Özel Güvenlik Hukuku 1 Dersi 2. Ünite Özet
Özel Güvenlik Hizmetlerinden Yararlanacak Olanlar
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 17. maddesi uyarınca herkes, yasama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Kişilerin herhangi bir tehlike veya saldırı karsısında hukukun çizdiği sınırlar içerisinde kendilerini koruma hakları bulunmaktadır. Bunun yanında kişiler kendilerini özel güvenlik hizmetinden yararlanmak suretiyle de koruyabilirler. Özel güvenlik hizmetinden kimlerin yararlanabileceği sorusuna 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde cevap aramak gerekir.
Özel güvenlik hizmetinden kimlerin yararlanabileceği 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunda açık bir şekilde gösterilmemiştir. Kanunun 3. maddesinde gerçek kişilerin silahlı personel tarafından korunması ile kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimlerinin kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi belirli şartlara bağlandığından, bu hükümde sayılan kişilerin özel güvenlik hizmetinden yararlanabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu kapsamda gerçek kişiler, kurum ve kuruluşlar özel güvenlik hizmetinden faydalanabilir.
Gerçek Kişiler
Kişinin vücut bütünlüğüne ve gerekli olması durumunda yaşamına yönelik saldırılara meşru savunma hukuka uygunluk nedeni kapsamında karsı koyması mümkündür. Anayasanın çizdiği sınırlar içerisinde meşru savunma, hem Türk Borçlar Kanununda hem de Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. Bu kapsamda kişilerin herhangi bir tehlike veya saldırı karsısında hukukun çizdiği sınırlar içerisinde kendilerini koruma hakları bulunmaktadır.
Saldırıya uğramaları durumunda, bu saldırıya karsı kişilerin haklarını koruma görev ve yetkisi esasen devletin kolluk güçlerine aittir. Ancak saldırı esnasında veya tehlikenin doğduğu anda, devletin yetkili makamlarının müdahale imkânı olmaması veya müdahalen in gecikecek olması durumunda telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkabilir. Devletin korumasının gerçekleşmesine kadar geçen sürede, kişiler haklarını koruma yetkisine sahip kılınmışlardır. Bu koruma, kişinin bizzat kendisi tarafından gerçekleştirilebileceği gibi özel güvenlik görevlisi istihdam etmesi suretiyle de yapılabilecektir.
Gerçek kişilerin özel güvenlik hizmetinden faydalanabilmeleri için tehlikeli bir durum içerisinde bulunmaları ve böyle bir durumu ispatlamaya gerek yoktur. Kişi, mesken olarak kullanmakta olduğu evinde bu hizmetten faydalanabileceği gibi işyerinde herhangi bir tehlikeli durum olmasa dahi bu hizmetten faydalanabilecektir.
Gerçek kişiler, özel güvenlik görevlisi istihdam etmeden tasıma veya bulundurma ruhsatlı silah taşımak suretiyle de kendilerini koruyabilirler. Kişilerin silah bulundurma ve tasıma ruhsatı alabilmeleri 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun ve bu kanun uyarınca Bakanlar Kurulunca çıkarılan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir.
Gerçek kişiler, özel güvenlik görevlisi istihdam etmeden tasıma veya bulundurma ruhsatlı silah taşımak suretiyle de kendilerini koruyabilirler. Kişilerin silah bulundurma ve ta-sıma ruhsatı alabilmeleri 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve bu kanun uyarınca Bakanlar Kurulunca çıkarılan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 2.maddesinde “silah” ve “ateşli silah” su şekilde tanımlanmaktadır:
- Silah: Uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden, ruhsata tabi araç ve aletlerin tümünü ifade eder.
- Ateşli silah: Mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları ifade eder.
Silah ruhsatı, “bulundurma ruhsatı” ve “tasıma ruhsatı” olmak üzere iki çeşittir:
- Bulundurma ruhsatı: Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğinin 4. maddesine göre; silah ruhsatı alınmasına engel hâli bulunmayan, yirmi bir yasını doldurmuş her Türk vatandaşı bulundurmak amacıyla silah satın alabilir. Silah bulundurma ruhsatı valilikçe verilir.
- Tasıma ruhsatı: Kanun ve Yönetmelikte belirtilen kişilere, belirlenen şartlar çerçevesinde silah tasıma ruhsatı verilebilir. Tasıma ruhsatları nereden verilmiş olursa olsun, Kanunun ek 1. maddesinde belirtilen yerler haricinde her yerde ve her zaman geçerlidir.
Gerçek kişilerin 6136 sayılı Kanunda ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen usule uygun bir şekilde ruhsatlı silah bulundurmaları veya taşımaları, kendilerini koruyabildikleri gerekçesiyle özel güvenlik hizmetinden faydalanmalarına engel değildir.
Gerçek kişiler, özel güvenlik hizmetinden kendileri güvenlik görevlisi istihdam etmek suretiyle faydalanabilecekleri gibi, özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın almak yoluyla da faydalanabilirler. Öte yandan gerçek kişinin, kendisinin özel güvenlik görevlisi istihdam etmiş olması, özel güvenlik şirketinden de ayrıca güvenlik hizmeti satın almasına engel değildir.
Yabancı gerçek kişilerin, özel güvenlik hizmetinden yararlanmaları mevzuatta açıkça düzenlenmem istir. Burada iki yaklaşım benimsenebilir: İlk olarak, 5188 sayılı Kanunun 3. maddesinde yer alan “kişilerin silahlı personel tarafından korunması” ifadesinde “vatandaş” yerine, vatandaş ve yabancı herkesi kapsayacak genişlikte bir kavram olan, kişiler ifadesinin kullanılmış olması dolayısıyla yabancı ülke vatandaşı gerçek kişiler de özel güvenlik hizmetinden faydalanabilecektir. Kanun “vatandaşlar” yerine “kişiler” kavramına yer verdiğinden, mevzuattaki diğer şartları taşıyan ya-bancı kişiler de özel güvenlik görevlisi istihdam etme usulünden yararlanabilirler. İkinci olarak, güvenlik konusu, kamu düzeninden olduğundan, bu alanda genişletici yorum benimsenemez. Kanunda açıkça düzenlenmeyen bir husus, kıyas veya yorumla var kabul edilemez. Güvenlik konusunun kamu düzeni ile ilgili olması ve kişilerin güvenliğinin esas olarak devlet tarafından sağlanması gereği dikkate alındığında, yabancı gerçek kişilerin özel güvenlik görevlisi istihdam etmesi konusu kanunda düzenlenmiş olmalıdır. Kanunda bu yönde bir düzenleme olmadığına göre, yabancı kişiler özel güvenlik hizmetinden faydalanamayacaktır.
Kurum ve Kuruluşlar
5188 sayılı Kanunun 3. maddesinde “kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi” ifadesi yer almaktadır. Aynı şekilde Yönetmeliğin 7. maddesinde de “kurum veya kuruluş bünyesinde özel güvenlik birimi kurularak veya özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın alınmak” ifadelerine yer verilmektedir.
5188 sayılı Kanunun 3. maddesinde ve Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesinde yer alan “kurum ve kuruluşlar” deyiminde yer alan “kurum” kavramının “tüzel kişileri”; “kuruluş” kavramının ise “tüzel kişiliği bulunmayan teşkilatları” ifade ettiğinin kabulü gerekir.
Kanunda, özel güvenlik hizmetinden yararlanacaklar belirtilirken, kamu özel ayrımı yapılmadan “kurum ve kuruluşlar” denildiğine göre, hem kamu hukukuna tabi kurum ve kuruluşların hem de özel hukuka tabi kurum ve kuruluşların bu haktan yararlanacağı ifade edilmiş demektir.
Bu açıklamalardan hareketle özel güvenlik hizmetinden yararlanabilecek kurum ve kuruluşları su şekilde ifade edebiliriz:
- Kamu tüzel kişileri
- Kamu kuruluşları
- Özel hukuk tüzel kişileri
- Özel hukuk kuruluşları
Kamu Tüzel Kişileri: Kamu hukuku tüzel kişileri, kamu hukukundan doğan üstün hak ve yetkilere sahip kamu hukuku kurallarına göre kurulan, bu kurallara göre faaliyet yürüten tüzel kişilerdir.
Kamu tüzel kişileri şu türlere ayrılmaktadır:
- Kamu idareleri
- Kamu kurumları
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
- Düzenleyici ve denetleyici kurullar
Kamu Kuruluşları: Devlet tüzel kişiliği içinde yer alan birçok birim, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip değildir. Mesela Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar, yargı kuruluşları (Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay), TBMM, Sayıştay devlet tüzel kişiliği içinde yer alan, ayrı tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardır. Devlet tüzel kişiliği içinde yer alan ancak ayrı bir tüzel kişiliği bulunmayan başkaca kuruluşlar da bulunmaktadır. Örneğin, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Diyanet İsleri Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Tanıtma Fonu Kurulu Sekreterliği, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bu niteliktedir.
Tüzel kişiliği bulunmayan bu kamu kuruluşları da özel güvenlik hizmetinden yararlanabilirler.
Özel Hukuk Tüzel Kişileri: Özel hukuk kuralları çerçevesinde kurulup özel hukuk hükümlerine göre faaliyette bulunan tüzel kişilere, özel hukuk tüzel kişileri denilmektedir.
Özel hukuk tüzel kişilerinin nasıl kurulacağı ve nelerden ibaret olduğu çeşitli kanunlarla düzenlenmektedir. Yürürlükteki hukukumuzda özel hukuk tüzel kişileri şunlardır:
- Dernekler
- Vakıflar
- Ticaret Şirketleri
- Kooperatifler
Yukarıda sayılan özel hukuk tüzel kişileri, 5188 sayılı Kanunun 3. maddesinde ve Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesinde yer alan “kurum” kavramı içinde yer alırlar ve özel güvenlik hizmetlerinden yararlanabilirler.
Hukukumuzda, “spor federasyonları” da özel hukuk tüzel kişileri niteliğindedir. Futbol federasyonu, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 1. maddesi uyarınca “özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip” bir kuruluştur.
Diğer bağımsız spor federasyonları, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun Ek 9. maddesine göre bağımsız spor federasyonları, özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişidirler.
Hukukumuzda özel hukuk ya da kamu hukuku tüzel kişisi olup olmadığı tartışmalı olan sendikalar ve siyasi partiler gibi kurumlar da bulunmaktadır. Genel kabul, bunların özel hukuk tüzel kişisi olduğu yönündedir. Bu tüzel kişiler de 5188 sayılı Kanunun 3. maddesinde ve Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesinde yer alan “kurum” kavramı içinde yer alırlar ve özel güvenlik hizmetlerinden yararlanabilirler.
Özel Hukuk Kuruluşları: Özel hukuk kurallarına tabi olmakla beraber, tüzel kişiliğe sahip olmayan oluşumlar da bulunmaktadır:
- Adi ortaklık: Türk hukukunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620. ve deva-mı maddelerinde düzenlenen “adi ortaklık” (adi şirket), ticaret şirketlerinin aksine tüzel kişiliğe sahip değildir.
- Gayrimenkul yönetimi (toplu yapı yönetimi): 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre toplu yapıların (site ya da apartman) yönetimi de özel hukuk çerçevesinde faaliyet yürüten kuruluşlar içinde yer almaktadır. Genel kurul, yönetici, denetçi gibi organları olan bir yönetim sekli öngörülmektedir. Tüzel kişiliği bulunmayan bu oluşum da özel hukuk kuruluşu olarak kabul edilmektedir.
Söz konusu kuruluşlar, 5188 sayılı Kanunun 3. maddesinde ve Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesinde yer alan “kuruluş” kavramı içinde yer alırlar ve özel güvenlik hizmetler inden yararlanabilirler.