Anayasa 2 Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yargı Organı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Devletin üçüncü temel fonksiyonu olan Yargı Fonksiyonu nasıl tanımlanabilir?
Yargı fonksiyonu, hukuki uyuşmazlıkların yürürlükteki kurallara göre çözülmesi şeklinde tanımlanabilir.
Yargı ile Yürütme fonksiyonu arasında nasıl bir benzerlik vardır?
Hukuki uyuşmazlıkları yürürlükteki kurallara göre çözme faaliyeti olarak tanımlanan yargı fonksiyonu, bazı açılardan yürütme fonksiyonuna benzemektedir. Bu iki fonksiyon arasındaki en önemli benzerlik, her ikisinin de yasama organı tarafından kabul edilen kuralları uygulamakla yükümlü olmasıdır.
Tüzel ve gerçek kişiler arasında hukuki uyuşmazlıklar olması durumunda yargıdan ne beklenmektedir?
Yargı fonksiyonunun konusunu oluşturan hukuki uyuşmazlıklar, gerçek veya tüzel kişiler arasında olabilir. Devlet de bir tüzel kişiliğe sahip olduğundan, devlet otoritesi de hukuki uyuşmazlıkların tarafı olabilmektedir. Yargıya intikal eden uyuşmazlıkların tarafları veya konusu ne olursa olsun yargıdan beklenen, bu uyuşmazlıkları hukuk kurallarına uygun olarak çözmesi, kısacası, hukukun üstünlüğüne riayet etmesidir.
Yargı kuruluşlarının anayasal yetkilerini, hukukun üstünlüğünü esas alarak kullanmaları nasıl mümkün olabilir?
Yargı kuruluşlarının anayasal yetkilerini, hukukun üstünlüğünü esas alarak kullanmaları, mahkemelere ve hâkimlere bağımsızlık sunulmasıyla mümkün olmaktadır.
Yargının iç bağımsızlığı ne ifade etmektedir?
Yargının iç bağımsızlığı, yargı mensuplarının bizzat yargı sisteminin kendi içinden gelebilecek her türlü baskı ve müdahaleye karşı korunmasını ifade etmektedir.
Yargının dış bağımsızlığı ne ifade etmektedir?
Yargının dış bağımsızlığı, yargı mensuplarının yasama ve yürütme ile idari kuruluşlardan gelebilecek her tür baskı ve müdahaleye karşı korunması anlamına gelmektedir.
Yargının kuramsal bağımsızlığı ne ifade etmektedir?
Yargının kurumsal bağımsızlığı, mahkemelere ve hâkimlere, hiçbir organ veya makamın emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını ifade etmektedir.
Hâkim ve savcıların bireysel bağımsızlıklarını koruyan en etkili güvencelerden biri olan azil yasağı, hâkim ve savcılara ne sağlamaktadır?
Hâkim ve savcıların bireysel bağımsızlıklarının korunmasında en etkili olabilecek güvencelerden biri azil yasağıdır. Azil yasağı, hâkim ve savcıların, görevlerine son verileceği endişesini taşımaksızın anayasal ve yasal yetkilerini kullanmalarını sağlamaktadır.
Hâkim ve savcıların özlük hakları hangi başlıca konuları içermektedir?
• İlk kez mesleğe kabul edilme • Tayin • Terfi • Disiplin işlemleri
Hâkim ve savcıların özlük hakları konusunda karar verecek olan kurulların özerkliği ne ifade etmektedir?
Hâkim ve savcıların özlük hakları konusunda karar verecek olan kurulların özerkliği, bu organların yasama, yürütme, hatta yargıdan gelebilecek her tür etkiye karşı korunabilmelerini ifade etmektedir.
Yargı konseyi nedir?
Yargı mensuplarının özlük hakları üzerinde karar verme yetkisine sahip organlara, literatürde, ‘yargı konseyi’ adı verilmektedir.
Yargı konseyinin özerkliği hangi hususlarla yakından ilişkilidir?
Yargı konseyinin özerkliği, bu kurulların üye kompozisyonu, üyelerin seçiminde izlenen yöntem, kararlarının şeffaflığı, bu kararların etkili bir itiraz denetimine ve yargı denetimine tâbi olmasıyla yakından ilişkilidir.
Kanun-i Esasi’de, yargı hangi maddelerde düzenlemiştir?
Kanun-i Esasi, yargıyı Mehakim başlıklı 8. bölümünde 81-95. maddeleri arasında düzenlemiştir.
Kanuni-i Esasi’nin Mehakim başlıklı 8. Bölümünün 81.-95. arasındaki maddelerde yargı ile ilgili hangi düzenlemeler yer almaktadır?
81. madde hâkimlerin azil yasağına yer vermektedir. 82. madde, mahkemelerin aleniyetini, 83. madde hak arama özgürlüğünü, 84. madde, mahkemelerin yetkili oldukları konularda kendilerine intikal eden uyuşmazlıkları çözmekle yükümlü olduklarını, 86. madde, mahkemelerin kurumsal bağımsızlığını, 88. madde ise mahkemelerin sınıf, yetki ve görev paylaşımlarının kanunla düzenleneceğini hükme bağlamaktadır. 89. maddede olağanüstü yetkileri haiz mahkemelerin kurulmaları yasaklanmıştır. Bu kural, kişi güvenliğinin ve demokratik bir yargılama düzeninin özünü oluşturmaktadır. 90. madde, hâkimlerin hâkimlik mesleği dışında maaşlı başka bir devlet görevini kabul edemeyeceklerini düzenlemektedir. 91. maddeyle savcılık kurumu anayasallaştırılarak, savcıların görev ve derecelerinin kanunla düzenleneceği öngörülmüştür. Nihayet Kanun-i Esasi, 92-95. maddeleri arasında Divân-ı Âli’yi düzenleyerek vekillerin, temyiz mahkemesi başkan ve üyelerinin ile padişah aleyhine suç işleyenlerin bu mahkemede yargılanacağını hükme bağlamıştır.
1924 Anayasası’nın 8. maddesinde yargı ile ilgili hangi hükme yer verilmiştir?
1924 Anayasası 8. maddesinde Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır hükmüne yer vermektedir.
1924 Anayasası’nda yargı ile ilgili düzenlemeler hangi bölümde ve maddelerde yer almaktadır?
1924 Anayasası’nda yargı ile ilgili düzenlemeler, Kuvvei Kazaiye, yani Yargı Erki başlıklı 4. bölümünde, 53-67. maddeleri arasında yer almaktadır.
1924 Anayasası’nın yasama ve yürütmeden bir görev olarak söz etmesi karşılık, yargı için kuvvet ibaresi kullanması ne anlama gelmektedir?
1924 Anayasası 8. maddesinde Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır hükmüne yer vermektedir. Yargıya ilişkin diğer düzenlemeler ise Anayasanın Kuvvei Kazaiye, yani Yargı Erki başlıklı 4. bölümünde, 53-67. maddeleri arasında yer almaktadır. Burada üzerinde durulması gereken önemli bir husus, 1924 Anayasasının yasama ve yürütmeden bir ‘görev’ olarak söz etmesine karşılık, yargı için ‘kuvvet’ deyimini kullanmasıdır. Bu, ilk bakışta, Anayasanın yargıyı, yasama ve yürütme karşısında bağımsız bir kuvvet olarak düzenlediği izlenimini yaratmaktadır. Oysa aşağıda görüleceği gibi Anayasanın mahkemelere ve hâkimlere ilişkin düzenlemeleri, yargının bağımsızlığını koruyacak mahiyette değildir. Tam aksine bu düzenlemeler, mahkemeleri ve hâkimleri yasama ve yürütme karşısında bütünüyle güvencesiz bırakmıştır.
1924 Anayasası’nın 4. bölümündeki 54. maddede hangi hükme yer verilmiştir?
54. madde, mahkemelerin ve hâkimlerin bağımsızlıklarını düzenleyen şu hükme yer vermektedir: Yargıçlar, bütün davaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir türlü karışılamaz. Ancak kanun hükmüne bağlıdırlar. Mahkemelerin kararlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.
1924 Anayasası’nın 4. bölümündeki 55. maddede hangi hükme yer verilmiştir?
55. Madde, hâkimlerin azledilemeyecekleri anlamına gelen bir hükme yer vermektedir. Bu maddeye göre: Yargıçlar, kanunda gösterilen usuller ve haller dışında görevlerinden çıkarılamazlar. Bu hüküm ilk bakışta hâkimlere azil yasağı güvencesinin sunulduğu izlenimini vermektedir. Ne var ki madde, kanun koyucuya sunduğu sınırsız takdir yetkisiyle, hâkimlik mesleğini güvencesiz hale getirmiştir. Bu hüküm karşısında kanun koyucu, hâkimlerin görevlerine son vermeyi gerektiren nedenleri, dilediği ölçüde geniş olarak düzenleyebilecektir.
1934 yılında çıkarılan 2556 sayılı Hâkimler Kanunu, hâkimleri nasıl etkilemekteydi?
1934 yılında çıkarılan 2556 sayılı Hâkimler Kanunu, hâkimlik teminatını sadece adlî yargı hâkimleri ve onların sadece bir bölümü için, son derece yetersiz olarak tanımıştır.
21 Haziran 1954 tarihli ve 6422 sayılı Kanun’la hâkimlerin emekliliği konusunda nasıl bir değişiklik yapılmıştır?
Hâkimlerin de tâbi oldukları 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 39’uncu maddesinin (b) fıkrası hükmü, 30 hizmet yılını tamamlamış olanların ‘kurumlarınca lüzum görüldüğünde yaş kaydı aranmaksızın re’sen’ emekliye sevk edilmelerine imkân vermekteydi. Bu kanunun 9.7.1953 tarih ve 6122 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, 30 yıllık hizmet süresi 25 yıla indirilmiş ve bu emekliye sevk kararları aleyhine hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. 21 Haziran 1954 tarihli ve 6422 sayılı Kanun’la da, bu hükümler Yargıtay başkan ve üyelerine de teşmil edilmiş, böylece emekliye sevk bakımından yüksek mahkeme hâkimleri ile diğer hâkimler arasında hiçbir fark kalmamıştır. Aslî maaşı 60 liradan aşağı olan hâkimlere ise, hiçbir teminat tanınmamıştır. Adalet Bakanlığı, bu hâkimler üzerinde istediği şekilde tasarruf etmek yetkisine sahiptir. Nihayet, Adalet Bakanı, bir disiplin mercii olarak, doğrudan doğruya hâkimlere ceza tayin etmek yetkisini haizdir.
1924 Anayasasının yargıya ilişkin düzenlemeleri, Kemal Gözler nasıl yorumlamıştır?
1924 Anayasasının yargıya ilişkin düzenlemeleri, Kemal Gözler’in ifade ettiği gibi, kişi güvenliği yönünden 1876 tarihli Kanun-i Esasiye kıyasla çok daha yetersiz niteliktedir. Nitekim yazar, bu tespitinin kanıtlarından biri olarak 1876 Kanun-i Esaside olağanüstü yetkileri haiz mahkemelerin kurulmasının yasaklandığını, buna karşılık 1924 Anayasasında benzer bir yasağın yer almadığını ifade etmektedir. Gerçekten 1924 Anayasasının hazırlık aşamasında, anayasaya eklenecek geçici bir hükümle, olağanüstü mahkemelerin kurulmalarının yasaklanması önerilmiş, ne var ki bu öneri kabul edilmemiştir.
1924 Anayasası, TBMM’nin görevlerini düzenleyen 26. maddesinde, kanunları yorumlama maddesinin TBMM’ye tanınması ne anlama gelmektedir?
1924 Anayasası, TBMM’nin görevlerini düzenleyen 26. maddesinde, kanunları yorumlama yetkisini TBMM’ne tanımıştır. Oysa kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince, kanunları yorumlama yetkisi, yargı organına ait olmalıdır. 1924 Anayasasının bu hükmü, yasama organına yargıya ait bir yetkiyi tanıması bakımından fonksiyonlar ayrılığı ilkesiyle çelişmektedir.
1961 Anayasası’nın Mahkemelerin Bağımsızlığı başlıklı 132. maddesinde yargı ile ilgili hangi hükme yer verilmiştir?
1961 Anayasası’nın Mahkemelerin Bağımsızlığı başlıklı 132. maddesi, yargının kurumsal bağımsızlığını güvence altına alan şu hükme yer vermektedir: Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ,makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclislerinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
1961 Anayasası’nın, Hâkimlik Teminatı başlıklı 133. maddesinde hangi hükümlere yer verilmiştir?
1961 Anayasası, yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla Hâkimlik Teminatı başlıklı 133. maddesinde azil yasağına yer vermiştir. Bu hükme göre: Hâkimler azlolunamaz. Kendileri istemedikçe, Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylıklarından yoksun kılınamaz. Şüphesiz bu hükmün amacı, her ne olursa olsun, hâkimlere kayıtsız ve şartsız ayrıcalık ve üstünlük sunmak değildir. Elbette hâkimler görevlerini hukuk devletinin icaplarına uygun olarak, hukuka uygun bir biçimde yerine getirmek zorundadır. Nitekim madde, 2. fıkrasında, azil yasağının mutlak bir teminat olmadığını, haklı nedenlerin varlığı halinde, hâkimlerin görevlerine son verilebileceğini düzenleyen bir hükme yer vermiştir. Bu hükme göre : Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlarla görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar ve meslekte kalmalarının caiz olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
1961 Anayasası’nın, Hâkimlik Teminatı başlıklı 137. maddesinin içeriği nedir?
1961 Anayasası, hâkimlere tanıdığı güvenceyi 137. maddesiyle savcılar yönünden hükme bağlamıştır. Bu maddeye göre : Kanun, Cumhuriyet Savcılarının ve Kanun sözcülerinin özlük işlerinde ve görevlerini yapmalarında teminat sağlayıcı hükümler koyar. Cumhuriyet Başsavcısı, Baş kanun sözcüsü ve Askerî Yargıtay Başsavcısı, yüksek mahkemeler hâkimleri hakkındaki hükümlere tâbidir.
1961 Anayasası’nın, Hâkimlik Teminatı başlıklı 134. maddesinde hangi hükme yer verilmiştir?
Bireysel bağımsızlığın diğer unsuru, yargı mensuplarının özlük hakları konusunda karar verme yetkisinin özerk kurullara ait olması, böylece yargı mensuplarının görevlerinin gereklerini yerine getirirlerken, özlük haklarından mahrum kalabilecekleri endişesini taşımamalarıdır. 1961 Anayasası bu maksatla 134. maddesinde, hâkimlerin özlük haklarına ilişkin tüm hususların yargının bağımsızlığı esasına uygun olarak kanunla düzenleneceğini hükme bağlamıştır. Bu hükme göre: Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili suçlarından dolayı soruşturma yapılmasına ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre, kanunla düzenlenir.
1961 Anayasası, hâkimlerin özlük haklarına ilişkin konularda karar verme yetkisini hangi maddeyle hangi kurula sunmuştur ve bu maddenin içeriği nedir?
1961 Anayasası, hâkimlerin özlük haklarına ilişkin konularda karar verme yetkisini 143. maddesiyle Yüksek Hâkimler Kuruluna sunmuştur. Bu maddeye göre: Yüksek Hâkimler Kurulu, on sekiz asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Bu üyelerden altısı Yargıtay genel kurulunca, altısı birinci sınıfa ayrılmış hâkimlerce ve kendi aralarından gizli oyla seçilir. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu, yüksek mahkemelerde hâkimlik etmiş veya bunlara üye olma şartlarını kazanmış kimseler arasından gizli oyla ve üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile üçer üye seçerler. Bu usulle Yargıtay genel kurulunca iki, birinci sınıfa ayrılmış hâkimler ile Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu tarafından birer yedek üye seçilir. (…) Yüksek Hâkimler Kurulunun kuruluşu, çalışma usulleri, bölümleri ve bu bölümlerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, Başkan ve üyelerinin aylık ve ödenekleri kanunla düzenlenir. Adalet Bakanı, Yüksek Hâkimler Kurulu toplantılarına katılabilir; oylamaya katılamaz.
1961 Anayasası’nın 137. maddesinin 20.09.1971 tarih 1488 sayılı Kanunla değiştirilmesi ile savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisi hangi kurula tanınmıştır?
1961 Anayasasının 137. maddesinde 20.09.1971 tarih 1488 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisi Yüksek Savcılar Kuruluna tanınmıştır. Yüksek Savcılar Kurulunun üye kompozisyonu maddenin 3. fıkrasında şöyle düzenlenmiştir: Yüksek Savcılar Kurulu, Adalet Bakanının başkanlığında Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulunca seçilen üç asıl ve iki yedek üye ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve Özlük İşleri Genel Müdüründen kuruludur. Adalet Bakanı bulunmadığı zaman Kurula Cumhuriyet Başsavcısı Başkanlık eder.
1961 Anayasası’nın yer verdiği Yüksek Yargı Kuruluşları nelerdir?
• Yargıtay • Danıştay • Askeri Yargıtay • Uyuşmazlık Mahkemesi • Anayasa Mahkemesi
1982 Anayasası’nın 138. maddesinde nasıl bir hükme yer verilmiştir?
Anayasanın 138. maddesi, mahkemeleri ve hâkimleri siyasal organlardan gelebilecek her türlü baskı ve müdahaleye karşı koruyan bir hükme yer vermekte, böylece yargının kurumsal bağımsızlığını güvence altına almaktadır.
1982 Anayasası’nın 139. maddesinde nasıl bir kurala yer verilmiştir?
1982 Anayasası 139. maddesinde yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla hâkim ve savcıların azledilemeyecekleri ve kendileri talep etmedikçe, re’sen emekliye sevk edilemeyecekleri kuralına yer vermektedir. Bu hükme göre: Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
1982 Anayasası, 140. maddenin, 3. fıkrasıyla, hâkim ve savcıların özlük hakları nasıl bir hükme bağlanmıştır?
1982 Anayasası, 140. maddenin 3. fıkrasıyla hâkim ve savcıların özlük haklarıyla ilgili tüm hususların, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına uygun olarak kanunla düzenleneceğini hükme bağlamıştır. Bu hükme göre: Hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
1982 Anayasası, 159. maddesinin içeriği nedir?
1982 Anayasası, hâkim ve savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisini 159. maddesiyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna tanımıştır. Bu hükmün ilk metnine göre: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Kurulun başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer. 1982 Anayasasının HSYK’nu düzenleyen 159. maddesi, yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarının korunması bakımından güvenceli bir yapı yaratmamıştır. Her şeyden önce HSYK’nun üye kompozisyonu, yargının tümünü temsil etmemektedir. Kurulda sadece iki yüksek yargı kuruluşu olan Yargıtay ve Danıştay üyeleri yer almaktadır. Bundan başka Kurulda, parlamento tarafından seçilen üyelere de yer verilmemiştir. Bu ise, HSYK’nu demokratik meşruiyet ve hesap verirlikten yoksun bırakmıştır. Öte yandan, 159. madde 4. fıkrasında HSYK kararlarının yargı denetimine tabi olmadığı hükmüne yer vermektedir.
1982 Anayasası’nın hangi maddeleri Yüksek Yargı Kuruluşlarını düzenlemektedir?
1982 Anayasası, 146-160. maddeleri arasında yüksek yargı kuruluşlarını düzenlemektedir.
1982 Anayasası’nın hangi maddelerindeki hükümler, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu, görev ve yetkileri, çalışma ve yargılama usulünü düzenlemektedir?
Anayasanın 146-153. maddeleri arasındaki hükümler, Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, görev ve yetkileri, çalışma ve yargılama usulü gibi hususları düzenlemektedir.
1982 Anayasası’nın 154. maddesinde Yargıtay nasıl düzenlenmiştir?
Anayasa 154. maddesiyle adliye mahkemelerinde görülmekte olan uyuşmazlıkların temyiz mercii olan Yargıtay’ı düzenlemektedir. Bu maddeye göre: Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcı vekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
1982 Anayasası’nın 156., 157., 158. ve 160. maddeleri hangi Yüksek Yargı Kuruluşlarını düzenlemektedir?
Anayasanın 156. maddesi Askeri Yargıtay’ı, 157. maddesi Askeri Yüksek İdare Mahkemesini, 158. maddesi Uyuşmazlık Mahkemesini, 160. maddesi ise Sayıştay’ı düzenlemektedir.
Yargı konseyi nedir, yargı konseyinin özerkliği neyle ilişkilendirilir?
Yargı mensuplarının özlük hakları üzerinde karar verme yetkisine sahip organlara, literatürde, ‘yargı konseyi’ adı verilmektedir. Yargı konseyinin özerkliği ise bu kurulların üye kompozisyonu, üyelerin seçiminde izlenen yöntem, kararlarının şeffaflığı, bu kararların etkili bir itiraz denetimine ve yargı denetimine tâbi olmasıyla yakından ilişkilidir.
Kemal Gözler’e göre Kanun-i Esasi batıdaki emsallerine göre nasıl bir nitelik taşır?
Kemal Gözler’in işaret ettiği gibi Kanun-i Esasinin yargıya ilişkin düzenlemeleri, Batı’daki emsallerine paralel niteliktedir. Hatta yazar, Kanun-i Esasinin yargı alanında yer verdiği ilkelerin, 1924 Anayasasının aynı konudaki düzenlemelerinden daha ileride olduğu görüşünü de beyan etmektedir.
1924 Anayasasında yargı hakkı kimler tarafından kullanılabilir?
1924 Anayasası 8. maddesinde “Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır” hükmüne yer vermektedir.
1924 Anayasasında yargıya ilişkin düzenlenmelerin yer aldığı bölüme ne ad verilir?
Yargıya ilişkin diğer düzenlemeler ise Anayasanın “Kuvvei Kazaiye”, yani “Yargı Erki” başlıklı 4. bölümünde, 53-67. maddeleri arasında yer almaktadır.
1924 Anayasasının kanunları yorumlama yetkisini TBMM’ye vermesi hukuka uygun mudur?
1924 Anayasası, TBMM’nin görevlerini düzenleyen 26. maddesinde, kanunları yorumlama yetkisini TBMM’ne tanımıştır. Oysa kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince, kanunları yorumlama yetkisi, yargı organına ait olmalıdır. 1924 Anayasasının bu hükmü, yasama organına yargıya ait bir yetkiyi tanıması bakımından fonksiyonlar ayrılığı ilkesiyle çelişmektedir.
1961 Anayasası hâkimlerin ve savcıların özlük haklarına ilişkin konularda karar verme yetkisini hangi kuruma vermiştir?
Hâkimlerin özlük haklarına ilişkin konularda karar verme yetkisini 143. maddesiyle Yüksek Hâkimler Kuruluna sunmuştur. 1961 Anayasasının 137. maddesinde 20.09.1971 tarih 1488 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisi Yüksek Savcılar Kuruluna tanınmıştır.
1982 Anayasası yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla hangi hükümlere yer verilmiştir?
1982 Anayasası 139. maddesinde yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla hâkim ve savcıların azledilemeyecekleri ve kendileri talep etmedikçe, re’sen emekliye sevk edilemeyecekleri kuralına yer vermektedir. Bu hükme göre: “Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır”.
HSYK’nun tek bir genel kurul halinde çalışması hangi sonucu doğurmuştur?
HSYK’nun tek bir genel kurul halinde çalışması, Kurulda alınan kararlara yönelik itirazların aynı üyeler tarafından incelenmesi sonucunu yaratmıştır. Bu yapı, Kurulun aldığı kararların etkin bir itiraz denetimine tâbi olmasını önlemiştir. HSYK kararlarının özellikle son yıllarda kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açması, Anayasanın, Kurulu düzenleyen 159. maddesinin 07.05.2010 tarih 5982 sayılı Kanunla değiştirilmesi sonucunu yaratmıştır.
2010 Anayasa değişikliği sonrası hakimler ve savcılar yüksek kurulunun yapısı nasıl düzenlenmiştir?
Değişik 159. maddeye göre: “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmi iki asıl ve on iki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir.”
HSYK’ nın 2010 sonrası yeni yapısı nasıl sonuç doğurmuştur?
HSYK’nin bu yeni yapısı, beklenenin aksine sonuçlar doğurmuştur. 2010 Anayasa değişikliği sonrasında HSYK, aşırı ölçüde siyasallaşarak yargı gücünün siyasal çatışmaların vasıtası haline dönüşmesine yol açmıştır.
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle HSYK ile ilgili neler değişmiştir?
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle kurulun resmî adı, üye kompozisyonu, üyelerin seçiminde izlenen yöntem bir kez daha önemli ölçüde değiştirildi.
Anayasamızda “Yargıtay” nasıl düzenlenmiştir?
Anayasa 154. maddesiyle adliye mahkemelerinde görülmekte olan uyuşmazlıkların temyiz mercii olan Yargıtay’ı düzenlemektedir. Bu maddeye göre:
“Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler;süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.”
Anayasamızın 155.maddesinde düzenlenen, idari uyuşmazlıkların temyiz mercii hangi yüksek yargı kuruluşudur?
155. madde ise, idari uyuşmazlıkların temyiz mercii olan Danıştay’ı düzenlemektedir. Bu hükme göre:
“Danıştay, idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Son düzenlemelere göre hakim ve savcılar kurulu yüksek yargı kuruluşları arasında mıdır?
Tıpkı 1961 Anayasası gibi 1982 Anayasası da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu, yüksek mahkemeler başlığı altında hükme bağlamıştır. Oysa HSYK, bir yüksek yargı kuruluşu olmayıp, yukarıda açıklandığı gibi, hâkim ve savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisine sahip bir idari organdır. 2017 değişikliği, kurulun resmî ismindeki yüksek sıfatını ilga etmiş; ancak bu organı yüksek mahkemeler arasında düzenlemeye devam etmiştir.
Hâkimlerin özlük haklarına ilişkin hususlar yargının bağımsızlığı esasına uygun olarak nasıl düzenlenmiştir?
Anayasanın 134. maddesinde, hâkimlerin özlük haklarına ilişkin tüm hususların yargının bağımsızlığı esasına uygun olarak kanunla düzenleneceğini hükme bağlamıştır. Bu hükme göre: “Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili suçlarından dolayı soruşturma yapılmasına ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre, kanunla düzenlenir.”
Yargının kurumsal bağımsızlığı ne ifade etmektedir?
Yargının kurumsal bağımsızlığı, mahkemelere ve hâkimlere, hiçbir organ veya makamın emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını ifade etmektedir. Bireysel bağımsızlık ise yargı mensuplarının anayasa ve kanunlardan kaynaklanan görevlerini yerine getirirken, özlük haklarını kaybedebilecekleri endişesini taşımalarını engellemektedir.
Türkiye’nin de üyesi bulunduğu, Mart 2007’de yayımladığı ‘Yargısal Atamalar’ raporuyla gündeme gelen komisyonun adı nedir?
Hukuk Yoluyla Demokratikleşme Komisyonu (kısa adıyla Venedik Komisyonu)
Yargı kuruluşlarının anayasal yetkilerini kullanmaları nasıl mümkün olmaktadır?
Yargı kuruluşlarının anayasal yetkilerini, hukukun üstünlüğünü esas alarak kullanmaları, mahkemelere ve hâkimlere bağımsızlık sunulmasıyla mümkün olmaktadır.
Yargı konseyinin sadece hâkimlik mesleğinden gelen üyelerden oluşmasının sakıncaları nelerdir?
Yargı konseyinin sadece hâkimlik mesleğinden gelen üyelerden oluşabileceği belirtilerek, bunun sakıncalarına işaret edilmiştir. Bu raporlara göre, yargı konseyinin üyelerinin tümü yargıçlık mesleğinden geldiği takdirde bu, mesleki kayırmacılık ve mesleki kooptasyon gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilmektedir.
Kanun-i esasinin yargı konusunu düzenlediği bölümün başlığı nedir?
Kanun-i Esasi, yargıyı “Mehakim” başlıklı 8. bölümünde 81-95. maddeleri arasında düzenlemiştir. 81. madde hâkimlerin azil yasağına yer vermektedir.
1876 Kanun-i Esasi'de yargı hangi kısımda düzenlenmiştir?
Kanun-i Esasi, yargıyı “Mehakim” başlıklı 8. bölümünde 81-95. maddeleri arasında düzenlemiştir. 81.
madde hâkimlerin azil yasağına yer vermektedir. 82. madde, mahkemelerin aleniyetini, 83. madde hak
arama özgürlüğünü, 84. madde, mahkemelerin yetkili oldukları konularda kendilerine intikal eden uyuşmazlıkları çözmekle yükümlü olduklarını, 86. madde, mahkemelerin kurumsal bağımsızlığını, 88.
madde ise mahkemelerin sınıf, yetki ve görev paylaşımlarının kanunla düzenleneceğini hükme
bağlamaktadır. 89. maddede olağanüstü yetkileri haiz mahkemelerin kurulmaları yasaklanmıştır. Bu
kural, kişi güvenliğinin ve demokratik bir yargılama düzeninin özünü oluşturmaktadır. 90. madde,
hâkimlerin hâkimlik mesleği dışında maaşlı başka bir devlet görevini kabul edemeyeceklerini
düzenlemektedir. 91. maddeyle savcılık kurumu anayasallaştırılarak, savcıların görev ve derecelerinin
kanunla düzenleneceği öngörülmüştür.
1876 Kanun-i Esasi'de Divân-ı Âli hangi maddelerde düzenlenmiştir?
Kanun-i Esasi, 92-95. maddeleri arasında Divân-ı Âli’yi düzenleyerek vekillerin, temyiz mahkemesi başkan ve üyelerinin ve padişah aleyhine suç işleyenlerin bu mahkemede yargılanacağını hükme bağlamıştır.
1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda yargı erki ne şekilde düzenlenmiştir?
1924 Anayasası 8. maddesinde “Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler
tarafından kullanılır” hükmüne yer vermektedir. Yargıya ilişkin diğer düzenlemeler ise Anayasanın
“Kuvvei Kazaiye”, yani “Yargı Erki” başlıklı 4. bölümünde, 53-67. maddeleri arasında yer almaktadır.
Burada üzerinde durulması gereken önemli bir husus, 1924 Anayasasının yasama ve yürütmeden bir
‘görev’ olarak söz etmesine karşılık, yargı için ‘kuvvet’ deyimini kullanmasıdır. Bu, ilk bakışta,
Anayasanın yargıyı, yasama ve yürütme karşısında bağımsız bir kuvvet olarak düzenlediği izlenimini
yaratmaktadır. Oysa aşağıda görüleceği gibi Anayasanın mahkemelere ve hâkimlere ilişkin
düzenlemeleri, yargının bağımsızlığını koruyacak mahiyette değildir.
1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda mahkemelerin ve hâkimlerin bağımsızlıklarını düzenleyen hüküm ne şekildedir?
Anayasanın 53. maddesi, mahkemelerin kuruluşu ile görev ve yetkilerinin kanunla gösterileceğini
düzenlemektedir. 54. madde, mahkemelerin ve hâkimlerin bağımsızlıklarını düzenleyen şu hükme yer
vermektedir: “Yargıçlar, bütün davaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir
türlü karışılamaz. Ancak kanun hükmüne bağlıdırlar. Mahkemelerin kararlarını Türkiye Büyük Millet
Meclisi ve Bakanlar Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve
hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.”
1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda hâkimlerin azledilemeyecekleri anlamına gelen hüküm ne şekilde düzenlenmiştir?
55. madde ise hâkimlerin azledilemeyecekleri anlamına gelen bir hükme yer vermektedir. Bu
maddeye göre: “Yargıçlar, kanunda gösterilen usuller ve haller dışında görevlerinden çıkarılamazlar.” Bu
hüküm ilk bakışta hâkimlere azil yasağı güvencesinin sunulduğu izlenimini vermektedir. Ne var ki
madde, kanun koyucuya sunduğu sınırsız takdir yetkisiyle, hâkimlik mesleğini güvencesiz hale
getirmiştir. Bu hüküm karşısında kanun koyucu, hâkimlerin görevlerine son vermeyi gerektiren nedenleri,
dilediği ölçüde geniş olarak düzenleyebilecektir.
1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda hâkimlerin özlük hakları ne şekilde düzenlenmiştir?
56. madde, hâkimlerin özlük hakları konusunda kanun koyucuya sınırsız bir yetki sunmaktadır. Bu maddeye göre: “Yargıçların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, nasıl tayin olunacakları ve görevlerinden nasıl çıkarılacakları özel kanunla gösterilir.” Anayasanın kanun koyucuya sunduğu bu geniş yetkiler karşısında yargı
mensuplarının, yargı bağımsızlığının gerektirdiği mesleki güvencelerden tamamen yoksun oldukları açıktır.
1961 Anayasası yargının kurumsal bağımsızlığını güvence altına alan ne tür düzenlemeler getirmiştir?
Anayasanın “Mahkemelerin Bağımsızlığı” başlıklı 132. maddesi, yargının kurumsal bağımsızlığını
güvence altına alan şu hükme yer vermektedir: “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya,
kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlarına göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı
yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve tâlimat veremez; genelge gönderemez;
tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dâva hakkında Yasama Meclislerinde yargı
yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda
bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu
organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini
geciktiremez”.
1961 Anayasası, yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla “Hâkimlik Teminatı” başlıklı 133. maddesinde ne tür bir düzenlemeye yer vermiştir?
Öte yandan Anayasa, yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla “Hâkimlik
Teminatı” başlıklı 133. maddesinde azil yasağına yer vermiştir. Bu hükme göre: “Hâkimler azlolunamaz.
Kendileri istemedikçe, Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya
kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylıklarından yoksun kılınamaz”. Şüphesiz bu hükmün amacı,
her ne olursa olsun, hâkimlere kayıtsız ve şartsız ayrıcalık ve üstünlük sunmak değildir
1961 Anayasasının 137. maddesinde 20.09.1971 tarih 1488 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle,
savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisi hangi kuruma tanınmıştır?
1961 Anayasasının 137. maddesinde 20.09.1971 tarih 1488 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle,
savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisi Yüksek Savcılar Kuruluna tanınmıştır.
1982 Anayasası yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla ne tür düzenlemeler getirmiştir?
1982 Anayasası 139. maddesinde yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumak amacıyla
hâkim ve savcıların azledilemeyecekleri ve kendileri talep etmedikçe, re’sen emekliye sevk
edilemeyecekleri kuralına yer vermektedir. Bu hükme göre: “Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri
istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun
kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten
çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine
getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler
hakkında kanundaki istisnalar saklıdır”.
1982 Anayasası hâkim ve savcıların özlük haklarıyla ilgili ne tür düzenlemeler getirmiştir?
1982 Anayasası, 140. maddenin 3. fıkrasıyla hâkim ve savcıların özlük haklarıyla ilgili
tüm hususların, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına uygun olarak kanunla
düzenleneceğini hükme bağlamıştır. Bu hükme göre: “Hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları
ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya
sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi,
görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve
yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve
meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenlenir.” Bu hüküm de yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını korumayı
amaçlamaktadır.
1982 Anayasası, hâkim ve savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisini hangi kuruma tanımıştır?
1982 Anayasası, hâkim ve savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisini 159.
maddesiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna tanımıştır. Bu hükmün ilk metnine göre: “Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve
görev yapar. Kurulun başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir.
Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel
Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca,
dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından
bir başkanvekili seçer.”
07.05.2010 tarih 5982 sayılı Kanun, Anayasanın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu ne şekilde değiştirmiştir?
Bu değişiklik, HSYK’nın üye sayısını Türkiye’deki yargı mekanizmasının büyüklüğüne uygun olarak artırmıştır. Üyelerin farklı kaynaklardan gelmesini ve yargının tüm basamaklarının bu organda temsilini sağlamıştır. 159. maddenin ilk metninin, HSYK üyelerinin seçiminde Cumhurbaşkanına sunduğu dolaylı yetkiyi sona erdirmiştir. Bunun yerine, Cumhurbaşkanına 4 üyeyi doğrudan seçme yetkisi tanımıştır. Üye seçiminde TBMM’ye yetki tanınmamış olması bir eksikliktir.
Buna ek olarak, Kurulun üç daire ve bir genel kurul halinde çalışması benimsenerek, etkin bir iç
denetim sistemi yaratılmıştır. Bundan başka, Kurulun meslekten men cezalarına karşı yargı yolu açılarak,
hukuk devletinin önündeki önemli bir engel aşılmıştır. Bütün bu yeniliklerin, yargı mensuplarının
bireysel bağımsızlıklarını daha etkin olarak koruyacağı düşünülmüştür.
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun adı ne şekilde değiştirilmiştir?
6771 sayılı Kanun, Anayasanın ilk metninden bu yana kurulun resmî adında yer alan yüksek sıfatını
ilga etti. Böylece, bu değişikliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, kurulun resmî adı Hakimler ve Savcılar
Kurulu şeklini aldı.
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle, Hakimle ve Savcılar Kurulu kaç üyeden oluşur?
6771 sayılı Kanunla değişik 159. maddeye göre, “Hâkimler ve Savcılar Kurulu, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Kurulu
onüç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır.
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle Hakimler ve Savcılar Kurulunun başkanı kimdir?
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle Hakimler ve Savcılar Kurulunun başkanı Adalet Bakanı'dır.
2017 değişikliği Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısı üzerinde 2010’da kabul edilen modele kıyasla ne tür önemli değişiklikler yapmıştır?
2017 değişikliği Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısı üzerinde 2010’da kabul edilen modele kıyasla önemli değişiklikler yapmıştır. 2010 Anayasa değişikliği ile o zamanki adı HSYK olan kurul, yirmiiki asıl oniki yedek üyeden oluşmakta ve üç daire halinde çalışmaktaydı. 2017 değişikliği, yedek üyelik statüsünü sona erdirmiş; kurulun onüç üyeden oluşacağını ve iki daire halinde çalışacağını düzenlemiştir. Dahası, 2017 değişikliğiyle kurulun dört üyesinin
Cumhurbaşkanı, yedi üyesinin TBMM tarafından seçileceği hükme bağlanmıştır. Adalet Bakanının
kurulun başkanı olduğu, Adalet Bakanı Müsteşarının ise kurulun tabiî üyesi olduğu, Anayasanın
yürürlüğe girdiği tarihten bu yana devam edegelen bir özelliktir. 2017 değişikliğinden sonra da kurulun
meslekten men cezasına ilişkin olan kararları yargı denetimine açıktır; diğer kararları üzerinde ise yargı
denetimi yapılamamaktadır.
1982 Anayasası Yargıtay'ı ne şekilde düzenlemiştir?
Anayasa 154. maddesiyle adliye mahkemelerinde görülmekte olan uyuşmazlıkların temyiz mercii olan
Yargıtay’ı düzenlemektedir. Bu maddeye göre:
“Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar
ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi
olarak bakar. Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu
meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve
gizli oyla seçilir. Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri
arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili,
Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından
Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve
Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.”
1982 Anayasası Danıştay'ı ne şekilde düzenlemiştir?
155. madde, idari uyuşmazlıkların temyiz mercii olan Danıştay’ı düzenlemektedir. Bu hükme
göre:
“Danıştay, idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve
hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi
olarak bakar. (Değişik: 13.8.1999-4446/3 md.) Danıştay, davaları görmek, kamu hizmetleri ile ilgili
imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, idarî uyuşmazlıkları
çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir. Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci
sınıf idarî yargı hâkim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulu;
dörtte biri, nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından seçilir. Danıştay
Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca
üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri
ve seçim usulleri, idarî yargının özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenlenir.”
1961 Anayasası, yüksek mahkemeleri ne şekilde düzenlemiştir?
1961 Anayasası, 139 vd. maddelerinde ise yüksek mahkemeleri düzenlemektedir.
Yargıtay (m.139), Danıştay (m.140), Askeri Yargıtay (m.141), Uyuşmazlık Mahkemesi (m.142), Anayasa
Mahkemesi (m.145-152) Anayasanın yer verdiği yüksek yargı kuruluşları arasındadır. Yukarıda
değindiğimiz Yüksek Hâkimler Kurulu da yüksek mahkemeler başlığı altında yer aldığı halde, bu Kurul, yüksek bir yargı organı olmayıp, hâkimlerin özlük hakları üzerinde karar veren idari bir organdır. Bu
nedenle, anılan Kurulun yüksek mahkemeler başlığı altında düzenlenmesi anayasa koyucu bakımından
önemli bir hatadır.