aofsoru.com

Hayvancılık Ekonomisi Dersi 6. Ünite Özet

Hayvancılık İşletmelerinde Girdi Tedariki Ve Üretim

Hayvancılık İşletmelerinde Personel Temini

Belirli bir mekânda kurulan ve ihtiyacı giderici iktisadi mal ve hizmetlerin üretiminin yapıldığı teknik, ekonomik ve hukuki bünyeye sahip kuruluşlara işletme adı verilmektedir. Bu iktisadi ünitelerde mal ve hizmetler meydana getirilmektedir. Bu mal ve hizmetleri meydana getirme faaliyetlerinin tümüne üretim denilmektedir. Yani, İşletme üretim faktörlerini (emek, sermaye, tabiat) bilinçli ve sistemli şekilde bir araya getiren, azami kâr sağlamak amacıyla üretimde bulunan, bu üretim sonucu katma değer yaratan iktisadi ünitelerdir. Hayvancılık sektöründe bu tanıma uygun olarak faaliyette bulunan hayvancılık işletmeleri de bulunmaktadır. Hayvancılık işletmeleri ise hayvan ve hayvansal ürünler elde etmek amacıyla üretim faktörlerini bilinçli ve sistemli şekilde bir araya getiren, azami kâr elde etmek amacıyla üretimde bulunan ve bu üretim sonucu katma değer yaratan iktisadi ünitelerdir.

Günümüzde bankalar, ticarethaneler ve hizmet kurumlarının da bu kavrama dâhil edildiği görülmektedir. Bu nedenle günümüzde, iktisadi mal ve hizmet üretiminde bulunan, gereksinimlerin karşılanması için bu faaliyetlere doğrudan veya dolaylı katılan her ekonomik üniteye işletme denir. Burada önemli olan, ekonomik ünitenin insan gereksinimlerine uygun bir biçimde üretim faaliyetinde bulunabilmesidir. İşletmelerde gereksinim duyulan personelin işletme amaçları ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde temin edilmesi gerekir. İşletmenin ihtiyaç duyduğu personel seçiminde iki kaynak vardır. Bunlar işletme içi ve işletme dışı kaynaklardır.

Personel, bir işletmede yürütülen çeşitli faaliyetlerde görev alarak mal ve hizmet üretimine katkıda bulunan tüm çalışanları ifade eden kavramdır. Günümüz modern ekonomilerinde otomasyona ne kadar gidilirse gidilsin, yine de insan unsurunu işletmelerde %100 yok etmeye imkân bulunmamaktadır. O nedenle personelin önemi daha da artmış durumda bulunmaktadır. Bir işletmenin kuruluş aşamasında ihtiyacı olan personelin sayı ve niteliğini önceden tespit etmek önem taşımaktadır. İşletmede çalışan personel sayısı belirlenirken aşırı iş yükü veya gizli işsizliğe sebep olmamak adına dikkatli davranılmalı, kadrolara ihtiyaçlar doğrultusunda belirli yeterlikte, donanımlı ve yetenek sahibi personel yerleştirilmelidir. Hayvancılık işletmelerinde teknik ve ekonomik unsurlar yanında veteriner hekimlik ve yönetim hizmetlerine de ihtiyaç bulunmaktadır. Bu hizmetlerden bir bölümü kalifiye işgücü bir bölümü ise kalifiye olmayan (vasıfsız) personel tarafından gerçekleştirilmektedir. İşletme amaç ve üretim özelliklerine uygun olarak teknik ve ekonomik açıdan uygun bir tedarik düzeni uygulamazsa, üretim maliyetleri yükselmekte, verimlilik düşmekte, rakip işletmelerle üretimde ve sürümde rekabet etme imkânı azalmaktadır. İşgücünün belirli bir piyasası vardır. Bu işgücü ya milli işgücü piyasasından veya yabancı işgücü piyasalarından temin edilebilmektedir. İşletmede işgücünün devamlılığının sağlanması sayesinde; işletmede üretim kalitesi yükselmekte, üretimde verimlilik düzeyi yükselmekte, maliyetler düşmekte ve işgücünün işletmeye bağlılığı artmaktadır. İşletmelerde işgücünde devamlılığı sağlamanın belirli koşulları bulunmaktadır. Piyasa ekonomilerinde bu koşul zorla değil, taraflar arası mukavele ile sağlanmaktadır. Bu koşullar mali (parasal) koşullar, çalışılan işyerindeki fiziki çalışma koşulları ile sosyal ve moral koşullar olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.

İşgücünde devamlılığı sağlamak işletme açısından son derece önemli görülmektedir. İşgücü Devir Hızı (iGDH) belirli bir dönemde işletmede çalışan işgücünde meydana gelen azalmaların hesabında kullanılan bir orantı olup, yüzde (%) olarak ifade edilmektedir. İşgücü devir hızı, dönemsel olarak işten çıkan veya çıkarılan personel sayısının ortalama çalışan işgücü sayısına oranıdır. Her işletme kendi özelliklerine uygun bir ücret sistemi benimsemek ve uygulamak durumundadır.

Ücret sistemlerini; zaman bazına dayalı ücret sistemi ve prodüktivite (verimlilik) bazına dayalı ücret sistemi olmak üzere başlıca iki grup altında incelemek mümkündür. Bu ücret sisteminin faydaları şunlardır: İşgücü tarafından yapılan her fazla ödüllendirilir. Sistem moral yükselticidir. Genellikle işçilerin çalışmaları sırasında ayrıca bir denetleme fonksiyonuna ve bunun için ek bir masrafa gerek duyulmamaktadır. Rekabetçi koşullar altında ve maliyet denetiminin etkin şekilde gerçekleştirildiği işletmelerde üretim maliyetlerini önceden tespit etme imkânı sağlanır. Makine ve cihazların artan kullanımı ile verimlilik düzeyi yükselir. Bu sistemin uygulanabilmesi için işletmelerde standart çalışma koşullarının bulunması, standart zaman ve ürünlerin belirlenmesi gerekmektedir. Her işletmenin belirli bir personel politikası olmalıdır. İzlenen personel politikası çalışanlara açık ve seçik olarak zamanında duyurulmalıdır. Yapılan değişiklikler de en kısa sürede iletilmelidir. Personel politikası önemli ölçüde çalışanların görüş ve katkılarını da içermelidir.

Hayvancılık İşletmelerinde Hammadde Tedariki ve Stok Yönetimi

İktisadi mal üreten işletmeler, üretim sürecinde kullanmak üzere ihtiyaçları doğrultusunda ve belirli miktardaki hammadde ve malzemeyi işletmeye sağlamak ve maddi bir faktör olarak stoklamak durumundadır. Satın alma işine tedarik denilmektedir. Tedarik istemi insanoğlunun günlük tüketim düşüncesinden sıyrılıp gelecek kaygısıyla başlamıştır. Bu durumu, zaman içerisinde bir sistematiğe kavuşturma ihtiyacı bugünkü sistemin özünü oluşturmuştur. İşletmelerde tedarik fonksiyonu denildiğinde literatürlerde genellikle sadece malzeme tedariki anlaşılmaktadır. Hayvancılık işletmelerinde üretim faaliyetinde bulunmak için hammaddeye gereksinim duyulmaktadır. Hayvancılık işletmelerinde de üretim için gerekli olan hammadde önce işletmeye sevk edilir, sonra stoklanır ve stoklanan hammaddeden belirli bir zaman dilimi için yeterli görülen miktar amacına uygun olarak depodan alınarak üretime sevk edilir.

İşletmenin ihtiyacı olan hammaddeyi uygun zamanda, uygun miktarda, uygun kalitede, uygun fiyata ve uygun kaynaktan temin etmek gerekmektedir. Bu beş kriter aslında işletmede “Optimum Stok” olarak adlandırılmaktadır. Hammadde tedarikinde bu kriterlere eksiksiz uymak, aynı zamanda işletmenin kârlılığı ve verimliliği açısından da büyük önem taşımaktadır. İşletmelerde tedarik işlemi üç önemli aşamada yürütülmektedir. Bunlar; malzeme ve hammadde ihtiyaçları doğrultusunda işletmedeki ilgili servislerce miktar ve çeşit olarak dönemsel olarak yönetici veya satın alma şubelerine bildirilen ihtiyaç planları, stok planları ve satın alma planları’dır. Her işletmede olduğu gibi hayvancılık işletmelerinde de uygulanabilecek stok çeşitlerini beş başlık altında ele alıp incelemek mümkündür. Bunlar; ihbar stok, emniyet stok (demirbaş stok) optimal stok, ortalama stok, azami stoktur. Bu beş stok çeşidinden ilk ikisi (ihbar ve emniyet stokları) işletmede asgari stok seviyesini belirlemektedir. Çok zorunlu olmadıkça işletme emniyet stoğa dokunmamalıdır. Eğer üretimde kullanılmışsa öncelikle yenilenmesi gereken emniyet stok miktarıdır. İhbar ve emniyet stoklarının birlikte oluşturdukları stok seviyesi işletme için asgari stok’tur. Asgari stok, ihbar stok ile emniyet (demirbaş) stok miktarı toplamına eşittir.

Hayvancılık İşletmelerinde Finansman Kaynaklarının Temini ve Üretim

Finansman, bir işletmenin kurulabilmesi ve çalıştırılabilmesi için krediler dâhil gerekli paranın bulunması işlemidir. Başka bir deyişle, bir işletmenin kurulabilmesi ve üretim yapabilmesi için her türlü ödeme olanaklarını sağlayacak biçimde para akışını asgari maliyetle temin etmektir. Ekonomik faaliyetlerin temelde para vasıtasıyla yürütüldüğü düşünülürse, işletmelerde incelenmesi gereken en önemli konuların başında şüphesiz ki finansman konusu yer almaktadır. Çünkü bir ülkede yeterli hammadde, işgücü, teşebbüs gücü olsa dahi bunları bir araya getirecek finansman kaynakları diğer bir deyişle parasal tasarruflar ve banka kredileri yoksa çoğu kez bu işlemleri gerçekleştirmeye olanak yoktur. Her işletmede olduğu gibi, hayvancılık işletmelerinin finansmanında da üç önemli ilkeye özellikle dikkat etmek gerekmektedir. Bunlar; yeterli finansman, zamanında finansman ve ucuz maliyetli finansman ilkeleridir.

Bir işletmenin sermaye ihtiyacının tamamının veya bir kısmının öz kaynaklara dayandırılması veya dayandırılmaması, ekonomik koşullara göre işletme sahiplerinin karar vereceği bir konudur. Örneğin, küçük işletmelerde işletme sermayesinin tamamını kurucu veya kurucularının sağlanması mümkündür. Ancak günümüzde yığın halinde üretim yapan büyük ölçekli işletmelerin finansmanının, öz kaynaklara dayandırılması giderek zorlaşmakta, hatta olanaksızlaşmaktadır.

İşletmenin ihtiyaç duyduğu sermaye, işletmeye iki yoldan sağlanmaktadır. Bunlar; işletme kurucuları tarafından getirilen kaynaklar, sermaye piyasasından sağlanan kaynaklardır. Sermaye piyasasından, işletme finansmanı için yararlanmada genellikle iki yol bulunmaktadır. Bunlar, hisse senetleri ve tahvillerdir. Sermaye piyasası, ülkemizde önemli bir gelişme süreci içerisinde olan bir piyasadır. Bankalar sermaye piyasasına dahil kuruluşlar arasında bulunmaktadır. Tahviller ise hisse senetlerinin dışında, işletmelerin finansman gereksinimini karşılamak için sermaye piyasalarına sunulurlar. Tahviller, işletmeler açısından uzun vadeli bir finansman kaynağı konumundadır. Tahvillerle hisse senetlerini birbirinden ayıran farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin; tahvil ihraç eden işletme kâr etsin veya etmesin, taahhüt ettiği belirli bir faizi vadesinde tahvil sahibine ödemek zorundadır. Tahvil sahibi, itfa tarihinden önce elindeki tahvili çıkaran işletme veya firmaya veremeyeceği gibi itfa tarihinden sonra da ana para ve faizi almak zorundadır. Oysa hisse senetlerinde durum daha farklıdır. Hisse senetleri aynı zamanda bir işletmenin hukuki ve mali sorumluluğuna ortaklık demektir. Bu çerçevede hisse senedi sahibi, işletmenin kâr ettiği dönemde hissesi oranında kâr almaktadır. Zarar ettiği durumda da hissesi oranında zarara iştirak etmek zorundadır. İşletme döneminde meydana getirilen fonların işletme emrine tahsis edilmesine likidite adı verilmektedir. Likidite, işletmenin sahip olduğu varlıkların paraya dönüştürülebilme imkânı ve yeteneği olarak ta ifade edilebilir. Bu kapsamda, bir işletmenin yeterli likiditesi var demek, işletmenin kendi faaliyetlerine yetecek kadar kasasında ve banka hesabında parası ve paraya derhal çevrilebilecek iskonto ve alacak senetleri gibi kaynakları var demektir. Bir işletmede likiditenin ölçümünde çeşitli oranlar (ratio) kullanılabilir.

İşletme ekonomisi açısından, üretim maliyetleri ve girdi tedariki konusu son derece önem taşır. İşletmede girdi tedarikindeki başarı ve etkinlik ile birlikte maliyetler kontrol altına alınarak, daha ucuz bir fiyat belirleme ve sürüm politikası izleme imkânı yaratılabilir. İşletme maliyetlerine hâkim olan bir üretim ünitesi, rakip firmalarla daha iyi rekabet edebilme ve dolayısıyla gelir ve kârını artırma olanağına da sahip olmaktadır. Diğer işletmelerde olduğu gibi hayvancılık işletmelerinde de maliyet konusu dikkatle izlenmelidir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email