Uluslararası Hukuk 2 Dersi 6. Ünite Özet
Devletin Sorumluluğu
- Özet
Uluslararası Sorumluluk Kavramı ve Kapsamı
Uluslararası hukuk kişilerinin eylemlerinden veya eylemlerinin sonuçlarından uluslararası hukuk nedeniyle sorumlu tutulmasına uluslararası sorumluluk denir.
Sorumluluğun atfedileceği uluslararası hukuk kişileri devlet, uluslararası örgütler, devlet dışı varlıklar ve gerçek kişilerdir.
Uluslararası sorumluluk dendiğinde hukuka aykırı eylemler nedeniyle sorumluluk-uluslararası hukukun yasaklamadığı sorumluluk; hukuki- cezai sorumluluk türleriyle karşılaşılır. Cezai sorumlulukta, eylem devlet kurumu aracılığıyla gerçekleştirilmiş olsa bile eylemi gerçekleştirme emrini veren kişiler sorumlu tutulur. Bu nedenle bireysel bir sorumluluktur. Yasak olmayıp, sınır aşan faaliyetlerin ortaya çıkardığı zararların tazmini ve önlenmesi ise uluslararası hukukun yasaklamadığı eylemlerden doğan sorumluluktur.
Devletin sorumluluğu ise devletin uluslararası hukuka aykırı olan eylemleri nedeniyle sorumluluk olarak karşımıza çıkar.
Sorumluluğun Koşulları
Eğer uluslararası hukuk çerçevesinde sahip olunan bir yükümlülüğü ihlal eden eylem varsa ve bu eylem devlete yükleniyorsa devletin sorumluluğu söz konusu olur.
Uluslararası Hukuka Aykırı Eylem
Söz konusu eylem yapma, yapmama/kaçınma veya bu iki eylem türünün birleşmesinden kaynaklanabilir. Yükümlülüğün andlaşma, örf ve adet hukuku, mahkeme kararı, devletlerin tek taraflı işlemleri, emredici normlar vs nereden doğduğu ile ilgilenmeksizin, söz konusu uluslararası yükümlülüğün ihlal edilmesi sorumluluk için yeterlidir. Eğer devlet eylemin gerçekleştirilmesi esnasında bu yükümlülükle bağlı ise o zaman yükümlülüğün ihlalinden söz edilebilir. Eylemden sonra ortadan kalkan yükümlülük devletin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Uluslararası hukukun emredici normları söz konusu olduğunda ise, sorumluluk geriye yürümeyecek olup, bu normların ortaya çıkmasından önce gerçekleştirilmiş eylemlerden sorumluluk doğmayacaktır.
Devletin Eylemden Sorumlu Tutulması
Hukuka aykırılık devletin eylemi sonucu ortaya çıkmalıdır. Bu kapsamda hangi faaliyetlerin devlete atfedileceğinin belirlenmesi de önemlidir. Milli hukuk gereği resmi görevi olmayan, eylemleri hiçbir şekilde devlet tarafından yönlendirilmemiş olan bir vatandaşın eylemi nedeniyle devlet sorumlu tutulamaz.
Devlet organları ve görevlileri ile federe devletlerin ve özerk bölgelerin eylemleri doğrudan devlet eylemleri; devletin eylemin gerçekleştirilmesine neden olduğu ya da eylem nitelik itibariyle devlete ait sayıldığında ise dolaylı devlet eylemleri söz konusu olur.
Doğrudan Devlete Ait Eylemler
Yasama organının çıkardığı veya çıkarmaktan kaçındığı yasalar; yürütme organı içinde yer alan kolluk kuvvetleri, silahlı kuvvetler, istihbarat görevlileri, konsolosluk ve diğer idari memurların eylemleri; yargı organlarından çıkan yargı kararları uluslararası yükümlülükleri ihlal ettikleri takdirde devletin sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Eğer eylem federe devlet organları tarafından gerçekleştirilmiş ise, sorumluluk federal devlete ait olur. Ancak federe devletler kendi adlarına uluslararası ilişkilere girme yetkisine sahipse veya uluslararası andlaşmaya taraf olmuşlarsa, bu kapsamda gerçekleştirmiş oldukları eylemden dolayı federal devlet sorumlu tutulamaz.
Dolaylı Olarak Devlete Ait Eylemler
Kamusal faaliyetlerin özel hukuk kişileri veya özel sektör tarafından yerine getirilmesi durumunda uluslararası bir yükümlülük ihlal edilecek olursa devlet burada da sorumlu tutulur.
Eylemleri nedeniyle devletin sorumluluğunu gerektiren devlet organlarının belirlenmesi milli hukuka göre yapılır. Milli hukuk içinde resmi olarak devlet yapılanması içinde bulunmayıp, devlet birimlerinden alınan talimatlarla eylemlerde bulunan kişi veya grupların eylemleri de uluslararası bir yükümlülüğü ihlal edebilir. Bu durumda da devletin sorumlu olduğu kabul edilir.
Eğer bir devlet, başka bir devlete ait bir birimi kabul eder ve bunların kendi ülkesinde faaliyette bulunmasını kabul ederse, bunların eylemlerinde de kendisi sorumlu tutulacaktır.
Başka Bir Devletin Eylemleri Nedeniyle Sorumluluk
Bir devletin uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunmasına başka bir devletin yardım etmesi; eylemi gerçekleştiren devletin başka bir devlet tarafından yönlendirilmesi; bu tür bir eylemde bulunmaya zorlanması halinde de devletin başka devletin eylemlerinden sorumluluğu söz konusu olur.
Yardım Eden Devlet: Uluslararası hukukta hukuka aykırı eylemi gerçekleştiren devlete yardım eden devletin sorumlu olduğuna ilişkin bir kaynak yoktur. Silah yardımı veya devletin topraklarını kullanma izninin verildiği vb hallerde olduğu gibi kuvvet kullanma yasağını ihlal eden devlet eylemlerine başka bir devlet yardım ederse, diğer devletlerin onları bu faaliyetleri gerçekleştirdikleri yönünde suçlayıcı açıklamalarda bulunma veya protesto etme yoluna gittikleri görülür.
Yardım eden devletin sorumluluğu yardımın sonuca etkisi oranında gerçekleştiği için kısmi sorumluluk şeklindedir.
Yöneten veya Yönlendiren Devlet: Sömürge şeklindeki bazı devletlerin uluslararası ilişkilerini kendi adına yürüten devletlerin himayesi, vekaleti, vesayeti altına girmesi halinde, bu sömürge devletin hukuka aykırı eyleminden sorumlulukları onları yöneten devlete yükletilmiştir. Eğer bu devletin eylemleri himaye, vekalet veya vesayet altına girdikleri devletin yönetim ve yönlendirmesiyle gerçeklemiş ise bu durum kabul edilir.
Zorlayan Devlet: Bir devletin başka bir devletin zorlaması sonucu uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunma durumu varsa, zorlayan devlet sorumlu tutulur.
Zorlama sonucu devletin başka bir eylemde bulunma olasılığı ortadan kalkar ve zorlama bizzat o eylemin gerçekleştirilmesinde yönelik olursa zorlayan devlet sorumlu kabul edilir. Bazen de kuvvet kullanma tehdidi veya devletin iç işlerine karışma gibi hallerde zorlamanın bizzat kendisi uluslararası yükümlülüğün ihlali olarak ortaya çıkabilir.
Sorumluluğun Sonuçları
Uluslararası Hukuka Aykırı Davranan Devletin Yükümlülükleri
Eylemin sahibi devlet ile eylemin etkilediği devlet arasında bir takım yükümlülükler doğar. Eylemi gerçekleştiren devletin öncelikli yükümlülüğü eylemi durdurmak ve tekrarlamamak, sonraki ve en önemli yükümlülüğü hukuka aykırı eylemin sonuçlarını ortadan kaldırma, eski hale getirme, tazmin veya manevi tatmin şeklinde ortaya çıkabilecek olan onarmadır.
Eylemi Durdurma ve Tekrarlamama Yükümü
Yapma veya kaçınma şeklindeki eylemleri durdurma yükümlülüğü devletin yükümlülükleri arasındadır.
Uluslararası hukukta geçerli olan ahde vefa ilkesi doğrultusunda devletlerin taahhüt ettikleri davranışları gerçekleştirmeleri yönünde bir beklenti oluşur. İşte uluslararası hukuk kuralının ihlal edilmesi de bu beklentiyi ortadan kaldırıcı nitelik taşır. Bu nedenle ihlal sonucu bozduğu karşılıklı güven ortamını yeniden kurabilmesi için devletin ihlali bir daha gerçekleştirmeyeceğine dair güvence vermesi gerekir.
Onarım Yükümü
Uluslararası bir yükümlülüğü ihlal eden devlet bunun sonucu ortaya çıkardığı zararları onarmakla yükümlüdür. Uluslararası Daimi Adalet Divanı da bunu uluslararası hukukun ilkesi olarak kabul etmiştir.
Devlet maddi veya manevi zararı kapsayacak şekilde zararı tazmin ederek, onarım yükümlülüğünü yerine getirmelidir.
Onarım Çeşitleri
Uluslararası hukukun kabul ettiği onarım çeşitleri eski hale getirme, tazminat ödeme ve manevi tatmin şeklindedir. Bunlar, ihlali gerçekleştiren devlet açısından bir yükümlülük olduğu kadar, zarara uğrayan devlet açısından da talep hakkı niteliğindedir. Bu onarma çeşitleri açısından herhangi bir sıralama söz konusu değildir. Devletler çeşitli saiklerle farklı seçimlerde bulunabilmektedirler.
Eski Hale Getirme: Uluslararası hukuka aykırı eylem gerçekleştirilmeden önceki durumun yeniden kurulması amacıyla yapılır. Eğer eski hale getirme imkansızsa zararın tazmini yoluna gidilmesi gerekir.
İşgal edilmiş toprağın asıl sahibi olan devlete bırakılmasında olduğu gibi maddi açıdan veya bir yasanın çıkarılması hakinde uluslararası yükümlülüğün ihlali söz konusu olup da söz konusu yasa kaldırılmış ise hukuki açıdan eski hale iade yapılmış olur.
Tazminat Ödeme: Eski hale iadenin mümkün olmadığı durumlarda meydana gelen zararın eylemi gerçekleştiren devlet tarafından tazmin edilmesi gerekir. Söz konusu zarar maddi veya manevi zarar şeklinde olup, belli miktardaki paranın ödenmesi anlamına gelir. Eğer salt bir hak ihlali varsa zararın tazmini söz konusu olamaz, manevi tatmin yoluna gidilir.
Tazminatın hesabında zararın veya hukuki sonucun oluşmasına katkıda bulunan diğer tarafın kusuru da göz önünde bulundurulur.
Manevi Tatmin: Eski hale getirme veya tazmin yollarıyla hukuka aykırı eylemden kaynaklanan zarar karşılanamamışsa, eylemi gerçekleştiren devletin zarar gören devleti manevi yönden tatmin etmesi gerekir. bu yolun diğer onarım çeşitlerinin yanında sıklıkla uygulandığı görülür.
Parasal değer atfedilemeyen durumlarda manevi tatmin söz konusu olur. Sembolik miktarlarda para ödenmesi şeklinde olsa bile burada manevi tatmin olduğu kabul edilir. Devleti küçük düşürecek, devletlerin eşitliği ilkesine zarar gelecek şekilde manevi tatmin yoluna gidilemez.
Uluslararası Hukukun Emredici Kurallarına Aykırı Eylemlerin Hukuki Sonuçları
Uluslararası hukukun emredici kuralları da devletin sorumluluğun doğması açısından diğer normlardan farksız bir etkiye sahip olmasına karşın, emredici kuralların doğası gereği sahip oldukları kabul edilen erga omnes etki nedeniyle devletin sorumluluğunda ayrı bir uygulamaya sahip olduğu görülür.
Eğer bir devlet jus cogens niteliğindeki bir kuralı ihlal edecek olursa, sahip olduğu önem itibariyle diğer devletler açısından başka bazı yükümlülükler de doğar. Bu kuralların ihlalinin ‘uluslararası suç’ olarak kabul edilmesi yönündeki eğilim sonucu, devletlere Nihai Taslak m.41’deki şu yükümlülüklerin getirilmesi kabul edilmiştir:
- Devletler, meşru araçlarla ihlali sona erdirmeye yönelik işbirliği yapmalı,
- Hiçbir devlet ciddi bir ihlal tarafından yaratılmış durumu meşru olarak kabul etmeyip, bu durumun devam etmemesine yardımcı olmalıdır.
Dolayısıyla işbirliği kapsamında, jus cogens kuralların ihlali halinde ihlalden doğrudan etkilenmeyen devletlerin de ihlalle ilgili sorumlu olabileceği kabul edilmiştir.