politikanın etkisini en yüksek
düzeyde tutma yoluna gidebilir.
Yoksul ve düşük gelirlilere vergi yükünün daha az
yansıtılması marjinal ithalat eğilimini nasıl etkiler?
Kamu harcamalarının ağırlıklı olarak yoksul ve
düşük gelirli kesimlere yapılıyor olması, vergilerin de aynı
paralelde, ağırlıklı olarak, düşük gelirliler üzerindeki
yüklerin hafifletilmesi şeklinde yapılması durumunda
toplumun marjinal ithalat eğilimi çok düşük, hatta sıfıra
yakın olarak gerçekleşiyor olabilir. Bu durumda, maliye
politikasının ekonomiyi genişletme etkisinin tam sonucu
alınabilir ve döviz kurunda ve dış ödemeler dengesinde
ciddi bir sorun yaşanmıyor olabilir.
Esnek döviz kuru sisteminde dövizin fiyatı nasıl
belirlenir?
Esnek döviz kuru sisteminde döviz fiyatı
piyasada beliren arz ve talebe göre şekillenir. İthalatın
yükseldiği dönemde kur yükselir, ihracatın yükseldiği
dönemde ise kur geriler. Her iki durumda da kur piyasada
belirlenir. Ancak aşırı kur oynamalarının ekonomide
oluşturabileceği olumsuz etkileri en aza indirebilmek için
Merkez Bankası döviz kurunu belirli bir bandın içinde
tutabilir.
Esnek döviz kuru sisteminde uygulamaya konulan
genişletici maliye politikasının etkisi nasıl olur?
Esnek kur sisteminde uygulamaya konulan
genişletici maliye politikası gelir artırıcı etkisiyle ithalatı
tetikleyerek döviz fiyatını yükseltebilir. Yükselen döviz
fiyatı karşısında Merkez Bankası tepkisiz kalır fakat
ticaret açığı oluşabilir. Genişletici politika sonucunda
yükselen ticaret açığı, iç ekonomide gelirlerin
yükselmesinin bir bölümünün dış ekonomilere yayılması
sonucu yükselen döviz fiyatı ile frenlenmektedir.
Esnek döviz kuru sisteminde uygulamaya konulan
daraltıcı maliye politikasının etkisi nasıl olur?
Daraltıcı maliye politikasında ise ters yönde etki
görülür. Daraltıcı maliye politikası iç ekonomide fiyatların
gerilemesine neden olurken ihracat yükselir ve ticaret
fazlası oluşur. Ancak bu durumda da serbest sermaye
hareketleri döviz fiyatının düşmesi ve ulusal para
değerinin yükselmesi yönünde etki oluşturarak dış ticareti
eski düzeyine doğru frenleyebilir.
Sabit kur sisteminde politika etkisinin dış ekonomilere
yansıma şiddeti esnek kur sistemine göre nasıldır?
Sabit döviz kuru sisteminde, Merkez Bankasının
döviz rezervlerinin erimesi pahasına da olsa, politika
etkisinin dış ekonomilere yansıma şiddeti, esnek kur
sistemindekine göre daha yüksek olur. Esnek kur
sisteminde ise maliye politikası sonuçlarının kur
oynamaları ile tamponlanması, süreç üzerinde frenleme
etkisi oluşturduğundan, politikanın etkinlik derecesi daha
hafif olmaktadır.
İstikrara yönelik müdahalelerin anında
uygulanamaması sorunu nasıl giderilir?
İradi maliye politikasının başlatılması ve
işletilmesi zaman alan bir süreci gerekmektedir. Oysa
istikrara yönelik müdahalelerin bazı durumlarda anında
yapılması arzulanır. Bu sorun formül esnekliği adı verilen
bir uygulama ile çözülmeye çalışılmıştı. Formül esnekliği,
gerekli koşullarda yürütme organının vergilerde belirli
sınırlar içinde oran değişikliği yapma yetkisine sahip
olarak, sistemin esneklik derecesini yükseltici politikanın
adıdır. Ancak bu uygulama, demokratik yönetimlerde
vergi tür ve derecesini belirleme yetkisi parlamentolara ait
olduğundan yaygın değildir.
Maliye politikasının hangi kanal ile ekonomiye
müdahalesi gerçekleşir?
Maliye politikası kamu bütçesi kanalı ile
ekonomiye müdahale yöntemini ifade etmektedir. Kamu
harcamaları ya da kamu gelir sistemi ile ekonomiye
müdahale, kaçınılmaz olarak, fiyatlar üzerinde etkili
olarak, politikanın amacına ulaşmada zayıflık oluşturur.
Örneğin, genişletici maliye politikası fiyatların yükselmesi
nedeniyle hem iç ekonomide büyümenin hızını keser hem
de dış ticaret ve ithalat yolu ile politikanın etkisini dış
dünyaya taşır. Bu sürecin simetriği daraltıcı politikalar
esnasında yaşanır.
Uygulanan politikaların sonucunda tam etkinliğin
sağlanamamasını bir olumsuzluk olarak görmek yerine,
uygulanan politikanın reel alandaki zorlanmasının parasal
alanda yansıması olarak algılamak ve yorumlamak daha
doğru olur. Her yatırım harcamasında olduğu gibi kamu
yatırım harcamasında da ilk etki parasal genişleme olup
yatırımın kapasite artışı zamanla ortaya çıkmaktadır. Bu
durumda paranın miktar teorisi çerçevesinde ilk olarak
ekonomide nominal gelirler yükselir. Nominal gelirlerin
yükselmesi politikanın birincil ve ara amacıdır.
Yükselen nominal gelirlerin neleri yükselteceği umulur?
Umulur ki yükselen nominal gelirler mal ve
hizmetlere olan talebi yükseltecek ve ekonomi yüksek bir
üretim ve tüketim aşamasına ulaşacaktır. İşte sistemin
hassas gösterge noktası burasıdır. Yükselen gelirlerle
piyasaya yansıtılan talep varolan ve/veya anında
genişletilebilen üretim kapasitesi ile karşılanabiliyorsa
fiyatlar yükselmez ve dış ticaret dengesi sarsılmaz. Bunun
tersi durumda, yükselen nominal gelirlerin piyasaya
satınalma gücü olarak çıkması karşısında talep varolan
ve/veya anında genişletilebilecek üretim kapasitesi ile
karşılanamıyorsa fiyatlar yükselir ve ithalat artarak döviz
kurunu yukarı çeker.
Kurun değişmesi uygulanan maliye politikalarıyla
ilgili neyi gösterir?
Kurun değişmesi uygulanan maliye politikasının
nominal sonuçlarının reel ekonominin karşılama
imkânlarını aştığını gösterir. Bu nedenledir ki ithalat
büyümekte ve ticaret açığı oluşmaktadır. Böyle bir gelişme
sürecinde kurun ayarlanarak devalüasyon yapılması ve
içeride fiyatların yükselmesi ise nominal büyümenin reel
alana yansıtılamadığı anlamına gelir. Enflasyonist baskıyı
telafiye yönelik maliye politikasında bütçe fazlası verilerek
daraltıcı politika izlenmesi de ya aşırı kapasitenin dış
dünyaya aktarılması ya da zaman içinde iç ekonomide
baskılanarak geriletilmesi anlamına gelir.
Sermaye hareketlerinin serbest olduğu koşullarda
maliye politikasının politika etkinliği üzerindeki etkisi
nasıldır?
Sermaye hareketlerinin serbest olduğu koşullarda
maliye politikası uygulaması sonucunda faiz oranında
görülen oynamalar da politikanın etkinliği üzerinde
olumsuz etki yaratabilir. Örneğin, ekonomik durgunlukla
mücadelede uygulanan maliye politikası nominal geliri
artırırken aynı anda nominal faizleri de yükseltir. Serbest
sermaye hareketleri varsayımı altında, faiz oranının
yükselmesi ekonomiye döviz girişini hızlandırarak, kuru
baskı altına alırsa ithalatın yükselme eğilimi çok daha
hızlanarak, politikanın sonuçları üzerinde diğer
koşullardakinden daha fazla olumsuz etkiye yol açabilir.
Böyle durumlarda Merkez Bankası’nın hem kur fiyatı hem
de faiz oranı yolu ile kuru dengeleme yanında, içte de
fiyatları denetim altında tutma gibi bir işlevi ortaya çıkar
ki tüm bu fonksiyonları yerine getirmesi fiilen mümkün
olmadığı gibi, teorik olarak da söz konusu değildir.
Ekonomik dalgalanmalarda uygulanacak maliye
politikasının başarısı neye bağlıdır?
Ekonomik dalgalanmalarda uygulanacak maliye
politikasının başarısı, ekonomik sorunlara nitelik,
zamanlama ve şiddet açılarından isabetli tanı koymayı
gerektirmektedir.
• İlk olarak yaşanan istikrarsızlık sorunu ya da
ekonomik dalgalanmaların niteliği ve nedeni iyi
tanımlanmalıdır. Yaşanan bir durgunluğun üretim
sürecinde bir darboğazdan mı yoksa talep
yetersizliğinden mi ya da giderek derinleşen bir
kapitalist krizden mi kaynaklanıyor olduğu net
bir şekilde tanımlanmalıdır.
• İkinci olarak yaşanan istikrarsızlığa müdahalede
zamanlama çok önemlidir. Müdahalede
zamanlama hatası başarı bir yana, istikrarsızlığı
şiddetlendirebilir. Tersi durum da söz konusu
olabilir. Bu nedenle, politikanın uygulama
aşamasının isabetli seçilmesi önemli bir koşuldur.
• Maliye politikasının başarılı olmasında diğer bir
unsur da uygulanacak tedavi dozunun iyi
ayarlanmasıdır. Örneğin, hafif bir enflasyonist
baskı durumunda ağır bir geriletici maliye
politikası ya da hafif bir durgunluk döneminde
ağır bir genişletici maliye politikası kesinlikle
başarılı sonuç oluşturamaz. Doğal olarak bu
durumun tersi de geçerlidir. Şöyle ki ağır bir
enflasyonist baskıda hafif, ağır bir durgunlukta
hafif maliye politikası uygulamaları kesinlikle
sonuç vermez.
Konjonktür dalgaları nedir?
Konjonktür dalgaları; olağan büyüme trendinden, ekonomik genişleme ya da daralma olarak saparak, artı veya eksi büyüme aralığı oluşturan, bir yıl hatta daha kısa süreli ve hafif olarak ortaya çıkan dalgalardır.
Ekonomik çöküş nedir?
Ekonomik çöküş; uzun bir zaman boyutu içinde yoğun işsizlik ve sermaye değersizleşmesine yol açan dalgalardır.
Ekonomiler neden ekonomik yükseliş (boom) ile ekonomik durgunluk (resesyon) arasında zigzaglı bir yol izler?
Ekonomiler, üretim faktörlerinin biçimleniş ve işleyişlerine ve/veya bazı dış şokların etkilerine açık olduğundan, hiçbir zaman düz bir hat üzerinde hareket etmeyip, koşullara bağlı olarak ekonomik yükseliş (boom) ile ekonomik durgunluk (resesyon) arasında zigzaglı bir yol izler.
Ekonomik yükseliş dönemlerinde ekonomide neler yaşanır?
Ekonomik yükseliş dönemlerinde istihdam ve kapasite kullanımı yükselir ve ekonomide üretim artışı gerçekleşir. Yükseliş dönemi, bir süre sonra fiyat artışlarını da beraberinde getirir ve yükseliş hızı önce yavaşlar, sonra durur.
Ekonomik durgunluk dönemlerinde ekonomide neler yaşanır?
Ekonomik durgunluk sonucunda işsizlik yükselir, kapasite kullanım oranı geriler, stoklar yükselir ve fiyatlar geriler. Genellikle, yükseliş dönemlerinin frenlenmesi ve geriye dönüştürülmesi içsel dinamiklerle sağlanabildiği halde, buna simetrik olarak, durgunluk dönemlerinden dönüş içsel dinamiklerle aynı hız ve kolaylıkla gerçekleştirilemez.
Olağan büyüme trendi nedir?
Olağan büyüme trendi; bir ekonominin tam istihdam ve tam kullanım varsayımları altında zaman içinde gösterdiği gelişme çizgisidir.
Büyüme aralığı nedir?
Büyüme aralığı; bir ekonomide olağan büyüme trendi ile fiili büyüme oranı arasında bulunan aralıktır.
Ekonomide ileriye ait olumsuz bir beklenti olması büyüme aralığını nasıl etkiler?
Bir ekonomide ileriye ait olumsuz bir beklenti tüketicilerin harcamalarının frenlenmesine neden olabilir. Tüketicilerin harcamalarını kısması piyasa fiyatlarının gerilemesine ve işlerin durgunlaşmasına yol açar. Beklenen satışları yapamayan firmalarda stok mevcudu yükselir, buna bağlı olarak üretim firmalarına yönelik yeni siparişlerde duraksama baş gösterir. Görülmektedir ki, tüketici davranışı üretim aşamasına kadar yansıyarak, üretimin gerilemesine ve oradan da kapasite kullanımında düşüklüğe, tam istihdam koşullarından uzaklaşmaya ve genel sonuç olarak da fiili büyüme oranının büyüme trendinin altında kalarak negatif anlamda büyüme aralığının oluşmasına neden olmaktadır.
Siyasi konjonktür nedir?
Siyasi konjonktür; seçmen tercihlerini etkilemeye yönelik olarak kamu harcamalarının seçim arifesine yoğunlaştırılması ile pozitif gelişme aralığı oluşumuna verilen addır.
Otomatik istikrar sağlayıcılar, ekonomik genişleme dönemlerinde nasıl bir rol üstlenirler?
Otomatik istikrar sağlayıcılar kamusal müdahale olmadan kamu harcama ve gelir sisteminin esnekliğine bağlı olarak bütçe sisteminin ekonomide istikrarı sağlama yönünde etki oluşturan yapılardır. Fonksiyonel maliye olarak da anılan bu sistemde harcama ve vergi yapısı ekonomik koşullara karşı hassas olduğundan ekonomik gelişme dönemlerinde pozitif büyüme aralığında fazla oluşturularak ekonomiye fren yaptırılmaktadır. Sistem şöyle çalışmaktadır: Örneğin, ekonomik genişleme dönemlerinde gelirler yükseldiğinden vergi gelirleri yükselir, buna karşın sosyal harcamalara fazla ihtiyaç olmadığından ve harcamalarda fazla bir artış gözlenmediğinden bütçe fazlası oluşur. Oluşan bütçe fazlası ekonomide fren etkisi yaparak, aşırı fiyat artışı olmadan ekonomik istikrara dönülebilir.
Ekonomik dalgalanmaların önlenmesinde iradi maliye politikasına neden ihtiyaç duyulur?
Otomatik istikrar sağlayıcılar ufak büyüme aralığı oluşan hafif istikrarsızlıklarda etkili olabilir iken, daha büyük büyüme aralığı oluşturan derin dalgalanmalarda etkili olamaz. Israrlı ve uzun süren istikrarsızlıklarda iradi maliye politikasının devreye sokulması kaçınılmazdır. İradi maliye politikası uygulamasında, istikrarsızlığın şekline göre kamu harcama ve gelir sistemlerinde değişiklikler yapılarak gelişme aralığının kapatılmasına çalışılır.
Sabit döviz kuru sistemi uygulanan ve resesyonda olan bir ekonomide, genişletici maliye politikası uygulamasının sonuçları nelerdir?
Sabit döviz kuru politikasında kur piyasa koşullarına bırakılmayıp, Merkez Bankası kararları ile saptanır, ancak belirli aralıklarda değiştirilir. İradi maliye politikası önlemleri kaçınılmaz olarak ülke içinde fiyatları değiştirirken, dövizin resmî ve piyasa fiyatı arasındaki fark, dış ticaret hacmini etkilemektedir. Örneğin, resesyon durumunda uygulanan genişletici maliye politikası milli geliri yükseltirken aynı zamanda fiyat artışına da neden olur. Sabit kur uygulamasında ithal malların fiyatları sabit kalmış olacağından yurt içinde tüketiciler tarafından ucuzlamış olarak algılanır. Böylece ithalat eğilimine bağlı olarak ithalat artarken ihracat geriler. Dış ticaret kalemlerindeki bu değişim dış ticaret açığı oluştururken, aynı zamanda da iç ekonomide genişletici maliye politikasının etkisini zayıflatır.
Sermaye hareketlerinin olmadığı ve sabit döviz kuru sisteminin uygulandığı ekonomilerde, genişletici maliye politikası uygulanmasının sonuçları nelerdir?
Sabit kur sisteminde uygulanan genişletici ve daraltıcı maliye politikalarının bir kısım etkileri diğer ülkelere yayılırken, içteki etki dışa yayılan etki kadar zayıflamaktadır. Söz konusu etkiler, sermaye hareketlerinin olmadığı durumda ortaya çıkmaz. Kur denetiminin doğrudan Merkez Bankası transferlerine bağlı olduğu durumda döviz işlemlerinde piyasa fiyatlarını resmî kura eşitleyebilmek için döviz işlemlerinde resmî kur fiyatının üzerine, duruma göre, vergi veya sübvansiyon uygulanır. Örneğin, genişletici maliye politikası uygulamasında ithalatın artıp döviz fiyatının yükseldiği durumda resmî kur üzerine vergi uygulaması yapılarak fiilî döviz fiyatı piyasa fiyatına yaklaştırılmaya çalışılır.
Esnek döviz kuru sistemi uygulanan ve resesyonda olan bir ekonomide, genişletici maliye politikası uygulanmasının sonuçları nelerdir?
Esnek kur sisteminde uygulamaya konulan genişletici maliye politikası gelir artırıcı etkisiyle ithalatı tetikleyerek döviz fiyatını yükseltebilir. Yükselen döviz fiyatı karşısında Merkez Bankası tepkisiz kalır fakat ticaret açığı oluşabilir. Genişletici politika sonucunda yükselen ticaret açığı, iç ekonomide gelirlerin yükselmesinin bir bölümünün dış ekonomilere yayılması sonucu yükselen döviz fiyatı ile frenlenmektedir.
Esnek döviz kuru sistemi uygulanan bir ekonomide, daraltıcı maliye politikası uygulanmasının sonuçları nelerdir?
Esnek kur sisteminde uygulamaya konulan daraltıcı maliye politikası iç ekonomide fiyatların gerilemesine neden olurken ihracat yükselir ve ticaret fazlası oluşur. Ancak bu durumda serbest sermaye hareketleri döviz fiyatının düşmesi ve ulusal para değerinin yükselmesi yönünde etki oluşturarak dış ticareti eski düzeyine doğru frenleyebilir.
Bir ekonomide, genişletici maliye politikası olarak arttırılan kamu yatırım harcamalarının varolan üretim kapasitesi ile karşılanabildiği varsayımında, miktar teorisi çerçevesinde beklenen sonuçlar nelerdir?
Bir ekonomide genişletici maliye politikası uygulaması çerçevesinde yoğun kamu yatırım harcamaları yapılırsa her yatırım harcamasında olduğu gibi ilk etki parasal genişleme olup yatırımın kapasite artışı zamanla ortaya çıkmaktadır. Bu durumda paranın miktar teorisi çerçevesinde ilk olarak ekonomide nominal gelirler yükselir. Nominal gelirlerin yükselmesi politikanın birincil ve ara amacıdır. Umulur ki yükselen nominal gelirler mal ve hizmetlere olan talebi yükseltecek ve ekonomi yüksek bir üretim ve tüketim aşamasına ulaşacaktır. Yükselen gelirlerle piyasaya yansıtılan talep varolan ve/veya anında genişletilebilen üretim kapasitesi ile karşılanabiliyorsa fiyatlar yükselmez ve dış ticaret dengesi sarsılmaz.
Bir ekonomide, genişletici maliye politikası olarak arttırılan kamu yatırım harcamalarının varolan üretim kapasitesi ile karşılanamadığı varsayımında, miktar teorisi çerçevesinde beklenen sonuçlar nelerdir?
Bir ekonomide genişletici maliye politikası uygulaması çerçevesinde yoğun kamu yatırım harcamaları yapılırsa her yatırım harcamasında olduğu gibi ilk etki parasal genişleme olup yatırımın kapasite artışı zamanla ortaya çıkmaktadır. Bu durumda paranın miktar teorisi çerçevesinde ilk olarak ekonomide nominal gelirler yükselir. Yükselen gelirlerle piyasaya yansıtılan talep varolan ve/veya anında genişletilebilen üretim kapasitesi ile karşılanamıyorsa fiyatlar yükselir ve ithalat artarak döviz kurunu yukarı çeker. Kurun değişmesi uygulanan maliye politikasının nominal sonuçlarının reel ekonominin karşılama imkânlarını aştığını gösterir. Bu nedenledir ki ithalat büyümekte ve ticaret açığı oluşmaktadır. Böyle bir gelişme sürecinde kurun ayarlanarak devalüasyon yapılması ve içeride fiyatların yükselmesi ise nominal büyümenin reel alana yansıtılamadığı anlamına gelir.
Ekonomik dalgalanmalarda uygulanacak maliye politikasının başarısı nelere bağlıdır?
Ekonomik dalgalanmalarda uygulanacak maliye politikasının başarısı, ekonomik sorunlara nitelik, zamanlama ve şiddet açılarından isabetli tanı koymayı gerektirmektedir. İlk olarak yaşanan istikrarsızlık sorunu ya da ekonomik dalgalanmaların niteliği ve nedeni iyi tanımlanmalıdır. İkinci olarak yaşanan istikrarsızlığa müdahalede zamanlama çok önemlidir. Müdahalede zamanlama hatası başarı bir yana, istikrarsızlığı şiddetlendirebilir. Maliye politikasının başarılı olmasında diğer bir unsur da uygulanacak tedavi dozunun iyi ayarlanmasıdır.