Marka İletişim Kampanyaları Dersi 4. Ünite Özet
Siyasal İletişim Kampanyaları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Bir iletişim biçimi olarak siyasal iletişimin, yöneten ve yönetilen ayrımının ortaya çıkışının ilk dönemlerinden itibaren var olduğu kabul edilebilir. Çünkü bu ilk dönemlerde dahi iktidara talip olanlar, yönetmeye talip oldukları toplulukları ikna etme gereğini duymuşlardır. İktidarda olanlar ise iktidarlarının meşruiyetini ve devamını; yine topluluk, tebaa ya da vatandaşlarının güvenini kazanmada bulmuşlardır. Bu ikna etme ve güven yaratma stratejileri, bazen propaganda çalışmaları, tarihteki ilk siyasal iletişim çalışmaları olarak kabul edilebilir. Tabii ki, insanlığın, ilk dönem basit yönetim şekillerinden bugünkü modern demokratik yönetim biçimlerine geçişi ve zaman içinde iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte, siyasal iletişimin hem niteliği hem de niceliği değişime uğramıştır.
Siyasal iletişim kavramı, genel olarak, yönetenler ile yönetilenler arasındaki karşılıklı iletişimi ve çeşitli güç odakları arasındaki iktidar mücadelesini içine alan geniş bir iletişim faaliyetini ifade etse de, çoğunlukla demokrasinin bir gereği olarak yapılan siyasal seçim çalışmalarını tanımlamak amacıyla kullanılmaktadır.
Bir ticari malı veya herhangi bir nesneyi tanıtmaya ve benzerlerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret olarak tanımlanan “marka” ile bir ürünü marka haline getirme çabası olarak tanımlanabilen “markalaşmak” kavramları, siyasal iletişim çalışmalarının da çıkış noktalarıdır.
Siyasal aday ve partilerin kendilerini tanınırlığı ve tercih edilirliği yüksek bir marka haline getirme girişimlerinin ana faaliyet alanı siyasal reklam kampanyalarıdır. Ticari markada başarının müşteriyi satın alma davranışına yöneltmek olduğu gibi, siyasal kampanya yöneticileri için de başarı, seçmen kitlenin seçimde kendi adaylarını tercih etmelerini sağlamaktır. Bu ünite de, siyasal kampanya yönetimlerinin adaylarını, diğerlerinden farklılaştırıp, nasıl tercih edilen birer marka haline getirebileceklerinin ilke ve yöntemleri, çeşitli uygulama örnekleriyle desteklenerek ele alınmaktadır.
Siyasal Seçim Kampanyaları
Siyasal seçim kampanyalarının önemi, kararsız seçmenlerin ve yüzen oyların gün geçtikçe artması, seçmenler ile siyasal partiler arasındaki bağların giderek zayıflaması ve ideolojilerin seçmen tercihlerindeki belirleyiciliğinin azalması gibi nedenlerden dolayı her geçen gün artmaktadır. Siyasal kampanyaların amacı üç başlık altında toplanabilir. Bunlar; seçmenlere siyasal parti ve bu partinin projeleri hakkında bilgi vermek, adaylara ilişkin seçmene bilgi vermek ve aday imajı yaratmak, ve seçmenleri belirli bir siyasal partiye oy vermeye ikna etmektir.
Siyasal partiler ve adaylar kampanya sürecinin hemen başında, çalışmalarını organize edecekleri, gönüllülerini eğitecekleri ve kampanya materyallerini hazırlayacakları bir merkez kurmak zorundadırlar. Bir kampanya merkezinde telefon, faks, bilgisayar ve ek donanımları, internet, tarayıcı, yazıcı, fotoğraf makinesi, kamera gibi temel araç ve gereçlerin bulunması gerekir.
Bir seçim kampanya çalışmasının sınırlarını belirleyen en önemli unsurlardan biri hiç şüphesiz “kampanya bütçesi”dir. Siyasal kampanya yönetimleri, kampanya çalışma planına göre küçük, orta veya büyük ölçekte bütçe hazırlamaktadırlar. Bu ölçütler seçimin türü, seçim bölgesinin büyüklüğü, kampanya çalışma planında yer alacak kalemler, kampanya araştırma giderleri, medya kullanımı ve organizasyon giderleri gibi ölçütlerdir.
Siyasal kampanya programı oluşturulduktan hemen sonra bütçenin ne zaman ve hangi yoğunlukta kullanılacağına karar verilmelidir. Kampanya bütçesi, kampanya planlaması ve kampanya stratejisi, zamanlamayı belirleyen en önemli faktörlerdir.
Klasik kampanya çalışmalarının gerçekleştirildiği dönemlerde kampanya çalışmaları siyasal partilerin yöneticileri ve gönüllüleri tarafından planlanıp uygulamaya sokulurken; özellikle kitle iletişim araçlarının gelişmesi ile birlikte, siyasal kampanya çalışmalarında profesyoneller ön plana çıkmıştır.
Kamuoyu Araştırmaları ve Siyasal Kampanyalar
Siyasal partiler, seçmen tutum ve davranışlarını öğrenmek amacıyla anket uygulamalarına ilgi göstermektedirler. Parti ve adayların, hedef kitlelerinin kanaatlerini öğrenmek için anket yaptırmaları, modern seçim kampanyalarının önemli bir parçası halini almıştır. Siyasal seçimlerde ilk kamuoyu yoklamasını George Gallup, 1936 yılındaki ABD başkanlık seçimleri öncesinde gerçekleştirmiştir. Kamuoyu yoklamalarında denek sayısı çok olsa da, yoklamada bilimsel bir yöntem kullanılmamışsa, sonuçlar yanıltıcı olmaktadır.
Siyasal kampanyalarda anket çalışmaları ve kamuoyu araştırmalarının faydalarını şu şekilde özetlemek mümkündür. Bu çalışmalar, adayların kamuoyundaki imajlarını saptamaya imkan sağlar. Seçmenlerin endişelerinin ve sorunlarının belirlenmesine katkıda bulunur ve belirli sosyal ve siyasal konularda seçmenlerin tutumlarının neler olduğunun öğrenilmesine yardımcı olur.
Kamuoyu araştırmaları, kampanya sürecinde verilecek mesajların ön testinin yapılmasını sağlamaktadır. Seçmenlerin zihnindeki başarılı aday imajının temel çerçevesi kamuoyu araştırmaları ile belirlenerek, aday veya parti imajının yaratılmasına katkıda bulunulmaktadır.
Siyasal kampanya yönetimleri, kampanyalarının değişik aşamalarında kendi kamuoyu anket çalışmalarını ve araştırmalarını gerçekleştirmektedir. Bu anket çalışmalarının ve grup araştırma yöntemlerinin en çok uygulananları genel ölçüm anketi, izleme anketi, yakın takip anketi, yönlendirme anketi gibi anketlerdir.
“Genel ölçüm anketi”, kampanya öncesinde geçekleştirilen ve kampanyanın planlanması için gerekli bütün verilerin elde edilmesini sağlayan bir anket çeşididir.
“İzleme anketi” kampanya süresince belli aralıklarla uygulanan ve kampanya çalışmalarının etkisini ve kampanyanın gidişatını ölçmeye yarayan bir anket biçimidir.
“Yakın takip anketi” ise, kampanya sürecinde gerçekleştirilen bir aktivitenin veya televizyonlarda yayınlanan bir reklam filminin hedef kitle üzerindeki etkisinin ölçülmesi amacıyla yapılan bir anket uygulamasıdır.
“Yönlendirme anketi”nde ise asıl amaç, seçmenlerin kanaatini öğrenmekten çok onları belli konularda yönlendirmektir.
Kampanya Temasının ve Mesajının Hazırlanması
Siyasal seçim kampanyaları tematik olabileceği gibi, adayın imajı üzerine de kurulabilir. Kampanya teması, seçim sürecinde kampanya çalışanlarının seçmenlere iletecekleri mesajların genel konusunu içerir.
Başarılı bir kampanya teması, seçmenlerin neler istedikleri ile adayın seçmenlere sunacağı paketlerin ve muhalefetin masaya getireceği konuların başarılı bir biçimde birleştirilmesine dayanır.
Siyasal kampanya faaliyetlerinde tematik kampanya oluşturmanın birtakım avantajları vardır. Bunlar:
1-Adaylar tematik kampanyayla, kendilerinin neden seçilmesi, rakiplerinin ise neden kaybetmesi gerektiğinin mantığını ortaya koyarak, seçmenlerin hangi adayı tercih edeceklerine dair karar vermelerini sağlarlar.
2-Adaylar, kendileri ile rakipleri arasında net bir farklılık hazırlayarak, seçmenlerden yapmalarını istedikleri tercihi tanımlamış olurlar.
3-Tematik kampanya, farklı seçmen gruplarına yönelik mesajların iletiminde etkili olmaktadır; çünkü adayın ileteceği mesaj, sürekli olarak kampanya teması içerisinde yer almaktadır.
Tema belirlenirken şu unsurları dikkate almak gerekir; Adayın katıldığı seçim türü, adayın konumu, özellikleri, icraatları, tecrübesi; seçmenlerin konumu, toplumun gündemindeki konular, siyasi partinin ideolojisi, yaratılmak istenen imaj ve adayın var olan imajı.
Kampanya mesajları, siyasal partiye inananları seçim gününde oylarını kullanmaları konusunda cesaretlendirmeye yöneliktir. Kampanya mesajları bağımsız ve etkileme olasılığı olan seçmenleri ikna etmeye yöneliktir. Kampanya mesajları rakip partiyi destekleyecek seçmenlere seslenerek, bu seçimlerde diğer partinin adayını desteklemelerinin birçok açıdan daha doğru ve yararlı olacağını vurgular. Bu amaçlara uygun olarak hazırlanacak kampanya mesajları net, tutarlı ve anlaşılabilir olmalıdır. Mesaj ayrıca çeşitli sözcük ve ifadeler kullanılarak sembolize edilmeli, değişik sloganlar ve göstergelerle de iletilebilmelidir.
Kampanya mesajı yazılırken, mesajın en azından şu sorulara cevap vermesi gerekmektedir: Niçin aday oluyorsunuz ve kazanırsanız ne yapacaksınız? Neden rakibinizden daha iyi bir adaysınız? Seçilmenizi gerektiren kamusal ve siyasal nedenler nelerdir?
Kampanya sloganları ise, kampanya tema ve mesajını etkili bir biçimde vurgulayan kısa ve özlü cümlelerdir. Siyasal kampanya sloganları yedi ya da daha az sözcükten oluşmalıdır. İyi sloganlar, ses uyumuna, benzerliğine, ritme ve dolayısıyla hatırlanabilme özelliğine sahiptirler. Ayrıca başarılı sloganlar, seçmenin hafızasını canlandıran ve onları harekete geçiren sloganlardır.
Kampanya Stratejilerinin Tespiti
Siyasal kampanya stratejisi, seçim kampanyası çalışmalarında en düşük bütçe ile en olumlu sonuca ulaşmanın genel planı olarak tanımlanabilir.
Stratejinin belirlenebilmesi için şu soruların sorulması gerekir: Mesajların içeriği hangi alt başlıklara sahip olacak? Mesajlar hangi aralıklarla ve ne zaman iletilecek? Mesajlar hangi yoğunlukta iletilecek? Mesajlar hangi sıra ile iletilecek? Mesajlar hangi kitle iletişim araçları kullanılarak iletilecek? Kampanya bütçesi ne zaman ve nasıl harcanacak? Siyasal kampanyalarda genellikle “olumlu”, “olumsuz”, “reaktif” (tepkisel) ve “aşılama” olmak üzere dört farklı mesaj stratejisi kullanılmaktadır. Bu stratejilerin her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır.
Sürekli olumlu kampanya stratejisi gütmek isteyen bir aday, rakip aday tarafından iletilen olumsuz mesajlara karşılık vereceği zaman şunları uygulamalıdır: Rakip adaya cevap verilirken ona itibar kazandırılmamalı ve tekrar bir saldırı başlatmasına fırsat verilmemelidir. Bu durumda kampanyaya olumlu mesajlarla başlanır ve rakip adayın saldırılarına karşı olumsuz ve karşılaştırmalı mesajlarla cevap verilir, daha sonra da kampanya olumlu şekilde sona erdirilir.
Bir olumsuz mesaj stratejisinde üç ayrı alt strateji uygulanabilir. Bunlar “doğrudan saldırı”, “karşılaştırmalı saldırı” ve “imalı saldırı” stratejileridir. “Doğrudan saldırı stratejisi”, özellikle fazla bütçeye sahip olmayan siyasal partilerin kampanya çalışmalarında kullanılmaktadır.
Aşılama stratejisinin bu işlevleri yerine getirebilmesi için bazı niteliklere sahip olması gerekmektedir. Bu nitelikler şu şekilde özetlenebilir: Seçmenlere mevcut tutum ve kanaatlerini korumaları için yeterli düzeyde bilgi verilmelidir. Seçmenler kendi görüşlerini savunmak için yeterince motive edilmelidir. Seçmenlere kendilerini savunmaları için fırsat verilmelidir. Siyasal kampanyalarda iletişim uzmanlarının uyguladıkları değişik ikna strateji türleri vardır. Bunlar: klasik strateji, taban stratejisi ve sandık seçmeni stratejisidir. “Klasik stratejiye” göre, siyasal kampanya yönetimi belirli bir taban oluşturmak, bu tabanı güçlendirmek, kararsızları veya muhalifleri ikna etmek zorundadır. Bu yaklaşım bütün kampanyalara uymaktadır. “Taban stratejisi” güden kampanya yönetimi mevcut tabanlarını güçlendirmeli ve bu tabanını sandığa götürebilmelidir. “Sandık seçmen stratejisine göre, eğer siyasal parti, seçmenlerin çoğunluğunun oylarını alabilecek bir güce sahip değilse o zaman stratejisini, kayıtlı seçmenlerin değil sandığa giden seçmenlerin çoğunluğunun oylarını almak üzerine kurmalıdır.
Adaylara Stil Belirleme
Siyasal kampanyalarda stil, bir kampanya yürütme biçimi olarak kampanyayı tanımlayan ve ona biçim veren özellikler olarak kabul edilmektedir. Siyasal seçimlere katılan adaylar, iktidar partisi adayı ve muhalefet partisi adayı olmak üzere iki farklı statüde bulunurlar. Bu iki farklı statü, adayları farklı noktalarda konumlandırmaktadır. Adaylar kendilerini konumlandırırken üç değişik kampanya stili oluşturabilirler. Bu stiller, “iktidar stili”, “muhalefet stili” ve “iktidar-muhalefet stili” olarak sınıflandırılmaktadır.
Seçimlerde kuşkusuz iktidar partisinin belli başlı avantajları vardır. Bu avantajlar şunlardır, medyanın ilgisini çekebilme ve medya kullanımı, önemli görevlere atamalar yapabilme, soruşturma amaçlı komisyon ve heyetler oluşturabilme, iktidar makamının verdiği gücü kullanabilme, devletin fonlarından ve bütçesinden ödenekler ayırabilme, seçilmiş görevlilerin desteğini kazanabilme, dünya liderleriyle görüşebilme, ekonomik ya da ulusal sorunları yönlendirebilme vb. İktidar konumunda siyasal kampanya düzenlemenin dezavantajları ise, parti ve adayların iktidarları sırasında yaptıkları yanlış icraatlar ile vatandaşlar tarafından bütün sorunların sorumlusu olarak iktidarların görülmesidir.
Bazı durumlarda aday, hem iktidar hem de muhalefet pozisyonunu birleştirerek bir strateji izleyebilir. Bu stratejide aday, sadece kendi politikalarını anlatmaz, ayrıca mevcut sorunlar konusunda da rakiplere meydan okuyarak kendi çözüm önerilerini sunar.
İmaj Oluşturma
İmaj, müşterinin zihninde yer eden resimdir. İmajı hedef kitlenin bir kişi, kurum ya da parti hakkında sahip olduğu zihinsel konseptler şeklinde de tanımlamak mümkündür. Bireyin bir siyasetçi hakkındaki imajı, o kişinin sübjektif anlayışına dayanmaktadır. Araştırmalar seçmenlerin ideal adayı güven ve inanırlık, kişilerarası çekicilik ve seçmenlerin adayla sahip oldukları benzerlikler gibi üç kriter açısından değerlendirdiğini göstermektedir. Adayların imajını belirleyen bazı öğeler vardır. Bu öğeler şu şekilde özetlenebilir: Görünüş: Fiziksel özellikler ve giysiler. İletişim tarzı: Konuşma biçimi, dinleme, düşünme ve sunum tarzı. Beden dili: Tavırlar, duruş, jest ve mimikler. Karizma ve öz güven. Ün: Adayın nitelikleri, çizgisi ve deneyimi. Bir aday seçmenlerinin beğenisini kazanmak için kamuoyuna kişiliği ile ilgili önemli birtakım bilgiler verebilir.
Hedef Kitleyle Yüz Yüze İletişim Kurulması
Seçmenle doğrudan iletişim kurmak diğer yöntemlere göre daha etkili ve ekonomik bir yöntemdir. Seçmenle iletişim kurma yöntemleri şunlardır: Gönüllülerin kapı ziyaretleri, telefonla görüşme, doğrudan mesaj gönderme, adayın kendisinin kapı kapı gezerek seçmenle tokalaşması.
Yüz yüze iletişim, seçmeni ikna etmenin en ideal metodudur. Bu yüzden seçmen ziyaretleri, siyasal kampanya çalışmaları açısından önemini her dönem sürdürmektedir. Özellikle yeterli bütçesi olmayan parti ve adaylar, maddi imkânsızlıklar nedeniyle gerçekleştiremedikleri bazı çalışma ve projeleri, gönüllü gruplarla gerçekleştirebilmektedir. Seçmenle doğrudan iletişim kurmanın yararları şunlardır: Seçmenlerle iletişim kurmak seçmeni kampanya iletişimi açısından farklı bir algı düzeyine getirmektir. Seçmenlerle kurulan yüz yüze iletişim iki yönlü bir iletişime imkân sağlar. Yüz yüze iletişimde adayın veya gönüllü kişinin fiziki yapısı, vücut dili, ses tonu ve hareketi seçmenin ikna edilmesi sürecine yardımcı olabilir.
Siyasal Kampanyalar ve Medya Kullanımı
Siyasal kampanya yöneticilerinin, kampanyaları hakkındaki bilgileri ve mesajları seçmene en hızlı ve etkin bir biçimde ulaştırabilmeleri için medyayı kullanmaları gerekmektedir. Kampanya yöneticileri, mesajların hedef kitleye iletilmesine ilişkin çalışmalar yaparken medyanın konumuna ve iletecekleri mesajlar arasındaki tutarlılığa özen göstermelidir. Bu bağlamda kampanya yöneticileri şu konuları göz önünde bulundurmalıdır.
Medyanın düzenlenen kampanyaya ilgi duymasını sağlanmak için kampanyanın medya kuruluşu açısından haber değeri taşıması gerekmektedir. Medya kuruluşları, siyasal kampanya çalışmalarında gündeme getirilen, ama kendi hedef kitlelerinin ilgi göstermediği bir konuyu haber olarak yayınlamayı arzu etmemektedir. Medyada yer almanın zorluğuna rağmen kampanya yöneticileri çalışmalarının medyada yer almasını sağlamak için alternatif yöntemler kullanarak basına bilgi sunabilir. Bu yöntemler şunlardır: Basın açıklaması, aday ziyaretleri, haber konferansı, tartışmalar, söyleşiler, editör sayfası vb. Basın toplantısı, kampanya organizatörleri tarafından belirli bir mekan içerisinde gerçekleştirilen ve tüm medya kuruluşlarının ve muhabirlerinin daha önceden davet edildiği bir bilgilendirme çalışmasıdır.
Gazete ve Dergi Kullanımı
Siyasal kampanyalarda gazete ve dergiler, günümüzde halen etkilidir. Siyasal kampanya yönetimi açısından gazetenin avantajları şunlardır: Gazetelerde sürekli reklam yeri bulunabilir. Gazeteler bölgelere göre basıldığından dolayı belirli bölgelere yönelik verilecek reklamlar için önemli bir imkana sahiptirler. Siyasal reklamlarda en çok kullanılan tür basılı reklamlardır. Basılı reklamların diğer reklam türlerine nazaran kendine has bazı avantajları vardır. Bu avantajlar şunlardır: Zaman açısından sınırlılıkları yoktur. Medyada daha büyük yerler satın alınarak mesajlar daha detaylı olarak verilebilir.
Radyo ve Televizyonun Kullanımı
Siyasal kampanya çalışmaları sırasında en çok kullanılan kitle iletişim araçlarından biri olan radyonun geniş alanlara ve milyonlarca dinleyiciye ulaşma özelliği vardır. Ancak radyo dinleyiciye sadece sesli mesajları ulaştırabilmektedir.
Siyasal kampanya çalışmalarında radyoyu etkili bir biçimde kullanmanın belirli avantajları vardır: Radyo reklamları basılı değildir. Bu nedenle radyo reklamlarında dil daha kestirme yoldan kullanılabilir; oysa basılı reklamlarda bunu gerçekleştirmek mümkün değildir. Dinleyicinin kolayca iletişim sürecine katılması sağlanabilir.
Siyasal kampanyalarda medyanın kullanımı konusunda çalışan bazı uzmanlar, siyasal seçim sürecinde en sık kullanılan kitle iletişim aracı olarak televizyonu görmektedir. Çünkü televizyon siyasal kampanyayı, siyasal parti adayını ve hatta siyasal söylemin yapısını tamamen değiştirmiştir. Televizyonun kitle iletişim aracı olarak kendine has bazı özelliklerinin başında görsel bir iletişim aracı olması gelmektedir. Televizyon ayrıca mesajların sesli bir biçimde iletilmesine de imkan sağlamaktadır. Televizyonun da radyo gibi geniş bir alana ulaşma özelliği vardır. Bu aracın dezavantajı ise maliyetle ilgilidir; çünkü televizyonda reklamın her bir saniyesi büyük meblağlar tutmaktadır.
Televizyonda Aday Tartışmaları
Siyasal parti temsilcilerinin “televizyon tartışmaları”, televizyonun siyasal kampanyalarda kullanılmasıyla başlayan bir uygulamadır.
Liderlerin televizyon tartışmalarındaki amaçlarını iki başlık altında toplanabilir. Bunlar “konuya dair amaçlar” ve “imaj oluşturmaya ilişkin amaçlardır. Konuya dair amaçların ilki, adayların başarıları için desteğini almak zorunda oldukları hedef kitleyi belirleyerek bu hedef kitlenin önceliği olan konu ve sorunları gündeme getirmeleridir. İkincisi, çoğu seçmenin anlayabileceği ve katılabileceği genel bir tema geliştirmektir. Lider tartışmalarının konuya dair üçüncü amacı ise kaybetmemek için tartışmaktır.
Televizyon tartışmalarına katılacak siyasal parti liderleri program öncesinde önemli hazırlıklar yapmak zorundadırlar. Bu hazırlıklar programın içeriğine, formatına ya da adayın kendi stiline yönelik olabilir
Sosyal Medyanın Kullanımı
Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de internet kullanıcılarının sayısının artması siyasal kampanya yöneticilerinin bu alanda da kampanya faaliyetlerini yoğunlaştırmasını sağlamıştır. Parti ve adaylar seçim dönemlerinde çeşitli şekillerde internetten faydalanmakta; popüler sitelere reklam vermekte, internet haberlerinde yer almakta ve çok sayıda kişiyle e-posta yoluyla iletişim kurabilmektedir.
İnternet ortamında ortaya çıkan ve son dönemde sıkça dile getirilen “sosyal medya” da siyasal kampanyalar açısından yeni olanaklar sunmaktadır. “Sosyal medya” terimi, kullanıcıların karşılıklı bilgi, görüş ve ilgi alanlarını paylaşmalarını sağlayan online araçlar ve web sitelerini içermektedir ve bu bağlamda teknolojiyi, sosyal girişimciliği kelimeler, resimler, videolar ve ses dosyaları ile birleştiren şemsiye bir kavramdır. Sosyal medya sitelerinin en popüler olanları, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Facebook, Twitter ve YouTube’tur. Facebook Türkiye’de en çok tıklanan ikinci internet sitesidir.
Siyasal Kampanyalar ve Kriz Yönetimi
Seçimlere katılan adaylar ve partiler hakkında skandal patlak vermesi durumunda kampanya yönetimi birtakım hasar kontrol taktikleri geliştirebilir. Adaylar iddiaları kabul edip, “Evet benim geçmiş yaşamımda böyle bir olay olmuştur. Bunu inkar etmiyorum, bu olay benim yaşamımım bir parçasıdır.” diyerek geleceğe dönük plan ve projelerini ön plana çıkarabilir. Aday iddiaları kabul edip yarıştan çekilebilir. Aday iddiaları kabul edip seçmenlerden kendilerini affetmesini isteyerek yoluna devam edebilir. Konuyu hafifleterek geçiştirebilir.
Kriz yönetimi, kampanyanın başlangıcından seçim gününe kadar çalışmaların başarılı bir biçimde götürülmesi için, her gün onlarca kararın verilmesini ifade eden bir süreçtir. Kampanya yöneticisi kampanyanın karşılaşabileceği her türlü olağanüstü duruma göre kampanyayı planlamalı ve adayın başarısı için risk hesaplamalarını ve durum değerlendirmelerini çok iyi yapmalıdır. Ayrıca, olası her tür krize karşı ekibini hazırlamalı, saldırılara ve komplolara karşı hızlı biçimde cevap verme alışkanlığı geliştirmelidir.