Örgüt Kuramı Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Örgütsel Ekoloji Kuramı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Uyum yaklaşımı nedir?
Örgütlerin çevrelerindeki büyük çaplı değişimlere, yapılarını değiştirerek uyum sağlamaya çalışacaklarını öne süren yaklaşımdır.
Uyum yaklaşımının işleyişi nasıldır? Açıklayınız.
Uyum yaklaşımına göre örgütler rasyonel yöneticiler tarafından yönetilir. Bu yöneticiler, örgütün çevresini (örneğin, yasaları, rakiplerin neler yaptığııı, teknolojik gelişlmeleri) sürekli izler. Bu çevrede meydana gelecek değişimleri öngörebilmek için tedbirler alırlar. Çevrede büyük bir değişim meydana geldiğinde hemen yeni koşullarla uyumlu olacak örgütsel yapılar tasarlar ve bu tasarıları hızla yürürlüğe koyarlar. Bu sayede örgütler değişen çevreye zamanında tepki verebilir, performanslarının düşmesinin ve hayatta kalma olasılıklarının azalmasının önüne geçebilirler.
Uyum yaklaşımının eksikleri nelerdir?
Uyum yaklaşımının en önemli eksikliklerinden biri, örgütlerin neden pek azının uzun süre yaşayabildiğini açıklayamamasıdır. Eğer örgütler değişen çevresel koşullara uyum sağlayabiliyorsa etrafımızda çok uzun süredir hayatta olan pek çok örgütün olması gerekirdi. Oysa mevcut örgütlerin çok büyük bir kısmı çok gençtir. Bu genç örgütlere kıyasla uzak geçmişte kurulmuş olup da günümüze kadar yaşamayı başarmış çok az örgüt vardır. Uyum yaklaşımı ayrıca bazı tarihsel dönemlerde örgüt kapanma ve kurulmalarının neden arttığını da açıklayamamaktadır.
Ayıklama yaklaşımı nedir?
Örgütlerin çevrelerindeki büyük çaplı değişimlerin gerekli kıldığı yapısal değişiklikleri gerçekleştiremeyeceklerini ve bu nedenle çevrede değişim meydana geldiğinde var olan örgütlerin önemli bir kısmının kapanacağını öne süren yaklaşımdır.
Örgütsel ekoloji nedir?
Ayıklama yaklaşımına dayalı olarak geliştirilmiş ve örgüt kurulma ve kapanma oranlarını inceleyen örgüt kuramıdır.
Ayıklama yaklaşımına dayanan örgütsel ekoloji kuramında çevresel değişimler kaç gruba ayrılır? Bu gruplar nelerdir?
Küçük taneli değişim ve iri taneli değişim olmak üzere iki gruba ayrılır.
Küçük taneli değişim nedir?
Sık sık ortaya çıkan ve küçük çaplı çevresel değişimlerdir.
İri taneli değişim nedir?
Seyrek gözlenen ancak büyük çaplı çevresel değişimlerdir.
Ana yapısal özellik nedir?
Örgütlerin resmi amaçları, güç ilişkileri, temel teknolojileri ve pazarlama stratejileri gibi değiştirilmesi güç yapısal özellikleridir.
Yapısal durağanlık nedir?
Örgütlerin ana yapısal özelliklerin değişmesinin güç olmasıdır.
İkincil yapısal özellik nedir?
Örgütlerin hiyerarşik katmanlarının ve işlevsel bölümlerinin sayısı ve büyüklükleri gibi daha kolay değiştirilebilir, yani esnek, yapısal özellikleridir.
Damgalama nedir?
Örgütlerin ana yapısal özelliklerinin bu örgütlerin ortaya çıktıkları dönemdeki toplumsal koşulların izlerini taşımasıdır.
Örgütsel biçim nedir?
Çok sayıda örgüt tarafından yeterince uzun süre paylaşılan ana yapısal özelliklerdir.
Örgütsel topluluk nedir?
Belirli bir coğrafi-siyasi bölgede aynı örgütsel biçime sahip örgütlerin oluşturduğu topluluktur.
Örgütsel ekoloji neden çevresel değişimle birlikte örgüt kurulma ve kapanma oranlarının nasıl değiştğini ve mevcut örgütsel toplulukların nasıl değiştiklerini inceler?
Çünkü örgütlerin çevreleriyle olan ilişkilerini incelerken onları toplulukların üyeleri olarak ele almak ve hatta örgütsel toplulukların çevreleriyle olan ilişkilerine odaklanmak anlamlıdır.
Örgütsel ekoloji kuramından hareketle demografik süreçlerle ilgili yapılan araştırmalar kaç gruba ayrılır ve bu gruplar neleri inceler?
Bunların ilki örgütlerin yaşı ile onların kapanma olasılıkları arasındaki ilişkiyi inceler. İkinci grup araştırma ise örgüt büyüklüğü ile kapanma oranlara arasındaki ilişkiye dairdir.
Yaş bağımlılığı kuramı nedir?
Örgüt yaşıyla örgütün kapanma oranı arasındaki ilişkiye dair ekolojik kuramdır.
Büyüklük bağımlılığı kuramı nedir?
Örgüt büyüklüğüyle örgütün kapanma oranı arasındaki ilişkiye dair ekolojik kuramdır.
Yenilik sıkıntısı nedir?
Genç örgütlerin içsel süreçlerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini yaşlılar kadar iyi düzenleyememiş olmalarından kaynaklanan sıkıntılardır.
Neden genç örgütlerin girdi temininde, girdileri ürüne dönüştürmekte ve ürünleri pazarlamakta yaşlılara kıyasla daha fazla sorun yaşamaları beklenebilir?
Genç örgütler henüz yaşlılar gibi iç düzenlemelerini (örneğin, iş bölümü) tamamlamamış ve çevrelerindeki aktörlerle (örneğin, tedarikçilerle veya müşterilerle) ilişki kurmakta pek fazla yol kat etmediği için, genç örgütlerin girdi temininde, girdileri ürüne dönüştürmekte ve ürünleri pazarlamakta yaşlılara kıyasla daha fazla sorun yaşamaları beklenebilir.
Yaşlılık sıkıntısı nedir?
Örgütlerin yaşlandıkça çevreleriyle olan uyumlarını kaybetmelerinden kaynaklanan sıkıntılardır.
Yaş bağımlılığı kuramının örgütlerin yaşı büyüdükçe kapanma oranlarının nasıl değiştiğine ilişkin sunduğu 3 önerme nedir? Açıklayınız.
Birinci önerme, Genç örgütler henüz yaşlılar gibi iç düzenlemelerini (örneğin, iş bölümü) tamamlamamış ve çevrelerindeki aktörlerle (örneğin, tedarikçilerle veya müşterilerle) ilişki kurmakta pek fazla yol kat etmediği için, genç örgütlerin girdi temininde, girdileri ürüne dönüştürmekte ve ürünleri pazarlamakta yaşlılara kıyasla daha fazla sorun yaşamaları beklenebilir.Bu yüzden bir örgütün kapanma olasılığı gençken daha yüksek olabilir. İkinci önerme, örgütler yaşlandıkça kapanma oranlarının artacağıdır. Bu görüş çevrenin değişken olmasına vurgu yapar. Çevre sürekli değiştiği için bir örgüt yaşlandıkça çevresiyle olan uyumunu, ana yapısal özellikleri durağan olduğundan, kaybeder. Yaşlandıkça dış çevresiyle uyumunu daha fazla kaybeden örgütlerin kapanma oranlarının da yaşlarıyla birlikte artması beklenebilir. Üçüncü önerme ise, her yeni örgüt önce kurucularının koyduğu kaynaklarla ayakta durmaya çalışır. Zamanla, yani bu kaynaklar tüketildikçe örgütün kapanma olasılığı artar. Ancak zaman geçtikçe ayakta kalmayı başaran örgütler giderek daha fazla şey öğrenirler. Dolayısıyla bir eşiği atlamayı başaran örgütlerin bu noktadan sonra kapanma olasılıklarının yaşlarıyla birlikte azalması gerekir. Bu görüşe göre örgütlerin kapanma olasılıkları yaşları büyüdükçe önce artar, sonra azalır.
Ergenlik sıkıntısı nedir?
Örgütlerin yaşlandıkça kuruluşlarında yatırılan kaynakları tüketmelerinden kaynaklanan sıkıntılardır.
Örgütsel ekolojide yaş bağımlığı ile ilgili sunulan üç farklı görüş yaşlanma ile birlikte etkisini gösteren etmenler nelerdir?
Örgütsel ekolojide yaş bağımlığı ile ilgili sunulan üç farklı görüş yaşlanma ile birlikte etkisini gösteren etmenler; öğrenme, çevreyle uyumu kaybetme ve örgüt kurulurken yatırılmış kaynakların tüketilmesidir.
Büyüklük bağımlılığı nedir?
Örgütsel ekoloji kuramında büyük örgütlerin daha fazla kaynağa sahip olduğu, ölçek ekonomisinden yararlandıkları (yani çok büyük miktarda üretimi düşük birim maliyetle gerçekleştirdikleri), çevreleri için daha vazgeçilmez oldukları (örneğin, siyasi olarak kayrıldıkları), çevreleri üzerinde daha fazla control olanağına sahip oldukları ve bu nedenlerle kapanma olasılıklarının daha düşük olması fikrine büyüklük bağımlılığı denir.
Topluluk dinamikleri nedir?
Örgüt kurulma veya kapanma oranını etkileyen topluluk içi ve topluluklar arası süreçler ve güçlere topluluk dinamikleri denir.
Topluluk dinamikleri hangi başlıklar altında ele alınmaktadır?
Topluluk dinamikleri yoğunluk bağımlılığı, kesim genişliği ve kaynak bölünmesi başlıkları altında ele alınmaktadır.
Örgütsel yoğunluk nedir?
Örgütsel yoğunluk, Bir örgüt topluluğunun üyesi olan örgütlerin sayısına denir.
Taşıma kapasitesi nedir?
Örgütsel yoğunluğun zaman içinde ulaştığı ve istikrar gösteren en yüksek değerine taşıma kapasitesi denir.
Bilişsel meşruiyet nedir?
Bir örgüt biçiminin ne ölçüde bilinir olduğuna bilişsel meşruiyet denir.
Bir örgütsel biçimin bilişsel meşruiyete sahip olması o biçime sahip örgütlerle bu örgütlerden kurmak isteyen girişimciler için ne tür avantajlar sağlar?
İlk olarak bilişsel meşruiyeti olan bir biçime sahip örgütlerden yenilerinin kurulması kolaydır çünkü bilinir olan biçim yenileri için hazır model işlevi görür. Girişimciler neleri nasıl yapmaları gerektiği konusunda çok fazla düşünmek zorunda kalmazlar. İkinci olarak bilişsel meşruiyeti yüksek örgütsel biçimler bu biçime sahip örgütlere destek verebilecek kişiler tarafından da iyi tanınırlar. Dolayısıyla bilişsel meşruiyeti yüksek bir biçime sahip örgütlerin çevrelerinden kaynak temin etmeleri ve çevrelerindeki güçlü aktörlerin (örneğin, devletin) desteğini almaları daha kolaydır. Bu nedenle bilişsel meşruiyeti yüksek biçime sahip örgütlerin kurulma girişimlerinin daha başarılı olması ve hâlihazırda kurulmuş olanların kapanma oranlarının daha düşük olması beklenir.
Kanıksanmışlık nedir?
Bir örgüt biçiminin sosyal çevrenin doğal bir unsuru gibi görülmesi ve bu biçime sahip örgütlerin varlığının sorgulanmamasıdır.
Neden çok sayıda örgüt tarafından benimsenmiş bir biçime sahip örgütlerin yenilerinin kurulma oranı daha yüksek, var olanlarının kapanma oranı ise daha düşük olur?
Varlıkları sorgulanmayan, yani yüksek kanıksanmışlık derecesine sahip örgütlerin çevrelerinden kaynak temin etmeleri de kolay olduğu için, çok sayıda örgüt tarafından benimsenmiş bir biçime sahip örgütlerin yenilerinin kurulma oranı daha yüksek, var olanlarının kapanma oranı ise daha düşük olur.
Yoğunluk bağımlılığı nedir?
Örgüt kurulma ve kapanma oranlarının örgütsel yoğunluktaki artışla birlikte değişmesine yoğunluk bağımlılığı denir.
İlk giren avantajı nedir?
Bazı örgütler yoğunluğun düşük ve bu nedenle rekabetçi baskıların az olduğu evrelerde kurulurlar. Bunlar öğrenmek, değerli kaynakları temin etmek ve güçlenmek için daha fazla olanağa sahiptir. Buna ilk giren avantajı da denmektedir.
Yoğunluğun kapanma oranı üzerine gecikmiş etkisi nedir?
Bazı örgütler ise yoğunluğun yüksek ve dolayısıyla rekabetçi baskıların daha ağır olduğu evrelerde kurulmuştur. Bu örgütler en değerli kaynakları temin etmekte güçlük çekerler. Daha çok diğer örgütlerin kullanmak istemedikleri ikincil değere sahip kaynaklarla yetinmek zorunda kalırlar. Yoğun rekabet altında kurulduklarından ne içsel süreçlerini ne de çevreleriyle olan ilişkilerini iyileştirmek için yeterince fırsata sahiptirler. O nedenle düşük yoğunluk evresinde kurulan örgütlerin yüksek yoğunluk evresinde kurulan örgütlere kıyasla daha düşük kapanma oranlarının olması beklenir. Buna yoğunluğun kapanma oranı üzerinde gecikmiş etkisi denir.
Neden bir örgüt topluluğunun yoğunluğundaki artış onunkine rakip biçimleri benimseyen örgütlerin kurulma olasılığını azaltır, kapanma olasılıklarını ise arttırır?
Eğer iki örgüt topluluğu rakip ideolojileri temsil eden örgütsel biçimleri benimsiyorsa bunlardan birinin yoğunluğundaki artış diğerinin meşruiyetini yitirmesiyle sonuçlanabilir. Bir örgüt topluluğu büyüdükçe kendisininkine rakip biçimleri benimseyen örgütlerin hayatta kalmalarını güçleştirici hatta ortadan kaldırılmalarını sağlayacak tedbirleri daha etkin bir biçimde alır. O nedenle bir örgüt topluluğunun yoğunluğundaki artış onunkine rakip biçimleri benimseyen örgütlerin kurulma olasılığını azaltır, kapanma olasılıklarını ise arttırır.
Kesim nedir?
Bir örgütün hayatta kalmak için gereksinim duyduğu kaynakları temin ettiği ortama kesim denir.
Kesim genişliği nedir?
Bir örgütün ne ölçüde farklı kaynaklardan yararlandığına kesim genişliği denir.
Özelci örgüt nedir?
Kesim genişliği dar olan örgütlere özelci örgütler denir.
Genelci örgüt nedir?
Kesim genişliği bol olan örgütlere genelci örgütler denir.
Hangi örgütler küçük taneli çevresel değişimin gerçekleştiği durumlarda daha üstün performans gösterirler? Sebebini açıklayınız.
Özelci örgütler küçük taneli çevresel değişimin gerçekleştiği durumlarda daha üstün performans gösterirler. Çevresel değişim büyük çaplı olmadığı için özelci örgütlerin uzmanlıkları çevre değiştiğinde yararsız hale gelmez. Mevcut becerilerini kullanarak küçük çevresel dalgalanmaları kolayca atlatabilirler. Genelci örgütler ise hâlâ yeterince etkin kullanamadıkları kaynakları nedeniyle dezavantajlı durumdadırlar. Dolayısıyla, çevresel değişimin küçük taneli olduğu durumlarda da özelcilerin genelcilere kıyasla daha yüksek hayatta kalma olasılıklarının olması beklenir.
Birim maliyeti düşürmenin temel yolu nedir?
Büyük ölçekli üretim yapmaktır. Bunun için de büyük ölçekli üretime elverişli yatırımlar yapmaktır. Maliyet esaslı rekabet eden örgütler genellikle ölçek ekonomisinden yararlanırlar. Yani aynı üründen çok fazla üreterek ürünün birim maliyetini düşük tutar, ürünü daha düşük fiyata pazara sürerler. Bu sayede rakiplerinin önüne geçerek kazanç elde etmeye çalışır.
Kaynak bölünmesi nedir?
Örgüt topluluğunda yoğunlaşma nedeniyle çok büyük firmaların ölçek ekonomisinden yararlanmalarına elverişli olmadığı için ilgi duymadığı ve bu nedenle özelci örgütlerin çok büyük örgütlerin rekabetçi baskısını hissetmeden kullanabileceği kaynakların bollaşmasıdır.
Neden, yoğunlaşmayla özelci örgüt kurulma oranı arasında pozitif bir ilişki beklenir?
Kaynak bölünmesinden ötürü küçük ve pazarın etrafındaki farklılaşmış kesimlerin herhangi birinde faaliyet gösterebilecek özelci örgütlerin kurulması mümkün olur. Bir başka deyişle, pazarın merkezine giderek az sayıda büyük firmanın hakim olması pazarın etrafındaki kesimlerden beslenebilecek firmaların kurulmasını kolaylaştırır. Bu nedenle, yoğunlaşmayla özelci örgüt kurulma oranı arasında pozitif bir ilişki beklenir. Yani, ne kadar çok yoğunlaşma olursa özelci örgüt kurulma oranı da o kader yüksek olur.
Büyük ve kitlesel üretim yapan örgütlerle küçük ve özelci örgütlerin beslendiği kaynakları ayrıştırarak kaynak bölünmesi oluşmasının sebebi nedir?
Bazı tüketiciler kendi kimliklerini ne türden ürünler tükettiklerine bağlı olarak tanımlayabilirler. Çok büyük ve kitlesel üretim yapan örgütler standart ürünler sunarlar ve müşterilerin çeşitlilik gösteren veya farklılaşan isteklerini karşılamakla pek ilgilenmezler. Bu nedenle söz konusu örgütler tüketicilerin kimliklerinin oluşmasında pek öneme sahip değildirler. Ancak bazı küçük ve uzmanlaşmış örgütler kendilerini bilerek kitlesel üretim yapan örgütlerden ayrıştırırlar. Bunlar, ürünlerini özgün veya geleneksel olarak niteler, bu ürünleri tüketmenin farklılık veya ayrıcalık sağlayacağını savunurlar. Dolayısıyla onların ürünlerini tüketenlere de kitlesel olarak üretilmiş standart ürünleri tüketenlerinkinden farklı kimliklere sahip olmak için fırsat yaratmış olurlar. Bu da büyük ve kitlesel üretim yapan örgütlerle küçük ve özelci örgütlerin beslendiği kaynakları ayrıştırır, yani kaynak bölünmesine neden olur.
Sosyo-politik meşrulaşma nedir?
Bir örgütsel biçimin ve ona sahip örgütlerin önemli sosyo-politik aktörler, özellikle de devlet, tarafından kabul görmesidir.
Örgütsel ekoloji, örgüt topluluklarının zamanla nasıl geliştiklerine dair oldukça kapsamlı bilgileri nasıl sunar?
Örgütsel ekoloji topluluk içi dinamiklerle ilgilendiği gibi topluluklarla kurumsal, siyasi ve ekonomik çevreleri arasındaki ilişkiyle de ilgilenir. Bu sayede örgüt topluluklarının zamanla nasıl geliştiklerine dair oldukça kapsamlı bilgiler sunar.
Kurumsal ekoloji nedir?
Örgüt topluluklarının kurumsal çevreleriyle olan ilişkilerinin incelenmesine kurumsal ekoloji denir.
Kurumsal ekolojiye göre örgüt topluluklarının içsel dinamikleri bir ölçüde içinde faaliyet gösterdikleri kurumsal çevreye bağlı olarak gelişir. Bu çerçevede öne sürülen en önemli fikir nedir?
Bu çerçevede öne sürülen en önemli fikir sosyopolitik meşrulaşmadır.
Sınırlı rasyonellik nedir?
Örgütsel aktörlerin sınırlı miktarda bilgiyle karar almak zorunda olmasıdır.
Örgütsel ekoloji diğer pek çok örgüt kuramından hangi varsayımla ayrılır? Açıklayınız.
Örgütsel ekoloji diğer pek çok örgüt kuramıyla çevrenin değişken olduğu fikrini paylaşıyor olmakla birlikte, onlardan yapısal durağanlık varsayımıyla ayrılır. Yapısal durağanlık çevre değiştiğinde örgütlerin ana yapısal özelliklerini çevreye yeniden uyumlamak için girişimde bulunma olasılıklarının düşük olduğunu, değişime girişilse bile bunun örgüt üzerinde yıkıcı etkilerinin olacağını öne sürmektedir. Bu varsayım uyum yaklaşımını benimseyen diğer örgüt kuramlarına kıyasla yöneticilere daha az önem atfetmektedir. Yöneticilerin örgütlerini değiştirme olanaklarının kısıtlı olduğunu, değişime girişebilseler bile sonucun büyük olasılıkla olumsuz olacağını, yani yapısal değişim girişimlerinin örgütün kapanma olasılığını artıracağı öne sürülmektedir.
Yöneticiler örgütlerini değişen çevresel koşullara uyarlamakta sınırlı olanağa sahiplerse önemsiz aktörler midir?Açıklayınız.
Örgütsel ekolojinin yapısal durağanlık varsayı mının yönetimsel olarak ne anlama geldiğini bu soruyu yanıtlarken yeniden düşünmek gerekir. Yapısal durağanlık çevrede gerçekleşecek büyük çaplı bir değişime örgütlerin hızla ana yapısal özelliklerini değiştirerek uyum sağlayabileceği iddiasını geçerli bulmamaktadır. Bu iddianın yöneticilere çok fazla güç atfettiğini öne sürmek yanlış olmaz. Yöneticiler elbette örgütlerinin çevreye daha iyi uyumlanması için kararlar alabilirler ve bu kararları yürürlüğe koyabilirler. Bu amaçla örgütlerinde büyük çaplı değişim projeleri de başlatabilirler. Örgütsel ekolojinin bunların olanaklı olmadığını öne sürmemektedir. Yalnızca mevcut örgülerin çoğunda söz konusu değişim girişimlerinin yürürlüğe onulamayacağını, yürürlüğe konuldukları örgütlerde ise pek azının başarılı olacağını iddia etmektedir. Dolayısıyla örgütlerin çevresel değişime topyekûn uyum sağlayacağı önermesini reddetmekte, büyük bir değişim gerçekleştiğinde örgütlerin pek çoğunun değişerek çevreye uyumlanmada başarısız olacağını öne sürmektedir.
Yöneticiler örgütlerini değişen çevreyle uyumlamak için eyleme geçseler dahi eylemlerinin ne türden sonuç vereceğini genellikle kestirebilirler mi? Neden?
Yöneticiler örgütlerini değişen çevreyle uyumlamak için eyleme geçseler dahi eylemlerinin ne türden sonuç vereceğini genellikle kestiremezler. Onların eylemlerinin doğuracağı sonuçları çevre belirler. Yöneticiler bazen, şansları yaver gittiği için, başarılı olurlar. Ama genellikle eylemlerinin doğurduğu beklenmedik sonuçlarla (örneğin, performans düşüşü ve hatta örgütün kapanması) uğraşmak zorunda kalırlar.
Uyum yaklaşımına göre örgütler hangi özelliğe sahip yöneticiler tarafından yönetilir?
Uyum yaklaşımına göre örgütler rasyonel yöneticiler tarafından yönetilir. Bu yöneticiler, örgütün çevresini (örneğin, yasaları, rakiplerin neler yaptığını, teknolojik gelişmeleri) sürekli izler. Bu çevrede meydana gelecek değişimleri öngörebilmek için tedbirler alırlar. Örneğin, çevrenin farklı kesimlerini izleyecek uzmanlaşmış bölümler kurarlar. Çevrede büyük bir değişim meydana geldiğinde hemen yeni koşullarla uyumlu olacak örgütsel yapılar tasarlar ve bu tasarıları hızla yürürlüğe koyarlar. Bu sayede örgütler değişen çevreye zamanında tepki verebilir, performanslarının düşmesinin ve hayatta kalma olasılıklarının azalmasının önüne geçebilirler.
Uyum yaklaşımının en önemli eksikliklerinden biri nedir?
Uyum yaklaşımının en önemli eksikliklerinden biri, örgütlerin neden pek azının uzun süre yaşayabildiğini açıklayamamasıdır. Eğer örgütler değişen çevresel koşullara uyum sağlayabiliyorsa etrafımızda çok uzun süredir hayatta olan pek çok örgütün olması gerekirdi. Oysa mevcut örgütlerin çok büyük bir kısmı çok gençtir. Bu genç örgütlere kıyasla uzak geçmişte kurulmuş olup da günümüze kadar yaşamayı başarmış çok az örgüt vardır. Uyum yaklaşımı ayrıca bazı tarihsel dönemlerde örgüt kapanma ve kurulmalarının neden arttığını da açıklayamamaktadır.
Ayıklama yaklaşımı neyi ifade eder?
Uyum yaklaşımına alternatif bir yaklaşıma göre örgütler çevrelerindeki büyük çaplı değişimlere yapılarını hızla ve bu değişimlerle uyumlu şekilde değiştirerek tepki veremezler hatta vermek istemezler. Ayıklama yaklaşımı olarak adlandırılan bu yaklaşıma göre söz konusu nedenden ötürü çevrede büyük çaplı değişimler ortaya çıktığında mevcut örgütlerin büyük bir kısmı kapanır ve bunların yerine yeni çevresel koşullarla uyumlu yapısal özellikleri olan örgütler kurulur.
Örgütsel ekoloji kuramını açıklayınız?
Örgütsel ekoloji, ayıklama yaklaşımına dayalı olarak geliştirilmiş bir örgüt kuramıdır. Ayıklama yaklaşımı çevresel değişimle birlikte mevcut örgütlerin kapanacağını ve bunların yerine yeni örgütlerin kurulacağını öngördüğünden, örgütsel ekoloji kuramı örgüt kurulma ve kapanma oranlarını inceler.
Örgütsel ekoloji kuramında çevresel değişimi açıklayınız?
Ayıklama yaklaşımına dayanan örgütsel ekoloji kuramında çevresel değişimler iki gruba ayrılır. İlk grupta küçük taneli değişim yer alır. Bu türden çevresel değişimler sık ortaya çıkan, küçük çaplı değişimlerdir. İkinci tür çevresel değişim ise iri taneli değişimdir. İri taneli değişim seyrek gözlenen ama büyük çaplı çevresel değişim demektir.
Örgütsel ekoloji kuramının yapısal özelliğini açıklayınız?
Örgütsel ekoloji, iki tür yapısal özelliği birbirinden ayırır. Bunların ilki ana yapısal özelliklerdir. Ana yapısal özellikler örgütlerin resmi amaçları, güç ilişkileri (yani, örgüt içinde otoritenin nasıl kurulduğu), temel teknolojileri ve pazarlama stratejileridir. Bunlar bir kez belirlendikten sonra kolayca değiştirilemezler. Çünkü bunların değiştirilmesi hem örgüt içinden hem de örgüt dışından itirazlarla karşılanır. Örgütsel ekolojiye göre çevre değiştiğinde örgütlerin kolayca değiştiremeyecekleri özellikleri işte bu ana yapısal özellikleridir. Örgütlerin ana yapısal özelliklerinin değiştirilmesinin güç olmasına yapısal durağanlık denir. Öte yandan, örgütlerin ikincil yapısal özellikleri de mevcuttur. Bunlar, örgütün hiyerarşik yapısında kaç katmanın olduğu, yöneticilerin emrinde kaç kişinin olduğu, işlevsel bölümlerin sayısı ve büyüklükleri gibi özelliklerdir. İkincil yapısal özellikler değiştirilmesi daha az dirençle karşılaşan ve bu nedenle çevresel değişimle birlikte değişmesi daha olası, dolayısıyla esnek, yapısal özelliklerdir.
Örgütlerin toplumsal koşulların izlerini üzerinde taşıması neyle ifade edilir?
Örgütlerin ana yapısal özelliklerini oluşturan resmî amaçları, güç ilişkileri, temel teknolojileri ve pazarlama stratejileri onların ortaya çıktıkları dönemdeki toplumsal koşulların izlerini üzerinde taşır. Buna damgalama denir.
Örgütsel biçim neyi ifade eder?
Aynı toplumsal koşulların izlerini taşıyan örgütler bu nedenle benzer yapısal özellikler gösterirler. Çok sayıda örgüt tarafından yeterine uzun bir zaman dilimi boyunca paylaşılan ana yapısal özellikler örgütsel biçimi oluşturur. Dolayısıyla, örgütsel biçimler belirli dönemlerin toplumsal koşullarını yansıtırlar.
Örgütsel topluluk nasıl oluşur?
Belirli bir coğrafi-siyasi bölgede (örneğin, bir ülkede) belirli bir zaman diliminde aynı örgütsel biçime sahip olan örgütler de örgütsel toplulukları oluşturur. Örneğin, Türkiye’de 1947 ile 1961 yılları arasında var olan işçi sendikaları, o dönemdeki Türk işçi sendikaları topluluğunu oluşturur.
Örgütsel ekoloji kuramından hareketle demografik süreçlerle ilgili yapılan araştırmalar kaç gruba ayrılır?
Örgütsel ekoloji kuramından hareketle demografik süreçlerle ilgili yapılan araştırmalar iki gruba ayrılır. Bunların ilki örgütlerin yaşı ile onların kapanma olasılıkları arasındaki ilişkiyi inceler. İkinci grup araştırma ise örgüt büyüklüğü ile kapanma oranlara arasındaki ilişkiye dairdir. Dolayısıyla örgüt yaşı ve büyüklüğü örgütsel ekolojide incelenen demografik değişkenlerdir. Henüz kurulmamış örgütlerin yaşı veya büyüklüğü olamayacağı için yaş ve büyüklüğün yalnızca var olan örgütlerin kapanma olasılıklarıyla olan ilişkisi incelenebilir. Örgüt yaşı ve kapanma oranı arasındaki ilişkiye dair sunulan ekolojik önermeler yaş bağımlılığı kuramını oluşturur. Örgüt büyüklüğü ve kapanma oranı arasındaki ilişkiye dair
olanlar ise büyüklük bağımlığı kuramını oluşturur.
Örgütsel ekolojide yaş bağımlığı ile ilgili kaç farklı görüş vardır?
Dolayısıyla örgütsel ekolojide yaş bağımlığı ile ilgili üç farklı görüş vardır. Bu görüşler yaşlanma ile birlikte etkisini gösteren üç farklı etmene işaret eder. Bunlar öğrenme, çevreyle uyumu kaybetme ve örgüt kurulurken yatırılmış kaynakların tüketilmesidir. Örgüt yaşı ile kapanma oranı arasındaki ilişkinin örüntüsü bu etmenlerden hangisinin baskın olduğuna bağlı olarak değişebilir.
Örgütsel ekolojide büyüklük bağımlılığı neyi ifade eder?
Örgütsel ekoloji kuramında da büyük örgütlerin daha fazla kaynağa sahip olduğu, ölçek ekonomisinden yararlandıkları (yani çok büyük miktarda üretimi düşük birim maliyetle gerçekleştirdikleri), çevreleri için daha vazgeçilmez oldukları (örneğin, siyasi olarak kayrıldıkları), çevreleri üzerinde daha fazla kontrol olanağına sahip oldukları ve bu nedenlerle kapanma olasılıklarının daha düşük olduğu fikri kabul görür. Buna örgüt kapanma oranında büyüklük bağımlılığı denir.
Örgütlerin kapanma olasılıklarına demografik özelliklerinden başka hangi etkenler etki eder?
Örgütlerin kapanma olasılıklarını yalnızca onların demografik özellikleri (yaşları veya büyüklükleri) etkilemez. Bir örgütün kapanma olasılığını onunla aynı ve benzer bir biçimi paylaşan diğer örgütlerin varlığının yarattığı güçler ve süreçler de çeşitli şekillerde etkiler. Bu etmenlere topluluk dinamikleri adı verilir.
Örgütsel biçimin bilişsel meşruiyeti neyi ifade eder?
İnsanlar bir türden örgütü görmezler, onun hakkında bir şeyler duymazlar ise o örgütün biçimi, yani hangi amaçlara hizmet ettiği, nasıl yönetildiği, kimleri üye yapabileceği hakkında da bir şey bilemezler. Böylesi durumlara bir örgütsel biçimin bilişsel meşruiyetinin olmaması denir. Dolayısıyla, bir örgüt biçiminin bilişsel meşruiyeti o biçimin insanların zihninde ne kadar yer etmiş olduğu anlamına gelir.
Topluluk dinamiklerinde yoğunluk bağımlılığı nasıl ifade edilir?
Örgütsel yoğunluğun düşük olduğu evrelerde yoğunluktaki artışlar örgüt kurulma oranını artırır ve örgüt kapanma oranını azaltır. Ancak, yoğunluğun yüksek olduğu evrelerde yoğunluktaki her artış örgüt kurulma oranını azaltır ve kapanma oranını artırır. Söz konusu etkilere örgüt kurulma ve kapanma oranlarında yoğunluk bağımlılığı adı verilir.
Örgütlerin kurulma oranının artması ve kapanma oranının azalmasına ne denir?
Örgüt topluluklarının gelişimi genellikle ortak bir örüntüye sahiptir. Bir topluluğun üyesi örgütlerin ilk ortaya çıktığı dönemlerde bu örgütlerin sayısı çok yavaş artar. Çünkü bu evrede söz konusu örgütsel biçime sahip örgütlerin kurulma oranı düşük, kurulmuş olanlarının kapanma oranı ise yüksektir. Ancak bir süre sonra topluluk üyesi örgütlerin sayısı, buna örgütsel yoğunluk denir, hızla artmaya başlar. Bunun nedeni kurulma oranının artması, kapanma oranının ise azalmasıdır. Zaman geçtikçe bu büyümenin hızı düşer ve bir süre sonra örgütsel yoğunluk istikrara kavuşur, yani çok az artar veya azalır. Uzun dönemde ulaşılan bu nispeten istikrarlı örgütsel yoğunluğa örgütsel topluluğun taşıma kapasitesi denir.
Örgüt yoğunluğunun etkisi nasıl olabilir?
Örgüt yoğunluğunun etkisi “güncel” olduğu gibi (yani, bir zaman noktasındaki örgüt yoğunluğunun aynı zaman noktasında örgüt kurulma ve kapanma oranlarını etkilemesi) “gecikmiş” de olabilir. Örgütler, kuruldukları andaki örgütsel yoğunluğa bağlı olarak farklılaşmış hayatta kalma becerisi sergilerler. Bazı örgütler yoğunluğun düşük ve bu nedenle rekabetçi baskıların az olduğu evrelerde kurulurlar. Bunlar öğrenmek, değerli kaynakları temin etmek ve güçlenmek için daha fazla olanağa sahiptir. Buna ilk giren avantajı da denmektedir. Bazı örgütler ise yoğunluğun yüksek ve dolayısıyla rekabetçi baskıların daha ağır olduğu evrelerde kurulmuştur. Bu örgütler en değerli kaynakları temin etmekte güçlük çekerler.
Örgütsel ekolojide çevredeki değişim genel olarak örgütleri nası etkiler?
Örgütsel ekoloji örgütlerin genel olarak çevredeki değişime ayak uydurmakta güçlük yaşayacağını, büyük bir çevresel değişim meydana geldiğinde mevcut örgütlerin önemli bir kısmının kapanacağını, bunların yerine yeni çevresel koşullarla uyumlu özelliklere sahip örgütlerin kurulacağını önermektedir. Çevresel değişim iki farklı şekilde gerçekleşebilir: küçük taneli veya iri taneli. Küçük taneli değişimler sık tekrarlayan ve zamana yaygın değişimlerken, iri taneli olanlar nadir gözlenen ve aniden gelişen büyük çaplı değişimlerdir.
Örgütsel ekolojide çevresel değişimle baş etme becerileri nelerdir?
Örgütsel ekolojide farklı stratejileri benimsemiş örgütlerin bu türden değişimlerle baş etme becerilerinin de farklılaşabileceğini öngörür. Söz konusu stratejik farklılaşma örgütlerin kesim genişliğiyle ilgili olarak tanımlanmıştır. Kesim, bir örgütün hayatta kalabilmesi için gerekli kaynakları temin ettiği ortamdır. Örneğin, bir sendikanın hayatta kalması için en önemli kaynaklardan biri üyesi olabilecek işçilerdir. Bu işçiler söz konusu sendikanın kesimini oluşturur. Aynı biçime sahip örgütlerin (örneğin, sendikalar) bazıları dar bir kesimden kaynak temin ederken, diğerleri daha geniş bir kesimden kaynak temin edebilir. Az sayıda işyerinden, coğrafi bölgeden veya iş kolundan işçi örgütleyen sendikaların kesim genişliği dar, çok sayıda işyeri, coğrafi bölge veya iş kolundan işçi örgütleyen sendikaların kesim genişliği ise bol olur. Kesim genişliği dar olan örgütlere özelci örgütler denir. Özelci örgütler çeşitlenmemiş bir kaynak tabanından beslenirler. Öyle olduğu için bu kaynaktabanının mümkün kıldığı işlerde uzmanlaşırlar. Kesim genişliği bol olan örgütlere
ise genelci örgütler denir.
Kurumsal ekoloji nedir?
Örgüt topluluklarının kurumsal çevreleriyle olan ilişkilerinin incelenmesine kurumsal ekoloji denir. Kurumsal ekolojiye göre örgüt topluluklarının içsel dinamikleri bir ölçüde içinde faaliyet gösterdikleri kurumsal çevreye bağlı olarak gelişir.
Sosyo-politik meşrulaşma nedir?
Kurumsal ekolojiye göre örgüt topluluklarının içsel dinamikleri bir ölçüde içinde faaliyet gösterdikleri kurumsal çevreye bağlı olarak gelişir. Bu çerçevede öne sürülen en önemli fikir sosyo-politik meşrulaşmadır. Örgütsel biçimler yalnızca bilişsel meşruiyete değil, aynı zamanda sosyo-politik meşruiyete de gereksinim duyarlar. Sosyo-politik meşrulaşma bir örgütsel biçimin (ve ona sahip örgütlerin) önemli sosyo-politik aktörler, özellikle de devlet, tarafından kabul görmesidir. Bilişsel meşruiyet gibi sosyo-politik meşruiyet de örgütlere kaynak temin etmekte yardımcı olur. Ayrıca sosyo-politik meşrulaşma örgütlere önemli sosyo-politik aktörlerinin koruması altına girme olanağı da sunar.
Sosyo-politik meşrulaşma ne şekilde gerçekleşir?
Sosyo-politik meşrulaşma türlü şekillerde gerçekleşebilir. Bir örgüt biçiminin yasallaşması sosyo-politik meşrulaşmanın yollarından biridir. Bu sayede örgütler var olma şansı elde ederler ve yasal çerçeve içinde faaliyet gösterdikleri sürece devletin koruması altında olurlar. Sosyo-politik meşrulaşma devletle veya meslek örgütleri gibi diğer güçlü aktörlerle ilişki kurmakla da gerçekleşebilir.
Yapısal durağanlık varsayımına göre çevre değiştiğinde örgütlerin ana yapısal özellikleri nasıl etkilenir?
Yapısal durağanlık çevre değiştiğinde örgütlerin ana yapısal özelliklerini çevreye yeniden uyumlamak için girişimde bulunma olasılıklarının düşük olduğunu, değişime girişilse bile bunun örgüt üzerinde yıkıcı etkilerinin olacağını öne sürmektedir. Bu varsayım uyum yaklaşımını benimseyen diğer örgüt kuramlarına kıyasla yöneticilere daha az önem atfetmektedir. Yöneticilerin örgütlerini değiştirme olanaklarının kısıtlı olduğunu, değişime girişebilseler bile sonucun büyük olasılıkla olumsuz olacağını, yani yapısal değişim girişimlerinin örgütün kapanma olasılığını artıracağı öne sürülmektedir.
Sınırlı rasyonellik nedir?
Az sayıda örgütün büyük çaplı değişim sonrası ayakta kalabileceğini öne sürmek onların yapılarındaki durağanlığı vurgulamakla kalmaz, örgüt kuramlarında uzun süredir işlenegelen bir başka fikri de öne çıkarır. Bu fikre göre örgütsel aktörler, dolayısıyla örgüt yöneticileri de sınırlı ölçüde rasyoneldir. Sınırlı rasyonellik, geleceği mükemmel olarak öngörememek ve dolayısıyla ancak sınırlı miktarda bilgiyle karar alabilmektir. Bu nedenle, yöneticilerin aldıkları kararlar bazen beklenen etkileri yaratır, bazen de yaratmaz.