İşletme Fonksiyonları Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Finans Fonksiyonu
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Finans Fonksiyonu’nun işletmeler için önemi nedir?
İşletmelerin daha büyük ölçekte ve farklı pazarlarda faaliyet göstermeleri, işletmeler arası yaşanan rekabetin yerel boyuttan uluslararası boyuta taşınması, uluslararası birleşmeler ve satın almaların artması, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler, uluslararası finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler ve ortaya çıkan finansal krizlerin tek bir ülke ya da bölgeyle sınırlı kalmaması gibi faktörler finans fonksiyonun işletme içerisindeki önemini arttırmıştır.
Finans Fonksiyonu’nun işletme içindeki yeri nedir?
Finans fonksiyonunun işletme içerisindeki yeri, işletmelerin küçük, orta veya büyük işletme oluşuna göre farklılık göstermektedir. Küçük işletmelerde finans fonksiyonu, genellikle işletme sahibi veya genel müdür tarafından yerine getirilir. Orta büyüklükteki işletmelerde ise finans fonksiyonu ile muhasebe fonksiyonu aynı birimin sorumluluğu altındadır. Büyük ölçekli işletmelerde ise finans fonksiyonu, ayrı bir bölüm olarak örgüt şemasındaki yerini alır. Büyük işletmelerde, ayrıca Finans Komitesi adı altında bir yapı da oluşturulabilmektedir. İşletmelerde finans fonksiyonu finans yöneticisi ve ona bağlı bir uzman grubu tarafından yürütülür.
İşletmelerde finans yöneticisi kimdir?
Finans yöneticisi, işletmenin piyasa değerinin en yükseğe çıkarılmasında üst yönetime karşı sorumlu olan ve işletme içerisinde bir takım kararlar alarak bunları üst yönetime aktaran konumundaki kişidir. Bu kararlar, yatırım kararları, finansman kararları ve kâr dağıtım kararlarıdır. Finans yöneticisinin almış olduğu bu kararlar, işletmenin gelecekteki başarısı ve/veya başarısızlığını doğrudan etkileyecek niteliktedir. Gerçekte finansal yönetimle ilgili kararlar, işletmelerin içinde yer aldığı sektörün niteliğine, işletmenin büyüklüğüne, ulusal ya da uluslararası olup olmadığına ve benzeri özelliklerine göre değişmekte ve çeşitlenmektedir.
Finans yöneticisinden beklenen nedir?
Finans yöneticisinden beklenen, işletmenin piyasa değerini en yükseğe çıkaracak kararlar almaktır. Finans yöneticisi, işletmenin piyasa değerinin en yükseğe çıkarılmasında; • Çalışma sermayesi yönetimi, • Başabaş analizi, • Sermaye bütçelemesi, • Sermaye yapısı kararları ve • Sermaye maliyeti konuları üzerinde önemle durmalıdır.
Finansman kararları nelerdir?
Finansman kararları bilançonun pasif kısmını ilgilendiren ve işletmenin yapmış ve yapacak olduğu yatırımların finansmanı ile ilgili kararlardır. Finans yöneticisi işletmenin faaliyetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu dönen ve duran varlık yatırımlarını belirledikten sonra bu yatırımların nasıl ve ne şekilde finanse edileceğini, sağlanacak finansmanın kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi olması gerektiğini ve aynı zamanda da bu kaynakların maliyetinin ne olacağını hesaplaması gerekir.
Likidite nedir?
Likidite varlıkların paraya dönüştürülebilme yeteneği olarak tanımlanabilir.
Likidite’nin boyutları nelerdir?
Likiditenin iki boyutu vardır: • İlki varlığın paraya dönüştürülmesi için gereken zaman, • İkincisi varlığın nakde dönüştürüldüğünde değeridir. İşletmelerin sahip oldukları varlıklar, ne kadar kısa sürede ve değerinden fazla bir sapma göstermeden paraya dönüştürülebiliyorsa o oranda likittir. Dolayısıyla hazır değerler, menkul değerler, alacaklar ve stoklar, sabit varlıklara oranla daha likit varlıklardır. Bilançoda varlık kalemleri likidite derecelerine göre sıralanmıştır. Döner değerlerden sabit değerlere doğru likidite azalmakta, kârlılık artmaktadır.
İşletmenin piyasa değeri nedir?
İşletmenin piyasadaki arz ve talebe bağlı olarak belirlenen değeridir. İşletmenin piyasa değeri, yatırım kararları, finansman kararları ve kar dağıtım kararlarını içerir.
İşletmenin maddi varlıkları nelerdir?
Maddi varlıklar, makine, bina, araç ve gereçler gibi mal ve hizmet üretiminde kullanılan varlıklardır.
İşletmenin maddi olmayan varlıkları nelerdir?
Maddi olmayan varlıklar, herhangi bir fiziksel varlığı bulunmayan ve işletmenin belli bir şekilde yararlandığı teknik uzmanlık, markalar ve patentler gibi varlıklardır.
İşletmenin dönen varlıkları nelerdir?
Dönen varlıklar, işletmede en fazla bir yıl içinde paraya dönüşen varlıklar için kullanılan bir kavramdır. Çalışma sermayesi de denilen dönen varlıklara yatırım, mal ya da hizmet üretimi için gerekli olan uzun süreli yatırımların çalıştırılması için gerekli olan yatırımlardır. İşletmelerin günlük faaliyetlerini yürütmeleri için kasa ya da bankalarında paralarının olması; alacaklar ve stoklar gibi kalemlere fon ayırmaları gerekir.
İşletmenin öz kaynakları nelerdir?
Öz kaynak işletme sahiplerinin ya da ortakların koydukları paraları ifade eder ve işletme için süresiz bir kaynak niteliği taşır. Diğer bir anlatımla, borçlanma durumunda faiz ve anapara ödeme yükümlülüğü varken öz kaynak yoluyla finansmanda böyle bir zorunlu ödeme söz konusu değildir. İşletme ortaklarının getirisi işletmenin elde ettiği kârdan pay almaktır. Ancak faaliyetlerden kâr elde edilse bile işletme ortaklarına (öz kaynak sahiplerine) kâr payı dağıtmayarak işletme bünyesinde bırakılabilir. Dağıtılmayan kârlar bilançoda Öz kaynak içerisinde yer alırlar.
Çalışma sermayesi nedir?
Çalışma sermayesi dönen varlıklar toplamıdır.
Net çalışma sermayesi nedir?
Net çalışma sermayesi dönen varlıklar toplamından kısa vadeli borçlar düşüldükten sonraki tutardır.
Çalışma sermayesi yönetimi nedir?
Çalışma sermayesi yönetimi, işletmenin tam kapasite ile çalışabilmesi, iş hacmini genişletebilmesi, üretimin kesintisiz olarak devam edebilmesi, yükümlülüklerini karşılayamama (likidite) riskini azaltması, kredi değerliliğini arttırması, olağanüstü durumlarda mali yönden zor durumlara düşmemesi, faaliyetlerini kârlı ve verimli bir şekilde yürütebilmesi için gerekli olan sermayedir. Çalışma sermayesi yönetimi nakidin, alacakların, kısa vadeli yatırım araçlarının ve stokların yönetimini kapsamakla beraber daha geniş bir ifade ile kısa vadeli borçların yönetimini de kapsamaktadır. Kısa vadeli yükümlülükler ise alacaklılara olan borçlar, ticari borçlar ve bankalara olan vadesi bir yıldan kısa borçlardan meydana gelir.
Çalışma sermayesi döngüsü neleri kapsar?
Çalışma sermayesi döngüsü hammaddenin sağlanması, müşterilere yönelik taahhütlerin verilmesi, üretimin yapılması, mal ve hizmetlerin satılması ve müşterilerden paranın tahsil edilmesine kadarki tüm dönemi kapsar. Bu açıdan bakıldığında çalışma sermayesi döngüsü nakit dönüşüm döngüsünden farklıdır. Nakit dönüşüm döngüsü ise tahakkuk etmiş borçların ödenmesi ile alacakların tahsil edilmesi arasındaki geçen süreyi gösterir.
Ticari borçların ödenme süresi nedir?
Ham madde alımları için yapılacak ödemeler için geçen süre ticari borçların ödenme süresidir.
Stokta geçen süre ne demektir?
Stoklara ilk yatırımla satış tarihi arasında geçen süreye stokta geçen süre denir.
Ticari alacakların tahsil süresi ne demektir?
Satış tarihi ile işletmeye yapılan ödemelerin tarihi arasında geçen süreye de ticari alacakların tahsil süresi denir.
Alacakların ortalama tahsil süresi ne demektir?
Alacak devir hızını tamamlayıcı bir oran olup işletmenin fonlarını ortalama ne kadarlık bir süre için alacaklara bağladığını gösterir. Alacakların Ortalama Tahsil Süresi 360 / Alacak Devir Hızı
Nakit dönüşüm süresi ne demektir?
Nakit dönüşüm süresi, işletmenin üretimde kullandığı girdiler için nakit harcaması zamanı ile bu harcamaların nakit olarak işletmeye geri dönüşüne (tahsiline) kadar geçen zaman arasındaki dönemi ifade eder. Nakit dönüş süresi işletmenin esas faaliyetlerindeki etkinliliğini ölçen iyi bir göstergedir. Bu süre alacak ve stok devir hızlarına bağlı olarak değişmekle birlikte, bu sürenin kısa olması çalışma sermayesi ihtiyacını azaltırken uzun olması ise çalışma sermayesi ihtiyacını arttırır.
Nakit dönüşüm süresinin unsurları nelerdir?
Nakit dönüşüm süresinin unsurları; • Hammaddenin stokta bulunduğu gün sayısı, • Tedarikçilere yapılacak olan ödeme hesaplarının gün sayısı, • Üretim sürecinde geçen gün sayısı (Negatif unsur), • Nihai malların stokta bekleme süresi ve • Müşterilere tanınan vadelerdeki ortalama gün sayısıdır.
Başabaş analizi nedir?
İşletme yönetiminin kullandığı kısa dönemli planlama araçlarından birisi de başa baş analizidir. Başabaş analizi temelde, hangi maliyetlerle üretelim, ne kadar üretelim, hangi fiyattan satalım, istediğimiz kâr düzeyi ne olmalı şeklindeki sorulara cevap vermede kullanılan bir analizdir. Bununla birlikte başabaş analizi, işletmenin hangi üretim düzeyinde kâra geçtiği, kâra geçtikten sonra üretimdeki artış veya azalışın kârları nasıl etkilediği ve belirli bir kâr hedefini gerçekleştirmek için gerekli üretim miktarı ne olmalı sorularını da cevaplamada kullanılır.
Bir işletmenin sabit giderleri nelerdir?
İşletmelerde sabit giderler, belirli bir dönem içinde üretim hacmine bağlı olarak değişiklik göstermezler. Bu giderler üretim çalışmaları için yapılmış olmakla birlikte üretim düzeylerine bağlı olmaksızın, diğer bir deyişle, üretimden bağımsız olarak yapılan giderlerdir. Üretim olsa da olmasa da üretimin miktarı artsa da azalsa da sabit giderlerin değişmeyeceği söylenir. Aslında sabit giderler işletmenin kapasite kullanım oranına bağlı olarak değişim gösterirler. Şöyle ki eğer bir işletmenin kapasite kullanım oranı %85-90 düzeylerine ulaşmışsa bu durumda, işletme yeni bir sabit yatırım yapacağından sabit giderler bu durumda artacaktır. Ancak sabit giderlerdeki bu artış sürekli değildir. İşletmenin sabit giderlerine örnek olarak; • Faiz giderleri, • Amortismanlar, • Sigorta ve vergiler, • Yönetici maaşları gösterilebilir.
Bir işletmenin değişken giderleri nelerdir?
Değişken giderler ise bir dönem içinde iş hacmine bağlı olarak değişim gösteren giderlerdir. Değişken giderler üretim miktarındaki değişmelere paralel olarak artış ya da azalış gösterirler. Bu tür giderler, işletmenin üretim ve satış düzeyi arttıkça artar, düştükçe azalır.
Sermaye bütçelemesi nedir?
Sermaye bütçelemesi konusu işletmeler açısından finansal yönetim uygulamalarının son derece önemli bir yönünü oluşturur. Bu kavram, sermaye harcamalarının yapılması, sermaye varlıklarının oluşturulması, değerlendirilmesi ve seçimindeki toplam süreci anlatır.
Yatırım kavramı nedir?
Üretim miktarının korunması ve/veya arttırılması amacıyla bugünden yapılan harcamalara yatırım adı verilir. Yatırımlar kendi içerisinde birçok açıdan sınıflandırılabilir. En genel sınıflandırmaya göre yatırımlar; • Mali yatırımlar ve • Üretken yatırımlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Ancak sermaye bütçelemesi ile anlatılmak istenen üretken yatırımlardır.
Üretken yatırımlar nelerdir?
Üretken yatırımlar; • Yenileme yatırımları, • Geliştirme yatırımları, • Modernizasyon yatırımları ve • Stratejik yatırımlardan oluşur.
Yenileme yatırımı nedir?
Yenileme yatırımları, üretimin devamlılığı açısından, tamir bakım ve her türlü onarıma rağmen eskimiş ve çalışamaz hâle gelmiş bir varlık ya da tesisin yerine, niteliği aynı olan ve üretim faaliyetinde kullanılacak yeni bir varlığın ya da tesisin satın alınması için yapılan harcamalardır.
Geliştirme yatırımı nedir?
Genişleme yatırımları, mevcut üretimin ve/veya kapasitenin arttırılması amacıyla yapılan harcamalardır.
Modernizasyon yatırımı nedir?
Modernizasyon yatırımları, işletmelerin daha çok maliyet tasarrufu sağlamak, üretim kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan harcamalardır. Bu tür yatırımlar, teknik bakımdan kullanılabilen mevcut tesis ve sistemlerin ekonomik düşünceler nedeniyle yenilenmesidir.
Stratejik yatırım nedir?
Stratejik yatırımlar, uzun dönemde işletmenin piyasa değerini arttırmak ve riskini azaltmak amacıyla yapılan harcamalardır. Stratejik yatırımlar, yeni pazarlara açılmak, yenilikçi olmak, maliyetleri azaltmak amacıyla yapılırlar.
Yatırım kararı alınırken üst yönetime sunulması gereken bilgiler nelerdir?
Yatırım kararı alınırken üst yönetime sunulması gereken bilgiler; • Yatırımın tutarı, • Yatırımın işletmeye sağlayacağı net nakit girişleri, • Yatırımın ekonomik ömrü, • Yatırımın ekonomik ömrü sonundaki hurda değeri ve, • Yatırımcının beklenen verim oranıdır.
Sermaye maliyeti nedir?
İşletmeler sahip oldukları varlıkları finanse ederken bu fonların maliyetini bilmek durumundadır. Fonların maliyetini bilmeksizin, finans yöneticisinin işletme değerini en yükseğe çıkaracak sermaye yapısını oluşturması mümkün değildir. Yatırımcılar tarafından arzu edilen ortalama getiri, işletme açısından da ortalama fon maliyetini oluşturur ve bu maliyet sermaye maliyeti olarak adlandırılır.
Sermaye maliyeti neyi ifade eder?
İşletmeler için sermaye maliyeti, yatırımlardan sağlanan minimum getiri oranını gösterir. Bir işletme için teorik olarak, varlıkların finansmanında yalnızca öz sermaye fonlarının kullanılması mümkündür. Bu durumda sermaye maliyeti, çıkarılmış olan hisse senetlerini satın alan yatırımcıların ve şirketin, hisse senetlerinden bekledikleri getiri oranından oluşur. Bununla birlikte işletmeler, sermaye yapılarını oluştururken varlıklarının finansmanında önemli miktarlarda uzun süreli borç ve aynı zamanda da imtiyazlı hisse senetleri kullanırlar. Böyle bir durumda, sermaye maliyeti, işletmenin çeşitli kaynaklardan sağlamış olduğu ve gerek öz sermaye gerekse de borç şeklinde kullandığı fonların ortalamasından oluşur.
Sermaye yapısı nedir?
Sermaye yapısı en basit şekilde, işletme faaliyetlerinin finansmanında kullanılan borç ve öz sermayenin bileşimine verilen addır. İşletmeler risk ve getiri arasında denge kuran, borç ve öz sermaye bileşimi ile faaliyet gösterdikleri takdirde sermaye maliyetleri azalacak ve piyasa değerleri yükselecektir. Diğer bir anlatımla işletmelerin sermaye yapıları, sermaye maliyetini en aza getirecek şekilde oluşturulmalıdır. Aksi takdirde bu durum piyasa değerine olumsuz yansıyacaktır. İşletmeler hedef sermaye yapısını oluştururken birçok faktörü analiz etmek durumundadırlar.
Sermaye yapısı politikası neyi ifade eder?
Sermaye yapısı politikası risk ve getiri arasındaki ilişkiye dayanır. İşletmenin sermaye yapısının oluşumunda, yüksek oranda borç kullanması, yalnızca işletme kazançlarının riskliliğini arttırmaz; aynı zamanda öz sermaye üzerinden beklenen getiri oranını da yükseltir. İşletmelerde sermaye yapısı kararını etkileyen dört temel faktörden bahsedilebilir. Bu faktörler; • İşletmenin risk düzeyi, • Vergi ve çeşitli maliyetler, • Finansal esneklik ve • İşletmenin saldırgan ya da tutucu yapısıdır.
İşletme riski nedir?
İşletme riski, işletmenin faaliyetlerinden dolayı karşılaşacağı riski anlatmak için kullanılmaktadır. İşletme riski, varlıklar üzerinden gelecekte sağlanacak gelirlerin tahminindeki var olan belirsizlik veya işletmenin borç kullanmadığı durumlarda öz sermaye üzerinden sağlanacak getirinin belirsizliği olarak tanımlanmaktadır.
İşletme riskini etkileyen faktörler nelerdir?
İşletme riskini etkileyen faktörler kısaca şöyle açıklanabilir: • Talepteki (satışlardaki) değişmeler: Diğer faktörler sabit iken, işletmenin üretmiş olduğu ürünlerin satışlarında meydana gelen artışlar, işletme riskini düşürür. Buna karşılık talepteki azalışlar, işletmenin daha yüksek bir risk düzeyi ile karşılaşmasına neden olur. • Satış fiyatlarındaki değişmeler: Fiyat değişkenliğinin yüksek olduğu pazarlara ürün sunan işletmelerin, fiyatı tam olarak ayarlayamamaları sonucu işletme riskleri yükselebilir. • Girdi fiyatlarındaki değişmeler: İşçilik, enerji ve diğer üretim maliyetlerindeki değişmelerin yüksek olduğu ya da girdi fiyatlarındaki belirsizliğin yüksek olduğu işletmelerde, işletme riskinin derecesi de yüksek olabilecektir. • Faaliyet kaldıracının yüksek olması: Faaliyet kaldıracı yüksek olan diğer bir anlatımla sabit maliyetleri yüksek olan işletmelerde, talepteki en ufak bir azalma, işletmenin işletme riskinin artmasına neden olabilecektir.
Finansal risk nedir?
Finansal risk, işletmenin, finansal kaldıraçtan yararlanmak amacıyla sermaye yapısının oluşumunda borç kullanan işletmelerde ortaya çıkan ve hisse senedi sahipleri açısından faaliyet riskine eklenen ilave bir risk türüdür. Finansal risk, işletmenin finansman kaynakları arasında sabit gider niteliğinde faiz yükü getiren, işletme dışı kaynakların bulunmasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla sermaye yapısının oluşumunda borç kullanılmamışsa diğer bir anlatımla işletme tamamen öz sermaye ile finanse edilmişse finansal risk doğmayacaktır.
Vergi ve çeşitli maliyetlerin işletmelere etkileri nelerdir?
Verginin tasarruf etkisi nedeniyle, işletmelerin sermaye yapısında daha çok borçlu kullanılmak yoluyla faiz giderleri arttırılarak, finansal kaldıraçtan olumlu ölçüde yararlanılabilir. Ancak bu olanak işletmeler için sınırsız değildir. Borçlanma yoluyla sağlanacak olumlu etki, faiz oranlarının düşük ve ekonominin genişleme dönemi içerisinde olması ile söz konusu olacaktır. Bununla birlikte, ihraç ve diğer işlem maliyetlerinin yapısı da işletmelerde öz sermaye yerine borç kullanılmasını gerektirebilir.
İşletme yapısının sermaye kararlarına etkileri nelerdir?
İşletmenin yapısına bağlı olarak da sermaye yapısı kararları değişebilir. Bu yüzden finans yöneticisi tarafından farklı bir sermaye yapısının diğer sermaye yapılarından daha iyi olup olmadığını analiz edilmelidir. Buradaki ölçü ise sermaye yapısındaki değişmelerin ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti yükseltip yükseltmediğidir. Ayrıca, bazı işletmeler vardır ki çeşitli nedenlerle daha fazla öz sermaye ile finansmanı tercih ederken bazı işletmeler daha çok borç kullanmayı tercih edebilirler. Bununla birlikte optimal sermaye yapısına karar vermek gerçek hayatta oldukça zordur.
Çağdaş dünyada işletmelerin temel amacı nedir?
Önceleri işletmelerin nihai amacı olarak tanımlanan kâr maksimizasyonu ya da kârın en çoklanması kavramı, gelişen ekonomik koşullara ve değişen değer yargılarına cevap verememekte ya da rasyonel olmayan kararların alınmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla günümüzde işletmelerce klasik kâr maksimizasyonu yerine, çağdaş ve bu amacın eksikliklerini tamamlayan işletmenin piyasa değerini en yükseğe çıkarma şeklinde ifade edilen amaç, nihai amaç olarak benimsenmektedir.
Finans yöneticisi hangi temel sorumluluklara sahiptir?
Finans yöneticisi, işletmenin piyasa değerinin en yükseğe çıkarılmasında üst yönetime karşı sorumlu olan ve işletme içerisinde bir takım kararlar alarak bunları üst yönetime aktaran konumundaki kişidir. Bu kararlar, yatırım kararları, finansman kararları ve kâr dağıtım kararlarıdır. Finans yöneticisinin almış olduğu bu kararlar, işletmenin gelecekteki başarısı ve/veya başarısızlığını doğrudan etkileyecek niteliktedir.
Sermaye bütçesi nedir?
Sermayenin uzun süreli varlıklara yatırımı “sermaye bütçelemesi” olarak adlandırılır. Sermaye bütçesi uzun süreli yatırım kararlarında kullanılan ve yatırımın bugün gerektireceği nakit çıkışları ile yatırımdan gelecek yıllar boyunca sağlanacak nakit girişlerinin bir arada gösterildiği bir finansal planlama aracıdır.
Finans yöneticisinin sorumluluğunda olan finansman kararları nelerdir?
Finansman kararları bilançonun pasif kısmını ilgilendiren ve işletmenin yapmış ve yapacak olduğu yatırımların finansmanı ile ilgili kararlardır. Finans yöneticisi işletmenin faaliyetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu dönen ve duran varlık yatırımlarını belirledikten sonra bu yatırımların nasıl ve ne şekilde finanse edileceğini, sağlanacak finansmanın kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi olması gerektiğini ve aynı zamanda da bu kaynakların maliyetinin ne olacağını hesaplaması gerekir. Bilançodaki mali yapı ile ilgili kararlardır.
İşletmenin piyasa değerini etkileyen ve finans yöneticisinin sorumluluğunda olan önemli karar alanları nelerdir?
İşletmenin piyasa değerini etkileyen ve finans yöneticisinin sorumluluğunda olan önemli karar alanları yatırım kararları, finansman kararları ve kâr dağıtım kararları olmak üzere üçe ayrılırlar.
Çalışma sermayesi nedir? Neden gereklidir?
Çalışma sermayesi, işletmenin tam kapasite ile çalışabilmesi, iş hacmini enişletebilmesi, üretimin kesintisiz olarak devam edebilmesi, yükümlülüklerini karşılayamama (likidite) riskini azaltması, kredi değerliliğini arttırması, olağanüstü durumlarda mali yönden zor durumlara düşmemesi, faaliyetlerini kârlı ve verimli bir şekilde yürütebilmesi için gerekli olan sermayedir. Dönen varlıkların toplamı biçiminde ifade edilir.
İşletmelerde çalışma sermayesinin düzeyini etkileyen faktörler nelerdir?
İşletmelerde çalışma sermayesi düzeyi çok sayıda faktöre bağlı olarak değişmektedir. Bu faktörler şu şekilde sıralanabilir:
- İşletmenin faaliyet konusu
- İşletmenin büyüklüğü
- Satışlarda artış (ya da azalış) oranı
- Satışlardaki düzenlilik
Satış tarihi ile işletmeye yapılan ödemelerin tarihi arasında geçen süreye ne ad verilir?
Satış tarihi ile işletmeye yapılan ödemelerin tarihi arasında geçen süreye de “ticari alacakların tahsil süresi” denir.
Nakit dönüşüm süresi nedir ve nasıl hesaplanır?
Nakit dönüşüm süresi, işletmenin üretimde kullandığı girdiler için nakit harcaması zamanı ile bu harcamaların nakit olarak işletmeye geri dönüşüne (tahsiline) kadar geçen zaman arasındaki dönemi ifade eder. Nakit dönüş süresi işletmenin esas faaliyetlerindeki etkinliliğini ölçer.
Nakit dönüşüm süresi aşağıdaki gibi hesaplanır:
Hammaddenin stokta bulunduğu gün sayısı (+)
Tedarikçilere yapılacak olan ödeme hesaplarının gün sayısı (-)
Üretim sürecinde geçen gün sayısı (+)
Nihai malların stokta bekleme süresi (+)
Müşterilere tanınan vadelerdeki ortalama gün sayısı (+)
= Nakit dönüşüm süresi
Başabaş analizi hangi amaçla kullanılır?
Başabaş analizi temelde, hangi maliyetlerle üretelim, ne kadar üretelim, hangi fiyattan satalım, istediğimiz kâr düzeyi ne olmalı şeklindeki sorulara cevap vermede kullanılılan bir analizdir. Bununla birlikte başabaş analizi, işletmenin hangi üretim düzeyinde kâra geçtiği, kâra geçtikten sonra üretimdeki artış veya azalışın kârları nasıl etkilediği ve belirli bir kâr hedefini gerçekleştirmek için
gerekli üretim miktarı ne olmalı sorularını da cevaplamada kullanılır.
ABC işletmesi açmış olduğu araç yedek parça fabrikasında fren balatası üretmektedir. Fren balatalarının satış fiyatı 300 TL ve birim başına değişken giderler 180 TL'dir. İşletmenin üretim için sahip olduğu sabit giderleri 37200 TL olduğuna göre üretim miktarı cinsinden başabaş noktası kaç birimdir?
Başabaş üretim miktarı = Sabit giderler/(Fiyat-Birim Değişken Maliyet)
Başabaş üretim miktarı = 37200/(300-180)=310 birim olarak elde edilir.
ABC işletmesi açmış olduğu araç yedek parça fabrikasında fren balatası üretmektedir. Fren balatalarının satış fiyatı 300 TL ve birim başına değişken giderler 180 TL'dir. İşletmenin üretim için sahip olduğu sabit giderleri 37200 TL olduğuna göre satış miktarı cinsinden başabaş noktası kaç TL'dir?
Başabaş satış miktarı = Sabit giderler/(1-(Birim Değişken Maliyet/Fiyat))
Başabaş satış miktarı = 37200/(1-(180/3000)=93000 TL'dir.
Üretken yatırım türleri nelerdir?
En genel sınıflandırmaya göre yatırımlar mali yatırımlar ve üretken
yatırımlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Ancak sermaye bütçelemesi ile anlatılmak istenen üretken yatırımlardır. Bu yatırımlar kendi içerisinde, genişleme, yenileme, modernleştirme ve stratejik yatırımlar şeklinde sınıflandırılırlar.
Sabit varlıklara yatırım, dönen varlıklara yapılan yatırımlara göre neden daha önemli ve daha zordur?
Sabit varlıklara yatırım, döner varlıklara yatırıma göre, daha önemli ve daha zordur. Bunun nedenleri arasında, duran varlık yatırımlarının büyük tutarlarda olması, fonların sabit varlıklarda uzun süreli bağlı kalması, fon maliyetlerinin daha yüksek olması, sabit varlıkların yenileme açısından esnek olmaması ve sabit varlık yatırımlarında riskin daha yüksek olması sayılabilir.Sabit varlıklara yatırım, döner varlıklara yatırıma göre, daha önemli ve daha zordur. Bunun nedenleri arasında, duran varlık yatırımlarının büyük tutarlarda olması, fonların sabit varlıklarda uzun süreli bağlı kalması, fon maliyetlerinin daha yüksek olması, sabit varlıkların yenileme açısından esnek olmaması ve sabit varlık yatırımlarında riskin daha yüksek olması sayılabilir.
Bir yatırım kararı verilirken hangi bilgilerin üst yönetime sunulması gerekir?
Bir yatırım kararı verilirken aşağıda yer alan bilgilerin üst yönetime sunulması gerekir:
- Yatırımın tutarı,
- Yatırımın işletmeye sağlayacağı net nakit girişleri,
- Yatırımın ekonomik ömrü,
- Yatırımın ekonomik ömrü sonundaki hurda değeri,
- Yatırımcının beklenen verim oranı.
İşletmeler için sermaye maliyeti ne anlama gelir?
İşletmeler için sermaye maliyeti, yatırımlardan sağlanan minimum getiri oranını gösterir. Bir işletme için teorik olarak, varlıkların finansmanında yalnızca öz sermaye fonlarının kullanılması mümkündür. Bu durumda sermaye maliyeti, çıkarılmış olan hisse senetlerini satın alan yatırımcıların ve şirketin, hisse senetlerinden bekledikleri getiri oranından oluşur. Bununla birlikte işletmeler, sermaye yapılarını oluştururken varlıklarının finansmanında önemli miktarlarda uzun süreli borç ve aynı zamanda da imtiyazlı hisse senetleri kullanırlar. Böyle bir durumda, sermaye maliyeti, işletmenin çeşitli kaynaklardan sağlamış olduğu ve gerek öz sermaye gerekse de borç şeklinde kullandığı fonların ortalamasından oluşur.
İşletmelerde sermaye yapısı kararlarını etkileyen temek faktörler nelerdir?
İşletmelerde sermaye yapısı kararını etkileyen dört temel faktörden bahsedilebilir. Bu faktörler aşağıda sıralanmıştır:
- İşletmenin risk düzeyi
- Vergi ve çeşitli maliyetler
- Finansal esneklik
- İşletmenin saldırgan ya da tutucu yapısı
Faaliyet kaldıracı işletme riskini nasıl etkiler?
Faaliyet kaldıracının yüksek olması işletmenin sabit maliyetlerinin yüksek olduğunu gösterir. Sabit maliyetleri yüksek olan işletmelerde, talepteki en ufak bir azalma, işletmenin işletme riskinin artmasına neden olabilecektir.
Finansal risk nasıl ortaya çıkar?
Finansal risk, işletmenin, finansal kaldıraçtan yararlanmak amacıyla sermaye yapısının oluşumunda borç kullanan işletmelerde ortaya çıkan ve hisse senedi sahipleri açısından faaliyet riskine eklenen ilave bir risk türüdür. Finansal risk, işletmenin finansman kaynakları arasında sabit gider niteliğinde faiz yükü getiren, işletme dışı kaynakların bulunmasından dolayı ortaya çıkmaktadır.
İşletme riskini etkileyen temel faktörler nelerdir?
İşletme riskini etkileyen temel faktörler şunlardır:
- Taleplerdeki değişmeler
- Satış fiyatlarındaki değişmeler
- Girdi fiyatlarındaki değişmeler
- Faaliyet kaldıracının yüksek olması