İşletme Fonksiyonları Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yönetim Fonksiyonu
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Yönetim kelimesinin kökeni neye dayanır?
Yönetim kelimesinin etimolojik kökeninin Fransızca manage kelimesinden geldiği öne sürülmektedir. Manage kelimesinin Türkçe karşılığı at eğitimi, bu eğitimin yapıldığı yer, binicilik anlamındadır. Bu bağlamda, yönetim kelimesinin kökeninin at eğitimi, atı gem aracılığıyla yönlendirmek, çekip çevirmek olduğu düşünülmektedir. Türkçede yönetim kelimesi Arapça kökenlidir ve yön verme, çekip çevirme, yönlendirme anlamındadır.
Yönetimin özellikleri nelerdir?
Yönetimin belli başlı özellikleri şunlardır: • Yalnızca insanlar için geçerlidir. • En az iki insan olmalı ve biri yöneten diğeri yönetilen rolünü üstlenmelidir. • Amaçlar önceden belirlenmeli ve çalışanların iş birliği sağlanmalıdır. • Yönetim basamakları ve bu basamaklara ait yetki/sorumluluk düzeyleri belirlenmelidir. • Yönetsel faaliyetlerde verimlilik, etkinlik ve iktisadilik göz önünde bulundurulmalıdır. • Hem bilim hem de sanattır.
Verimlilik kavramı neyi ifade etmektedir?
Verimlilik, amaçların gerçekleşmesi için kaynakların doğru kullanılması anlamına gelmektedir. Bir işin doğru yapılması sonucunda belli bir dönemde oluşan artı değeri göstermektedir.
Etkinlik kavramı neyi ifade etmektedir?
Etkinlik, müşteri tatmini sağlayabilmek için kaynakların uygun şekilde dağıtılarak mal ve/veya hizmetin en kısa zamanda sağlanmasıdır. Yönetimin etkinliği, belli bir dönemde amaçlanan duruma (hedefe) ne ölçüde ulaşıldığıyla ilgilidir ve gerçekleşen durumun (elde edilenin) amaçlanan duruma (hedefe) bölünmesiyle hesaplanabilir.
İktisadilik kavramı neyi ifade etmektedir?
İktisadilik, belli bir dönemde birim mal ve/veya hizmetin üretilebilmesi için gerekli girdilerin maliyetiyle ilgili bir kavramdır ve bunun en düşük maliyet düzeyinde gerçekleştirilmesini temel alır. İktisadilik, verimliliği destekleyen bir diğer önemli özelliktir.
Rasyonellik ölçütleri nelerdir ve neyi ifade etmektedir?
Verimlilik, etkinlik ve iktisadilik özellikleri rasyonellik (akılcılık) ölçütleri olarak adlandırılmakta ve yönetimin akıl ve bilime dayanan bir eylem olmasının önemini vurgulamaktadır.
Yönetimin hem bir bilim, hem de sanat olarak nitelendirilmesinin nedeni nedir?
Yönetimin hem bilim hem de sanat olma özelliği bulunmaktadır. Yönetim bilimi için bilimlerin en yenisi, sanatların en eskisi denilerek yönetim biliminin diğer bilim dallarından ayırıcı özelliği vurgulanmaktadır. İşletme lisans eğitimi alan öğrenciler, genellikle benzer eğitimden geçip aynı bilgileri edinmekte ancak çalışma yaşamına atıldıktan sonra, başarı düzeyleri farklı olmaktadır. Benzer şekilde, kurumsal performansı ve kârlılığı yüksek bir işletme, bazı yöneticilerin işten ayrılmasıyla sarsılabilmekte ya da krize girmiş bir işletme, bazı yöneticilerin işbaşına gelmesiyle hızlı bir büyüme trendi yakalayabilmektedir.
Yönetimin en temel özelliği nedir?
Yönetimle ilgili sıralanan özellikler, kurumsal performansın artırılmasını destekleyen özelliklerdir. Tüm bu özellikler, yöneticilerde önemli bir paradigmayı (bakış açısını) zorunlu kılmaktadır. Yönetimin paradigması gelir maksimizasyonu ve gider minimizasyonu üzerine kurulmuştur ve doğal olarak kurumsal performans odaklıdır. Bu bağlamda akılcılık yönetimin temel özelliğidir.
Yönetim en genel şekliyle nasıl tanımlanabilir?
Yönetimi planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve denetim süreci doğrultusunda eldeki kaynakları verimli, etkili ve iktisadi olarak kullanarak önceden belirlenmiş amaçlara ulaşma olarak tanımlayabiliriz.
Yönetimin tanımında öne çıkan özellikler nelerdir?
Yönetim tanımında öne çıkan özellik, yönetimin planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon, denetim gibi faaliyetlerin gerçekleştirilerek yerine getirilmesi ve bu faaliyetlerin birbirini izlemesinin yönetim süreci olarak adlandırılmasıdır.
Yönetimde fonksiyon kavramının kapsamı nedir?
Fonksiyon kavramı, bir bütünü oluşturan değişkenlerden herhangi birinin bütünün üzerindeki etkisi olarak tanımlanabilir. Buna göre, yönetim olarak adlandırılan bütün, planlama–örgütleme–yöneltme– koordinasyon–denetim olarak adlandırılan değişkenlerden oluşmaktadır ve bu değişkenler bütünün işleyişi üzerinde doğrudan etkilidir.
Yönetimin planlama fonksiyonu nasıl açıklanabilir?
Planlama, geleceğe yönelik faaliyetlerin öngörülmesi işidir. Bu bağlamda, alternatif planlar arasından en uygununu seçmek olarak tanımlanabilir. Planlama aşamasında; ne, nerede, ne zaman, nasıl ve niçin sorularına cevap aranmaktadır. Bu sorulara cevap bulunduğunda, işletmenin planları ortaya çıkmaktadır. Planlamada; politikalar, prosedürler, bütçeler, programlar, stratejiler, taktikler gibi planlama araçları kullanılmaktadır.
Yönetimin örgütleme fonksiyonu nasıl açıklanabilir?
Örgütleme, işlerin kimler tarafından yapılacağının, yetki/sorumluluk düzeyinin ve hangi fiziksel ortamda gerçekleştirileceğinin belirlenmesidir. Çalışanların görevlerini eksiksiz olarak yapabilmeleri için hangi işleri yapacaklarının, kendilerine yardımcı olacak kişilerin, yetkilerinin kapsamının ve kimlere karşı sorumlu olacaklarının saptanmasıdır.
Yönetimin yöneltme fonksiyonu nasıl açıklanabilir?
Yöneltme sistemi faaliyete geçirmekle ilgilidir. Ast’lara verilen işlerin, istek ve iş birliğiyle yaptırılması önemlidir. Ast’lara emir verme ve görevlerini verimli, etkili, iktisadi olarak yerine getirmelerini sağlayacak motivasyonu sağlayabilme işidir. Liderlik, yöneltmenin belirgin özelliğidir ve ast’ların gönüllülüğünün sağlanabilmesi açısından gereklidir.
Yönetimin koordinasyon fonksiyonu nasıl açıklanabilir?
Koordinasyon işletmede gerçekleştirilen tüm faaliyetlerin; birbirini izlemesini, tamamlamasını ve bütünlemesini sağlayan unsurdur. Koordinasyon, örgütün çalışanlarının birbirlerinin çabalarından haberdar olmalarını sağlar. Eğer işletmeyi oluşturan farklı bölümler birbirlerinin faaliyetlerinden haberdar olmazlarsa işletme kendi kendisiyle rekabet eden bir duruma gelebilir: Her bölüm kendisi için çalışmaya başlar ve işletme olarak adlandırılan bütünün işleyişi gözden kaçırılabilir. Bu da kurumsal performansın düşmesine neden olur.
Yönetimin denetim fonksiyonu nasıl açıklanabilir?
Denetim işletmede, belli bir dönemde elde edilen sonuçlarla planlanmış ve elde edilmesi beklenen sonuçlar karşılaştırıldığında, olumlu ya da olumsuz bir sapmanın olup olmadığının belirlenmesidir. Olumlu sapma, planlanandan daha fazla ürün/hizmet üretildiğini gösterir ve planlama hatası yapılıp yapılmadığı sorusunu gündeme getirir. Olumsuz sapma, planlanandan daha az üretildiğini gösterir ve bu durumda; gerçekleştirilen faaliyetlerin verimli, etkin ve iktisadi olmadığı sonucuna ulaşılabilir. Elde edilen sonuçlar (mevcut durum) ile planlanan sonuçlar (beklenen durum) arasında olumsuz bir sapma varsa düzeltici önlemlerin alınmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Başlıca işletme fonksiyonları nelerdir?
İşletmenin fonksiyonlarını; yönetim, satın alma, pazarlama, üretim, muhasebe, Şnans, insan kaynakları, kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler, Ar-Ge ve inovasyon olarak sıralayabiliriz. İşletmenin fonksiyonları, işletmenin bünyesinde bölüm olarak yer almakta ve genellikle işletmenin büyüklüğüne bağlı olarak bölüm (fonksiyon) sayısı artmaktadır. Bölüm sayısının artması ya da azalması, yatay farklılaşma olarak adlandırılmakta ve örgüt yapısının genişlemesine veya daralmasına neden olmaktadır.
İşletmenin temel fonksiyonları nelerdir?
İşletmenin temel fonksiyonları üretim ve pazarlamadır.
Üretim ve pazarlamanın işletmenin temel fonksiyonları olarak adlandırılmasının nedeni nedir?
İşletmenin en önemli işi, üretmek ve/veya pazarlamaktır. Bir işletme sadece üretim ya da sadece pazarlama yapabileceği gibi hem üretip hem de ürettiği ürün ve/veya hizmetleri pazarlayabilir. Eğer bir işletme ürün ve/veya hizmet üretemez ya da pazarlayamazsa, kazanç sağlayamayacak ve bu bağlamda, varlığını sürdürebilmesi güçleşecektir. Bu nedenle üretim ve pazarlama işletmenin temel fonksiyonları olarak adlandırılmaktadır.
İşletmenin genel fonksiyonu nedir?
Yönetim fonksiyonu işletmenin genel fonksiyonudur.
Yönetim fonksiyonunun işletmenin genel fonksiyonu olarak adlandırılmasının nedeni nedir?
Yönetim, işletmedeki tüm faaliyetleri kapsayan bir fonksiyondur. Başka deyişle pazarlama yönetimi, üretim yönetimi, insan kaynakları yönetimi gibi tüm işletme fonksiyonlarının yönetimi söz konusudur. Bu bağlamda; yönetim işletmenin genel fonksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Yönetimin işletmenin genel fonksiyonu olması doğrultusunda, yönetimin alt fonksiyonları olan planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve denetim diğer işletme fonksiyonlarının hepsinde yer alır.
Yönetici nasıl tanımlanır ve işlevi nedir?
Yöneticiyi kısaca; yönetme gücünü elinde bulunduran, yasalara ve davranış standartlarına (normlara) uygun olarak örgütte çalışmayı sağlayan kişi olarak tanımlayabiliriz. Bu tanıma göre yönetici, yönetim sürecinin sorumluluklarını üstlenen kişidir. Başka deyişle işletmenin kaynaklarını planlayan, örgütleyen, koordine eden ve denetiminden sorumlu olan kişidir. Bu bağlamda yönetici; işletmenin değişen rekabet koşullarına uymasını ve sürekli dinamik hâlde olmasını sağlayan, işletmenin risk dışındaki sorumluluklarını üstlenen, işletmenin amaçlarını gerçekleştirebilmek için girişimciye karşı sorumluluk üstlenen ve işletme çalışanlarının bireysel amaçlarıyla işletmenin örgütsel amaçları arasında uyum sağlayan bir işletme çalışanıdır.
Profesyonel kavramı nasıl tanımlanabilir?
Profesyonel; bir işi kazanç sağlamak amacıyla yapan, alanında ustalaşmış ve uzmanlaşmış kişi anlamına gelmektedir. Bu kişi, yaptığı işin ya da uğraşın eğitimini almış, tüm inceliklerini veya özelliklerini kavramış ve çevresinde farklılık yaratmıştır.
Girişimci kavramı nasıl tanımlanabilir?
Girişimci, sermayesini kâr elde etmek amacıyla ortaya koyan ve üretim faktörlerini bir araya getirerek belirli bir mal ve/veya hizmeti üretmek ve/veya pazarlamak riskini üstlenen kişi olarak tanımlanabilir.
Girişimci ile yönetici arasında ne gibi bir fark vardır?
Girişimciyi yöneticiden ayıran üç önemli unsur bulunmaktadır: • Girişimci kâr ve/veya zarar etme riskini üstlenen kişidir. • Girişimci üretim faktörlerini bulan kişidir. • Girişimci bulduğu üretim faktörlerini birleştirerek tüketicilerin mal ve/veya hizmet ihtiyacını karşılamaya yönelten kişidir.
Yönetim biliminin gelişim evreleri nelerdir?
Yönetim biliminin çağlara göre gelişimi şöyle gerçekleşmiştir: • Endüstri devrimi öncesi: Feodal toplumlarda uygulanan üretim modeli, başarılı sonuç vermiş ve köylülerin kısmen de olsa kendileri için çalışmaya başlamalarıyla birlikte verimlilik artmıştır. • Endüstri devrimi sonrası: Fabrikalarda yeni iş olanaklarının ortaya çıkmasıyla birlikte, köylerden kentlere büyük göç yaşanmış ve köylü sınıfının önemli bir kısmı işçi sınıfına dönüşmüştür. Endüstri Devrimi sonrasında, kapitalizm için en uygun sistem olan ulus devlet modeli ve demokrasi Avrupa ve Amerika’da giderek yaygınlaşmıştır. Böylece, sanayiciler ve tüccarlar ülke yönetiminde daha etkin hâle gelmişlerdir.
Başlıca yönetim yaklaşımları nelerdir?
Başlıca yönetim yaklaşımları şöyle sıralanabilir: • Klasik yönetim, • Neolasik yönetim, • Modern yönetim.
Klasik yönetim yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Klasik yönetimin içinde üç ayrı alt yaklaşım bulunmaktadır: • Bunlardan birincisi, öncülüğünü Frederick W. Taylor’un (1856-1917) yaptığı bilimsel yönetim yaklaşımı; • İkincisi, öncülüğünü Henry Fayol’un (1841- 1925) yaptığı yönetim süreci yaklaşımı ve • Üçüncüsü de öncülüğünü Max Weber’in (1864- 1920) yaptığı bürokrasi yaklaşımıdır. Bu üç yaklaşımın klasik olarak adlandırılmasının nedeni, üzerinden çok zaman geçse bile varsayımlarının değerini yitirmemesinden kaynaklanmaktadır.
Klasik yönetim yaklaşımının özellikleri nelerdir?
Klasik yönetim yaklaşımının tüm alt yaklaşımlarının bir arada paylaştığı genel özellikleri şöyle sıralanabilir: • Üretilen katma değerin (kârlılığın) artırılması ve kurumsal performansın yükseltilmesi üzerinde odaklanmışlardır. • Davranış standartları (normlar, kurallar) doğrultusunda işçilerin verimlilik artışı için zorlanabileceği düşünülmektedir. • Yöneticilerin performansları kârlılık düzeyine göre değerlendirilmektedir. • Merkeziyetçi bir örgüt yapısına ve iletişimin yukarıdan aşağıya doğru olması gerektiğine inanılmaktadır. • Biçimsel örgüt yapısı üzerinde durulmakta, biçimsel olmayan örgüt yapısı önemsenmemektedir. • İşçiler için çalışma güvencesinin; karar vermekten, inisiyatif kullanmaktan ve sorumluluk almaktan daha önemli olduğuna inanılmaktadır. • İşçilerin genelde rasyonel davrandıkları ve ücretle motive edilebilecekleri öngörülmektedir. • İşçilerin kişisel sorunlarının işyerindeki performanslarını etkilemediği varsayılmaktadır. • Örgüt ve çevresi arasında önemli bir etkileşimin olmadığı düşünülmektedir.
Neoklasik yönetim yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Klasik yönetim, akılcı insan varsayımına dayanmaktadır. Neoklasik yönetim bu varsayımı kabul etmekte, aynı zamanda duygusal insan varsayımını da ekleyerek, eksik gördüğü yönünü tamamlamaktadır. Neoklasik yönetim klasik yönetimin görüş ve uygulamalarını reddetmez ve temelde klasik yönetimin görüş ve uygulamalarına dayanır. Ancak, bunlara yenileri eklenmiş ve özellikle insan unsuru öne çıkartılmıştır.
Neoklasik yönetimin temel özellikleri nelerdir?
Neoklasik yönetimin temel özellikleri şunlardır: • İşletmede insan unsurunun önemi anlaşılmıştır. • Örgüt üyeleri açısından çalışma ortamındaki ilişkilerin önemli olduğu keşfedilmiştir. • Biçimsel olmayan örgütün kurumsal performans üzerindeki etkisi anlaşılmıştır. Şöyle ki; işletme yönetimi tarafından üzerinde çalışılarak bilimsel yöntemlerle belirlenen üretim hedefinin çalışanlar açısından anlamlı olmadığı ve gerçekleştirilen üretim miktarında, biçimsel olmayan grup liderlerinin yönetim uygulamalarıyla ilgili eleştirilerinin önemli rol oynadığı saptanmıştır. • Örgüt üyelerinin faydacı düşündükleri doğrultusundaki bir görüşün yanlış olduğu kanıtlanmıştır. • Üretim miktarındaki artışların iş tatmini (severek yapılan bir iş) ve çalışma grubunun üyeleri arasındaki uyuma (iş birliğine) bağlı olduğu belirlenmiştir. • Sosyal taraflar (işveren temsilcileri ve işçiler) arasındaki çatışmanın asıl nedeninin duygusal davranışlardan kaynaklandığı anlaşılmıştır. • İşletme yönetiminin verimlilik ve etkinlik mantığı doğrultusunda verdiği kararların sanıldığı gibi üretim miktarını artırmadığı saptanmıştır. • Toplumu ayakta tutan fedakârlık, kıymet bilme, özveride bulunma gibi geleneksel değer yargılarının işletme bünyesinde yok olmaması için sosyal taraflar arasında iş birliği ve dayanışma ortamının gerçekleştirilmesinin önemli olduğu saptanmıştır.
Modern yönetim yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Modern yönetim; • Sistem yaklaşımı ve • Durumsallık yaklaşımı olarak adlandırılan iki yaklaşımdan oluşmaktadır. Bu yaklaşımların temelinde; işletme olarak adlandırılan bütünün, kendisini meydana getiren unsurlarına analiz yoluyla ayrılması ve bu unsurların teker teker ele alınıp ayrıntılı olarak incelenmesinden sonra, sentezle bütünün (işletmenin) yeniden oluşturulması bulunmaktadır. Böylece işletme olarak adlandırılan bütünün özü anlaşılabilir. Parçalar bütüne katkıda bulundukları ölçüde önemlidir. Böyle bir yaklaşım, işletmenin amaçlarına ulaşmasını sağlayacak yönetim uygulamaların gerçekleştirilmesini kolaylaştırır. Modern yönetim kuramı, analiz ve sentezin birbirlerinin tamamlayıcısı oldukları ve birbirlerinden ayrılamayacakları görüşüne dayanmaktadır.
Sistem yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Sistem yaklaşımı, biyolog Ludwig Von Bertalanffy’nin 1920’lerde öne sürdüğü bir görüştür. Buna göre; her sistem kendi çevresinden bağımsız olarak değil, bütünsellik anlayışı doğrultusunda çevresiyle ve kendi alt sistemleriyle olan ilişkisi göz önünde bulundurularak incelenmelidir. Bertalanffy’e göre, bütünü anlayabilmek için tek tek parçaları veya süreçleri ele almak yetersiz kalmaktadır. Parçalar ve süreçler arasındaki etkileşimi de incelemek gerekmektedir.
Sistem yaklaşımının temel özellikleri nedir?
Sistem yaklaşımının temel özellikleri şunlardır: • Sistem, bir bütünü oluşturan unsurların uyumlu olarak faaliyette bulunmasını sağlayan işlemler bütünüdür ve unsurlar sistemin alt sistemlerini ifade etmektedir. • Sistemi tanımlayan unsurlar; girdi, süreç, çıktı ve geri bildirimdir. • Doğadaki tüm sistemler sonunda yok olurlar, negatif entropi sistemin hayatta kalmayı başarabilmesi anlamındadır. • Sistem dış çevresindeki diğer sistemlerle etkileşimde bulunuyorsa açık sistem, etkileşimde bulunmuyorsa kapalı sistem söz konusudur. • Sinerji, bütünün parçalarının toplamından daha fazla değer yarattığı ve daha büyük olduğu anlamına gelmektedir.
Durumsallık yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Durumsallık yaklaşımına göre, tüm ortam ve koşullarda geçerli olabilecek ve en doğru ya da en iyi olarak önerilebilecek bir yönetim uygulaması ve örgüt yapısı yoktur. İşletmenin yapacağı içsel ve dışsal analizler sonucunda kendisine en uygun yönetim uygulamaları ve örgüt yapısı belirlenmelidir. Durumsallık yaklaşımına göre; bağımlı değişken olan örgüt yapısı, iç ve dış koşullar olan bağımsız değişkenlere göre değer almakta veya farklılık göstermektedir. Bu bağlamda, durumsallık yaklaşımının işletme yönetimine en önemli katkısı esneklik olmuştur. Tüm ortam ve koşullarda geçerli olabilecek en doğrusu ya da en iyisi olarak nitelendirilebilecek bir yönetim uygulaması ve örgüt yapısı olmadığını öne süren durumsallık yaklaşımına göre, teknoloji ve çevre yönetim uygulamalarını ve örgüt yapısını belirleyen iki önemli unsurdur ve bu iki unsur işletmenin kurumsal performansı üzerinde doğrudan etkilidir.
Durumsallık yaklaşımının temel özellikleri nelerdir?
Durumsallık yaklaşımının temel özellikleri şöyle sıralanabilir: • Örgüt yapısını üretimde kullanılan teknolojinin gelişmişlik düzeyine bağlayan önemli bir durumsallık söz konusudur. • Kullanılan teknoloji doğrultusunda gerçekleştirilen yönetim uygulamaları örgüt yapısını belirlemektedir. • Her örgütün özgün bir örgüt yapısı vardır ve bu örgüt yapısı diğer örgütler için geçerli olmayabilir. • Çevreyle yönetim uygulamaları ve örgüt yapısı arasında durumsallık ilişkisi vardır. • Her çevreye uygun doğru ve geçerli tek bir örgüt yapısı ve bu örgüt yapısını destekleyen yönetim uygulamaları yoktur. • Örgüt yapısı, çeşitli içsel ve dışsal koşullar arasındaki etkileşime göre oluşur. • Yöneticiler, örgütün içinde bulunduğu iç ve dış koşullara uygun yönetim uygulamaları ve karar modelleri geliştirir.
Güncel yönetim yaklaşımları nelerdir?
Güncel yönetim yaklaşımları şöyle sıralanabilir: • Kaynak bağımlılığı yaklaşımı, • Örgütsel strateji yaklaşımı, • Vekalet yaklaşımı, • Örgütsel ekoloji yaklaşımı.
Güncel yönetim yaklaşımlarının temel özelliği nedir?
Yaklaşımların temel özelliği, maliyetler üzerinde odaklanarak kurumsal performansı desteklemeleridir. Bunun nedeni, genellikle bu yaklaşımları önerenlerin örgütsel ekonomi olarak adlandırılan bir uzmanlık alanında çalışmalarıdır. Buna göre, yönetim uygulamalarıyla örgüt yapısı arasında doğrudan bir ilişki vardır ve örgüt yapısı yönetim uygulamaları doğrultusunda şekillenmektedir. Bu bağlamda; örgüt yapısı maliyetler üzerinde ve maliyetler de kurumsal performans üzerinde doğrudan etkili olmaktadır.
Kaynak bağımlılığı yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Kaynak bağımlılığı yaklaşımına göre; işletmeler mal ve/veya hizmet üretebilmek için temin etmek zorunda oldukları kaynakların bazılarını kolayca temin edebilirken bazılarının temininde zorlanmaktadır. Bu bağlamda; işletmenin ihtiyaç duyduğu kritik kaynakların temininde rol oynayan birey ya da gruplar, örgüt içinde kaçınılmaz olarak daha fazla güç sahibi olmaktadır.
Örgütsel strateji yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Örgütsel strateji yaklaşımına göre, üst düzey yönetimi işletmenin dış çevresindeki değişimler doğrultusunda ortaya çıkan fırsat ve tehditleri, işletmenin iç çevresinde var olan zayıflık ve üstünlükleri SWOT analiziyle belirlemekte ve uygulanacak stratejileri oluşturmaktadır. Bu stratejilerin uygulanması doğrultusunda işletme rekabet üstünlüğü sağlayabilecek ve kurumsal performans düzeyinde olumlu gelişmeler yaşanabilecektir. Gerçekleştirilen SWOT analizi doğrultusunda işletmeler; saldıran, savunan, bekleyen ve bunların karması stratejiler geliştirebilirler.
Vekalet yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Vekâlet yaklaşımı, vekâlet verenle vekil arasında gerçekleştirilen sözleşmeyi ele alan ve en etkin sözleşmenin nasıl kurulabileceğini araştıran bir yaklaşımdır. Vekillerin, her zaman vekâlet verenlerin çıkarına davranmayabileceği, bunun da bir maliyetinin olduğu ve kurumsal performansı olumsuz etkileyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Vekâlet yaklaşımı, amaçları ve çıkarları farklı sosyal tarafların çıkarlarının birbiriyle çatışması durumunda ortaya çıkan sorunları inceleyen bir yaklaşımdır.
İşlem maliyeti yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
İşlem maliyeti yaklaşımına göre, örgütler ürettikleri mal ve/veya hizmetler için değişim işlemlerinin maliyetlerini minimize edebilecek bir örgüt yapısına sahip olmalıdırlar. Taraflar; birbirlerinin iyi niyetine güvenmedikleri için kendi çıkarlarını gözetebilmek düşüncesiyle sözleşmeler yapar. Bu sözleşmelerin pazarlığının yapılmasının, yazılmasının ve hükümlerine uyulmadığında zorlayıcı yaptırımların uygulanmasının maliyeti vardır. İşlem maliyeti yaklaşımına göre, işlemlerden bazıları işletmenin sınırları dışında, bazıları da sınırları içinde gerçekleşmektedir. Buna göre, işletmenin dış çevresinde müşterileri ve tedarikçileri, iç çevresinde çalışanlarıyla gerçekleştirdiği işlemler söz konusudur. Başka deyişle işletme faaliyetlerini sürdürürken iç ve dış çevrede işlemler yapmanın maliyetlerine katlanır.
Kurumsallık yaklaşımı nasıl açıklanabilir?
Kurumsallık yaklaşımına göre, örgütlerin yaşamlarını sorunsuz sürdürebilmeleri için kurumsal çevreden gelen baskılara duyarlı olmaları gerekmektedir. Örgütler, kurumsal çevrenin yaptırımları karşısında, pasif konumdadır ve hiyerarşik üst kurumlardan gelen emirlere uymak zorundadır. Kurumsal çevrenin yaptırımları, belli bir çevrede faaliyette bulunan işletmelerin örgüt yapılarının birbirine benzemesine neden olmaktadır. Bu da işletmeler için önemli maliyet unsurudur. Bu bağlamda, kurumsal çevrede hiyerarşinin önemi büyüktür ve kurumsal çevre açısından hiyerarşi zincirinin en son halkası olan devlet, en güçlü olandır.
Başlıca yönetim uygulamaları nelerdir?
Yönetim uygulamaları şöyle sıralanabilir: • Toplam kalite yönetimi, • Altı sigma, • Dengeli ölçüm kartı, • Kıyaslama, • Temel yetenekler, • Dış kaynak kullanımı, • Küçülme-kademe azaltma ve doğru ölçeği bulma, • Personeli güçlendirme, • Değişim mühendisliği, • Yalın organizasyonlar, • Stratejik ortaklıklar, • Kurumsal sosyal sorumluluk, • Sürdürülebilirlik.
Toplam kalite yönetimi ne demektir?
Toplam kalite yönetimi, çalışanların kaliteli mal ve/veya hizmet üretmek olarak tanımlanan ortak bir amacı benimsemeleri ve bu amaç doğrultusunda hareket etmeleri düşüncesine dayanmaktadır.
Altı sigma ne demektir?
Altı sigma; günlük faaliyetlerin izlenerek değerlendirilmesi ve kaynakların doğru kullanımının desteklenmesi düşüncesine dayanan bir yönetim uygulamasıdır. Uygulamanın amacı, müşteri memnuniyeti doğrultusunda süreçlerde sistematik ölçümler ve iyileştirmeler gerçekleştirebilmektir.
Dengeli ölçüm kartı nedir?
Dengeli ölçüm kartı (balanced score card) uygulamasının, değişik yönetim düzeyinde çalışan yöneticilerin işletmenin kârlılık, yatırım, büyüme gibi stratejik amaçlarını anlamasına ve çalışanlar için oluşturulacak performans değerleme kriterlerinin bu amaçlar doğrultusunda belirlenmesine katkıda bulunabileceği öne sürülmektedir. Dengeli ölçüm kartı uygulamasının dört temel boyutu bulunmaktadır. Bunlar; • Finansal boyut, • Müşteri boyutu, • Verimlilik-etkinlik boyutu ve • Öğrenme-gelişme boyutudur. Bu boyutlar yardımıyla kurumsal performansın tüm gerçekliğiyle ölçülebileceği düşünülmektedir.
Kıyaslama (benchmarking) nedir?
Kıyaslama (benchmarking), daha yüksek kurumsal performansa ulaşabilmek amacıyla en iyi iş süreçlerinin arandığı ve işletmeye kazandırıldığı bir yönetim uygulamasıdır.
Temel yetenekler ne anlama gelmektedir?
Temel yetenekler, örgütü diğerlerinden farklı kılan ve rekabet üstünlüğü sağlayan, rakipleri tarafından anlaşılması ve taklit edilmesi zor bilgi, beceri ve yetenekleri ifade etmektedir. Buna göre, örgüt kendisine rekabet avantajı sağlayabilecek temel yeteneklerini belirlemeli ve geri kalan faaliyetlerinde dış kaynaklardan yararlanmalıdır. İşletmenin gelirlerini artıran ya da giderlerini azaltan, en iyi yaptığı şeydir ya da başka deyişle temel yeteneğidir. Temel yetenek, bir işletmenin rakiplerine oranla en iyi yaptığı şey olarak tanımlanabilir.
Dış kaynak kullanımı kavramı nasıl açıklanabilir?
Dış kaynaklardan yararlanma, işletme yönetiminin belirlediği temel yetenek alanlarının dışında kalan işlerin, başka işletmelerden edinilmesi olarak tanımlanabilir.
Küçülme, kademe azaltma ve doğru ölçeği bulma uygulamalarının yönetimdeki rolü nedir?
Küçülme, iş gücü maliyetinde gerçekleştirilecek bir azalma doğrultusunda verimlilikte artış sağlanabileceği düşüncesine dayanmaktadır. İşletmeler temel yeteneklerinin dışında kalan faaliyetleri dış kaynaklardan temin etmekte ve bu bağlamda, örgüt yapılarını küçülterek rekabet üstünlüğü kazanmaya çalışmaktadırlar. Kademe azaltma uygulamasında, örgütün dikey farklılaşma düzeyi azaltılmaktadır. Daha az iş gücüyle aynı işlerin yapılabilmesi için personelin güçlendirilmesi (çalışanların yetki-sorumluluk düzeylerinin artırılması) gerekmektedir. Bu yönetim uygulamasının temelinde, daha düz (basık) bir örgüt yapısıyla; daha hızlı karar verilebileceği, daha esnek olunabileceği ve bunun da; verimliliği, etkinliği, iktisadiliği artırabileceği düşüncesi bulunmaktadır. Doğru ölçeği bulma; atıl iş gücünü azaltma, üretilen katma değeri doğrudan desteklemeyen faaliyetlerden kurtulma, giderleri düşürme, iş akışlarının ve prosedürlerin yeniden tasarlanması, politikaların gözden geçirilmesi gibi çalışmalarla örgüt yapısının akılcı olarak belirlenmesi işidir.
Personeli güçlendirme ne demektir?
Personeli güçlendirme, çalışanların bilgi ve yetkinlikleri doğrultusunda inisiyatif almaya ve sorun çözmeye yetkili kılınmaları ve bu bağlamda; bilgi, beceri ve motivasyon düzeylerinin yükseltilerek yönetim gücünü kullanabilmeleri yolunun açılması olarak tanımlanabilir.
Değişim mühendisliği nedir?
Değişim mühendisliği uygulaması, süreçlerin kurumsal performans doğrultusunda yeniden tasarlanması, gerekiyorsa tamamen değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda; maliyet, kalite, hız, müşteri memnuniyeti gibi çeşitli kurumsal performans kriterleri doğrultusunda iş süreçlerinin yeniden düşünülmesi ve radikal olarak yeniden tasarlanması işidir. Değişim mühendisliğindeki en önemli unsur, iş sürecidir ve uygulama tamamen iş süreçleri üzerine odaklanmıştır.
Yalın organizasyon ne anlama gelir?
Yalın organizasyon uygulamasında, örgüt yapısını yalınlaştırarak gerçek anlamda bir maliyet minimizasyonunu gerçekleştirebilmek için iş tanımları, iş akışları, prosedürler, politikalar, davranış standartları gibi tüm eski uygulamaların, gereksiz olanlarından kurtulabilmek için ele alınması gerekmektedir. Yalın organizasyonlar; daha az çaba harcayarak, daha az iş gücü kullanarak, daha küçük örgüt yapısıyla önemli maliyet avantajları yaratarak rakiplerine üstünlük sağlarlar.
Öğrenen örgütler ne demektir?
Öğrenen örgütler, geçmişte yaşadığı olaylardan ve yapılan hatalardan sonuç çıkaran, olayların nedenlerini araştırarak sürekli gelişen ve yenilenen dinamik örgütlerdir. Bu örgütlerin en önemli özelliği, yüksek kurumsal performans düzeyine sahip olmalarıdır. Bu da önemli bir rekabet üstünlüğü anlamına gelmektedir.
Yenilik yönetimi ne anlama gelmektedir?
Yenilik yönetimi kavramıyla işletmeye rekabet avantajı sağlayabilecek ve kurumsal performansı destekleyebilecek bir buluşun yenilik olarak piyasaya sunulması doğrultusunda yaşanan süreç anlatılmaktadır. Buluş, piyasaya sürülebilecek ya da başka deyişle katma değer yaratabilecek bir ürün hâline geldiğinde, yenilik olmaktadır. Buluşla yenilik arasındaki en önemli fark, bir buluş eğer ticari değer taşımıyorsa, yani talep görmüyorsa, yenilikten söz edebilmek mümkün değildir.
Sanal organizasyonlar nasıl açıklanabilir?
Sanal organizasyon, işletmedeki bazı bölümlerin (pazarlama, satış, satın alma gibi) sanallaştırılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Örneğin, alıcıyla satıcının buluştuğu pazarlar sanal ortamda (siber uzayda) oluşturulmaktadır.
Şebeke organizasyonları nasıl açıklanabilir?
Şebeke organizasyon, yapılan yazılı bir anlaşma çerçevesinde Cevap: Üretim, pazarlama, satış, dağıtım gibi faaliyetlerin başka işletmeler tarafından gerçekleştirildiği merkezî bir işletmedir. Böyle bir örgüt yapısı, işletme yönetiminin uygulamalarına maliyet avantajı, hız ve esneklik kazandırmakta; bu da işletmeye rekabet üstünlüğü sağlamaktadır.
Stratejik ortalık nedir?
İki ya da daha fazla işletmenin, yeni bir ad ve kimlik altında tüzel kişiliğe sahip bir işletme kurmadan, sadece temel yeteneklerini ve belirli varlıklarını birlikte kullanarak, önceden belirledikleri ortak amaçlarını gerçekleştirebilmek için yazılı bir anlaşma (kontrat) doğrultusunda iş birliği yapmaları, stratejik ortaklık olarak nitelendirilmektedir. Stratejik ortaklıklar; acentelik, bayilik gibi dar kapsamlı anlaşmalardan know how, lisans, patent, taşeronluk, franchising gibi geniş kapsamlı anlaşmalara kadar farklı düzeylerde gerçekleştirilen işbirlikleri doğrultusunda gerçekleştirilebilir.
Kurumsal sosyal sorumluluk ne demektir?
Kurumsal sosyal sorumluluk, işletmenin yasal ve ekonomik sorumluluk boyutlarının üstünde ve ötesinde bir kavramdır. İşletmenin toplumsal sorunlarla da ilgili olması ve toplumun beklentilerini üretim/pazarlama yapmadığı alanlarda da gidermesidir. Başka deyişle işletmenin gönüllü olarak faaliyet alanı dışındaki konularda topluma fayda sağlayabilmek amacıyla sosyal faaliyetlerde bulunmasıdır.
Sürdürülebilirlik kavramı nasıl açıklanabilir?
Kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı, işletmenin ekonomik bir birim olduğunu ve varlığını sürdürebilmesi için kâr elde etmesi gerçeğini kabul etmektedir. Kısa dönemli kârlılık yerine uzun dönemli kârlılık ve maksimum kârlılık yerine optimal kârlılık anlayışları, sosyal sorumluluk anlayışıyla uyuşmaktadır. Bu bağlamda, işletmenin sağlıklı olarak uzun yıllar yaşayabilmesi için kısa dönemde yüksek kârlılık yerine, araştırma geliştirme çalışmalarını destekleyerek, yeni yatırımları planlayarak ve kurumsal itibarı yükseltebilecek toplumsal yardım kampanyalarını destekleyerek uzun dönemli optimal bir kârlılık oranı düşünülmelidir.
Merkezileşme ve merkezileşmeme kavramları neyi ifade etmektedir?
Yetki ve sorumluluk, örgütün üst düzey yönetiminde toplanabileceği gibi alt yönetim kademelerine de yayılabilir. Merkezîleşme durumunda önemli kararlar örgütün üst düzey yöneticileri tarafından alınır. Merkezîleşmeme durumunda alt düzey yöneticileri de karar verebilmektedir. Örgüt yapısında yetkinin üst düzey yönetiminde yoğunlaşması veya sistematik olarak alt yönetim kademelerine devredilmesi, işletmede merkezîleşme ve merkezîleşmeme düzeyinin göstergesidir.
Örgüt yapısı kavramı nasıl açıklanabilir?
Örgüt yapısı; bir işletmedeki bölümlerin, hiyerarşi zincirinin, karar verme anlayışının, çalışanlar arasındaki ilişkilerin örgüt kültürü doğrultusunda oluşturulduğu dinamik bir yapılandırma sürecidir.
Örgüt yapısının unsurları nelerdir?
Örgüt yapısının temel unsurları şunlardır: • Yatay farklılaşma, • Dikey farklılaşma, • Merkezîleşme ve merkezîleşmeme, • Biçimselleşme ve biçimselleşmeme, • Örgüt kültürü.
Yatay farklılaşma nasıl açıklanabilir?
Yatay farklılaşmanın temel nedeni, yöneticilerin denetim faaliyetini kolaylaştırabilmek ve çalışanları kendi uzmanlık alanları doğrultusunda bir araya getirebilmektir. Birbirleriyle olan ilişkileri nedeniyle uyumlaştırılması gereken işletme faaliyetlerinin aynı bölümde bir araya getirilmesinin koordinasyonu destekleyebileceği ve kurumsal verimliliği artırabileceği düşünülmektedir.
Yatay farklılaşma şekilleri nelerdir?
Yatay farklılaşma aşağıdaki temellere göre sınıflandırılabilir: • Fonksiyonlar, • Ürün temeli, • Coğrafi temel, • Müşteri temeli, • Süreç temeli, • Vardiya temeli.
Dikey farklılaşma nasıl açıklanabilir?
İşletmede amaçlar doğrultusunda yapılacak işlerin önceden belirlenmesi ve çalışanların birbirlerine ast/üst olarak bağlanarak, yapılacak işlerle ilgili yetki ve sorumlulukların paylaşılması gerekmektedir. Yöneticilerin yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi hiyerarşi zinciri olarak adlandırılan yönetim basamaklarını oluşturmaktadır. Örgüt yapısında hiyerarşi zincirinin uzun ya da kısa olması dikey farklılaşma olarak adlandırılmaktadır. Dikey farklılaşmada, yetki düzeyinin sorumluluktan az veya fazla olmaması önemlidir.
Yetki türleri nelerdir?
Örgütlerde yetki üç şekilde karşımıza çıkmaktadır: • Hat yetkisi: Hat yetki, astla üst arasındaki ilişkidir. Komuta yetkisi, hiyerarşik yetki olarak da adlandırılmaktadır ve yukarıdan aşağıya doğru ilerler. • Kurmay yetki: Kendi uzmanlık konularında yardım, öneri ve danışmanlık yapan yöneticilerin sahip olduğu yetki türüdür. Danışma yetkisi olarak da adlandırılır. Bu yetki türü, aynı düzeyde çalışanlara birbirine doğrudan emir verme ya da denetim hakkı vermez. • Fonksiyonel yetki: Yöneticinin, başka bölümlerdeki çalışanlar tarafından gerçekleştirilen ancak kendi bölümünün uzmanlık alanına giren konular hakkında, başka bir bölüm çalışanına emir verip iş istemesine olanak tanıyan yetki türüdür.
Mekanik örgüt yapısı nasıldır?
Mekanik örgüt yapısında, işler en ufak parçalarına kadar ayrılmaktadır. Bireysel uzmanlaşma söz konusudur ve çalışanlar sürekli aynı işin basit ve küçük bir parçasını yapmaktadır. Bu nedenle yaptıkları işte uzmanlaşmışlardır. Yapılan her işin uzmanı olması nedeniyle örgüt yapısı uzmanlaşma temelinde bölümlere ayrılmıştır. Denetim alanı, her yöneticinin belli sayıda çalışan yönetebileceği düşüncesi doğrultusunda, geniş değildir.
Organik örgüt yapısı nasıldır?
Organik örgüt yapısında; davranış standartları, kurallar, prosedürler, politikalar genellikle yazılı değildir ve yazılı olsalar bile, uyulmaması durumunda herhangi bir yaptırım söz konusu değildir. Bu nedenle örgütte kırmızı çizgilerin sayısı azdır ve biçimselleşme düzeyi düşüktür. Çalışanların görev tanımları sürekli değişebilmektedir. Yetki ve sorumluluk örgütün tüm çalışanlarına dağıtılmıştır. Hiyerarşi zinciri kısadır.
Biçimselleşme ve biçimselleşmeme kavramları neyi ifade eder?
Biçimselleşme, bir örgütte hangi tür davranışın uygun, hangi tür davranışın istenmez olduğunun belirlenmesidir. Biçimsel örgüt yapısını tasarlayarak kurumsal performansı artırma düşüncesi doğrultusunda gerçekleştirilen yönetim uygulamalarının sayısı, işletmenin biçimselleşme düzeyini belirlemektedir.
Örgüt kültürü nedir?
Örgüt kültürü, örgütün yaşam biçimi ve çevresi tarafından algılanan kimliğidir. Bir örgütün üyeleri tarafından paylaşılan ve onların davranışlarını yönlendiren değerler, normlar, varsayımlar ve inançlar bütünüdür.
Yönetim biliminin temel açılımları nelerdir?
Yönetim biliminin temel açılımları şunlardır: • Stratejik yönetim, • Örgütsel davranış, • İnsan kaynakları yönetimi.
Stratejik yönetim nedir?
Stratejik yönetim, işletmenin kurumsal performans hedeflerine ulaşabilmesi için üretim, pazarlama, insan kaynakları, Ar-Ge gibi operasyonel süreçlerden yola çıkarak, örgütün bütününü ilgilendiren kararların alınması, uygulanması ve değerlendirilmesi bilimidir. Stratejik yönetim, işletmeye piyasada rekabet avantajı sağlayabileceği stratejilerin geliştirilmesini ve bu stratejiler doğrultusunda işletmenin piyasada konuşlandırılmasını sağlar.
Stratejik yönetim unsurları nelerdir?
Stratejik yönetim unsurları şöyle sıralanabilir: • Stratejik analiz, • Stratejik seçim, • Strateji uygulama.
Stratejik analiz süreci nasıl açıklanabilir?
Stratejik analiz; işletmenin dış çevresi, iç kaynakları ve/veya temel yetenekleri ve paydaşların beklentileri doğrultusunda işletmenin piyasada stratejik pozisyonunun belirlenmesiyle ilgilidir.
Stratejik seçim süreci nasıl açıklanabilir?
Stratejik seçim; stratejik alternatiflerinin oluşturulması, birinin seçilmesi ve seçim nedenlerinin tanımlanmasını içerir.
Strateji uygulama süreci nasıl açıklanabilir?
Strateji uygulama, belirlenen stratejinin yönetim uygulamalarıyla yaşama geçirilebilmesi için işletmenin kaynaklarının bölümler arasında yeniden dağıtılması ve örgüt yapısında gerçekleşebilecek değişimin yönetilmesiyle ilgilidir.
Stratejik yönetim süreçleri nelerdir?
Stratejik yönetim süreçleri şöyle sıralanabilir: • Vizyon ve misyonun oluşturulması, • Kurumsal performans hedeflerinin belirlenmesi, • Değişen çevre koşullarının, dışarıdan gelebilecek tehditlerin, örgütün temel yeteneklerinin, dünya konjonktürünün ve piyasaların analizi, • Stratejinin belirlenmesi, • Belirlenen strateji doğrultusunda kaynakların işletmenin bölümleri arasında yeniden tahsisi, • Stratejinin yönetim uygulamaları çerçevesinde gerçekleştirilmesi ve işletmenin piyasada konuşlandırılması, • Gerçekleşen kurumsal performansın değerlendirilmesi, • Örgüt yapısı ve kültürünün, liderlik yaklaşımlarının uygulanan stratejiler doğrultusunda gözden geçirilmesi.
Örgütsel davranış kavramı nasıl açıklanabilir?
Örgütsel davranış, işletmede çalışanların davranışlarının neden ve sonuçlarını ve çalışanları bu davranışlara yönelten güdüleri inceleyen bir bilim dalıdır. Örgütsel davranış, günümüzde entelektüel sermayenin önemli bir unsuru olan insan sermayesinin ya da işletmenin çalışanlarının rekabet avantajı sağlamadaki önemi doğrultusunda liderlik, örgüt kültürü, iç girişimcilik, öğrenen örgütler gibi konular üzerinde odaklanmaktadır.
Örgütsel davranışın başlıca ilgilendiği konular nelerdir?
Örgütsel davranışın önemli konuları arasında motivasyon, liderlik, güç, işe uygun personel bulma kriterleri, örgüt geliştirme bulunmaktadır.
İnsan kaynakları yönetimi nedir?
İnsan kaynakları yönetimi; katma değer üretebilecek iş gücünü bulmak, işlerini gerektiği gibi yapabilmeleri için eğitmek, kariyer planlaması doğrultusunda gelecekte üstlenecekleri görevler için geliştirmek, performanslarını değerlendirmek, ücretlerini adil olarak belirlemek ve sürekliliklerini sağlamak amacıyla ortaya konan faaliyetlerin toplamıdır. İnsan kaynakları yönetimi; örgütün ihtiyaçları doğrultusunda uygun insan kaynağını ekonomik olarak temin etme (seçme ve işe yerleştirme), eğitme ve geliştirme, performansını değerlendirme, kariyerini planlama ve ücretini belirlemeye yönelik uygulamaları içermektedir.
Yönetimin belli başlı özelliklerini açıklayınız.
Yönetimin belli başlı özellikleri şunlardır:
i. Yalnızca insanlar için geçerlidir.
ii. En az iki insan olmalı ve biri yöneten diğeri yönetilen rolünü üstlenmelidir.
iii. Amaçlar önceden belirlenmeli ve çalışanların iş birliği sağlanmalıdır.
iv. Yönetim basamakları ve bu basamaklara ait yetki/sorumluluk düzeyleri belirlenmelidir.
v. Yönetsel faaliyetlerde verimlilik, etkinlik ve iktisadilik göz önünde bulundurulmalıdır.
vi. Hem bilim hem de sanattır.
Yönetimde verimliliği açıklayınız.
Verimlilik, amaçların gerçekleşmesi için kaynakların doğru kullanılması anlamına gelmektedir. Bir işin doğru yapılması sonucunda belli bir dönemde oluşan artı değeri göstermektedir. Tüm girdilerin (ham madde, malzeme, enerji, iş gücü vb.) parasal değerlerinin üretim süreci sonunda oluşan çıktının (ürün ve/veya hizmet) parasal değerine oranı verimliliği belirlemektedir. Verimliliğin yüksek olması, belli miktarda kaynakla fazla üretebilmek veya belli girdiyle daha fazla çıktı elde etmektir. Çıktıların girdilere oranının 1’den büyük olması, işletmenin çıktılarının girdilerinden daha büyük
Yönetimde verimlilik, etkinlik ve iktisadilik kavramlarını açıklayınız.
Verimlilik, etkinlik ve iktisadilik özellikleri “rasyonellik (akılcılık) ölçütleri” olarak adlandırılmakta ve yönetimin “akıl ve bilime dayanan bir eylem” olmasının önemini vurgulamaktadır
Yönetim nedir?
Yönetimi “planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve denetim süreci doğrultusunda eldeki kaynakları verimli, etkili ve iktisadi olarak kullanarak önceden belirlenmiş amaçlara ulaşma” olarak tanımlanabilir. Bu tanımda öne çıkan özellik, yönetimin “planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon, denetim” gibi faaliyetlerin gerçekleştirilerek yerine getirilmesi ve bu faaliyetlerin birbirini izlemesinin “yönetim süreci” olarak adlandırılmasıdır.
Fonksiyon kavramını açıklayınız.
Fonksiyon kavramı, “bir bütünü oluşturan değişkenlerden herhangi birinin bütünün üzerindeki etkisi” olarak tanımlanabilir. Buna göre, yönetim olarak adlandırılan “bütün”, “planlama-örgütleme-yöneltme-koordinasyon-denetim” olarak adlandırılan değişkenlerden oluşmaktadır ve bu değişkenler bütünün işleyişi üzerinde doğrudan etkilidir.
Yönetimde planlama nedir?
Planlama: Geleceğe yönelik faaliyetlerin öngörülmesi işidir. Bu bağlamda, “alternatif planlar arasından en uygununu seçmek” olarak tanımlanabilir. Planlama aşamasında; “ne, nerede, ne zaman, nasıl ve niçin” sorularına cevap aranmaktadır. Bu sorulara cevap bulunduğunda, işletmenin planları ortaya çıkmaktadır. Planlamada; politikalar, prosedürler, bütçeler, programlar, stratejiler, taktikler gibi “planlama araçları” kullanılmaktadır.
Yönetimde örgütleme nedir?
Örgütleme: İşlerin kimler tarafından yapılacağının, yetki/sorumluluk düzeyinin ve hangi fiziksel ortamda gerçekleştirileceğinin belirlenmesidir. Çalışanların görevlerini eksiksiz olarak yapabilmeleri için hangi işleri yapacaklarının, kendilerine yardımcı olacak kişilerin (ast’larının), yetkilerinin kapsamının ve kimlere karşı sorumlu olacaklarının (üst’lerinin) saptanmasıdır.
İşletmenin fonksiyonları nelerdir?
İşletmenin fonksiyonlarını; yönetim, satın alma, pazarlama, üretim, muhasabe, finans, insan kaynakları, kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler, Ar-Ge ve inovasyon olarak sıralayabiliriz. İşletmenin fonksiyonları, işletmenin bünyesinde “bölüm” olarak yer almakta ve genellikle işletmenin büyüklüğüne bağlı olarak bölüm (fonksiyon) sayısı artmaktadır.
Yönetici nedir? Açıklayınız.
Yönetme gücünü elinde bulunduran, yasalara ve davranış standartlarına (normlara) uygun olarak örgütte çalışmayı sağlayan kişiye yönetici denir. Yönetici, işletmenin kurumsal performansından girişimciye karşı doğrudan sorumludur. Ancak, kurumsal performansın göstergesi olan dönem sonu kazancından veya zararından etkilenmez ve işletmenin sermayesiyle ilgisi yoktur.
Girişimci nedir? Açıklayınız.
Girişimciyi, “sermayesini kâr elde etmek amacıyla ortaya koyan ve üretim faktörlerini bir araya getirerek belirli bir mal ve/veya hizmeti üretmek ve/veya pazarlamak riskini üstlenen kişi” olarak tanımlayabiliriz. Girişimcinin en önemli özelliği “girişimcilik ruhu”na sahip olmasıdır.
İşletmede yöneltme nedir? Açıklayınız.
Yöneltme: Sistemi faaliyete geçirmekle ilgilidir. Ast’lara verilen işlerin, istek ve iş birliğiyle yaptırılması önemlidir. Ast’lara emir verme ve görevlerini verimli, etkili, iktisadi olarak yerine getirmelerini sağlayacak motivasyonu sağlayabilme işidir. Liderlik, yöneltmenin belirgin özelliğidir ve ast’ların gönüllülüğünün sağlanabilmesi açısından gereklidir.
İşletmede koordinasyon nedir? Açıklayınız.
Koordinasyon: İşletmede gerçekleştirilen tüm faaliyetlerin; birbirini izlemesini, tamamlamasını ve bütünlemesini sağlayan unsurdur. Koordinasyon, örgütün çalışanlarının birbirlerinin çabalarından haberdar olmalarını sağlar. Eğer işletmeyi oluşturan farklı bölümler birbirlerinin faaliyetlerinden haberdar olmazlarsa işletme kendi kendisiyle rekabet eden bir duruma gelebilir: Her bölüm kendisi için çalışmaya başlar ve işletme olarak adlandırılan bütünün işleyişi gözden kaçırılabilir. Bu da kurumsal performansın düşmesine neden olur.
İşletmede denetim nedir? Açıklayınız.
Denetim: İşletmede, belli bir dönemde elde edilen sonuçlarla planlanmış ve elde edilmesi beklenen sonuçlar karşılaştırıldığında, olumlu ya da olumsuz bir sapmanın olup olmadığının belirlenmesidir. Olumlu sapma, planlanandan daha fazla ürün/hizmet üretildiğini gösterir ve planlama hatası yapılıp yapılmadığı sorusunu gündeme getirir. Olumsuz sapma, planlanandan daha az üretildiğini gösterir ve bu durumda; gerçekleştirilen faaliyetlerin verimli, etkin ve iktisadi olmadığı sonucuna ulaşılabilir. Elde edilen sonuçlar (mevcut durum) ile planlanan sonuçlar (beklenen durum) arasında olumsuz bir sapma varsa düzeltici önlemlerin alınmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Endüstri Devrimi’nin teknolojik, iktisadi, hukuki ve siyasi altyapısı nasol oluşmuştur?
1765 (James Watt’ın buhar makinesini buluşu), 1776 (Adam Smith ve Ulusların Zenginliği kitabı) ve 1789 (Fransız İhtilali) doğrultusunda yaşanan üç önemli gelişmeyle birlikte Endüstri Devrimi’nin teknolojik, iktisadi, hukuki ve siyasi altyapısı oluşmuş; pazarın cazibesiyle birlikte, üretim yapan işletmelerin sayısında önemli artışlar yaşanmıştır. Bu gelişmeleri; üretimde verimliliğin artırılmasına yönelik bilimsel çalışmalar izlemiş ve yapılan araştırmalar sonucunda, işletmelerin “doğru yönetim uygulamaları ve örgüt yapısıyla” verimliliklerini büyük oranlarda artırabilecekleri ortaya çıkmıştır.
Endüstri devrimi sonrasında üretim nasıl etkilenmiştir?
Endüstri devrimi sonrasında makinelerle tanışan insanlar, makinelerin gücünü abartmış ve makinelere duydukları hayranlık doğrultusunda, kendi yeteneklerini makine gücüyle kıyaslayarak, kendilerini makineye benzetmek istemişlerdir. İnsanların gözünde makineler çok güçlüdür ve inanılmazı başarmaktadır. Bu dönemde, bant tipi üretim sisteminin yarattığı üretim artışıyla birlikte ucuzlayan mallara gelen talep o kadar fazla olmuştur ki kimi zaman arz talebi karşılayamaz hâle gelmiştir. Yükselen talebi karşılayabilmek için bant tipi üretim sistemine rahatlıkla monte edilen niteliksiz işçiler ve insan hareketlerini taklit edebilen yeni iş makineleri üretime katılmıştır. Bu dönemde işçiler 14-16 saat gibi uzun sürelerle çalıştırılmışlardır.Üretimde yaşanan büyük artış, sanayileşen ülkelerin ham madde ihtiyacı doğrultusunda sömürgelerin önemini artırmıştır. Bu bağlamda, denizlerdeki üstünlükleri nedeniyle stratejik kaynaklara sahip sömürgeleri ellerinde tutan ülkelerin (İngiltere, Fransa, Hollanda gibi) diğer ülkelere oranla önemli rekabet avantajı elde etmeleri söz konusu olmuştur. Ortaya çıkmaya başlayan bu dengesiz yapı, Birinci Dünya Savaşı’nın tohumlarını atmıştır. Endüstri Devrimi sonrasında, ticareti ve üretimi denetleyen tüccar ve sanayicilerin toprak sahiplerinden daha güçlü hâle gelmesi, yönetim anlayışının değişmesine neden olmuştur.
Klasik yönetim kaça ayrılmaktadır? Açıklayınız.
Klasik yönetimin içinde üç ayrı alt yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, öncülüğünü Frederick W. Taylor’un (1856-1917) yaptığı bilimsel yönetim yaklaşımı; ikincisi, öncülüğünü Henry Fayol’un (1841-1925) yaptığı yönetim süreci yaklaşımı ve üçüncüsü de öncülüğünü Max Weber’in (1864-1920) yaptığı bürokrasi yaklaşımıdır.
Klasik yönetimin üç yaklaşmının ortak özellikleri nelerdir?
Her üç yaklaşımın ortak özellikleri aşağıda sıralandığı gibidir:
• Üretilen katma değerin (kârlılığın) artırılması ve kurumsal performansın yükseltilmesi üzerinde odaklanmışlardır.
• Davranış standartları (normlar, kurallar) doğrultusunda işçilerin verimlilik artışı için zorlanabileceği düşünülmektedir.
• Yöneticilerin performansları kârlılık düzeyine göre değerlendirilmektedir.
• Merkeziyetçi bir örgüt yapısına ve iletişimin yukarıdan aşağıya doğru olması gerektiğine inanılmaktadır.
• Biçimsel örgüt yapısı üzerinde durulmakta, biçimsel olmayan örgüt yapısı önemsenmemektedir.
• İşçiler için çalışma güvencesinin; karar vermekten, inisiyatif kullanmaktan ve sorumluluk almaktan daha önemli olduğuna inanılmaktadır.
• İşçilerin genelde rasyonel davrandıkları ve ücretle motive edilebilecekleri öngörülmektedir.
• İşçilerin kişisel sorunlarının işyerindeki performanslarını etkilemediği varsayılmaktadır.
• Örgüt ve çevresi arasında önemli bir etkileşimin olmadığı düşünülmektedir.
Neoklasik yönetim nedir?
Neoklasik kelimesi “yeni klasik” anlamına gelmekte ve klasik yönetimin eksik olan yönlerini tamamlamaktadır. Bu bağlamda, klasik kelimesinin önünde yer alan “neo-yeni” eki “daha önce düşünülmemiş, üzerinde durulmamış” anlamında kullanılmaktadır. 1929’da ABD’de başlayan ekonomik krizden çıkabilmek için öngörülen yol “daha verimli çalışmak ve daha çok üretmek” olmuştur.
Neoklasik yönetimin bilime katkısı nelerdir?
Neoklasik yönetimin yönetim bilimine iki önemli katkısı olmuştur. Şöyle ki;
i) Neoklasik yönetimin yönetim bilimine en önemli katkısı, klasik yönetimin uygulamaları üzerine yapmış olduğu araştırmalardır. Bilindiği gibi uygulama, “kuramsal bir düşüncenin yaşama geçirilmesi”, araştırma ise “bir konuda yöntemli inceleme yapmak” olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda, Hawthorne Araştırmaları “Klasik yönetimin önerdiği uygulamalarının geçerliliği ve eksiklerinin saptanması üzerine yapılmış yöntemli incelemelerdir”.
ii) Yönetim bilimi konusunda çalışan akademisyenler, Hawthorne Araştırmaları doğrultusunda kişisel görüşlerine dayanan modeller oluşturarak Elton Mayo ve ekibi tarafından gerçekleştirilen araştırmalara katkıda bulunmuşlardır. Bu modellerin ortak özelliği, işletmede çalışanların verimliliklerinin ve etkinliklerinin artırılması doğrultusunda öne sürülen varsayımlara (deneyle kanıtlanmamış doğru olduğu kabul edilen görüşlere) dayanmasıdır. Neoklasik yönetim kuramı doğrultusunda geliştirilen modeller arasında Douglas Mc Gregor’un “X ve Y Tipi Yönetici Modeli”, Rensis Likert’in “Sistem 1-Sistem 4 Modeli”, Blake ve Mouton’un “Yönetsel Kafes Modeli”, Chris Argyris’in “Olgunlaşma Modeli” ve Frederick Herzberg’in “Hijyen Modeli” sayılabilir.
Neoklasik yönetimin temel özellikleri nelerdir?
Neoklasik yönetimin temel özellikleri aşağıda sıralandığı gibidir:
• İşletmede insan unsurunun önemi anlaşılmıştır.
• Örgüt üyeleri açısından çalışma ortamındaki ilişkilerin önemli olduğu keşfedilmiştir.
• Biçimsel olmayan örgütün kurumsal performans üzerindeki etkisi anlaşılmıştır. Şöyle ki; işletme yönetimi tarafından üzerinde çalışılarak bilimsel yöntemlerle belirlenen üretim hedefinin çalışanlar açısından anlamlı olmadığı ve gerçekleştirilen üretim miktarında, biçimsel olmayan grup liderlerinin yönetim uygulamalarıyla ilgili eleştirilerinin (örneğin, prim sistemi gibi) önemli rol oynadığı saptanmıştır.
• Örgüt üyelerinin faydacı (pragmatic) düşündükleri (her örgüt üyesi kendisi için çalışır) doğrultusundaki bir görüşün (Mayo bu görüşü “ayaktakımı hipotezi” olarak adlandırmıştır) yanlış olduğu kanıtlanmıştır.
• Üretim miktarındaki artışların iş tatmini (severek yapılan bir iş) ve çalışma grubunun üyeleri arasındaki uyuma (iş birliğine) bağlı olduğu belirlenmiştir.
• Sosyal taraflar (işveren temsilcileri ve işçiler) arasındaki çatışmanın asıl nedeninin “duygusal davranışlardan” kaynaklandığı anlaşılmıştır.
• İşletme yönetiminin “verimlilik ve etkinlik mantığı” doğrultusunda verdiği kararların sanıldığı gibi üretim miktarını artırmadığı saptanmıştır.