Toplu İş Hukuku Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Kuruluşların Faaliyetleri, Gelir ve Giderleri, Denetlenmeleri ve Sona Ermeleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Kuruluşların faaliyetlerinden yararlanmada hangi ilkeler gözetilir?
Kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar, faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir.
Sendika ve konfederasyonların hangi faaliyetlerde bulunmaları serbesttir?
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 2821 sayılı Sendikalar Kanununda yer alan sendikaların çalışma hayatına ilişkin faaliyetleri ve sendika ve konfederasyonların sosyal faaliyetleri ayrımını kaldırmıştır. Kanunun 26. Maddesinin birinci bendine göre, Kuruluşlar, tüzüklerinde yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunur. Bu düzenleme ile kuruluşların faaliyetlerini tüzükleri ile serbestçe belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Sendikaların toplu iş sözleşmesi yapmaları, toplu iş sözleşmesi yapılma sürecinde resmi arabulucuya ve hakeme başvurmaları, grev ve lokavt kararı almaları ve uygulamaları çalışma hayatına ilişkin yapabilecekleri faaliyetlerin başında gelir. Ayrıca kuruluşlar üyelerine adli yardım, üyelerinin eğitimi ve kanun ve uluslararası sözleşme hükümlerine göre çeşitli kuruluşlara temsilci gönderme gibi faaliyetlerde bulunabilirler. Ancak kuruluşlar faaliyetlerini tüzükleriyle belirleyebilme serbestileri sınırsız değildir. Kanunun 26. maddesinin beşinci bendine göre, kuruluşlar, tüzükleriyle belirlenen amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.
Kuruluşların yargılama hukukuna ilişkin yapabilecekleri faaliyetler nelerdir?
Kuruluşların yargılama hukukuna ilişkin yapabilecekleri faaliyetler Kanunun 26. maddesinin ikinci bendinde düzenlenmiştir. Buna göre, Kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; Sendikalar, yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir. Yargılama sürecinde üyeliğin sona ermesi üyenin yazılı onay vermesi kaydıyla bu yetkiyi etkilemez.
Kuruluşların üyelerine sağladıkları hak ve çıkarlardan üye olmayanların yararlanması mümkün müdür?
Kuruluşların kendi faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara uygulanması, Kanunun toplu iş sözleşmesi ve toplu iş uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yazılı onaylarına bağlıdır.
Kuruluşların yapmasının yasak olduğu faaliyetler nelerdir?
Kuruluşlar tüzüklerinde belirtilen amaçları dışında faaliyette bulunamazlar. Bunun dışında kuruluşların yasak faaliyetleri hükümde şu şekilde sayılmıştır: • İşçiler ve işçi kuruluşları işveren kuruluşlarına, işveren kuruluşları da işçi kuruluşlarına üye olamaz; gerek doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine müdahalede bulunamaz. Bu düzenleme ile sendikaların karşılıklı bağımsızlığının sağlanması amaçlanmıştır. Karşıt çıkarları temsil eden işçi ve işveren kuruluşlarının karşılıklı olarak birbirlerine üye olamamaları, kuruluşlarına müdahalede bulunamamaları ve birbirlerine mali yardımda bulunamamaları sendikal saflık ilkesinin gereğidir. Uygulamada işverenin kontrolü altında kurulan veya faaliyette bulunan sendikaya sarı sendika adı verilmektedir. • Kuruluşlar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamaz. • Kuruluşlar ticaretle uğraşamaz. Ancak, kuruluşlar genel kurul kararıyla nakit mevcudunun yüzde kırkından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilir. Ancak kuruluşlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamaz. Bununla birlikte sendikaların grev ve lokavt süresince tüzüklerine göre üyelerine yapacakları yardımlar ile kuruluşların eğitim amaçlı yardımları bu hükmün dışındadır.
Kuruluşlar nerelerden gelir elde edebilir?
Kuruluşlar, tüzüklerinde öngörülen faaliyetleri yerine getirebilmeleri ancak belirli gelire sahip olması ile mümkündür. Kuşkusuz herhangi bir geliri olmayan kuruluşun çalışma hayatına ilişkin faaliyette bulunması ya da sosyal amaçlı faaliyetleri yerine getirmesi beklenemez. Kuruluşların gelirleri şu şekilde düzenlenmiştir: • Üyelik ve dayanışma aidatları • Tüzüklerine göre yapabilecekleri faaliyetlerden sağlanacak gelirler • Bağışlar • Malvarlığı gelirleri, malvarlığı değerlerinin devir, temlik ve satışlarından doğan kazançlar.
Üyelik ve dayanışma aidatları kanunda nasıl düzenlenmiştir?
Sendika üyelerinin aidat ödeme borcu sendika üyeliğinden kaynaklanan temel borçtur. Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir. Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir. Yani ile yetkili işçi sendikasının üyeleri açısından kaynakta kesme sistemi öngörülmüştür. Diğer sendikalar da ise üyelik aidatı üye tarafından sendikaya ödenir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda üyelik aidatı için bir üst sınır ön görülmemiştir. Dayanışma aidatı ise, toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına ödemeleri gereken aidattır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur. Dayanışma aidatının miktarı, üyelik aidatından fazla olmamak kaydıyla sendika tüzüğünde belirlenir.
Kuruluşların tüzüklerine göre yapabilecekleri faaliyetlerden sağlanacak gelirler nelerdir?
Kuruluşlar tüzüklerinde öngördükleri faaliyetlerden gelir elde edebilirler. Örneğin kuruluşlar genel kurul kararıyla nakit mevcudunun yüzde kırkından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilirler. Bu yatırımlardan elde ettikleri gelirler de kuruşların önemli gelir kaynakları arasında yer alır.
Kuruluşlar kimlerden bağış alamaz?
Bağışlar kuruluşların gelir kaynaklarından birisidir. Ancak kuruluşların bağış kabul etmeleri Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile bazı sınırlara bağlanmıştır. Bu sınırlamalara aykırı olarak yardım ve bağış alınması hâlinde üyelerden birinin veya Bakanlığın başvurması üzerine, mahkeme kararıyla, alınan yardım Hazineye aktarılır. Buna göre; • Kuruluşlar; kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler, esnaf ve küçük sanatkâr kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. • İşçi kuruluşları, işverenler ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve diğer kanunlara göre kurulan işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları da işçilerden ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve diğer kanunlara göre kurulu işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. • Kuruluşlar, yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan Bakanlığa önceden bildirimde bulunmak suretiyle yardım ve bağış alabilir. Ancak, işçi kuruluşları yurtdışında kurulu işveren ve işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları ise işçi ve işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. • Nakdi yardım ve bağışların bankalar aracılığıyla alınması zorunludur.
Kuruluşların malvarlığı edinmeleri ve bunlardan gelir sağlamaları mümkün müdür?
Kuruluşlar amaçları doğrultusunda çeşitli malvarlığı edinebilirler. Örneğin genel merkez ve şubeleri için bina satın alabilirler, kullanmadıkları binaları kiraya verebilirler veya gereklilik ortadan kaldığında satabilirler. İşte bu malvarlıklarının devrinden veya satışından elde edilen gelirler de kuruluşun gelir kaynakları arasında yer alır. Kuruluş genel kurulunca, taşınmaz satın alınması veya mevcut taşınmazların satılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilebilir. Aksi takdirde taşınmaz mal satışına karar verme yetkisi kuruluşun genel kuruluna aittir.
Kuruluşlar gelirlerini ne tür faaliyetler için harcayabilirler?
Kuruluşların gelirlerini nasıl harcayacakları, bir diğer deyişle kuruluşların giderleri Kanunda gösterilmemiştir. Kuruluşlar gelirlerini amaçları doğrultusunda harcama serbestisine sahiptir. Bununla birlikte Kanunda öngörülen bazı sınırlandırmalar da vardır. Buna göre, kuruluşlar, gelirlerini bu Kanunda ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetleri dışında kullanamaz veya bağışlayamaz. Kuruluşlar, tüm nakdi gelirlerini bankaya yatırmak zorundadır. Zorunlu giderleri için kasalarında tutacakları nakit miktarı genel kurullarınca belirlenir. Kuruluşlar; yönetim kurulu kararıyla ve nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak kaydıyla, yurtiçi ve yurtdışındaki doğal afet bölgelerine doğrudan veya yetkili makamlar aracılığıyla konut, eğitim ve sağlık tesisleri kurulması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına ayni ve nakdi yardımda bulunabilir.
Kuruluşların denetimi nasıl yapılır?
Kuruluşların denetimini iç ve dış denetim olmak üzere iki başlık altında ele alınabilir. İç denetim kuruluşun kendi organları tarafından yürütülen denetimdir. Dış denetim ise kuruluşun organları dışında kalan kurum ya da kişiler tarafından yapılan denetim faaliyetidir.
Kuruluşların iç denetimi kimler tarafından yapılır?
Kuruluşu en üst düzeyde denetleme yetkisi kuruluşun genel kuruluna aittir. Genel kurulda, yönetim kurulu ve denetleme kurulu raporları ile yeminli mali müşavir raporları görüşülür ve yönetim kurulu ve denetleme kurulunun ibrası genel kurulda karar bağlanır. Ayrıca, kuruluşların denetimi, kanun ve kuruluşun tüzük hükümlerine göre denetleme kurulları tarafından yapılır. Denetimde, yönetim ve işleyişin, gelir, gider ve bilançoların ve bunlarla ilgili işlemlerin kanun, tüzük ve genel kurul kararlarına uygunluğu incelenir.
Kuruluşların dış denetimi kimler tarafından yapılır?
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, kuruluşların bağımsız kuruluşlarca mali denetim zorunluluğu öngörmüştür. Buna göre, kuruluşların gelir ve giderlerine ilişkin mali denetimleri, en geç iki yılda bir 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre denetim yetkisine sahip yeminli mali müşavirlerce yapılır. Bu denetimin yapılmış olması, denetleme kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ayrıca Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun kuruluşlar üzerinde genel denetim yetkisinin bulunduğunu belirtmek gerekir.
Kuruluşlar açısından şeffaflık sağlamak için getirilen düzenlemeler nelerdir?
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kuruluşlar açısından şeffaflık sağlamaya yönelik düzenlemeler de getirmiştir. Bunlar: • Kuruluşlar; faaliyet, dış denetim ve denetleme kurulu raporları ile genel kurul kararlarını uygun vasıtalarla derhal yayınlar. • Kuruluşların ve şubelerin kurucu ve yöneticileri, kendileri, eşleri ve velayetleri altında bulunan çocuklarına ait mal bildirimlerini 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre vermek zorundadır.
Hangi nedenlerle kuruluşların faaliyetlerinin durdurulması mümkündür?
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda çeşitli nedenlere bağlı olarak kuruluşların faaliyetlerinin durdurulması öngörülmüştür. Kanunda öngörülen nedenler sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar dışında kalan başka nedenlere dayanılarak, kuruluşların faaliyetleri durdurulamaz. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda kuruluşların faaliyetlerinin durdurulma nedenleri 2821 sayılı Sendikalar Kanuna göre azaltılmıştır. Bu nedenler: • Tüzük ve belgelerde kanuna aykırılık • Kapatma davalarında tedbir niteliğinde faaliyetin durdurulması
Tüzük ve belgelerde kanuna aykırılık nedeniyle kuruluşun faaliyetlerinin sona ermesinin koşulları nelerdir?
Serbest kuruluş esası gereğince kuruluşlar, tüzük ve belgelerini merkezlerinin bulunacağı ilin valiliğine vermeleri ile birlikte tüzel kişilik kazanırlar. Bu nedenle, idari makamların kuruluşların tüzel kişilik kazanmasından önce, tüzük ve belgeler üzerinde inceleme yapma yetkileri yoktur. Tüzel kişiliğin kazanılmasından sonra, tüzüğün veya ekli belgelerin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının saptanması ya da Kanunda öngörülen kuruluş koşullarının sağlanmadığının anlaşılması halinde ilgili valilik kanuna aykırılık veya eksikliklerin bir ay içinde giderilmesini ister. Bu süre içinde kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmemesi halinde, Bakanlığın veya ilgili valiliğin başvurusu üzerine mahkeme, gerekli gördüğü takdirde kurucuları da dinleyerek üç işgünü içinde kuruluşun faaliyetinin durdurulmasına karar verebilir. Mahkeme kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış günü aşmayan bir süre verir. Tüzük ve belgelerin kanuna uygun hale getirilmesi üzerine mahkeme durdurma kararını kaldırır.
Kapatma davalarında tedbir niteliğinde kuruluş faaliyetlerinin durdurulmasının koşulları nelerdir?
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümleri uyarınca açılan kuruluşların kapatılmasına ilişkin davalarda, mahkeme yargılamanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden kuruluşların faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerin görevlerine son verilmesine karar verebilir. Kuruluşların faaliyetinin durdurulması halinde, kuruluşların tüzel kişiliği devam eder. Ancak bu süre içerisinde faaliyetlerini sürdüremez. Faaliyeti durdurulan sendikanın taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödeyerek yararlanan işçilerin bu süre içerisinde aidat ödeme yükümlülükleri ortadan kalkar. Kuruluşların faaliyetlerinin durdurulması hallerinde, kuruluşların mallarının yönetimi ve çıkarlarının korunması ve durdurma süresi sonunda yeniden faaliyete geçebilmesi için genel kurul yapılması, Medeni Kanun hükümleri gereğince tayin olunacak bir veya üç kayyım tarafından sağlanır. Sendikanın faaliyetinin durdurulmuş olması, sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini ortadan kaldırmaz. Ancak bu süre içerisinde sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi mümkün değildir.
Kuruluşların sona erme halleri nelerdir?
Sendika ve konfederasyonların tüzel kişiliği çeşitli şekillerde sona erebilir. Sona erme nedenlerini üç başlık altında ele almak mümkündür: • Kendiliğinden Sona Erme • Fesih • Kapatılma
Kuruluşların kendiliğinden sona erme nedenleri nelerdir?
Kuruluşların tüzel kişilikleri, kanunda belirtilen bazı olayların gerçekleşmesiyle hiçbir karara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda kendiliğinden sona ermeye ilişkin bir hüküm yoktur. Bu nedenle Medeni Kanunun derneklere ilişkin 87. maddesi kuruluşlar hakkında da uygulama alanı bulur. Medeni Kanunun 87. maddesine göre, • Kuruluşun borçlarını ödeyemez duruma (acze) düşmüş olması, • Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hale gelmesi, • Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması, hallerinde kuruluşun tüzel kişiliği kendiliğinden sona erer.
Sendika ve konfederasyonlarda feshin koşulları nelerdir?
Sendika ve konfederasyonlar kendi tüzel kişiliklerine her zaman son verebilirler. Bu yetki, sendika genel kuruluna aittir. Tüzükte daha yüksek bir yeter sayı belirlenmemişse fesih için karar yeter sayısı genel kurul üye veya delege tamsayısının salt çoğunluğudur.
Sendika ve konfederasyonların kapatılma koşulları nelerdir?
Sendika ve konfederasyonlar ancak Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda düzenlenen nedenlerle ve mahkeme kararı ile kapatılabilir. Bunun dışında başka nedenlerle veya idari makamlar tarafından kuruluşların tüzel kişiliğine son verilemez. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda düzenlenen kuruluşların kapatılma nedenleri şunlardır: • Tüzük ve belgelerdeki kanuna aykırılığın süresi içinde giderilmemiş olması • Kuruluşların Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyette bulunmaları
Tüzük ve belgelerdeki kanuna aykırılığın süresi içinde giderilmemiş olmasının yaptırımı nedir?
Tüzük ve belgelerde kanuna aykırılığın giderilmesi için 6356 sayılı Kanunun 7. maddesi üçüncü bendi uyarınca verilen süre sonunda kuruluş, tüzük ve belgeleri kanuna uygun hale getirmemişse, süre veren mahkeme tarafından kuruluşun kapatılmasına karar verilir. Tüzük değişikliğinde kanuna aykırılık halinde de aynı düzenleme uygulama alanı bulur.
Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyette bulunan kuruluşların kapatılma süreci nasıl işler?
Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan kuruluş, merkezlerinin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine mahkeme kararı ile kapatılır. Aykırı davranış bireysel olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece o yöneticilerin görevine son verilmesine karar verilir.
Kuruluşların sona ermesinin sonuçları nelerdir?
Kuruluşların sona ermesi ile birlikte tüzel kişiliği ortadan kalkar. Bundan sonra artık tüzel kişiliğin tasfiyesi ve ardından tahsis işlemine geçilir.
Kuruluşların tasfiyesi nasıl yapılır?
Kuruluşların sona ermesi halinde öncelikle malvarlığının tasfiyesi yapılır. Başka bir deyişle, kuruluşların aktif ve pasif malvarlığı belirlenir ve hukuki ilişkileri kesilir. Bu tasfiye sendikanın tüzüğündeki hükümlere göre yapılır.
Kuruluşların tasfiyesi sonucunda geriye kalan malvarlığı nereye devredilir?
Tasfiye işleminden sonra tahsis yapılır. Yani tasfiye sonucunda geriye kalan malvarlığının nereye devredileceği belirlenir. Kuruluşların sona ermesi halinde, tahsisin nasıl yapılacağı 6356 sayılı Kanunun 32. maddesinde emredici olarak düzenlenmiştir. Para ve mallar, bu maddede belirtilen kuruluşlar dışında gerçek veya tüzel kişiye devredilemez. Kanunda öngörülen tahsis sistemi şöyledir: • Sendikalar için: Tüzüğünde hüküm bulunması kaydıyla tüzel kişiliği sona eren sendikanın malvarlığı bu Kanuna göre kurulmuş aynı nitelikteki bir kuruluşa ya da üyesi bulunduğu üst kuruluşa; üst kuruluş üyesi değilse aynı nitelikteki bir üst kuruluşa bırakılabilir. • Konfederasyonlar için: Üst kuruluşun sona ermesi halinde, malvarlığı üyesi bulunan kuruluşlara bırakılabilir. Tüzükte hüküm bulunmaması halinde feshe karar veren genel kurul, malvarlığını bu Kanuna göre kurulmuş aynı nitelikteki bir kuruluşa devredebilir. • Tüzükte hüküm olmaması ya da fesih halinde genel kurul kararının bulunmaması veya devrin ilgili kuruluş tarafından kabul edilmemesi halinde, tasfiye sonucunda kalacak paralar İşsizlik Sigortası Fonuna aktarılır ve mallar Türkiye İş Kurumuna devredilir.
6356 Sayılı Kanun'a göre kuruluşların gelirleri nelerdir?
Kuruluşların gelirleri 6356 sayılı Kanuna göre şunlardır:
• Üyelik ve dayanışma aidatları,
• Tüzüklerine göre yapabilecekleri faaliyetlerden sağlanacak gelirler,
• Bağışlar,
• Malvarlığı gelirleri, malvarlığı değerlerinin devir, temlik ve satışlarından doğan
kazançlar.
Sarı sendika nedir?
Uygulamada işverenin kontrolü altında kurulan veya faaliyette bulunan sendikaya sarı sendika adı verilmektedir.
6356 sayılı Kanun'a göre kuruluşların yasak faaliyetleri nelerdir?
Kuruluşlar tüzüklerinde belirtilen amaçları dışında faaliyette bulunamazlar (m.26/5). Bunun dışında kuruluşların yasak faaliyetleri hükümde şu şekilde sayılmıştır:
- İşçiler ve işçi kuruluşları işveren kuruluşlarına, işveren kuruluşları da işçi kuruluşlarına üye olamaz; gerek doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine müdahalede bulunamaz (m.26/6).
- Kuruluşlar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamaz (m.26/7).
- Kuruluşlar ticaretle uğraşamaz.
- Kuruluşlar, elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamazlar.
Sendikal saflık ilkesi ne anlama gelmektedir ve 6356 sayılı Kanun'da ne şekilde düzenlenmiştir?
Karşıt çıkarları temsil eden işçi ve işveren kuruluşlarının karşılıklı olarak birbirlerine üye olamamaları, kuruluşlarına müdahalede bulunamamaları ve birbirlerine mali yardımda bulunamamaları sendikal saflık ilkesinin gereğidir. Bu ilke Kanunda şu şekilde düzenlenmiştir; işçiler ve işçi kuruluşları işveren kuruluşlarına, işveren kuruluşları da işçi kuruluşlarına üye olamaz; gerek doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine müdahalede bulunamaz (m.26/6).
Dayanışma aidatı nedir?
Dayanışma aidatı ise, toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına ödemeleri gereken aidattır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur (m.39/4). Dayanışma aidatının miktarı, üyelik aidatından fazla olmamak kaydıyla sendika tüzüğünde belirlenir (m.39/5).
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kuruluşlar açısından şeffaflık sağlamaya yönelik ne gibi düzenlemeler getirmiştir?
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun kuruluşlar açısından şeffaflık sağlamaya yönelik getirdiği düzenlemeler şu şekildedir;
• Kuruluşlar; faaliyet, dış denetim ve denetleme kurulu raporları ile genel kurul kararlarını uygun vasıtalarla derhal yayınlar (m.29/3).
• Kuruluşların ve şubelerin kurucu ve yöneticileri, kendileri, eşleri ve velayetleri altında
bulunan çocuklarına ait mal bildirimlerini 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre vermek zorundadır (m.29/4).
Sendika ve konfederasyonların tüzel kişiliği ne şekillerde sona erer?
Sendika ve konfederasyonların tüzel kişiliği çeşitli şekillerde sona erebilir. Sona erme nedenlerini üç başlık altında ele almak mümkündür:
• Kendiliğinden sona erme,
• Fesih,
• Kapatılma.
Hangi hallerde kuruluşların tüzel kişilikleri kendiliğinden sona erer?
Medeni Kanunun 87. maddesine göre,
• Kuruluşun borçlarını ödeyemez duruma (acze) düşmüş olması,
• Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hale gelmesi,
• Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması,
hallerinde kuruluşun tüzel kişiliği kendiliğinden sona erer.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda düzenlenen kuruluşların kapatılma nedenleri nelerdir?
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda düzenlenen kuruluşların kapatılma nedenleri şunlardır:
• Tüzük ve belgelerdeki Kanuna aykırılığın süresi içinde giderilmemiş olması
• Kuruluşların Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyette bulunmaları.
Sendika ve konfederasyonların kendi tüzel kişiliklerine son verme yetkisi kime aittir?
Sendika ve konfederasyonlar, kendi tüzel kişiliklerine her zaman son verebilirler. Bu
yetki, sendika genel kuruluna aittir.
Sendikanın feshi için karar yeter sayısı ne kadardır?
Tüzükte daha yüksek bir yeter sayı belirlenmemişse fesih için karar yeter sayısı genel kurul üye veya delege tamsayısının salt çoğunluğudur (m.13/3).
Sendika ve konfederasyonların sona ermesinin sonuçları nelerdir?
Kuruluşların sona ermesi ile birlikte tüzel kişiliği ortadan kalkar. Bundan sonra artık tüzel kişiliğin tasfiyesi ve ardından tahsis işlemine geçilir.
Kuruluşların sona ermesi sonucu tasfiye işlemi nasıl yapılır?
Kuruluşların sona ermesi halinde öncelikle malvarlığının tasfiyesi yapılır. Başka bir deyişle, kuruluşların aktif ve pasif malvarlığı belirlenir ve hukuki ilişkileri kesilir. Bu tasfiye sendikanın tüzüğündeki hükümlere göre yapılır (m.8/j).
Kuruluşların sona ermesi sonucu tahsis işlemi nasıl yapılır?
Tasfiye işleminden sonra tahsis yapılır. Bir diğer ifade ile tasfiye sonucunda geriye kalan malvarlığının nereye devredileceği belirlenir. Kuruluşların sona ermesi halinde, tahsisin nasıl yapılacağı 6356 sayılı Kanunun 32. maddesinde emredici olarak düzenlenmiştir. Para ve mallar, bu maddede belirtilen kuruluşlar dışında gerçek veya tüzel kişiye devredilemez. Kanunda öngörülen tahsis sistemi şöyledir:
• Sendikalar için: Tüzüğünde hüküm bulunması kaydıyla tüzel kişiliği sona eren
sendikanın malvarlığı bu Kanuna göre kurulmuş aynı nitelikteki bir kuruluşa ya
da üyesi bulunduğu üst kuruluşa; üst kuruluş üyesi değilse aynı nitelikteki bir üst
kuruluşa bırakılabilir (m.31/1).
• Konfederasyonlar için: Üst kuruluşun sona ermesi halinde, malvarlığı üyesi bulunan kuruluşlara bırakılabilir. Tüzükte hüküm bulunmaması halinde feshe karar veren genel
kurul, malvarlığını bu Kanuna göre kurulmuş aynı nitelikteki bir kuruluşa devredebilir
(m.31/1).
Tüzükte hüküm olmaması ya da fesih halinde genel kurul kararının bulunmaması veya devrin ilgili kuruluş tarafından kabul edilmemesi halinde, tasfiye sonucunda kalacak paralar İşsizlik Sigortası Fonuna aktarılır ve mallar Türkiye İş Kurumuna devredilir (m.32/2).
Check off (kaynakta kesme) sistemi nedir?
Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir (m.18/2). Başka bir ifade ile yetkili işçi sendikasının üyeleri açısından check off (kaynakta kesme) sistemi öngörülmüştür.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa göre kuruluşların yapabilecekleri faaliyetler nelerdir?
Kuruluşlar, tüzüklerinde yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunurlar. Sendikaların toplu iş sözleşmesi yapmaları, toplu iş sözleşmesi yapılma sürecinde resmi arabulucuya ve hakeme başvurmaları, grev ve lokavt kararı almaları ve uygulamaları çalışma hayatına ilişkin yapabilecekleri faaliyetlerin başında gelir. Ayrıca kuruluşlar üyelerine adli yardım, üyelerinin eğitimi ve kanun ve uluslararası sözleşme hükümlerine
göre çeşitli kuruluşlara temsilci gönderme gibi faaliyetlerde bulunabilirler. Belirtmek gerekir ki, kuruluşların faaliyetlerini tüzükleriyle belirleyebilme serbestileri sınırsız değildir. Kanunun 26. maddesinin beşinci bendine göre, kuruluşlar, tüzükleriyle
belirlenen amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.
Kuruluşlar, faaliyetlerin yararlanmada üyeleri arasında hangi ilkeleri gözetmekle yükümlüdür?
Kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar, faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir (m.26/3).Kuruluşların kendi faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara uygulanması, Kanunun toplu iş sözleşmesi ve toplu iş uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yazılı onaylarına bağlıdır (m.26/4).
6356 sayılı Kanuna göre, kuruluşların tüzüklerine göre yapabilecekleri faaliyetlerden sağlanacak gelirleri nelerdir?
Kuruluşlar tüzüklerinde öngördükleri faaliyetlerden de gelir elde edebilirler. Örneğin kuruluşlar genel kurul kararıyla nakit mevcudunun yüzde kırkından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilirler. Bu yatırımlardan elde ettikleri gelirler de kuruşların önemli gelir kaynakları arasında yer alır.
Üyelik aidatı nedir?
Sendika üyelerinin aidat ödeme borcu sendika üyeliğinden kaynaklanan temel borçtur. Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir (m.18/1). Üyelik aidatı, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir (m.18/2). Başka bir ifade ile yetkili işçi sendikasının üyeleri açısından check off (kaynakta kesme) sistemi öngörülmüştür. Diğer sendikalar da ise üyelik aidatı üye tarafından sendikaya ödenir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda üyelik
aidatı için bir üst sınır ön görülmemiştir.
Kuruluşların bağış kabul etmelerine ilişkin Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun getirdiği sınırlamalar nelerdir?
Bağışlar da kuruluşların gelir kaynaklarından birisidir. Ancak kuruluşların bağış kabul etmeleri Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile bazı sınırlara bağlanmıştır. Buna göre;
• Kuruluşlar; kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler, esnaf ve küçük sanatkâr
kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz (m.28/2).
• İşçi kuruluşları, işverenler ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve diğer kanunlara göre kurulan işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları da işçilerden ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve diğer kanunlara göre kurulu işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz (m.28/3).
• Kuruluşlar, yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan Bakanlığa önceden bildirimde bulunmak suretiyle yardım ve bağış alabilir. Ancak, işçi kuruluşları yurtdışında kurulu işveren ve işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları ise işçi ve işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz (m.28/3).
• Nakdi yardım ve bağışların bankalar aracılığıyla alınması zorunludur (m.28/3).