aofsoru.com

Yargı Örgütü Ve Tebligat Hukuku Dersi 3. Ünite Özet

İdari Yargı

Genel Olarak İdari Yargı

İdari yargı, genel olarak, idarenin kamu gücüne dayalı olarak yaptığı, kamu hukuku kurallarına tâbi işlem, eylem ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli yargı koludur. Anayasa’nın 125. maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu ve idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu açıkça ifade edilmiştir.

İdari yargı kolu içerisinde yer alan yargı yerlerinden idare ve vergi mahkemeleri, ilk derece mahkemesi; bölge idare mahkemeleri ise, üst derece mahkemesi olarak görev yapmaktadır. Anayasa’da öngörülen yüksek mahkemelerden biri olan Danıştay ise, yürütme organına yardımcı bir inceleme, danışma ve karar organı olmanın yanı sıra, idarenin yargı yoluyla denetlenmesinde etkin ve önemli bir görev yapan ilk ve son derece mahkemesidir.

İdari yargı kolunda yer alan mahkemelerin kuruluş ve görevlerine ilişkin temel düzenlemeler, 06.01.1982 günlü üç temel kanuna dayanır. Bunlar, 2575 sayılı “Danıştay Kanunu” ile 2576 sayılı “Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun” ve 2577 sayılı “İdari Yargılama Usulü Kanunu”dur. İdari Yargılama Usulü Kanunu, genel olarak idari yargı alanında yer alan Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözüm usullerini düzenlemektedir.

İlk Derece Mahkemeleri

İlk derece mahkemeleri idare ve vergi mahkemelerinden oluşmaktadır.

İdare mahkemeleri, idari yargı alanında genel görevli, çok hâkimli, ilk derece mahkemeleridir. İdare mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş hacmi göz önünde tutularak Adalet Bakanlığınca kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur.

Aynı yargı çevresinde birden fazla idare mahkemesinin faaliyet gösterdiği hâllerde, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, mahkemeler arasındaki iş bölümü Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir.

İdare mahkemelerinde, birer başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Mahkeme kurulları, başkan ile iki üyeden oluşur; üye tam sayısı ile toplanır ve oy çokluğu ile karar verir. Başkanın yokluğunda kıdemli üye başkana vekillik eder.

İdare mahkemelerinin olağan çalışma yöntemi kurul olarak toplanıp karar vermedir. Bununla birlikte, uyuşmazlık miktarı her yıl yeniden belirlenen “yeniden değerleme oranı”nda arttırılan parasal sınırı aşmayan ve konusu belli parayı içeren idari işlemlere karşı açılan iptal davaları ile tam yargı davaları, kurul halinde değil, idare mahkemesi hâkimlerinden biri tarafından çözümlenir.

İdare mahkemeleri, idari yargı kolu içerisinde genel görevli mahkemelerdir. Bir başka anlatımla, idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümler.

İdari dava türleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde yer almakta olup, bu düzenlemede, “iptal davası”ndan, “tam yargı davasından” ve “idari sözleşmelerden doğan davalardan”dan söz edilmiştir.

İptal davası, hukuka aykırı bir idari işlemin, idari yargı yerlerince iptal edilmesini sağlayan bir dava türüdür.

İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ise, ilke olarak, adlî yargıdaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan edim davalarına benzerler. Bu dava türü ile, idare hukuku alanında, ihlâl edilmiş bir hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi istenir.

Son olarak, 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinin üçüncü bendi, “Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” diyerek üçüncü bir idari dava türünden bahsediyor görünse de bunun iptal ve tam yargı davalarından farklı bir dava türü olup olmadığı tartışmaya açıktır.

İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari yargı yerleri; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

İdari yargılama usulü, hukuk yargılama usulünden farklı özellikleri olan bir yargılama usulüdür. Kendine özgü kural ve özellikleri vardır. Bununla birlikte, idari yargılama usulü ile ilgili bütün kurallar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenmemiştir. 2577 sayılı Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde, açıkça atıf yapılan konularda Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanacaktır.

İdare mahkemelerinde inceleme, kural olarak evrak üzerinde yapılır ve idari yargılama usulünde, delillerin araştırılmasında kendiliğinden (resen) araştırma ilkesi uygulanır.

Vergi mahkemeleri, idari yargı alanında vergi davalarını görmekle görevli, çok hâkimli, ilk derece mahkemeleridir.

Vergi mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş hacmi göz önünde tutularak Adalet Bakanlığınca kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur.

Aynı yargı çevresinde birden fazla vergi mahkemesinin faaliyet gösterdiği hâllerde, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, mahkemeler arasındaki iş bölümü Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir.

Vergi mahkemeleri, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ile bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümler.

Vergi mahkemelerinde, birer başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Mahkeme kurulları, başkan ile iki üyeden oluşur; üye tam sayısı ile toplanır ve oy çokluğu ile karar verir. Başkanın yokluğunda kıdemli üye başkana vekillik eder.

Vergi mahkemelerinin de olağan çalışma yöntemi, kurul olarak toplanıp karar vermedir. Bununla birlikte, yukarıda belirtilen uyuşmazlıklardan kaynaklanan ve toplam değeri her yıl yeniden belirlenen “yeniden değerleme oranı”nda arttırılan parasal sınırı aşmayan davalar vergi mahkemesi hâkimlerinden biri tarafından çözümlenir.

Vergi mahkemelerinde uygulanan yargılama usulü, idare mahkemelerinde olduğu gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda hüküm bulunmayan hallerde, açıkça atıf yapılan konularda Hukuk Muhakemeleri Kanunu da vergi mahkemelerinde uygulama alanı bulur. Ayrıca, İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri de uygulanır.

Vergi mahkemelerinde de inceleme, kural olarak evrak üzerinde yapılır ve delillerin araştırılmasında kendiliğinden (resen) araştırma ilkesi uygulanır.

Bölge İdare Mahkemeleri

Bölge idare mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş hacmi göz önünde tutularak Adalet Bakanlığınca kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur. Bölge idare mahkemelerinin kuruluş ve yargı çevrelerinin tespitinde, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşleri alınır.

Bölge idare mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur.

Bölge idare mahkemesi başkan ve üyeliklerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca atama yapılır.

Bölge idare mahkemesi başkanı ve daire başkanları birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri ise en az birinci sınıfa ayrılmış olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hâkim ve savcıları arasından atanır. Danıştay daire başkanı ve üyeleri, istekleri üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca bölge idare mahkemesi başkanlığına veya daire başkanlıklarına dört yıllığına atanabilirler.

Her bölge idare mahkemesinde bir başkan bulunur. Başkanlıkta yazı işleri müdürlüğü ve idari işler müdürlüğü ile ihtiyaç duyulan diğer müdürlüklerden oluşur.

Mahkemeyi temsil etme görevi, bölge idare mahkemesi başkanına aittir. Başkanın diğer görevleri ise, bölge idare mahkemesi başkanlar kuruluna ve adalet komisyonuna başkanlık etmek, alınan kararları yürütmek, bölge idare mahkemesi dairelerinden birine başkanlık etmek, mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlamak ve bu yolda uygun göreceği önlemleri almak, bölge idare mahkemesinin genel yönetim işlerini yürütmek, bölge idare mahkemesi memurlarını denetlemek, dairelerin benzer olaylarda kesin olarak verdikleri kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için başkanlar kuruluna başvurmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmaktır.

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu, bölge idare mahkemesi başkanı ile daire başkanlarından oluşur. Başkanlar Kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir. Oyların eşitliği hâlinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri; gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak ihtisaslaşmayı sağlamak amacıyla, bölge idare mahkemesi daireleri arasındaki iş bölümünü belirlemek, daireler arasında çıkan iş bölümü uyuşmazlıklarını karara bağlamak; hukuki veya fiili nedenlerle bir dairenin kendi üyeleriyle toplanamadığı hâllerde ilgisine göre diğer dairelerden üye görevlendirmek; benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştay Başkanlığına iletmek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmaktır.

Bölge idare mahkemelerinde biri idare diğeri vergi olmak üzere en az iki daire bulunur ve her dairede bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Gerekli hâllerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca artırılıp azaltılabilir.

Her daire, bir başkan ve iki üyenin katılımıyla toplanır. Görüşmeler gizli yapılır, kararlar çoğunlukla verilir.

Hukuki veya fiili nedenlerle bir daire toplanamazsa, başkanlar kurulunun kararıyla diğer dairelerden; bu da mümkün olmazsa, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca diğer bölge idare mahkemelerinden yetkili olarak görevlendirilen üyelerle eksiklik tamamlanır. Daire başkanının hukuki veya fiili nedenlerle bulunamaması hâlinde dairenin en kıdemli üyesi daireye başkanlık yapar.

Bölge idare mahkemelerinin görevlerinden ilki, yargı çevrelerinde bulunan idare ve vergi mahkemelerince verilen ve istinaf yolu açık olan nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını inceleyerek karara bağlamaktır. Ayrıca, bölge idare mahkemeleri, yargı çevrelerinde bulunan idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını da inceler ve kesin olarak karara bağlar). Bundan başka, ilk derece mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlamak; yargı çevresi içinde bulunan yetkili ilk derece mahkemesinin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hâllerde; o davanın bölge idare mahkemesi yargı çevresi içinde bulunan başka bir mahkemeye nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak da bu mahkemelerin görevleri arasındadır.

Bölge idare mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda gösterilen usullere tâbidir. Buna göre, bölge idare mahkemelerinde inceleme, kural olarak evrak üzerinde yapılır ve delillerin araştırılmasında kendiliğinden (resen) araştırma ilkesi uygulanır.

Danıştay

Danıştay’ın karar organları, daireler, Danıştay Genel Kurulu, İdari İşler Kurulu, İdari Dava Daireleri Kurulu, Vergi Dava Daireleri Kurulu, İçtihatları Birleştirme Kurulu, Başkanlar Kurulu, Başkanlık Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu ve Disiplin Kuruludur.

Danıştay’ın; dokuzu dava, biri idari daire olmak üzere on daireden oluşacağı öngörülmüş; 2 ilâ 10. dairelerin dava dairesi ve 1. dairenin ise idari daire olarak görev yapması düzenlenmiştir. Başkanlık Kurulunun, iş yükü bakımından zorunluluk doğması hâlinde vergi dava dairelerinin, idari dava dairelerinin veya idari dairelerden birinin veya birkaçının görev alanını değiştirerek bu daireleri; vergi dava dairesi, idari dava dairesi veya idari daire olarak görevlendirebileceği öngörülmüştür.

Her dairede bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Kurullar, bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Üye sayısının yeterli olması halinde birden fazla kurul oluşturulabilir. Bu durumda, oluşturulan diğer kurullara, kurulda yer alan en kıdemli üye başkanlık eder. Görüşmeler gizli yapılır.

Dairelerde yeteri kadar tetkik hâkimi bulunur. Her dairede, ayrıca bir yazı işleri müdürünün yönetimi altında bir kalem bulunur. Kalem, yazı ve tebliğ işlerini yürütür.

Dava dairelerinden 3., 4., 7. ve 9. daireler vergi dava dairesi; diğer dava daireleri ise idari dava dairesi olarak görev yapar. İdari dava daireleri ile vergi dava daireleri kendi aralarında iş bölümü esasına göre çalışır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde dava daireleri arasındaki iş bölümü Başkanlık Kurulu tarafından belirlenir.

Danıştay dava daireleri, kanunlarda ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevli kılındığı idari uyuşmazlık ve davalara bakmakla; kural olarak bölge idare mahkemelerinden verilen kararlar ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülen davalarla ilgili kararlara karşı temyiz istemlerini inceler ve karara bağlamakla görevlidir.

Danıştay, bir yandan, idari yargı kolu içerisinde ilk ve son derece mahkemesi olarak görev yapmakta; diğer yandan, merkezi idarenin danışma organı olarak idari görevler yerine getirmektedir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email