İktisada Giriş 2 Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Makro İktisat Politikası
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ekonomi politikası kavramı nasıl tanımlanabilir?
Ekonomi politikası kısaca makroekonomik dengelerin nasıl değiştirileceğine yönelik yaklaşımları kapsayan ekonominin bir alt dalı şeklinde tanımlanır.
Ekonomi politikasının alt dalları nelerdir?
Ekonomi politikası temel olarak; • Para politikası, • Maliye politikası ve • Gelirler politikası olmak üzere üç başlık altında toplanır.
Maliye politikasının alt dalları nelerdir?
Maliye politikasının alt dallarını oluşturan politikalar şöyle sıralanabilir: • Vergi politikası, • Borçlanma politikası, • Harcama politikası, • Teşvik politikası gibi politikalar.
Para politikasının alt dalları nelerdir?
Para politikasının alt dallarını oluşturan politikalar şöyle sıralanabilir: • Para arzı politikası, • Döviz kuru politikası, • Karşılıklar politikası, • Faiz politikası gibi politikalar.
Gelirler politikasının alt dalları nelerdir?
Gelirler politikasının alt dallarını; • Ücret ve • Fiyat kontrolleri oluşturmaktadır.
Ekonomi politikalarının ulaşmaya çalıştığı öncelikli amaçlar nelerdir?
Ekonomi politikalarının öncelikli amaçları tam istihdama ulaşmak, üretimi arttırmak, fiyat istikrarını sağlamak, ödemeler dengesini iyileştirmek ve adil gelir dağılımı gerçekleştirmektir.
Ekonomi politikalarının gerçekleştirmeye çalıştığı amaçlarda sapmalar olması hangi sorunları meydana getirir?
Ekonomi politikalarının gerçekleştirmeye çalıştığı amaçlarda sapmalar olduğunda ekonomi işsizlik, büyüme sorunları, enflasyon ve dış denge sorunlarıyla karşılaşır.
İstikrar programları temel olarak hangi unsurları içermektedir?
İstikrar programları temel olarak beş unsuru içermektedir: • Program sonrası enflasyon hedefi, • Mali istikrarın şekli ve büyüklüğü, • Uygun para politikası, • Döviz kurunun hedefle uyumu ve seviyesi, • Gelirler politikasının kullanımı.
Ortodoks istikrar programlarında hangi uygulamalar yer almaktadır?
Ortodoks istikrar programlarında para arzının kontrolü, kamu açıklarının azaltılması, döviz kurunun devalüasyonu, fiyatların serbest bırakılması gibi uygulamalar yer almaktadır.
Heteredoks istikrar programlarında hangi uygulamalar yer almaktadır?
Heteredoks istikrar programlarında geçici toplumsal uzlaşma ile ücret, faiz ve döviz kurundaki artışlar dondurulmakta ve gelirler politikası uygulanmaktadır.
IMF destekli istikrar programlarında hangi uygulamalar yer almaktadır?
IMF destekli istikrar programlarında temel olarak ödemeler dengesinin iyileştirilmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik uygulamalar yer almaktadır.
IMF destekli istikrar politikalarının amaçları nelerdir?
IMF destekli istikrar politikalarının amaçları üç başlık altında toplanmaktadır: • Dış ödemeler dengesinin sağlanması, • Enflasyonda düşüşün sağlanması, • Ekonomide sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması.
Klasik iktisat teorisine göre ekonomi politikasının amacı nedir?
Klasik iktisat teorisi liberalizm felsefesini savunmaktadır ve bu görüşe göre ekonomi politikasının amacı ekonomik sistemin serbest işleyişini önleyen ve rekabet ortamına zarar veren etkileri ortadan kaldırmaktır.
Monetarist makro teorinin ekonomi politikalarına bakış açısı nedir?
Monetarist teori, ekonomideki istikrarsızlıkların temel nedenini devletin uyguladığı kurumsal ve yasal düzenlemelere bağlayarak devletin ekonomi politikalarından uzak durması gerektiğini savunmaktadır.
Keynesyen ekonominin ekonomi politikalarına bakış açısı nedir?
Keynes ekonomik sistemin kendi başına bırakıldığında sağlıklı işlemeyeceğini, ekonominin işleyiş sürecinde yaşanan aksaklıkları gidermek için ekonomiye çeşitli politikalarla müdahale edilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Bir ekonomi politikasının başarıya ulaşabilmesi için gerekli temel şartlar nelerdir?
Başarılı bir ekonomi politikası uygulaması için gerekli şartlar şöyle sıralanabilir: • İlke ve amaçlar kesin ve çelişkisiz şekilde belirlenmelidir, • Belirlenen ilkelere bağlı kalınmalıdır, • Mevcut duruma göre amacın optimal şekilde gerçekleşmesini sağlayacak araçlar kullanılmalıdır, • Seçilecek araç mümkün olduğu kadar basit olmalıdır.
Fiyat istikrarı kavramı nasıl tanımlanabilir?
Fiyat istikrarı bir ekonomide ortalama fiyat düzeyinde sürekliliğin sağlanması şeklinde tanımlanmaktadır.
Devalüasyon fiyatlar genel düzeyini nasıl etkiler?
Devalüasyon bilindiği üzere ulusal paranın yabancı para karşısında değerinin düşürülmesidir. Ulusal paranın değer kaybı satın alma gücünü azaltarak fiyatlar genel düzeyinde bir artış meydana getirecektir.
Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) nedir?
Tüketici fiyat endeksi, tüketiciler tarafından satın alınan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimleri ölçen endekstir.
Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) nasıl hesaplanır?
Tüketici fiyat endeksi hesaplanırken öncelikle ülkenin genelini temsil eden bir örnek kitlenin bir yıl içinde hangi mal ve hizmete ne kadar para harcadığı hesaplanmaktadır. Bu sonuca göre harcama gruplarına endeks içerisinde farklı ağırlıklar verilmektedir. Böylece bu örnek kitle tarafından yüksek oranda tüketilen mal ve hizmetler daha yüksek bir ağırlığa sahip olurken daha az tüketilenler daha düşük bir ağırlığa sahip olmaktadır. Yılın her ayının belirli günlerinde ve belirli yerlerden alınan mal ve hizmet fiyatlarındaki değişim, bu ağırlıklara göre ölçülerek, ilgili ayın tüketici enflasyonuna ulaşılmaktadır.
Enflasyon nedir?
Enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlar şeklinde tanımlanmaktadır.
Deflasyon nedir?
Deflasyon fiyatlar genel düzeyindeki sürekli azalışlar şeklinde tanımlanmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde fiyat istikrarının bozulmasının temel nedenleri nelerdir?
Gelişmiş ülkelerde fiyat istikrarının bozulması genellikle konjonktüre bağlı toplam talep ile toplam arz arasındaki dengesizliklerden doğmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde fiyat istikrarının bozulmasının temel nedenleri nelerdir?
Gelişmekte olan ülkelerde fiyat istikrarının bozulması bu ülkelerdeki yapısal sorunlara dayanmaktadır. Bu yapısal sorunlardan; • Birincisi gelişmekte olan ülkelerin sanayilerinin yeterince gelişmemiş olmasıdır. Bu nedenle sanayi üretimi miktar ve çeşit yönünden toplam talebi karşılayamamaktadır ve sanayi ürünlerini fiyatları sürekli yükselmektedir. • İkinci temel yapısal sorun ise bu ülkelerdeki tarımsal üretimin yeterince modernize olamayışıdır. Bu nedenle tarımsal ürünlerin üretimi iklim koşullarından büyük ölçüde etkilenmekte ve fiyatlarda devamlı dalgalanmalar yaşanmaktadır.
Deflasyonun üretim ve istihdam üzerindeki etkileri nelerdir?
Deflasyon fiyatlar genel düzeyindeki sürekli azalışlar şeklinde tanımlanır. Fiyatlar genel seviyesi düştüğünde yerli para değer kazanır ve para talebi artar. Bu durumda mal ve hizmetlerin talebi azalarak üretim hacmi düşer. Diğer taraftan talep yetersizliği ekonomik sistemi yavaşlatarak yeni yatırımların önünü keser ve işsizliğe neden olur.
Geniş anlamda tam istihdam kavramı nasıl tanımlanabilir?
Geniş anlamda tam istihdam bir ülkedeki mevcut üretim faktörlerinin (emek, sermaye, toprak, girişimci) tamamının üretimde kullanılması şeklinde tanımlanır.
Dar anlamda tam istihdam kavramı nasıl tanımlanabilir?
Dar anlamda tam istihdam yalnızca emek faktörünün tam istihdamı şeklinde tanımlanmaktadır.
Ekonomik büyüme kavramı nasıl tanımlanabilir?
Ekonomik büyüme, sermaye stokundaki artış, teknolojik ilerleme, üretim faktörlerinin verimliliğinin artması ve doğal kaynaklarının gelişimi ile reel milli gelirin yıldan yıla artması şeklinde tanımlanmaktadır.
Büyüme hızı nedir?
Reel milli gelirdeki yıllık artışın oransal büyüklüğüne büyüme hızı denir.
Ödemeler bilançosu nedir?
Ödemeler bilançosu, bir yıl için ülke ekonomisi ile diğer ülkeler arasında yapılan her türlü ödemenin durumunu gösteren bilançodur.
Dış ödemeler dengesinde açığın oluşmasının temel nedenleri nelerdir?
Dış ödemeler dengesinde açığın oluşmasındaki temel nedenler şöyle sıralanabilir: • Ham madde yönünden dışa aşırı bağımlılık, • Lüks malların ithalatının fazlalığı, • Sanayileşmenin tamamlanmamış olması, • İhracat imkânlarının sınırlı olması.
Para arzındaki daralma ödemeler bilançosunu nasıl etkiler?
Para arzındaki daralma faiz oranlarının artmasına neden olur. Bu durumda yatırım harcamaları azalır. Yatırımlardaki azalma ithalatı azaltır. Böylece ihracatın ithalatı karşılama oranı artar. Aynı zamanda faiz oranlarındaki artış ülkeye yabancı sermaye girişini teşvik eder.
Gelir dağılımı kavramı nasıl tanımlanabilir?
Gelir dağılımı kısaca bir ekonomide üretilen toplam gelirin üretim faktörleri, bireyler veya aileler arasındaki dağılımı şeklinde tanımlanmaktadır.
Adil gelir dağılımının sağlanmasında kullanılan ekonomi politikası araçları nelerdir?
İlgili politika araçları şöyle sıralanabilir: • Transfer ödemeleri, • Kamu harcamaları, • Vergiler, • Ücret ve fiyatlar.
Bir ekonomide yüksek oranlı büyüme hızının muhtemel sonuçları nelerdir?
Bir ekonomide yüksek bir büyüme hızının yaşanması, işsizliğin azalmasına ancak enflasyonun yükselmesine neden olur. Bu nedenle ekonomi politikalarının ekonomik büyüme amacıyla fiyat istikrarı amacı birbiriyle çelişmektedir.
Bir ekonomide fiyat istikrarının sağlanmasının muhtemel sonuçları nelerdir?
Bir ekonomide fiyat istikrarının sağlanması milli gelirde bir azalışla birlikte yüksek oranlı işsizliğe de neden olabilir. Buna göre ekonomi politikalarının fiyat istikrarı amacıyla büyüme ve tam istihdam amaçları çelişebilmektedir.
Bir ekonomide tam istihdamın sağlanmasının muhtemel sonuçları nelerdir?
Bir ekonomide tam istihdamın sağlanması milli gelirde artış sağlar ancak enflasyonun yükselmesine neden olur. Bu nedenler ekonomi politikalarının tam istihdamı sağlama amacıyla fiyat istikrarı amacı çelişmektedir.
Bir ekonomide ödemeler dengesinin iyileştirilmesinin muhtemel sonuçları nelerdir?
Bir ekonomide ödemeler dengesinin iyileştirilmesi yatırımlarda ve milli gelirde bir azalmaya neden olabilir. Bu nedenle ekonomi politikalarının ödemeler dengesinin sağlanması ve ekonomik büyüme amaçları çelişebilmektedir.
Ekonomi politikası araçları hangi başlıklar altında sınıflandırılmaktadır?
Ekonomi politikası amaçlarına ulaşmak için kullanılan araç değişkenler genel olarak para ve maliye politikası şeklinde gruplandırılmaktadır.
Para politikası nedir?
Para politikası kısaca belirli ekonomik amaçları gerçekleştirebilmek için merkez bankası tarafından para ve kredi koşullarını kontrol etmek için yapılan işlemler şeklinde tanımlanmaktadır.
Para politikası araçları nelerdir?
Para politikası araçları şöyle sıralanabilir: • Açık piyasa işlemleri, • Reeskont politikası, • Zorunlu karşılıklar.
Açık piyasa işlemleri (APİ) kavramı nasıl tanımlanabilir?
Açık piyasa işlemleri hazine bonosu, devlet tahvili, merkez bankası senetleri, birinci derece özel sektör senetleri gibi finansal enstrümanların açık piyasada merkez bankası tarafından ya da birincil veya ikincil piyasada alınıp satılması şeklinde tanımlanabilir.
Repo nedir?
Repo merkez bankası tarafından menkul kıymetlerin belirli bir süre sonunda geri satım vaadiyle alınması işlemine verilen addır.
Ters repo nedir?
Ters repo merkez bankası tarafından menkul kıymetlerin belirli bir süre sonunda geri alım vaadiyle satılması işlemine verilen addır.
Reeskont politikasının temel amacı nedir?
Reeskont politikasının temel amacı merkez bankalarının finansal sistem için son ödünç verme mercii fonksiyonunu yerine getirmesidir. Bu şekilde bankalar merkez bankası tarafından belirlenen genelde kısa vadeli senetleri, yine merkez bankası tarafından belirlenen faiz oranlarından ıskonto ettirerek ihtiyaçları olan likiditeyi sağlayabilirler.
Reeskont oranı nedir?
Reeskont oranı merkez bankası tarafından reeskont uygulamalarında kullanılan faiz oranıdır.
Bankacılık sistemine sağlanan reeskont kredilerinin temel amaçları nelerdir?
Bankacılık sistemine sağlanan reeskont kredileri üç temel amaç için kullanılır: • Mali açıdan güç durumda olan bankalara yardım sağlamak, • Para ve kredi koşullarını kontrol etmek, • Selektif kredi politikalarını etkilemek.
Reeskont oranının yükselmesi para arzını nasıl etkiler?
Reeskont oranlarının yükselmesi bankaların borçlanma maliyetlerinin artması anlamına gelir. Bu durumda bankalar merkez bankası tarafından borç almak istemeyeceklerdir ve para arzı daralacaktır.
Reeskont oranının düşmesi para arzını nasıl etkiler?
Reeskont oranının düşmesi bankaların borçlanma maliyetlerini düşürür. Bu durumda bankaların merkez bankasından borçlanma eğilimleri artar ve para arzı artar.
Zorunlu karşılıklar kavramı nasıl tanımlanabilir?
Mevduat kabul eden finansal kurumlar topladıkları bu mevduatların merkez bankası tarafından belirlenen oran kadarki kısmını merkez bankasında tutmak zorundadırlar. Ayrılan bu tutar zorunlu karşılıklar olarak adlandırılır.
Sterilizasyon nedir?
Sterilizasyon merkez bankalarının para arzını dengelemek için yaptıkları açık piyasa işlemleridir.
Zorunlu karşılıkların temel fonksiyonları nelerdir?
Zorunlu karşılıkların genel kabul görmüş beş temel fonksiyonu şöyle sıralanabilir: • Bankacılık sisteminin riskinin azaltılması, • Para arzını ayarlamak, • Kısa vadeli faiz oranlarının istikrarına yardımcı olmak, • Likidite yönetimi, • Senyoraj geliri elde etmek.
Senyoraj kavramı nasıl tanımlanabilir?
Senyoraj paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır. Devletler bu farkı kasalarına gelir olarak kaydederek herhangi bir borçlanmaya veya vergi gelirine gerek duymadan harcamalarını kısmen finanse edebilmektedirler.
Maliye politikası nedir?
Maliye politikası devletin ekonomide ortaya çıkan dengesizlikleri ortadan kaldırmak veya daha yüksek bir dengeye ulaşabilmek amacıyla kamu kesimi gelir, gider ve borçlanmalarını kullanarak uyguladığı politikaların tümüdür.
Maliye politikasının temel amaçları nelerdir?
Devletin maliye politikası uygulamalarıyla hedeflediği amaçlar aşağıdaki başlıklar altında özetlenebilir: • İşsizliğin ve enflasyonun önlenmesi, • Ekonomik istikrarın gerçekleştirilmesi, • Dış ödemeler dengesizliklerinin giderilmesi, • Kalkınma hızının yükseltilmesi, • Gelir dağılımında adaletin sağlanması.
Maliye politikasının uygulama şekilleri nelerdir?
Maliye politikası iki şekilde uygulanabilir: • Otomatik stabilizatörler aracılığıyla ve • İsteğe bağlı politikalarla.
Eğer bir ekonomide durgunluk söz konusuysa ne tür maliye politikaları uygulanmalıdır?
Eğer ekonomide bir durgunluk söz konusuysa uzun dönem toplam arz toplam talep dengesinden uzaklaşılmış demektir. Bu durumda toplam talebi arttırıcı maliye politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Örneğin kamu harcamalarının arttırılması yoluyla toplam talep arttırılabilir ve toplam arz toplam talep dengesine ulaşılabilir. Buna göre resesyon dönemlerinde genişletici maliye politikalarının ekonominin canlanmasında önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz.
Enflasyonist bir ortamda ne tür maliye politikaları uygulanmalıdır?
Enflasyonist bir ortamda kamu harcamalarının azaltılması gibi toplam talebi daraltıcı maliye politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Gelirler politikasının temel amacı nedir?
Gelirler politikası, üretim faaliyeti sonucunda meydana gelen toplam hasılanın üretim faktörleri arasındaki bölüşümü sırasında kaynaklanan sorunları, makroekonomik bir çerçevede, ekonomide oluşacak ücret, kar ve fiyat kavramlarını etkileyerek ve ekonomi için en uygun koşulları sağlayarak çözmeyi amaçlamaktadır.
Başlıca ekonomik istikrarsızlık türleri nelerdir?
Başlıca ekonomik istikrarsızlık türleri şunlardır: • Enflasyon, • İşsizlik, • Ödemeler dengesi açık ve fazlalıkları, • Kamu açıkları.
İstikrar programlarının temel amacı nedir?
İstikrar programlarının temel amacı enflasyonla mücadele, işsizliğin önlenmesi, bütçe açığını azaltma ve dış açık veya fazlaları giderme şeklinde özetlenebilir.
Ortodoks istikrar programları hangi ekonomi politikası uygulamalarını içermektedir?
Ortodoks istikrar programlarında, para arzının kontrolü, kamu açıklarının azaltılması, döviz kurunun devalüasyonu, fiyatların serbest bırakılması ve sübvansiyonların kaldırılması gibi uygulamalar yer almaktadır.
Ortodoks istikrar programlarının temel amacı nedir?
Ortodoks istikrar programlarının temel amacı enflasyonu düşürmek ve ödemeler dengesini düzeltmektir.
Ortodoks istikrar programlarında hangi araçlar kullanılmaktadır?
Ortodoks istikrar programlarında enflasyonu kontrol altına almak ve ödemeler bilançosunu iyileştirmek için kullanılan araçlar şöyle sıralanabilir: • Sıkı para politikası, • Kamu açıklarının azaltılması, kamu gelirlerinin arttırılması, • Döviz kurunun devalüasyonu, • Fiyat kontrollerinin kaldırılması ve ücret kontrolleri, • Sübvansiyonların kaldırılması.
Ortodoks istikrar programları kapsamında uygulanan politikalarla ulaşılmak istenen sonuçlar nelerdir?
Ortodoks politika uygulamalarıyla ulaşılmak istenen sonuçlar özetle şöyle sıralanabilir: • Devalüasyon ile ödemeler dengesinde iyileşme sağlama, • Sıkı para politikası ile fiyatlar üzerinde baskı oluşturma, • Kamu harcamalarını daraltarak parasal genişlemeyi frenleme, • Ücret kontrolleri ile karlılığın yükseltilmesi.
Resesyon kavramı nasıl tanımlanabilir?
Resesyon kısaca ekonomik büyümenin belirli bir süre negatif olması veya yavaşlaması şeklinde tanımlanabilir. Bu durumdaki bir ekonomide atıl kapasite mevcuttur ve ekonomi uzun dönem büyüme oranının altında bir oranda büyümektedir.
Heteredoks istikrar programlarının amacı nedir?
Heteredoks istikrar programlarının amacı enflasyonu hızlı ve kalıcı bir şekilde düşürmektir.
Heteredoks istikrar programlarının araçları nelerdir?
Heteredoks istikrar programlarının yürütülmesi temel olarak üç araca dayanmaktadır: • Fiyat ve ücretlerin dondurulması, • Sabit döviz kuru, • Mali disiplin ve parasal reform
Çapa politikası nasıl tanımlanabilir?
Heteredoks şok programları ile fiyat ve ücretler dondurulduğunda döviz kurları da sabitlenmiş olur. Bu politikaya çapa politikası adı verilir. Çapa politikasının temel amacı hızlı döviz kuru değer kayıp bekleyişlerini kırmaktır.
Ortodoks ve heteredoks istikrar programlarının performansları büyüme, işsizlik ve enflasyon üzerinden nasıl karşılaştırılabilir?
Ortodoks istikrar programları GSMH’nin büyüme oranını ve endüstriyel büyüme oranını düşürürken, heteredoks istikrar programlarında daha yüksek bir büyüme hızına ulaşılır. Yine ortodoks istikrar programları ekonomide durgunluk ve işsizlik meydana getirirken, heteredoks programlarda daha düşük işsizlikle karşılaşılır. Diğer taraftan heteredoks istikrar programları enflasyonun düşürülmesinde ortodoks istikrar programlarına göre daha etkilidir. Enflasyon, heteredoks uygulamaların başında hızla düşerken, ortodoks uygulamada yavaş yavaş gerilemektedir.
IMF tipi istikrar politikaları hangi uygulamaları içermektedir?
IMF tipi istikrar programları, bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerinin istikrarını sağlamaya yönelik koordineli bir para, maliye ve döviz kuru politikasını içermektedir.
IMF tipi istikrar politikalarının temel uygulama araçları nelerdir?
IMF tipi istikrar programlarının temel uygulama araçları şöyle sıralanabilir: • Ulusal paranın devalüasyonu, • Sıkı para politikası, • Maliye politikası, • Ticaretin serbestleştirilmesi, • Ücretlerin kontrolü.
Ekonomi politikaları nelerdir? Özetleyiniz.
Ekonomi politikası, genel olarak makroekonomik dengelerin hangi yönde ve nasıl değiştirileceğine ilişkin yaklaşımları kapsayan daldır. Dolayısıyla örneğin enflasyonla mücadele etmek ya da ekonomik büyümeyi artırmak gibi konularda ekonominin var olan dengelerini değiştirebilmek için ekonomi politikası uygulamalarına ihtiyaç vardır. Ekonomi politikasının çeşitli alt dalları vardır. Bunlar; maliye politikası, para politikası ve gelirler politikası olmak üzere üç başlık altında toplanabilir. Maliye politikası denildiğinde devletin vergi politikası, borçlanma politikası, harcama politikası, teşvik politikası gibi alt başlıklar karşımıza çıkmaktadır. Para politikası denildiğinde ise para arzı politikası, döviz kuru politikası, karşılıklar politikası, faiz politikası gibi alt başlıklarla karşılaşırız. Gelirler politikası ise ücret ve fiyat kontrollerini içermektedir.
Ekonomi politikasını ayrıntılı şekilde tanımlayınız.
Politika kavramı geniş olarak düşünüldüğünde “belli bir amaca ulaşmak için karar alınması ve bu kararın uygulanması” olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla ekonomi politikası da “devletin belli ekonomik amaçlara ulaşmak için karar alması ve bu kararın uygulanması” şeklinde tanımlanabilir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere, ekonomi politikasının temel belirleyicisi devlettir. Devleti oluşturan bürokratik organlar, devletin idari yapısına göre ekonomi politikasında karar birimi olmaktadırlar.
Başarılı bir ekonomi politikası uygulaması için gerekli temel şartlar nelerdir?
Başarılı bir ekonomi politikası uygulaması için gerekli temel şartları şu şekilde sıralayabiliriz:
- İlke ve amaçlar, kesin ve çelişkisiz olarak belirlenmeli,
- Belirlenen bu ilkelere bağlı kalınmalı,
- Mevcut duruma göre amacın optimal şekilde gerçekleşmesini sağlayacak araçlar kullanılmalı,
- Seçilecek araç mümkün olduğu kadar basit olmalıdır. Burada basitlikten kastedilen politikanın uygulanması ile ilgili kişi ve kurumların mümkün olduğu kadar az sayıda olmasıdır. Uygulama ile ilgili kişi ve kurumların sayısı ne kadar artarsa uygulamada gecikme ve karışıklık riski o kadar artar.
Ekonomi politikasının amaçları nelerdir?
Ekonomi politikasının amaçları ile kastedilen, “ulaşılmak istenen hedefler” veya “elde edilmek istenen sonuçlardır”. Örneğin enflasyonu önleyip “fiyat istikrarını sağlamak”, “tam istihdamı gerçekleştirmek”, “yüksek büyüme hızları elde etmek”, “ödemeler dengesini sağlamak”, “gelir dağılımını iyileştirmek”, ekonomi politikası modelinin temel amaçlarını oluşturur.
Fiyat istikrarı nedir? Açıklayınız.
Fiyat istikrarı, bir ekonomide ortalama fiyat düzeyinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Fiyat istikrarının sağlanmasından söz edilince bir ekonominin genel fiyat düzeyinde meydana gelen devamlı değişmelerin önlenmesi anlaşılır. Burada üzerinde durulması gereken iki temel nokta vardır. Birincisi herhangi bir mal veya hizmetin yerine ekonominin genel fiyat seviyesi ele alınır. Burada “toptan eşya fiyat endeksleri” veya “tüketici fiyat endeksleri” ile ifade edilen genel fiyat düzeyi söz konusudur. İkinci önemli nokta fiyat endekslerindeki bu değişmenin sürekli olmasıdır. Daha açık bir ifadeyle fiyat endeksleri yükselme veya düşme yönünde ani bir sıçrama yapabilir.
Toptan Eşya Fiyat Endeksi nedir?
Toptan Eşya Fiyat Endeksi, bir ekonomideki genel fiyat
düzeyini ve paranın satın alma gücündeki değişimleri belirlemek için seçilmiş malların toptan fiyatları izlenerek düzenlenen endekstir.
Enflasyon ve deflasyonu tanımlayınız.
Ekonominin fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan ve devamlılık gösteren dengesizlik iki türlü olabilir. Ya fiyatlar genel düzeyi sürekli yükselir ki buna “enflasyon” veya sürekli düşer ki buna da “deflasyon” adı verilir.
Tam istihdam amacını açıklayınız.
Tam istihdam, geniş ve dar anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır. Geniş anlamda tam istihdam, bir ülkedeki mevcut üretim faktörlerinin (emek, sermaye, toprak, girişimci) tamamının üretimde kullanılması durumudur. Buna karşılık dar anlamda istihdam, üretim faktörlerinden sadece emek faktörünün üretimde tam olarak kullanıldığı durumu ifade eder. Burada bir konunun açıklanması gereklidir. O da kaynakların tam olarak kullanılması ifade edilirken hepsinin yüzde yüz kulanılıyor olduğunun anlaşılmaması gerektiğidir. Gerçek hayatta kaynaklar (emek dahil) yüzde yüz istihdam edilemez. Buna göre, ekonomistler tam istihdamı hem geçici hem de yapısal nedenleri göz önünde bulundurarak işsizlik oranının normal olduğu bir istihdam düzeyi olarak tanımlarlar. Günümüzde, emek gücünün %94 oranında istihdam ediliyor olduğu bir ekonomide tam istihdamın gerçekleştiği kabul edilmektedir.
Ekonomi politikasında tam istihdamın amaç olarak belirlenmesi 1929 dünya ekonomik krizine kadar uzanmaktadır. 1929 krizi, o döneme kadar hakim düşünce olan klasik teoriye güveni büyük ölçüde sarsmış ve ekonomi biliminde yerleşmiş olan temel inançların sorgulanmasına yol açmıştır. Normal piyasa güçlerinin, ortaya çıkan kütlevi işsizliği çözmede başarısız olması ve ekonominin kendiliğinden dengeye geleceği beklentilerinin boşa çıkması, devletin belli politikalarla ekonomik çöküntülerin üstesinden gelebileceğini savunan yeni bir teorinin (Keynesyen) ortaya çıkmasına zemin hazırlamış ve tam istihdamın ekonomi politikası amaçları içinde yer almasını sağlamıştır.
Ekonomik büyüme amacını açıklayınız.
Ekonomik büyüme; sermaye stokundaki artış, teknolojik ilerleme, doğal kaynakların gelişimi ve üretim faktörleri kullanımında verimliliğin sağlanması sonucu reel milli gelirin yıllık olarak artmasıdır. Bu artışın oransal büyüklüğüne de büyüme hızı denir.
Ekonomi politikasının amaçlarından biri olan büyüme, II. Dünya Savaşı’ndan sonra önem kazanmıştır. Gerek gelişmekte olan ülkelerin savaş sonrası dönemde büyük bir kalkınma hamlesi içine girmeleri gerekse gelişmiş ülkelerin dengeli bir büyüme hızını koruma çabaları özellikle 1950’lerden sonra ekonomik büyüme ve kalkınma konularının ekonomi politikası içinde önem kazanmasına neden olmuştur. Gelişmiş ülkeler sanayileşmelerini tamamladıkları tarım sektörünü yeterince modernize ettikleri için nispeten düşük büyüme hızları ile yetinebilirler (%4). Buna karşılık az gelişmiş ülkeler ise sanayileşmelerini tamamlamak tarım kesimini modernize etmek ve tam istihdama ulaşmak için daha yüksek büyüme hızları sağlamak zorundadırlar.
Ödemeler bilançosu dengesinin sağlanması amacını açıklayınız.
Ödemeler bilançosu, belli bir dönemde (genellikle 1 yıl) ülke ekonomisi ile diğer ülkeler arasında yapılan her türlü ödemenin durumunu gösteren bilançodur. Bilançonun pasifinde diğer ülkelere yapılan ödemeler, aktifinde ülkeye yapılan ödeme girdileri gözükür. Dış ödemeler dengesinde açığın oluşmasının değişik nedenleri vardır. Bunlardan en önemlisi yapısal bozukluklardan kaynaklanan nedenlerdir. Bir ekonomide ham madde yönünden aşırı dışa bağımlılığın olması, gösteriş nedeniyle lüks mallar ithalatının fazlalığı, sanayileşmelerini tamamlamamış olmaları ve bu nedenle ihracat imkânlarının sınırlı olması gibi nedenler ödemeler dengesinde açıklara sebep olmaktadır. Eğer ödemeler bilançosu açığı, ithalatın ihracattan fazla olmasından ileri geliyorsa, bu durum para arzının daralmasına yol açar. Para arzının daralması faiz oranlarının yükselmesine ve yatırım harcamalarının azalmasına yol açar. Yatırım harcamalarının azalması ödemler bilançosunu dengelemeye yöneltecektir. Çünkü yatırım için gerekli olan ithalat yapılmayacak ve azalacak, bunun sonucunda ihracatın ithalatı karşılama oranı yükselecek ödemeler dengesi açığı azalacaktır. Diğer taraftan para arzındaki daralmanın yükselttiği faiz oranları bir taraftan ülkeden sermaye çıkışını engellerken diğer taraftan yabancı sermaye girişini teşvik edecektir. Gelişmekte olan ülkelerde yapısal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ödemeler dengesi açığı sorununun giderilmesi uzun vadeli yapısal değişiklikleri gerektirir. Bunun için söz konusu ülkeler hızlı sanayileşmek, ithalatı ikame etmek ve ihracatı arttırmak zorundadırlar.
Adil gelir dağılımının sağlanması amacını açıklayınız.
Gelir dağılımı bir ekonomideki toplam gelirin üretim faktörleri ya da birey ve aileler arasındaki dağılımı şeklinde yorumlanabilir. Gelir dağılımındaki değişme toplumun ortak özlemi olan barış, huzur, adalet ve refahın oluşup gelişmesinde bir araç olarak ele alındığından önemi daha iyi anlaşılmakta düşük gelirli kesimlerin nispi payının kötüleşmesinin çok ciddi sakıncalara neden olabileceği ortaya çıkmaktadır. Özellikle az gelişmiş ülkelerde gelir dağılımının iyileştirilmesi sosyal adalet düşüncesinin baskısıyla ortaya çıkan bir amaç değildir. Gelir dağılımının iyileştirilmesi bugünün az gelişmiş ülkelerinde hızlı kalkınmasının ön şartıdır. İç pazarı büyütmek ise toplumun gelir seviyesini yükseltmekle mümkün olacaktır. Bu nedenle gelir dağılımının iyileştirilmesi her şeyden önce; iç pazarı genişletip sanayiyi teşvik etmek anlamına gelir. Bu yüzden hem ekonomik hem de sosyal açıdan adil gelir dağılımının sağlanması önemlidir. Devletlerin elinde bu amaca ulaşmak için çok sayıda araç vardır. Bunlar; transfer ödemeleri, kamu harcamaları ve vergiler gibi maliye politikası araçları ile istihdam, ücret ve fiyat gibi mali olmayan araçlardır.
Ekonomi politikası amaçları arasındaki çelişkileri örneklendirerek açıklayınız.
Ekonomi politikası amaçları her zaman birbiriyle uyuşmaz. Tam istihdamın sağlanması amacı ile fiyat istikrar. Fiyat istikrarı ile ekonomik büyüme, tam istihdam ve büyüme amacıyla ödemeler dengesinin sağlanması amacı birbiriyle çelişmektedir.
Örneğin; ekonomik büyümeyi sağlayıp işsizliğin azaltılması amaç olarak belirlenmiş ise uygulanacak politikalar fiyat istikrarının bozulmasına (enflasyon) sebep olacaktır. Çünkü ekonomik büyüme ve istihdam artışı amaçlarına ulaşabilmek için kullanılabilecek araçların başlıcaları şunlar olabilir; kamu yatırımları arttırılabilir, transfer ödemeler hızlandırılabilir, ücret ve maaşlar yükseltilebilir. Ancak bu araçlar devreye sokulduğunda fiyat istikrarının bozulacağı, enflasyon hızının yükseleceği bu durumu da göz önüne almak gerekir. Eğer fiyat istikrarını sağlamak amaçlanmış ise bu durumda büyümede gerileme ve düşük istihdam söz konusu olacaktır. Phillips eğrisi ile açıklanan bu durum (enflasyon arttıkça işsizliğin azalacağı ya da işsizlik arttıkça enflasyonun düşeceği) fiyat istikrarı ile tam istihdam amaçlarının aynı anda gerçekleştirilmesinin zorluğuna işaret etmektedir.
Ekonomi politikası araçları nelerdir?
Bir ekonomide üretim-tüketim ve değişim faaliyetleri ekonomi politikasının amaç ve araçlarına göre şekillenmektedir. Mal ve faktör piyasaları üzerinden birbirine bağlı olan üretici ve tüketiciler, bu süreci etkileyici olan politikalara göre yönlendirilmekte, uyarılmakta ve etkilenmektedir. Bu etkilenme sürecinde fiyatlar, üretim ve tüketim miktarları, ücret ve faiz oranları kredi miktarları, vergiler gibi büyüklükler yönlendirici araç olarak kullanılmaktadır. Ekonomik süreci istenen amaçlar doğrultusunda yönlendirici olan bu araç değişkenler genel olarak para, maliye ve gelirler politikası olarak gruplandırılabilir.
Para politikası nedir ve para politikasının araçları nelerdir?
Para politikası, belirli ekonomik amaçları gerçekleştirebimek için merkez bankası tarafından para ve kredi koşullarını kontrol etmek üzere yapılan işlemlerdir, Merkez bankası belirlenen amaçlar doğrultusunda kontrolü sağlayabilmek için açık piyasa işlemleri, reeskont politikası ve zorunlu karşılıklar olmak üzere üç araçtan yararlanmaktadır.
Açık piyasa işlemleri nelerdir? Açıklayınız.
Açık piyasa işlemleri (APİ ), en geniş anlamıyla finansal enstrümanların (Hazine bonosu ve devlet tahvili, merkez bankası senetleri ve birinci derece özel sektör senetleri) açık piyasada merkez bankası tarafından ya birincil piyasada ya da ikincil piyasada alınarak veya satılarak, bankacılık sisteminin toplam rezervlerini daraltarak veya genişleterek, nihai olarak ülkenin para arzını etkileyebilmek olarak tanımlanabilir. Diğer bir tanımlaması ise interbank, para ve menkul kıymetler pazarlarının tam anlamıyla gelişip aktif olarak kullanıldığı ülkelerde açık piyasa işlemleri bankacılık sisteminin toplam rezervlerinin (likiditelerinin), menkul kıymetlerin piyasa fiyatlarından merkez bankası tarafından alınıp veya satılarak etkilenmesidir. Bu işlemler ya kesin alım-satımla veya repo-ters repo işlemleriyle yapılabilmektedir.
Reeskont politikası nedir? Açıklayınız.
Reeskont politikası, para-menkul kıymet piyasalarının gelişmediği 1980’ler öncesinde merkez bankalarının en önemli dolaylı politika araçlarından bir tanesiydi. Reeskont politikasının en temel amacı, merkez bankalarının finansal sistem için son ödünç verme kaynağı (mercii) fonksiyonunu yerine getirmesidir. Bu uygulamada bankalar, merkez bankasınca belirlenen genelde kısa vadeli senetleri, merkez bankasının belirlediği faiz oranlarından iskonto ettirerek ihtiyacı olan likiditeyi elde ederler ve aniden ortaya çıkabilecek panik havasını da yatıştırmaya çalışırlar.
Reeskont oranı nedir? Tanımlayınız.
Reeskont oranı: Reeskontun kelime anlamı ikinci kez
iskontodur. Reeskont ticari bankaların iskonto ettikleri bir senedi, likidite sağlamak amacıyla merkez bankasında
yeniden iskonto ettirmeleridir. Bu işlemler için merkez bankası tarafından uygulanan faize ise reeskont faiz oranı denilmektedir.
Reeskont kredileri hangi amaçlarla kullanılır?
Bankacılık sistemine sağlanan reeskont kredileri üç temel amaç için kullanılmaktadır:
- Mali açıdan güç durumdaki bankalara yardım etmek için,
- Para ve kredi koşullarını kontrol etmek için,
- Selektif kredi politikalarını etkilemek için.
Zorunlu karşılıklar politikasını genel hatları ile açıklayınız.
Mevduat kabul eden finansal kurumlar topladıkları mevduatlara karşılık olarak bu mevduatların merkez bankası tarafından belirlenen oran kadarki kısmını merkez bankasında tutmakla yükümlüdürler. Bu ayrılan tutara zorunlu karşılık denir.
Zorunlu karşılık uygulaması, asıl olarak bankalara, mevduat ve mevduat benzeri yükümlülüklerinin belirli bir oranı kadar tutarı merkez bankası nezdinde bloke ve serbest mevduatlarında tutma zorunluluğu getirmektedir Ayrıca, zorunlu karşılıklar ticari bankaların ve merkez bankasının yükümlülükleri arasında doğrudan bağlantı kurmaktadır. Zorunlu karşılık oranlarının değiştirilmesi, bankaların ödünç verebilecekleri fonların miktarlarını etkilemeyi amaçlayan ve fazla likiditenin sterilizasyonu için kullanılan bir para politikası aracıdır. Merkez bankası zorunlu karşılık oranını yükselterek bankaların kredi verme imkânlarını daraltmakta ve merkez bankası nezdinde daha büyük bir miktarda hesap tutmaya zorlamaktadır.
Sterilizasyon nedir? Tanımlayınız.
Sterilizasyon, merkez bankalarının, çeşitli nedenle ortaya çıkan para arzı artışını dengelemek için yaptıkları açık piyasa işlemidir. Öneğin, merkez bankası döviz satın aldığı zaman para arzındaki artışı menkul değerler satışıyla piyasadan çekmeye çalışır. Bu şekilde döviz piyasasına yapılmış müdahaleyi sterilize etmiş olur.
Zorunlu karşılıkların temel fonksiyonlarını sıralayınız.
Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde zorunlu karşılıklar farklı amaçlarda ve farklı özelliklerde kullanılmasına rağmen, genel kabul görmüş beş temel fonksiyona sahiptir. Bunlar:
- Bankacılık sisteminin riskinin azaltılması,
- Para arzını ayarlamak
- Kısa vadeli faiz oranlarının istikrarına yardımcı olmak
- Likidite yönetimi
- Senyoraj geliri elde etmek
Senyoraj nedir? Tanımlayınız.
Senyoraj: Paranın üretim maliyetiyle üzerinde yazılı değer arasındaki farktır. Devletler bu farkı kasalarına gelir olarak yazarak herhangi bir borçlanmaya veya vergi toplamaya ihtiyaç duymadan harcamalarının bir kısmını finanse edebilir.
Maliye politikasını tanımlayınız.
Maliye politikası, ekonomide ulaşılmış bulunan dengeyi korumak veya daha iyi bir dengeye geçmek ya da ortaya çıkan dengesizlik hallerini gidermek amacıyla kamu kesimi gelir, gider ve borçlanmalarını kullanarak uygulanan politikaların tümüdür. Maliye politikası, devletin vergi almak, harcama yapmak, borçlanmak ve bütçe yapmak gibi hak ve yetkilerinden yararlanarak ekonomi politikası amaçlarını gerçekleştirmeyi sağlayan bir politikadır. Maliye politikası temel olarak devlet bütçesi ile yürütülmektedir.
Maliye politikası hangi şekillerde uygulanabilir?
Maliye politikası iki şekilde uygulanabilir:
1. Otomatik stabilizatörler (dengeleyiciler) aracılığı ile,
2. İsteğe bağlı politikaların devreye sokulması ile.
Otomatik dengeleyici nedir?
Gelir vergisinin artan oranlı olması özelliği durgunluk dönemlerinde kişilerin ödeyeceği vergiyi azaltıp toplam taleplerin canlanmasına, enflasyon dönemlerinde ise ödenecek vergi miktarları artacağı için toplam talebin azalmasına yol açar bu tür bir mekanizmaya kendiliğinden işleyeceği için “otomatik dengeleyici” adı verilir.
Gelirler politikası nelerdir? Açıklayınız.
Yüksek enflasyonun geleceğe aktarılması, enflasyonist beklentileri körükleyerek enflasyonun yayılmasına neden olmaktadır. Gelirler politikası ile başlangıçta ortaya çıkan enflasyon hedef alınmakta, fiyat-ücret fiyat sarmalının ortaya çıkması önlenmeye çalışılmaktadır. Gelirler politikası uygulaması ile ücret ve fiyat seviyesinin belirlenmesine doğrudan müdahale edilmesi amaçlanmaktadır. Böylece ücretlerin ve fiyatların reel milli hasıladan daha hızlı artmasının önüne geçilmesi sağlanacaktır. Bir üretim faaliyeti sonucunda yaratılan toplam hasılanın üretime katılanlar arasındaki bölüşümü sırasında bu gelirden daha fazla pay alma talepleri arasında bir rekabet oluşmaktadır. Gelirler politikası; bu rekabetten kaynaklanan sorunları makroekonomik bir çerçevede, ekonomide oluşacak ücret, kar ve fiyat kavramlarını etkileyerek ve ekonomi için en iyi koşulları yaratarak çözmeyi amaçlamaktadır.
İstikrar programlarının amacı nedir?
Ekonomik istikrar programları denildiğinde ekonominin ne şekilde değiştirilmek istendiği anlaşılmaktadır. Ekonomik istikrar programı uygulamasının temel amacı istikrarsız olan ekonomik dengeyi istikrarlı hale getirmektir. (Bunu yaparken de yanlızca istikrarlı değil aynı zamanda arzu edilen bir dengeyi gerçekleştirmek söz konusudur.)
Başlıca ekonomik istikrarsızlık türleri nelerdir?
Başlıca ekonomik istikrarsızlık türleri; enflasyon, işsizlik, ödemeler dengesi açık ve fazlalıkları, kamu açıkları olduğuna göre, istikrar programlarının amacı da ekonominin içinde bulunduğu duruma göre enflasyonla mücadele, işsizliği önleme, bütçe açığını azaltma, dış açık ve fazlalarını giderme şeklinde ifade edilmektedir.
Ortodoks istikrar programlarını kısaca açıklayınız.
Ortodoks istikrar programlarında; para arzının kontrolü, kamu açıklarının azaltılması, döviz kurunun devalüasyonu, fiyatların serbest bırakılması ve sübvansiyonların kaldırılması gibi önlemler yer almaktadır.
Ortodoks istikrar programlarının; ödemeler dengesini düzeltmek ve enflasyonu düşürmek gibi iki temel amacı bulunmaktadır. Bu modelde enflasyon ve ödemeler dengesi açıklarının; para arzındaki hızlı artışlar, aşırı değerlenmiş döviz kuru ve kamu kesimi açıkları olmak üzere üç temel faktörden kaynaklandığı kabul edilir
Ortodoks istikrar programlarında ödemeler dengesini iyileştirmek ve enflasyonu kontrol altına alabilmek için genellikle hangi araçlar kullanılmaktadır?
Ortodoks istikrar programlarında ödemeler dengesini iyileştirmek ve enflasyonu kontrol altına alabilmek için genellikle şu araçlar kullanılmaktadır:
- Sıkı Para Politikası
- Kamu açıklarının azaltılması, kamu gelirlerinin artırılması
- Döviz kurunun devalüasyonu
- Fiyat Kontrollerinin Kaldırılması ve Ücret Kontrolleri
- Sübvansiyonların kaldırılması
Devalüasyon nedir? Tanımlayınız.
Devalüasyon, milli paranın dış değerinin düşürülmesi
yolu ile ithalatı pahalılandırıp, ihracatı ucuzlatmak ve
böylece döviz girişini çıkışına göre hızlandırmaktır. Dış
ödemelerinde açık veren, yani ihracatı ithalatından az olan ülke, ulusal paranın dış değerini indirerek ihracatını artırıp ithalatını azaltabilir. Sonuç olarak da dış denge sağlanır ve açık kapanır.
Uygulanan ortodoks programlara bağlı olarak ulaşılmak istenen sonuçları özetleyiniz.
Uygulanan ortodoks programlara bağlı olarak ulaşılmak istenen sonuçlar özet olarak:
- Devalüasyon ile ihracat artarken ithalat daralacak ve buna bağlı olarak ödemeler dengesinde iyileşme sağlanacaktır.
- Sıkı para politikası, toplam talebi daraltacak ve fiyatlar üzerinde aşağı doğru baskı yapacaktır.
- Kamu harcamalarının daraltılması ile bütçe açığı azalacak ve bu açık nedeniyle ortaya çıkan parasal genişleme frenlenecektir.
- Ücretlerin kontrol altına alınması ile maliyetler düşecek, yurtiçi talep daralacak, buna karşılık ihracat imkanları artıp karlar yükselecektir.
Resesyon nedir? tanımlayınız.
Resesyon, ekonomik büyümenin belirli bir süre negatif ya da yavaş olmasıdır. Ekonomide atıl kapasitenin olması ya da ekonominin uzun vadeli büyüme oranından daha düşük bir oranda büyümesi olarak da tanımlanabilmektedir.
Heteredoks istikrar programını kısaca açıklayınız.
Heteredoks programlar geleneksel (Ortodoks) istikrar politikası araçları yanında kapsamlı fiyat ve ücret kontrolleri gibi gelirler politikası unsurlarını içermesidir. Heterodoks programların amacı, enflasyonu hızla ve kalıcı bir şekilde düşürmektir. Genellikle yüksek kronik enflasyonun yaşandığı ekonomilerde tercih edilmekte, istikrar programının inandırıcılığını da artırmaktadır. Heterodoks istikrar programları enflasyona karşı “şok tedavisi” şeklinde uygulanmaktadır.
Heteredoks istikrar programlarının araçları nelerdir?
Heterodoks istikrar programı, ortodoks programın sıkı para, maliye ve sabit kur politikaları ile geçici fiyat ve ücret kontrolleri, bütçe açıklarının kapatılması amacıyla kamu kesiminin disipline sokulması ve parasal reform uygulamalarını içerir. En tipik biçimi fiyatların dondurulması olan bu kontroller, yüksek enflasyonu hızlı bir şekilde aşağı çekmek ve işsizlik maliyetlerinin azaltılması için kullanılan araçlardır. Amaçlara ulaşıldıkça bu kontroller kademeli olarak kaldırılır ve politikalara ortodoks yöntemlerle devam edilir. Heterodoks istikrar programlarının yürütülmesi; “fiyat ve ücretlerin dondurulması”, “sabit döviz kuru”, “mali disiplin ve parasal reform” olmak üzere üç temel araca dayanmaktadır.
Ortodoks ve heteredoks programların temel farklılıkları nelerdir?
Ortodoks istikrar programları ile heterodoks istikrar programları arasındaki temel farklılıkları a) amaçları, b) kullanılan politika araçları, c) performansları yönünden karşılaştırabiliriz.
a. Ortodoks programların, amaçları;
• Ödemeler bilançosunun sürekli olarak iyileştirilmesi,
• Yurtiçi enflasyon oranının hızla düşürülmesi,
• Kısa zamanda hiper enflasyonun hafifletilmesidir. (buradaki temel düşün ce üç ya da dört rakamlı enflasyonun düşürülerek enflasyonist bekleyişlerin kırılması)
Buna karşılık heterodoks programların temel amacı, yüksek enflasyonu ani ve hızlı bir şekilde durdurmaktır.
b. Kullanılan politika araçları açısından; ortodoks istikrar politikaları, sıkı para ve maliye politikası ile sabit kur politikasını tercih etmekte ve kamu açıklarının büyük ölçüde azaltılmasını ya da tamamen ortadan kaldırılmasını öngörmektedir. Buna karşılık heterodoks istikrar politikaları sıkı maliye politikalarını hedeflemekte, ikinci aşamada genişletici para poitikasına izin vermektedir.
c. Her iki programı performans yönünden karşılaştırdığımızda Ortodoks istikrar politikaları;
• GSMH’nın büyüme oranını düşürür.
• Endüstriyel büyüme oranını düşürür.
• Ekonomide durgunluk ve işsizlik yaratır.
Heteredoks istikrar programlarında ise daha yüksek büyüme hızı ve daha az işsizlik elde edilmektedir
IMF tipi istikrar programının içeriğini özetleyiniz.
IMF, ödemeler dengesi krizine giren ülkelerin tekrar sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşmaları sürecinde ülkelere finansal yardım sağlayan bir uluslararası kredi kuruluşudur. Kriz ekonomileri için önem taşıyan dış yardım IMF ile yapılan anlaşmalarla sağlanmaktadır. IMF tipi istikrar programlarının içeriği aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Paranın Devalüasyonu: Bir ülkede ithalat ihracattan çok fazla ise dış ticareti yapılan malların yurtiçi fiyatları, dış ticareti yapılmayan mallara göre daha düşük olacaktır. Böyle bir durumda gerçekleştirilecek bir devalüasyon, dış ticarete konu olan malların fiyatlarını, dış ticarete konu olmayan malların fiyatlarına göre arttırdığından, dış ticarete konu olan malların üretimi daha karlı hale gelecek ve ihracat artışı ödemeler dengesinde iyileşme sağlayacaktır..
- Sıkı Para Politikası: Sıkı para politikası ile toplam para arzı ve kredi hacmindeki genişleme kontrol edilmektedir. Faizlerin artması ile sermaye kaçışının önlenmesi, tasarrufların artması ve tüketim talebinin kısılması hedeflenmektedir. Özellikle IMF destekli istikrar programları ekonomide toplam banka kredi arzını azaltmayı hedeflemektedir. Ayrıca, özel sektöre yönelik kredilerin kamu sektörüne yönelik kredilerden daha az düşürülmesini de öngörmektedir.
- Maliye Politikası: Genel olarak, bütçe açığını kapatmak, toplam talep baskılarını azaltmak ve
açığın para basılarak kapatılmasını engellemek amacıyla kamu harcamalarını kısmak, vergileri arttırmak, sübvansiyonları azaltmak ve KİT mallarına zam yapmak
şeklinde özetlenebilir. Kamu sektörünün harcama ve vergi politikaları kaynak dağılımını etkilemektedir. Bu yüzden mali politikalar IMF-tipi istikrar programlarının en önemli parçalarından biridir. - Ticaretin Serbestleştirilmesi: Ticareti serbestleştirmeye yönelik politikalar; tarifelerin düşürülmesi, ihracat teşviklerinin kaldırılması ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesidir. Bu politikalar ile ülkenin rekabet gücünün artması hedeflenmektedir.
- Ücretlerin Kontrolü: Ücretlerin kontrolüyle hem toplam talep üzerindeki baskının azaltılması, hem de üretim maliyetlerinin hafifletilmesi dolayısıyla ülkede üretilen mal ve hizmetlerin uluslararası düzeyde daha rekabetçi olması arzulanmaktadır. Bu durum, ayrıca hükümetin ücretlerle ilişkili harcamalarının da kontrolünü sağlamaktadır. Özel sektörde ücretlerin belirlenmesinde, birçok iktisatçı serbest müzakerelerin daha etkin olduğunu ileri sürmesine rağmen IMF destekli istikrar programlarında buna izin verilmemektedir. Bu programlar, mevcut ücret belirleme sisteminde ücretlerin sınırlanmasına yönelik önlemleri içermektedirler.
- Piyasa Faiz Oranlarının Yükseltilmesi: Faiz oranlarının yükseltilmesindeki amaç, tasarrufların teşvik edilmesi ve buna bağlı olarak toplam talebin düşürülmesi, sermayenin dışa kaçmasının önlenmesidir.