Temel Veteriner Biyokimya Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Lipitler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Likit nedir?
Genel olarak suda çözünmeyen, eter, kloroform ve benzen gibi çözücülerde çözünen organik moleküllere lipit adı verilir.
Karbonhidrat ve proteinler gibi lipitleri tanımlamak neden kolay değildir?
Çünkü çok değişik yapıda molekül lipit sınıfına girebilir. Lipitlerin bir yapı taşı yoktur.
Karbonhidratların yapı taşı nedir?
Karbonhidratların yapı taşı monosakkaritlerdir.
Proteinlerin yapı taşı nedir?
Proteinlerin yapı taşı aminoasitlerdir.
Lipitlerin kimyasal yapılarında neler bulunabilir?
Karbon, hidrojen ve oksijen atomlarının yanı sıra, daha az miktarda fosfor, azot ve kükürt bulunabilir.
Bloor’a göre lipitlerin üç özelliği nedir?
Bloor’a göre lipitler şu üç özelliğe sahiptir: - Suda erimezler, eter, kloroform, aseton ve benzen gibi yağ eriticilerde erirler. - Yağ asitlerinin esteridirler veya esterleşebilirler. - Canlı organizmalar tarafından kullanılırlar.
Karbonhidratların fazlası ne olarak depo edilir?
Karbonhidratların fazlası yağlara çevrilerek depo edilir.
Prekürsör nedir?
Ana maddeyi oluşturan öncü maddedir.
Lipitlerin gerekli olduğu temel olaylar nelerdir?
Lipitler bazı vitamin ve hormonların biyosentezinde lipitler prekürsör olarak gereklidir. Yine bazı enzimler, aktivite göstermeleri için lipitlere ihtiyaç duyarlar. Ayrıca yağda eriyen vitaminlerin hedef doku ve organlara taşınması için lipitler gereklidir. Mitokondriada elektron taşıma işlevine yardımcı olurlar. Bütün hücrelerde iletişim, tanıma ve bağışıklık olaylarında lipitlerin önemli rolü vardır.
Lipitlerin sınıflandırıldığı gruplar nelerdir?
Lipitler 5 grupta sınıflandırılırlar. - Yağ Asitleri - Gliserol Taşıyan Lipitler (Nötral yağlar ve Fosfogliseritler) - Gliserol Taşımayan Lipitler (Sfingolipitler, Alifatik Alkol ve Mumlar, Terpenler, Steroidler) - Diğer Sınıf Bileşiklere Bağlı Lipitler (Lipoproteinler, Proteolipitler, Lipopolisakkaritler) - Biyolojik Önemi Olan Lipitler (Eikozonoidler, Lizofosfogliseritler)
Asitlik ne demektir?
Düz zincirli yapıya sahip olan demektir.
Yağ asitleri ne tür asitlerdir?
Yağ asitleri monokarboksilik asitlerdir.
Yağ asitleri hangi grup elemetleri taşır?
Bütün yağ asitleri bir ucunda metül grubu, orta kısmında uzun hidrokarbon zinciri ve diğer ucunda karboksil grubu taşır.
Yağ asitlerinin yapısal özelliği temelde nasıldır?
Doğada bulunan yağ asitleri düz zincirlidirler ve genellikle çift sayıda karbon atomu taşırlar.
Yağ asitleri hangi gruplara ayrılırlar?
Yağ asitleri doymuş ve doymamış yağ asitleri olarak ikiye ayrılırlar.
Doymuş yağ asitlerinin özellikleri nelerdir?
Doymuş yağ asitleri yapılarında çift bağ içermezler ve erime noktaları yüksektir. En basit doymuş yağ asidi iki karbonlu asetik asittir.
Uçucu yağ asitleri nedir?
Doymuş yağ grubunda yer alan asetik asit, propiyonik asit ve butirik aside ‘uçucu yağ asitleri’ adı verilmektedir.
Doymamış yağ asitleri hangi canlılarda fazla bulunur?
Doymamış yağ asitleri, yüksek organizmalı bitkiler ile düşük ısılarda yaşayan hayvanlarda fazla bulunur.
Doymamış yağ asitlerinin temel özellikleri nelerdir?
Kimyasal yapılarında bir veya birden fazla çift bağ içerirler. Çoğunda çift bağ vardır. Tamamı oda ısısında sıvıdır.
Dermatitis ne demektir?
Deri iltihabı veya yangısıdır.
Hematüri nedir?
İdrarda kan görülmesidir.
Doğada en fazla bulunan doymamış yağ asidi nedir?
Oleik asit doğada en fazla bulunan doymamış yağ asidirir.
Yağ asitlerinin fiziksel özellikleri hangi faktörlere bağlıdır?
Yağ asitlerinin fiziksel özellikleri karbon zincirinin uzunluğuna ve moleküldeki çift bağın sayısına bağlıdır.
Hangi faktör yağ asitlerinin erime noktalarını yükseltir, uçuculuklarını azaltır?
Yağ asitlerinin zincir uzunluğu ve molekül ağırlığı arttıkça erime noktaları yükselir ve uçuculukları azalır.
Doymamış yağ asitleri hangi özelikleri sayesinde yüksek reaksiyon yeteneğine sahiptir?
Doymamış yağ asitleri taşıdıkları çift bağlar sayesinde yüksek reaksiyon yeteneğine sahiptir.
Sabun nedir?
Altı karbondan yüksek yağ asitlerinin metallerle yaptıkları tuzlara ‘sabun’ denir.
Sodyum ve potasyum sabunları ne tür farklılıklar gösterirler?
Potasyum sabunları sodyum sabunlarından daha fazla yumuşaktır ve daha çabuk erirler.
Katyonik nedir?
Pozitif elektrik yükü taşıyan iyondur.
Anyonik nedir?
Negatif elektrik yükü taşıyan iyondur.
Nötr nedir?
Pozitif ve negatif elektrik yükünün aynı olmasıdır.
Deterjanlar hangi özelliklerinden ötürü üstün temizleyici maddelerdir?
Deterjanlar yapılarında bulunan sülfürik asit esterlerinin kuvvetli asit olmaları ve bunların tuzlarının asit çözeltilerde parçalanmamaları nedeniyle üstün temizleyici maddelerdir.
Esterler nasıl oluşur?
Yağ asitlerinin karboksil grupları ile alkollerin hidroksil grupları arasında su çıkışıyla birlikte, yağ asidi ve alkolün birbirine ester bağıyla bağlanması sonucu esterler oluşur.
Doymamış yağ asitleri nasıl doyurulabilir?
Doymamış yağ asitlerinin yapısında yer alan etilen bağı (-CHCH) yani çift bağlar kolaylıkla hidrojenle ya da halojenlerle doyurulabilir.
İyot indeksi nedir?
100 g doymamış yağın gram cinsinden tuttuğu iyot miktarı iyot indeksi olarak tanımlanır.
Doymamışlık derecesinin saptanması nasıl sağlanabilir?
Doymamış yağ asitleri iyotla doyurulursa yağ asidinin absorbe ettiği iyot miktarı ölçülebilir. Böylece çift bağ sayısının veya doymamışlık derecesinin saptanması mümkün olabilir.
İndirgenmek nedir?
Bir elementin, kimyasal reaksiyonlarda elektron alması olayıdır.
Lipitlerin en yaygın sınıfını hangi yağlar oluştururlar?
Nötral yağlar, lipitlerin en yaygın sınıfını oluştururlar.
Nötral yağlar özellikle nerelerde bol miktarda bulunurlar?
Nötral yağlar özellikle bitkilerin tohumlarında, ceviz ve fındıkta bol miktarda bulunurlar.
Gliserol nedir?
Gliserol tatlı, sıvıkıvamda üç derlikli bir alkoldür.
Basit ve karışık gliserit nedir?
Yapılarında yağ asitleri aynı olan gliseritlere ‘basit gliserit’, farklı olanlara ise ‘karışık gliserit’ adı verilmektedir.
Monogliserit, digliserit ve trigliserit nedir?
Yağ asidi, gliserolün bir alkol grubu ile esterleşirse monogliserit; iki alkol grubuyla esterleşirse digliserit ve üç alkol grubuyla esterleşirse trigliserit adını alır.
Trigliseritler niçin iyi bir soğuktan koruyucudurlar?
Trigliseritler indirgenmiş oldukları için metabolik enerjinin depo şeklidirler. Bir çok hayvan ve bitki hücresinin sitozolünde küçük mikroskobik yağ damlacıkları şeklinde bulunurlar. Çok soğuk iklim şartlarında yaşayan hayvanların deri altında toplandığı için iyi bir soğuktan koruyucudurlar.
Fosfogliseritler nedir?
Gliserol ve esterleşmiş halde fosforik asit taşıyan lipitlere fosfogliseritler denir.
Fosfogliseritler hangi alt gruplara ayrılırlar?
Fosfogliseritler fosfatitler, difosfatidilgliseroller ve fosfatidilinozitoller olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar.
Selüler nedir?
Selüler hücrelerle ilgili olan demektir.
Agregasyon nedir?
Hücrelerin yuvarlaklaşması ve üzüm salkımı biçiminde bir araya toplanması, kan hücrelerinin kümelenmesidir.
Fosfatitlerin bileşeninde neler vardır?
Fosfatitler, gliserol fosfat tü revi olup ç oğu zaman azotlu bir baz (kolin, etanolamin) iç ermektedirler.
Fosfatidiletanolaminlerin bileşiminde neler vardır?
Kefalinlerin diğer ismi fosfatidiletanolamindir. Yapı taşları arasında gliserol, yağ asidi, fosfat ve etanolamin bulunmaktadır.
Kefalinlerin temel görevleri nelerdir?
Kefalinler, başta beyin olmak üzere tüm vücut dokularında bulunurlar ve özellikle selüler zarların yapısında yer alırlar. Trombosit agregasyonunu arttırıcı etki gösterirler. Pıhtılaşma reaksiyonunda rol oynarlar.
Fosfatidilkolinin bileşiminde neler vardır?
Fosfatitler sınıfında yer alan lesitinlere aynı zamanda fosfatidilkolin adı da verilmektedir. Yapı taşları gliserol, yağ asidi, fosfat ve kolindir.
Frengi hastalığı nedir?
Treponema pallidum adındaki mikrobun sebep olduğu cinsel yolla insanlara bulaşan bir hastalıktır.
Epidermis nedir?
Derinin epitelyum hücrelerinden oluşan dış tabakasıdır.
Spingolitlerin temel özellikleri nelerdir?
Bu grup moleküllerde gliserol yerine sfingozit alkol bulunur. Sfingozit alkol, 18 karbonlu, bir çift bağ ve bir amino grubu taşıyan moleküldür. Bitki ve hayvan hücre zarının yapısal bileşenidirler.
Sfingolipitler hangi alt gruplara ayrılırlar?
Sfingolipitler seramidler, sfingomyelinler ve glikosfingolipitler olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar.
Seramidler nedir?
Seramidler, sfingozin alkolün amino azotuna bir yağ asidinin bağlanması sonucu oluşan en basit sfingolipitlerdir.
Unguluk asitin bileşeninde neler bulunmaktadır?
Ungulik asit, seramide ek olarak az oranda sialik asit, galaktoz, galaktozamin ve sü lfat iç erir.
Sfingomyelinler nedir?
Sfingomyelinler, seramiddeki primer alkol grubuna fosforik asit üzerinden kolin bağlanmasıyla oluşmuş sfingolipitlerdir.
Sfingomyelinlerin yapısındaki yağ asidi hangi faktöre göre değişir?
Sfingomyelinlerin yapısındaki yağ asidi tü rleri, sfingomyelinin bulunduğu yere gö re değişir. Santral sinir sistemi sfingomyelinindeki yağ asitleri stearik ve lignoserik asit, dalak sfingomyelinindeki yağ asitleri palmitik ve lignoserik asittir.
Sfingomyelinler nerelerde bol miktarda bulunurlar?
Sfingomyelinler, hayvan hü crelerinin plazma zarlarında, beyin ve sinir dokusunda bol miktarda bulunurlar. Sinir hü crelerini saran kılıf, iyi bir sfingomyelin kaynağıdır. Sfingomyelinler, az miktarda kan lipitlerinde de bulunurlar.
Glikosfingolipitler nedir?
Glikosfingolipitler, yapılarında gliserol ve fosfat bulunmayan, seramide bağlı olarak karbonhidrat iç eren sfingolipitlerdir.
Glikosfingolipitler grubunda neler yer almaktadır?
Serebrositler, gangliositler ve seramid oligosakkaritler glikosfingolipitler grubunda yer almaktadır.
Malignant ne demektir?
Malignant öldürücü seyir gösteren, kötü huylu demektir.
Serebrositler nedir?
Serebrositler, seramide bağlı tek karbonhidrat ü nitesi iç eren sfingolipitlerdir.
Serebrositlerin yapısında neler vardır?
Serebrositler bir mol sfingozin alkol, bir mol yağ asidi ve bir mol de karbonhidrat içerirler.
Serebrositler nerede bulunurlar?
Serebrositler, beyin hücrelerinin zarlarında bulunurlar.
Gangliositler nedir?
Gangliositler seramide bağlı çok sayıda fleker ü nitesi iç eren kompleks sfingolipitlerdir.
Gangliositler daha çok nerelerde bulunurlar?
Gangliositler daha çok sinirlerde ve dalakta yaygın olarak bulunurlar.
Seramid oligosakkaritler nedir?
Seramid oligosakkaritler, seramide bağlı birden çok sayıda fleker ünitesi içeren sfingolipitlerdir.
Alifatik alkol nedir?
Alifatik alkoller, özelleştirilmiş lipitlerde ester şeklinde bulunan düz zincirli yüksek alkollerdir.
Mum nedir?
Mumlar, yüksek yağ asitlerinin bir hidroksilli yüksek alkollerle oluşturdukları esterlerdir.
Mumlar canlılara hangi konularda gereklidir?
Omurgalıların deri bezlerinden salgılanan mumlar, deriye yumuşaklık, yağlılık ve su geçirmezlik gibi özellikler kazandırırlar. Saç , yün ve tüyler de mumsu yapılarla kaplıdırlar.
Polimerizasyon nedir?
İzopren molekü lü nde bulunan iki çift bağ konjugedir. Yani iki çift bağ arasında yalnız bir tek bağ bulunur. Böyle konjuge moleküller, yüksek reaksiyon yeteneğine sahiptirler. Başka molekü llerle birleşebildikleri gibi kendi aralarında da birleşebilirler. Bu şekilde aynı maddenin molekü llerinin kendi aralarında birleşmelerine polimerizasyon adı verilir.
Lipitler nelerdir, yapıtaşları nelerdir?
Genel olarak suda çözünmeyen, eter, kloroform ve benzen gibi çözücülerde çözünen organik moleküllere lipit adı verilir. Kimyasal yapılarında karbon, hidrojen ve oksijen atomlarının yanı sıra, daha az miktarda fosfor, azot ve kükürt bulunabilir. Lipitler organizmaya büyük oranda dışarıdan alınır. Fakat az bir kısmı da metabolizmada sentezlenebilir.
Canlı organizmada lipitlerin nasıl görevleri vardır?
Lipitler canlı organizmalarda önemli depo ve yapısal fonksiyonlara sahiptirler. Lipitler, karbonhidrat ve proteinlerle birlikte doğa ve organizmada bulunan önemli bir organik gruptur. Besinlerle alınan diğer enerji veren moleküllerin, özellikle karbonhidratların fazlası yağlara çevrilerek depo edilir. Bir gram lipidin enerji değeri 9 kCal/g iken karbonhidratlar için bu değer 4,5 kCal/g’dır. Hücre ve sitoplazmik organellerin membranlarının % 50’si lipitlerden oluşmaktadır. Bazı vitamin ve hormonların biyosentezinde lipitler prekürsör olarak gereklidir. Yine bazı enzimler, aktivite göstermeleri için lipitlere ihtiyaç duyarlar. Ayrıca yağda eriyen vitaminlerin hedef doku ve organlara taşınması için lipitler gereklidir. Mitokondriada elektron taşıma işlevine yardımcı olurlar. Bütün hücrelerde iletişim, tanıma ve bağışıklık olaylarında lipitlerin önemli rolü vardır.
Lipitler kaça ayrılır?
Lipitlerin Sınıflandırılması
1. Yağ Asitleri
2. Gliserol Taşıyan Lipitler: • Nötral Yağlar • Fosfogliseritler
3. Gliserol Taşımayan Lipitler: • Sfingolipitler • Alifatik Alkol ve Mumlar • Terpenler • Steroidler
4. Diğer Sınıf Bileşiklere Bağlı Lipitler: • Lipoproteinler • Proteolipitler • Lipopolisakkaritler
5. Biyolojik Önemi Olan Lipitler: • Eikozonoidler • Lizofosfogliseritlerdir.
Yağ asitlerinin molekül yapıları nasıldır?
Doğada bulunan yağ asitleri düz zincirlidirler ve genellikle çift sayıda karbon atomu taşırlar. Ancak tek sayıda karbon atomu taşıyan yağ asitleri de vardır. Karbon sayıları 2-34 arasındadır. Yağ asitleri monokarboksilik asitlerdir. Yani yapıda tekbir —COOH (karboksil) grubu vardır. Yağ asitlerinin genel formülü R—COOH şeklinde gösterilmektedir. Burada R harfi molekülden moleküle değişebilir. Bütün yağ asitleri bir ucunda metil grubu (CH3), orta kısmında uzun hidrokarbon zinciri (CH2) ve diğer ucunda karboksil (COOH) grubu taşır.
Yağ asitlerinin özellikleri nelerdir?
Yağ asitleri şu üç özelliğe sahiptirler:
• Çoğu düz zincirli yapıya sahip olan, monokarboksilik hidrokarbon kalıntılarından oluşmuştur.
• Karbon atomları sayıları çoğunlukla çift sayıdadır.
• Doyurulabilirler veya bir ya da daha fazla doymamış bağ taşırlar
Yağ asitleri kaça ayrılır, özellikleri nelerdir?
Yağ asitleri doymuş ve doymamış yağ asitleri olarak ikiye ayrılırlar. Doymuş yağ asitleri, yapılarında çift bağ içermezler ve erime noktaları yüksektir. En basit doymuş yağ asidi iki karbonlu asetik asittir. Bu grupta yer alan asetik asit, propiyonik asit ve butirik aside “uçucu yağ asitleri” adı da verilmektedir. Bu moleküller özellikle koyun, keçi ve inek gibi hayvanların metabolizmalarında önemli yer tutarlar. Hayvansal yağlarda en çok bulunan yağ asitleri 16 karbonlu palmitik asit ve 18 karbonlu stearik asittir.Doymamış yağ asitleri, yüksek organizmalı bitkiler ile düşük ısılarda yaşayan hayvanlarda fazla bulunur. Kimyasal yapılarında bir veya birden fazla çift bağ içerirler . Tamamı oda ısısında sıvıdır. Bu gruba giren linoleik, linolenik ve arahidonik asitler insanlar için dışarıdan besinlerle alınması zorunlu olan yağ asitlerindendir. Bu moleküllerin eksikliğinde büyümede yavaşlama, dermatitis ve hematüri görülür. Doymamış yağ asitlerinin hayvansal dokularda en fazla bulunanı 16 karbonlu ve bir çift bağa sahip olan palmitoleik asit ve 18 karbonlu ve bir çift bağa sahip olan oleik asittir. Oleik asit doğada en fazla bulunan doymamış yağ asididir. Başlıca doymamış yağ asitleri, çift bağ sayıları ve formülleri Tablo 3.2’de görülmektedir.
Yağ asitlerinin fiziksel özellikleri nelerdir?
Yağ asitlerinin fiziksel özellikleri karbon zincirinin uzunluğuna ve moleküldeki çift bağın sayısına bağlıdır. Karbon sayısı 10’a kadar olan bütün doymuş yağ asitleri oda ısısında sıvı ve uçucudur. Daha fazla sayıda karbon atomuna sahip olanlar vücut sıcaklığında katıdır. Yağ asitlerinin zincir uzunluğu ve molekül ağırlığı arttıkça erime noktaları yükselir ve uçuculukları azalır. Bilinen bütün doymamış yağ asitleri oda ısısında sıvıdır, suda erimez ve uçucu değillerdir. Doymamış yağ asitleri taşıdıkları çift bağlar sayesinde yüksek reaksiyon yeteneğine sahiptir.
Yağ asitlerinde tuz oluşumu nasıl gerçekleşir?
Altı karbondan yüksek yağ asitlerinin metallerle yaptıkları tuzlara “sabun” denir. Sodyum ve potasyum sabunları suda erirler. Ancak diğer metallerin tuzları (sabunları) genellikle erimezler ve temizleyici değillerdir. Potasyum sabunları sodyum sabunlarından daha fazla yumuşaktır ve daha çabuk erirler. Doymamış yağ asitlerinin verdiği sabunlar doymuş olanlara oranla suda ve alkolde daha fazla erir.Deterjanlar da yağ asitlerinin tuzlarıdır. Deterjanlar yapılarında bulunan sülfürik asit esterlerinin kuvvetli asit olmaları ve bunların tuzlarının asit çözeltilerde parçalanmamaları nedeniyle üstün temizleyici maddelerdir.
Yağ asitlerinde ester oluşumu nasıl gerçekleşir?
Yağ asitlerinin karboksil grupları ile alkollerin hidroksil grupları arasından su çıkışıyla birlikte, yağ asidi ve alkolün birbirine ester bağıyla bağlanması sonucu esterler oluşur. Esterleşme kendiliğinden yavaş, fakat ısı veya hidrojen iyonu varlığında hızlı olur. Örneğin; trigliseritlerin oluşumu. Bunlar, gliserolün yağ asidi ile yaptıkları esterlerdir.
Yağ asitlerinde çift bağlarla ilgili reaksiyonlar nasıl gerçekleşir?
Doymamış yağ asitlerinin yapısında yer alan etilen bağı (-CH=CH-) yani çift bağlar kolaylıkla hidrojenle ya da halojenlerle doyurulabilir. Bu reaksiyon sonucunda doymamış yağ asidi doymuş hale geçer. Oleik asidin çift bağına hidrojen girmesi sonucu stearik asidin oluşması örnek olarak verilebilir. Çift bağa hidrojen yerine halojenler adını verdiğimiz flor, klor, brom ve iyot gibi atomlar da girebilir. Örneğin, oleik asidin çift bağına Br2 girmesiyle dibromostearik asit oluşur.Üç veya daha fazla sayıda çift bağı bulunan yağ asitlerinin brom ile doyurulması sonucu meydana gelen türevleri, çözücülerin çoğunda çözünmez. Bu özellik, doymuş yağ asitlerinin ayrılmasında ve tanınmasında kullanılır.
Nötral yağlar nasıl oluşur, nerelerde bulunur, görevleri nelerdir?
Nötral yağlar, lipitlerin en yaygın sınıfını oluştururlar. Özellikle bitkilerin tohumlarında, ceviz ve fındıkta bol miktarda bulunurlar. Nötral yağların üç önemli görevi vardır:
• Yedek besin maddesidirler.
• Vücuttan ısı kaybına karşı koruyucu (izolatör) etkiye sahiptirler.
• İç organların korunmasında rol alırlar.
Bu moleküller, yağ asitlerinin gliserol ile yaptıkları esterlerdir. Aynı zamanda gliserit olarak da isimlendirilirler. Gliserol tatlı, sıvı kıvamda üç değerlikli bir alkoldür. Yapılarındaki yağ asitleri aynı olan gliseritlere “basit gliseritler”, farklı olanlara ise “karışık gliseritler” adı verilmektedir. Bir gliseridin karışık gliserit olması için taşıdığı yağ asitlerinden en az ikisinin değişik olması gereklidir.
Yağ asitleri gliserolün alkol grubu ile esterleşirse neler oluşur?
Yağ asidi, gliserolün bir alkol grubu ile esterleşirse monogliserit; iki alkol grubuyla esterleşirse digliserit ve üç alkol grubuyla esterleşirse trigliserit adını alır. Trigliseritler metabolik enerjinin depo şeklidirler. Birçok hayvan ve bitki hücresinin sitozolünde küçük mikroskobik yağ damlacıkları şeklinde bulunurlar. Çok soğuk iklim şartlarında yaşayan hayvanların deri altında toplandığı için iyi bir soğuktan koruyucudur.
Fosfogliseritler nelerdir, kaç alt gruba ayrılır, özellikleri nelerdir?
Gliserol ve esterleşmiş halde fosforik asit taşıyan lipitlere fosfogliseritler denir. Fosfatitler, difosfatidilgliseroller ve fosfatidilinozitoller olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar. Fosfatitler, gliserol fosfat türevi olup çoğu zaman azotlu bir baz (kolin, etanolamin) içermektedirler. Bunlara plazmalojenler, kefalinler ve lesitinler örnek olarak verilebilir. Plazmalojenler, beyin, kalp kası, yumurta ve karaciğerde bulunurlar. Özellikle insan santral sinir sisteminde gliserofosfolipitlerin % 23’ünü oluştururlar. Yapılarında gliserol, fosfat, etanolamin ve yüksek yağ asitlerinin aldehit şekli bulunmaktadır.Kefalinlerin diğer ismi fosfatidiletanolamindir. Yapı taşları arasında gliserol, yağ asidi, fosfat ve etanolamin bulunmaktadır. Fosforik asidin —OH grubuna etanolamin (hidroksietilamin) bağlanmıştır. Fizyolojik pH’da iyonik halde bulunurlar. Kefalinler, başta beyin olmak üzere tüm vücut dokularında bulunurlar ve özellikle zarların yapısında yer alırlar.
Lesitinlerin özellikleri nelerdir?
Fosfatitler sınıfında yer alan lesitinlere aynı zamanda fosfatidilkolin adı da verilmektedir. Yapı taşları gliserol, yağ asidi, fosfat ve kolindir. Fosforik asidin —OH grubuna kolin bağlanmıştır. Kolin kimyasal olarak azotlu bir bazdır. Yapılarındaki yağ asitleri doymuş veya doymamış olabilir. Lesitinin yapısındaki fosforik asit ortama asit karakterli H+ iyonu verir. Kolin ise kuvvetli baz karakterli —OH grubu taşır. Lesitin, hem asit hem de baz grupları taşıdığı için zwitterion (iç tuz) özelliğe sahiptir.
Dİfosfatidilgliserol nasıl oluşur, hangi hastalıkta önemlidir?
Difosfatidilgliserol bir molekül gliserol ve iki molekül fosfatidik asitten oluşmuştur. Özellikle frenginin serolojik teşhisinde yararlanılan ve kalp kasında bulunan moleküllerdir.
Sfingolipitler nelerdir, kaça ayrılır?
Bu grup moleküllerde gliserol yerine sfingozin alkol bulunur. Sfingozin alkol, 18 karbonlu, bir çift bağ ve bir amino grubu taşıyan moleküldür. Bitki ve hayvan hücre zarının yapısal bileşenidirler. Sfingolipitleri seramidler, sfingomyelinler ve glikosfingolipitler olmak üzere üç alt gruba ayırabiliriz.
Seramidler nasıl oluşur, özellikleri nelerdir?
Seramidler, sfingozin alkolün amino azotuna bir yağ asidinin bağlanması sonucu oluşan en basit sfingolipitlerdir. Bir seramid diğerinden taşıdığı yağ asidi ile ayrılır. İnsanların deri, saç ve tırnaklarında, atların ve sığırların tırnaklarında sülfür içeren bir seramid bulunmaktadır.
Sfingomyelinler nasıl oluşur, en çok nerelerde bulunur?
Sfingomyelinler, seramiddeki primer alkol grubuna fosforik asit üzerinden kolin bağlanmasıyla oluşmuş sfingolipitlerdir. Sfingomyelinlerin yapısındaki yağ asidi türleri, sfingomyelinin bulunduğu yere göre değişir. Sfingomyelinler, hayvan hücrelerinin plazma zarlarında, beyin ve sinir dokusunda bol miktarda bulunurlar. Sinir hücrelerini saran kılıf, iyi bir sfingomyelin kaynağıdır. Sfingomyelinler, az miktarda kan lipitlerinde de bulunurlar.
Glikosfingolipitler nasıl oluşur, özellikleri nelerdir, örnek veriniz?
Glikosfingolipitler, yapılarında gliserol ve fosfat bulunmayan, seramide bağlı olarak karbonhidrat içeren sfingolipitlerdir. Bu grupta serebrositler, gangliositler ve seramid oligosakkaritler yer almaktadır. Serebrositler, seramide bağlı tek karbonhidrat ünitesi içeren sfingolipitlerdir. Bunlar bir mol sfingozin alkol, bir mol yağ asidi ve bir mol da karbonhidrat içerirler. Buradaki karbonhidrat genellikle galaktoz veya glukozdur. Serebrositler, beyin hücrelerinin zarlarında bulunurlar. Örneğin; galaktoserebrositler, sinir dokusunda bol bulunur ve myelin kılıf lipidin % 15’ini oluştururlar. Gangliositler, seramide bağlı çok sayıda şeker ünitesi içeren kompleks sfingolipitlerdir. Daha çok sinirlerde ve dalakta yaygın olarak bulunurlar. Gangliositler, serebrositlerdeki galaktoza ek olarak birkaç molekül daha karbonhidrata sahiptirler. Bu karbonhidrat genellikle sialik asittir. Bu moleküller, hücrelerin birbiriyle olan ilişkilerini kontrol etmede ve haberleşmede görev almaktadırlar. Ayrıca malignant tümörlerin ilerlemesi esnasında gangliositlerde oluşan değişiklikler kanser teşhisinin konmasında yardımcı olmaktadır.
Alifatik alkol ve mumların lipitlerle nasıl bir ilişkisi vardır?
Alifatik alkoller, özelleşmiş lipitlerde ester şeklinde bulunan düz zincirli yüksek alkollerdir. Mumlar, yüksek yağ asitlerinin bir hidroksilli yüksek alkollerle oluşturdukları esterlerdir. Omurgalıların deri bezlerinden salgılanan mumlar, deriye yumuşaklık, yağlılık ve su geçirmezlik gibi özellikler kazandırırlar. Saç, yün ve tüyler de mumsu yapılarla kaplıdırlar. Bunlara en iyi örnek, mirisil palmitattır.
Terpen nedir, özellikleri nelerdir, nerelerde bulunur?
Yapısı izopren molekülünden oluşmuş moleküllerdir. İnaktif ve aktif olmak üzere iki izopren yapısı söz konusudur. Aktif olanı dehidre izoprendir. İzopren molekülünde bulunan iki çift bağ konjugedir. Yani iki çift bağ arasında yalnız bir tek bağ bulunur. Böyle konjuge moleküller, yüksek reaksiyon yeteneğine sahiptirler. Başka moleküllerle birleşebildikleri gibi kendi aralarında da birleşebilirler. Bu şekilde aynı maddenin moleküllerinin kendi aralarında birleşmelerine “polimerizasyon” adı verilir. Birçok bileşik, beş karbonlu izopren moleküllerinin birbirine bağlanmasıyla oluşur. Böyle bileşiklere “terpenler” adı verilir. Terpenler grubunun en önemli maddelerinden biri karotinoidlerdir. Renkleri açık sarıdan kırmızı menekşeye kadar değişir. Bu renkleri veren yapılarındaki çift bağlardır. Birçok doğal yağa ve doku lipitlerine sarı rengini karotinoidler verir. Örneğin, vitamin A’nın ön maddesi yani provitamini bu grupta yer alan karotenlerdir.
Steroidler nelerdir, yapılarında neler bulunur, canlı organizmada nerelerde bulunur?
Yapılarında steran halkası bulunan ve isimleri latince “katı” anlamına gelen “steros” kelimesinden türemiş lipitlere steroidler adı verilmektedir. Steroidlerin yapısında üç tane altı karbonlu ve bir tane beş karbonlu halkası bulunmakta olup bu yapıya aynı zamanda steran halkası adı da verilmektedir. Steroidler membranda bulunan üçüncü ve en önemli lipit bileşiğidir. Steroidlerin tümünün 3. karbonunda hidroksil (—OH) veya keto (=O) grubu bulunmaktadır. Bu halka yapısına sahip beş grup bulunmaktadır:
• Sterinler
• D vitaminleri
• Adrenal korteks hormonları
• Cinsiyet hormonları
• Safra asitleri
Sterinlerin yapılarında neler vardır, nasıl bir etkiye sahiptirler?
Sterinler, bir steran halkası ile 3 no’lu karbonlarında —OH grubuna ve 17 no’lu karbonlarında bir yan zincire sahiptirler. Bu gruba en iyi örnek, hayvansal dokularda bulunan kolesteroldür. Antihemolitik etkiye sahiptir. Beyin, sinir dokusu ve adrenal bezlerde bol bulunur. Hücre membranının yapısına girerek membrana sertlik verir.
Kolesterol ve Vitamin D'nin arasında nasıl bir ilişki vardır?
Kolesterol oksitlendiği zaman deride bulunan 7-dehidrokolesterol meydana gelir. Bu molekül, vitamin D3’ün ön maddesidir. Güneş ışığının etkisiyle deride ve daha sonra karaciğer ile böbrekte gerçekleşen reaksiyonların sonucunda vitamin D haline dönüşür. Yine bitkilerde bulunan vitamin D2’nin öncü molekülü ergosterol de sterinler grubuna giren bir steran molekülüdür.
Adrenal korteksten sentezlenen steroidler nelerdir?
Adrenal korteksten birçok steroid izole edilmiştir. Adrenal kortekste sentezlenen mineralokortikosteroidler, inorganik iyonların (Na+ ve Cl-) böbreklerden geri emilmelerinde, glukokortikoidler ise protein ve karbonhidrat metabolizmalarında rol oynamaktadırlar. Bu steroidlere örnek olarak aldosteron ve kortizol verilebilir.
Cinsiyet hormonları arasında steroid bulunur mu?
Cinsiyet hormonları arasında androjen ve östrojenler bulunur. Androjenler, erkek cinsiyet hormonları olup 19 karbonlu steroidlerdir. Testislerden salgılanan testosteron buna bir örnektir. Östrojenler ise 17 karbonlu steroid çekirdeğe sahiptir. Örnek olarak ovaryumlardan salgılanan östrojen verilebilir.
Safra asitleri nasıl yapıdaki steroitlerdir?
Safra asitleri, 24 karbonlu steroidlerdir. Yapılarında, steroid çekirdeğe bağlı bir veya birden fazla —OH grubu ve buna ek olarak beş karbonlu yan zincirlerinde bir —COOH grubu bulunmaktadır. Safra asitlerinin yapılarının büyük bir kısmı polar, az bir kısmı da apolar yapıdadır. Safra asitleri yüzey gerilimini azaltıcı özelliğe sahiptirler. Bu özelliklerinden dolayı safra asitleri tuzları, suda erimeyen kolesterolü, yağları, yağda eriyen vitaminleri ve fosfatitleri emülsiyon haline getirerek emilmelerini kolaylaştırırlar. Günde 5-10 g kadar safra bağırsaklara geçerek sindirime karışır. Bağırsaklardaki safranın bir kısmı emilerek kan dolaşımı yoluyla tekrar karaciğere gelir ve oradan yine bağırsaklara geçer. Bu olaya “enterohepatik dolaşım” adı verilir.
Lipoproteinler nelerdir, yapıları nasıldır, görevleri nelerdir ve canlıda nerelerde bulunur?
Spesifik olarak protein ve lipitlerin moleküler kompleksleridirler. Lipitler plazmada lipoproteinler şeklinde taşınırlar. Lipoproteinler, lipitleri plazmada taşırken çözünür tutmak ve kendi lipit içeriklerini dokulara verebilmek için etkili bir mekanizmayla çalışırlar. Lipoproteinleri oluşturan moleküllerin içerikleri ve oranları birbirinden farklıdır. Lipoprotein partikülleri küre şeklindedir. Merkezde trigliseritlerin ve kolesterol esterlerinin hidrofobik lifleri, dış yüzde ise protein, fosfolipit ve kolesterolün hidrofilik kısımları yer alır.
Lipoproteinler kaça ayrılır?
Lipoproteinler yoğunluklarına göre sınıflandırılırlar. Lipitler proteinlerden daha az yoğunluğa sahiptirler. Bu nedenle bir lipoproteinin lipit bileşiği daha fazla ise düşük yoğunluğa sahip demektir. Buna göre lipoproteinler; şilomikronlar, çok düşük yoğunluklu lipoproteinler (VLDL), düşük yoğunluklu lipoproteinler (LDL) ve yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL) olarak sınıflandırılabilirler.
Şilomikronlar nasıl yapıda moleküllerdir, görevleri nelerdir?
Şilomikronlar, yoğunluk olarak en az, boyut olarak en büyük partiküllerdir. Dolayısıyla lipit fazla, protein oranı ise azdır. Bunlar bağırsak mukoza hücrelerinde üretilirler ve trigliseritlerle kolesterol ve kolesterol esterlerinin ince bağırsakta lipitlerin sindirildiği yerden depo edildiği bölgeye taşınmasından sorumludurlar (böbrekler hariç).
çok düşük yoğunluklu lipoproteinler nasıl yapıda moleküllerdir, görevleri nelerdir?
VLDL’ler karaciğerde üretilirler ve trigliseritlerden oluşmuşlardır. Çok düşük yoğunluklu lipoproteinlerdir. Şilomikronlardan daha küçüktürler. Diyette bulunan fazla karbonhidratlar da karaciğerde trigliserit haline dönüştürülür ve VLDL olarak dolaşıma verilir. VLDL’ler, dolaşım sürecinde lipit içeriğinin gittikçe azalması sonucu ileri aşamada LDL’lere değişirler. Başlıca görevi, trigliseritleri karaciğerden çevre dokuları taşımaktır. Karaciğerin trigliserit üretimi ile VLDL salgılanması arasında orantısızlık olursa “yağlı karaciğer hastalığı” ortaya çıkar.
düşük yoğunluklu lipoproteinler nasıl yapıdaki moleküllerdir, görevleri nelerdir?
LDL’ler, düşük yoğunluklu lipoproteinlerdir. VLDL’lerden daha küçüktürler. Trigliserit içerikleri çok az, kolesterol ve kolesterol esterlerinden zengin lipoproteinlerdir. LDL’ler, VLDL’nin lipit kısımlarının parçalanması sonucu oluşurlar. LDL’lerin görevi, kolesterolü karaciğerden çevre dokulara taşımaktır. Kan dolaşımında aşırı miktarda LDL bulunduğu durumlarda reseptör aracısız olarak retikülo endoteliyal sistem makrofajları tarafından LDL’ler yutulur, bunun sonucu köpük hücreleri oluşur. Düz kas hücrelerinde kolesterol esterlerinin birikmesi, arteriyal duvarlarda aterosklerotik (damar sertliği) plakların oluşmasına neden olur.
Yüksek yoğunluklu lipoproteinler nasıl yapıdaki moleküllerdir, görevleri nelerdir?
HDL’ler, yüksek yoğunluklu lipoproteinlerdir. LDL’lerden daha küçüktürler. Karaciğerde ve ince bağırsak duvarında sentezlenen HDL, diskoidal şekillidir. Yeni sentezlenen ve kan dolaşımına salıverilen HDL, dolaşımdaki diğer lipoproteinlerden kolesterol esterlerini toplar ve küre şekilli olgun HDL şekline dönüşür. Kolesterolden zenginleşen HDL, karaciğere dönünce kolesterolü bırakır. Böylece HDL, kolesterolü dokulardan karaciğere taşımış olur. HDL’nin kolesterolü özellikle damar endoteli gibi dokulardan karaciğere taşıma fonksiyonu, antiaterojenik etki oluşturur.
Proteolipitler nedir, nerede bulunur?
Proteolipitler, lipit-protein kompleksleridirler. Lipitlerin çözünürlük özelliklerine sahiptirler. Miyelin sinir hücresinde, lipovitelenin ise yumurta sarısında bulunan bir proteolipittir.
Lipopolisakkaritler nedir, nerelerde bulunur?
Lipitlerin polisakkaritlerle birleşmesinden oluşan moleküllerdir. Lipopolisakkaritler, bakterilerin ana antijenik bileşenlerini oluşturmakta ve bağışıklık sistemini aktive etmektedirler. Ayrıca bakterilerin dış hücre duvarlarında bulunurlar.
Eikozonoidler nedir, ne zaman oluşur?
Memeli hücrelerinde bulunan arahidonik asit gibi 20 karbonlu poliansature yağ asitlerinin türevleridirler. Eikozonoidler, omurgalı hayvanların çeşitli dokularında son derece güçlü hormon benzeri etkileri olan moleküller olarak bilinirler. Eikozonoidler, hasar veya hastalık ile ilişkili inflamasyon, ateş ve ağrı, kan pıhtılarının oluşması, kan basıncının değişmesi gibi durumlarda oluşurlar. Hormonlardan farklı olarak oluştukları dokularda etkilerini gösterirler.
Eikozonoidle kaç sınıfa ayrılır?
Prostaglandinler, hücre ve doku fonksiyonlarının geniş bir bölümünü etkilerler. Bir hücre, doku veya sistem üzerine farklı prostaglandin tipleri farklı etkiler gösterebilir (PGE1, PGE2, PGE3, PGF1a, PGF2a gibi). Tromboksanlar, trombosit içinde bulunan arahidonik asitten oluşurlar. Kan pıhtılarının oluşmasında ve pıhtı yerine kan akımının azaltılmasında etkilidirler. Lökotrienler, akciğerlerin hava yollarındaki kaslarda kontraksiyona neden olabilirler. Ayrıca yerel vazodilatasyon da yaparlar ve kapiller geçirgenliği artırırlar.
Lizofosfogliseritler nedir, nasıl oluşur?
Lizofosfogliseritler, hücre içerisinde düşük oranda bulunurlar. Ara metabolitler olarak görev yaparlar. Birçok yılan, arı ve böcek yüksek düzeyde fosfolipaz A2 adı verilen enzime sahiptir. Bu enzim gliserofosfolipidin yapısını bozarak lizofosfogliseritlerin oluşumunu sağlar.
Biyolojik membranlardaki lipitlerin nasıl özellikleri vardır, başlıca görevleri nelerdir?
Hücre zarı olarak da isimlendirilirler. Biyolojik membranların yapısında bulunan lipitler hücre için hayati görevleri yerine getirirler. Bu lipitler arasında fosfogliseritler, sfingolipitler ve kolesterol sayılabilir. Biyolojik membranlar, özel gözenek ve pompa benzeri bir sisteme sahip oldukları için seçici bariyer benzeri bir yapıya sahiptirler. Membranlar fonksiyonlarına göre yapısal farklılık gösterebilirler. En önemli görevleri, hücreyi bulunduğu ortamdan ayırmak ve korumaktır. Bütün membranlar biyolojik bütünlük için önemli ve merkezi bir rol oynarlar. Genel olarak biyolojik membranların görevleri; hücreyi dış ortamdan ayırmak, hücreye şekil vermek, madde giriş-çıkışını ve aktif taşıma olayını düzenlemek, hücrenin beslenmesine yardımcı olmak, komşu ve yabancı hücreyi ve hücreye alınacak hormonları tanımak, hücrenin yıpranan kısmını onarmak, metabolizma atıklarının dışarı atılmasını sağlayarak iç ortamı düzenlemektir.
Biyolojik membranların genel özellikleri nelerdir?
Biyolojik membranların genel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
• Membranların kalınlıkları 60-100 Å arasında değişir. Bu sayede tabaka benzeri bir yapıyı oluşturarak hücreyi korurlar.
• Yapılarında lipit, protein ve az miktarda karbonhidrat bulunur.
• Membranlar asimetrik bir yapıya sahiptirler. Bu özellik onların iç ve dış yüzeylerinin farklı olmasını sağlar.
• Membran lipitleri hem hidrofilik hemde hidrofobik yapıya sahip moleküllerdir
Biyolojik membranlar için söylenen sıvı-mozaik model nedir?
Biyolojik membranlar, sıvı-mozaik modeline sahiptirler. Bu modele göre hücre zarı, iki sıra yağ tabakasıyla bu tabakalarda yüzen farklı büyüklük ve yapıdaki proteinlerden oluşur. Hücre zarı, hücre içeriğini ayarlamada çok önemlidir. Bazı maddelerin geçişini engellerken bazılarının geçmesini kolaylaştırır. Bu özellik zarın yapısına ve zardaki deliklerin (por) büyüklüğüne bağlıdır. Hücre zarından geçebilen maddeler arasında küçük moleküller (glukoz, aminoasit, su, madensel tuzlar), yağda eriyen A, D, E, K vitaminleri ve nötr moleküller (oksijen ve karbondioksit) sayılabilir.