Dış Ticarette Risk Yönetimi Ve Sigortacılık Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Sigorta, Sigorta Sözleşmesi, Risk Ve Riziko Kavramları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Sigorta nedir?
Sigorta, aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin belirli bir miktar para ödenmesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin gerçekleşmesi sonucu bilfiil zarara uğrayanların zararlarının karşılanmasında kullanıldığı bir risk transfer sistemidir
Sigortanın konusu neler olabilir?
Değer taşıyan herhangi bir mal, gerçekleşmesi yasal bir hakkın ihlaline yol açabilecek veya Hukuki (Mali) Sorumluluk doğurabilecek herhangi bir olay, sigortanın konusunu oluşturabilir. Bu çerçevede, bir yangın sigortasının konusu, bir ev ya da fabrika veya muhteviyat, içeriği olabilir. Hayat sigortasında, sigortanın konusu, kişinin yaşamıdır. Ferdi kaza sigortasında ise, bundan, bir kimsenin gözü, bir organı veya o kimsenin, başkasının bedenine ya da malına karşı sorumluluğu anlaşılabilir. Nakliyat (Taşıma) Sigortalarında, sigortanın konusu, bir Gemi, Yük (Emtia) veya Gemi Sahibinin ya da Taşıyıcının Üçüncü Kişilere Karşı Mali Sorumluluğu vb. olabilir.
Sigortanın ana işlevi nedir?
Sigortanın, dayanışma olarak da ifade edilen ana işlevi, belirli bir miktar para ödeyerek kişilerin, kurum ve kuruluşların (katılımcıların) maddi zararlarının, yalnızca o rizikoyla, tehlikeyle karşı karşıya olan diğer diğer kişi, kurum ve kuruluşlar arasında bölüştürülmesidir.
Sigortanın makro ekonomik ve mikro ekonomik yararları nelerdir?
Sigorta sistemi, özelde ekonomik, genelde toplumsal yaşam içinde, değişik önemlere sahip birçok işlevi yerine getirmektedir:
- Sigorta, esnafın, tüccar ve sanayicilerin, karşı karşıya kalabilecekleri riskleri, tehlikeleri düşünüp, paralarını ihtiyat (güvence) fonu oluşturmada kullanarak bağlamalarını önlemektedir.
- Çağdaş ekonomik yaşamın sürdürülebilmesi için, sigorta kurumu tarafından sağlanan teminat (güvence) yaşamsal bir öneme sahiptir. Gerçekten de, yangın sigortası sayesinde binaların ipoteği karşılığı kredi sağlanması olanağı doğmaktadır. Bankalar ve diğer bazı ticari kuruluşlar, işletmeleri ve dış ticaret işletmelerini finanse etmek için Nakliyat (Taşıma) Sigortası isterler.
- Sigorta kurumunun bir diğer işlevi de, sigorta şirketlerinin tahsil ettikleri primler sayesinde oluşan büyük fonların sermaye piyasasında yatırıma yönlendirilmesi yoluyla ülke ekonomisine katkıda bulunmasıdır. Özellikle uzun süreli hayat sigortası poliçeleri çerçevesinde toplanan primler ve özel emeklilik fonları bu amaç için çok elverişli kaynaklardır.
- Sigorta, uluslararası bir niteliğe sahip bulunduğundan, yurt dışı sigortalarından elde edilen kazançlar, ülkenin ihracatında görünmeyen işlemler - sigorta kalemi altında büyük bir rol oynamaktadır.
- Sigorta, bir yandan ayrı bir sektör oluşturup yeni iş alanları yaratarak, bir yandan da önemli felaketlerin çalışma yaşamında asgari kesintiyle atlatılmasını sağlayarak istihdama katkıda bulunur.
Yukarıdaki işlevleriyle sigortanın ülke ekonomisine sağladığı makro ekonomik yararları görülmektedir. Kısaca mikro ekonomik işlevlerine baktığımızda ise sigorta:
- Bir dayanışma organizasyonu olup,
- Girişimcilerin kararlarını olumlu yönde etkilemekte,
- Girişimcilerin ucuz fiyatla yatırım sermayesi bulmalarını,
- Dondurdukları risk karşılığı sermaye miktarının en aza indirilmesini sağlamaktadır.
Ayrıca Sigorta; girişimciye kredi olanakları yaratmakta, sigorta fiyatların daha gerçekçi bir düzeyde oluşmasına olanak sağlamaktadır.
Sigorta sözcüğünün kökeni nedir?
Sigorta; sözcüğü de dilimize, Latin kökenli İtalyanca “Sigurta” sözcüğünden aktarılmış olup, “Güvence” veya “Tazmin” anlamına gelmektedir.
Sigortayı toplumsal ve ekonomik yaşamın olmazsa olmaz bir parçası hâline getiren işlevi hangisidir?
Bireylerin, kurum ve kuruluşların uğradıkları bu kayıpların (zararların) tazmini, yani kısaca sigorta, onlara ekonomik ve sosyal bir güvence sağlamakta ve özellikle ekonomik uğraşıların kesintiye uğramaması, sürdürülebilmesi işlevini üstlenmektedir. Bu işlevi nedeniyle sigorta ulusal ekonomiye önemli hizmet sunan bir uğraşı alanı olarak önümüze çıkmakta, toplumsal ve ekonomik yaşamın olmazsa olmaz bir parçası hâline gelmiş bulunmaktadır.
Risk nedir?
Risk; herhangi bir tehdidin bir kıymette zarar oluşturma olasılığıdır.
Sigortacılık dilinde risk nasıl tanımlanmaktadır?
Sigorta literatüründe “ortaya çıkması olası bir tehlike” veya “zarar verici olayların gerçekleşmesi olasılığını anlatmak için “riziko” ifadesi kullanılmaktadır. Sigortacılık dilinde risk, “riziko”, tehlike kavramı “dıştan gelen” ve “ani ve beklenmedik” veya “rastlantısal” olaylar olup rizikoların, tehlikelerin gerçekleşmesi mutlak değil olasıdır. Yani risk, tehlike belki gerçekleşecek, belki gerçekleşmeyecektir.
Doğal (fiziksel ortama bağlı) riskler nelerdir?
Doğal (fiziksel ortama bağlı) riskler, tehlikeler fiziksel ortama bağlı faktörlerin oluşturduğu risklerdir ki, doğanın dört temel elementinden, toprak, hava, ateş ve su kaynaklı riskleri bu tanım içine almamız mümkündür. Deprem, sel, su baskını, fırtına, toprak, dolu, kar, çığ, yangın, yıldırım, infilak, sel, kuraklık gibi riskleri bu kategoride ele almak ve ayrıca tarımsal ürünlere doğadan gelecek zararlar ile hayvanlara verilecek hastalık ve kaza zararlarını da bu kategoriye dâhil etmemiz gerekir.
Spekülatif riskler nelerdir?
Doğal (fiziksel ortama bağlı) riskler, tehlikeler kazanç beklentisi olmayan, gerçekleşmeleri hâlinde bir kaybın, gerçekleşmemeleri hâlinde durumun muhafaza edildiği hâllerdir. Bir yandan kazanma olasılığı söz konusu iken, kayıp beklentisinin söz konusu olduğu borsa yatırımları, iddia, kumar vb. gibi hâller “Spekülatif Riskler ”den olup, sigorta konusunun dışındadırlar.
Bireylerin davranış bozukluklarından kaynaklanan ve insanın kendi canı ve mal varlığını tehdit eden riskler nelerdir?
Bireylerin davranış bozukluklarından kaynaklanan ve insanın kendi canı ve mal varlığını tehdit eden riskler, tehlikeler insanın dikkatsizlik, deneyimsizlik, ihmal, kusur gibi fiillerinin sonucu kendi canı ve mal varlığına gelen zararlardır. Dikkatsizlik sonucu kazaya neden olunması ve açık unutulan musluğun eşyalara zarar vermesi gibi olaylar örnek oluşturur.
Siyasi, askeri, sosyal olayların, bireylerin davranışlarından kaynaklanan riskler nelerdir?
Siyasi, askeri, sosyal olayların, bireylerin davranışlarından kaynaklanan riskler, tehlikeler ki bunları iki ana başlık altında toplayabiliriz.
- Bireysel olmaktan çok, sosyal, dünya ve dünya siyasetinde meydana gelen riskler, tehlikeler ki savaş, ambargo, kamulaştırma, isyan, grev, halk hareketleri, terörist hareketler sonucu can ve mal varlığına gelecek riskler, tehlikeler bu sınıfta yer alır.
- Ekonomik ve sosyal anlamda dünya ve ülke ekonomisinde meydana gelen değişimler (enflasyon, ekonomik durgunluk, işsizlik…); başka kişi, kurum ve kuruluşların kasıtlı veya kusurlu eylemleri sonucu mal ve can varlığına yönelik riskler, tehlikeler (yükünüzü taşıyan bir kamyonun hata ile trafik kazası sonucu malınızın zarar görmesi, hırsızlık, vandalizm (tahripkarlık) gibi bu gruba girer.
Risklerden, tehlikelerden korunmak için gösterilen çabalar veya tepkiler nelerdir?
Davranışsal açıdan ele alındığında, risklerden, tehlikelerden korunmak için gösterilen çabaların veya tepkilerin kimi, “korunma”, “risklerden, tehlikelerden kaçınma”, “yardım”, “riskleri, tehlikeleri azaltma”, “riskleri, tehlikeleri bireysel olarak taşıma-tasarruf ” gibi psikolojik ve bireysel türdendir. Kimi çabalar da, “risklerin, tehlikelerin paylaştırılması” amacıyla küçük topluluklar (gruplar) oluşturulması, risklere, tehlikelere karşı belirli bir “fon” ayırarak kendi kendine “dahili fon” oluşturulması” ya da “risklerin, tehlikelerin transferi (devri = sigorta) ve buna benzer türden olabilmektedir.
Korunma ile ne hedeflenir?
Korunma, esas itibariyle, riskin, tehlikenin gerçekleşme olasılığını tamamen ortadan kaldırmayı veya azaltmayı hedef alır. Örnek: İnsanın belli dönemlerde aşılanması belirli hastalıklara yakalanma olasılığını, ürünün zamanında toplanması ise, doludan zarar görme olasılığını tamamen ortadan kaldırır. Buna karşılık, tedbirli bir şekilde araç sürülmesi, trafik kazasına karışma olasılığını, evin kapısına iyi bir kilit sisteminin montajı da hırsızlık olasılığını sadece azaltır.
Riskten, tehlikeden kaçınma ne ifade etmektedir?
Riskten, tehlikeden kaçınma, belirli bir riskten, tehlikeden her anlamda uzak durma olarak ifade edilebilir. Kaçınma; riskin, tehlikenin gerçekleşme olasılığını tamamen ortadan kaldırmayı veya azaltmayı hedef almaktadır. Örneğin ilk insanlar mağaralarda, ağaç kovuklarında, su üzerine yaptıkları barınaklarda yaşamayı seçmişlerdir. Kaçınma riskin, tehlikenin gerçekleşme olasılığını kural olarak ortadan kaldırmamakta sadece azaltmaktadır.
Yardım yoluna ne zaman başvurulur?
Yardım, risk, tehlike ve zararlı sonuçları gerçekleştikten sonra başvurulan bir mücadele yoludur. Bunun tek başına fazla bir pratik değeri yoktur. Zira yardım, genellikle felakete uğrayanın ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek ölçüde yapılmadığı gibi, kişiyi başkalarının (akraba, arkadaş, yardım kuruluşları, devlet yardımı... vs.’nin) irade ve insafına tabi kılması bakımından tam bir güvence sağlamaktan uzaktır.
Riski, tehlikeyi azaltma nedir?
Riski, tehlikeyi azaltma, risk, tehlike ile karşılaşma olasılığını sınırlandırma şeklinde açıklanabilir. Yıldırıma karşı paratoner kullanmak, depreme karşı dayanaklı binalar yapmak, hırsızlığa karşı alarm tertibatı kurmak, yangın riskini “sprinkler söndürücüler” vasıtasıyla sınırlandırmak mümkündür.
Riski, tehlikeyi bireysel olarak taşıma (tasarruf) nedir?
Riski, tehlikeyi bireysel olarak taşıma (tasarruf), ileriyi düşünen bir kişinin çalışmaları sonucu elde ettiği kazancının bir kısmını bir tarafa ayırmasıyla biriken servettir. Riskin, tehlikenin gerçekleşmesi durumunda, karşılığını bulundurma (zararı üstlenme) şeklinde mümkün olabilir. Yani risk, tehlike taşıyıcıları, ileride karşılaşabilecekleri risklere, tehlikelere karşı gelirlerinin bir bölümünü tasarruf ederek, bireysel anlamda önlem alabilirler.
Riskin, tehlikenin transferi (sigorta) nedir?
Riskin, tehlikenin transferi (sigorta); daha önce de sigorta hakkındaki bilgiler arasında yer verildiği gibi, “Sigorta fertlerin hayatta karşılaşacakları risklerin, tehlikelerin zarar ve gider doğuran sonuçlardan korunmak için önceden tedbir alma ihtiyacından doğmuştur”. Sigortanın esası; belli bir ücret karşılığında üstlenilen riskin, tehlikenin gerçekleşmesi sonucu oluşan zararın, ziyanın sigorta ettirenler/sigortalılar topluluğuna dağıtılmasıdır. Taşınması gereken riski, tehlikeyi belli bir bedel karşılığında tamamen ve/veya kısmen başkasına aktarma biçiminde gerçekleştirilir.
Risk analizi nedir?
Risk analizi, sigortacılık tekniğinde sigortalı ve/veya sigorta ettirenler nezdinde tehlike oluşturan risklerin ortaya konması ve yorumlanmasıdır. Risk analizi uzun ve ayrıntılı bir süreçtir. Risk analizinde sigortalı kıymetlerde tehlike oluşturacak ve bu kıymetleri etkileyebilecek tüm tehditler ortaya konulur.
Risk yönetimi nedir?
Risk yönetimi, risk analizi sonucunda ortaya konan ve yorumlanan risklerin önüne geçmek ve/veya azaltmak amacıyla uygun, maliyet etkin karşı önlemlerin alınması işlemidir. Risk yönetimini; riskin tanımlanmasına, analiz edilmesine, değerlendirilmesine, mücadele edilmesine ve izlenmesine ilişkin yönetim politikalarının, süreçlerinin ve uygulamalarının sistematik bir bütünü şeklinde tanımlamak da mümkündür.
Büyük Sayılar Yasası nedir?
Büyük Sayılar Yasası, eldeki riziko, tehlike sayısı arttıkça, hasar oranının o olaya ilişkin genel hasar olasılığı yüzdesine daha çok yaklaşılacağını öngören istatistik yasası olup, “herhangi bir olay çok büyük sayıda yinelenebilirse, bu yineleme ile elde edilen sonuçlar, o olay için elde edilen teorik sonuçları doğrular” şeklinde tanımlanmaktadır.
Sigorta, risk ve Büyük Sayılar Yasası arasında nasıl bir ilişki söz konusudur?
Sigorta kanalıyla güvence altına alınan risklerde, tehlikelerde hasar yukarıda kısaca anlatılan büyük sayılar yasası çerçevesinde çokluğa dağıtılarak telafi edilmelidir. Çünkü hesaplarda büyük bir yanılma olmadığı takdirde, sigorta şirketinin riskinin sıfır olması gerekir. Halbuki riskin aktarımında transfer metodu geçerli olduğu için zarar bir başka yeri mutlaka ekonomik kayba uğratacaktır, etmediği taktirde zenginleştirecektir. Bu tür spekülatif riskler, tehlikeler normal olarak sigortacıların kabul edemeyeceği türeden risklerdir.
Sigorta sözleşmesi nedir?
Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.
İcap (öneri) nedir?
Bir sözleşmenin kurulması amacıyla belli bir kişiye ya da genele yöneltilen lüzumlu unsurları içeren ve bunların kabulü
ile de sözleşmenin kurulmasını sağlayan irade beyanına “İcap” “Öneri” adı verilir.
Sigorta sözleşmesini oluşturan unsurlar nelerdir?
Sigorta sözleşmesini oluşturan unsurları şöyle sıralanabilir:
- Öncelikle sigortalanacak bir menfaatin varlığı gerekmektedir. Yani bir kimsenin parayla ölçülebilir bir ekonomik kıymetinin, bir menfaatinin bulunması şarttır.
- Rizikonun, tehlikenin ileride ortaya çıkma olasılığı bulunmalıdır. Eğer riziko, tehlike önceden tahakkuk etmişse veya riziko, tehlike zaten ileride de doğmayacak ise bunlar sigortaya konu oluşturmaz.
- Bir tehlikenin, rizikonun ileride doğması karşılığında da sigortalının/sigorta ettirenin bir prim (ücret) vermesi gerekmektedir.
- Nihayet rizikonun, tehlikenin tahakkuku hâlinde sigortacı bir tazminat ödemeyi taahhüt etmektedir.
Sigortalar nasıl sınıflandırılmaktadır?
Çok geniş bir alanı kapsayan sigortayı, akademik çalışma alanları veya farklı bakış açıları ile çeşitli ölçütler göz önüne alarak sınıflandırmak mümkündür. Bu kapsamda, Özel Sigorta ve Sosyal Sigorta en temel ayrımlardandır.
Sigorta türlerini rizikonun, tehlikenin niteliği açısından Deniz ve Kara Sigortaları olarak; rizikonun yönelik olduğu şey açısından yani Rizikonun Konusuna göre Malvarlığı Sigortaları, Kişi (Şahıs) Sigortaları olarak sınıflandırmak mümkündür.Ancak günümüzde büyüyen hava yolu taşımacılığı nedeniyle artık hava sigortacılığı da ayrı sınıflandırılmaktadır.
Diğer yandan sigorta konusu işlevsel bir bölümlendirme yapıldığında;
- Poliçe sahibinin malı ile ilgili sigortalar,
- Poliçe sahibinin sorumluluğu ile ilgili sigortalar,
- Poliçe sahibinin şahsı ile ilgili sigortalar,
- Poliçe sahibinin hakları ve mali menfaati, (çıkarı) ile ilgili sigortalar şeklinde gruplandırılabilir.
Sigortanın sınıflandırılmasında yaygın olarak kullanılan bir diğer ayrım ise aşağıdaki üçlü sınıflandırmadır:
- Mal Sigortaları
- Sorumluluk Sigortaları
- Can Sigortaları
Sosyal sigortalar ile özel sigortalar arasındaki fark nedir?
Genel olarak kamu kuruluşları tarafından yürütülen Sosyal Sigortalar, esas itibariyle toplumun karşılaştığı birtakım temel risklere, tehlikelere karşı güvence sağlanabilmesi amacıyla devlet desteği ve güvencesi ile uygulamaya konulan sigorta türüdür. Diğer taraftan, Özel Sigorta daha çok uygulamada oluşmuş, gerçek ya da tüzel kişilerin sigorta konusu ile karşı karşıya kaldıkları riskleri, tehlikeleri transfer etmek için ihtiyari ya da zorunlu olarak alınan sigortadır.
Özel sigorta türleri nelerdir?
Özel Sigortaları çeşitli şekilde sınıflandırmak mümkündür. Bu konuda kullanılan bir sınıflandırmaya göre sigortalar, ihtiyacın karşılanması ölçütü açısından;
- (Soyut Olarak) Bedel (Meblağ) Sigortaları ve
- (Somut Olarak) Zarar <Tazminat> (Aktif ve Pasif) Sigortaları diye iki gruba ayrılmaktadır.
Zarar (tazminat) sigortaları genel olarak neleri içermektedir?
Zarar (tazminat) sigortalarında sigorta sözleşmesiyle güvence altına alınan fertlerin maruz bulundukları rizikoların, (tehlikelerin) gerçekleşmesi veya hukuki (mali) sorumluluğun ortaya çıkması sonucunda uğrayacakları maddi zararlar somut olarak karşılanır yani meydana gelen maddi zararlar tazmin edilir. Tazminat Sigortalarında amaç uğranılan gerçek ekonomik kaybın karşılanmasıdır. Poliçede yazılı sigorta bedeli, sigortacının sorumluluğunu sınırlar. Tazminat prensibinin doğal bir sonucu olarak, tazminat sigortası gerçek değerin üzerinde yaptırılamaz, yaptırılırsa aşan kısım geçerli olmaz. Yangın, hırsızlık, sorumluluk, tarım sigortaları vb. bu gruba girer.
Meblağ (bedel) sigortaları genel olarak neleri içermektedir?
Meblağ Sigortalarında ise sigortacı, sigorta ettirenin veya onun tayin edeceği bir şahsın hayatında gerçekleşen bazı rizikoların, tehlikelerin olması hâlinde miktarı önceden belirlenmiş sigorta sözleşmesinde gösterilen bir meblağı sigorta ettiren şahsa veya lehtara öder. Bu tür sigortalara hayat ve ferdi kaza sigortaları örnektir. Meblağ (bedel) Sigortalarında poliçede yazılı sigorta bedeli tazminata esas oluşturur. Örneğin bedel sigortalarından olan hayat sigortalarında insan hayatının değeri para ile ifade edilmekle beraber sınırlandırılamamaktadır. Bu nedenle, fertler istediği sigorta bedeli üzerinden sigorta yaptırabilir ve tazminata bu bedel esas teşkil eder.
Zarar sigortaları nasıl sınıflandırılmaktadır?
Sigortacılıkta çok önemli bir yer tutan zarar sigortaları da ikiye ayrılmaktadır. Bir Zarar (Tazminat) Sigortası, eğer mal varlığındaki bir Varlığın (Aktifin) azalmasını karşılıyorsa Aktif [(Mal (Yangın, Hırsızlık…); Alacak (Navlun, Kira), Kar] Sigortası, bir Pasifin [Kanuni Borçlar, Sözleşmeden Doğan Borçlar, Zorunlu Giderler…] ortaya çıkmasını veya artmasını karşılıyorsa Pasif Sigortası adını almaktadır. Aktif (Varlık) Sigortası bir menfaat sigortasıdır. Çünkü bu sigorta türünde, mal varlığında mevcut bir aktif (varlık) ile belirli bir şahıs arasındaki değer ilişkisi esas alınmaktadır ki, bu sigorta hukuku anlamında menfaat kavramını oluşturmaktadır.
Mal sigortası nedir?
Mal sigortaları insan hayatı ile ilgili olmayıp, piyasa değeri hesaplanabilen ve bir bedeli olan sigorta türüdür. Bu sigortalar, çeşitli rizikoların işletme bilançosunun aktifinde bulunan, bina, makine, stok gibi somut değerler ile işletmenin üçüncü şahıslardan alacaklarını ifade eden somut olmayan haklar üzerinde yol açacağı hasarlardan kaynaklanan finansal kayıpları güvence altına almaktadır
Öne çıkan mal sigortası türleri nelerdir?
Mal sigortalarından bazıları aşağıda sıralanmıştır.
- Yangın sigortaları: Taşınır ya da taşınmaz mallarda doğrudan çıkan veya çevreden sirayet eden yangının, yangına sebebiyet vermiş olsun olmasın yıldırımın veya infilakın, doğrudan doğruya vereceği zararları sigorta teminatı altına almaktadır. Yangın ana teminatına ek olarak Deprem, Grev-Lokavt-Kargaşalık-Halk Hareketleri-Kötü Niyetli Hareketler-Terör, Fırtına, Kar Ağırlığı, Sel ve Su Baskını, Yer Kayması Dâhili Su, Kara Taşıtları, Hava Taşıtları, Deniz Taşıtları, Duman ek teminatları poliçelerde güvence altına alınabilmektedir. Ayrıca, DASK tarafından sunulan zorunlu deprem sigortaları da yangın sigortaları içinde değerlendirilmektedir.
- Kaza sigortaları: Ülkemizde sigorta şirketlerinin toplam portföylerinde önemli bir payı olan Kaza Sigortaları, uygulamada Oto ve Oto Dışı Sigortalar olmak üzere iki bölüme ayrılmaktadır.
- Nakliyat sigortaları: En eski sigortacılık dalı olan Nakliyat Sigortaları, emtia ve Kıymet Nakliyatı Sigortaları, Navlun, Tekne Sigortaları ve Sorumluluk Sigortaları (Yurtiçi - Yurt dışı Taşıyıcı Mali Sorumluluk Sigortaları… gibi) bölümlere ayrılmaktadır.
- Mühendislik sigortaları: Sigortacılık sektöründe Makine-Montaj Sigortaları olarak da ifade edilen Mühendislik Sigortaları; İnşaat (All Risks) Sigortaları (CAR), Montaj (All Risks) Sigortaları (EAR), Makine Kırılması Sigortaları ve Elektronik Cihaz Sigortaları olmak üzere dört alt branşa ayrılmaktadır.
- Tarım sigortaları: Tarımsal üretimi ve hayvanları beklenmeyen risklere karşı sigorta güvencesi altına alan Tarım Sigortaları; Dolu Sigortaları, Sera Sigortaları ve Hayvan Hayat Sigortaları… gibi alt branşlara ayrılmaktadır.
Sorumluluk sigortası nedir?
Sorumluluk sigortaları, kişi ve kuruluşların yaslardan doğan sorumluluklar dâhilindeki eylem ve fiillerinden veya kazalardan dolayı üçüncü şahısların mallarında ve canlarında meydana gelen zararları tazmin eden sigorta türüdür.
Can sigortaları nelerdir?
Can Sigortaları, insanları ölüm, sakatlık, hastalanma, yaşlanma, kaza geçirme gibi tehlikelere karşı teminat altına alır. Can sigortaları şunlardan oluşur:
- Hayat sigortası: Başlangıçta, hayatı sigorta konusu olan kişinin sigorta süresi içerisinde ölmesi hâlinde, poliçeden yararlanan kişi veya kişilere ya da sigortalının yasal varislerine toplu para ödenmesi amacıyla düzenlenen hayat poliçeleri, zaman içinde kişilerin emeklilik programlarına bir destek niteliğinde ve yatırım amaçlı kullanılır olmuştur. Bu nedenle hayat sigortaları kendi içinde risk ağırlıklı ve birikimli olarak gruplanabilir.
- Ferdi kaza sigortası: Ferdi kaza sigortaları sigortalının iradesi dışında meydana gelen ani ve harici olaylar neticesinde (kaza) bedensel bir sakatlığa maruz kalmasına veya ölmesi durumlarına karşı teminat sunmaktadır.
- Sağlık sigortası: Can sigortaları kapsamındaki bir diğer sigorta olan sağlık sigortaları, sigortalıların sigorta süresi içinde hastalanmaları ve/veya herhangi bir kaza sonucu yaralanmaları hâlinde tedavileri için gerekli masrafları ve varsa gündelik tazminatlarını karşılar.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu sigortaları nasıl sınıflandırmıştır?
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunumuz ise bu üçlü sınıflandırma yerine Zarar Sigortaları ve Can Sigortaları başlığını taşıyan ikili bir sınıflandırma yolunu seçmiş olup, bu sınıflandırmada yer alan sigorta türleri aşağıda yer almaktadır.
Zarar Sigortaları
- Mal Sigortaları
- Sorumluluk Sigortaları
Can Sigortaları
- Hayat Sigortası
- Kaza Sigortası
- Hastalık ve Sağlık
Genel ayrıma göre sınıflandırma ise aşağıdaki gibidir:
- Mal Sigortaları
- Sorumluluk Sigortaları
- Zorunlu Sorumluluk Sigortaları
- İhtiyari Sorumluluk Sigortaları
- Can Sigortaları
- Hastalık ve Sağlık Sigortaları
- Kaza Sigortaları
- Hayat Sigortaları
Sigorta sektöründe faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin uğraşı konularına göre sigortalar nasıl sınıflandırılmaktadır?
Sigorta sektöründe faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin uğraşı konularına göre sigortalar Hayat Sigortaları ve Hayat Dışı (Elemanter) Sigortalar olarak da gruplanabilmektedir.
Hayat Dışı Sigortalarda sigorta konusu emtia (mal) olmakta ve bu malın mutlaka bir piyasa alım-satım değeri bulunmaktadır. Biraz sapmalar olsa bile, aşağı yukarı sigorta konusu bedel tespit edilebilmektedir. Bir hasar olduğunda, sigorta şirketinin, sigorta konusunda oluşan hasarı telafi etme imkanı her zaman bulunmaktadır. Ancak Hayat Sigortalarında ölen ya da sakat kalan bir insanın tazminatını hiçbir sigorta şirketi tazmin edemez. Bu sigortalarda başlangıçta sigorta sözleşmesi ile belirlenen olayın meydana gelmesi durumunda, sigorta şirketi, sözleşmede yazılı meblağı ödeyerek üzerine aldığı riski tazmin edebilmektedir. Bundan dolayı da birçok gelişmiş ülkede sigorta sınıflandırılırken Tazminat Sigortaları ve Meblağ (Tutar) Sigortaları ayırımı yapılmıştır.