Doğal Kaynaklar ve Çevre Ekonomisi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Sürdürülebilir Kalkınma
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
1972 Birleşmiş Milletler İnsani Çevre Konferansında Hangi Kararlar Alınmıştır?
Sanayi Devrimi ile birlikte dünyadaki mal ve hizmet üretimi olağanüstü boyutlarda artmaya başlamıştır. Dünya nüfusu da beşerî şartlardaki olumlu gelişmeler ile birlikte katlanarak artmaya başladığı için doğal kaynaklar ve çevre üzerinde büyük bir baskı oluşmaya başlamış ve çevre problemleri ilk kez 1970’li yıllarda gündeme gelmiştir. Sosyal dünyadaki karar vericilerin önce üretim seçeneğini vazgeçilmez kıldığı dönem özellikle II. Dünya Savaşı sonrasının neredeyse evrensel denilebilecek büyüme/kalkınma özlemleriyle aynı dönemde bir araya gelmiştir. Bilimsel altyapısını klasik iktisadın doğanın sınırsız doğurganlığı nedeniyle üretim faktörlerinin geleceği konusundaki endişesiz öngörülerinin oluşturduğu eğilim Keynesgil politikaların Savaş öncesi ve sonrası uygulamalarıyla uyumlu bir şekilde kaynaşmıştı. Modernizm, toplumsal mutluluğu sağlamaya çalışırken Keynesgil politikaların kısa vadeli yönelimleriyle birlikte hem felsefi hem de ekonomik birliktelik içerisinde çevresel bozulmanın temelleri atılmıştır. Ormanların hızla yok olmaya baş- laması, küresel iklimde ilk değişme sinyallerinin ortaya çıkması ve biyolojik çeşitliliğin fark edilir derecede azalması gibi olumsuz sinyaller çevrenin önemini artırmış ve uluslararası boyut kazanmasına yol açmıştır. Daha doğrusu iktisadi büyüme ve kalkınmanın küresel çapta sürdürülebilirliğine ilişkin korkular belirmiştir. Sürdürülebilir kalkınma deyimi ise ilk kez Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUNC) tarafından hazırlanan Dünya Koruma Stratejisi adlı belgede kullanılmıştır.
Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi Kavramını Açıklayınız?
Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi (ÇSE) de Çevresel Performans Endeksi (ÇPE) gibi Columbia ve Yale üniversiteleri ile Avrupa Komisyonu ve Dünya Ekonomik Forumu’nun ortak çalışması ile geliştirilmiştir. 2000 yılında pilot uygulama yapılmış ve daha sonra 2001, 2002 ve 2005 yılları için hesaplanmıştır. ÇSE, çevresel sürdürülebilirliğin izlenmesine yönelik geliştirilen, geçmişteki ve mevcut durumdaki çevre kirliliği düzeyleri, çevre yönetim faaliyetleri, küresel değerlerin korunmasına yönelik katkılar ve toplumun çevre performansının artırılma kapasitesi gibi konuları kapsamaktadır. ÇSE, toplamda 76 veri setinin kullanıldığı 21 göstergeye göre ülkelerin şu konularda karşılaştırılmasını sağlamaktadır.
20-22 Haziran 2012’de Rio de Janeiro’da düzenlenen “Rio+20" konferansında en çok eleştirilen unsur ne olmuştur?
20-22 Haziran 2012’de Rio de Janeiro’da düzenlenen “Rio+20" konferansında en çok eleştirilen unsur çevre kirliliğinin başlıca sorumlusu olan gelişmiş ülkelerin bu sorumluluğu üstlenmemek için direnmeleri ve çaba göstermemeleridir.
Sürdürülebilir kalkınmanın kavramsal çerçevesi çizilirken bu çerçeve içinde mutlaka yer alması gereken üç temel unsur nedir?
Sürdürülebilir kalkınmanın kavramsal çerçevesi çizilirken bu çerçeve içinde üç temel unsur mutlaka yer almaktadır: (i) Çevre (çevrebilim, tabiat ve tabii kaynaklar), (ii) ekonomi ve (iii) toplum ve kültür.
Sürdürülebilir Kalkınmanın Kavramsal Çerçevesini Açıklayınız?
Sürdürülebilir kalkınmanın kavramsal çerçevesi çizilirken bu çerçeve içinde üç temel unsur mutlaka yer almaktadır: Çevre, ekonomi ve toplum ve kültür. Dünya Bankası bu modele dördüncü alt unsur olarak kurumları ilave etmektedir. Çevresel olarak sürdürülebilir bir sistemin kaynak temelini sabit tutması gerekmektedir. Ayrıca yenilenebilir kaynakların istismarından kaçınmalı, yenilenemeyen kaynaklardan yalnızca yatırımlarla yerine yeterince konulmuş olanları tüketmeli ve ekosistem işlevlerinin zarar görmesine engel olmalıdır. Ekonomik olarak sürdürülebilir bir sistem ise tarımsal ve sanayi üretimine zarar veren sektörel dengesizliklerden kaçınmalı, altyapı geliştirilmesine önem verilmeli, kamu ekonomisinin de dengelerini korumalıdır. Toplum açısından sürdürülebilir bir sistem, nüfus, kültürel değerler, kurumsal süreçler, gelir dağılımında eşitliği, sağlık, eğitim, cinsiyet eşitliği, politik sorumluluk ile katılımı içeren sosyal hizmetleri yeterince yerine getirmelidir. Bu unsurlar bağımsız değildir, biri diğerinden etkilenmekte ve ortaklaşa etkileşim içinde bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) hangi yılda kurulmuştur?
Uluslararası toplum Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında Stockholm’de düzenlenen İnsani Çevre Konferansı’nda bir araya gelmiş ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) kurulmuştur.
Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisinin Temel Amaçları Nelerdir?
a. Büyümenin yeniden canlandırılması, b. Büyümenin niteliğinin değiştirilmesi, c. Sürdürülebilir bir nüfus artışının sağlanması, d. Teknolojinin yeniden yönlendirilmesi ve yönetimi, e. Gıda, enerji, su ve sağlık alanlarında toplumun temel ihtiyaçlarının sağlanması, f. Kaynak rezervinin korunması ve değerinin artırılması, g. Karar verme süreçlerinde çevre ve ekonominin birleştirilmesi.
"Ortak Geleceğimiz" başlıklı raporda sürdürülebilir kalkınma kavramı nasıl tanımlanmaktadır?
Ortak Geleceğimiz başlıklı raporda sürdürülebilir kalkınma kavramı “günümüz ihtiyaçlarının gerektirdiği kalkınmanın, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneklerini ortadan kaldırmayacak şekilde gerçekleşmesidir” şeklinde tanımlanmaktadır.
Piyasa Mekanizmasının Sağlıklı Bir Şekilde İşlemesi Nasıl Sağlanmaktadır?
Devletin uyguladığı teşvik politikası, sosyal maliyetlerin piyasada oluşan fiyatların bileşiminde yer alamamasına ve öte yandan doğal kaynakların aşırı kullanımına yol açarak kaynakların uygun dağılımını engelleyebilmektedir. Teşviklerin kaldırılması veya azaltılmasının kamu bütçelerinin dengeye ulaşmasına da yardımcı olacağı ortadadır. Teşviklerin azaltılması, çevreye zararlı faaliyetleri otomatik olarak ortadan kaldıramayacak ve kaynak kullanımları devam edecektir. İşte bu durumda çevre vergileri, çevreyi kullananın bunun bedelini ödemesi ve depozit sistemi gibi yeni önlemler devreye girebilecektir. Çevreyi koruyucu nitelikli ve çevre kirliliğini önlemeye yönelik hedeflenmiş teşvikler ise katlanılabilir bir devlet müdahalesinin unsurlarıdır.
Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi (ÇSE) ülkelerin hangi konularda karşılaştırılmasını sağlamaktadır? Sıralayınız.
Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi (ÇSE) ülkelerin şu konularda karşılaştırılmasını sağlamaktadır:
a) Küresel çapta sorumluluk
b) Çevresel sistemler
c) Çevreye yönelik baskıların azaltılması
d) İnsanların çevreye yönelik baskılardan zarar görebilirliğinin azaltılması
e) Çevresel sorunlarla mücadelede toplumsal ve kurumsal kapasite
Ekonomik olarak sürdürülebilir bir sistemin hangi koşulları sağlaması beklenmektedir?
Ekonomik olarak sürdürülebilir bir sistem tarımsal ve sanayi üretimine zarar veren sektörel dengesizliklerden kaçınmalı, altyapı geliştirilmesine önem verilmeli, kamu ekonomisinin de dengelerini korumalıdır.
Brundland Raporunda Hangi Konulara Değinilmiştir. Açıklayınız?
Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun (WCED) 1983 yılında kurulmasının ardından bugünkü kuşaklar ile gelecek kuşaklar arasında eşitlik arayışının 1987 yılında yayımlanan Ortak Geleceğimiz başlıklı Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu’nda hayata geçtiği bilinmektedir. Norveç başbakanı Gro Harlem Brundtland’ın M. Khalid ile birlikte koordinatörlü- ğünü yaptığı bir komisyonca hazırlanan ve sunulan bu rapor, sürdürülebilir kalkınma kavramını günümüz ihtiyaçlarının gerektirdiği kalkınmanın, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneklerini ortadan kaldırmayacak şekilde gerçekleşmesidir şeklinde tanımlamaktadır. Önemli bir başka tanım da Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) ve BM Çevre Programı tarafından yapılmaktadır: Sürdürülebilir kalkınma, yaşam kalitesinin, çevredeki yaşamı destekleyici doğal sistemlerin taşıma kapasitesi içinde kalacak şekilde iyileştirilmesidir. Sürdürülebilir kalkınmanın en yaygın olarak bilinen tanımı Brundtland raporunda yapılan tanımdır. Kalkınmanın sürdürülebilirliğini ana kavram olarak benimseyen Brundtland raporu kalkınma-çevre arasındaki güçlü bağlantıya dikkat çekmektedir. Dolayısıyla çevre ve sosyal unsurlar kalkınma sürecinin ayrılmaz parçaları olarak kabul edilmekte ve kalkınma sadece ekonomik içerikli bir kavram olmaktan çıkarılmaktadır.
Sürdürülebilir Kalkınma Göstergelerinde Olması Gereken Özellikler Nelerdir?
• Kolay anlaşılabilir, açık ve net olmalıdır, • Politika geliştirmeye uygun olmalıdır, • Bilimsel ve teorik olarak sağlam temellere oturmalıdır, • Teknik olarak ölçülebilir olmalıdır, • Hem zamana hem de coğrafi farklılıklara uygun olmalıdır, • İlk bakışta verdiği anlamdan çok daha farklı bakış açılarını ve vizyonu yaratacak kadar anlamlı olmalıdır.
Nesiller arası Eşitlik Kavramını Açıklayınız?
Kalkınma süreci gelecek nesiller üzerindeki ters etkileri en aza indirmeye çalışmalı, diğer bir değişle kalkınma süreci nesiller arası adaleti aramalıdır. Zira bugün aşırı kaynak kullanırsak gelecekte yararlanabileceğimiz stokları azaltırız veya bugünkü emisyonlar çevrenin emebileceği düzeyin ötesine geçerse uzun dönemde tahribata yol açarlar.
Sürdürülebilir Kalkınmanın Tarihçesini Anlatınız?
1950’lerdeki GSYH büyümesi temel amaç iken 1960’larda ve 1970’lerde temel amaç bu kez kişi başına düşen GSYH büyümesine dönüşmüştür. 1980’lerde ise ekonomik büyüme sürecini temsil eden parasal olmayan göstergelerin yükselişi ortaya çıkmıştır. Başta insani Gelişme Endeksi (HDI) olmak üzere özellikle eğitim, sağlık ve uzun yaşam unsurlarını içeren endeksler toplumsal refahın artışını temsil etmeye başlamıştır. Dolayısıyla artık sadece ekonomik büyümenin ve millî gelir artışının refah artışı anlamına gelmediği anlaşılmış ve sosyal unsurlardaki iyileşmeleri de kapsayan bir kavram olan kalkınma dünya ekonomi literatürüne girmiştir. 1970’li yılların başından itibaren dünya gündemini meşgul etmeye başlayan bir diğer önemli konu son yüzyılda gerçekleşen inanılmaz ekonomik büyüme hamlelerinin tabiata verdiği zararlardır. İnsanoğlunun tabiatın kendi içindeki dengesine verdiği tahribat hissedilir dereceye ulaşmış ve çevre kirlenmesi ekosistemin dengesini bozarak canlı ve cansız tüm varlıkları tehdit eden çok ciddi bir sorun hâline gelmiştir. İşte bu nedenlerle dünyanın geleceği hakkında 1970’li yıllarda başlayan endişeler, ekonomik kalkınma stratejilerinde ve süreçlerinde sürdürülebilirlik olgusunu en temel unsur hâline getirmiştir. 1980’li, 1990’lı ve 2000’li yılların kalkınma tartışmalarında ve uygulanacak politikalarda sürdürülebilir kalkınma konusu vazgeçilmez temel bir unsur hâline gelmiştir. Artık ülkelerin nihai amacı sadece büyümek ve kalkınmak değil bu sürecin sürdürülebilir olmasıdır.
Ekolojik Ayak İzi Kavramını Açıklayınız?
Ekolojik ayak izi kavramı tabiatın taşıma kapasitesini ölçmek için geliştirilmiş olan bir yöntemdir ve sonuçları bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma derecesinin bir göstergesi olarak kullanılmaktadır. İlk olarak William Rees tarafından 1992 yılında hesaplanan Ekolojik Ayak izi şu şekilde hesaplanır: Önce kişi başına düşen, biyolojik olarak verimli ve sulak alan, yani üretken biyolojik alan hesaplanır. Daha sonra insanların tükettiği kişi başına düşen biyolojik açıdan üretken alan hesaplanır ki bu ekolojik ayak izini oluşturur. Bu iki büyüklük arasındaki fark ekolojik ayak izi lehine ne kadar büyükse o kadar olumsuz olarak değerlendirilir. Farklı değişkenlerin kullanılması yoluyla farklı ekolojik ayak izi bileşenleri elde edilmektedir. Karbon tutma ayak izi, otlak ayak izi, balıkçılık sahası ayak izi, tarım arazisi ayak izi, yapılaşmış alan ayak izi gibi farklı ekolojik ayak izi kavramları da bulunmaktadır.
Teknik Değişme ve Sürdürülebilirlik Kavramını Açıklayınız?
Teknik değişmelerin sürdürülebilir kalkınmayı destekleyici sonuçlar meydana getireceğini savunan düşünürlerin sayısı az değildir. Bu görüşü savunanlar teknolojik değişmenin insan sermayesini, insan yapımı sermayeyi, sosyal sermayeyi ve hatta doğal sermayeyi zenginleştirerek kalkınmada kritik rol oynayabileceğini ifade etmektedirler. 2001 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler insani Kalkınma Raporu’nda, teknolojinin kuraklığa dayanıklı bitkiler, bulaşıcı hastalıklara karşı etkili endüstriyel aşılar, evler ve sınai kullanım için temiz enerji kaynakları üreterek gelişmekte olan ülkelere getirdiği faydalardan bahsedilmektedir.
Yeni Piyasaların Oluşturulması Kavramını Açıklayınız?
Serbestçe kullanılabilen ve hiç kimsenin mülkiyeti olmayan çevresel değerlerin mülkiyetinin tamamen veya kısmen devri veya kiralanması, mülkiyet sahiplerinin bu kaynakları bir geçim aracı olarak görmelerine ve bu nedenle de uzun vadeli kullanma olanaklarını araştırmalarına yol açmaktadır.
Rio Deklarasyonun Ana temalarını açıklayınız?
1. İlke:Sürdürülebilir kalkınma için insanlar odak noktasıdır. 2. İlke:Ülkeler diğer devletlerin çevrelerine zarar vermemelidir. 3. İlke:Kalkınma şimdiki ve gelecekteki kuşakların kalkınma ve çevre ihtiyaç- larını eşit ölçüde karşılamalıdır. 4. İlke:Çevrenin korunması kalkınma sürecinin bir parçasıdır. 5. İlke:Yoksulluğun kaldırılması sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir par- çasıdır. 6. İlke:En az gelişmiş ülkelerin özel durumu ve ihtiyaçlarına özel öncelik verilmelidir. 7. İlke:Dünya ekosisteminin sağlık ve bütünlüğünün korunması ve restore edilmesi için devletlerin ortak ama farklı sorumlulukları mevcuttur. 8. İlke:Devletler, sürdürülemez üretim ve tüketim kalıplarını azaltmalı ve ortadan kaldırmalıdır, uygun demografik politikalar takip etmelidir. 9. İlke:Devletler, sürdürülebilir kalkınma için ülke içi kapasitelerini geliştirmek amacıyla işbirliğine gitmelidir. 10. İlke: Çevre sorunları hakkındaki bilgiyi artırmak, halkın farkındalığını ve katılımını sağlamak için faaliyette bulunulmalıdır.
Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde Alınan Kararları Açıklayınız?
a) Her ülke ulusal sürdürülebilir kalkınma stratejisini oluşturacak ve 2005 yılında uygulamaya başlayacaktır. b) Sürdürülebilir kalkınma konusunda uluslararası anlaşma hükümlerine uyulmalıdır. c) Yoksulluk için Dünya Dayanışma Fonu kurulmalı ve açlık sınırında yaşayanların sayısı yarı yarıya azaltılmalıdır. d) Fosil yakıtlara bağımlılık azaltılmalı ve enerjide kaynak çeşitliliğine ve ülkeler arasında adaletli, dengeli dağılıma gidilmelidir. e) Sürdürülebilir kalkınma konusunda genel anlamda sorumluluk ve duyarlılık artırılmalıdır.
Kamusal Bilinç Oluşturulması Kavramını Açıklayınız?
Çevre yönetiminde toplumun genel bir duyarlılık ve aktif bir davranış kalıbı içerisinde hareket etmesi için öncelikle her tür kanaldan spesifik bilgilerin tüketicilere ulaşımının sağlanması gerekir. Bilgilendirme, tüketicinin firmalar arasında belki kendi geleceğini de ilgilendiren ve tüketim kalıplarını aşan bir seçimi gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Toplumsal kararların ortaya çıkışında, demokratik mekanizmalar dâhilinde müdahale şansını kullanmak isteyenlere tanınacak olanaklar, bilinçli çevre politikalarının olgunlaşmasında yeni enerji odakları oluşturacaktır.
Sürdürülebilir kalkınma deyimi ilk kez hangi belgede kullanılmıştır?
Sürdürülebilir kalkınma deyimi ilk kez Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUNC) tarafından hazırlanan “Dünya Koruma Stratejisi” adlı belgede kullanılmıştır.
Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi sonucunda alınan kararlar nelerdir? Sıralayınız.
Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi sonucundaalınan kararlar şöyle özetlenebilir:
a) Her ülke ulusal sürdürülebilir kalkınma stratejisini oluşturacak ve 2005 yılında uygulamaya başlayacaktır.
b) Sürdürülebilir kalkınma konusunda uluslararası anlaşma hükümlerine
uyulmalıdır.
c) Yoksulluk için Dünya Dayanışma Fonu kurulmalı ve açlık sınırında yaşayanların sayısı yarı yarıya azaltılmalıdır.
d) Fosil yakıtlara bağımlılık azaltılmalı ve enerjide kaynak çeşitliliğine ve ülkeler arasında adaletli, dengeli dağılıma gidilmelidir.
e) Sürdürülebilir kalkınma konusunda genel anlamda sorumluluk ve duyarlılık artırılmalıdır.
Ekolojik Ayak İzi endeksi 1992 yılında ilk olarak kim tarafından hesaplanmıştır?
Ekolojik Ayak İzi, ilk olarak William Rees tarafından 1992 yılında hesaplanmıştır.
Rio+20 Konferansı'nın temel hedefleri nelerdir? Sıralayınız.
Rio+20 Konferansı'nın temel hedefleri şunlardır:
a) Sürdürülebilir kalkınma konusundaki siyasi kararlılığın yeniden vurgulanması,
b) Sürdürülebilir kalkınma konusunda geçmişten beri düzenlenen zirvelerin
çıktıları konusunda gelişmelerin ortaya konması ve eksikliklerin belirlenmesi,
c) Yeni ve yükselen fırsatların ve tehditlerin tarif edilmesi.
Gerçek İlerleme Göstergesi(GİG) yalnız hangi iki ülke için hesaplanmıştır?
Gerçek İlerleme Göstergesi(GİG) sadece ABD ve Avustralya için hesaplanmıştır.
Roma Kulübü tarafından 1972 yılında “Büyümenin Sınırları” raporunda hangi bakış açısıyla dünyada çevre ile ilgili mevcut eğilimlerin devam etmesi hâlinde ekonomik büyümenin sürdürülemez hâle geleceğini ileri sürülmektedir?
Roma Kulübü tarafından 1972 yılında “Büyümenin Sınırları” raporundaMalthusyen bir bakış açısıyla hareket edilerek dünyada çevre ile ilgili mevcut eğilimlerin devam etmesi hâlinde ekonomik büyümenin sürdürülemez hâle geleceğini ileri sürülmektedir.
1972 yılında yapılan hangi konferans çevre konusunda küresel ölçekte gerçekleştirilen en geniş kapsamlı ilk toplantı olarak nitelendirilmektedir?
1972 yılında yapılan İnsani Çevre Konferansı aynı zamanda çevre konusunda küresel ölçekte gerçekleştirilen en geniş kapsamlı ilk toplantıdır ve 113 ülke toplantıya katılmıştır.
Sürdürülebilir kalkınma konusunda geliştirilecek bir göstergede hangi özellikler bulunmalıdır? Sıralayınız.
Sürdürülebilir kalkınma oldukça geniş kapsamlı bir kavram olduğu için bu konuda gösterge geliştirmek oldukça zordur. Sürdürülebilir kalkınma konusunda geliştirilecek bir göstergede şu özellikler bulunmalıdır:
• Kolay anlaşılabilir, açık ve net olmalıdır,
• Politika geliştirmeye uygun olmalıdır,
• Bilimsel ve teorik olarak olarak sağlam temellere oturmalıdır,
• Teknik olarak ölçülebilir olmalıdır,
• Hem zamana hem de coğrafi farklılıklara uygun olmalıdır,
• İlk bakışta verdiği anlamdan çok daha farklı bakış açılarını ve vizyonu yaratacak kadar anlamlı olmalıdır.
Pearce-Atkinson Ölçümü yaklaşımında sürdürülebilir kalkınma hangi iki faktöre bağlıdır?
Pearce-Atkinson Ölçümü yaklaşımında, sürdürülebilir kalkınma insan yapımı sermaye mallarına ve doğa
sermayesine bağlıdır.
Sürdürülebilir Ekonomik Refah Endeksi (ISEW)'nin formülü nedir?
Sürdürülebilir Ekonomik Refah Endeksi (ISEW) = GSMH-Fiziksel Sermayedeki Yıpranma- Çevresel Sermayedeki Yıpranma-Kirlenmenin Parasal Değeri- Savunmacı Harcamalar.
Dünya Bankası tarafından geliştirilen “politika matrisi” analiz aracına göre çevresel sorunlar nasıl çözümlenebilir?
Dünya Bankası tarafından geliştirilen “politika matrisi” analiz aracına göre, çevresel sorunların dört ana yoldan gidilerek çözümlenebileceği öngörülmektedir:
i) Piyasa Mekanizmasının Sağlıklı Bir Şekilde İşlemesini Sağlamak
ii) Yeni Piyasaların Oluşturulması
iii)Çevresel Düzenlemeler
iv) Kamusal Bilinç Oluşturulması
Gelişmiş ülkelerin ekolojik ayak izi ortalama kaç hektar düzeyindedir?
Gelişmiş ülkelerin ekolojik ayak izi ortalama 8-10 hektar düzeyindedir.Bu ülkeler yüksek tüketim düzeyleriyle dünya kaynaklarını aşırı derecede baskı altında tutmaktadırlar.
Nesiller İçi Eşitlik Kavramını Açıklayınız?
Kalkınma süreci herhangi bir zamanda ülkeler ve ülke grupları içinde ve arasında aşırı servet ve gelir eşitsizlikleri meydana getirmemeli, bu yöndeki eğilimleri minimum düzeye indirmelidir. Yani kalkınma süreci mevcut nesil içinde adaleti aramalıdır.
Kyoto Protokolünü Açıklayınız?
1997 yılında Birleşmiş Milletler Japonya’nın Kyoto kentinde bir toplantı düzenlemiş ve katılan devletlerarasında Kyoto Protokolü imzalanmıştır. Buna göre 37 gelişmiş ülke 2008-2012 yılları arasında sera gazı salınımlarını 1990 seviyesinden %5,2 aşağıya çekmekle sorumlu tutulmuşlardır. Protokolün yürürlüğe girebilmesi için onaylayan ülkelerin 1990 yılındaki salınımlarının yeryüzündeki toplam sera gazı salınımlarının %55’ini oluşturması gerektiği için protokol Rusya’nın 2004’teki imzası ile 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Kyoto Protokolü, karbon çıkartan enerji sistemlerinin azaltılması, sera gazı miktarını azaltıcı hukuki önlemlerin ve vergilerin yeniden düzenlenmesini, endüstrinin her aşamasında çevreciliğin temel ilke olmasını ön plana çıkarmaktadır. Kyoto Protokolü’nü ABD ve Avustralya imzalamamış, Türkiye ise Şubat 2009’da şartlı imzalamıştır. Hâlen 191 ülkenin Kyoto Protokolü’nde imzası bulunmaktadır. ABD tek başına dünya sera gazı salınımının %24’ünü yapmaktadır. O nedenle Kyoto’ya uyabilmek için büyük yatırımlara ihtiyacı bulunmaktadır. Çin ise gelişmekte olan ülkeler kategorisinde bulunduğu için herhangi bir yükümlülüğe tabi değildir. Kyoto’da esneklik mekanizmalar da vardır. Örneğin belirlenmiş olan bir seviyeden daha fazla karbon salınımı yapacağını hesaplayan bir şirket başka bir şirketten Karbon Kredisi bulmak zorundadır ki bu durum karbon ticareti ve borsasını ortaya çıkarmıştır. Bu konudaki son gelişme ise Güney Afrika’nın Durban kentinde 2011’de Birleşmiş Milletler iklim Değişikliği Konferansı’nın düzenlenmesidir. 194 ülkenin temsilcisinin katıldığı konferans sonunda 2020’de Kyoto Protokolü’nün yerini alacak bir anlaşmanın 2015 yılına kadar hazırlanması karara bağlanmıştır.
Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi (ÇSE) çevresel sürdürülebilirliğin izlenmesine yönelik geliştirilen hangi konuları kapsamaktadır?
Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksi (ÇSE); çevresel sürdürülebilirliğin izlenmesine yönelik geliştirilen, geçmişteki ve mevcut durumdaki çevre kirliliği düzeyleri, çevre yönetim faaliyetleri, küresel değerlerin korunmasına yönelik katkılar ve toplumun çevre performansının artırılma kapasitesi gibi konuları kapsamaktadır.
Sürdürülebilir kalkınma ile ilgili stratejilerin ve doğal olarak politikaların gerçekleştirmeye çalıştığı temel amaçlar nelerdir? Sıralayınız.
Sürdürülebilir kalkınma ile ilgili stratejilerin ve doğal olarak politikaların gerçekleştirmeye çalıştığı temel
amaçlar şunlardır:
a) Büyümenin yeniden canlandırılması,
b) Büyümenin niteliğinin değiştirilmesi,
c) Sürdürülebilir bir nüfus artışının sağlanması,
d) Teknolojinin yeniden yönlendirilmesi ve yönetimi,
e) Gıda, enerji, su ve sağlık alanlarında toplumun temel ihtiyaçlarının sağlanması,
f) Kaynak rezervinin korunması ve değerinin artırılması,
g) Karar verme süreçlerinde çevre ve ekonominin birleştirilmesi.