Bilişim Hukuku Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Bilişim Alanında Suçlar Ve Bilgisayarlarda, Bilgisayar Programlarında Ve Kütüklerinde Arama, Kopyalama Ve Elkoyma Tedbiri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Türkiye'de bilişim suçlarına ilişkin ilk düzenleme ne zaman ve hangi kanunda yapılmıştır?
Türkiye'de bilişim suçlarına ilişkin ilk düzenleme 1991 yılında TCK'da yapılmış ve 3756 sayılı kanunla TCK'nın ikinci kitabına bazı bilişim suçlarını öngören 'bilişim alanında suçlar' başlıklı 11. bap eklenmiştir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda bilişim hukukuna ilişkin yapılan ilk düzenlemenin kapsamı nedir?
1995 yılında, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na 4110 sayılı kanunla yapılan değişiklikle bilgisayar programları da eser sayılmıştır.
Türkiye'de bilişim alanında yapılan diğer hukuksal düzenlemeler nelerdir?
2004 yılında kanunlaşan Elektronik İmza Kanunu'nda bazı bilişim suçlarının öngörülmesi, 2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni TCK'da bilişim suçlarına daha ayrıntılı düzenlemelerle yer verilmesi, 2007 yılında İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi bilişim alanına ilişkin diğer hukuksal düzenlemelerdendir.
5237 sayılı TCK'da yer bulan bilişim sistemi ifadesinden ne anlaşılır?
TCK'da yer bulan bilişim sisteminden, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemler anlaşılır.
Şifreli kanal nedir?
Yayınları şifrelerle bozarak yayınlayıp, abonelere dağıtan şifre çözücülerle bu şifreleri kaldırıp yayınların sadece abonelerce izlenmesine olanak tanıyan yayın sistemlerine şifreli kanal denir.
Program ve veriler nasıl tanımlanır?
Program ve veriler, bilgisayarın ya da diğer ifadeyle bilişim sisteminin soyut yanını oluşturan, sistemin istenilen şekilde çalışmasına yardımcı olan ve yerine göre kullanıcı ile sistem arasındaki bağlantıyı sağlayan unsurlar olarak tanımlanır.
İnternet kavramının açılımı nasıldır?
İnternet kavramı "international" ve "network" kelimelerinin başlangıç kısımlarının birleşimden oluşur.
İnternet neyi ifade eder?
İnternet, dünya üzerine yayılmış milyonlarca bilgisayarın birbirine bağlanması ile oluşan ağların yine birbirine bağlanması ile oluşan çok geniş yapıdaki bir ağı ifade eder.
Bilişim sistemine girme suçu nedir?
Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak girme ve orada kalmaya devam etme bilişim sistemine girme suçu denir.
Bilişim sistemine girme suçunun yaptırımı nedir?
Bilişim sistemine girme suçunun yaptırımı bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
Bilişim suçları ile ne tür yararlar koruma altına alınır?
Bilişim suçları ile hem kişinin malvarlığına ilişkin hem de kamunun itimadına ve özel hayatın korunmasına ilişkin yararlar koruma altına alınır.
Bilişim sistemine izinsiz girme suçu hangi alanı koruma altına alır?
Bilişim sistemine izinsiz girme suçu ile bireyin sanal ya da bir başka deyişle dijital ortamdaki özel alanı koruma altına alınır.
Bilişim sistemine izinsiz girme suçunun konusu nedir?
Bilişim sistemine izinsiz girme suçunun konusu, bilişim sistemi veya ona ait parçalardan herhangi birisidir.
Bilişim sistemine girme suçu ne tür bir suçtur?
Bilişim sistemine girme suçu, davranışın şekli bakımından şekli suç, davranışın devamlılığı açısından kesintisiz (mütemadi) suçtur.
Bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma suçunun yaptırımı nedir?
Bilişim sisteminin işleyişini engelleme ve bozma suçunun yaptırımı bir yıldan beş yıla kadara hapis cezasıdır
Bilişim sistemindeki verileri yok etme veya değiştirme suçunun konusu nedir?
Bilişim sistemindeki verileri yok etme ve değiştirme suçunun konusu sistemdeki verilerdir.
Bilişim sistemi aracılığıyla haksız yarar sağlama suçu ne tür bir suçtur?
Bilişim sistemi aracılığıyla haksız çıkar sağlama suçu bileşik suçlardandır.
TCK 244'de düzenlenen suçlar ne şekilde işlenebilir?
TCK 244'de düzenlenen suçlar kasten işlenebilen suçlardandır. Kast bakımından da genel kast yeterlidir.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları hangi değerleri koruma altına alır?
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları bireylerin malvarlıklarını ve banka ve kredi kartlarının sahihliğine ilişkin kamu güveninin devamlılığını koruma altına alır.
Yasak cihaz ve programlar suçu ile yasaklanan unsurlar nelerdir?
Yasak cihaz ve programlar suçu ile, cihaz ve programların geniş anlamda bilişim suçlarının işlenmesi amacıyla yapılması ve oluşturulması halinde, bunların imali, ithali, sevki vs yasaklanmıştır.
Bilişim alanındaki değişimlerin yakından takip edilerek bunlara yönelik düzenlemelerin bir an önce yapılması zorunluluğu, neden tüm hukuk alanlarının içerisinde en çok ceza hukuku bakımından öne çıkmaktadır?
Kıyasın mümkün olduğu hukuk alanlarında, mevcut kuralların kıyasen uygulanması suretiyle, hukuki boşluk nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözüme kavuşturulması belli oranda mümkün olabileceğinden, bilişim alanında ortaya çıkan yeni gelişmeler en çok ceza hukuku alanında uygulamacıyı çaresiz bırakmaktadır. Nitekim ülkemizin de içinde yer aldığı Kıta Avrupa’sı ceza hukuku sistemlerinde biçimsel kanunilik ilkesi kabul edilmiştir. Dolayısıyla ceza hukukunda kıyasa başvurulması suretiyle suç sayılmayan bir takım anti-sosyal fiillerin cezalandırılması mümkün değildir. Bu nedenle bilişim alanındaki değişimlerin yakından takip edilerek bunlara yönelik düzenlemelerin bir an önce yapılması zorunluluğu, tüm hukuk alanlarının içerisinde en çok ceza hukuku bakımından ortaya çıkmaktadır.
Bilişim suçlarına ilişkin ilk düzenleme ne zaman Türk Ceza Kanuna girmiştir?
Bilişim suçlarına ilişkin ilk düzenleme TCK’ya 1991 yılında girmiş ve 3756 sayılı kanunla 765 sayılı TCK’nın ikinci kitabına
bazı bilişim suçlarını öngören “Bilişim Alanında Suçlar” başlıklı kısım ilave edilmiştir.
Bilgisayar programlarına karşı gerçekleştirilen çeşitli eylemler ilk kez ne zaman yaptırım altına alınmıştır?
1995 yılında ise, 4110 sayılı kanunla Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda bilgisayar programlarının da eser sayılacağına ilişkin bir değişiklik yapılmış; bilgisayar programlarına karşı gerçekleştirilen birtakım eylemler de yaptırım altına alınmıştır.
5237 sayılı yeni TCK’da "bilişim sistemi" nasıl açıklanmıştır?
5237 sayılı yeni TCK’da ise bilişim sisteminden bahsedilmiş ve 243. maddenin gerekçesinde “Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir.” denilerek konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır.
Şifre çözücü cihazlar, bunları kiralayan şirketle yapılan anlaşmalara aykırı olarak başkalarının da istifadelerine sunulmasıyla işlenen suçlar hangi başlık/suç alanında değerlendirilir?
Eski kanun döneminde uygulamada şifre çözücü cihazlar, bunları kiralayan şirketle yapılan anlaşmalara aykırı olarak başkalarının da istifadelerine sunulmakta ve sonuçta bu fiiller ceza davalarına konu olmaktaydı. Bu tür eylemlere ilişkin bazı ceza davaları 5846 sayılı FSEK.’nin ilgili maddelerinden, bazıları da eski TCK’nın 525/a/2 ve 525/b/2 maddelerinden dolayı takibata uğramaktaydılar. Mahkemeler ise, konunun cezai olmayıp hukuki nitelikte olduğu veya belirtilen suçların unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle açılan ceza davalarını reddetmekteydiler. Buna karşın ceza hukukumuzda bu konuda bir ihtiyaç olduğu açıktı. Bu sebeple kanunkoyucu yeni TCK’da bu konuda açık bir düzenleme öngörmüştür. Ancak düzenleme yukarıda belirttiğimiz nedenlere bağlı olarak bilişim alanında suçlar başlığı altında değil; karşılıksız faydalanma suçuna ilişkin olarak getirilmiştir. Dolayısıyla söz konusu fiilleri işleyen kimselerin, artık karşılıksız faydalanma suçu kapsamında cezai sorumlulukları doğacaktır.
Verinin ne olduğu kanuni düzenlemede nasıl yer almaktadır?
Verinin ne olduğuna ilişkin kanuni bir düzenlemeye, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da da rastlanmaktadır. Söz konusu kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde veri, bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değer olarak tanımlanmıştır.
Bilişim sistemine girme suçu (veri ele geçirmeksizin sadece sisteme girme) ilk kez hangi düzenlemeyle cezai müeyyideye bağlanmıştır?
765 sayılı TCK’da bilişim sisteminden birtakım verilerin ele geçirilmesi cezai müeyyideye bağlanmakla birlikte; verilerin ele geçirilmesi amacına yönelik olmaksızın, sadece sisteme girip orada kalmayı cezalandıran bir hüküm bulunmamaktaydı. Bu bağlamda 5237 sayılı TCK, 243. maddede düzenlenen bilişim sistemine girme suçuyla, bu tür fiilleri ilk defa cezai müeyyideye bağlamış ve hukuk sistemimiz açısından önemli bir eksikliği de ortadan kaldırmıştır. Bunun yanında 243. maddeye 2016 yılında 6698 s. kanunla eklenen dördüncü fıkrayla, sisteme girmeksizin bilişim sistemi içerisinde veya bilişim sistemleri arasındaki
veri nakillerinin izlenmesi de cezai yaptırıma bağlanmıştır.
"Nitelikli haller" ifadesi ne anlama gelir?
Bilindiği üzere bir suçun temel şekline kanunkoyucu tarafından eklenen bazı hususların varlığı halinde suçun daha az veya daha fazla ceza ile müeyyidelendirilmesini hükme bağlamış olabilir. Bu tür hallere nitelikli haller denir.
"Suçla korunan hukuki değer" ne anlama gelmektedir?
Suçun hukuki konusu olarak da ifade edilen suçla korunan hukuki değer; suçla ihlal edilen hukuki varlık veya menfaattir. Suçun ihlal ediciliği kaynağını hukuki konudan alır. Her suçta nasıl bir fail varsa, bir de hukuki konu vardır.
Genel anlamıyla ve bilişim sistemlerine giriş anlamıyla ilgili olarak suçun maddi unsurlarından "suçun konusu" neyi ifade eder?
Suçun Konusu: Suçun konusu, suçun üzerinde gerçekleştirildiği eşya veya kişi olarak ifade edilebilir. Ancak bu, failin fiziki faaliyetinin somut olarak üzerinde gerçekleştiği her kişi ya da eşya değil; sadece suçu düzenleyen normdaki tanımda söz konusu olan kişi veya eşyadır. Bu bağlamda izinsiz bilişim sistemine girme suçunun konusu, bilişim sistemi veya ona ait parçalardan herhangi birisidir. Nitekim suç tipiyle yasaklanan davranışlar bir bilişim sistemi veya onun parçaları üzerinde gerçekleştirilmelidir ki, bilişim sistemine girme suçu oluşabilsin. Bununla birlikte 4. fıkradaki veri nakillerini izleme suçu bakımından suçun konusu ise sistem içinde veya bir bilişim sisteminden diğerine aktarılan “veri”lerdir.
Genel anlamıyla ve bilişim sistemlerine giriş anlamıyla ilgili olarak"tipik manevi unsur" ile bahsedilen durum nedir?
Suçun manevi unsuru gerek 1. fıkradaki gerekse de 4. fıkradaki suç bakımından kasttır. Suçu oluşturan fiillerin hangi amaçla gerçekleştirildiğinin bir önemi yoktur. Bu bağlamda suçların gerçekleşmesi bakımından özel kast aranmaz. Fiillerin taksirle gerçekleştirilmesine ilişkin bir düzenlemeye kanunda yer verilmemiştir. Bu itibarla internette gezinirken dikkatsiz davranıp, kastı
olmaksızın gerçekleştirdiği bazı davranışlarla bir bilişim sistemine giren kimseler bakımından cezai sorumluluk doğmayacaktır.
Genel anlamıyla ve bilişim sistemlerine giriş anlamıyla "hukuka aykırılık" ile ifade edilen nedir?
Ceza normu ile yasaklanmış tipik davranışların gerçekleştirilmesi hukuka aykırılığın karinesini oluşturur. Ancak bazı hallerde hukuk düzeni, tipiklikte formüle edilmiş olan yasağı hukuka uygunluk nedenleri denilen müsaade edici durumların mevcudiyeti halinde kaldırır. Böylece herhangi bir fiilin hukuka aykırı olduğu konusundaki kesin hüküm, ancak herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin somut olayda bulunmaması halinde verilebilir. Bilişim sistemine girme başlığı altında düzenlenen suçlar bakımından hukuka uygunluk nedenlerine ilişkin özellik arzeden bir durum söz konusu değildir. Bu bağlamda genel ilkeler bu suç tipleri
bakımından da geçerlidir. Örneğin, sistem sahibinin rızasını almak suretiyle veya hukuken geçerli bir sözleşmeye dayanarak sisteme giren kimse bakımından cezai sorumluluk söz konusu olmaz. Nitekim failin gerçekleştirdiği davranış, her nemkadar tipe uygun ve kasıtlı olsa da, birinci durum bakımından ilgilinin rızası, ikincisi bakımından da hakkın icrası hukuka uygunluk sebepleri bulunduğundan, hukuka aykırılık ortadan kalkacak ve suç oluşmayacaktır.
"teşebbüs" nedir?
Teşebbüs kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamasıdır.
Bilişim sistemine girme açısından "teşebbüs" nasıl ele alınmaktadır?
Teşebbüs kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamasıdır. Bu bağlamda bilişim sistemine girme ve veri nakillerini izleme suçları teşebbüse müsaittirler. Sisteme girmeye çalışmak bir teşebbüs halidir. Aynı şekilde veri aktarımını izlemeye yönelik icra hareketlerini gerçekleştirip bunun başarılamaması yine teşebbüs sorumluluğunu doğurur. Ancak bu hallerde teşebbüsten cezai sorumluluğun söz konusu olabilmesi bakımından da genel ilkeler geçerlidir. Dolayısıyla mutlak elverişiz davranışlarla veya mutlak elverişiz vasıtalarla sisteme girilmeye ya da veri naklinin izlenmeye çalışılması işlenemez suça vücut verecek; bu da cezai sorumluluk doğurmayacaktır.
Bir örnekle konuyu somutlaştırmak gerekirse; internet kullanıcısı bir kimse, ücret karşılığı verilecek şifre ile girilen ve son derece güvenli kodlanmış bir sisteme hukuka aykırı olarak girmek ister. Bunun için ücret ödemediği ve dolayısıyla şifresi olmadığı halde, internet adresinin giriş sayfasında yer alan şifre kutusuna rasgele birtakım rakamlar yazar, ancak sisteme giriş konusunda başarılı olamaz. Bu durumda failin sisteme girme suçuna teşebbüsten sorumluluğu söz konusu olmaz kanaatindeyiz. Çünkü rasgele rakamlarla son derece güvenli kodlanmış bir sisteme girmek son derece düşük bir olasılıktır. Her ne kadar sisteme girişin olasılık
dahilinde olduğu düşünülebilirse de bu olasılığın gerçekleşme ihtimali göz ardı edilebilecek kadar çok küçüktür. Bu bağlamda burada sisteme girmeye çalışan kimsenin davranışları mutlak elverişsizlik kapsamında değerlendirilecek ve suça teşebbüs söz
konusu olmayacaktır.
"iştirak" nedir?
Tek kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden fazla kimse tarafından bir iş birliği içerisinde işlenmesine iştirak denir.
Bilişim sistemine giriş açısından "iştirak" ne anlama gelmektedir?
Tek kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden fazla kimse tarafından bir iş birliği içerisinde işlenmesine iştirak denir. İştirake ilişkin genel kurallar söz konusu suçlar bakımından özel bir önem arzetmeksizin geçerlidir. Fiilleri doğrudan doğruya birlikte gerçekleştirenler, daha doğru bir ifade ile fiil üzerinde birlikte hakimiyet kuranlar fail olarak, fiil üzerinde doğrudan hakimiyet kurmaksızın faile yardımda bulunanla ise yardım eden olarak sorumlu tutulacaklardır. Bu bağlamda bir bilişim sistemine girmek ya da sisteme girmeksizin sistem içindeki veri akışını takip etmek isteyen kimse, kendisinin bilişim sistemleri hakkında yeterli bilgisi olmadığından, bu konuda uzman bir arkadaşını, bu eylemleri gerçekleştirmesi konusunda ikna ederse azmettiren olarak cezai sorumluluğa sahip olacaktır. Buna karşın sisteme giren ya da veri naklini doğrudan izleyen uzman kimse ise fail olarak
suçu gerçekleştirmiş sayılacaktır. Bununla birlikte internet vasıtasıyla girilmesi yasak bir sisteme cebir veya tehdit altında giriş yapan kimseyi bu davranışı gerçekleştirmeye zorlayan kişi veya kişiler dolaylı fail olarak bilişim sistemine girme suçundan sorumlu olacaklardır. Ayrıca cebir veya tehdit kullanmaya ilişkin diğer cezai sorumlulukları ise saklı kalacaktır.
"sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirmeye" hangi yasal düzenlemede yer verilmiştir?
TCK’nın 244. maddesinde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirmeye ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Söz konusu maddede üç ayrı suç tipi bulunmaktadır. Bu bağlamda m.244/1’de bilişim sisteminin işleyişini engelleme ve bozma; m.244/2’de bilişim sistemindeki verilerin bozulması, yok edilmesi, değiştirilmesi, erişilmez kılınması, sisteme veri yerleştirilmesi veya mevcut verilerin başka yere gönderilmesi; m.244/4’de ise haksız çıkar sağlama suçu hükme bağlanmıştır. m.244/3’de ise 1. ve 2. fıkradaki suçlar bakımından ortak bir nitelikli hal düzenlemesine yer verilmiştir. TCK m.244’deki suçlar ile genel olarak bilişim sistemine yöneltilen zarar verme fiilleri cezai yaptırıma bağlanmıştır.
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme düşünüldüğünde suçla korunan hukuki değer nedir?
TCK m.244/1 ve 2’de hükme bağlanan suçlar ile bilişim sisteminin soyut unsurları koruma altına alınmıştır. Dolayısıyla bu suçlar ile korunan hukuki menfaat bilişim sisteminin işlerliğini sağlayan yazılımlardır. Bununla birlikte ilk iki fıkradaki fiillerin işlenmesi suretiyle haksız yarar sağlanmasını yaptırıma tabi kılan m.244/4’deki suç ise gerek 1. ve 2. fıkrada hükme bağlanan suçlarla korunan hukuki menfaati gerekse de bireylerin malvarlığını koruma altına almaktadır. Dolayısıyla 4. fıkradaki suç ile korunan hukuki menfaat bilişim sisteminin işleyişini sağlayan soyut varlıklar ve bireylerin malvarlığı değerleridir. Doktrinde söz konusu suçların, bilişim sistemlerine özgü, özel mala zarar verme suçları olduğu ifade edilmektedir. Ancak kanaatimizce burada sadece malvarlığı değerleri değil; onunla birlikte aynı zamanda sistemin güvenliği de koruma altına alınmıştır. Bu nedenle suçun özel bir mala zarar verme türü olduğunu söylemek eksik olacaktır.
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçları düşünüldüğünde fail neyi ifade etmektedir?
Fail: Suçların faili bakımından kanunda herhangi bir özellik aranmamıştır. Bu bağlamda TCK m.244’de hükme bağlanan suçlar özgü suçlardan değildir. Bununla birlikte suç tüzel kişinin yararına işlenmiş ve tüzel kişiye haksız menfaat sağlanmışsa, TCK m.246 uyarınca tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbiri uygulanacaktır(Bkz. TCK m.60).
Sistemi engelle, bozma, verileri yok etme veya değiştirme açısından düşünüldüğünde tipik manevi unsur nedir?
TCK m.244’de düzenlenen söz konusu suçlar kasten işlenebilen suçlardır. Kanunda taksirli şekillerine açıkça yer verilmediği için, bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir. Kast bakımından ise genel kast yeterlidir. Nitekim suçun oluşumu bakımından özel kast, bir başka deyişle failin belirli bir saikle (motivasyonla) hareket etmesi zorunluluğu aranmamıştır. Bununla birlikte suçların olası kastla da işlenmesi söz konusu olabilir. Örneğin sisteme girip belirli eylemler gerçekleştirince, her ne kadar bunu amaçlamasa da muhtemelen bazı verilerin bozulacağını öngören fail, bu riski kabullenerek sadece kendini arkadaşlarına ispatlamak amacıyla bu tür davranışları gerçekleştirir ve bazı verilerin bozulmasına neden olursa, bu suça ilişkin olası kast sorumluluğu doğacaktır.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması düşünüldüğünde suçla korunan hukuki değer nedir?
Söz konusu suçlar ile korunması amaçlanan hukuksal değere ilişkin ipuçları madde gerekçesinde verilmiştir. Buna göre suç tipi, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır. Dolayısıyla suçlarla korunan hukuki değer karma bir niteliktedir. Birinci fıkradaki suç ile bireylerin malvarlığı koruma altına alınırken, ikinci ve üçüncü fıkradaki suçlarla ise malvarlığının yanında, banka ve kredi kartlarının sahihliğine ilişkin kamu güveninin devamlılığı koruma altına alınmıştır.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması düşünüldüğünde "fail" neyi ifade etmektedir?
Fail: Suçların faili herkes olabilir. Bu bakımdan suçun özgü suç niteliği söz konusu değildir. Bununla birlikte suç tüzel kişinin yararına işlenir ve tüzel kişiye haksız menfaat sağlanırsa, TCK m.246 uyarınca tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbiri uygulanacaktır (Bkz. TCK m.60).
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması düşünüldüğünde "mağdur" kimi ifade etmektedir?
Mağdur: Söz konusu suçların mağduru kural olarak herkes olabilir. Bu bağlamda mağdur bakımından özellik arzeden bir durum bulunmamaktadır. Birinci fıkradaki suç bakımından banka veya kredi kartının hamili mağdurdur. Bununla birlikte ikinci fıkradaki suç bakımından Yargıtay, suçun mağdurunun, “kartın henüz kullanılmamış olması nedeniyle,” hesap sahibi değil, bilakis banka olduğu görüşündedir. Üçüncü fıkradaki suç bakımından ise aleyhine haksız yarar sağlanan kimse suçun mağduru sayılacaktır.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması açısından "şahsi cezasızlık sebepleri" denildiğinde kastedilen nedir?
Kanunkoyucu TCK m.245/1’deki suç bakımından bazı şahsi cezasızlık sebeplerine yer vermiştir. Bu bağlamda söz konusu cezasızlık sebepleri sadece fiilin birinci fıkra kapsamında kalması halinde geçerlidir. Eğer gerçekleştirilen fiil diğer fıkralar kapsamındaysa, cezasızlık söz konusu olmayacaktır. Buna göre; birinci fıkra kapsamında suçun, a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. Eğer eşler hakkında boşanmasalar bile ayrılık kararı verilmiş ise şahsi cezasızlık sebebi geçerli değildir. Bunun yanında anne babanın kredi kartını izinsiz kullanan çocuk bakımından cezasızlık sebebi söz konusu olacağı gibi, kayın validesinin kartını rızası dışında kullanan damat bakımından da aynı cezasızlık sebebi geçerlidir. Son olarak belirtmek gerekir ki, kardeşler bakımından şahsi cezasızlık sebebinin geçerli olması için kardeşlerin aynı evde yaşıyor olması zorunludur. Ayrı evlerde yaşayan kardeşlerden birisi diğerinin kredi kartını rızası olmaksızın kullandığında, şahsi cezasızlık sebebi geçerli olmaz.
Yasak cihaz ve programlar suçu düşünüldüğünde suçla korunan hukuki değer nedir?
Suçla korunan hukuki değer bireyin bilişim alanındaki menfaatleridir. Bilişim alanındaki menfaat kavramı, özel hayat ya da malvarlığı gibi kavramlardan çok daha geniş bir içeriğe sahiptir. Yasak cihaz ve programlara ilişkin suç tipiyle, cihaz ve programların geniş anlamda bilişim suçlarının işlenmesi amacıyla yapılması ve oluşturulması halinde, bunların imali, ithali, sevki, vs. yasaklanmıştır. Dolayısıyla bilişim alanındaki tüm suçlarla koruma altına alınan hukuki menfaatler toplamı aynı zamanda bu suç tipiyle de koruma altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle yasak cihaz ve programlar suçunun tüm bilişim suçlarının koruma altına aldığı menfaatler toplamını korumaya çalıştığını, bu bağlamda da suçla korunan hukuki değerin bilişim alanındaki menfaatler toplamı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Yasak cihaz ve programlar açısından düşünüldüğünde "fail" neyi ifade etmektedir?
Fail: Suçun faili herkes olabilir. Bu bakımdan suçun özgü suç niteliği söz konusu değildir. Ayrıca bu suç, herhangi bir tüzel kişinin yararına işlenir ve tüzel kişiye haksız menfaat sağlanırsa, TCK m.246 uyarınca tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbiri uygulanacaktır (Bkz. TCK m.60).
Yasak cihaz ve programlarla ilgili suçlar düşünüldüğünde "suçun konusu" ile ifade edilen nedir?
Suçun Konusu: Suçun konusunu geniş anlamda bilişim suçlarını işlemek amacıyla yapılmış cihaz ve programlar oluşturmaktadır. Nitekim bilişim suçlarının işlenmesi amacıyla oluşturulmaları veya yapılmaları halinde, bunların üretimi, nakli, ithali, vs. suç tipinde yasaklanmaktadır. Suçun üzerinde işlendiği varlıklar olmaları dolayısıyla, suçun konusunu da belirtilen amaçla yapılmış cihaz ve programlar oluşturmaktadır.
Yasak cihaz ve programlar açısından düşünüldüğünde "hukuka aykırılık" ifadesi ile anlatılan nedir?
Suç bakımından koşulları gerçekleştiği sürece hukuka uygunluk nedenlerinin hukuka aykırılığı kaldıran bir sebep olarak ortaya çıkması söz konusu olabilir. Bu bağlamda kendi bilişim sistemine sürekli saldırıda bulunan bir başka sisteme, saldırıyı gerçekleştirdiği anda müdahalede bulunarak zarar vermesi için bir yazılım yapan kimsenin, böyle bir yazılım imal etmekten dolayı sorumluluğu oluşmaz. Çünkü yazılım saldırı anında saldırıyı yapan sisteme zarar vermek amacıyla oluşturulmuştur. Meşru savunmada kullanılmaya yönelik böyle bir program yapılması, TCK m.245/A kapsamındaki suçun hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırarak suçun oluşmasını engeller.
Ceza Muhakemesi Kanunu 134. madde kapsamında düzenlenen koruma tedbiri nedir?
Ceza muhakemesi sırasında bireysel menfaatle kamusal menfaat arasındaki dengeyi sağlamanın en zorlu olduğu kurumlardan birisi de koruma tedbirleridir. Nitekim bu tedbirler aracılığıyla, hala suçsuzluk karinesinden faydalanmakta olan şüpheli
veya sanık ile bazı üçüncü kişilerin temel haklarına önemli müdahaleler gerçekleştirilmektedir. Koruma tedbirleri vasıtasıyla soruşturma organlarına etkin takibat gerçekleştirebilme imkânı tanınırken; bu tedbirlerin uygulanmasını belirli koşulların varlığına bağlamak suretiyle de temel haklara müdahalenin orantılı şekilde gerçekleşmesi teminat altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda koruma tedbiri terimi; şüpheli veya sanığı ya da bir delili elde etmek, duruşmanın yapılmasını yahut hükmün infazını teminat altına almak amacıyla başvurulan, her birisi bir veya birden fazla temel hakka müdahale teşkil eden muhakeme işlemlerini ifade etmektedir. Bilişim sistemlerinin ve dolayısıyla bilgisayarların sosyal ve ticari alanda giderek yaygınlaşması ve
bireysel yaşamda da giderek daha fazla önem arzetmesine bağlı olarak kanunkoyucu bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde yapılacak arama, kopyalama ve elkoyma faaliyetlerini ayrıca düzenleme ihtiyacı hissetmiştir. Bu bağlamda söz
konusu tedbir, CMK’nın birinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü bölümünde, “arama ve elkoyma” başlığı altında, m.134’te hükme bağlanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu 134. madde kapsamında düzenlenen koruma tedbirine başvurmanın koşulları nelerdir?
Tedbire başvurulabilmesi bakımından kanunkoyucu iki koşul öngörmüştür. Buna göre tedbire başvurulabilmesi için ilk olarak somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı aranmıştır. Kuvvetli şüphe soruşturma konusu suçun muhtemelen şüpheli tarafından işlendiğini gösterir delillerin bulunması halinde söz konusu olabilir. Bu bağlamda ceza muhakemesinde şüphenin derecesini elde olan deliller belirler. Elde basit delil varsa basit şüphe, yeterli delil varsa yeterli şüphe, kuvvetli delil varsa da kuvvetli şüphe söz konusudur. Söz konusu tedbire başvurulabilmesi bakımından CMK’da öngörülen en yüksek şüphe derecesinin varlığı aranmıştır. Tedbire başvurulabilmesini için kuvvetli şüphenin yanında, ikinci olarak, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması koşulu aranmıştır. Eğer hukuka uygun başka bir yöntemle delil elde edilebilecekse, kanunkoyucu bu tedbirin uygulanmasını yerinde görmemiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu 134. madde kapsamında düzenlenen koruma tedbire karar vermeye yetkili merciler kimlerdir?
Tedbire Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından karar verilir. Kovuşturma sırasında tedbire başvurma imkânı bulunmadığı için mahkemenin bu yönde bir karar alma yetkisi bulunmamaktadır. Ayrıca soruşturma sırasında görevli yargılama makamı olan sulh ceza hakiminden başka bir adli merciin de herhangi bir koşula bağlı olarak bu tedbire karar vermesi söz konusu değildir. Temel hakları kısıtlayıcı nitelikte bir işlem olması sebebiyle, tedbirin uygulanma alanının kovuşturmayı da kapsar şekilde kıyasen genişletilmesi de mümkün değildir (Bkz. Any. m.13). Kovuşturma sırasında söz konusu tedbire başvurulması ihtiyacı hasıl olduğunda aramaya ilişkin genel kurallara göre bilgisayarlarda, programlarında ve kütüklerinde arama yapılabileceği şeklindeki bir yorum tarzı ise yerinde değildir. Nitekim kanunkoyucu bilgisayarlarda, program ve kütüklerinde genel kurallara göre arama yapılmasını yerinde görseydi, ayrıca böyle bir tedbire de ihtiyaç duymazdı. Soruşturma bakımından da ayrı düzenleme yapmaksızın, genel kurallara göre arama yapılmasına imkân tanırdı. Eğer tedbirin uygulama alanının kovuşturmayı da kapsar şekilde genişletilmesi isteniyorsa, bunun ayrıca düzenleme altına alınması zorunluluktur kanaatindeyiz.