Sosyal Güvenlik Hukuku Dersi 2. Ünite Özet
Sosyal Sigortaların Uygulama Alanı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Kişiler Açısından Uygulanma Alanı
Zorunlu Sigortalılar
Genel Olarak
5510 sayılı Kanun, ayrıca daha önce başka Kanun’ların kapsamına giren sigortalıları aynı Kanun’un kapsamına almıştır (m.4). Bu kapsamda, daha önce 506 sayılı Kanun’un kapsamına girenler, Kanun’un m.4/I, (a) bendinde; 1479 sayılı Kanun’un kapsamına girenler m.4/I, (b) bendinde; 5434 sayılı Kanun’un kapsamına girenler ise m.4/I, (c) bendinde sigortalı olarak sayılmışlardır (geç. m./I). Tarım kesiminde bir iş sözleşmesine göre süreksiz işlerde çalışanlar da 2925 sayılı Kanun’un bazı hükümleri yürürlükte bırakılarak başka bazı koşullarla yine 5510 sayılı Kanun’un kapsamına alınmışlardır (Ek m.5). Bunun dışında Kanun’da “isteğe bağlı sigorta” tekniği ile sosyal güvenceye kavuşturulanlar da bulunmaktadır. Bu nedenle Kanun’un kişiler açısından kapsamı dendiğinde yukarıda sayılan tüm kavramların üzerinde durulması gerekmektedir.
Sigortalı Sayılanlar
İş Sözleşmesiyle Çalışanlar (m.4/ I, (a)’lı Sigortalı)
Genel Olarak: 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendine göre, “hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar” sigortalı sayılırlar. 857 sayılı İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu hatta Borçlar Kanunu kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın hizmet akdi ile çalışan herkes m.4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacaktır.
Kişinin sigortalı sayılması için bir iş sözleşmesine göre çalışması gerekli ise de her zaman yeterli değildir. Ayrıca sigortalı sayılmayanlar arasında yer almaması da gerekmektedir.
İş Sözleşmesine Göre Çalışanlar
5510 sayılı Kanun’da Borçlar Kanunu ve iş mevzuatındaki iş sözleşmesi kavramlarına atıf yapılmakla yetinilmiştir. Her iki kanundaki tanımdan anlaşılacağı gibi iş sözleşmesinde bir taraf (işçi-sigortalı) diğer tarafa karşı iş görecek, diğer taraf (işveren) da buna karşılık işçiye (sigortalıya) ücret ödeyecek; ancak bu iş görme edimi bağımlı bir şekilde yerine getirilecektir. Bu ilişkideki en önemli unsuru “bağımlılık” unsuru oluşturmaktadır, çünkü konusu iş görme olan diğer sözleşmelerden (vekâlet ve eser sözleşmeleri) ayıran en önemli unsur “bağımlılık” unsurudur.
Bağımlılık unsurunun tespitinde, kural olarak, işçinin işverenin emir ve denetimi altında çalışıp çalışmadığı araştırılmaktadır. Fakat ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkan yeni çalışma biçimleri karşısında bu koşul artık geçerliliğini yitirmiştir. İşçinin işverene ait iş organizasyonuna dâhil olarak çalışması hâlinde de bağımlılık ilişkisinin varlığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Sigortalılık ilişkisini doğuran sözleşmenin, iş sözleşmesinin unsurlarını taşımasına rağmen çeşitli nedenlerle geçersiz olması ise geçersizliğin saptandığı tarihe kadar söz konusu kişinin sigortalı sayılmasını engellemez.
Sigortalılık niteliği, kural olarak, iş sözleşmesinin yapıldığı tarihte değil, fiilen işe başlama tarihinde kazanılır.
İşyerinde gerçek çalışma olgusu, işe giriş bildirgesinin dayanağı olan bilgi ve belgeler ile ücret ödemelerine ilişkin işyeri kayıtlarınca da doğrulanmalıdır. Eylemli ve gerçek biçimde çalışma yoksa sigortalılıktan söz edilmesi de mümkün değildir.
Özel Düzenleme Uyarınca m. 4/ I, (a) Bendine Göre Sigortalı Sayılanlar
İş sözleşmesine göre çalışıp çalışmadıkları duraksamalara neden olabilecek bazı kimseler ile iş sözleşmesine göre çalışmadıkları açık olan bazı kişiler de m.4/I, (a) bendine göre sigortalı sayılmışlardır. Bunlar;
- İşçi Sendikası başkanı ve yönetim kurulu üyeleri
- Sanatçılar, düşünürler, yazarlar
- Yabancılar
- Koruma bekçileri
- Genelev kadınları
- Usta öğreticiler
- Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen toplum yararına çalışma programlarından yararlananlar
Bağımsız Çalışanlar (m.4/ I, (b)’li Sigortalılar)
Köy ve Mahalle Muhtarları
Köy ve mahalle muhtarlarının sigortalılığı, hem 5510 sayılı Kanun’da hem de 2108 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir.
2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4. maddesine göre 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında sigortalı sayılmayı gerektirecek bir çalışması bulunmayan veya bu kapsamda aylık ve gelir almayan köy ve mahalle muhtarlarının, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayıldıkları belirtilmiştir.
Şirket Ortağı Olanlar
Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları; m. 4/I, b bendi kapsamında sigortalı sayılırlar (m.4/I, b, 3).
Tarımsal Faaliyette Bulunanlar
Tarımsal faaliyet, 5510 sayılı Kanun’da, kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından muhafazası, taşınması veya pazarlanması olarak ifade edilmektedir (m. 3/19). Bu kapsamda faaliyette bulunanlar da Kanun’a göre m.4/I, (b) bendi kapsamında zorunlu sigortalı sayılırlar (m.4/I, b, 4).
At Yarışları Hakkında Kanun’a Tabi Jokey ve Antrenörler
5510 sayılı Kanun’a göre 1953 tarihli ve 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanun’a tabi jokey ve antrenörler de m.4/I, (b) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar (m.4/IV).
Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlileri (m.4/I, (c)’li Sigortalılar)
5510 sayılı Kanun’a göre bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa göreve başlayıp da kamu idarelerinde, m.4/I, (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili Kanunların (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile m.4/I, (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili Kanunların
(a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ve ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar m.4/I, (c) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
Sigortalı Sayılmayanlar
İşverenin Ücretsiz Çalışan Eşi
Ücretsiz çalışan eş, aile hukukunun öngördüğü karşılıklı yardım ödevini yerine getirdiği (MK. m.151) ve aile birliğinin yaşam düzeyini yükseltmek amacını izlediği için sigortalı sayılmamıştır (m.6/I,a).
Konut İçinde Yapılan İşlerde Çalışanlar
Konut içinde yapılan işlerde çalışanlar, belirli koşulların varlığı hâlinde sigortalı sayılmamışlardır (m.6/I, b).
Ev Hizmetlerinde Çalışanlar
Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olanlar ile ücretle aynı kişi yanında ay içinde 10 gün ve daha fazla süreyle çalışanlar hariç olmak üzere ev hizmetlerinde çalışanlar sigortalı sayılmamıştır.
Bu kişiler dışında;
- Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri
- Kendi ülkelerinde sigortalı olan yabancılar
- Yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler
- Sağlık kurumlarında işe alıştırılmakta olan hasta veya özürlüler
- 18 yaşından küçük olan devlet memurları ve bağımsız çalışanlar
- Tarım işlerinde süreksiz işlerde çalışanlarla tarımsal faaliyette bulunup aylık geliri düşük olanlar
- Bağımsız çalışanlardan aylık geliri düşük olanlar
- Kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilenler
- Gençlik ve spor faaliyetleri
- Yaşlılık aylığı kesilmeksizin çalışanlar da sigortalı sayılmamıştır.
Kısmen Sigortalı Sayılanlar
Sosyal koruma düşüncesiyle bazı faaliyetlerde bulunan kişiler de Kanun’un kapsamına alınmaktadırlar. Ancak bu kişiler tüm sigorta kolları açısından değil yaptıkları işin niteliğine göre karşılaşabilecekleri sosyal risklere karşı sosyal güvenceye kavuşturulmaktadırlar. 5510 sayılı Kanun da bu genel ilkeye uygun olarak özel hükümler öngörmüştür:
Hükümlü ve Tutuklular
5510 sayılı Kanun’a göre hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar (m.5/a).
Çıraklar ve İşletmelerde Mesleki Eğitim Gören Öğrenciler
1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası uygulanır ve bu bentte sayılanlar, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar (m.5/b).
Stajyerler ve Bursiyerler
Kanuna göre, meslekî ve teknik ortaöğretim ile yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır (m.5/b).
Üniversitede Kısmi Zamanlı Olarak Çalıştırılan Öğrenciler
2547 sayılı Kanun’un 5917 sayılı Kanun’la değişik 46. maddesinin son fıkrasına göre Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından burs verilmekte olan veya burs alma şartlarını taşıyanlara öncelik verilmek suretiyle hizmetlerine ihtiyaç duyulan öğrenciler, öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarında kısmi zamanlı olarak geçici işlerde çalıştırılabilirler.
Harp Malulleri ile Vazife Malulü Olanlar
Aylıkları kesilmeksizin m.4/I, (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları, m.4/I, (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.
Kursiyerler
Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, m.4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
Yurt Dışına Çalışmak Üzere Gönderilenler
5754 sayılı Kanun’la değişik 5. maddenin (g) bendine göre “ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
4046 Sayılı Kanun Gereğince İş Kaybı Tazminatı Alanlar
5510 sayılı Kanun’un geçici 13. maddesi uyarınca 4046 sayılı Kanun’un 21. maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar, m.4/I (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır. Bu sigortalılar hakkında uzun vadeli sigorta hükümleri ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır.
Sosyal Güvenlik Kurumlarından Malullük veya Yaşlılık (Emekli) Aylığı Almakta Olanlar
sosyal güvenlik destek primi ödeyerek hem yaşlılık aylığını alma hem de sigortalı bir işte çalışma olanağı, 5510 sayılı Kanun’la, m.4/I, (b) bendine göre çalışanlar hariç olmak üzere, kaldırılmıştır.
5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden, yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra m.4/I, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere 5510 sayılı Kanun’a göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bunlardan tüm sigorta kollarına ilişkin primler alınır (m.30/III).
5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce sigortalı olanlar bakımından geçici bir maddeye yer verilmiş; bu kişilerin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışma olanakları korunmuştur.
Bunların prime esas kazançlarından % 30 oranında sosyal güvenlik destek primi ve ayrıca kısa vadeli sigorta kolları primi kesilir. Kısa vadeli sigorta kolları priminin tamamını işveren öder. Yüzde otuz oranındaki primin dörtte üçünü işveren, dörtte birini ise sigortalı öder. Ödenen bu prime karşılık bu kişiler hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır (geç. m.14/I,a).
Taksiciler, Dolmuşçular ve Benzeri Nitelikteki Şehir İçi Toplu Taşıma Araçlarında Kısmi Süreli Çalışanlar
6111 sayılı Kanunla (RG, 13.2.2011, 27857) 5510 sayılı Kanuna eklenen ek m. 6’ya göre, ticari taksi, dolmuş, minibüs ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında bir veya birden fazla kişi yanında kısmi süreli iş sözleşmesiyle ay içerisinde 10 günden az süreyle çalışmakta olanlar primlerini kendileri 30 gün üzerinden ödemeleri halinde m.4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar. Belirtelim ki bu araçların sahipleri yanında ücret karşılığında tam süreli çalışanlar da m.4/I, (a) bendi kapsamındadır.
Tarım veya Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Olarak Çalışanların Sigortalılığı
Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar, m.4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar. Bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları bakımından yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası, uzun vadeli sigorta kolları yönünden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır (ek m.5/IV). Ancak bu sigortalıların iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kollarından sağlanan yardımlardan yararlanabilmeleri için iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması şarttır.
Öte yandan bu Kanun’a göre iş kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri ya da malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartı aranır.
Sigortalılığın Başlangıcı, Kuruma Bildirilmesi ve Sona Ermesi
Sigortalılığın Başlangıcı
m.4/I, (a) Bendine Göre Sigortalı Olanlar Açısından: 5510 sayılı Kanuna göre, m.4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için sigortalılık çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten itibaren başlar (m.7/I, a).
m.4/I, (b) Bendine Göre Sigortalı Olanlar Açısından: Kanun’un m.4/I, (b) bendine göre sigortalı olanların sigortalılık ilişkisini kuran faaliyetleri farklılık arz ettiği için, sigortalılığın başlangıcı da her bir faaliyete göre Kanun’da ayrı ayrı sayılmıştır.
m.4/I, c Bendine Göre Sigortalı Olanlar Açısından: Kanuna göre, (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, göreve başladıkları veya bu Kanunun 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (d), (e) ve (f) bentleri kapsamındaki okullarda öğrenime başladıkları tarihten itibaren başlar (m.7/I, c).
Sigortalılığın Kuruma Bildirilmesi
m. 4/I, (a) Bendine Göre Sigortalı Olanların Kuruma Bildirilmesi
İşverenler, m.4/I, (a) bendine göre sigortalı olanları sigortalı işe giriş bildirgesi ile sigortalılık başlangıç tarihinden önce Kuruma bildirmekle yükümlüdür (m.8/I).
Kural bu olmakla birlikte Kanun’da bazı istisnai hükümlere de yer verilmiştir. İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalıların en geç çalışmaya başlatıldığı gün Kuruma bildirilmesi gerekir (m.8/I,a).
Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde ise ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar yapılacak bildirim süresinde yapılmış sayılacaktır (m.8/I, b).
Kamu idarelerince istihdam edilen 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanun’una göre işsizlik sigortasına tabi olmayan sözleşmeli personel ile kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirilmesi hâlinde (m.8/I, c) sigortalı süresinde bildirilmiş kabul edilir.
m.4/I, (b) Bendine Göre Sigortalı Olanların Bildirimi
5510 sayılı Kanun’a göre tarımsal faaliyette bulunanlar hariç olmak üzere, m.4/I, (b) bendine göre sigortalı sayılanlar için m.7/I, (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren on beş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgelerinin düzenlenerek Kuruma gönderilmesi gerekir (m.8/III).
Tarımsal faaliyette bulunanlar için ise Kanun’la kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma bildirim yapılması gerekmektedir.
6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanun’a tabi jokey ve antrenörlerin ise çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde tescil eden kuruluş tarafından Kuruma bildirilmesi zorunludur (m.8/III).
m.4/I, (c) Bendine Göre Sigortalı Olanların Bildirimi
m.4/I, (c) bendine göre sigortalı olanları çalıştıran işverenler, bu kapsamda ilk defa veya tekrar çalıştırmaya başlattıkları kişileri, m.7/I, (c) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren, on beş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
Sigortalılık Niteliğinin Sona Ermesi
Genel Olarak
Kanun’un m.4/I, (a) bendine göre sigortalı sayılanların sigortalılıkları, kural olarak, hizmet akitlerinin sona erdiği tarihten itibaren sona erer (m.9/I, a).
Kanun’un m.4/I, (b) bendine göre sigortalı olanların sigortalılıkları, sigortalılık ilişkisi yaratan faaliyetin türüne göre ayrı ayrı belirlenmiştir.
Sigortalılık Niteliğinin Sona Ermesine İlişkin Özel Düzenlemeler
Hastalık ve analık sigortası açısından sigortalılık niteliğinin yitirilmesi: Hastalık ve analık sigortası uygulamasında, sigortalılık niteliği, ilgili kanunlar gereği sigortalının ücretsiz izinli olması, greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hâllerinde bu hâllerin sona ermesini; diğer hâllerde ise 9. maddenin 1. fıkrasında belirtilen tarihleri takip eden onuncu günden başlanarak yitirilmiş sayılır.
Genel Sağlık Sigortası Açısından: m. 60/I, (a) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar, zorunlu sigortalıklarının sona erdiği tarihten itibaren on gün süreyle daha genel sağlık sigortasından yararlanırlar. Bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle bakmakla yükümlü olduğu kişiler dâhil sağlık hizmetlerinden yararlandırılırlar (m.67/IV).
Sigortalılık Niteliğinin Sona Erdiğinin Kuruma Bildirilmesi
SSGSSK’ye göre m.9/I, (a), (c) ve (d) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekillerde sona erenlerin durumları ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen faaliyetin sona erme hâlinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından en geç on gün içinde Kuruma bildirilir.
İsteğe Bağlı Sigortalılık
Genel Olarak
İsteğe bağlı sigortalılık, zorunlu sigortalı olarak çalışmayan ve bu çalışmalarından dolayı aylık almayan kimselere, belirli koşullarla, sosyal sigorta ilişkisini devam ettirme olanağını veren bir yoldur.
Kural olarak bu tür sigortalılık, uzun dönemli sigorta kolları (malullük, yaşlılık ve ölüm) için kabul edilir. Böylece zorunlu sigortalı olmayan veya bunların ölümleri hâlinde hak sahipleri, zorunlu sosyal sigortanın uzun dönemli sigorta kollarından sağlanan tüm sigorta yardımları ile genel sağlık sigortasından yararlanma hakkını elde ederler. Buna karşılık isteğe bağlı sigortalı olan kişinin kısa vadeli sigorta kollarından yararlanma olanağı yoktur.
İsteğe Bağlı Sigortadan Yararlanma Koşulları
Türkiye’de İkamet Etmek veya Türkiye’de İkamet Etmekte İken Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmamış Ülkelerdeki Türk Vatandaşı Olmak
Türkiye’de ikamet etme koşulu bakımından Medeni Kanun hükümlerine bakmak gerekir. Medeni Kanun’a göre bir kişinin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer, yerleşim yeri (MK. m.19/I), yani ikametgâhıdır. Dolayısıyla Türkiye’de ancak sürekli oturma amacıyla oturanlar isteğe bağlı sigortalı olabilirler.
Buna karşılık eğer uluslararası sözleşmeler uyarınca istisnai bir düzenleme söz konusu ise bu durumda Türkiye’de ikamet etmeyen kişiler de isteğe bağlı sigortalı olabilecektir.
Zorunlu Sigortalı Olmamak veya Ay İçinde Otuz Günden Az Çalışmak ya da Tam Gün Çalışmamak
İsteğe bağlı sigortalı olmak için öngörülen bir diğer koşul da 5510 sayılı Kanun’a tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamaktır (m.50/II, a).
Kendi Sigortalılığı Nedeniyle Aylık Bağlanmamış Olmak
Sigortalının isteğe bağlı sigortalı olabilmesi için Kurumdan kendi çalışmalarından dolayı aylık almaması da gerekir (m.50/II, b).
18 Yaşını Doldurmuş Bulunmak
Kanun’a göre ancak 18 yaşını dolduranlar isteğe bağlı sigortalı olabilirler (m.50/II, c).
Kuruma Başvuruda Bulunmak
İsteğe bağlı sigortadan yararlanmak için örneği Kurumca hazırlanacak isteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma müracaatta bulunulması da gerekmektedir (m. 50/II, d).
İsteğe Bağlı Sigortalılığın Başlaması ve Sona Ermesi
İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar (m.51/I).
İsteğe bağlı sigortalılık; isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden; aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden; ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona erer (m.51/II).
Primlerin Ödenmesi
İsteğe bağlı sigortalılığın devamı açısından her ay kesintisiz otuz gün üzerinden prim ödemek zorunludur (m. 52/I). Fakat otuz günden az çalışması olan ya da tam süreli çalışmayan sigortalıların ödemesi gereken prim gün sayısı, zorunlu sigortalı olarak Kuruma bildirilen süreyi 30 güne tamamlayan süre kadar olacaktır (m.51/III).
İsteğe bağlı sigorta primi oranı % 32 olarak uygulanır. Bunun % 20’si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi; % 12’si genel sağlık sigortası primidir.
İsteğe Bağlı Sigortalılığın Sonuçları
İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınır (m.51/son). Dolayısıyla bu primlerin kısa vadeli sigorta kolları bakımından dikkate alınması mümkün değildir.
İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, kural olarak m. 4/I, (b) kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir (m.51/V). Ancak 6111 sayılı Kanun’la buna istisnalar getirilmiştir.
İşveren, İşveren Vekili, Geçici İş İlişkisi Kurulan İşveren ve Alt İşveren Kavramları
İşveren
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun’unda işveren, m.4/I, (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak tanımlanmıştır (m.12/I).
4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun’a göre çalıştırılanların işverenleri bunları çalıştırmaya yetkili makam yani koruma ve ihtiyar meclisleri (m.12/IV), ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni ise Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumudur (m.12/V).
İşveren Vekili
5510 sayılı Kanun, kendi kapsamı açısından işveren vekilini “işveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse” biçiminde tanımlamıştır (m. 12/II). “İşveren adına ve hesabına hareket etmek” ve “görülen hizmetin bütününü yönetimi görevini yapmak”, söz konusu tanımın içerdiği iki unsurdur.
İşveren vekili, bu Kanun’da belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur (m.12/II). Bu düzenleme karşısında işveren vekili, Sosyal Sigortalar Kanunu’nun işverene yüklediği görevleri yerine getirmediği takdirde, mali yükümlülükler dâhil, tüm konularda işverenle birlikte (dayanışmalı) sorumludur.
Geçici İş İlişkisi Kurulan İşveren
5510 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre 4857 sayılı İş Kanunu’nda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanun’da belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur (f.II).
Alt İşveren
Genel Olarak
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir” (m.12/VI).
Bu Kanun ile İş Kanunu arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin asıl işin bir bölümünün alt işverene yaptırılması, İş Kanun’unda önemli sınırlamalara tabi tutulmuşken 5510 sayılı Kanun’da bu konuda herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Tanım
Alt İşveren Kavramının Tanımı ve Unsurları
Tanım
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir” (m.12/VI). 4857 sayılı İş Kanun’una göre ise “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında konan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.”
Unsurları
Asıl işveren kavramının SSGSSK m. 12/I’e göre belirlenmesi gerekir. Dolayısıyla bu madde anlamında işveren sayılmayan kişilerden iş alanlar, alt işveren sayılamayacaktır.
Alt İşverenin Sosyal Sigorta Yükümlülükleri ve Sorumluluğu
Kanun’un işverene yüklediği tüm ödevlerden dolayı alt işveren de Kuruma karşı, bağımsız bir işveren olarak sorumludur.
Alt İşverenin Çalıştırdığı Sigortalılar Nedeniyle Asıl İşverenin Yükümlülükleri ve Müteselsil Sorumluluğu
Genel Olarak Asıl İşverenin Müteselsil Sorumluluğu
Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanun’un işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur. Burada düzenlenen sorumluluk türü, “müteselsil sorumluluk”tur (dayanışmalı veya birlikte sorumluluk) (TBK 61).
Müteselsil borçlulukta, borçlulardan her biri borcun tamamından sorumlu olduğu ve alacaklının dilediği borçluya müracaat etme hakkı bulunduğu için (TBK m.163/I) Sosyal Güvenlik Kurumu, alt işverenin örneğin prim borcu için alt işveren veya asıl işverene ayrı ayrı veya her ikisine birlikte başvurabilir; her birinden alacağının tamamını veya bir bölümünü talep edebilir.
Asıl işverenin müteselsil sorumluluğu mali ve hukuki açıdan söz konusu olup, cezai sorumlulukta uygulanamaz. Çünkü cezai sorumluluk kişiseldir.
Yer Açısından Uygulanma Alanı
Genel Olarak
5510 sayılı Kanun’un yer açısından uygulanma alanı, sigortalı kavramının belirlenmesinde olduğu gibi, sigorta yardımlarının yapılması yönünden de önem taşır. 5510 sayılı Kanun, İş Kanunu (m. 2) gibi, uygulama alanı açısından temel ölçüt olarak işyerini esas almış ve 4857 sayılı Kanun’a benzer bir tanım yapmıştır.
İşyeri Kavramı
Tanımı
İşyeri kavramı, SSGSSK m. 11’de “İşyeri, sigortalı sayılanların maddi olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlerdir.” biçiminde tanımlanmıştır.
İşyeri kavramı; asıl işyerini, işin niteliği ve yürütümü açısından asıl işyerine bağlı bulunan yerleri, eklenti ve araçları içeren bir bütün olmaktadır.
Asıl İşyeri
Asıl işyeri, sigortalıların işlerini yaptıkları yerlerdir (m. 11). Bir yerde sigortalıların çalışmaya başlamasıyla birlikte o yer Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu açısından işyeri niteliğini kazanır.,
Asıl İşyerine Bağlı Yerler
5510 sayılı Kanun, işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerleri de işyeri kavramına dâhil etmiştir. Bu tanımda dikkat edilmesi gereken husus, “işin niteliği” ve “yönetimi” açısından iki yer arasında bir bağımlılık ilişkisinin bulunmasıdır.
İşyerinin Eklentileri
4857 sayılı İş Kanunu’nda (m.2/II) olduğu gibi 5510 sayılı Kanun’da da dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler de işyerinden sayılır.
Araçlar
SSGSSK m. 11/II, araçları da işyeri kapsamında kabul etmiştir. Sadece işyerine ait kamyon, otomobil ve otobüs gibi taşıt araçları değil aynı zamanda sabit vinç, buldozer, dozer, greyder gibi başka türden makine ve aletler de araç kavramına dâhildir.
İşyerinin Kuruma Bildirilmesi
Çalışanların Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndan doğan haklarından yeterince yararlanabilmeleri için Kurumun açılan işyerinden haberdar olması gerekir. Bu nedenle 5510 sayılı Kanun’da işverenler, işyerini Kuruma bildirmekle yükümlü tutulmuştur.
Alt işverenlerin işyerlerinin tescili konusu da uygulamada büyük önem arz etmektedir. Kanun’a göre, “Alt işveren, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla, Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildirir” (m.11/VIII). Dolayısıyla, alt işverenler asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, kendi bağımsız işyeri sicil numarası üzerinden değil asıl işverenin kayıtlı olduğu dosya üzerinden alacağı bir numara ile bildirecektir.
İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir ildeki adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi veya intikal etmesi hâlinde de işyeri bildirgesi verilmesi gerekmektedir (SSGSSK m.11/V; ).
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda da işyeri bildirgesi düzenlenmesi gerekir.
SSGSSK. m. 86 ve SSİY. m. 27 hükmü uyarınca işveren tarafından işyeri bildirgesinin verilmemiş olması hâlinde, işyeri Kurumca resen tescil edilir.
İşyeri bildirgesi verilmemesi hâlinde bu bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında ayrıca idari para cezası uygulanır (m.11/VII).