Sözlü ve Sözsüz İletişim Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Kültür Ve Sözsüz İletişim
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Birey açısından iletişimin önemi nedir?
Birey açısından iletişim, biyolojik varlığının toplumsal/kültürel varlığa dönüşmesini, yaşam boyu toplumsallaşmasını sağlayan en temel süreçtir. İnsan yavrusu toplumsal ve kültürel anlamda hazır bir ortama doğar. Hazır bulduğu bu ortamda isteklerini, duygu ve düşüncelerini dile getirmeyi başkalarınınkini anlamayı iletişim yoluyla öğrenir ve geliştirir.
Tarih boyunca insanlar neler için yetkin kodlar geliştirmiştir?
Tarih boyunca insanlar, günlük uygulamalar için olduğu kadar, din kökenli törenler ve geleneklere bağlı ritüeller için de son derece yetkin kodlar geliştirmiştir. Kuşkusuz, bu sözünü ettiğimiz törenler, ritüeller her kültürde aynı biçimde gerçekleşemez. Doğal olarak o kültürün doğduğu toplumun, coğrafyanın niteliklerine göre farklılaşmalar söz konusu olur.
Sözlü iletişimin çevresini ve anlamını belirlemede etkili olan sözsüz iletişim davranışları nelerdir?
Bireylerarası yüz yüze iletişimde doğal olarak yer alan ses tonlaması, mimikler, beden hareketleri, jestler sözlü iletişimin çevresini ve anlamını belirlemede her zaman etkili olagelmiştir.
Belirli sözsüz iletişim davranış ya da kodlarını tanımlayabilmenin önemi nedir?
Belirli sözsüz iletişim davranış ya da kodlarını (iyi kullanıldığı ya da kötü kullanıldığında) tanımlayabilmek insanların iletişim yeteneklerini geliştirmekte yardımcı olur.
Sözsüz iletişim, genel iletişimin yaklaşık olarak ne kadarını oluşturmaktadır?
Kelime kullanmadan bilgi aktarımı olarak tanımlanabilecek sözsüz iletişim genel iletişimin yaklaşık %93’ünü oluşturur. Bu oranın içinde genel iletişime oranla % 55’in yüz ifadeleri, vücut hareketleri, takılar, mesafe algısı olduğu kabul edilirken, % 38’in ise ses tonu yoluyla gerçekleştirildiği ileri sürülmektedir.
Yapılan bazı araştırmalar sonucunda farklı kültürlerden insanların hangi duyguları nerdeyse aynı mimiklerle ifade ettikleri saptanmıştır?
Yapılan kimi araştırmalar sonucunda farklı kültürlerden gelseler bile insanların mutluluk, korku, öfke, şaşkınlık, üzüntü ve tiksinme duygularını neredeyse aynı mimiklerle ifade ettikleri saptanmıştır.
Pek çok kültürde kendini içinde bulunduğu ortamda huzursuz hisseden kişi nasıl bir hareket sergilemektedir?
Pek çok kültürde kendini içinde bulunduğu ortamda huzursuz hisseden kişi kollarını, ellerini önünde kavuşturarak kapanma hareketi sergiler. Bazen buna bacaklar da eşlik eder. Kimi zaman ise kolların, ellerin yerini nesneler alır. Bedenin önünde tutulan çanta, iki elle, bedenin önünde tutulan bir kadeh, kucakta taşınan kitaplar kapanma hareketi olarak algılanabilir.
Küçük yaşlardaki çocuklarda ve yetişkinlerde benzer olarak görülen içgüdüsel olarak neredeyse evrensel anlamda gerçekleştirilen hareketler nelerdir?
İçgüdüsel olarak neredeyse evrensel anlamda yaptığımız hareketlerden biri de yaklaşma ve uzaklaşma hareketleridir. Küçük çocukları gözlemlediğimizde bu içgüdüyü net biçimde görebiliriz. Küçük çocuklar hoşlandıkları bir şey gördüklerinde çoğu zaman kontrolsüzce o şeye yaklaşmak, kavramak, incelemek isterler. Onları rahatsız eden bir şey olduğundaysa o nesneden, kişiden uzaklaşmak isterler. Biz yetişkinler de benzer davranışı gösteririz. Bir sohbet sırasında ilgimizi çeken bir konuda konuşan kişiye doğru yöneliriz. Oturuyorsak oturuş yönümüz o kişiye yönelir. Ayakta sohbet ediyorsak o kişiyle mesafemizi yakınlaştırırız.
Jestler, mimikler ve bakışlarda kültürel farklılıklar nasıl belirleyici olmaktadır?
Jestler, mimikler ve bakışlarda kişisel farklılıklar kadar kültürel farklılıklar da belirleyicidir. Örneğin, en basit ve en sık başvurulan jestlerden biri başla yapılan “evet-hayır” işaretidir. Küçük bir bebeğe sevmediği bir yiyecek uzatıldığında uzaklaşma davranışı gösterir ve başını sağa ve sola olmak üzere iki tarafa sallar. Bebek henüz içinde bulunduğu kültürün üzerinde uzlaştığı sözsüz iletileri öğrenmemiştir ve içgüdüsel olarak tepki vermektedir. Başı geriye doğru atarak ve bu harekete kaşları da kaldırarak eşlik eden “hayır” anlamındaki jest ve mimiği yapan Türkler, Yunanlılar ve Suriyelilerdir. Bu üç millet dışında, diğer ülkelerde insanlar “hayır” demek için başlarını sağa ve sola sallanmaktadır. Hindistan’da ise eli iki yana sallamak “hayır” ve/veya “git başımdan” anlamına gelmektedir. Buna karşın “evet” işareti dünyanın her yerinde aynıdır: Baş yukarıdan aşağı doğru sallanarak “evet” anlamı yaratılır.
İşaret ve baş parmakların bir araya getirilmesiyle yapılan el işareti kültürel olarak nasıl farklı anlamlar çağrıştırmaktadır?
El işaretleriyle ilgili bir farklı uygulama, işaret ve baş parmakların bir araya getirilmesiyle yapılandır. Dalgıçlıkta bu hareket “her şey yolunda” anlamına gelir. Japonya’da ise para işaretidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde işlerin yolunda gittiğini gösteren “OK/Tamam” anlamındadır. Ancak Türkiye’de bu işareti yaptığınızda karşınızdaki kişi kendisine hakaret ettiğinizi düşünebilir.
Genel olarak özel alanımızı, kişisel alanımızı ve sosyal alanımızı belirleyen mesafeler nelerdir?
Genel olarak 50 cm özel alan, 1.20 m kişisel alan, 3.60 m sosyal alan ve bundan ötesi de ortak bölge olarak tanımlanır ve kabul görür.
Fiziksel mesafe ve özel alan konusunda yaşanan kültürel farklılıklar nelerdir?
Sözsüz iletişimde fiziksel mesafe ve dokunma önemli yer tutar. Örneğin, Almanlar özel alanlarına girilmesinden hiç hoşlanmazlar. O nedenle ne kendileri böyle bir girişimde bulunurlar ne de başkalarının kendilerine bu denli yaklaşmalarına izin verirler. Almanların özel alan mesafesini korumak konusundaki hassasiyetlerinin aksine örneğin, Meksika’da konuşma sırasında birbirine yakın durmak yaygındır. Bundan rahatsız olmuş gibi durmak büyük kabalıktır. Çin’de fiziksel temas rahatsızlık veren bir durumdur. Özellikle yabancıların kendilerine dokunmasından hoşlanmazlar. Buna rağmen Ruslar’ın konuşmalarına fiziksel temas eşlik eder. Konuşurken de yakın durmayı tercih ederler. İngiltere’de ise özel alana girmeyi gerektirecek davranışlar (kucaklaşma, dokunma, öpme) aile fertleriyle gerçekleştirilir. Özel alanın mahremiyetine çok dikkat ederler. Birine çok yakın durmak, eli omzuna atmak uygun değildir.
Özel alan konusunda aynı toplumda yaşayan kişilere veya kesimlere yönelik nasıl farklılaşmalar olmaktadır?
Özel alan yalnızca değişik kültürler arasında farklılıklar göstermemekte, aynı toplumda yaşayan kişilerin geldikleri kesimlere bağlı olarak da farklılaşabilmektedir. Az nüfuslu yerlerde yetişenlerin, büyük kentlerde yetişenlere göre özel alana daha fazla gereksinim duydukları ileri sürülmektedir. Çünkü özel alan az nüfuslu yerlerde kontrol dışı olarak daha az ihlal edilmekte, dolayısıyla bu konuda bir alışkanlık oluşmamaktadır.
Fiziksel mesafe ve özel alan noktasında büyük şehirlerde ve kasabalardaki el sıkışma mesafeleri ne kadar olmaktadır?
Köy, kasabada yaşayanlar el sıkışırken geride durup öne doğru eğilerek mümkün oldukça uzakta el sıkışırken, şehirde yaşayanlar bir adım öne gelerek el sıkışırlar. Büyük şehirlerde bilekten bedene kadar olan el sıkışma mesafesi yaklaşık 46 cm iken kasabada büyüyenlerde bu mesafe 100 cm’ ye kadar çıkabilmektedir.
Sosyal yaşam içinde Türkiye’de selamlaşma davranışına yönelik farklılıklar nelerdir?
Selamlaşma sosyal yaşam içinde en çok gerçekleştirdiğimiz eylemlerden biridir. Türkiye’de resmi tanışmalarda el sıkışmak yaygındır. Yakın dostlar tokalaşırken birbirlerini öpebilirler. Hatta bu yanaklardan öpmekten çok yanakları birbirine değdirmek biçimindedir. Yakın arkadaşlar, akrabalar arasında tokalaşmadan hemen sarılmak ya da elle hafifçe karşıdakinin omzu tutulurken yanakları birbirine değdirmek hem kadınlar, hem erkekler ve hem de kadın ve erkekler arasında sık görülen selamlaşma biçimidir. Kuşkusuz bunda da sosyal sınıfa, yöreye, o yörenin kendi örf ve adetlerine, kişinin dünya görüşüne uygun olarak farklılaşmalar görülebilmektedir.
Sözsüz iletişim duruş, bakış, jest ve mimikler vs. dışında hangi konuları içermektedir?
Sözsüz iletişim yolları yalnızca duruş, bakış, jest ve mimiklerden ibaret değildir. Sözsüz iletişim aynı zamanda sesimizi kullanış biçimimiz, giyim kuşam kodlarımız, bir mekânı nasıl değerlendirdiğimiz, bir mekânda kendimizi nasıl konumlandırdığımız, zamanı kullanış biçimimiz gibi konuları da içerir.
Giyim kuşam kodları hangi konularda bilgi verici ipuçları içermektedir?
Giyim kuşam kodları bizim sosyal sınıfımız, dünya görüşümüz ve zaman zaman da hangi ülkeden geldiğimize dair ipuçları verir. Batı toplumlarının büyük çoğunluğu benzer giyim kuşam kodlarına sahiptir. Ancak o toplumların içinde de alt kültür gruplarının kendilerine göre giyim kuşam kodları bulunmaktadır.
Zaman kullanımında görülen kültürel farklılıklar nelerdir?
Zamanın nasıl kullanılacağı da kültürden kültüre farklılık göstermektedir. Pek çok batı toplumunda dakiklik önemli bir konudur. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya’da bu konu çok önemliyken, İtalya, İspanya, Türkiye ya da Meksika gibi ülkelerde zaman çok daha esnek yaklaşılan bir olgudur.
Kadın-erkek iletişiminde kadınların sözsüz iletişim davranışları nelerdir?
Kadın-erkek iletişiminde kadınların sözsüz iletişim davranışları şunlardır:
- Karşı cinsle iletişim halindeyken aşağı doğru bakışlara eğilimlidir.
- Daha fazla gülümser.
- Karşı cinsle iletişim halindeyken baş eğik durur.
- Yönlendirici değildir.
- Daha olumlu jestlere sahiptir.
- Daha az alan kaplar.
- Erkeğin alanının dışında durur.
- Teması kabullenir.
- Bedeni küçültme eğilimi gösterir.
- Bacaklar bitişik oturur ve durur.
- Elleri yanda ya da kucakta tutar.
- Daha yumuşak konuşur.
- Daha az söz keser.
Kadın-erkek iletişiminde erkeklerin sözsüz iletişim davranışları nelerdir?
Kadın-erkek iletişiminde erkeklerin sözsüz iletişim davranışları şunlardır:
- Karşı cinsle iletişim halindeyken gözlerini dikerek bakma eğilimindedir.
- Genellikle sert bakışlara sahiptir.
- Karşı cinsle iletişim halindeyken başı çoğunlukla dik tutar.
- Yönlendiricidir.
- Daha az olumlu jestlere sahiptir.
- Daha geniş alan kaplar.
- Kadının alanının içine girer.
- Temastan kaçınır.
- Bedeni dikleştirme, olduğundan büyük gösterme eğilimi gösterir.
- Bacaklar ayrık oturur ve durur.
- Elleri kalçalarda tutma eğilimi gösterir.
- Daha gürültüyle konuşur.
- Daha çok söz keser.