Para Teorisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Faiz Oranlarının Yapısı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Faiz oranlarının yapısı ne ile ilgilidir?
Faiz oranlarının yapısı; menkul kıymetlerin sahip olduğu risk, likidite özelliği, vergilendirme durumu ve vade farklılıklarının faiz oranlarını nasıl etkilediği ile ilgilidir.
Faiz oranlarının risk yapısı neyi ifade eder?
Faiz oranlarının risk yapısı olgusu, aynı vadeye sahip tahvillerin faiz oranlarının neden farklı olduğunu açıklar.
Aynı vadeye sahip tahviller arasında faiz oranlarının risk yapısını oluşturan kaç temel faktör vardır?
Aynı vadeye sahip tahviller arasında faiz oranlarının risk yapısını oluşturan üç temel faktör vardır: Geri ödenmeme riski, likidite ve vergilendirme durumu.
Geri ödenmeme riski hangi olasılığı ifade eder?
Geri ödenmeme riski; tahvil ihraç eden tarafın vade tarihinde faiz ödemelerini ve anapara ödemesini yapamaması olasılığıdır.
Risk primi nedir?
Risk primi; aynı vadeye sahip tahvillerden geri ödenmeme riskine sahip olan tahvillerle geri ödenmeme riski olmayan tahvillerin faiz oranı arasındaki farktır.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından en bilinenleri hangileridir?
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından en bilinenleri Standard and Poors, Moody’s ve Fitch’tir.
Standard and Poors'a göre en yüksek ve en düşük kredi derecesi kaçtır?
Standard and Poors'a göre en yüksek kredi notu AAA iken en düşük not D’dir.
Likidite primi nedir?
Likiditesi yüksek olan tahvillerin faizi ile düşük olan tahvillerin faizi arasındaki farka likidite primi denir.
Devlet tahvilleri ve özel sektör tahvilleri kıyaslandığında hangisi daha likittir?
Devlet tahvilleri özel sektör tahvillerine göre daha likittir. Çünkü devlet tahvillerinin piyasada daha çok alıcı ve satıcısı olduğu için geniş bir ikincil piyasası vardır. Bu özellik devlet tahvillerinin daha kolay nakde dönüştürülmesine imkân tanır. Öte yandan özel sektör tahvilleri daha az likittir, bu sektördeki menkul kıymetler piyasası daha sığ olduğu için elinizdeki tahvili satmak için alıcı bulmanız güç olabilir. Bu yüzden ekonomik birimler, özel sektör tahvillerini satın almak için ilave bir likidite primi talep edecektir. Bu da daha az likit olan tahvilin faizinin likidite priminin eklenmesi nedeniyle daha yüksek olmasına yol açacaktır. Dolayısıyla devlet tahvilleri faizi ile özel sektör tahvilleri faizi arasındaki likidite derecelerinin farklı olması nedeniyle oluşan fark likidite primini verecektir.
Faiz oranlarının vade yapısı neyi ifade eder?
Faiz oranlarının vade yapısı; aynı risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin vadelerinin farklı olması nedeniyle faiz oranlarının farklılaşmasıdır.
Getiri eğrisi nedir?
Getiri eğrisi; farklı vadelerdeki, ancak aynı düzeyde risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin getirileri arasında zamanın belirli noktasındaki ilişkiyi gösteren eğridir.
Bekleyişler teorisine göre; uzun vadeli tahvillerin faiz oranları neye eşittir?
Bekleyişler teorisine göre; uzun vadeli tahvillerin faiz oranları, cari (bugünkü) ve gelecekte beklenen kısa vadeli tahvil faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasıdır.
Bölünmüş piyasalar teorisi kısa ve uzun vadeli tahvillerin faiz oranlarına ilişkin nasıl bir açıklama getirmiştir?
Bölünmüş piyasalar teorisine göre farklı vadelerdeki tahvillere ilişkin piyasalar birbirinden tamamen kopuktur yani farklı vadelerdeki tahviller arasında ikame ilişkisi söz konusu değildir. Bu nedenle her bir vadedeki tahvil için ayrı bir piyasa oluşmaktadır. Kısa ve uzun vadeli tahvillerin faiz oranları, bunlara yönelik her bir piyasa bölümünde kendi arz ve talep koşullarına göre belirlenmektedir. Bu teoriye göre, farklı vadelerdeki tahviller birbirinin ikamesi olmadığından belirli bir vadedeki tahvili elde tutmanın beklenen getirisi diğer bir vadedeki tahvilin beklenen getirisini dolayısıyla da talebini etkilememektedir. Bu teori, farklı vadelerdeki tahvillerin tam ikame olduğunun varsayıldığı bekleyişler teorisinin tam tersidir. Çünkü bölünmüş piyasalar teorisine göre yatırımcıların kendi vade tercihleri vardır ve o vadedeki beklenen getiri ile ilgilenirler.
Bölünmüş piyasalar teorisine getirilen eleştiriler nelerdir?
Bölünmüş piyasalar teorisi bazı noktalarda eleştirilmektedir. Farklı vadelerdeki tahvillere ait piyasalar birbirinden tamamen ayrılmış olarak kabul edildiği için farklı vadedeki bir tahvilin faizindeki bir değişim diğer vadedeki tahvillerin faizi üzerinde etkili olmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında bu teori, farklı vadelerdeki faizlerin neden birlikte hareket etme eğilimi içinde olduklarını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Yine bazı yatırımcıların, vade tercihinde biraz esnek davranabilecek olmaları nedeniyle farklı vadeler arasında ikame ilişkisinin olmaması varsayımı eleştirilmiştir. Buna göre uzun ve kısa vadeli piyasalardan birinde yatırım yapmayı tercih eden bir ekonomik birim, yeteri kadar çekicilik kazandığında tercih ettiği piyasadan daha az işlem yaptığı piyasaya geçebilir.
Likidite primi teorisine göre uzun vadeli bir tahvilin faiz oranı neye eşittir?
Likidite primi teorisine göre uzun vadeli bir tahvilin faiz oranı, bu tahvilin vade süresi içinde gerçekleşmesi beklenen kısa vadeli tahvil faiz oranlarının ortalaması artı likidite primine eşittir.
Likidite primi teorisine göre, yatay bir getiri eğrisinin ortaya çıkabilmesi için ne gereklidir?
Likidite primi teorisine göre, yatay bir getiri eğrisinin ortaya çıkabilmesi için gelecekte kısa vadeli faiz oranlarının düşmesinin beklenmesi gerekir. Ancak kısa vadeli faizlerdeki bu düşüşün yavaş olması gerekmektedir.
Tercih edilen ortam hipotezi nedir?
Bölünmüş piyasalar teorisinin daha esnek bir yorumu, tercih edilen ortam teorisi olarak adlandırılmaktadır. Tercih edilen ortam hipotezine göre, bölünmüş piyasalar teorisinden farklı olarak, yatırımcılar normalde belirli bir vadedeki piyasaya yoğunlaşmış olsa da, bazı olaylar nedeniyle yoğunlaştıkları piyasaların dışında yatırım yapabilirler. Yani uzun ve kısa vadeli tahviller arasında kısmen de olsa ikame söz konusudur. Bekleyişler teorisinden farklı olarak da bireylerin faiz beklentileri dışında farklı vade tercihleri de bulunmaktadır.
Likidite primi teorisinin öne sürdüğü getiri eğrisi ile bekleyişler teorisinin öne sürdüğü getiri eğrisi arasında nasıl bir fark vardır?
Likidite primi pozitif bir değer olduğu ve vade uzadıkça da arttığı için likidite primi teorisinin öne sürdüğü getiri eğrisi, bekleyişler teorisinin öne sürdüğü getiri eğrisinin üzerinde yer alır ve daha dik bir eğime sahiptir.
Likidite primi pozitif bir değer alıyorsa likidite primi teorisine göre aşağıya doğru eğimli getiri eğrisi nasıl yorumlanabilir?
Kısa vadeli faiz oranlarında eğer sert bir düşüş bekleniyorsa aşağıya doğru eğimli getiri eğrisi ortaya çıkacaktır.
Likidite primi teorisine göre gözlenen getiri eğrisi ılımlı bir şekilde yukarıya doğru eğimli ise yani yavaşça dikleşiyorsa kısa vadeli faiz oranlarıyla ilgili nasıl bir yorum getirilebilir?
Eğer gözlenen getiri eğrisi ılımlı bir şekilde yukarıya doğru eğimli ise yani yavaşça dikleşiyorsa gelecekte kısa vadeli faiz oranlarında artma ya da azalma yönünde bir değişim beklenmiyor demektir.