Spor Ekonomisi Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Spor Endüstrisinde Tüketici Davranışları Teorisi İle Talep Ve Arz Esneklikleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Tüketici kimdir?
Tüketici; ihtiyaçlarını gidermek veya tatmin sağlamak amacı ile mal ve hizmetleri kullanan kişi veya topluluktur.
Fayda maksimizasyomu aksiyomu nedir?
Veri bir gelir ve fiyat düzeyinde, tüketici tüketimini maksimum tatmini ya da faydayı sağlayacak bir şekilde planlar. Bu özellik fayda maksimizasyonu aksiyomudur.
Talep teorisine göre tüketiciye yönelik varsayımlar nelerdir?
Talep teorisine göre tüketicinin rasyonel olduğu varsayılmıştır. talep teorisi, tüketicinin tam bilgiye sahip olduğunu, yani, tüketicinin tüm tüketilebilir malların neler olduğunu, bu malların fiyatlarını ve kendi gelirinin ne kadar olduğunu bildiğini ve farklı malların tüketiminden elde edeceği faydaları karşılaştırabildiğini de varsayar.
Fayda karşılaştırmasında temel yaklaşımlar kaça ayrılır ve nelerdir?
Fayda karşılaştırmasında kardinal (sayılabilir) ve ordinal (sıralanabilir) olmak üzere iki temel yaklaşım vardır.
Teknolojideki ilerlemelerle spor endüstrisinin üretim fazlalığına yönelik yapılacak en temel iş nedir?
Yapılacak en temel iş talebin en önemli unsuru olan bireysel tüketicinin davranışlarını kavrayabilmek ve sonrasında da onu yönlendirebilmektir.
Fayda karşılaştırmasındaki kardinal yaklaşım neyi ifade etmektedir?
Faydanın ölçülebilir olduğunu öne sürer.
Fayda karşılaştırmasında ordinalist yaklaşım neyi ifade etmektedir?
Faydanın ölçülemeyen bir olgu olduğunu, bireylerin mal tüketiminden elde ettikleri faydaları sıralamasının yeterli olacağını önermiştir. Yani tüketici çeşitli mal demetleri arasında bir tercih sıralaması yapabilmelidir.
Kardinal fayda teorisindeki ölçülebilir sübjektif fayda kavramı kimler tarafından ortaya atılmıştır?
H. H. Gossen (1854), William Stanley Jevons (1871), Carl Menger (1871) ve Leon Walras (1874) tarafından oluşturulmuştur.
Fayda nasıl tanımlanmaktadır?
Bir şeyin insan gereksinimlerini tatmin kabiliyetine fayda adı verilir.
Toplam fayda nedir?
Toplam fayda (total utility, TU -veya U-) bir malın tüketilmesinden sağlanan toplam tatmini ifade eder.
Marjinal fayda nedir?
Marjinal fayda (marginal utility, MU) ise, maldan biraz fazla ya da biraz az tüketmek sonucu toplam tatminde (faydada) meydana gelen değişmedir.
Kardinal fayda teorisinin varsayımları nelerdir?
1. Tüketiciler rasyoneldir. Akılcı tüketici, tüketim mallarına harcayabileceği gelirinin ve satın alacağı malların fiyatlarının çizdiği sınır içinde, satın aldığı mallardan sağlayacağı tatmini maksimumlaştırmaya çalışır. 2. Her bir mala ait fayda ölçülebilir. En uygun fayda ölçü birimi paradır. 3. Paranın marjinal faydası sabittir. Bu varsayım, paranın bir ölçüm standardı olması için gereklidir. 4. Tüketici bir maldan daha fazla tükettikçe, marjinal faydası giderek azalır. Fakat, marjinal fayda sıfır oluncaya kadar, toplam fayda artmaya devam eder. Marjinal fayda sıfıra düşünce, doygunluk noktasına erişilir. Bu azalan marjinal fayda aksiyomudur. 5. Bir ‘sepet malın’ toplam faydası, o mal bileşimini oluşturan mal miktarlarına bağlıdır.
Tüketici dengesi nasıl açıklanabilir?
X olarak tanımlanan tek mallı basit bir model ele alındığında tüketici x malını satın alma ya da gelirini muhafaza etme seçenekleriyle karşı karşıya kalacaktır. Bu koşullar altında tüketici x malına ait marjinal faydayı piyasa fiyatına eşitlediği an dengeye ulaşacaktır.
Marjinal faydanın malın değerinden yüksek ve düşük olması durumu nasıl değerlendirilebilir?
X malının marjinal faydasının mal fiyatından daha yüksek olması durumunda tüketici x malından daha fazla satın alarak refah düzeyini yükseltebilir. Benzer şekilde, x malının marjinal faydasının mal fiyatından daha küçük olması durumunda ise, x malı tüketiminin azaltılması ve gelirin daha büyük bir kısmının harcanmadan saklanması tüketicinin elde edeceği refah düzeyini artıracaktır. Dolayısıyla, tüketici, marjinal faydapiyasa fiyatı eşitliğinin sağlandığı noktada faydasını maksimize etmiş olur.
Toplumsal faydanın maksimumlaşması için ne yapılmalıdır?
Her mal için harcanan son liraların toplam faydaya katkıları aynı olduğu zaman tüketici elindeki geliri en uygun şekilde kullanmış, faydayı azamileştirmiştir. Ayrıca bu denge noktası, piyasada serbest mübadelede her birey faydasını maksimumlaştırdığına göre, toplumsal faydanın da maksimumlaştığını göstermektedir.
Talep fonksiyonu nasıl elde edilmektedir?
Talep fonksiyonunun elde edilişi azalan marjinal fayda aksiyomuna dayandırılmıştır. x gibi bir malın marjinal faydası negatif eğimli bir doğru olarak gösterilebilir. Dolayısıyla, x malına ait marjinal fayda değeri sürekli şekilde azalmakta ve x tüketim düzeyinden sonra negatif değerler almaktadır. Marjinal faydanın parasal birimlerce ölçülmesi durumunda x malına ait talep fonksiyonu, marjinal fayda eğrisinin pozitif bölümüne eşit olacaktır.
MU=P eşitliği her zaman ve her koşulda geçerliliği bakımından nasıl değerlendirilebilir?
Tüketici dengesi bölümünde de anlatıldığı gibi, MUP eşitliği, tüketicinin faydasını maksimize eden denge tüketim düzeylerinde söz konusudur. Aynı zamanda bu denge tüketim düzeyleri de, fiyat veri iken, yapılan harcamaların daha az ya da daha fazla olmasına göre farklılık gösterirler. Her zaman ve her koşulda kendiliğinden böyle bir MUP eşitliği durumunun var olacağı yanılgısına düşülmemelidir.
Kardinal fayda teorisinin temel eksiklikleri nelerdir?
Üç temel eksikliğe sahiptir: 1. Faydanın nesnel ölçümü zordur. 2. Paranın marjinal faydasının sabit olması varsayımı gerçekçi değildir. Bu nedenle de sabit (standart) bir ölçü aracı olamaz. 3. Azalan marjinal fayda aksiyomu, bir psikolojik yasa olarak sorgusuzca kabul edilmiştir.
Kayıtsızlık eğrileri teorisinin varsayımları nelerdir?
1. Tüketiciler rasyoneldir. Tüketicinin, belirli bir dönem içinde harcayabileceği para, yani nakdi geliri sınırlıdır ve mal ve hizmet fiyatları, tam rekabet şartlarında oluştuğundan tüketici için veridir. Tüketici, geliri ve fiyatlar veri olduğunda, faydasını maksimize etmeye çalışır. 2. Fayda ordinaldir. Aksiyomatik olarak tüketici, tercihlerini her bir mal demetinden sağladığı tatmine göre sıralandırır. 3. Tercihler, orjine göre dışbükey olduğu varsayılan kayıtsızlık (farksızlık) eğrileri cinsinden sıralandırılmıştır. Kayıtsızlık eğrileri, tüketimde dıştan yararlar veya kayıplar olmadığı, zevklerin veri olduğu, her kişinin tercih sıralamasını özgür bir davranışla, alışkanlıklar, reklam vb.’den bağımsız olarak şekillendirdiği, malların mükemmel bölünebilirliği olduğu, yeni malların söz konusu olmadığı varsayımları altında çizilir. Kayıtsızlık eğrisi eğiminin negatif işaretlisine, marjinal ikame haddi (marginal rate of substitution, MRS) denilmektedir. Kayıtsızlık eğrileri teorisi, azalan marjinal ikame haddi aksiyomuna dayandırılmıştır. 4. Tüketicinin elde edeceği fayda tüketilen mal miktarlarına bağlıdır. 5. Tüketici tercihlerinin tutarlı olduğu varsayılmıştır. Yani, tüketici belirli bir zaman aralığında A’yı B’ye tercih ediyor ise, her iki mal demetinin de elde edilebilir olduğu diğer zaman aralıklarında B’yi A’ya tercih etmeyecektir.
Kayıtsızlık eğrisi nasıl tanımlanır?
Kayıtsızlık eğrileri teorisinde, tüketici dengesinin belirlenmesinde, kayıtsızlık eğrisi ve bütçe doğrusu araçları kullanılmaktadır. Kayıtsızlık eğrisi, tüketiciye aynı fayda (tatmin) düzeyini sağlaması sonucu tüketicinin tercih yapmada kayıtsız kaldığı noktaların (belirli mal bileşimlerinin ya da demetlerinin) oluşturduğu eğridir.
Kayıtsızlık paftası nedir?
Tüketici tercihlerini sıralayan çok sayıda kayıtsızlık eğrisinin bulunduğu duruma, kayıtsızlık eğrisi paftası (ya da haritası) denilmektedir. Aynı kayıtsızlık eğrisi üzerinde bulunan mal bileşimleri, aynı fayda düzeyini sağlar. Kayıtsızlık eğrileri orijinden uzaklaştıkça, daha yüksek fayda düzeylerini gösterirler.
Marjinal ikame haddi nedir?
’in y yerine marjinal ikame haddi, tüketicinin aynı tatmin düzeyinde kalabilmesi için bir birim x karşılığında vermesi gerekli olan y miktarı olarak tanımlanabilir. Ordinal fayda teorisi ya da kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı, marjinal fayda kavramı yerine marjinal ikâme haddi kavramını getirmiş görünmekle beraber, marjinal faydanın bu yaklaşımda da örtük biçimde yer aldığı görülebilir.
Kayıtsızlık eğrilerinin özellikleri nelerdir?
1. Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir. Bu y malı tüketimi azaldıkça tüketicinin aynı kayıtsızlık eğrisi üzerinde kalabilmesi için x malından daha fazla tüketmesi gerektiği anlamını taşımaktadır. 2. Orijinden uzaklaştıkça, kayıtsızlık eğrileri daha yüksek fayda düzeylerini gösterir. 3. Kayıtsızlık eğrileri birbirlerini kesmezler. Çünkü, birbirlerini kesmeleri demek daha önce toplam tatminleri bakımından eşit olmadıkları kabul edilen durumların eşitliği varsayılıyor demektir. 4. Kayıtsızlık eğrileri orjine göre dışbükeydirler. Bu özellik, eğri boyunca soldan sağa gidildikçe kayıtsızlık eğrisi eğiminin (mutlak olarak) azaldığını ifade etmektedir. Yani marjinal ikâme haddi azalmaktadır. Kayıtsızlık eğrisi boyunca hareket edildikçe y yerine x’in ikâme edilebilirliği gittikçe zorlaşır. Kayıtsızlık eğrilerinin orjine göre dışbükey olduğu varsayımı, malların birbiri ile ikâme edilebileceklerini ancak bu ikâmenin tam olmayacağını ifade etmektedir. Malların tam ikâme edilebilir olması durumunda kayıtsızlık eğrisi, negatif eğimli bir doğru olur. Malların birbirleri için tamamlayıcı olmaları durumunda kayıtsızlık eğrisi dik açı şeklini alır.
Tüketici dengesi nasıl elde edilir?
Tüketici, gelir ve mal fiyatları verildiğinde elde edebileceği faydayı maksimize ettiği an dengeye ulaşır. Tüketicinin dengede olabilmesi için iki koşulun sağlanması gerekir. Birinci koşul marjinal ikame haddinin mal fiyatları oranına eşit olmasıdır. Bu koşul denge için gerekli; ancak yeterli değildir. İkinci koşul kayıtsızlık eğrilerinin orjine göre dışbükey olmasını gerektirmektedir.
Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı ile talep eğrisi nasıl elde edilmektedir?
Belirli bir malın, örnek olarak x malının fiyatı düştükçe, tüketicinin elinde bulunan parasal gelirin satın alma gücü artacağından bütçe doğrusu sağa doğru kayar. Artan satın alma gücüyle tüketici daha fazla x (ve y) satın alabilecektir. Yeni bütçe doğrusu daha yüksekte yer alan kayıtsızlık eğrisi II’ye teğet olacaktır. Yeni denge noktası, fiyat düştükçe x malından satın alınan miktarın arttığını gösterecek bir şekilde eski denge noktasının sağında oluşmaktadır. Bu durum normal mallar [Gelir ve talep miktarı değişimleri aynı yönde gerçekleşen mallar normal mal olarak adlandırılır. Gelir arttıkça tüketilen miktar azalıyor ise ilgili mal ‘adi’ (bayağı veya düşük) olarak nitelendirilir.] için geçerlidir. Mal fiyatının sürekli olarak azalmasına izin verildiğinde yeni bütçe doğruları gittikçe daha yüksekte yer alan kayıtsızlık eğrilerine teğet olur. Her biri yeni bir dengeyi gösteren bu teğet noktalarının birleştirilmesi ile elde edilen eğri fiyat-tüketim eğrisi olarak adlandırılır (fiyat-tüketim eğrisi üzerindeki bir denge noktasından bir başka denge noktasına doğru hareket, toplam fiyat etkisidir, bu etki ikâme ve gelir etkileri biçimindeki iki etkinin sonucu gerçekleşmektedir).
Slutsky teoremi nedir ve kanıtı neye dayanmaktadır?
Normal mallar için elde edilen talep eğrileri talep yasasına (fiyat azaldıkça talep edilen miktar artar) uygun bir şekilde negatif eğime sahiptir. Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı altında ‘talep yasası’na fiyat değişmelerinden kaynaklanan ikâme etkisinin daima negatif olduğunu belirten ve Slutsky teoremi olarak adlandırılan teoremden gidilerek ulaşılır. Slutsky teoreminin kanıtı, kayıtsızlık eğrilerinin dışbükey olduğu aksiyomatik varsayımına dayanmaktadır.
İkame etkisi nasıl açıklanabilir?
İkâme etkisi tüketici gelirinin reel satın alma gücü eski düzeyinde kalacak bir şekilde ayarlandıktan sonra gerçekleşen tüketim miktarı artışıdır. Gelirdeki bu ayarlama tazmin edici değişim olarak adlandırılmakta ve grafik üzerinde yeni bütçe doğrusunun (fiyat değişimi sonunda elde edilen) başlangıç kayıtsızlık eğrisine teğet olacak bir şekilde paralel kaydırımı ile gösterilmektedir. Tazmin edici değişimin amacı tüketicinin fiyat değişimi öncesi elde ettiği tatmin düzeyinde kalmasının sağlanmasıdır. Tüketici y yerine x malını ikâme ederek, şimdi daha ucuz olan x malından daha fazla tüketmektedir. Tazmin edici değişim, yalnızca ikâme etkisinin izole edilmesini sağlayan çözümlemesel bir araçtır ve tüketicinin yeni denge noktasını belirlemez.
Gelir etkisi nasıl açıklanabilir?
Gerçekte daha yüksek bir satın alma gücüne sahip bulunan tüketici x malının normal bir mal olması durumunda, artan reel gelirinin bir kısmını bu mal için harcayacaktır. Bu fiyat değişiminin gelir etkisidir. Normal mallar için fiyat değişiminin gelir etkisi negatiftir ve negatif olan ikâme etkisini destekleyici bir nitelik taşır. Buna karşılık, incelenen malın adi bir mal olması durumunda fiyat değişiminin gelir etkisi pozitif olacaktır. Bununla birlikte çoğu adi mallar için negatif ikâme etkisinin pozitif gelir etkisini karşılayabilecek güçte olması, toplam fiyat etkisinin negatif olmasına neden olur. Dolayısıyla, negatif ikâme etkisi çoğu durumlarda talep yasasının kanıtlanması için yeterlidir.
Gelir etkisinin negatif olarak belirlenmesinin nedeni nedir?
Normal mallar için gelir etkisinin ön varsayım gereği pozitif olduğuna dikkat edilmelidir. Yani, gelir arttıkça daha fazla x talep edilmektedir. Burada gelir etkisinin negatif olarak belirlenmesinin nedeni ise parasal gelirin satın alma gücündeki değişimin x malı fiyatındaki değişim ile illişkilendirilmesinden kaynaklanmaktadır.
Talep yasasının geçerli olmadığı durumlar nelerdir?
‘Talep yasası’ gelir etkisinin pozitif ve çok kuvvetli olduğu durumlarda geçerli değildir.
Giffen mallar nedir ve özellikleri nelerdir?
Talep yasasının geçerli olmadığı durumlarda bu türdeki mallar Giffen malı olarak adlandırılır. Giffen malları adidir ve pozitif eğimli talep eğrilerine sahiptir. Giffen malı gerçek hayatta çok ender rastlanan bir olaydır.
Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımının önemi nedir?
Kayıtsızlık eğrileri çözümlemesi tüketici teorisinde önemli bir gelişmedir. Bu yaklaşımın varsayımları kardinal fayda yaklaşımı varsayımlarından daha az katıdır. Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı altında, tercihlerin sıralandırılması zorunlu bir işlemdir. Paranın marjinal faydasının sabit olduğu varsayımı ise dışlanmıştır. Bu yaklaşımın iktisat teorisine belki de en önemli katkısı, malların ikâme ve tamamlayıcı olarak sınıflandırılmasında daha iyi bir kriterin geliştirilmesini sağlamış olmasıdır.
Hicks’in yaklaşımına göre çapraz fiyat esnekliği nasıl ölçülmelidir?
Hicks, çapraz fiyat esnekliğinin gelirdeki reel değişmeler göz önüne alındıktan sonra ölçülmesini önermiştir. Dolayısıyla, Hicks’e göre x fiyatındaki bir azalma (x fiyatındaki değişmelerden kaynaklanan) reel gelirdeki değişmeler tazmin edildikten sonra y malından talep edilen miktarda bir azalmaya neden oluyor ise x ikâme mal olarak nitelendirilmelidir. Bu kriter teorik olarak x malı fiyatındaki değişimin y malı tüketim miktarı üzerindeki toplam etkisine dayandırılarak saptanan alışılmış yaklaşımdan daha doğrudur. Ancak, istatistiki olarak tahmin edilemeyen bireysel tercih fonksiyonları hakkında bilgi gerektirdiğinden pratikte kullanımı olanaksızdır. Diğer taraftan, toplam fiyat etkisi ise, istatistiki olarak tahmin edilebilen piyasa talep fonksiyonları hakkında bilgi gerektirdiğinden dolayı, pratikte kullanımı olanaklıdır.
Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımının aksaklıkları nelerdir?
Teorinin temel zayıflığı kayıtsızlık eğrilerinin varlığı ve dışbükeyliği ile ilgili aksiyomatik varsayımdan kaynaklanmaktadır. Teori kayıtsızlık eğrilerinin varlığı ve şekli hakkında hiç bir kanıt vermemektedir. Teoriye göre kayıtsızlık eğrileri vardır ve istenildiği gibi dışbükeydir. Ek olarak, tüketicinin tercihlerini teorinin ifade ettiği kesinlik ve rasyonellikle yapıp yapamayacağı da soruşturulabilir. Tüketici tercihleri çeşitli faktörlerin etkisi altında sürekli olarak değişir. Dolayısıyla, tüketici tercih sıralaması yapabilse bile, bu sıralamanın çok kısa bir zaman aralığı için geçerli olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca, bu teori kardinalist okula ait rasyonellik ve marjinal ikâme haddi tanımı içinde örtük olarak var olan marjinal fayda kavramını kullanmaya devam ederek, kardinalist okulun temel zayıflıklarından kurtulma olanağı bulamamıştır. Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımının diğer bir zayıflığı da irrasyonel davranışa neden olan ve dolayısıyla teori kapsamı dışında kalan reklam, geçmişte edinilmiş davranış kalıpları (alışkanlık ve şartlanmışlıklar), stok, tüketici tercihleri arasında bağımlılık gibi faktörleri göz önüne almamasından kaynaklanmaktadır. Bunlar, firma fiyat ve miktar kararlarını oluşturmada önemli rol oynarlar.
Açıklanmış tercihler hipotezi nedir?
Açıklanmış tercihler hipotezi kayıtsızlık eğrilerini ve bu yaklaşımın kısıtlayıcı varsayımlarını kullanmadan (açıklanmış tercihler aksiyomunun kullanımı ile) ‘talep yasasının’ oluşturulmasına olanak tanıdığından talep teorisinde önemli bir gelişmedir. Tüketici tercihlerinin sıralanması ile ilgili olarak açıklanmış tercihler hipotezi Hicks-Allen yaklaşımına oranla kayıtsızlık eğrilerinin varlığını ve dışbükeyliğini gösterme olanağını sağlar. Ancak, bu yaklaşım altında talep eğrilerinin elde edilmesi için kayıtsızlık eğrilerinin kullanımı gerekli değildir.
Açıklanmış tercihler hipotezinin varsayımları nelerdir?
1. Tüketicinin daima daha fazla mal içeren mal sepetlerini tercih ettiği anlamında rasyonel davrandığı varsayılmıştır. 2. Tüketici tutarlı bir davranış içerisindedir. Yani, tüketici, B’nin elde edilebilir olduğu bir ortamda A’yı tercih ediyorsa, A’nın elde edilebilir olduğu bir ortamda hiç bir zaman B’yi tercih etmeyecektir. 3. Tercihler arasında geçişlilik söz konusudur. Eğer belirli bir durumda A>B ve B>C ise, A>C’dir. 4. Açıklanmış tercihler aksiyomu gereğince, tüketici herhangi bir bütçe kısıtı altında belirli bir mal bileşimini seçerek bu mal bileşimi için tercihini açıklar. Böylece, seçilen mal demetinin ilgili bütçe kısıtı altında elde edilebilir olan tüm diğer mal bileşimlerine tercih edildiği açıklanmıştır. Seçilen ‘mal sepeti’ tüketici faydasını maksimize etmektedir. Yani belirli bir mal bileşiminin tercih edildiğinin açıklanması, tüketici faydasının maksimize edildiği (aksiyomatik olarak) anlamına gelmektedir.
Piyasa talebi nasıl elde edilmektedir?
Belirli bir mala ait piyasa talep eğrisi bireysel tüketici talep eğrilerinin yatay toplamıdır. Yani, her fiyat düzeyinde piyasa talebi o fiyat düzeyindeki tüm bireysel tüketici taleplerinin toplamına eşittir.
Esneklik nasıl tanımlanabilir ve en önemli görülen esneklikler hangileridir?
Bir değişkenin bir başka değişkendeki değişimden ne şekilde etkilendiğinin ölçüsü olan esneklik için, talep için belirleyici sayısı kadar esneklik tanımlamak olanaklıdır. Bu esnekliklerden en önemlileri ise şunlardır: (a) fiyat esnekliği, (b) gelir esnekliği, (c) çapraz fiyat esnekliği.
Talep kanunun talebin fiyat esnekliği ile ilişkisi nasıldır?
Talep kanunu, talep miktarının fiyatla ters yönde ilişkiye sahip olma eğiliminde olduğunu ifade eder. Bununla beraber, bu kanun bize fiyattaki bir değişime ne kadarlık bir talep miktarı değişimi ile karşılık verileceği konusunda yeterli bilgi sağlamaz. Bazen fiyat esnekliği olarak da nitelendirilen talebin fiyat esnekliği, diğer tüm unsurlar aynı düzeydeyken, fiyattaki değişim sonucu talepteki miktarsal değişimi belirlemede kullanılan bir ölçüdür. Diğer bir ifadeyle, fiyat esnekliği, talebin fiyat değişimleri karşısındaki duyarlılığının bir ölçümüdür. Fiyat değişimlerinin çok küçük olduğu durumlarda talep duyarlılığı talebin nokta fiyat esnekliği kullanılarak ölçülür. Fiyat değişimlerinin büyük olduğu durumlarda ise talebin duyarlılığı yay esnekliği ile değerlendirilir.
Talebin nokta fiyat esnekliği neyi ifade eder?
Talebin nokta fiyat esnekliği, fiyattaki çok küçük oransal değişiklikten kaynaklanan talep miktarındaki oransal değişikliktir. Bir başka ifadeyle, bu, talep miktarındaki yüzde değişmenin fiyattaki yüzde değişmeye oranı demektir.
Talebin kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen faktörler nelerdir?
1. İkâme mallarının varlığı; yakın ikâmesi bulunan malların talebi daha esnektir. Alternatiflerin çok olması, mal ve hizmetin daha elastik olmasını sağlar. 2. Zaman; talep uzun dönemde daha esnektir. Daha fazla ikâme edilebilirlik uzun dönemde daha mümkün olmaktadır. Ayrıca, tüketiciler, zaman içinde, satın alma alışkanlıklarını düzenlerler ve ikâme imkânlarını geliştirirler. 3. Malın tatmin ettiği gereksinimin doğası; zaruri ihtiyaç mallarının talebi az esnektir. Çünkü zorunlu mallardan vazgeçmek daha güç olduğu gibi, zaten olanaklı olan en büyük ölçüde satın alınmış oldukları için, daha fazla alınmaları da pek istenmez. Yani fiyatları yükselince talebi kısmak zor, fiyatları düşünce de talebi artırmak gereksizdir. Oysa, dinlenme, eğlenme ve oyalanma amaçlı spor izleyiciliğinin zaruri ihtiyaçlar olmadığı açıktır. Talebinin zaruri ihtiyaçlara nazaran daha esnek olması beklenir. Çünkü hem fiyatları artınca daha kolay vazgeçilebilir, hem de fiyatları düşünce daha fazla talep edilebilirler. 4. Bir malın daha spesifik olarak tanımlanması; spor veya dinlenme, eğlenme ve oyalanma amaçlı spor aktiviteleri, bir bütün olarak ele alındığında, spesifik sporlar ve spesifik dinlenme, eğlenme ve oyalanma amaçlı spor aktivitelerinden daha fazla esnektirler. Spesifik olmayan dinlenme, eğlenme ve oyalanma amaçlı spor aktivitelerinin ikâme edilebilirliği fazlayken, bir profesyonel futbol ligi karşılaşmasının ya da Kırkpınar yağlı güreşi gibi bir organizasyonun ikâmesi daha azdır. 5. Malın kullanım alanları; malın kullanılabileceği alanlar arttıkça talep esnekliği artar. Faaliyette bulunabilen alanların fazlalığı nedeniyle futbol topu talebinin esnek, faaliyette bulunabilen alanların darlığı nedeniyle de golf sopası talebinin inelastik olduğunu söyleyebiliriz. 6. Mal için yapılan harcamaların toplam gelir içindeki payı. Pinpon toplarının satın alınması kişinin toplam geliri üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir, dolayısıyla da talep esnekliği düşüktür.
Talebin gelir esnekliği nasıl tanımlanmaktadır?
Gelir esnekliği, diğer tüm unsurlar aynı düzeydeyken, gelirdeki oransal değişiklikten kaynaklanan talep miktarındaki oransal değişiklik olarak tanımlanır. Diğer bir ifadeyle, talebin gelir esnekliği, talebin gelir değişmelerine karşı olan duyarlılığının bir ölçümüdür ve talep miktarındaki yüzde değişmenin gelirdeki yüzde değişmeye oranı demektir.
Talebin çapraz fiyat esnekliği ne anlama gelmektedir?
Çapraz fiyat esnekliği, y malı fiyatındaki oransal değişiklikten kaynaklanan x malı talebindeki oransal değişiklik olarak tanımlanır. x ve y malları tamamlayıcı mallar ise çapraz fiyat esnekliğinin işareti negatiftir. Çünkü tamamlayıcı mallardan birinin fiyatı ile diğer malın talep edilen miktarı ters yönlü hareket edecektir. Buna karşılık ikâme mallar için çapraz fiyat esnekliği değeri sıfırdan büyüktür. Çünkü ikâme mallardan birinin fiyatı ile diğerinin talep miktarı aynı doğrultuda hareket edeceği için ikâme malların çapraz fiyat esnekliği pozitif olacaktır. Çapraz fiyat esnekliği değeri arttıkça mallar arası tamamlayıcılığın ve ikâme edilebilirliğin derecesi artar.
Çapraz fiyat esnekliğini belirleyen temel faktör nedir?
Çapraz fiyat esnekliğini belirleyen temel faktör, malların kullanımları ile ilgili olarak sahip oldukları niteliklerdir. İki mal belirli bir gereksinimi aynı derecede tatmin edebiliyor ise, bu durumda çapraz esneklik değeri yüksek olur. Bunun geçerli olmadığı durumlarda ise, çapraz fiyat esnekliği değeri küçük olur.
Arz esnekliği neyi ölçmektedir?
Talep esnekliğinin talebi etkileyen değişkenlerden herhangi birindeki değişmeye karşı, talep edilen miktarların duyarlılığını ölçmesi gibi, arz esnekliği de, arzı etkileyen değişkenlerden herhangi birindeki değişmeye karşı arz edilen miktardaki duyarlılığı ölçer. Talepte olduğu gibi, arz için de belirleyici sayısı kadar esneklik tanımlamak olanaklıdır.
Arzın fiyat esnekliği nedir?
Arz miktarı, fiyatla aynı yönde ilişkiye sahip olma eğilimindedir. Arzın fiyat esnekliği, diğer tüm unsurlar aynı düzeydeyken, fiyattaki değişim sonucu arzdaki miktarsal değişimi belirlemede kullanılan bir ölçüdür. Diğer bir ifadeyle, arzın fiyat esnekliği, arzın fiyat değişimleri karşısındaki duyarlılığının bir ölçümüdür. Fiyat değişimlerinin çok küçük olduğu durumlarda arz duyarlılığı arzın nokta fiyat esnekliği kullanılarak ölçülür. Fiyat değişimlerinin büyük olduğu durumlarda ise arzın duyarlılığı yay esnekliği ile değerlendirilir.
Arzın nokta fiyat esnekliği ne anlama gelmektedir?
Arzın nokta fiyat esnekliği, fiyattaki çok küçük oransal değişiklikten kaynaklanan arz miktarındaki oransal değişikliktir. Bir başka ifadeyle, bu, arz miktarındaki yüzde değişmenin fiyattaki yüzde değişmeye oranı demektir.
Arzın kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen önemli faktörler nelerdir?
Arzın kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen iki önemli faktörden bahsedebiliriz: 1. Zaman; daha uzun zaman aralığı söz konusuysa, arz daha fazla esnektir. Uzun bir zaman periyodunda, yöneticiler üretim ve arzı düzenlemek için daha fazla olanağa sahiptirler. 2. Ek arz yaratmanın kolaylığı ve maliyeti. Yeni arz yaratmak ne kadar kolaydır? At yarışlarında koşu sayısını artırmak, yeni bir yarış parkurunun inşa edilmesini gerektirebilir, bu ise zaman ve para açısından çok maliyetlidir, oysa masa tenisi karşılaşmalarında müsabaka sayısını artırmak için yeni masaların konulması hiçte zor olmayacaktır.
‘Tüketici’ kavramını nasıl tanımlayabiliriz?
Tüketici; ihtiyaçlarını gidermek veya tatmin sağlamak amacı ile mal ve hizmetleri kullanan kişi veya topluluktur.
Talep teorisine göre, tüketici nasıl davranır?
Talep teorisine göre, tüketicinin rasyonel olduğu varsayılmıştır. Veri bir gelir ve fiyat düzeyinde, tüketici tüketimini maksimum tatmini ya da faydayı sağlayacak bir şekilde planlar. Bu özellik fayda maksimizasyonu aksiyomudur. Ayrıca, talep teorisi, tüketicinin tam bilgiye sahip olduğunu, yani, tüketicinin tüm tüketilebilir malların neler olduğunu, bu malların fiyatlarını ve kendi gelirinin ne kadar olduğunu bildiğini ve farklı malların tüketiminden elde edeceği faydaları karşılaştırabildiğini de varsayar.
Fayda karşılaştırmasındaki iki temel yaklaşım nedir?
Fayda karşılaştırmasında kardinal (sayılabilir) ve ordinal (sıralanabilir) olmak üzere iki temel yaklaşım vardır:
Kardinalist yaklaşım, faydanın ölçülebilir olduğunu öne sürer. Bazı iktisatçılar, tam belirlilik altında (piyasa koşulları ve gelir hakkında bilginin tam olduğu durum) faydanın parasal olarak tüketicinin bir birim ek mal için harcamak arzusunda olduğu para miktarı olarak ölçülebileceğini ileri sürmüşlerdir. Diğerleri ise, ‘UTIL’ adını verdikleri bir öznel birimle ölçülmesini önermişlerdir.
Ordinalist yaklaşım, faydanın ölçülemeyen bir olgu olduğunu, bireylerin mal tüketiminden elde ettikleri faydaları sıralamasının yeterli olacağını önermiştir. Yani tüketici çeşitli mal demetleri arasında bir tercih sıralaması yapabilmelidir. ‘Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı’ ve ‘açıklanmış tercihler hipotezi’ olmak üzere iki temel ordinal teori vardır.
Kardinal fayda teorisine göre, ‘fayda’ nedir ve kaç çeşidi vardır?
Bir şeyin insan gereksinimlerini tatmin kabiliyetine fayda adı verilir. Örneğin; açlığı gideren ekmek, sağlık gereksinimini karşılayan doktorun hizmeti ve izlenmesi sayesinde verdiği haz itibariyle bir spor karşılaşması fayda sağlar. İki çeşidi vardır:
- Toplam fayda (total utility, TU - veya U-) bir malın tüketilmesinden sağlanan toplam tatmini ifade eder.
- Marjinal fayda (marginal utility, MU) ise, maldan biraz fazla ya da biraz az tüketmek sonucu toplam tatminde (faydada) meydana gelen değişmedir.
Kardinal fayda teorisinin varsayımları nelerdir?
Kardinal fayda teorisinin (diğer bir ifadeyle marjinal fayda yaklaşımının) varsayımları şöyledir:
- Tüketiciler rasyoneldir. Akılcı tüketici, tüketim mallarına harcayabileceği gelirinin ve satın alacağı malların fiyatlarının çizdiği sınır içinde, satın aldığı mallardan sağlayacağı tatmini maksimumlaştırmaya çalışır.
- Her bir mala ait fayda ölçülebilir. En uygun fayda ölçü birimi paradır.
- Paranın marjinal faydası sabittir. Bu varsayım, paranın bir ölçüm standardı olması için gereklidir.
- Tüketici bir maldan daha fazla tükettikçe, marjinal faydası giderek azalır. Fakat, marjinal fayda sıfır oluncaya kadar, toplam fayda artmaya devam eder. Marjinal fayda sıfıra düşünce, doygunluk noktasına erişilir. Bu azalan marjinal fayda aksiyomudur.
- Bir ‘sepet malın’ toplam faydası, o mal bileşimini oluşturan mal miktarlarına bağlıdır. Sepette x1, x2, … , xn gibi n tane mal olması durumunda toplam fayda U = f(x1, x2, … , xn) olacaktır.
‘Tüketici dengesi’ ne zaman oluşur?
X olarak tanımlanan tek mallı basit bir model ele alındığında tüketici x malını satın alma ya da gelirini muhafaza etme seçenekleriyle karşı karşıya kalacaktır. Bu koşullar altında tüketici x malına ait marjinal faydayı piyasa fiyatına Px eşitlediği an dengeye ulaşacaktır. Bu durumda,
MUx = Px
şeklinde tanımlanabilir. X malının marjinal faydasının mal fiyatından daha yüksek olması durumunda tüketici x malından daha fazla satın alarak refah düzeyini yükseltebilir. Benzer şekilde, x malının marjinal faydasının mal fiyatından daha küçük olması durumunda ise, x malı tüketiminin azaltılması ve gelirin daha büyük bir kısmının harcanmadan saklanması tüketicinin elde edeceği refah düzeyini artıracaktır. Dolayısıyla, tüketici MUx = Px eşitliğinin sağlandığı noktada faydasını maksimize etmiş olur.
Kardinal fayda teorisinin sahip olduğu düşünülen üç eksiklik nedir?
Kardinal fayda teorisi üç temel eksikliğe sahiptir:
- Faydanın nesnel ölçümü zordur. Faydanın ölçülebilmesine dair Jevons ve Walras’ın görüşleri bu yargıyı kuvvetlendirir niteliktedir: Jevons, bilimsel ilerlemenin ölçmeyi sağlayacağını kabul etmiş, Walras, ölçülemese de, ölçülebildiğini varsaymıştır.
- Paranın marjinal faydasının sabit olması varsayımı gerçekçi değildir. Bu nedenle de sabit (standart) bir ölçü aracı olamaz.
- Azalan marjinal fayda aksiyomu, bir psikolojik yasa olarak sorgusuzca kabul edilmiştir.
Kayıtsızlık eğrileri teorisinin varsayımları nelerdir?
Kayıtsızlık eğrileri teorisi 1930’larda John R. Hicks ve R. J. Allen tarafından oluşturulmuştur. Bu teorinin varsayımları şöyledir:
- Tüketiciler rasyoneldir. Tüketicinin, belirli bir dönem içinde harcayabileceği para, yani nakdi geliri sınırlıdır ve mal ve hizmet fiyatları, tam rekabet şartlarında oluştuğundan tüketici için veridir. Tüketici, geliri ve fiyatlar veri olduğunda, faydasını maksimize etmeye çalışır.
- Fayda ordinaldir. Aksiyomatik olarak tüketici, tercihlerini her bir mal demetinden sağladığı tatmine göre sıralandırır.
- Tercihler, orjine göre dışbükey olduğu varsayılan kayıtsızlık (farksızlık) eğrileri cinsinden sıralandırılmıştır. Kayıtsızlık eğrileri, tüketimde dıştan yararlar veya kayıplar olmadığı, zevklerin veri olduğu, her kişinin tercih sıralamasını özgür bir davranışla, alışkanlıklar, reklam vb.’den bağımsız olarak şekillendirdiği, malların mükemmel bölünebilirliği olduğu, yeni malların söz konusu olmadığı varsayımları altında çizilir. Kayıtsızlık eğrisi eğiminin negatif işaretlisine, marjinal ikame haddi (marginal rate of substitution, MRS) denilmektedir. Kayıtsızlık eğrileri teorisi, azalan marjinal ikame haddi aksiyomuna dayandırılmıştır.
- Tüketicinin elde edeceği fayda tüketilen mal miktarlarına bağlıdır:
U = f(q1, q2, … , qn)
- Tüketici tercihlerinin tutarlı olduğu varsayılmıştır. Yani, tüketici belirli bir zaman aralığında A’yı B’ye tercih ediyor ise, her iki mal demetinin de elde edilebilir olduğu diğer zaman aralıklarında B’yi A’ya tercih etmeyecektir.
Benzer şekilde, tüketici tercihlerinin geçişli olduğu varsayılmıştır: A mal bileşimi B mal bileşimine ve B mal bileşimi de C mal bileşimine tercih ediliyor ise, A mal bileşimi C mal bileşimine tercih edilecektir. Sembollerle geçişlilik varsayımı şu şekilde yazılabilir:
A > B ve B > C ise, bu durumda A > C olur.
‘Kayıtsızlık eğrisi’ nedir ve neyi gösterir?
Kayıtsızlık eğrisi, tüketiciye aynı fayda (tatmin) düzeyini sağlaması sonucu tüketicinin tercih yapmada kayıtsız kaldığı noktaların (belirli mal bileşimlerinin ya da demetlerinin) oluşturduğu eğridir. Sembolik olarak kayıtsızlık eğrisi, U = f(q1, q2, … , qn) = k şeklinde tanımlanabilir. Burada k sabittir. Tüketici tercihlerini sıralayan çok sayıda kayıtsızlık eğrisinin bulunduğu duruma, kayıtsızlık eğrisi paftası (ya da haritası) denilmektedir. Aynı kayıtsızlık eğrisi üzerinde bulunan mal bileşimleri, aynı fayda düzeyini sağlar. Kayıtsızlık eğrileri orijinden uzaklaştıkça, daha yüksek fayda düzeylerini gösterirler.
Kayıtsızlık eğrilerinin özellikleri nelerdir?
Kayıtsızlık eğrilerinin özellikleri şöyledir;
- Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir. Bu y malı tüketimi azaldıkça tüketicinin aynı kayıtsızlık eğrisi üzerinde kalabilmesi için x malından daha fazla tüketmesi gerektiği anlamını taşımaktadır.
- Orijinden uzaklaştıkça, kayıtsızlık eğrileri daha yüksek fayda düzeylerini gösterir.
- Kayıtsızlık eğrileri birbirlerini kesmezler. Çünkü, birbirlerini kesmeleri demek daha önce toplam tatminleri bakımından eşit olmadıkları kabul edilen durumların eşitliği varsayılıyor demektir.
- Kayıtsızlık eğrileri orjine göre dışbükeydirler. Bu özellik, eğri boyunca soldan sağa gidildikçe kayıtsızlık eğrisi eğiminin (mutlak olarak) azaldığını ifade etmektedir. Yani marjinal ikâme haddi azalmaktadır. Azalan marjinal ikame haddi aksiyomu y miktarı azaldıkça bir birim ek y elde etmek için tüketicinin vermek arzusunda olduğu x miktarının arttığını belirleyen gözlenmiş bir davranış şeklidir. Kayıtsızlık eğrisi boyunca hareket edildikçe y yerine x’in ikâme edilebilirliği gittikçe zorlaşır.
Tüketicinin dengede olabilmesi için sağlanması gereken iki koşul nelerdir?
Tüketicinin dengede olabilmesi için iki koşulun sağlanması gerekir.
- Birinci koşul marjinal ikame haddinin mal fiyatları oranına eşit olmasıdır. Bu koşul denge için gerekli; ancak yeterli değildir.
- İkinci koşul ise kayıtsızlık eğrilerinin orjine göre dışbükey olmasını gerektirmektedir. Bu, kayıtsızlık eğrisinin sol yukarısından sağ aşağısına doğru gidildikçe azalması gerektiğini ifade etmektedir. Dolayısıyla, ikinci koşul azalan MRSx,y aksiyomunca sağlanır.
‘Fiyat-tüketim eğrisi’ nedir?
Her biri yeni bir dengeyi gösteren teğet noktalarının birleştirilmesi ile elde edilen eğri fiyat-tüketim eğrisi olarak adlandırılır. Fiyat-tüketim eğrisi üzerindeki bir denge noktasından bir başka denge noktasına doğru hareket, toplam fiyat etkisidir, bu etki ikâme ve gelir etkileri biçimindeki iki etkinin sonucu gerçekleşmektedir.
‘Talep yasası’ hangi durumlarda geçerli değildir?
‘Talep yasası’ gelir etkisinin pozitif ve çok kuvvetli olduğu durumlarda geçerli değildir. Bu türdeki mallar Giffen malı olarak adlandırılır. Giffen malları adidir ve pozitif eğimli talep eğrilerine sahiptir. Giffen malı gerçek hayatta çok ender rastlanan bir olaydır.
‘Açıklanmış tercihler hipotezinin’ varsayımları nelerdir?
Açıklanmış tercihler hipotezinin varsayımları şöyledir:
- Tüketicinin daima daha fazla mal içeren mal sepetlerini tercih ettiği anlamında rasyonel davrandığı varsayılmıştır.
- Tüketici tutarlı bir davranış içerisindedir. Yani, tüketici, B’nin elde edilebilir olduğu bir ortamda A’yı tercih ediyorsa, A’nın elde edilebilir olduğu bir ortamda hiç bir zaman B’yi tercih etmeyecektir.
- Tercihler arasında geçişlilik söz konusudur. Eğer belirli bir durumda A > B ve B > C ise, A > C’dir.
- Açıklanmış tercihler aksiyomu gereğince, tüketici herhangi bir bütçe kısıtı altında belirli bir mal bileşimini seçerek bu mal bileşimi için tercihini açıklar. Böylece, seçilen mal demetinin ilgili bütçe kısıtı altında elde edilebilir olan tüm diğer mal bileşimlerine tercih edildiği açıklanmıştır. Seçilen ‘mal sepeti’ tüketici faydasını maksimize etmektedir. Yani belirli bir mal bileşiminin tercih edildiğinin açıklanması, tüketici faydasının maksimize edildiği (aksiyomatik olarak) anlamına gelmektedir.
‘Piyasa talep eğrisi’ nedir?
Belirli bir mala ait piyasa talep eğrisi bireysel tüketici talep eğrilerinin yatay toplamıdır. Yani, her fiyat düzeyinde piyasa talebi o fiyat düzeyindeki tüm bireysel tüketici taleplerinin toplamına eşittir. İktisadi analizlerde, piyasa talep eğrileri, bazen düz bir doğru olarak (doğrusal talep eğrisi), bazen de orjine göre dışbükey bir eğri olarak kullanılabilmektedir. Ortak özellikleri normal mallar için negatif eğimli olmalarıdır.
Talebin en önemli üç esnekliği nedir?
Esneklik, bir değişkenin bir başka değişkendeki değişimden ne şekilde etkilendiğinin ölçüsü olarak tanımlanabilir. Talep için ise belirleyici sayısı kadar esneklik tanımlamak mümkündür. Bu esnekliklerden en önemlileri ise şunlardır:
- Talebin fiyat esnekliği
- Talebin gelir esnekliği
- Talebin çapraz fiyat esnekliği
‘Talebin fiyat esnekliği’ bize neyi gösterir?
Bazen fiyat esnekliği olarak da nitelendirilen talebin fiyat esnekliği, diğer tüm unsurlar aynı düzeydeyken, fiyattaki değişim sonucu talepteki miktarsal değişimi belirlemede kullanılan bir ölçüdür. Diğer bir ifadeyle, fiyat esnekliği, talebin fiyat değişimleri karşısındaki duyarlılığının bir ölçümüdür. Fiyat değişimlerinin çok küçük olduğu durumlarda talep duyarlılığı talebin nokta fiyat esnekliği kullanılarak ölçülür. Fiyat değişimlerinin büyük olduğu durumlarda ise talebin duyarlılığı yay esnekliği ile değerlendirilir.
Talebin kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen faktörler özetle nelerdir?
Talebin kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen faktörler sırasıyla şunlardır:
- İkâme mallarının varlığı; yakın ikâmesi bulunan malların talebi daha esnektir.
- Talep uzun dönemde daha esnektir.
- Malın tatmin ettiği gereksinimin doğası; zaruri ihtiyaç mallarının talebi az esnektir.
- Spesifik malların ikâmesi daha azdır.
- Malın kullanım alanları; malın kullanılabileceği alanlar arttıkça talep esnekliği artar.
- Mal için yapılan harcamaların toplam gelir içindeki payı.
Talebin gelir esnekliğini belirleyen üç temel faktör nedir?
Gelir esnekliğini belirleyen temel faktörler şunlardır:
- Malın tatmin ettiği gereksinimin doğası
- Ülkenin gelir düzeyi
- Zaman
Arzın fiyat esnekliği bize neyi gösterir
Arz miktarı, fiyatla aynı yönde ilişkiye sahip olma eğilimindedir. Arzın fiyat esnekliği, diğer tüm unsurlar aynı düzeydeyken, fiyattaki değişim sonucu arzdaki miktarsal değişimi belirlemede kullanılan bir ölçüdür. Diğer bir ifadeyle, arzın fiyat esnekliği, arzın fiyat değişimleri karşısındaki duyarlılığının bir ölçümüdür. Fiyat değişimlerinin çok küçük olduğu durumlarda arz duyarlılığı arzın nokta fiyat esnekliği kullanılarak ölçülür. Fiyat değişimlerinin büyük olduğu durumlarda ise arzın duyarlılığı yay esnekliği ile değerlendirilir.
Arzın kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen iki faktör nedir?
Arzın kendi fiyatına göre esnekliğini belirleyen iki önemli faktörden bahsedebiliriz:
- Zaman. Daha uzun zaman aralığı söz konusuysa, arz daha fazla esnektir.
- Ek arz yaratmanın kolaylığı ve maliyeti