aofsoru.com

İletişim Kuramları Dersi 8. Ünite Özet

Türkiye’De İletişim Araştırmaları

Giriş

İletişim araştırmaları, iletişim ile ilgili gereksinimleri belirsizlikleri mümkün olduğu kadar ortadan kaldırarak karşılama, bilme ve karar verme ile ilgilidir.

İletişimde araştırma gereksinimini hissetme, faaliyette bulunma ve bu gereksinimi giderme; yaşanan toplumun bilgi, teknoloji, örgütlenme, araştırmaya ilgi ve bilmeye karşı tutumu, uluslararası koşuldaki yeri gibi koşullara bağlıdır. Bu nedenlerle bazı insan topluluklarında iletişimle ilgili araştırmalara hiç gereksinim duyulmazken bazılarında çok az, bazılarında ise çok fazla gereksinim duyulur. Bazılarında en küçük bir gereksinim karşılanırken, bazılarında gereksinim ne denli ciddi ve hayati olursa olsun var olan güç yapısı ve ilişkilerinin doğası nedeniyle bastırılır, engellenir ve hatta mahkûm edilir.

Türkiye’de İletişim Araştırmaları: Oluşumun Temel Doğası

Bir ülkede her alanda olduğu gibi iletişim alanında da araştırmaların başlaması ve gelişmesi için önce “araştırmaya gereksinim duyulması” gerekir.

Gereksinimler günlük yaşam pratikleri içinde hissedilir ya da dış etkenler veya güçler tarafından hissettirilir. İletişimle ilgili var olan ilk araştırmaya bakarak çıkarımlar yapılabilir (S:186, Şekil 8.1).

Türkiye’de oluşuma giden yola bakıldığında temel olarak aşağıdaki koşulların belirleyici rol oynadığı görülür (S:187, Şekil 8.2):

  • Şirketlerin ve kurumların ekonomik ve siyasal üstünlük, kontrol ve gelişme için bilgiye gereksinim duymaları,
  • Bilgi üretiminin örgütlenmesi ve örgütlü yapılar içine taşınması koşullarının ve gereksiniminin çıkması,
  • Endüstriyel yapının çıkarlarına uygun bilişlerin, duyguların, duyarlılıkların ve davranışların kitleler halinde biçimlendirilmesi gereksiniminin zorunlu hale gelmesi.

İletişim araştırmaları özellikle iki amaç etrafında yoğunlaşır:

  1. Şirket merkezli ekonomik kontrole ve kurum merkezli enformasyon toplamaya katkıda bulunarak para kazanmak,
  2. Klasik etki arayan araştırmalar yanında, küresel pazar politikalarının popülerleştirdiği günlük yaşamda mikro-seviyedeki ifadeler, temsiller/metinler, mekanlar, çoğul kimlikler ve mikro- kimlik politikaları gibi konular ve yaklaşımlarla çalışmalar yaparak kadroda yükselmek, egemen çevrelerden birine dahil olmak, öznel çıkarları gerçekleştirebilmek için çevre yapmak ve statü elde etmek.

Türkiye’deki iletişim araştırmalarının amacı ve araştırmalarda aranan sonuçlar, dünyada yaygın olandan farklı değildir:

  • Güvenilir, geçerli ve faydalı verilere dayanarak tanımlamak, betimlemek, nedensellik bağlarıyla tahminlerde bulunmak, dolayısıyla tutarlı bir biçimde bilmek ve anlamak ve kontrol mekanizmaları kurmak ve geliştirmek, çareler bulmak ve önlemler almak.
  • Sürdürme ve gelişme planları tasarlayıp uygulamak.
  • İletişim araştırması, aynı zamanda, iletişim alanının kendi var oluş nedenleriyle gelen koşulları yeniden-üreterek kendini ve kendini var eden koşulları sürdürme ve geliştirme faaliyetidir: Bu faaliyet iletişim araştırmacısına para kazandırır ve statü sağlar.
  • Özel şirkette çalışan araştırmacı için iletişim araştırması yapmak, pazarda şirketin ve kendisinin ilerlemesini sağlamaktır; işsiz kalmamak için kendini işinde garantiye almaktır.
  • İletişim araştırmaları, firma için, ürün geliştirme, arz ve talebi kontrol ederek pazarda üstünlük yolunu açar.

İletişim araştırmalarında üretilen bilginin doğası, özellikle iletişim alanında, aşağıdaki temel özelliklere sahiptir (S:190, Şekil 8.3):

  • Birinci Tür Bilgi: Teknolojik Bilgi
  • İkinci Tür Bilgi: Yönetme/Yönetim Bilgisi
  • Üçüncü Tür Bilgi: Kitlelerin Kullanımı İçin Üretilen Bilgi

Türkiye’de İletişim Araştırmaları: Gelişim ve Koşulları

Türkiye’de ya da herhangi bir ülkede iletişim araştırmalarının gelişmesi ve gelişmenin doğası dünyadaki ve o ülkedeki üretim tarzı ve ilişkilerinin karakterine bağlıdır. İletişim araştırmalarının gelişme durum göstergeleri:

  • Teknolojik Bilgi ve Teknolojik Üretim,
  • Örgütsel Yapılar, Yönetimsel Kültür ve Akademik İlgi,
  • Bilmeye ve Bilime Karşı Toplumsal İlgi ve Tutum,
  • Uluslararası Egemenlik ve Mücadele Koşulları,
  • Araştırma Tasarım ve Yöntem Bilgisi,
  • Alternatifler ve Kontrolüdür.

Araştırma Türleri, Alanları, Konular ve Yönelimler

Batıda olduğu gibi Türkiye’de de temel olarak iki araştırma türü ve bu türler içinde farklı alt-türler kullanılmaktadır:

  1. Niteliksel Araştırmalar
  2. Niceliksel Araştırmalar

Niteliksel çalışma, seçilen bir konuda veya sorunda gerekli olan verileri, enformasyonu ve bilgileri toplayan, bu toplananı mantıksal nedensellik süreçlerinden geçirerek analiz eden ve sonuçlar çıkaran araştırma biçimidir.

Niceliksel araştırma ise verileri istatistik süreçlerden geçiren tasarıma dayanan araştırma türüdür.

Araştırmaların ilgisel yönelimi;

  • Lasswel’in formülüne veya
  • İletişimin türüne göre değişiklikler gösterir (S:201, Şekil 8.5).

Lasswel’in formülüne göre araştırmalar:

  • Gönderenle ilgili araştırmalar,
  • İletiyle ilgili araştırmalar,
  • Kanal/araç ile ilgili araştırmalar ve
  • İzleyiciyle ilgili araştırmalar şeklinde gruplanabilir.

İletişimin türüne göre araştırmalar:

  • Kişinin kendisiyle iletişimi,
  • Kişilerarası iletişim,
  • Grup iletişim araştırmaları,
  • Örgütsel iletişim araştırmaları,
  • Kitle iletişimi araştırmaları,
  • Uluslararası iletişim araştırmaları şeklinde gruplanabilir.

Anlamlı bir bilimsel girişimde araştırma konusunu belirleyen temel faktörlerin başında toplumsal anlamlılık, toplumsal önem, toplumsal fayda, o alanda veya konuda yanıt verilmesi gereken bir belirsizliğin olması gelir.

Konusal ve yönelimsel bağlamlarda araştırmalar oldukça çok çeşitlilik gösterir (S:203, Şekil 8.6). Bunların başlıcaları şöyle sıralanabilir:

  • Retorikle ikna çalışmaları,
  • Kültürü ele alan araştırmalar,
  • Teknolojik belirleyicilik çalışmaları,
  • Aktif izleyici ve alımlama araştırmaları,
  • Liberal-çoğulcu araştırmalar,
  • Liberal-demokrat çalışmalar,
  • Karl Marx ve iletişimde insanı merkeze alan çalışmalar,
  • Marksist kültürel incelemelerden anti-Marx kültürelci incelemelere,
  • Yapısalcı, post-yapısalcı ve Baudrillardçı analizler.

Türkiye’de Günümüzdeki Durum

Yöntembilimsel durum: Günümüzde Türkiye’de iletişim yapıtları kullanılan yöntem bağlamında özellikle iki yönde ilerlemektedir:

  1. Kitle iletişiminde pozitivist-deneyci yaklaşımlar gelen deneyselimsi araştırmalar,
  2. Niteliksel araştırmalar

Nicel kapsam ve artışın anlamları: Sayısal artışın ve ilgi farklılaşmasının nedenlerinden önde gelenleri şöyle sıralanabilir:

  • Türkiye’de var olan egemen kültürel yapı (süregelen iş yapış biçimi ve anlayışı) üzerine çökertilen ve küresel pazara entegre olma zorlamaları ve çabalarıyla oluşturulan zorlama koşulları,
  • Devlet kurumlarının araştırma yoluyla ulusal bütçeden ayrılan ve/veya uluslararası kuruluşlardan alınan fonları harcama gereği,
  • Çeşitli kuruluşların araştırma projelerine destek vermesi ve böylece akademisyenlere maaşları ötesinde para kazanma olasılığının çıkması,
  • Yardımcı doçent, doçent ve profesör olmak için gerekli koşullar arasında makale, kitap ve bildiri gibi eserlerin olması.

Araştırma yapmada temel amaç: Araştırmaların hemen hepsinde “amaç” olarak “araştırmada ne yapıldığı” sunulmaktadır, dolayısıyla asıl amaç ya gizlenmekte ya da bilinmemektedir. Araştırmalarda amaçlar giderek bilimsel bilgiye katkı ve sosyal fayda temelinden uzaklaşmaktadır.

Ele alınan konular ve sorunlar: Ele alınan konuların ve sorunların önemli bir kısmı ciddi veya eleştirel makro sosyolojik, ekonomik, kültürel, ideolojik veya anlamlı siyasal karakterden büyük ölçüde yoksundur ve bu yoksunluk artarak devam etmektedir.

Araştırmayı destekleyen örgütsel yapılar: Günümüzde yerel, bölgesel ve uluslararası kurumlar, şirketler, çeşitli kuruluşlar ve üniversiteler artan bir şekilde araştırma için fonlar ayırmakta ve araştırma girişimlerini desteklemektedir. Fakat araştırma gereksinimlerinin önemli bir kısmı, bilimsel amaç taşımamaktadır ya da toplumsal gelişmeye faydalı olacak doğaya sahip değildir; onun yerine bilimi araç olarak kullanarak öznel maddi çıkar gerçekleştirme amacını taşımaktadır.

Araştırmada ilgi ve yönelimler: Günümüzde postpozitivist ve post-modern yaklaşımların çoğulculuk iddialarına uygun olarak, çeşitli kimlikler üzerine eğilen niteliksel kültürel incelemeler, kadın incelemeleri, feminist incelemeler ve söylem üzerine kurulu araştırmalar yaygınlaşmıştır. Mesaj ve yorumlarını sunan kültürel ve kültürler arası etnografik incelemeler artmıştır. İletişim davranışlarını inceleyen ve bilişsel (cognitive) psikolojiye dayanan yaklaşımlar yenilenerek devam etmektedir. İletişim alanına işletme okullarının el atmasıyla, iletişim incelemeleri karar verme, reklam, halkla ilişkiler süreçlerinden geçerek pazarlamanın, pazarda pay kazanmanın, örgüt içi ve örgütler arasında etkili olmanın yollarını araştıran ve bu bağlamlarda sorunlara çözüm arayan bir işlevsellik kazanmaktadır.

Günümüzde iletişim araştırmaları Batı'nın entelektüel egemenliği altında devam etmektedir. Bunların neden, hangi amaçla, nasıl geliştirildiği irdelemeden sadece yapıları, süreçleri ve görünür sonuçları aktarma ile taklitle kullanma Türkiye'deki akademik geleneğin kurtulması gereken önemli özelliklerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email