Ekonomik Analiz Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ekonominin İşleyiş Süreci
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ekonomik refahın artırabilmesi için ne yapılmalıdır?
Vatandaşlarının ekonomik refahının artırılabilmesi için izleyen ekonomik sorunları çözmeleri gerekir: ? Gelir ve istihdam düzeyinin artırılması, ? Fiyatlar düzeyinde istikrarın sağlanması, ? Ekonomik büyümede sürekliliğin gerçekleştirilmesi, ? Bütçe açıklarının kontrolü ve finansmanının sağlanması, ? Dış açıkların yönetilebilmesini sağlamak.
Ekonomik sistem kavramı ne anlama gelir?
Sistem sözcüğü, bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzenini veya farklı görev ve fonksiyonları yüklenen çeşitli parçaların birlikte bir sonuç üretmeye çalışmasıyla ortaya çıkan bir bütünü ifade eder. Ekonomik sistem de, ulusal ekonomideki ihtiyaçlarla üretim arasındaki dengeyi en etkin şekilde, çok farklı yapılarla sağlamaya çalışan bütünleşik bir mekanizmadır.
Ekonomik sistem nedir?
Toplu halde yaşayan insanların sahip oldukları üretim faktörleri ve aldıkları eğitim gibi özellikleriyle; mal ve hizmet üretiminde görev almalarıyla oluşan sosyal organizasyona-iş bölümüne ekonomik sistem (iktisadi sistem) denilmektedir. Bu sistemin temel amacı, toplumun maksimum refah düzeyine ulaşması için gerekli yolları göstermek yani ulusal ekonomideki ihtiyaçlar (talep) ile üretim (arz) arasında dengeyi en iyi şekilde sağlamaktır.
Arz ve talep arasında dengenin sağlanabilmesi için yanıtı aranan üç temel soru nelerdir?
Tüm ekonomilerin arz ve talep arasında dengenin sağlanabilmesi için yanıt aradığı üç temel soru; neler üretilecek, nasıl üretilecek ve bunlar nasıl paylaşılacaktır?
Ekonomi sistemleri kaç gruba ayrılır?
Genel bir sınıflama ile kapalı ekonomi sistemleri ve mübadele (değişim) ekonomisi sistemleri olarak iki ana grupta toplanabilir.
Kapalı ekonomi sistemi hakkında bilgi veriniz.
Tarihte kalmış kapalı ekonomi sisteminde aileler (üreticiler) yalnız kendi ihtiyaçları için üretimde bulunurlar. İhtiyaçlar basit olduğundan üretim yöntemi de karmaşık değildir. Arz-talep dengesi, dışa kapalı grup içinde kurulur yani; dışarıdan mal almak veya dışarıya mal satmak yoktur. Hiyerarşik bir sosyal yapıya sahip olan kapalı ekonomilerde; üretim faaliyetini ve ürünlerin dağılımını, iktidarın tek sahibi olan reis, şef, senyör, kont, ağa vb. kişiler ayarlar. Güvende olma duygusunu sağlayan, garanti eden iktidar sahibine tam itaat, bağımsızlık hissinden önce gelir.
Mübadele (değişim) ekonomisi hakkında bilgi veriniz.
Mübadele (değişim) ekonomisi sistemlerinin ilk uygulamalarında yani paranın olmadığı dönemlerde (takas ekonomisi); her birey kendi ihtiyacından fazlasını üretir ve fazla olan kısmı, kendisinin üretemediği diğer mallarla değiştirirdi. Bu ilk iş bölüşümü ve uzmanlaşma örnekleri sayesinde üretim artışı da ortaya çıkmıştır. İş bölümü ve uzmanlaşma kadar ekonomik sistemin işleyişinin gelişiminde önemli bir unsur da değişim araçlarının kullanımı olmuştur.
Günümüzde mübadele ekonomik sistemine uygun olan sistemler hangileridir?
Mübadele ekonomilerinde kullanılan üretim araçlarının sahipliği bakımından, bugüne kadar uygulanabilmiş veya uygulaması süren başlıca iki ekonomik sistem: Kapitalizm (liberalizm, piyasa ekonomisi) ve Sosyalizmdir (kumanda ekonomileri).
Kapitalizm ve sosyalizmin en temel farklılığı nedir?
Kapitalist sistemde, makine ve teçhizatın mülkiyeti sermaye sınıfında(kapitalist denilen kesime ait); sosyalizm de ise mülkiyet işçi-kamu adına devlete aittir.
Karma ekonomik sistem nedir?
Kapitalist sistem olarak bir uçta piyasa ekonomileri; sosyalist sistem olarak diğer uçta kumanda ekonomileri yer almaktadır. Bu iki uç sistem dışında her iki sistemin bir kısım yönlerini kabul eden uygulamalar, karma ekonomik sistem olarak adlandırılmakta ve her ülkede farklı şekilde uygulanmaktadır.
Piyasa ekonomilerinde ekonomik faaliyetler hangi alt piyasalarda gerçekleşir?
Piyasa ekonomilerinde ekonomik faaliyetler üç alt piyasada gerçekleşir. Bunlar; Girdi(Faktör) piyasaları, Mal ve Hizmet piyasaları ve Finans piyasaları.
Piyasa kavramını açıklayınız.
Piyasa, gerek üretim faktörlerinin gerekse üretilen mal ve hizmetlerin alıcı ve satıcılarının karşı karşıya gelmesini ve ekonomik kararların verilmesini sağlayan ortamlardır. Bu ortamların kesinlikle belirli bir mekân olması şart değildir. Çünkü bilgi teknolojilerinin değişen boyutu piyasalarda mekân kavramını da değiştirmektedir. Bu değişim ile piyasa, bir mal ve hizmetin alıcı ve satıcılarını bir araya getiren semt pazarları, alışveriş merkezleri, fuarlar gibi belirli bir mekânda oluşabileceği gibi tarafların cismen bir araya gelmemeleriyle de oluşabilir. Örneğin, teleks, telefon, faks, elektronik posta, elektronik ticaret gibi sanal ortamlar da pazarın-piyasanın oluşmasını sağlar. Buradaki piyasa ekonomileri terimi ise arz ve talebin karşı karşıya geldiği mekân kavramı dışında; alıcıları ve satıcıları bir araya getiren kolaylıkları, piyasalara kolay erişim imkânlarını da ifade etmektedir.
Görünmeyen elin gücü hangi anlamda kullanılır?
Serbest piyasanın kendi halinde işleyişini ifade eden görünmeyen el mekanizması kavramı, iktisadın kurucusu Adam Smith tarafından ortaya atılmıştır. Görünmeyen el (fiyat mekanizması) mekanizması; iktisadi hayatın temel sorunları olan hangi malların, nasıl, kimler için, ne miktarda üretileceği gibi temel ekonomik sorunları çözümler. Bu yüzden hükümetler ekonomik hayata müdahale etmemelidir. Çünkü bu mekanizma sayesinde ekonomide arz veya talep fazlalığı oluşmaz.
Piyasa ekonomilerinde işleyiş nasıl olur?
Piyasa ekonomilerinde ekonomik faaliyetler üç alt piyasada gerçekleşir. Ekonominin işleyişini, piyasa ekonomilerinde üretim araçlarının sahibi olan girişimcifirmalar, piyasada oluşan fiyatlar aracılığıyla organize ederler. Girişimciler, bu organizasyonda üretimi gerçekleştirirken gerekli olan üretim faktörlerini, hane halklarının arzını oluşturduğu girdi (faktör) piyasalarından üretim faktörü ödemeleri karşılığında satın alırlar. Girişimciler bu ödemeleri ya kendi kaynaklarından ya da finans sisteminden finanse ederler. Girişimciler üretim faktörlerini kullanarak ürettiği mal ve hizmetleri, hane halklarına-tüketicilere mal ve hizmet piyasalarında arz ederler.
Girdi(Faktör) piyasalarının işleyişi nasıl olur?
Bu piyasalarda girişimciler, üretim faktörlerini hane halkından üretim faktörü ödemeleri (emek karşılığında ücret, sermaye için faiz ve doğal kaynaklar için rant) karşılığında satın alırlar. Bu üretim faktörleriyle tüketicilerin ihtiyacını karşılayacak nihai mal ve hizmetleri üreten girişimciler-firmalar, piyasada dört önemli organizasyon işini yerine getirirler. Bunlar; Üretim faktörlerini bir araya getirmek, Reel sektörde mal; hizmetler sektöründe hizmet üretmek, Ürünleri satmak ve Kar elde etmek olarak sıralanmaktadır. Girişimcilerin faktör talebini (üretim ve yatırım kararını), piyasadaki arz ve talep seviyesi ile oluşan fiyatlar ve üretimin maliyet koşulları belirler. Ekonomide genel dengenin oluşabilmesi için, öncelikle faktör piyasalarında, alım satıma konu olan üretim faktörlerinin arz ve talebi arasında denge gerekir. Çünkü girişimcilerin üretim faktörlerine (toprak, emek ve sermayeye) olan talebi, bu faktörlerin arzından daha fazla ise fiyatlar yükselecek, az ise düşecektir. Girişimcilerin faktör talebini (üretim ve yatırım kararını); piyasadaki arz ve talep seviyesi ile oluşan fiyatlar ve üretimin maliyet koşulları belirler. Bu süreç şu şekilde işlemektedir: Girişimcilerin, mal ve hizmet piyasalarına ne, ne kadar, nasıl üreteceği konusundaki kararını etkileyen temel faktör; ürettiği mal ve hizmetlere, hane halkının olan talebi ve devam eden talep artışı nedeniyle mal ve hizmet piyasalarında yükselen fiyatlardır. Fiyatlar yükselmesine rağmen, bu bedeli ödemek isteyen tüketiciler için girişimcilerin mal ve hizmet üretim isteği; girişimcilerin girdi piyasalarında üretim faktörlerine (emek, sermaye, toprak) olan talebini artıracaktır. Eğer bu faktörlere olan talep, arzından (hane halkının faktör piyasalarına sunduğundan) fazla ise fiyatlar yükselecek, az ise düşecektir. Girişimcilerin bu faktör talepleri hane halkının da gelirlerini oluşturur.
Mal ve Hizmet piyasalarının işleyişi nasıl olur?
Girişimcilerin reel sektörde üreterek, hane halkının tüketimine hazır şekle getirilmiş (nihai) mal ve hizmetlerin satışa arz edildiği mal ve hizmetler piyasasıdır. Girişimcilerin, tüketicilerin ihtiyacını giderebilecek özelliklere kavuşturduğu mal ve hizmetlerin satımının yapılabilmesi için bu mal ve hizmet piyasaları çok önemlidir. Örneğin, mal ve hizmet piyasalarından alışveriş (AVM) merkezleri, stokların eriyerek üretim sürecinin tekrar devam edebilmesi için önemlidir. Çünkü stokların erimesiyle girişimci, tekrar üretim yapmak için faktör piyasalarına üretim faktörlerini talep eden olarak girecektir. Bu girdilerin reel sektörde işlenmesiyle mal ve hizmet piyasalarına yeniden mal ve hizmet arz edilecektir. Eğer mal ve hizmet piyasalarındaki artan talebe karşın arz olmaz ise bu piyasalarda fiyatlarda yükselme olacaktır. Tersi durumda yani mal ve hizmetlere talep olmaması, arzın artması fiyatların düşüşüne yol açacaktır. Bu durumların süreklilik kazanması ise ekonomi literatüründe enflasyon ve deflasyon gibi kavramlar ile ifade edilmektedir.
Finans piyasalarının işleyişi nasıl olur?
Ekonomideki atıl kaynakların, atıl fonların ekonomiye kazandırılmasını sağlayan finans piyasalarını temsil eder. Doğal kaynaklar, emek ve sermaye gibi faktör sahibi hane halkları, girişimcilere sattığı üretim faktörlerinden elde ettiği tüm gelirlerini tüketmeyebilirler. Yani elde edilen gelirin tüketilmeyen, tasarruf edilen kısmının tekrar ekonomiye kazandırılabilmesi için bunların, banka gibi finans kuruluşlarına mevduat olarak ödünç verilmesi gerekmektedir. Bankaların da bunları kredi olarak kullandırmalarıyla ekonomik faaliyetlerde süreklilik yaratılmaktadır. Kitlesel tüketim dönemine erişmiş kapitalist (ABD, İngiltere, Almanya gibi) ekonomilere bakıldığında, finans sistemlerinin genel ifadesiyle hizmet sektörlerinin gelişmiş olduğu görülecektir.
Piyasa mekanizmasının aracı olan fiyat sistemi hakkında bilgi veriniz.
Piyasa mekanizmasının önemli aracı olan fiyat sistemi; hem üretim faktörlerinin, hem de üretilen malların fiyatlarını ve dolayısıyla faktör sahiplerinin toplam üretimden alacakları payları belirler. Şöyle ki; girişimciler tarafından mal ve hizmet piyasalarına arz edilmiş ürünlerine artan taleple yükselen fiyatlar, girişimcilere piyasadan daha fazla pay almak, kârını artırmak için bir şeyleri yapması gerektiği sinyallerini verir. Bunun için de örneğin, daha fazla mal üretmek veya ürettiği mal ve hizmetlere farkındalık katarak rekabetçi ürünler elde etmek gerekmektedir. Bu da, üretim tekniğinin devamlı gelişmesini ve ekonomide etkinliği, dolayısıyla mal ve hizmet piyasalarına daha fazla giriş, ekonomik terimle arzda artış sağlar. Bu durum tüketicilerin daha farklı mal ve hizmetleri daha ucuza almalarını sağlayacaktır. Tersi durumda ise yani düşen fiyatlar üreticilere üretimlerini kısma gibi kararları almak yönünde işaretler vermektedir.
Fiyatların piyasalarda serbestçe oluşması ne anlama gelir?
Fiyatların piyasalarda serbestçe oluşması demek, hükümetlerin hiçbir rolünün bulunmadığı anlamına gelmemelidir. Devletin gerek piyasaları düzenleyici denetleyici görevleri ve gerekse de kamu hizmetlerinin finansmanı için tahsil etmek istediği vergiler de, piyasada oluşacak mal ve hizmetlerin fiyatlarını etkiler. Örneğin Devletin üretimi özendirmek için girişimcilere vereceği sübvansiyon (destekleme) teşviki üretim maliyetini düşürürken, işletmelerden alacağı kurumlar vergisi gibi kamu kesintileri üretim maliyetini ve fiyatları yükseltecektir. Devletin bazı hane halklarını desteklemek için yapacağı (emekli maaşı, öğrenci bursları gibi) transfer ödemesi ise onların gelirini dolayısıyla talebini artırırken; onlardan yapacağı katma değer vergisi, gelir vergisi gibi kesintiler de nihai mal ve hizmetlere olan talebi azaltacaktır.
Sübvansiyon nedir?
Sübvansiyon, kamunun üreticileri korumak ve üretimi artırmak amacıyla girişimcilere karşılıksız olarak para veya parasal değere sahip şeylerle yapılan yardımdır.
Transfer Ödemesi nedir?
Transfer ödemesi, kamunun karşılığında herhangi bir mal, hizmet veya faktör alımı olmaksızın hanehalkına ekonomik ve sosyal amaçlarla yapılan ödemeleri ifade eder. Örneğin emeklilere yapılan maaş ödemeleri, öğrenci bursları, fakirlere yapılan kömür yardımları vb..
Sosyalist Sistem hakkında bilgi veriniz.
Kumanda ekonomileri yani merkezi planlamanın geçerli olduğu (sosyalist) ekonomilerde piyasa mekanizmasının temel aracı olan fiyat sisteminin yerini merkezi otoritenin kararları almaktadır. Özellikle 19.yüzyıldaki kapitalist sistemin acımasız uygulamaları, klasik ekonomi varsayımındaki tam rekabet koşullarının oluşamaması ve emekçi sınıfın örgütlenmesine bağlı olarak sosyalist sistem (kumanda ekonomisi sistemi), alternatif bir ekonomik model olarak ortaya çıkmıştır. Kumanda ekonomisinin işleyişinde; ne, nasıl ve kimler için üretilecek sorularının cevapları merkezi otoritenin planları aracılığıyla oluşturulmaya çalışılır. Bu sistemde üretim araçlarının sahipliği özel mülkiyete değil, kamu adına devlete aittir. Bu durum ekonomide özel girişimci sınıf olmadığını göstermektedir. Ülkede hem yönetenler hem de yönetilenler emekçi olduğuna göre, tek sınıflı bir toplum görünümü vardır. Ancak tüm iktisadi işlemleri planlayacak, düzenleyecek ve denetleyecek bir bürokrat ekibi emekçilerin önünde yer alacaktır. İlerleyen süreçte bu ekibin merkezden aldığı kararlarla iktisadi dengenin sağlanmasının zor olduğu (eski Sovyetler Birliği örneğinde) görülmüştür.
Yeni Ekonomi kavramını açıklayınız.
20. yüzyılın son dönemlerinde, küresel ekonominin zeminini hazırlayan, özellikle finans sektöründe hızlı gelişimin kaynağı bilgi ve iletişim teknolojileri olmuştur. Bu teknolojilerin, reel sektörün tedarik, üretim, pazarlama-satış süreçlerine uyarlanmasıyla; eski ekonomiyle yeni ekonomi yan yana yaşamakla birlikte, iki ekonominin toplam üretim içindeki payı her geçen gün yeni ekonomi lehine artmaktadır. Bu yeni dönemi ifade eden yeni ekonomi kavramı; firmaların iş yapma biçimlerini ve onların müşterilerini de değiştirmektedir. Fakat ekonominin temel yasalarını, açıkladığımız ve açıklayacağımız piyasaların belli başlı temel işleyiş sürecini değiştirmemektedir. Yeni ekonomi olgusunun; işletmelerin iş yapma şekillerinin; tüketicilerin mal ve hizmetlere ulaşım mekânlarındaki değişimin önemli bir göstergesi de bilgi toplumu kavramıdır. Çünkü bilgiyi araştırmaya ve incelemeye önem veren, bilgi teknolojilerini kullanmayı öne çıkaran toplum yapıları sayesinde ekonomi de kendini yenilemek zorunda kalmıştır ve yenilemeye devam edecektir. Günlük yaşamdaki edevlet, e-okul, e-ticaret, e-bilet, e-reçete, ebankacılık gibi yaygın uygulamalar da bu değişime verilebilecek bazı örneklerdendir.
İMKB’de Yeni Ekonomi Pazarı’nın oluşturulmasındaki amacı nedir?
Telekomünikasyon, bilişim, elektronik, internet, bilgisayar üretim, yazılım ve donanım, medya veya Borsa Yönetim Kurulu’nca kabul edilecek benzeri alanlarda faaliyet gösteren teknoloji şirketlerinin, sermaye piyasasından kaynak elde etmelerini sağlamak ve söz konusu şirketlerin hisse senetlerinin Borsa’da güven ve şeffaflık ortamında, organize ikincil piyasada işlem görmesini temin etmektir.
Ekonomi biliminin sınıflaması nasıldır?
Ekonominin en kabul gören bölümlenmesi mikroekonomi ve makroekonomi şeklindedir. Diğer sınıflama yöntemleri: Mevcut durumu tespit eden veya ne olması gerektiğini ifade eden pozitif ve normatif analiz; zaman ölçütüne göre, durağan ve dinamik analiz; değişkenlerin sayısına göre kısmi ve genel denge analizi şeklindedir.
Mikroekonomi kavramını açıklayınız.
Mikroekonomi, ismindeki mikro ön eki Yunanca mikros kelimesinden gelir ve küçük anlamındadır. Dolayısıyla mikroekonomi, ekonominin küçük üniteleri olan bireylerin-tüketicilerin ve girişimcilerinfirmaların ekonomik davranışlarını inceler. Aynı zamanda mikroekonomi rasyonel ve çıkarları peşinde koşan bireylerin etkileşimlerinin yarattığı sosyal sonuçları inceler. Örneğin tüketicilerin, ihtiyaçlarını gideren mal ve hizmetlerden elde edeceği faydalar nedeniyle bu mal ve hizmetlere verdikleri değeri; firmaların da bu mal ve hizmetleri üretme koşullarına göre oluşan fiyatın ne olacağını; piyasa türleri, piyasaların işleyiş mekanizması ve farklı piyasa koşullarında firma dengesinin nasıl oluşacağı gibi konuları araştırmaktır. Mikroekonominin ilgilendiği sorulara günlük hayatımızdan şu örnekler verilebilir: Masaüstü bilgisayar mı, yoksa dizüstü bilgisayar mı almalıyım? Toplama bilgisayar mı, yoksa bilinen bir marka mı almalıyım? Akıllı telefonum mu, yoksa tabletim mi olsun? İkisini de alabilmem için kredi almam gerekir. Acaba alacağım kredinin maliyetine katlanmaya değer mi? Benzin fiyatları artarsa insanlar dizel arabalara yönelirler mi? Gelir vergisindeki azalma insanların daha çok çalışmasını teşvik eder mi? Gelir vergisindeki artma insanların tasarruflarını azaltır mı?
Makroekonomi kavramını açıklayınız.
Makroekonomi, ismindeki makro ön eki ise Yunanca büyük anlamına gelen makros kelimesinden gelmektedir. Yani makroekonomi, ulusal ekonomide devletin, firmaların ve bireylerin tercihlerinin, davranışlarının toplam etkisiyle ilgilenir. İstihdam oranı, büyüme hızı, kamu dengesi, faiz oranı, enflasyon, dış ticaret, ödemeler dengesi gibi konu başlıkları makroekonominin alanına girmektedir. Bu çerçevede makroekonominin cevap aradığı bazı sorulara şu örnekleri verebiliriz: 2001 krizi Türkiyede işsizliği ne kadar artırmıştır? 2008 küresel finans krizi, Türkiyenin ihracat yaptığı ülkeler de nasıl bir değişim yapmasına neden olmuştur? Avrupa ülkelerinin kamu borç stokları artarken Türkiye’de mali disiplin niçin göreceli olarak daha iyidir? Enflasyonun nedenleri nelerdir?
Mikroekonomi neyi araştırır?
Mikroekonomi, hane halkının ve girişimcilerin ekonomik konulardaki seçimlerini ve bu seçimlerin birbirleri ile etkileşimini, devletin de bu tercihlere etkisini araştırır.
Makroekonomi neyi araştırır?
Makroekonomi, devletin, firmaların ve hane halkı tercihlerinin, davranışlarının toplam etkisini araştırır.
Pozitif ve Normatif analiz arasındaki farklılık nedir?
Pozitif analiz bir ekonomik olayın-sistemin mevcut halini inceleyerek nasıl çalıştığını açıklamaya çalışır, durumunu tespit eder. Normatif analiz ise yorum içeren yani ne olmalı ya da nasıl olmalı gibi soruları soran, değer yargılarını içeren bir analizdir. Pozitif ve normatif analiz ayırımı için örneğin: Türkiye’de hisse senedi piyasalarında (İMKB’de) tasarrufları değerlendirme - yatırım kültürü düşüktür ifadesi bir tespit olduğundan pozitif analiz kapsamındadır. Bankacılık dışında, hisse senedi piyasalarının da tasarrufların değerlendirildiği bir mecra olabilmesi için finansal okuryazarlık geliştirilmelidir ifadesi ise normatif analizdir.
Durağan ve Dinamik analiz arasındaki farklılık nedir?
Ekonominin belirli bir andaki durumunun tespiti – fotoğrafının çekilmesi durağan analizdir. Örneğin: 31.12.2011 tarihinde Türkiye’nin milli geliri, işsizlik, bütçe açığı, cari oranı gibi makro değerlerin tespiti durağan bir analizdir. Ekonominin belirlenmiş dönemler arasındaki durumunun incelenmesi karşılaştırmalı durağan analizdir. Bu bağlamda 31.12.2010 tarihindeki Türkiye’nin milli geliri, işsizlik, bütçe açığı, cari oranı gibi değerlerinin 31.12.2011 tarihi verileriyle karşılaştırılması, karşılaştırılmalı durağan analize örnek verilebilir. Belirlenmiş zamanlar içinde ekonomide meydana gelen değişikliklerin analizi ise dinamik analiz olarak ifade edilir. Örneğin Türkiye’nin milli gelirinde üçer aylık dönemlerde, nasıl bir değişimin meydana geldiğinin incelenmesi bir dinamik analiz yöntemidir.
Kısmi ve Genel Denge analizi arasındaki farklılık nedir?
Değişkenlerin çokluğunun ekonomik analizi karmaşık hale getirmesi nedeniyle, diğer bilimlerde olduğu gibi, iktisatçılar bazı basitleştirici varsayımlar altında çalışmalarını yürütmektedir. Bunların en önemlilerinden birisi ceteris paribus varsayımıdır. Latince bir terim olan ceteris paribus; diğer şeyler eşit, aynı şartlar altında, diğer tüm durumlar sabit kalmak şartıyla ve diğerleri sabit kalmak üzere gibi anlamlara gelmektedir. Bu basitleştirmeden amaç, herhangi bir faktörün, ilgilendiğimiz değişken üzerindeki etkisini ölçebilmek için diğer tüm faktörlerin değişmediğini varsaymaktır. Aksi hâlde, birden çok faktördeki değişme, analiz ettiğimiz faktörü de eş zamanlı olarak etkileyeceğinden, diğer değişkenlerin her birinin etkilerinin ne kadar olduğunu belirlememiz mümkün olmayacaktır. Bu şekilde yapılan basitleştirme ile gerçekleştirilen analiz kısmi analizdir. Basitleştirme olmadan yapılan analiz ise Genel denge analizidir. Örneğin Ceteris paribus varsayımı altında yapılan kısmı analiz tek bir piyasa analizini kapsar. Genel denge analizi ise, bir piyasadaki değişmenin bu piyasalarla etkileşim (ilişki) içinde olunan tüm piyasalardaki etkilerini inceler.
Kısmi analiz neyi inceler?
Kısmi analiz, diğer şeyler eşit veya diğer tüm durumlar sabit kalmak şartıyla şeklindeki basitleştirici varsayımlarla; ekonominin bir biriminin veya bir bölümünün dengesinin analizini inceler.
Genel denge analizi neyi inceler?
Ekonominin bir biriminin veya bir bölümünün değil; onların karşılıklı etki ve bağlılıklarının tüm ekonomi üzerindeki etkilerini inceler.
Hanehalkı kavramı nedir?
Hane halkı; sahibi olduğu üretim faktörlerini faktör piyasalarına arz ederek elde ettiği kazancı, aralarında akrabalık bağı bulunup bulunmadığına bakılmaksızın aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerle paylaşan, yaşadığı konutun masraf-hizmet ve yönetimine katılan, bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluktur. Ekonomide harcama ve tasarruf yapma kararlarının çoğunluğu hane halkları tarafından verilir. Ekonomik birim olan hane halkı, faktör piyasalarındaki (emek, sermaye, toprak) arzıyla gelir elde eder. Hane halkının, sahibi olduğu üretim faktörüne göre gelirini elde etme şekilleri değişir. Örneğin: Emeğini, becerilerini emek piyasasında girişimcilere satan hane halkı ücret geliri; tasarrufları olan hane halkı bunları finansal sisteme ödünç vererek faiz geliri; gayrimenkulleri olan hane halkı bunları piyasaya arz ederek kira geliri elde eder. Hane halkı, elde ettiği bu gelirlerinin harcama ya da tasarruf kararlarını verir. Bu karar girişimcileri (reel sektörü) ve finansal sektörü de ilgilendirir.
Firma kavramı nedir?
Ekonomideki ana üretim birimi olan girişimcilerin oluşturduğu firmalar, yapmış oldukları organizasyon ile şahıs şirketinden devlete kadar bütün üretici birimleri oluşturur. Mal ve hizmet piyasalarına üretim (arz) yapabilmek için faktör piyasalarından üretim faktörlerini (kaynaklarını) talep ederler. Yani üretim süreci organizasyonunda diğer üç faktörü bir araya getiren girişimcilerdir. Gerçek ve tüzel kişi girişimciler, yapmış oldukları organizasyon ile şahıs şirketinden devlete kadar bütün üretici birimleri oluşturur. Onlar, ürettikleri mal ve hizmetleri tüketicilere satılmak üzere mal ve hizmet piyasalarına satarlar. Kısaca bir firmanın temel iki rolü vardır: Üretim faktörlerini satın alma ve ürettikleri mal ve hizmetleri satmaktır. Girişimciler, üretim ve yatırım kararı verirken toplam talep seviyesine ve üretim faktörü maliyetlerine bakar. Malın fiyatını, bu maliyet unsurlarına göre belirler.
Devlet kavramı nedir?
Piyasaların düzenlenmesinde-denetlenmesinde önemli görevi olan devlet; aynı zamanda arz ve talebin oluşmasında dolaysız ve dolaylı bir şekilde belirleyicidir. Başka bir ifade ile devlet, ekonominin işleyiş sürecinin lokomotifidir. Hükümet uygulamalarını, kamunun gelir elde etme ve harcama kararlarını şekillendiren maliye politikası aracı, hane halkı ve girişimcinin gelir ve harcama kararlarını ve devletin bütçesini etkiler. Devlet yaptığı harcamalar ile hem diğer iki karar biriminin gelirini artırıcı etkiye sahip, hem de topladığı vergiler ile onların gelirini düşürücü bir güce-araçlara sahiptir. Fakat kamunun, gelirini aşan harcamalar nedeniyle oluşan bütçe açıklarının finansmanı da, finansal sistemde kontrol edilebilir seviyeleri aştığında, piyasada borç alma ve borç verme faiz oranları yükselir. Harcamalar ve vergilendirme yoluyla devlet, ekonomide kaynak dağılımını etkiler. Sigaraya vergi koyarak içilen sigara sayısını azaltır ve böylece insan sağlığını iyileştirir. Benzine vergi koyarak ise kamyon şoförlerinin ve otomobil sürücülerinin tepkisini çeker, ancak hava kirliliğini azaltır. İşten kazanılan gelire vergi koyan bir devlet, insanların çalışma sürelerini etkiler. Karma bir ekonominin işleyişi üzerinde vergilerin büyük bir ağırlığı vardır. Vergiler toplumun kıt kaynaklarının ne şekilde tahsis edileceğini önemli düzeyde etkiler.
Piyasaların düzenlenmesinde-denetlenmesinde devletin rolü nedir?
Piyasaların etkin şekilde işlemesi için kuralları- yasaları düzenleyen devlet bu kuralların işleyipişlemediğine; oyunun kurallarına uyulup uyulmadığına; firmalar arasında rekabet kurallarının işletilip işletilmediğine; kayıt dışı çalışılıp çalışmadığına bakar. Kamunun, ekonominin üretim ve satış sürecine dolaysız bir şekilde müdahale etme yerine, piyasaları düzenleyici ve denetleyici rolü günümüzde gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu görevi Türkiye’de yapan bağımsız düzenleyicidenetleyici kurumlar şunlardır: Sermaye Piyasası Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rekabet Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu, Kamu İhale Kurumu. Bu kurumların genel hatlarıyla görevlerini: Piyasa katılımcılarının piyasa kurallarına uygun çalışıp çalışmadığını kontrol etmek; aykırı davrananlara yaptırımlar uygulamak; taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk ve hakemlik yapmak şeklinde özetlenebilir.
Rekabet Kurumunun görevi nedir?
Türkiye’de bağımsız düzenleyici-denetleyici kurumlardan birisi olan Rekabet Kurumu, mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde örgütlenmesini ve gelişmesini sağlamak amacıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile kurulmuştur. Bu kanunda Rekabet Kurumu’nun esas görevi, kendisine verilen yetkileri kullanarak mal ve hizmet piyasalarındaki rekabetçi sürecin tehdit edilmesini engellemektir. Rekabetçi sürecin korunması yoluyla, kesimler arasında kaynakların etkin dağılımının sağlanması; toplumsal refahın arttırılması; Rekabet Kurumu’nun görevinin temel dayanağını oluşturmaktadır.
Finansal sistemin görevi nedir?
Ekonomik sistemi oluşturan üç birimden (hane halkı, devlet, firma); fon fazlası (tasarrufu) olanlardan, fon açığı (tasarruf açığı) olanlara fon transferinin gerçekleştirilmesine finansal sistem aracılık yapar. Bu temel hizmetiyle finansal sistemde, paranın fiyatı yani kredinin bedeli olan faiz ve dövizin fiyatı olan döviz kuru belirlenir.
Devletin ekonomik faaliyette bulunmadığı Dışa Kapalı Ekonomilerde Döngüsel Akım hakkında bilgi veriniz.
Dışa kapalı ekonomi, diğer ulusların ekonomileriyle dış ticaret (ihracat-ithalat) ilişkisinin olmamasını ifade eder. Devletin de girişimci olarak ekonominin işleyişinde yer almaması ile gerçekleşen ekonomik işleyiş; devletin ekonomik faaliyette bulunmadığı dışa kapalı ekonomide döngüsel akım olarak adlandırılır. Bu basit döngüsel akımda iki birim bulunur. Burada finansal sistem ise aracılık yapmaktadır. Şekilde hane halkı ve ekonomi dışa kapalı olduğu için sadece yerli firmalar arasında girdiler ve karşılığında ödenen bedellerin nasıl dolaştığı gösterilmektedir. Şekildeki döngüsel akımda; tüketiciler ile firmalar arasında, dış çemberde mal ve hizmet akışı şeklindeki reel değerler ve bunun tersi yönünde parasal hareketler iç çemberde gerçekleşmektedir. Hane halkları ve yerli firmalar, ekonomik faaliyetlerini, girdi (faktör) piyasaları ilemal ve hizmet piyasaları aracılığıyla yürütürler. Yerli firmalar, mal ve hizmet üretmek için hanehalkları tarafından girdi (faktör) piyasalarına sunulan ve bu piyasada fiyatı oluşan faktörleri, talep ederler. Hane halkları, bu faktör arzı karşılığında faktör gelirleri elde ederler. Yerli firmaların bu faktör talebi, mal ve hizmet piyasalarına arz edilecek mal ve hizmet arzının(Y) üretimi için kullanılır. Mal ve hizmet piyasalarına arz edilen ürünleri, tüketim harcamaları (C) karşılığında talep edecek olan hane halkları, elde ettikleri faktör gelirlerini harcayarak gerçekleştirirler. Hane halklarının bu harcamaları ise yerli firmaların satış gelirlerini oluşturacaktır. Bu döngüsel akım süreci kısaca şöyle özetlenebilir: Mal ve Hizmet Arzını (Y) yani bir ulusal ekonominin mili gelirini üretmek için yerli firmaların hane halklarına yaptığı ödemeler, ya tüketime (C) ya da tasarrufa (S) dönüşecektir. Bu durumda eşitlik bu sistemde Y C + S denkleminde görüldüğü gibi gerçekleşecektir. Denklemdeki S (tasarruf) simgesi, ekonomide yapılan üretim kadar tüketimin gerçekleşmemesi yani stokta, yapılan tasarruflar kadar mal birikmesi oluşmuşanlamına gelir. Bu sorunun çözümü: Hane halklarının tasarrufunun (S), finansal sistem aracılığıyla firmalara aktarılarak; SI eşitliğinin gerçekleşmesiyle; ekonomide genel dengenin de Y C + I oluşmasını; bir başka deyişle, ülkede üretilen milli gelirin (Y), tüketim (C) ve yatırım (I) harcamaları şeklinde kullanılmasını sağlamaktır.
Devletin ekonomik faaliyette bulunduğu Dışa Kapalı Ekonomilerde Döngüsel Akım hakkında bilgi veriniz.
Devletin verdiği temel kamu hizmetlerinin (alt yapı, güvenlik, adalet, eğitim, sağlık gibi faaliyetlerin) finansmanı için ana gelir kaynağı vergilerdir. Eğer devlet, girişimci olarak KİT’leri işletiyorsa, oradan elde ettiği satış gelirleri de kamu harcamalarının finansmanında kullanılır. Vergiler, gerek hane halkından gerekse de firmalardan tahsil edilir. Günümüz dünyasında, devletin ekonominin işleyiş sürecinde yer aldığı gerçeğiyle, döngüsel akımın gerçekleşme süreci; tüketiciler ile firmalar arasında, dış çemberde mal ve hizmet akışı şeklindeki reel değerler ve bunun tersi yönünde parasal hareketler iç çemberde gerçekleşmektedir. Devletin iç çemderdeki parasal hareketleri; satış gelirleri, faktör giderleri ve vergi tahsilatı şeklindedir. Devletin dış çembere katkısı ise: KİT’lerde üretim yapmak için faktör talebi ve ürettiği malları mal ve hizmet piyasalarına arz etmek şeklindedir. (Açıklamaları şekille birlikte takip ederseniz daha kolay yorumlayabilirsiniz.) Mal ve hizmet piyasalarında devlet, vereceği kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere özel sektörün ürettiği mal ve hizmetlerden satın alabilir. Ayrıca kendisi de kamu sektörü olarak sahibi olduğu Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ile çeşitli mal ve hizmetler üretebilir. Böylece mal ve hizmet piyasalarındaki alım-satıma konu olan nihai mal ve hizmetlerin fiyatının (arz ve talebin) oluşmasına bir şekilde etkide bulunur. Bunun dışında devlet; üretim yapmadan arzın artmasını veya hane halkının alım gücünün yükseltilmesiyle talebinin artmasını sağlayarak, dolaylı bir etkide de bulunabilir.
İktisadi Devlet Teşekkülünü tanımlayınız.
İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT), sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsüdür.
Kamu İktisadi Kuruluşunu tanımlayınız.
Kamu iktisadi kuruluşu (KİK), sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan; kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu iktisadi teşebbüsüdür.
Kamu İktisadi Teşebbüsünü tanımlayınız?
Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT), İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT) ile Kamu İktisadi Kuruluşunun (KİK) ortak adıdır.
Devletin ekonomik faaliyette bulunduğu Dışa Açık Ekonomilerde Döngüsel Akım hakkında bilgi veriniz.
Günümüz dünyasında dış ticaret sektörü bir ulusal ekonominin döngüsel akımına yerleştirilirse, o ekonomi dışa açık hale gelir. Basitleştirme yapılırsa; dış ticaret sektöründe sadece gerçekleşen ticari ilişkinin ihracat ve ithalat boyutunu inceler. Döngüsel akımda; tüketiciler ile firmalar arasında, dış çemberde mal ve hizmet akışı şeklindeki reel değerler ve bunun tersi yönünde parasal hareketler iç çemberde gerçekleşmektedir. Dış ticaret sektörü, ithal ettiği mallarla mal ve hizmet piyasalarında arza katkıda bulurken; bunların parasal ödemeleri, ulusal ekonomiden sızıntı olarak yurt dışına, yabancı ülkelerinfirmaların geliri olarak çıkmaktadır. Bu döngüdeki ihracat, ulusal ekonominin mal ve hizmet piyasalarından yurt dışına mal satışıdır. Bunların karşılığında elde edilecek döviz geliri sayesinde ulusal gelir ve firma gelirlerinde artış sağlanacaktır.
İthalat nedir?
İthalat, bir ulusal ekonominin mal ve hizmet piyasalarına, başka ulusal ekonomilerden (dış ülkelerden) mal ve hizmet girişidir. Ülkede yerleşik hane halklarının, dışarıdan mal ve hizmet ithal etmeleri bu ülkenin döngüsündeki gelir akımında sızıntıya yol açacaktır. Mal ve hizmeti üretip satan ülke milli gelirinde, döviz gelirlerinde, ülke refahı gibi makroekonomik göstergelerinde artış olacaktır.
İhracat nedir?
İhracat, bir ulusal ekonominin kendi döngüsünde ürettiği mal ve hizmetleri, başka ulusal ekonomilere (dış ülkelere) satmasıdır. Satışı yapan ülkedeki yerli firmaların, dışarıya mal ve hizmet ihraç etmeleri, hem firmanın satış gelirlerinde artış hem de ülkenin döngüsündeki gelir akımında artışa yol açacaktır. Mal ve hizmeti ithal eden ülkenin döviz gelirlerinde, o ülkede üretilen mal ve hizmet miktarında, dolayısıyla ülke refahı gibi makroekonomik göstergelerinde azalış olacaktır.
Tasarruf Paradoksu nedir?
Elde ettiği gelirde artma olmadan yani aynı gelir düzeyinde iken, hane halklarının daha fazla tasarruf etmek istemelerinden dolayı, toplam tüketim azalmasının sonraki dönem gelirlerini eksiltmesiyle, toplam tasarrufların azalması olayına tasarruf paradoksu denir.
Günümüz piyasa ekonomilerinde devletin rolü nedir?
Günümüz piyasa ekonomilerinde devlet, iç ve dış güvenlik, temel sağlık ve eğitim hizmetlerini temin eder. Düzenleyici ve denetleyici yapıların örgütlenmesini ve işlemesini sağlayarak piyasa başarısızlık larının oluşmamasını veya olması durumunda geçici olarak devreye girerek piyasaların tekrar dengeye gelmesini sağlar. Devletin, ekonominin işleyişi ve finansal sistem ile ilişkisinde alacağı kararları tüm kesimleri etkiler. Maliye politikası aracı ile hükümet, yaptığı harcamalar ile gelirleri artırıcı etki yaparken, topladığı vergiler ile hane halkının ve firmaların gelirini düşürebilir. Örneğin kamu harcamalarını artırma ve/veya ekonomik birimlerden tahsil edilecek verginin yükünü azaltma kararı ekonomik birimlerin toplam tüketim harcamalarını çoğaltabilir. Ama devletin, kendi bütçe açıkları sorun olabilir. Çünkü siyasi tercihlerle, popülist şekilde uygulanan ekonomi politikalarının ve konjonktürün de etkisiyle artarak ortaya çıkan kamu bütçe açıklarının finansmanını sağlamak, yönetilmesi zor olan konuları oluşturmaktadır.
Finansal sistemin işleyişi nasıl olur?
Finansal sistemin işleyişi; ellerinde fon fazlası bulunan ve bunu belli bir getiri karşılığında değerlendirmek isteyen fon arz edenler sol tarafta, bu fonları talep edenler ise sağ taraftadır. Sistemde en önemli fon arz edenler hane halklarıdır. En önemli fon talep edenler ise firmalar ve hükümettir. Sistemde doğrudan finansmanda, fon talep edenler kendilerine ait değerli kâğıtları (hisse senedi, tahvil, bono vb.), finansal piyasalarda fon arz edenlere satarak fon temin ederler. Bu durumda borçlu olan ekonomik birimler, borçlarını gelecekte elde edecekleri gelirden ödemeyi taahhüt etmektedirler. Dolaylı yoldan finansmanda ise fon talep edenler, ihtiyacı olan fonu, finansal aracılardan temin ederler. Burada tasarrufçu, fon kaynağını finansal aracıya aktarır. Kredi kullanmak isteyen de fon gereksinimini finansal aracıdan sağlar. Burada taraflar yüz yüze değil aracı kurumlar sayesinde birbirlerini görmeden işlemlerini gerçekleştirir.
İşletme sermayesi nedir?
Girişimcilerin, ekonominin döngüsel akımlarında sürekliliği sağlamak kısacası yeniden üretim yapmak için gerekli olduğu kaynak işletme sermayesidir.
Hükumetlerin vatandaşların ekonomik refahını arttırabilmesi için çözmeleri gereken ekonomik sorunlar nelerdir?
Seçimle başa gelen hükümetlerin, çözmek zorunda oldukları sorunlarda gerekli kararları alma işini daha da zorlaştırmaktadır. Çünkü hükümetlerin başarılı olabilmesi aynı zamanda vatandaşlarının ekonomik refahının artırılabilmesi için aşağıdaki ekonomik sorunları çözmeleri gerekir. Bunlar:
• Gelir ve istihdam düzeyinin artırılması,
• Fiyatlar düzeyinde istikrarın sağlanması,
• Ekonomik büyümede sürekliliğin gerçekleştirilmesi,
• Bütçe açıklarının kontrolü ve finansmanının sağlanması,
• Dış açıkların yönetilebilmesini sağlamak, olarak sıralanmaktadır.
Ekonomi, sınırlı kaynakların nasıl kullanılacağını incelerken insan davranışlarını da dikkate alması neden önemlidir?
Ekonomik sistem de, ulusal ekonomideki ihtiyaçlarla üretim arasındaki dengeyi en etkin şekilde, çok farklı yapılarla sağlamaya çalışan bütünleşik bir mekanizmadır. Bu mekanizmada belirleyici faktör olan insan davranışlarının önemi, ekonomiyi sosyal bir bilim dalı yapmaktadır. Bu yüzden ekonomi, sınırlı kaynakların nasıl kullanılacağını incelerken insan davranışlarını da dikkate almak zorundadır.
mübadele (değişim) ekonomisinin özellikleri nelerdir?
Mübadele (değişim) ekonomisi sistemlerinin ilk uygulamalarında yani paranın olmadığı dönemlerde (takas ekonomisi); her birey kendi ihtiyacından fazlasını üretir ve fazla olan kısmı, kendisinin üretemediği diğer mallarla değiştirirdi. Bu ilk iş bölüşümü ve uzmanlaşma örnekleri sayesinde üretim artışı da ortaya çıkmıştır. İş bölümü ve uzmanlaşma kadar ekonomik sistemin işleyişinin gelişiminde önemli bir unsur da değişim araçlarının kullanımı olmuştur.
Mübadele ekonomilerinde üretim araçlarının sahipliği bakımından kullanılan ekonomik sistemler nelerdir?
Mübadele ekonomilerinde kullanılan üretim araçlarının sahipliği bakımından, bugüne kadar uygulanabilmiş veya uygulaması süren başlıca iki ekonomik sistem: Kapitalizm (liberalizm, piyasa ekonomisi) ve Sosyalizmdir (kumanda ekonomileri). İlkinde makine ve teçhizatın mülkiyeti sermaye sınıfında yani kapitalist denilen kesime ait, ikincisinde ise mülkiyet işçi-kamu adına devlete aittir.
Gerek üretim faktörlerinin, gerekse üretilen mal ve hizmetlerin alıcı ve satıcılarının karşı
karşıya gelmesini ve ekonomik kararların verilmesini sağlayan ortam ekonomide nasıl adlandırılmaktadır?
Piyasa, gerek üretim faktörlerinin, gerekse üretilen mal ve hizmetlerin alıcı ve satıcılarının karşı
karşıya gelmesini ve ekonomik kararların verilmesini sağlayan ortamlardır.
Üretim faktörleriyle tüketicilerin ihtiyacını karşılayacak nihai mal ve hizmetleri üreten girişimciler-firmalar, piyasada önemli organizasyon işini yerine getirirler, bunlar hangi organizyonlardır?
Üretim faktörleriyle tüketicilerin ihtiyacını karşılayacak nihai mal ve hizmetleri üreten girişimciler-firmalar, piyasada dört önemli organizasyon işini yerine getirirler. Bunlar:
a. Üretim faktörlerini bir araya getirmek,
b. Reel sektörde mal; hizmetler sektöründe hizmet üretmek,
c. Ürünleri satmak,
d. Kar elde etmek, olarak sıralanmaktadır.
Sübvansiyon terimi ne demektir?
Sübvansiyon: Kamunun üreticileri korumak ve üretimi artırmak amacıyla girişimcilere karşılıksız olarak para veya parasal değere sahip şeylerle yapılan yardımdır.
20. yüzyılın son dönemlerinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla gelişmesi ekonomiyi nasıl etkilemiştir?
20. yüzyılın son dönemlerinde, küresel ekonominin zeminini hazırlayan, özellikle finans sektöründe hızlı gelişimin kaynağı bilgi ve iletişim teknolojileri olmuştur. Bu teknolojilerin, reel sektörün tedarik, üretim, pazarlama-satış süreçlerine uyarlanmasıyla; eski ekonomiyle yeni ekonomi yan yana yaşamakla birlikte, iki ekonominin toplam üretim içindeki payı her geçen gün yeni ekonomi lehine artmaktadır.
Mikroekonomi hangi ekonomik davranışları inceler?
Mikroekonomi, ismindeki mikro ön eki Yunanca mikros kelimesinden gelir ve küçük anlamındadır. Dolayısıyla mikroekonomi, ekonominin küçük üniteleri olan bireylerin-tüketicilerin ve girişimcilerin firmaların ekonomik davranışlarını inceler.
Makroekonomi hangi davranışların toplam etkisiyle ilgilenir?
Makroekonomi, ismindeki makro ön eki ise Yunanca büyük anlamına gelen makros kelimesinden gelmektedir. Yani makroekonomi, ulusal ekonomide devletin, firmaların ve bireylerin tercihlerinin, davranışlarının toplam etkisiyle ilgilenir.
Pozitif ve normatif analiz arasında nasıl farklar vardır?
Pozitif analiz bir ekonomik olayın-sistemin mevcut halini inceleyerek nasıl çalıştığını açıklamaya çalışır,
durumunu tespit eder. Normatif analiz ise yorum içeren yani “ne olmalı” ya da “nasıl olmalı” gibi soruları
soran, değer yargılarını içeren bir analizdir.
Ekonominin belirlenmiş dönemler arasındaki durumunun analizi hangi yöntemle yapılır?
Ekonominin belirlenmiş dönemler arasındaki durumunun incelenmesi “karşılaştırmalı durağan analiz”dir
Hane halkı kimlerden oluşmaktadır?
Hane halkı; sahibi olduğu üretim faktörlerini faktör piyasalarına arz ederek elde ettiği kazancı, aralarında akrabalık bağı bulunup bulunmadığına bakılmaksızın aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerle paylaşan, yaşadığı konutun masraf-hizmet ve yönetimine katılan, bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluktur.
Firmaların ekonomideki rolü nedir?
Ekonomideki ana üretim birimi olan girişimcilerin oluşturduğu firmalar, yapmış oldukları organizasyon ile şahıs şirketinden devlete kadar bütün üretici birimleri oluşturur. Mal ve hizmet piyasalarına üretim (arz) yapabilmek için faktör piyasalarından üretim faktörlerini (kaynaklarını) talep ederler.
iyasalarda arz ve talebin oluşmasında dolaysız ve dolaylı devlet ilişkisi nasıldır?
Piyasalarda arz ve talebin oluşmasında dolaysız ve dolaylı devlet: Devlet, özel sektörün ürettiği mal ve hizmetlerden satın alabildiği gibi; kendisi de kamu sektörü olarak dolaysız bir şekilde çeşitli mal ve hizmetler üretebilir. Kendisinin üretim yaptığı veya yapmadığı piyasalarda; arzın artmasını isteği alanlarda ise özel sektörün üretimini teşvik için vereceği sübvansiyon, vergi teşviki ile dolaylı bir şeklide onların üretim maliyetleri azaltılarak arzın artması sağlanabilir. Devlet hane halkına yaptığı maaş ve transfer ödemelerinde artış ve düşük gelir vergisi alınması uygulamalarıyla toplam talebin artmasını dolaylı bir şekilde sağlayabilir.
Finansal sistem faiz ve döviz kurunu nasıl etkiler?
Ekonomik sistemi oluşturan üç birimden (hane halkı, devlet, firma); fon fazlası (tasarrufu) olanlardan, fon açığı (tasarruf açığı) olanlara fon transferinin gerçekleştirilmesine finansal sistem aracılık yapar. Bu temel hizmetiyle finansal sistemde, paranın fiyatı yani kredinin bedeli olan faiz ve dövizin fiyatı olan döviz kuru belirlenir.
Ekonomik bir sistem olarak evrensel özellik kazanan kapitalizmin veya bu sistemin bir toplumdaki uygulanma basamaklarında göstereceği gelişim aşamalarını, Amerikalı iktisatçı Walt Whitman Rostow 5’e ayırmıştır, bu basamakalrdan ikincisi olan hazırlık veya geçiş sürecinde neler vardır?
Hazırlık veya Geçiş Süreci: İkinci aşama ise tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişin gerektirdiği uyum çalışmalarının başlandığı dönem olarak kabul edilmektedir. Şehirlerde yeni iş alanlarının ortaya çıkmaya başlamasıyla, köyden şehre akın başlamıştır. Kitlesel nüfus hareketleriyle şehirlerde, inşaat faaliyetlerinin özellikle demiryolları, karayolları, barajlar, limanlar, sulama tesisleri gibi alt yapı yatırımlarının arttığı görülür. Bu gelişmelerle, toplumda eğitim seviyesi yüksek işgücü, sermaye birikimini artıran girişimci ruhu gibi faktörler fazlalaşmaya başlamıştır.
Ekonomik bir sistem olarak evrensel özellik kazanan kapitalizmin veya bu sistemin bir toplumdaki uygulanma basamaklarında göstereceği gelişim aşamalarını, Amerikalı iktisatçı Walt Whitman Rostow 5’e ayırmıştır, bu basamakalardan dördüncü olan olgunuk döneminde neler vardır?
Olgunluk Dönemi: Dördüncü aşama, üretimde modern teknolojinin kullanılmasıyla kaliteli, rekabetçi mal ve hizmet üretiminin başarılması ve piyasa olarak dışa (ihracata) açılım gösterildiği bir dönemdir. Teknolojik gelişme ve sermaye birikiminde belirli bir büyüme hızının yakalanmış olması kadar, bunun sürekliliğinin sağlanması da gerekir. Çünkü ekonomik büyümeyle birlikte nüfus artışının hızlanmasına karşın, yatırım kararlarında yapılan hatalar, finansman eksikliği, daha fazla tüketim, ithalatın artması, ihracatın azalması, cari açığın oluşması gibi olumsuz etmenler, sonraki dönemlerde büyüme hızında olumsuz etkiler yaratmaktadır. Birçok ülke bu nedenlerden ve artan küresel rekabet yüzünden kalkınmasını tamamlayamamaktadır.
Ekonomik bir sistem olarak evrensel özellik kazanan kapitalizmin veya bu sistemin bir toplumdaki uygulanma basamaklarında göstereceği gelişim aşamalarını, Amerikalı iktisatçı Walt Whitman Rostow 5’e ayırmıştır, son basamak olan kütlesel tüketim döneminin sürekliliği nasıl mümkündür?
Kitlesel Tüketim Dönemi: Bu son aşama, katma değeri yüksek malların üretim ve tüketiminin kitlesel hale geldiği ve refahın arttığı dönemdir. Bu aşamanın sürekliliği, küresel pazarlara sahip olma ve üretim seviyesinde devamlılığı sağlama sayesinde mümkündür.
Ekonomik bir sistem olarak evrensel özellik kazanan kapitalizmin veya bu sistemin bir toplumdaki uygulanma basamaklarında göstereceği gelişim aşamalarını, Amerikalı iktisatçı Walt Whitman Rostow 5’e ayırmıştır, üçüncü basamak olan kalkış döneminde üretim için ne söylenebilir?
Kalkış Dönemi: Üçüncü aşama, artık kalkınma ve büyüme önündeki engellerin ortadan kaldırılmaya başlandığı dönemdir. Bu yapılanmayla birlikte üretimde verimlilik artmış, sermaye birikimi hızlanmış, uluslararası ekonomik ilişkiler de genişlemeye başlamıştır.