Vergi İcra Hukuku Dersi 5. Ünite Özet
Cebren Tahsilat Sürecinde Tahsilatın Başlangıcı, Ödeme Emri Ve Vergi Alacağında Cebren Tahsil Yolları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Cebren Tahsilat Sürecinde Tahsilatın Başlangıcı ve Ödeme Emri
Vergi alacağının kamu borçlusu tarafından zamanında ödenmemesi durumunda zorla tahsili gündeme gelebilir. Böyle bir durumda, kamu alacağının tahsili amacına hizmet eden cebren tahsil yolları söz konusu olabilmektedir.
Özel hukuka ilişkin bir alacağın takibinde, ilk olarak alacaklı tarafından bir takip talebinde bulunulması gerekecektir. Takip talebini alan icra dairesi de bir ödeme emri düzenleyerek bunu borçluya göndermesi ile borçlunun borcu ödemesi ya da borca itirazı varsa bunu bildirmesi ve bunları yapmaz ise borçlu hakkında cebri icraya devam edileceği ihtar edilecektir. Borçlunun mallarının haczi gündeme gelebilecektir.
Kamu alacaklarının takibinde ise borçlu tarafından borcun vadesinde ödenmemesi hâlinde herhangi bir talep olmaksızın cebri icranın başlaması söz konusu olacaktır.
Gerek özel hukukta gerekse de kamu icra hukukunda cebri icranın başlangıcında ödeme emri önem taşımaktadır.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesine göre, ödeme emrinde yer alması gereken hususlar şöyle belirtilebilir: Borcun asıl ve ferilerinin mahiyeti ve miktarları, nereye ödeneceği, kamu borcunun 7 gün içinde ödenmemesi veya mal bildiriminde bulunulmaması durumunda borcun cebren yani zorla tahsil olunacağı ve kamu borçlusunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı ayrıca, kamu borçlusunun söz konusu Kanun’un 114. maddesindeki ödevleri ve bu ödevleri yerine getirmediği takdirde hakkında uygulanacak olan cezaya yer verilmektedir.
6183 sayılı Kanun’un 55. maddesinde ayrıca şu hususlar da yer almaktadır: Belediye sınırı dışındaki köylerde bulunan borçlulara ödeme emirleri muhtarlıkça tebliğ olunur. Muhtarlıkça, süresinde (ödeme emrinin muhtarlığa tevdiini izleyen 15 gün içinde) tebligat yapılmalıdır. Ödeme cetveli, köy ihtiyar kurulu kapısına, bir örneği de köyde herkesin görebileceği umumi mahalle 10 gün süreyle asılmak suretiyle tebliğ olunur.
Ödeme emri ile istenilen alacağın, kamu alacağı niteliğinde olmadığı tespit edilirse, ödeme emri konu unsuru bakımından hukuka aykırı yani hükümsüz sayılacaktır.
İdari İşlemin Unsurları Açısından Ödeme Emri
Ödeme emri, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemelerini gereğini ihtar eden kesin, yürütülmesi zorunlu ve bireysel bir idari işlemdir.
Ödeme emrinin bir idari işlem olması dolayısıyla da idari işlemlerin unsurları açısından hukuka uygunluk niteliğini taşıması gerekir.
Bir idari işlemde bulunan yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden herhangi birinde hukuka aykırılık varsa bu durum idari işlemi hukuka uygunluk açısından sorunlu hâle getirecektir. Yetki, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade beyanı ile idari işlem yapabilme iktidarıdır ve her türlü idari makam için, kendi görev alanını gösteren hukuk kuralları tarafından belirlenir Şekil, bir idari işlemin hangi yoldan yapıldığını gösteren bir unsurdur. Bu anlamıyla şekil ilk olarak, işlemi oluşturan iradenin dış dünyaya yansımasını ve ikinci olarak da işlemin yapılması sırasında izlenen usulü gösterir. Bir başka unsur olarak, sebep unsuru; idareyi işlemi yapmaya iten neden, saik olarak tanımlanabilir İdari işlemin konu unsuru ise hukuk düzeninde yarattığı sonuçtur. İdari işlemler ancak kamu yararının sağlanması amacıyla tesis edilebilirler. Kamu yararı dışındaki bir amaçla hareket edilmiş olması, yapılan işlemi amaç unsuru bakımından hukuka aykırı kılar.
Ödeme Emrine Karşı Dava Açılması
Görevli mahkemeyi, ödeme emrine konu edilen alacağın türüne göre tayin etmek gerekir. Şöyle ki; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar vergi mahkemesinin; bunun dışındaki davalar ise idare mahkemesinin görev alanına girer.
Yetkili mahkeme; ödeme emrini düzenleyen tahsil dairesinin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesi veya idare mahkemesi yetkili mahkemedir.
Ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açılabilir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Ödeme emrine karşı, borcun tamamına değil de bir kısmına karşı olarak da dava açılabilir. Bu takdirde, dava konusu borcun mahiyeti ve miktarının açıkça yazılması gerekir. Aksi hâlde dava açılmamış kabul edilir.
Ödeme emrine karşı açılacak dava sebeplerine kısaca bakacak olursak şu hususlar belirtilebilir
Borcu Olmadığı İddiası
- Bazı hâllerde kamu borcu tamamen veya kısmen ödendiği hâlde, ödeme emri çıkarılmış olabilir.
- Borcun Mahsup Edildiği İddiası
- Vadenin Dolmamış Olduğu İddiası
- Alacağın Tecil Edildiği İddiası
- Mücbir Sebep İddiası
- Borcun idarece Terkin Edildiği İddiası
- Borcun Tahakkuk Zaman Aşımına Uğradığı İddiası
- Borçluda Hata Yapıldığı İddiası
- Tahakkukla ilgili Tebligatın Geçersizliği
Mal Bildirimi
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen kamu borçlusunun önünde üç seçenek vardır: ilki ödeme emrinde yazılı kamu alacağını ödemek, ikincisi ödeme emrine karşı kısmen veya tamamen dava açmak, üçüncüsü de mal bildiriminde bulunmaktır.
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, yedi günlük süre içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde bulunmadığı takdirde mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya özgü olmak ve üç ayı geçmemek üzere, icra tetkik mercii hâkiminin kararıyla hapisle tazyik olunur.
Mal bildiriminde, malı olmadığını gösteren veyahut borca yetecek kadar mal göstermemiş olan borçlu, sonradan edindiği malları ve gelirindeki artmaları, edinme ve artma tarihinden başlayarak 15 gün içinde tahsil dairesine bildirmeye zorunludur. Bu zorunluluğa uymama 6183 sayılı Kanun’da hafif hapis cezası ile cezalandırılmıştır.
Vergi Alacağında Cebren Tahsil Yolları
Ödeme süresi içinde ödenmeyen kamu (amme) alacağının tahsil şekilleri önem taşımaktadır. Bu noktada, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesi gereğince cebren tahsil aşağıdaki şekillerden herhangi birinin uygulanması ile gerçekleştirilecektir:
- Eğer kamu borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi suretiyle,
- Kamu borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi suretiyle,
- Gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi, şeklinde sıralanabilir.