İslam Düşünce Tarihi Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Osmanlı Düşüncesi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Kendi içine kapalılık nedir?
Estetik yapılar, iç ahenge önem veren, kendi içinde tutarlı olan, kısacası kendi içine kapalı anlam dünyalarına sahip yapılardır. Estetik yapılar kendi içlerinde mükemmellik idealine göre kurgulanan (sentez işlemine dayalı) yapılar olduğundan kendi dışını bir anlamda kaos (karışıklık) olarak görür.
Duraklama döneminde Osmanlı düşünürleri neyi fark etmiştir?
Dünyanın iç-dış mantığıyla estetik açıdan ikiye ayrılması kendi içine kapanmayı da beraberinde getirdiği için Osmanlı düşünürlerinin, duraklama döneminin sıkıntılarını fark edinceye değin, dış dünyadan ve özellikle Avrupa’daki gelişmelerden zamanında yeterince haberdar olamadıkları anlaşılmaktadır. Duraklama dönemi bir bakıma dışarısının fark edilmesi ve içerinin anlamının yeni bir gözle değerlendirilmeye başlanmasıdır. Felsefi olarak söylersek ‘Ben’in ‘Sen’ veya ‘Başkası’ aracılığıyla kendisini yeniden fark etmeye başlaması dönemidir. Bu durum, yükseliş döneminde estetik imar faaliyetine yön veren tek hakikat veya en üstün model anlayışının sarsıntı geçirmeye başlaması demektir.
Şerh ve haşiye geleneğini açıklayınız
Şerh ve haşiye geleneği, basitçe bazı metinlerin kısmen yorumlanarak ve açıklayıcı notlar eklenerek yeniden bilimsel tedavüle (dolaşıma) sokulması değildir. O daha ziyade mevcut bir genel dünya görüşü içinde metinlerin ve metinlerde ele alınan konuların yeniden konumlandırılması olayıdır.
Osmanlıda felsefenin varlığı ya da yokluğunu anlamak için ne yapmalıyız?
Bu bağlamda Osmanlıda felsefenin varlığı ya da yokluğu gibi soruyu ‘varlık-yokluk’ şeklinde iki kutuplu formüle etmek yerine, Osmanlının felsefeye felsefi bir anlam yükleyip yüklemediği şeklinde sormak daha uygun görünmektedir. Bu soru Osmanlılar kadar günümüz için de anlamlı bir sorudur. Zira günümüz Türkiyesi’nde felsefeye felsefi anlam yüklenip yüklenmediği felsefe bağlamındaki en kritik noktalardan biridir.
Estetik imar bilinci nedir?
Estetik imar bilinci, biraz da klasik hiyerarşik varlık ve kainat anlayışının etkisinde farklı unsurları kendi aralarında dikey (hiyerarşik) olarak organize ederken, bölünmüş bilinç farklı unsurları eski ve yeni şeklinde tarihsel (yatay) olarak organize etmeye başlamıştır.
Alfred N. Whitehead’ın bütün Batı düşünce tarihini ‘Platon (Eflatun)’a düşülen notlar’ şeklinde görmesi sözüyle neyi ifade etmektedir?
Alfred N. Whitehead’ın bütün Batı düşünce tarihini ‘Platon (Eflatun)’a düşülen notlar’ şeklinde görmesi önem arz edebilir. Whitehead bu sözüyle iki hususa aynı anda işaret ediyor görünmektedir. Birincisi, Platon, Batı düşünce tarihinde oluşturulan felsefe gelenekleri içinde sürekli yeniden konumlandırılan bir büyük düşünürdür. İkincisi, bu geleneklerin hepsi bir şekilde Platon tarafından oluşturulan genel felsefi düşüncenin sınırları içinde kalmaktadırlar.
Osmanlı düşüncesinde mantığın yeri önemli midir?
Osmanlı düşüncesinde mantığın yerini görebilmek için sadece medreselerde okutulan mantık eserlerine bakmak yeterli değildir. Belki mantığın daha fazla önem arz ettiği yerler--siyasi ve ekonomik alanların yanı sıra-- felsefe, kelam, edebiyat (özellikle şiir, aruz vezni), hat sanatı, tezhip ve mimaridir. Bu alanlarda mantığın kullanım tarzlarına dikkat ettiğimizde onun basitçe bir alet ilmi olarak görülmediğini fark edebiliriz. Mantık, her şeyden önce Allah’ın varlıkları yaratma tarzının yani alemdeki düzenliliğin açığa çıkma tarzıdır. İslâm’daki tek Tanrı inancı en büyük desteğini alemin düzenliliği fikrinden aldığı için, bu düzenliliğin tecellisini en fazla yakalama imkanını veren disiplin mantıktır.
Bedreddin Simavi (Şeyh) kimdir?
Temel İslâmi ilimlerin yanı sıra mantık, felsefe ve astronomi gibi alanlarda eğitim gören Bedreddin Simavi (Şeyh) hem fıkıh hem de tasavvuf felsefesi alanında yazdığı eserlerle ilmi önem kazanmış bir düşünürdür. Düşünür olmanın temel şartını bilgi aktarımından ziyade şahsi görüş ve içtihatlar geliştirmeye bağladığı için eserlerinde kendi şahsi yaklaşımı ön plandadır.
Risale fi Tahkiki Vücudi’l-Vacib adlı eserin yazarı kimdir?
Molla Lütfi.
Osmanlı düşünürleri sentez işlemini yaparken dünyayı estetik olarak kaça ayırmışlardır?
Sentez işlemini yaparken dünyayı estetik olarak iç ve dış şeklinde ikiye ayırmışlardır. Burada iç, estetik imar faaliyetinin gerçekleştiği mekanları ve dış ise bu imar alanının dışında kalan dünyayı göstermektedir.
Genel dünya algısı ya da çerçevesi içinde sentezleme yoluyla fikir üretmek neden önemlidir?
‘Osmanlı düşünürü’ sıfatını hak eden felsefeci, mutasavvıf, kelamcı, fıkıhçı vs. bilginlerin genel tutumu mevcut bir genel dünya algısı ya da çerçevesi içinde sentezleme yoluyla fikir üretmektir. Dolayısıyla bu dünya algısı ya da çerçevesinin kendisini topyekün bir dönüşüme uğratma ya da ortadan kaldırma gibi bir radikal yaklaşım pek görünmemektedir. Daha açık deyişle, Osmanlının yükseliş ve duraklama dönemlerinde nihilistik, ateistik, materyalist yaklaşımlar gibi genel çerçeveyi yerinden edecek faaliyetler pek dikkat çekmemektedir. Bu yüzden Hurufilikten selefi tutuma, kelamcı yaklaşımdan tasavvufi hayata değin farklı yaklaşımlar yalnızca genel çerçeve içinde konumlandırılan hususlardır.
Osmanlı düşünürleri için felsefe neden soyut ilişkiler gerektirir?
Osmanlı düşünürleri için felsefe, kelam, fıkıh, hat, musiki, şiir ve mimari gibi alanlarda önemli olan tek tek nesnelerin (sentezde yer alan unsurların) kendileri değil, aralarındaki soyut ilişkidir. Bu yüzden Osmanlı’nın yükseliş ve duraklama dönemlerinde verilen eserlerin genel karakteristiği soyutlamaya dayanması ve bu yüzden ‘düşünülür’ olmasıdır. Tek tek unsurlar arasında kurulan soyut ilişkilerin kavranması kaçınılmaz olarak ayrıntılı bir kavram dünyasına sahip olmayı gerektirmektedir.
Kuramsal düşüncenin gittikçe gözden düşmesi nelere yol açmıştır?
Kuramsal düşüncenin gittikçe gözden düşmesi yani ilimlerin anlamını kendi muhtevalarından kazanma özelliğini gittikçe yitirmesi, felsefe, kelam ve mantık gibi derslerin medreselerde okutulmaya devam etmesine rağmen, felsefenin felsefi anlamını çok büyük oranda kaybetmesinin nedeni olarak görünüyor.
Vâridat eseri kime aittir?
Bedreddin Simavi.
Estetikte temel hedef nedir?
Estetik imar bilincini yönlendiren temel unsur dini bir dünya görüşü olduğundan, Allah’ın kainatta kurmakta olduğu düzenin bir tür yansıması, izdüşümü ya da benzerini üretmek temel hedeftir.
Osmanlının çöküş döneminde nasıl bir değişim olmuştur?
Osmanlının çöküş dönemini tecrübe eden düşünürlerin en ciddi entelektüel sorunu bu açıdan kaos sorunudur. Yükseliş döneminde sorular daha ziyade ‘hangi unsurlar’ın estetik imar faaliyetinin bir parçası olacağına dair iken, çöküş döneminde sorular ‘hangi zeminde’ siyaset, ekonomi, sanat, felsefe, bilim gibi faaliyetlerin gerçekleştirileceği şeklindedir. Kısacası daha önce tartışma konusu olmayan genel çerçeve, dünya görüşü ya da sabit mekan algısı yerini gittikçe farklı çerçevelerin birlikte düşünülmesine, zıt dünya görüşlerinin mücadelesine, değişken mekan algısına bırakmıştır.
Anakronizm nedir?
Anakronizm, daha çok günümüz için geçerli olan bir takım kavram ya da anlayışları, bu kavram ya da anlayışların söz konusu olmadığı zaman dilimlerinde aramakla ortaya çıkar.
Bilincin kendi içinde bölünmesi sorunu nedir?
Osmanlı düşünürlerinin yavaş da olsa kendileri hakkında bir eleştirel düşünce geliştirmelerine yol açmıştır. Bu yüzden yükseliş döneminin genel karakteristiği olan estetik imar kaygısı duraklama döneminde yerini iç ve dış arasındaki genel kabullerin sarsıntısına yani kendi kendine yetmezlik kaygısına bırakmaya başlamıştır. Osmanlı düşünürlerinin kısmen eğitim, bilim, askerlik, hukuk gibi alanlarda yenilik arayışları içine girdikleri ve kendi dünyalarını eski ve yeni şeklinde iki farklı açıdan algılamaya başladıkları görülüyor. Bu duruma bilincin kendi içinde bölünmesi sorunu adını vermekteyiz.
Gelibolulu Mustafa ve Koçi Bey’in eserlerin ortak özellikleri nelerdir?
Gelibolulu Mustafa ve Koçi Bey’in eserlerinde görüldüğü üzere, Osmanlının toplumsal, kurumsal (askeri, mali, ilmi vs.) yapısında ve idari kararlarında ortaya çıkan büyük zafiyet ve bozulma öncelikle bu alanlarda düşünürlerin eleştirel görüşler geliştirmesine ve çözüm arayışlarına girmesine yol açmıştır.
Tehafüt geleneğinin temsilcilerine örnek veriniz.
Hocazade (Muslihiddin Mustafa), Kemal Paşazade (İbn Kemal), Muhammed Karabaği, Müeyyedzade (Abdullah Çelebi), Yahya Nev’i Efendi ve Mestçizade Abdullah Efendi, Osmanlı döneminde devam eden Tehafüt geleneğinin temsilcileri olarak dikkat çeken düşünürlerdir.
Osmanlı düşünürleri için mantık nedir?
Osmanlı düşünürleri için mantık, genel çerçeve ya da mekan içinde oluşturulacak sentez faaliyetinin kurallarını veren bir disiplindir. Bir başka deyişle mantık Allah’ın alemde kurduğu düzenin (kozmos) bir benzerini, bu düzene uyum sağlayacak düzenleri beşeri faaliyet alanları içinde kurma tarzıdır.
Nihayetü’l-Beyan fi Dirayeti’z-Zaman adlı eser kime aittir?
Kayserili Davud, zaman anlayışını Nihayetü’lBeyan fi Dirayeti’z-Zaman adlı eserinde dile getirmiştir.
Şerh-i İsagoci esrinin yazarı kimdir?
Molla Fenari.
Mizanu’l-Hak ve Keşfu’z-Zunûn adlı eserler kime aittir?
Katip Çelebi.
Kayserili Davud kimdir?
Orhan Gazi tarafından İznik’te kurulan Osmanlı Devletinin ilk medresesinde uzun yıllar müderrislik yapmış olan Kayserili Davud (Davud el-Kayseri), eğitimini Kayseri, Mısır, Tokat Niksar ve İran gibi yerlerde mantık, usul, dini ilimler, kelam, tasavvuf, felsefe, matematik, astronomi gibi çok farklı alanlarda tamamladı. Onun bir düşünür olarak başarısı bu farklı alanları özellikle İbn Arabi’nin vahdet-i vücud’çu (Varlığın Birliği) öğretisi doğrultusunda felsefi kavramlarla yorumlayarak sentezlemesi yani kelam, tasavvuf ve felsefeyi ortak bir dil içinde buluşturmasıdır. Böylece o, akli düşünme ve keşif/ sezgi gibi ayrı bilgi yollarını aynı dil içinde harmanlayarak Osmanlı medreselerine genel olarak hakim olacak akli ve keşfi ilimler birlikteliğine öncülük etmiştir.
Osmanlıda yenileşme (reform) hareketine destek veren düşünürlere örnek veriniz
Osmanlıda yenileşme (reform) hareketine destek veren Mustafa Sami, Sadık Rıfat Paşa, Safvet Paşa, Şinasi ve bir ölçüde Ahmet Cevdet Paşa gibi düşünürler.
Kurtuluş öğretisi ya da teolojisi nedir?
Metafizik kaçınılmaz şekilde gerçekliğin nasıl bir şey olduğunu açıkça resmetmesi, belirlemesi, yani gerçekliğin başı ile sonunu aynı anda kuşatması açısından bir kurtuluş öğretisi ya da teolojisidir.
Verilen eserlerin genel olarak ‘düşünülür’ olmasının anlamını açıklayınız.
Verilen eserlerin genel olarak ‘düşünülür’ olmasının anlamı da buradadır. Bu eserler, anlamlarını açıkça ‘göstermekten’ çok, muhatabın, okurun, bakan veya dinleyen kişinin düşünme süreci içine girmesini talep ederler. Kısacası Osmanlı düşüncesi ‘teşhir’ ya da ‘kendini gösterme’ anlayışından farklı olarak, muhatabın ayrıntılı bir kavram dünyasına sahip olmasını, soyutlama faaliyeti içine girerek tek tek unsurlar arasındaki soyut ilişkileri fark etmesini gerektiren bir yapıya sahiptir.
Molla Fenari kimdir?
Eğitimini hem nakli hem de felsefe, mantık, astronomi ve matematik gibi ilimlerle tamamlayan Molla Fenari, Osmanlı Devletinin ilk şeyhulİslâmı’dır. Osmanlı ilim geleneğinin ve medrese eğitiminin en önemli temsilcilerinden biri olması, onun kelam, tasavvuf, felsefe, mantık ve fıkıh gibi ilimleri sentezlemesinden (aynı anda temsil etmesinden) kaynaklanır.