Uluslararası İktisat Teorisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Dış Ticaret Teorisi Ve Ekonomik Büyüme Analizleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Leontieff Paradoksu’na yapılan eleştiriler nelerdir?
Leontieff Paradoksu’na birçok eleştiri yöneltilmektedir. Bunlardan biri, araştırmada mutlak ithalatın ele alınmadığı, ithal ikamesi üretiminin ele alındığıdır. Bu da gayet normaldir. Çünkü ithal etmek istediği bir malı üretmek zorunda kalacak ülke, hangi faktörde daha fazla donanımlıysa, o faktörü yoğun olarak kullanacaktır. Böyle bir durumda da Heckscher-Ohlin Modeline karşı paradoksal bir durumdan bahsedilmeyecektir. Diğer taraftan, E. Hoffmeyer’de Leontieff’in çalışmasında doğal kaynakları dikkate almadığını belirtmiştir. Hoffmeyer’e göre, Amerika’nın ithalatını teşkil eden malların büyük bir kısmında doğal kaynak kullanımı hayli fazladır. Eğer ithalattaki bu malların hesaplanmasında doğal kaynaklar dikkate alınırsa (hesap dışı bırakılarak) paradox ortadan kalkacaktır.
Klasik iktisatçılara göre bir mal için üretim fonksiyonu nasıldır?
Klasik iktisatçılara göre bir mal için üretim fonksiyonu bütün ülkelerde farklıdır. Bir ülke, diğer ülkelere göre, aynı oranlarda üretim faktörlerine sahip olsa bile, aynı maldan aynı miktarda üretmeyecektir. Bu da onlara göre ticaretin esasını teşkil etmektedir.
Klasik iktisatçılara göre aynı malın üretim fonksiyonlarının ülkelerde farklı olması hangi varsayıma dayanmaktadır?
Üretim faktörlerini ülke içinde hareketli fakat ülkeler arasında hareketsiz olduğu varsayımına dayanmaktadır.
Üretim faktörlerinin ülkeler arasında hareketliliğinin kabul edilmesi hâlinde hangi sonuç ortaya çıkacaktır?
Üretim faktörlerinin ülkeler arasında hareketliliğinin kabul edilmesi hâlinde, bütün ülkelerde aynı mal için üretim fonksiyonlarının da aynı olması gerekecektir.
Klasik iktisatçılardan sonra gelen iktisatçılar arasında hangi konular tartışılmıştır?
Üretim fonksiyonlarının (teknolojinin) ülkelerde farklı olması ve bunun ticaretin esasını oluşturması, klasiklerden sonra gelen iktisatçılar arasında geniş ölçüde tartışılmıştır.
Eli Heckscher ve Bertil Ohlin hangi görüşü belirtmişlerdir?
Ülkelerde aynı mallar için üretim fonksiyonlarının aynı olduğunu kabul ederek, ana kaynağın ülkelerin sahip olduğu nispi üretim faktörü donanımının olduğunu belirtmişlerdir. Onlara göre aynı mal için ülkeler arasında üretim fonksiyonu aynıdır. Bir ülke, diğer bir ülkeye göre nispi olarak aynı miktarda üretim faktörlerine sahipse aynı malları üretecektir. Fakat ülkelerde farklı malların üretimi için farklı üretim faktörleri bileşiminin kullanımı söz konusudur.
Ülkeler arasında uzmanlaşma ve uluslararası ticaret neye göre oluşur?
Bir ülke diğer bir ülkeyle karşılaştırıldığında nispi olarak bir üretim faktörüne daha fazla sahipse, daha fazla donanımlı olduğu bu üretim faktörünün nispi olarak daha fazla kullanıldığı mal üretiminde düşük maliyet ya da yüksek verim avantajına sahip olur. Ülkeler arasında uzmanlaşma ve uluslararası ticaret de bu duruma göre oluşur.
Heckscher - Ohlin Modeli karşılaştırmalı üstünlükler teorisini nasıl açıklamaktadır?
Heckscker-Ohlin Modeli, Karşılaştırmalı Üstünlükleri (klasik iktisatçılardan farklı olarak) ülkelerdeki nispi üretim faktörü donanımı ile malların üretim faktörü yoğunluklarına dayanarak açıklamaktadır.
Heckscher-Ohlin Modeli’nin dayandığı varsayımlar nelerdir?
• İki mal, iki ülke, iki üretim faktörü olduğu varsayılmaktadır. • Ülkelerin mal ve üretim faktörü piyasasında tam rekabet şartları geçerlidir. • Ülkelerin kendi içinde üretim faktörü hareketliliği tamdır fakat ülkeler arasında üretim faktörlerinin hareket etmediği varsayılmaktadır. • Ülkelerdeki üretim faktörleri aynı vasıftadır (homojendir). • Ülkelerde üretim faktörü arzı sabittir ve tam olarak istihdam edilmektedir. • Ülkeler arasında serbest ticaret vardır, uluslararası ticarete konan herhangi bir engel yoktur ve ulaştırma maliyetleri sıfırdır. • Mallar, üretim faktörü yoğunluklarına göre sınıflandırılabilmektedir (işgücü yoğun, sermaye yoğun). • Ülkelerdeki mal üretimlerinde aynı teknik uygulanmaktadır. Aynı üretim faktörü girdileri, aynı miktarda mal üretmektedir. Bu varsayımdan çıkan bir sonuç da ülkeler için daha sonra ele alacağımız eşürün eğrilerinin her mal için aynı olacağıdır. • Ülkelerde ölçeğe göre sabit verim söz konusudur. • Bir mal için üretim faktörü yoğunluğunun, bütün faktör fiyat oranlarında aynı olması, değişmemesidir.
Heckscher-Ohlin Modeli’nin dayandığı varsayımlar altında hangi durumlar meydana gelir?
Bu varsayımlar altında, uluslararasında aynı mal için aynı üretim fonksiyonlarının geçerli olmasına rağmen, farklı malların farklı üretim fonksiyonlarına sahip olması ve ülkelerin de nispi faktör donanımlarının farklılık göstermesi sebebiyle uluslararasında karşılaştırmalı üstünlükler ortaya çıkar ve uzmanlaşma ile birlikte uluslararası ticaret ülkelere bir kazanç sağlar.
E. Heckscher ve B. Ohlin’e göre fiyat tanımı nasıldır?
E. Heckscher ve B. Ohlin’e göre, bir ülkenin kıt üretim faktörü kendine yeterlilik varsayımı altında, yabancı ülkeye göre nispi fiyatı yüksek olandır. Bu tanım fiyat tanımıdır.
Ölçeğe göre sabit verim, artan verim ve azalan verim tanımları nasıl yapılır?
Ölçeğe göre sabit verim girdilerdeki artış oranı ile ürün miktarındaki artış oranının aynı olmasıdır. Ölçeğe göre artan verim ise girdilerdeki artış oranından ürün artış oranının fazla olması olarak tanımlanırken Ölçeğe göre azalan verim Ürün artış oranının girdilerdeki artış oranının altında kalması olarak tanımlanmaktadır.
İş gücü nedir?
Mal ve hizmet üretmek için gerekli fiziksel ve zihinsel çalışmalar; emek.
Sermaye nedir?
Mal ve hizmetleri üretmek için kullanılan makine, araç, fabrika vb; kapital.
İş gücü yoğun ve sermaye yoğun mal tanımları nasıl yapılır?
İşgücü yoğun mal sermayeye göre daha fazla işgücü kullanılarak üretilen maldır. Sermaye yoğun mal ise işgücüne oranla daha fazla sermaye kullanılarak üretilen maldır.
Kıt üretim faktörünün fiyat tanımı kavramı nedir?
Bir ülkenin üretim faktörü, yabancı ülkeye göre nispi olarak fiyatı yüksek olandır.
Kıt üretim faktörünün fiziksel tanımı kavramı nedir?
Bir ülkenin kıt üretim faktörü yabancı ülkeye göre diğer üretim faktörü biriminin başına daha az fiziksel birim düşenidir.
Heckscher-Ohlin Modelini geometrik olarak kimler nasıl açıklamıştır?
Modeli ilk defa geometrik olarak sunan R. Robinson ve K. Lancester’dir. R. Robinson ve K. Lancester modeli açıklamak için eşürün eğrileri ve Edgeworth-Bowley kutu diyagramını kullanmıştır. Yaklaşımları daha çok fiziksel tanıma dayanmaktadır.
Eşürün eğrileri neyi ifade etmektedir?
Eşürün eğrileri, üretim faktörlerinin değişik oranlarda kullanılmasıyla elde edilen sabit ürün miktarlarını göstermektedir. Her mal için farklı eşürün haritası söz konusudur.
Eş maliyet doğrusu neyi gösterir?
Emek ve sermayenin fiyatları veri iken, her iki faktörün çeşitli bileşimlerine göre yapılacak ödemeleri, eşmaliyet doğrusu gösterir.
Eş-maliyet doğrusu tanımı nasıldır?
Bir firmanın (üreticinin) verili bir bütçe ile üretim faktörü fiyatları sabitken (değişmezken) her iki üretim faktöründen (iş gücü ve sermaye)satın alabileceği miktarların çeşitli bileşimlerini veren doğru.
Pareto Optimumu nedir?
Malların üretimlerinde (ya da tüketiminde) varılan optimum dağılım. Bu optimumda üreticiler (ya da tüketiciler) en etkin üretime (ya da tüketime) ulaşmış olur. Buradan sapıldığında üretimde (ya da tüketimde) etkinlik bozulur. Bir ekonomide üretim ve tüketimde aynı anda pareto optimumuna ulaşılması Genel Pareto Optimumu durumunu yansıtır.
Eş maliyet doğrusu nasıl açıklanmaktadır?
Bir firmanın (üreticinin) verili bir bütçe ile üretim faktörü fiyatları sabitken (değişmezken) her iki üretim faktöründen (iş gücü ve sermaye) satın alabileceği miktarların çeşitli bileşimlerini veren doğru.
Marjinal teknik ikame oranı (MTİO) nedir?
Bir üretim faktörünün (örneğin sermaye) diğer bir üretim faktörü (örneğin işgücü) yerine kullanılabilirliğini (ikame edilebilirliğini) gösteren oran.
İşgücünün kazancının sermayeye göre nispi olarak arttığı durumda gerçekleşen değişime nasıl bir ayarlama neden olmuştur?
Bir örnekle açıklarsak ülkeyi Türkiye, işgücü yoğun malı buğday, sermaye yoğun malı bilgisayar olarak ele alalım. Türkiye nispi üretim faktörü yoğunluğu bakımından işgücü bol bir ülke olsun. Uluslararası ticaret başladığı zaman Türkiye buğday üretiminde uzmanlaşmıştır. Ticaretin başlaması ile mal fiyatları eşitlenmeye doğru yönelir. Örneğimizde, otarşi durumu ile karşılaştırılınca ticaret sonrası buğday fiyatı yüksek, bilgisayar fiyatı ise düşüktür. Bilgisayar üretimi yabancı rekabeti sonrası kısılacak, buna karşılık buğday üretimi yabancı talebi tatmin etmek için genişleyecektir. Genişlemeyi kolaylaştırmak için buğday üreticileri ek sermaye ve işgücü talep ederler. Ticaret öncesinde tam istihdamın olduğu kabul edilirse, ek sermaye ve işgücü ihtiyacının ancak kısılan bilgisayar üretiminden temin edileceği açıktır. Fakat sermaye ve işgücü, bilgisayar üretiminden eşit olmayan oranlarda serbest bırakılır. Bilgisayar sermaye yoğun bir mal olduğundan, sermaye işgücüne kıyasla daha fazla serbest bırakılmıştır. Oysa buğday üretimi ise işgücü yoğundur. Böylece başlangıçtaki faktör yoğunluğunda işgücü azlığı, sermaye çokluğu söz konusu olur. Bu da sermayenin fiyatını aşağı doğru iter. Ancak her iki malın üreticileri de fiyatı yükselen işgücünden tasarrufa yöneleceklerinden, her iki mal üretiminin de daha fazla sermaye yoğun olma durumu söz konusu olacaktır.
Heckscher-Ohlin Modeli’nin eleştirildiği noktalar nelerdir?
• Modelin iki mal, iki ülke, iki üretim faktörüne dayanması gerçek hayatı yansıtmamaktadır. Mal ve üretim faktörü piyasalarında tam rekabetin geçerliliği ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında hareketsizliği varsayımları da son derece geçersiz varsayımlardır. • Ülkelerde üretim faktörlerinin aynı nitelikte olmayacakları da açıktır. Ayrıca, üretim faktörlerinin ölçülebilirliğinin kabul edilmesi de (üretim faktörleri yoğunluk oranını hesaplayabilmek için) çok güçtür. Açıktır ki, farklı nitelikteki üretim faktörlerinin bulunması, uluslararasında farklı üretim maliyetlerine neden oluşturacak ve Model dışı ticaret imkânları yaratılacaktır. • Model, üretim faktörlerinin nispi fiyatlarının (Heckscher ve Ohlin’in tanımlarına göre), nispi üretim faktörü donanımını yansıttığını açıklamaktadır. Bu açıklama arza önem veren bir açıklamadır. Eğer, talep dikkate alınırsa sonuç ters yönde çıkabilir. Örneğin, işgücü bakımından nispi olarak donanımı fazla olan bir ülkede işgücüne talep de fazla ise, işgücünün fiyatı düşük olmayacaktır (diğer üretim faktörlerinin fiyatlarına göre, nispi olarak yüksek bulunabilecektir). • Malların talep tercihlerinin farklı olması sonucu mal fiyatları, maliyet oranlarını yansıtmayabilir. Böylece ana modelden farklı bir uluslararası ticaret yapısı ortaya çıkabilir. • Model, ülkelerde aynı mal için aynı üretim tekniğinin uygulandığını varsaymaktadır. Oysa üretim teknikleri ülkelerde farklı olabilir. Bu durumda Heckscher- Ohlin modelinin geçerliliğine set çekilebilir. • Heckscher-Ohlin Modeli ölçeğe göre sabit verimler üzerine kurulmuştur. Ancak, uluslararası ticaret başlayınca, piyasa genişleyecek, içsel ve dışsal ekonomiler yardımıyla maliyetler düşecektir. Böylece, ülkeler arasında farklı karşılaştırmalı üstünlükler oluşabilir. Uluslararası ticaret de bu farklı karşılaştırmalı üstünlükler yüzünden ortaya çıkabilir. • Ülkeler arasında aynı üretim teknikleri kabul edilse bile, bir malın faktör yoğunluğu, ülkelerdeki faktör fiyat yapısıyla bağlantılı değilse, teorem geçerliliğini kaybedecektir.
Heckscher-Ohlin Modeli’ni test etmek üzere yapılan ilk çalışma hangisidir?
Heckscher- Ohlin Modelini test etmek üzere çeşitli uygulamalı çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların ilki 1951 yılındaki G. D. A. Mac Dougall’ın ABD ve İngiltere’nin ihracatlarıyla ilgili çalışmasıdır. Bu çalışma Ricardo tipi karşılaştırmalı üstünlükleri desteklerken, Heckscher- Ohlin Modeline aykırı sonuçlar bulmuştur.
Heckscher-Ohlin Modeli üzerine yapılan en ünlü çalışma hangisidir?
Salt Heckscher-Ohlin Modeli üzerine yapılan en ünlü çalışma 1954 yılındaki W. W. Leontieff’in çalışmasıdır. W.W. Leontieff bu çalışmasında ABD’nin ithal ikamesi (ABD girdi- çıktı tablosunu kullandığından) ve ihracatını inceleyerek, ABD’nin ithal ikame sanayilerinin sermaye yoğun, ihracatının ise işgücü yoğun olduğunu bulmuştur. W.W. Leontieff’in elde ettiği bu sonuç Heckscher-Ohlin Modelinin tam tersini gösterdiğinden “Leontieff Paradoksu” adını almaktadır.
Daniel Trefler 1995 yılında yayınladığı çalışmasında neyi açıklamıştır?
Daniel Trefler 1995 yılında yayınladığı çalışmasında Heckscher-Ohlin modeline göre ülkelerde olması gerekenden çok daha az ticaret hacminin bulunduğunu açıklamıştır. Ona göre modelde, malların uluslararası ticareti dolaylı olarak üretim faktörlerinin de ticaretini yansıtması gerekir. Ülkeler arasındaki ticaret hacmi bu yüzden ülkelerin nispi üretim faktörü donanımını yansıtacak şekilde olmalıdır.
Treflerin çalışmasındaki aykırı sonuçlar nelerdir ve Trefler bunu neye dayandırmıştır?
Bir örnekle açıklarsak örneğin ABD dünya gelirinin yaklaşık %25’ine sahiptir, buna karşılık dünya işçilerinin sadece %5’i ABD’dedir. Nispi faktör donanım Modeli ABD’nin ithalatında işgücü yoğun malların ABD’deki işgücünün 4 katı kadar işgücü içermesi gerektiğini göstermektedir. Ancak yapılan çalışmalara göre ABD ithalatının işgücü içeriği çok azdır. Çin’de ise durum tersinedir. Çin dünya gelirinin %3’üne sahiptir, hâlbuki dünya işçilerinin yaklaşık yüzde 15’i Çin’de yaşamaktadır. Çin ihracatı da olması gereken kadar işgücü içermemektedir. Trefler bunu teknoloji farklılıklarına dayandırmaktadır.
Stolper Samuelson Teoremi nedir ve nasıl açıklanabilir?
Ülkelerde nispi üretim faktörü donanımına dayanarak uluslararası ticaret başlarsa, ülkeler arasında üretim faktörü hareketliliği olmasa bile ülkelerde üretim faktörü fiyatlarının da eşitlenmesi gerekir. Çünkü bol olan üretim faktörünün nispi olarak bol kullanıldığı ürünlerin ihracatı, bu üretim faktörüne olan talebi arttırır. Böylece, ülkede bu üretim faktörü nispi olarak kıtlaşır ve söz konusu üretim faktörünün fiyatı yükselir. Diğer taraftan, ülke de kıt olan üretim faktörünün üretimlerinde nispi olarak bol kullanılan ürünlerin ithalatı da kıt olan üretim faktörünün bollaşması sonucunu doğurur. Bu nedenle, bu üretim faktörünün fiyatı düşer. Neticede, ticaret bol olan üretim faktörünün fiyatını yükselterek, kıt olan üretim faktörünün ise fiyatını düşürerek, üretim faktörü fiyatlarını eşitlemeye yöneltir. Aynı varsayımlar altında, ticaret ülkelerdeki nispi mal fiyatlarını da eşitleyecektir. Bu açıklamalar ilk defa W. R. Stolper ve P.A. Samuelson tarafından yapıldığından Stolper-Samuelson Teoremi diye adlandırılır.
Rybczinsky Teoremi neyi ifade etmektedir?
Üretim faktörlerinden birinin miktarının artması sonucunda o faktörü yoğun olarak kullanan mal ya da sektör üretiminin genişleyeceğini, diğer üretim faktörünü yoğun olarak kullanan mal veya sektör üretiminin daralacağını belirtir.
Rybczinsky teoremine göre üretim faktörlerinden birinin miktarının artması sonucunda hangi durumla meydana gelir?
Rybczinsky teoremine göre; üretim faktörlerinden birinin miktarının artması sonucunda o faktörü yoğun olarak kullanan mal ya da sektör üretimi genişler, diğer faktörü (sermaye) yoğun olarak kullanan mal ya da sektör üretimi ise daralır. Buna neden işgücünün ucuzlaması ve işgücünün daha çok kullanıldığı mal ya da sektörde, kârların, sermaye yoğun mala (veya sektöre) göre artmasıdır.
İş gücü ve sermaye kısıt doğruları kavramları nasıl tanımlanır?
İşgücü kısıt doğrusu verili teknoloji ve verili üretim faktörü (işgücü ve sermaye) miktarıyla işgücü kısıt alınarak elde edilecek işgücü yoğun malın(buğday) ve sermaye yoğun malın (bilgisayar) çeşitli üretim miktarını gösteren doğru olarak tanımlanmaktadır. Sermaye kısıt doğrusu ise verili teknoloji ve verili üretim faktörü (işgücü ve sermaye) miktarıyla sermaye kısıt alınarak elde edilecek işgücü yoğun malın (buğday) ve sermaye yoğun malın (bilgisayar) çeşitli üretim miktarını gösteren doğru olarak tanımlanmaktadır.
Spesifik faktör kavramını örnek üzerinden nasıl açıklarsınız?
Örneğin buğdaya olan talebin azalması ve bilgisayara talep artışı söz konusu ise buğday üretimi düşer bilgisayar üretimi artar. Bu süreçte bir işçinin buğday üretiminden bilgisayar üretimine kayması uzun bir zamanda mümkündür. Ancak buğday üretiminde kullanılan bir makinenin (sermaye), bilgisayar üretimine kayması söz konusu değildir. Bu makine büyük bir ihtimalle hurdaya çıkar. Uluslararası iktisatta üretim faktörlerinden biri bir mal üretimine (en azından kısa dönem için) bu şekilde yapışıksa, o faktöre “spesifik faktör” denir.
Friedrich Freiherr von Wieser kimdir?
Avusturya Okulunun önemli bir iktisatçısıdır. Günümüzü de etkileyen Friedrich Hayek ve Joseph Schumpeter gibi ünlü iktisatçıları da görüşleriyle büyük ölçüde etkilemiştir. Spesifik faktör kavramını iktisatta ilk kullanan kişidir.
Rybczynski Teoremi'nin temel hipotezi nedir? Kısaca açıklayınız.
İki mallı ve iki faktörlü bir modelde, tam çalışma koşulları altında eğer tek bir faktörün arzı artırılacak olursa, onu yoğun olarak kullanan malda üretim genişler, diğer malda ise daralır. Bu görüşe, onu ilk kez ortaya atan İngiliz iktisatçısının ismiyle Rybczynski (Ribcinski diye okunur) Teoremi adı verilir.
Üretim fonksiyonlarının doğrusal ve homojen olması (sabit verimler) varsayımı altında teknolojik yenilikler kaça ayrılır? Sıralayınız.
Üretim fonksiyonlarının doğrusal ve homojen olması (sabit verimler) varsayımı altında teknolojik yenilikler üçe ayrılır. (1) Sapmasız(veya yansız-neutral), (2) Emek tasarrufu sağlayan (labor saving) ve (3) Sermaye tasarrufu sağlayan (capital saving) yenilikler.
Klasikleşmiş bir makalesinde büyümenin net olarak refah düşüşüne yol açabileceği koşulları teorik olarak ortaya koyan ve bu tür büyümeye “yoksullaştıran büyüme” adını veren iktisatçı kimdir?
Hint asıllı iktisatçı Jagdish Bhagwati, klasikleşmiş bir makalesinde büyümenin net olarak refah düşüşüne yol açabileceği koşulları teorik olarak ortaya koymuş ve bu tür büyümeye “yoksullaştıran büyüme” (immiserizing growth) adını vermiştir.
"Faktör donatımı ile karşılaştırmalı üstünlükler arasındaki ilişki ....... yönlüdür. Bunun yönü de ....................... doğrudur."
Yukarıdaki cümlede bırakılan boşlukları uygun ifadelerde tamamlayınız.
Faktör donatımı ile karşılaştırmalı üstünlükler arasındaki ilişki tek yönlüdür. Bunun yönü de birinciden ikinciye doğrudur.
Ekonomik büyümenin başlıca kaynakları nelerdir?
Ekonomik büyüme ülkenin üretim olanaklarının dışa doğru genişlemesiyle temsil edilebilir. Büyümenin iki
kaynağından birisi faktör arzındaki artış, diğeri de teknolojik gelişmedir.
Arzı sabit kabul edilen üretim faktörü nedir?
Arzı sabit kabul edilen faktör doğal kaynaklardır. Ancak deniz ve göllerin doldurulması, bataklıkların kurutulması, sulama olanaklarının yaygınlaştırılması ve yeni maden yataklarının keşfedilmesi gibi yollarla bu kaynaklar da bir ölçüde artırılabilmektedir.
Faktör stokundaki artışlar üretim olanakları eğrisi üzerinde hangi değişikliğe sebep olacaktır?
Faktör stokundaki artışlar üretim olanakları eğrisini dışa doğru kaydırır. Ancak bu kaymanın şekli ve ölçüsü yukarıda da değinildiği gibi faktör artışı kadar, göreceli artış oranına da bağlı bulunmaktadır.
Sapmasız (yansız) büyümenin iki temel koşulu nedir? Açıklayınız.
Sapmasız (yansız) büyümenin iki temel koşulu vardır: Birisi, faktörlerin büyüme öncesi ile aynı oranda artması dolayısıyla yeni faktörlerin iki endüstriye dağılışının tamamen eskisi gibi olmasıdır. İkinci koşul ise iki malın tüketiminin aynı oranda sürdürülmesidir.
Ticareti artırıcı yönlü büyümeyi ve temel etkilerini kısaca açıklayınız.
İhracat kesiminde yoğun olarak kullanılan faktörün daha yüksek bir oranda artışına dayanan büyüme koşulları altında, ihraç edilebilir malların üretimi, ithal edilebilir malların üretiminden göreceli olarak daha fazla artacak ve uluslararası ticaret de GSYH’deki toplam artıştan daha yüksek oranda genişleyecektir. Bu tip büyümeye ise ticareti artırıcı yönlü büyüme (pro-trade biased growth) denmektedir.
Yeni üretim yöntemleri bulunmasına dayalı teknolojik gelişmenin en belirgin özelliği nedir?
Yeni üretim yöntemleri bulunmasına dayalı teknolojik gelişmenin en belirgin özelliği, aynı miktar kaynaklarla daha fazla mal üretilebilmesi veya aynı miktar malın daha az kaynak kullanılarak elde edilebilmesidir.
Emek ve sermayenin aynı oranda (yansız) büyümesi durumunda ekonominin genel sermaye/emek oranı ve
üretim olanakları eğrisinin ilk duruma göre değişimleri nasıl olur?
Emek ve sermayenin aynı oranda (yansız) büyümesi durumunda ekonominin genel sermaye/emek oranı, başlangıçtaki ile aynı kalır ve üretim olanakları eğrisi ilk şekline paralel biçimde dışa doğru genişler.
Tüketimin ekonomideki genel büyüme oranı ile aynı hızda artması varsayımı altında ülkenin ticaret haciminde nasıl bir değişme yaşanır?
Tüketimin ekonomideki genel büyüme oranı ile aynı hızda artması varsayımı altında, ülkenin ticaret hacmi daralır. Çünkü ithal edilebilir malların üretimi, ortalama büyüme hızından daha yüksek oranda artmaktadır.
Teknolojik ilerlemenin bağımsız olmayıp ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu savunan görüşe literatürde hangi ad verilmektedir?
Teknolojik ilerlemenin bağımsız olmayıp ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu savunan görüşe literatürde “uyarılmış” (induced) teknolojik gelişme hipotezi denilmektedir.
Çoğu ülkede kalkınma çabalarının altında yatan temel amaç nedir?
Çoğu ülkede kalkınma çabalarının altında yatan temel amaç, ekonomik yapıyı dinamik karşılaştırmalı üstünlüklere uygun biçimde değiştirmeye yöneliktir. Başka bir deyişle bu ülkeler tarım ekonomisi olmaktan çıkıp sanayi toplumu durumuna gelmeyi amaçlarlar.
Heckscher-Ohlin Teoremi’ne göre, bir ülkenin karşılaştırmalı üstünlük yapısı hangi faktöre bağlı olarak şekillenmektedir?
Heckscher-Ohlin Teoremi’ne göre, bir ülkenin karşılaştırmalı üstünlük yapısı, onun faktör donatımına bağlıdır.
"Büyüyen ülkenin daha çok tekstil ihraç edip daha fazla makine ithal etmesi, birinci grup malların fiyatını .............., ikincilerin fiyatını .............; yani ticaret hadlerini ülkenin aleyhine değiştirir."
Yukarıdaki cümlede bırakılan boşlukları uygun ifadelerle tamamlayınız.
Büyüyen ülkenin daha çok tekstil ihraç edip daha fazla makine ithal etmesi, birinci grup malların fiyatını düşürür, ikincilerin fiyatını yükseltir; yani ticaret hadlerini ülkenin aleyhine değiştirir.
Eğer bir sektörde yansız teknik gelişme olursa söz konusu sektörün ve diğer sektörlerin üretim hacminde ne gibi değişmeler yaşanır?
Eğer bir sektörde yansız teknik gelişme olursa o sektörde üretim hacmi genişler, diğer sektörde ise daralır.
“Sermaye kullanan” teknolojik gelişme nedir? Kısaca açıklayınız.
Emek-tasarrufu sağlayan bir teknolojik ilerleme, sermayenin marjinal verimliliğini emeğinkinden daha fazla artırır ve sermayeye göre daha çok emek açığa çıkartır. Başka bir deyişle bunlar emek birimi başına daha fazla sermaye (veya sermaye birimi başına daha az emek) kullanırlar. Sözü edilen yeniliklere aynı zamanda “sermaye kullanan” teknolojik
gelişme denmesinin nedeni budur.
"Arzı artan faktör ihracat endüstrisinde yoğun kullanılan faktör ise ihraç edilebilir mal üretimi mutlak biçimde ................... ithal edilebilir malın üretimi mutlak olarak .............. olur. "
Yukarıdaji cümlede bırakılan boşlukları uygun ifadelerle tamamlayınız.
Arzı artan faktör ihracat endüstrisinde yoğun kullanılan faktör ise ihraç edilebilir mal üretimi mutlak biçimde artarken ithal edilebilir malın üretimi mutlak olarak azalmış olur.
Geleneksel analizlerde teknolojik gelişme nasıl ele alınmıştır?
Geleneksel analizlerde teknolojik gelişme dışsal bir olay, yani ekonomik koşullarla ilişkili olmayan bir gelişme biçiminde ele alındı.