aofsoru.com

İcra İflas Hukuku Dersi 2. Ünite Özet

Genel Haciz Yoluyla Takibe Başvuru, Menfi Tespit Ve İstirdat Davaları, İcratakibinin İptali Ve Taliki

Giriş

İlamsız icra, genel haciz yoluyla takip, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip ve kiralanan taşınmazların tahliyesi şeklinde üçe ayrılmaktadır. Kanunda genel haciz yoluyla takip ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Diğer takip yollarında ise, o takip yollarına ilişkin özellikleri ortaya koyan hükümlere yer verilmiştir; bunun dışında kural olarak genel haciz yoluna ilişkin hükümler doğrudan ya da kıyasen uygulama alanı bulmaktadır.

Genel Haciz Yolu İle Takip Talebi

Genel haciz yoluyla takip kural olarak, para ve teminat alacakları için öngörülmüştür. Para ve teminat alacakları dışındaki alacaklar için ilâmlı icra yoluyla takip yapılmalıdır. Ancak para alacağı bir kambiyo senedine bağlanmışsa, bu durumda kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılabilir. Alacağı rehinle temin edilmiş bir alacaklı kural olarak genel haciz yoluyla takibe başvuramaz. Alacak yabancı para alacağı ise, hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği belirtilerek yabancı para üzerinden de takip yapılabilir.

Genel haciz yoluyla takipte yetkili icra dairesi bakımından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndaki yetkiye ilişkin hükümlere atıf yapılmıştır. Genel haciz yoluyla takipte, borçlunun yerleşim yeri, genel yetkili icra dairesidir. Ayrıca, özel yetkili kuralları da varlığını korumaktadır. İcra dairesi yetkisiz olduğunu, borçlu tarafından ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alamaz.

Genel haciz yolu ile takip, alacaklının icra dairesine yaptığı takip talebi ile başlar. Alacaklı, takip talebini yazılı veya sözlü olarak yapar. Alacaklı maktu başvurma harcı, nisbî peşin harç, tebligat için gerekli masrafları öder.

Takip talebinde

  • Alacaklı ve borçlunun kimliği ile adresi, ayrıca vergi kimlik numarası (alacaklı borçlunun vergi kimlik numarasını biliyorsa borçlunun vergi kimlik numarasını yazacaktır),
  • Alacağın Türk parası ile tutarı ve faizli alacaklarda faizin başladığı tarih ve oranı, alacak yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi,
  • Alacak bir senede dayanıyorsa senet, yoksa borcun sebebi,
  • Seçilen takip yolu takip talebinde gösterilir.

Takip talebinde bulunmanın bir takım sonuçları şunlardır:

  1. Borçlu veya varsa borçlulara ödeme emri gönderilir.
  2. Alacaklıya takip talebinde bulunulduğuna dair bir belge verilir.
  3. Alacaklı, yaptığı icra takibinden vazgeçip, takip talebini geri alabilir;
  4. Takip hukukuna ilişkin bazı sonuçlar ve süreler, takip talebinde bulunulmasına bağlanmıştır.
  5. Takip talebi ile zamanaşımı kesilir.
  6. Ödeme emrinin tebliği ile temerrüde düşürülür.

Ödeme Emri Ve Ödeme Emrine İtiraz

Takip talebini alan icra dairesi, bir ödeme emri düzenleyerek borçluya gönderir Ödeme emri, takip talebinde yer alan kayıtlar ve ihtarlar olmak üzere iki bölümden oluşur.

Takip talebinde yer alan kayıtlar dışında ihtar kısmında,

  • Borcun ve giderlerin yedi gün içinde ödenmesi,
  • Borçlunun bir itirazı varsa bunu yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi,
  • Yedi gün içinde itiraz edilmediği ve borç da ödenmediği takdirde aynı süre içinde mal beyanında bulunulması, mal beyanında bulunulmazsa, hapisle tazyik olunacağı, ayrıca mal beyanında bulunulmaz ya da gerçeğe aykırı mal beyanında bulunulursa hapisle cezalandırılacağı,
  • Borç ödenmez veya itiraz edilmezse, takibe devam edileceği hususları yer alır.

Borçlu ödeme emrine itiraz ederse takip durur. Duran takibe devam edebilmek için, alacaklının bu itirazı hükümden düşürmesi gerekir. Borçlu, ödeme emrine itiraz etmezse, takip kesinleşir. Ödeme emrine İtiraz etmeyen borçlu iki şekilde davranabilir:

  • Borçlu borcunu tamamen öderse takip sona erer.
  • Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, yedi günlük itiraz süresi içinde mal beyanında bulunması gerekir.

Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine karşı, icra dairesine itiraz da bulunabilir. İtiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz şeklinde ikiye ayrılır.

İmzaya itiraz, borçlunun takip nedeni olan adi senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde itirazıdır. Borçlu, imzaya itirazını ayrıca ve açıkça yapmalıdır; aksi halde senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır.

Borca itiraz, imzaya itiraz dışında, maddi hukuktan veya takip hukukundan kaynaklanan itirazlar, borca itiraz niteliğindedir. Borçlu, itirazında bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlıdır. Kayıtsız şartsız olmak şartıyla borçlu, itirazından her zaman vazgeçebilir veya borcunu ödeyebilir.

Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan geçerli bir itiraz, takibi kendiliğinden durdurur (İİK m. 66/I).

İtirazın Hükümden Düşürülmesi

İtiraz üzerine takip durur. Takibe devam edilmesi için bu itirazın hükümden düşürülmesi gerekir. Bunu sağlamak için kanun, iki yol öngörmüştür.

  1. İtirazın iptali davası; Elinde İİK’nun 68-68a maddeleri anlamında belge olmayan alacaklı, itirazın iptali davası açabilir. Dava itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılır (İİK m. 67/I). İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, davalı ise borçludur. Mahkeme, borçlunun borcu olduğu kanaatine varırsa, borçluyu borcu ödemeye ve itirazının iptaline karar verir. Mahkeme takip konusu alacağın mevcut olmadığı kanaatine varırsa, itirazın iptali davasını reddeder. Bu kararın kesinleşmesi ile alacaklının başlattığı takip iptal edilir.
  2. İtirazın kaldırılması; İtirazın iptali davasına göre daha basit ve kısa bir yoldur. Alacaklı, itirazın kaldırılması yoluna, itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde başvurmalıdır. İki şekilde düzenlemiştir. Bunlar, borca itiraz halinde itirazın kesin kaldırılması (İİK m. 68) ve imzaya itiraz halinde itirazın geçici kaldırılmasıdır (İİK m. 68a-69).

İtirazın kesin kaldırılmasını, borçlu borca itiraz etmiş ve alacaklı elinde İcra ve İflâs Kanunu’nun 68. maddesinde sayılan belgeler mevcutsa itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilir. Bu belgeler şunlardır: İmzası ikrar edilmiş adi senet, noter senedi, resmi dairelerin veya yetkili makamların verdikleri belgeler, kredi kurumlarınca düzenlenen belgelerdir. İcra mahkemesi, yargılama sonunda, ya talebi kabul ederek itirazın kaldırılmasına karar verir veya alacaklının talebini reddeder. İtirazın kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararları, maddî anlamda kesin hüküm oluşturmaz.

İtirazın geçici kaldırılmasını, alacaklı borçlunun adi senet altındaki imzayı inkâr etmesi durumunda talep eder. İcra mahkemesi, imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa, itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder. Böylece daha önce durmuş olan takibe artık devam edilmez. Mahkeme imzanın borçluya ait olduğu kanaatine varırsa borçlunun itirazının geçici kaldırılmasına karar verir. Bunun üzerine alacaklı geçici haciz isteyebilir.

Borçlu, itirazın geçici kaldırılması kararı üzerine alacaklıya karşı borçtan kurtulma davası açabilir. Borçlu geçici kaldırma kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açabilir (İİK m. 69/II). Borçtan kurtulma davası, takip içinde açılan özel bir menfî tespit davası niteliğindedir.

Mal Beyanı

Takip kesinleşince, haciz yapabilmek için borçluya mal beyanında bulunma zorunluluğu getirilmiştir. Borçlu, mal beyanında borca yeter malvarlığını göstermek zorundadır, tüm malvarlığını göstermek zorunda değildir.

Mal beyanında bulunmayan borçluya karşı iki tür yaptırım düzenlenmiştir. Birincisi mal beyanında bulunmayan borçluyu mal beyanında bulunmaya zorlamak için hapisle tazyik, ikincisi geç mal beyanında bulunan borçlunun cezalandırılmasıdır. Bunun dışında da mal beyanıyla ilgili kanunda öngörülen yaptırımlar bulunmaktadır.

Menfi Tespit ve İstirdat Davası

Borçlunun alacaklıya karşı borçlu olmadığının tespiti için açtığı davaya menfi tespit davası denir. Borçlu, menfi tespit davasını, alacaklı tarafından takip yapılmadan önce açabileceği gibi, takipten sonra da açabilir.

Takipten önce açılan menfi tespit davası, alacaklının bu davadan sonra başlatacağı takibi kendiliğinden önlemez veya durdurmaz. Borçlunun icra takibinden sonra menfi tespit davası açması ile takip kendiliğinden durmaz.

Davanın sonunda davanın kabulü ile takip derhal durur ve hükmün kesinleşmesi ile de iptal edilir. Menfi tespit davası görülürken alacaklıya ödeme yapılırsa, menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve yargılamaya devam edilir. Menfi tespit davasını kaybeden alacaklının tazminata mahkum edilmesi borçlunun talebine bağlı iken, davayı kaybeden borçlunun tazminata mahkum edilmesi için alacaklının talebine gerek yoktur.

İstirdat davası, borç olmayan bir paranın icra takibi sırasında ve icra tehdidi altında ödenmesi halinde verilen paranın geri istenmesi için açılan davadır. Paranın icra veznesine ödenmesinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. İstirdat davasının açılması gereken bir yıllık süre hak düşürücü niteliktedir.

İstirdat davası kabul edilir, davacı-borçlu davayı kazanırsa, icra takibinde ödediği paranın, harç ve giderleriyle birlikte kendisine ödenmesine karar verilir. Ayrıca davalı alacaklı bu dava dolayısıyla yargılama giderlerine mahkûm edilir. Dava reddedilir, davacı-borçlu haksız çıkarsa, sadece bu dava bakımından yargılama giderlerine mahkûm edilir. Alacaklının lehine sonuçlanan istirdat davası sonunda alacaklı lehine tazminata karar verilmez.

İcra Takibinin İptal ve Taliki

İtfa ve zamanaşımında takibin iptali, imhâlde ise takibin ertelenmesi söz konusudur.

İtfa sebebiyle takibin tamamen iptaline karar verilir. İtfa borcu sona erdiren her türlü sebeptir. Bu sebeplerin başında borcun ödenmesi gelir, ancak, bağışlama, ibra veya takas da itfa anlamındadır.

Takibin kesinleşmesinden sonra, alacağın zamanaşımına uğraması söz konusudur. İcra hukukunda, takipsiz bırakılan dosya derdest kalmakta ve zamanaşımı süresi de işlemeye devam etmektedir. Zamanaşımı sebebi ile kendisine karşı yapılan takibin iptalini isteyen borçlunun bu iddiası dosyadan anlaşılabildiğinden, ayrıca bir belgeye gerek yoktur.

İcra mahkemesi, borcun itfa edildiği veya zamanaşımına uğradığı kanaatine varırsa, takibin iptaline karar verir. Bu kararla takip olduğu yerde durur; karar kesinleşince, o ana kadar yapılan tüm takip işlemleri iptal edilir.

Takibin taliki, süre verilmesi (imhâl) halinde söz konusu olur. Süre verilmesi durumunda takibin ertelenmesi için de iki şart aranacaktır. Bunlar, alacaklı tarafından, borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra borcu ifa için ayrıca süre verilmiş olması ve borçluya süre verildiğine ilişkin alacaklıdan alınan imzası noterlikçe onaylı bir belge veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir senetle ispat edilmiş olmasıdır. Erteleme süresi içinde icra takip işlemleri yapılamazken, taraf takip işlemleri ile ilgili süreler işlemeye devam eder.

İcra takibinin iptali veya taliki, icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesinden istenir. İcra mahkemesinin takibin iptali ve taliki ile ilgili verdiği kararlara karşı istinaf yoluna gidilebilir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email