Hizmetler Ekonomisi Dersi 8. Ünite Özet
Hizmet Ticaretinin Ülkemiz Açısından Analizi
- Özet
Ülkemizde Hizmetler Sektörünün Ekonomideki Önemi
2000’li yıllarda hizmetler sektörünün GSYİH içindeki payı % 63,8’dir. Bu rakamlar gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında düşük görülse de artış hızı itibarıyla söz konusu ülkelerin önünde yer almaktadır. Örneğin, hizmetlerin toplam katma değer içindeki payı 2006’da ABD’de % 76.5; Japonya’da % 69.5; Fransa’da % 77.3; İngiltere’de % 76.2; Danimarka’da % 72.5; Hollanda’da % 73.7; Almanya’da % 69.8; Portekiz’de % 72.8; İspanya’da % 66.7; Yunanistan’da % 72.0; Türkiye’de ise % 62.4 olmaktadır. 2011 yılında toplam istihdamın yarısına yakın kısmını hizmetler sektörü oluşturmaktadır.
Hizmetler sektörünün payının yüksek olduğu ülkelerde kişi başına millî gelir de yüksektir. Bu nedenle ülkemizde sektörün gelişmesinin istihdam açısından iki yönlü önemi vardır. Birincisi işsizliğin yüksek olduğu bir ülke olarak istihdam yaratılması; ikincisi de kişi başına ulusal gelirin artırılmasıdır.
Türkiye’de toptan ve perakende satış hizmetlerinin ekonomiye katkısı diğer sektörlerden daha fazladır. Türkiye’de, OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerin istihdama katkısı çok düşüktür.
Türkiye’nin Dünya Hizmet Ticareti İçindeki Yeri
Özellikle turizmdeki gelişmelere bağlı olarak Türkiye’nin 2000’li yıllarda dünya hizmet ticareti sıralamasında üst sıralara yükseldiği görülmektedir. 2012 yılı itibarıyla ülkemiz dünya hizmet ihracatında ilk 40 ülke arasında 28. sırada yer almaktadır.
Hizmet ticaretinde düzenli olarak fazla veren Türkiye mal ticaretinde yüksek oranlarda açık vermektedir. 2012 yılı itibarıyla mal ihracatımız 152 milyar dolar iken mal ithalatımız 237 milyar dolar olup dış ticaret açığımız 85 milyar olarak gerçekleşmiştir.
T.C. Merkez Bankası verilerine göre, hizmetler dengemiz ise 1984 yılından itibaren sürekli fazla vermektedir. Gerçekten, Türkiye dünyada da hizmetler bilançosu fazla veren ülkeler arasında yer almaktadır. 2010 yılı verilerine göre, hizmet ticaretinde fazla veren ülkelerin başında ABD, İngiltere, İsviçre, Fransa, Belçika, Hollanda, İspanya, Hindistan, Singapur ve Türkiye gelmektedir.
Ülkemizde Hizmet Ticaretinin Dış Ödemeler Bilançosu İtibarıyla Analizi
Cari işlemler dengesinin son yıllarda hep negatif olmasına karşın, hizmetler dengesinin sürekli fazla verdiği görülmektedir. Hizmetler dengesi iktisadi kriz dönemlerinde dahi az da olsa bir düşüş olmasına karşın, hep fazla vermiştir. Örneğin, hizmetler dengesi 2001 krizinden sonra da yine fazla vermiştir.
Hizmet alt kalemlerinden en fazla ticaret fazlası veren turizm sektörü birinci sırada, diğer taşımacılık hizmetleri ve inşaat hizmetleri sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada yer almaktadır. Diğer hizmetler kalemi ise dördüncü sırada bulunmaktadır. Burada dış ödemeler bilançosu içinde yer alan diğer ticari hizmetler ile diğer hizmetler kalemleri arasındaki farkı açıklamakta yarar vardır. TCMB kaynaklarına göre, diğer ticari hizmetler kalemi IMF ödemeler bilançosu sistematiğindeki alt kalemlerin (haberleşme, sigortacılık, finansal hizmetler, bilgisayar hizmetleri, telif ve patent bedelleri, diğer iş hizmetleri, kişisel, kültürel ve eğlence hizmetleri vd.) yanı sıra transit ticareti de içermektedir. TCMB verilerinde, diğer hizmetler kalemine de döviz tevdiat hesapları girmektedir. Bu hesaplar, Türkiye’deki yerleşiklerin döviz tevdiat hesaplarındaki Türk lirası alışlarını içermektedir. Resmî hizmetler ise yurt dışındaki temsilciliklere ilişkin gelir ve gider ile Turizm Bakanlığının yurt dışı tanıtım giderlerini içermektedir.
Türkiye turizm hizmetleri geliri itibarıyla tüm dünyada ilk beş ülke arasında yer alır.
Ülkemizde Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kullanımı ve İnternet’in Sayısal Gelişimi
Bilişim hizmeti, bir çözümün beklenen amaca hizmet etmesi için gerekli olan ve insan gücüne dayanan çalışmalardır. Bilişim ürünü, bir çözümün raftan sağlanan donanım, malzeme ve yazılımlarından oluşan parçalarıdır. Bilişim teknolojileri üreten sektörlerin iktisadi büyümeye katkısı hızla artmaktadır.
Günümüzde çok hızlı bir gelişme yaşayan bilişim teknolojileri (bilgi ve iletişim teknolojileri) hizmet alt sektörü ülkemizde de hızla büyümektedir. Sektördeki harcamaların GSMH’ye oranı 1997 itibarıyla % 2.4 civarında idi. 1990’lı yıllarda sektörün alt alanlarındaki ilk sırada haberleşme vardır. Bilgi teknolojileri (donanım, paket yazılım ve hizmetleri) piyasası esas olarak donanım ağırlıklı gelişme göstermiştir. Donanımın toplam içindeki payı 1990’da % 88.5; 1997’de ise % 72.1 olarak gerçekleşmiştir. 1997 itibarıyla paket yazılımın payı % 12, bilişim hizmetlerinin payı da % 15.8’dir (Yıldırım-Mızrak, 2009).
2000’li yıllarda bilgi ve iletişim teknolojileri piyasasındaki büyüme hızlanmıştır. Örneğin, donanım piyasasında 2006 yılında bir önceki yıla göre artış % 28.3; yazılım piyasasında % 42.5; toplam bilgi teknolojileri piyasasında % 25.7; toplam bilgi ve iletişim teknolojileri piyasasındaki artış ise % 11.6 olarak gerçekleşmiştir.
Ülkemizde gelişmekte olan ülkeler arasında karşılaştırmalı üstünlük yaratabileceğimiz hizmet sektörlerinden biri de yazılım hizmetleridir. Bu sektörün istihdam yaratma açısından önemi gelişmiş ülkelerde açıkça görülmüştür. Örneğin, dünya yazılım piyasasında başı çeken ABD piyasanın % 47’sini elinde tutmakta olup paket yazılım sanayiinde 1987-1998 arasında 240,000 iş yaratılmıştır (OECD, 1999). Dolayısıyla uygun eğitim ve hizmet-içi programları geliştirmek suretiyle eğitimli işgücü kesimini ve eğitimli işsiz kitlesini bu alana çekme politikaları izlenmesinde yarar vardır. AB’nin gelişmiş ülkelerinde başta yazılım olmak üzere bilgisayar ve bilişim hizmetlerinde iş gücü ihtiyacı olduğu sıkça dile getirilmektedir. Bu durum Türkiye için potansiyel bir fırsat olabilir ve değerlendirilmesi gerekir.
Türkiye’de bilişim hizmetlerinde dış ticaretin önemi de giderek artmaktadır. Resmi verilere göre, ihracatımız 2004 yılında 3.553 milyon dolar iken 2007’de 4.273 milyon dolara yükselmiştir. İthalatımız da 2004’te 7.352 milyon dolar, 2007’de 10.753 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
2008 itibarıyla bilgisayar ve İnternet kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubu 16-24’tür. Bu yaş grubunu 25-34 yaş grubu izlemektedir. Bilgisayar ve internet kullanım oranı tüm yaş gruplarında erkeklerde daha yüksektir. Eğitim durumuna göre en fazla bilgisayar ve İnternet kullanım oranları sırasıyla % 87.9 ve % 87.2 ile yüksekokul, fakülte ve üstü mezunlarındadır. Bunu % 67.2 bilgisayar kullanımı ve % 64 İnternet kullanımı ile lise ve dengi okul mezunu bireyler takip etmektedir.
Bilgisayar ve İnternet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki erkeklerde % 60.2 ve %59.3 iken, kadınlarda % 39.8 ve % 38.7’dir. Bilgisayar ve İnternet kullanım oranlarının en yüksek olduğu yaş grubu 16-24 yaş grubudur. Bu oranlar tüm yaş gruplarında erkeklerde daha yüksektir. Bilgisayar ve İnternet kullanımı kentsel yerlerde % 59 ve % 58; kırsal yerlerde ise % 29.5 ve % 28.6’dır. Bilgisayar ve İnternet kullanımının en yüksek olduğu bölge % 62.1 ve % 61.4 ile İstanbul’dur.
Ülkemizde İnternet üzerinden alışveriş yaygınlaşmaktadır. Gerçekten, 2013 yılında internet kullanan bireylerin İnternet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi verme ya da satın alma oranı % 24.1’dir. Oysa bu oran bir önceki dönemde % 18.6 olarak gerçekleşmişti.
Nisan 2012-Mart 2013 arasını kapsayan dönemde İnternet üzerinden alışveriş yapan bireylerin % 48.6’sı giyim ve spor malzemesi; % 25.8’i elektronik araç; % 25.6’sı ev eşyası; % 15.9’u kitap, dergi, gazete (e-kitap dâhil),%15.7’si gıda maddeleri ile günlük gereksinimlerini internet üzerinden almıştır.
İşletmelerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Durumu
Ülkemizde işletmelerde bilişim (bilgi ve iletişim) teknolojilerinin kullanımının artması gerek elektronik ticaret gerekse bütün olarak hizmet ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun değerlendirilmesi ise iş dünyasında bu konuyla ilgili araştırma yapılmasına bağlıdır. Bu çerçevede Türkiye İstatistik Kurumu düzenli anket çalışmaları yapmaya başlamış ve ilkini 2005 yılında Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) metodolojisine uygun olarak gerçekleştirmiştir (TÜİK, Haber Bülteni sayı: 183, 28 Kasım 2008). Anketler seçilmiş sektörlerdeki 10 ve daha fazla çalışanı olan işletmelere uygulanmıştır. Bu çalışmalar ile Türkiye İstatistik Kurumu ülkemizdeki işletmelerin bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanım durumunu araştırmış olmaktadır.
Ocak 2013 itibarıyla ülkemizde İnternet erişimine sahip işletmelerin % 53.8’i web sayfasına sahiptir. Bu oran Ocak 2012’de % 58’idi. Web sayfasına sahip olan işletmelerin % 17.9’u “çevrimiçi (online) sipariş, rezervasyon ya da kayıt işlemi” hizmeti vermektedir (Web sayfasına sahip olan girişimlerin, bu sayfalar üzerinden sundukları hizmetler arasında %58,5 ile “ürün katalogları ve fiyat listesi” ilk sırayı almaktadır.
2013 Araştırmasına göre ise, 2012 yılında işletmelerin kamu kurum ve kuruluşları ile iletişimde İnternet’i kullanma oranı % 73.7 olmaktadır (2010 yılında % 76.8). İnternet erişimi olan işletmeler kamu kurum ve kuruluşları ile iletişimde İnternet’i en çok % 90.1 ile kamu kurum ve kuruluşlarının web sayfasından ya da sitesinden bilgi almak ve % 72.4 ile form indirmek için kullanmıştır. TÜİK araştırmaları işletmelerin bilişim teknolojileri ile ilgili güvenlik sorunlarının arttığını da ortaya koymaktadır. 2007 Araştırmasına göre, 2006 yılında internet erişimine sahip işletmelerin % 16.4’ü bilişim teknolojileri ile ilgili bir güvenlik sorunu ile karşılaşmıştır. 2008 Araştırmasına göre ise 2007 yılında bu oran % 17.4’e yükselmiştir. İşletmelerin % 12.5’i bilişim uzmanı istihdam etmektedir. Ocak 2007’de bilgisayar kullanılan işletmelerin % 10.3’ü bilişim uzmanı istihdam etmiştir. Bu oran Ocak 2008 itibarıyla % 12.5’e çıkmıştır.
Türkiye’de Elektronik Ticaretin Gelişimi
E-ticaret piyasası tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızlı bir şekilde yükselmektedir. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) yerli ve yabancı kredi kartlarının kullanımına dayanan verilerine göre, 2005 yılı itibarıyla 3.2 milyar olan e-Ticaret 2008’de 17 milyara yükselmiştir. Bankalararası Kart Merkezi verileriyle 2005-2008 arasındaki e-Ticaret işlem adedi rakamları incelendiğinde, e-Ticaretin bu dönemde artış hızının % 70’leri geçtiği görülmektedir. E-ticaret pazarında 2006 yılında bir önceki yıla göre % 72 büyüme kaydedilmiştir. 2007 ve 2008 yıllarındaki artış oranları da % 50’yi geçmektedir.
2009 yılı başında hükûmet tarafından öngörülen ve internet iletişiminden alınan sabit İnternet üzerindeki özel iletişim vergi oranının (ÖİV) indirilmesi yolundaki karar (Sabah, 25.01.2009) sonrasında da e-Devlet ve elektronik ticaret uygulamaları artmıştır. Bu uygulama hiç kuşkusuz işlemlerin elektronik ortamda yapılmasını kolaylaştırmak suretiyle e-devlet uygulamasının da yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Öngörülen bu uygulama e-Ticaret hacmini de olumlu yönde etkilemiştir. Bu hızlı ve yüksek artışlar da bize e-ticaretin ülkemizde gelecekte çok önemli bir hizmet sektörü aracına dönüşeceğini göstermektedir Oluşturulan e-Ticaret Genel Koordinatörlüğü de ülkemizde e-Ticaretin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmaktadır. Nitekim, Aralık 2008’de AB’ye uyum kapsamında öngörülen e-Ticaret Direktifi Çalışma Grubu konuyla ilgili bir rapor hazırlamıştır. Ayrıca, 2008 yılında 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda, “e-İmza başka bir elektronik veriye eklenen ve elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veriyi tanımlar” denilmektedir. Bu yasayla İnternet bankacılığında elektronik dekont ve e-Posta yoluyla dijital imzalı dekont yollanması işlemleri de hız kazanmıştır. Elektronik imza uygulamasının elektronik ticaret işlem ve hacmini de artıracağı öngörülmektedir.