Anayasa 2 Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Kuvvetler Ayrılığı İlkesi Ve Devlet Fonksiyonlarının Tasnifi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Anayasacılığın temel hedefi nedir?
Anayasacılığın temel hedefi, devlet otoritesini sınırlamak, bireylere bu otorite karşısında etkin güvenceler sunmaktır.
Kuvvetler ayrılığı ne anlama gelmektedir?
Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılması gerektiği anlamına gelmektedir.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi ilk kez kim tarafından savunulmuştur?
İlk kez, İngiliz düşünür John Locke tarafından savunulmuştur.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi hangi isimle özdeşleşmiştir?
Bu teori literatürde Montesquieu’nün ismiyle özdeşleşmiştir.
Montesquieu kuvvetler ayrılığı ilkesinde ne düşünür?
Montesquieu, her devletin yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kuvvete sahip olduğunu belirttikten sonra, bu kuvvetlerin birbirlerinden ayrılması gerektiğini savunmaktadır. Ünlü düşünüre göre, yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden ayrılmadığı bir sistemde özgürlüklerin ortadan kalkma tehlikesi mevcuttur. Bu nedenle, Montesquieu’ye göre kuvvetler ayrılığı, sadece yasama ve yürütme organlarının değil; yargı da dâhil olmak üzere üç devlet kuvvetinin birbirinden ayrılmalarını ifade etmektedir.
Yasama, yürütme ve yargı ilkelerinin ayrı veya bir kişi veya kurulda olmasının nasıl bir farkı vardır?
Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin aynı kişiye veya aynı kurula ait olduğu bir sistem, istibdat, yani baskı rejimini yaratabilecektir. Buna karşılık, bu üç kuvvetin birbirinden ayrılması özgürlükler için güvence oluşturacaktır.
Montesquieu’ye göre hürriyet hangi durumda ortadan kalkar?
Montesquieu’ye göre yasama kuvveti sınırlı bir kuvvettir; çünkü kendi koyduğu kuralları uygulama yetkisi yoktur. Yürütme kuvveti de sınırlı bir kuvvettir; çünkü yasamanın koyduğu kuralları yürütmektedir. Yargı da sınırlı bir kuvvettir; çünkü hâkimler kanunların sözlerini telaffuz eden birer ağızdan başka bir şey değildirler. Bu üç kuvvet kendi görevlerinin dışına çıkarlarsa, yani yasama kendi koyduğu kuralları yürütürse, yürütme ise yürüttüğü kuralları kendi koyarsa, yargı ise ‘kanun koyucunun ağzı’ olmakla yetinmeyip kendisi yorum yoluyla yeni kurallar koymaya kalkarsa, o sistemde hürriyet ortadan kalkar.
Devlet iktidarı yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarını nasıl icra eder?
Devlet iktidarı; genel, soyut, objektif, kişilik dışı kurallar koyarak yasama fonksiyonunu; bu kuralları bireysel, sübjektif durumlara uygulayarak yürütme fonksiyonunu; uyuşmazlıkları yürürlükteki kurallara göre çözerek de yargı fonksiyonunu icra etmektedir.
Devlet fonksiyonlarının hukuki yönden sınıflandırılmasında hangi iki kritere başvurmaktadır?
Devlet fonksiyonlarının hukuki yönden sınıflandırılmasında maddi ve şekli olmak üzere, iki kritere başvurulduğu görülmektedir.
Devlet fonksiyonlarının maddi kritere göre sınıflandırılmasında esas alınan durum nedir?
Bu fonksiyonların maddi kritere göre sınıflandırılmasında esas alınan, bir devlet fonksiyonunun yerine getirilmesinde yapılan işlemin mahiyetidir. Diğer bir deyişle maddi kritere göre yapılan tasnifte, işlemi hangi devlet organının yaptığı değil; işlemin içeriğinin ne olduğu esas alınmaktadır.
Kamu hukuku işlemleri kaça ayrılır?
Kamu hukuku işlemleri, maddi kriter esas alındığında, kural işlemler, sübjektif işlemler ve yargısal işlemler olmak üzere üçe ayrılır.
Kural işlemler nedir?
Kural işlemler, genel, soyut, objektif, kişilik dışı işlemlerdir. Bunlar aynı zamanda, kaide tasarruf olarak da adlandırılmaktadır.
Sübjektif işlemler nedir?
Sübjektif işlemler ise kural işlemleri bireysel durumlara uygulayan işlemlerdir.
Yargısal işlemler nedir?
Yargısal işlemler ise özel hukuk ve kamu hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları, yürürlükteki kurallara göre çözüme bağlayan işlemlerdir.
Devlet kural, sübjektif ve yargısal işlemleri nasıl kullanır?
Devlet, kural işlemler yoluyla yasama fonksiyonunu; sübjektif işlemler yoluyla yürütme fonksiyonunu; yargısal işlemler yoluyla da yargı fonksiyonunu yerine getirir. Özetlemek gerekirse, devlet, yasama fonksiyonunu icra ederken, genel, soyut, objektif, kişilik dışı işlemleri, yani kural işlemleri yapar. Kanunların uygulanması anlamına gelen yürütme fonksiyonunu icra ederken bireysel ve sübjektif işlemleri gerçekleştirir. Uyuşmazlıkların yürürlükteki hukuk kurallarına göre çözülmesi anlamına gelen yargı fonksiyonunu icra ederken yargısal işlemler yapar.
Hangi işlemler kural işlem niteliğindedir?
Yürütme ve idarenin düzenleyici işlemleri arasında yer alan tüzük, yönetmelik, genelge gibi işlemler kural işlem niteliğindedir.
Yetki devri teorisi ile açıklanan durum nedir?
Yürütme ve idarenin tıpkı yasama organı gibi kural işlemler niteliğinde düzenleyici işlemler yapabilmesi, genellikle yetki devri teorisiyle açıklanmaktadır.
Devlet fonksiyonlarıyla, bu fonksiyonların yerine getirilmesi için yapılan kamu hukuku işlemlerinin şekli kritere göre sınıflandırılmasında esas alınan şey nedir?
Devlet fonksiyonlarıyla, bu fonksiyonların yerine getirilmesi için yapılan kamu hukuku işlemlerinin şekli kritere göre sınıflandırılmasında, işlemi yapan devlet organının hangi organ olduğu esas alınmaktadır. Diğer bir deyişle eğer bir işlem yasama organı tarafından yapılmışsa, o işlemin içeriği ne olursa olsun, bu tür bir işlemi kanun olarak tanımlamak gerekir.
Devlet iradesinin en güçlü tezahürü olan kanun kimleri bağlamaktadır?
Kanunlar sadece yönetilenleri değil, onu yapan kanun koyucu dâhil olmak üzere, tüm yöneticileri de bağlamaktadır.
Yasamanın yetki olması ne ifade etmektedir?
Yasamanın yetki olması, kanun koyucu organın bir alanı kanunla düzenlemek konusunda gerçek bir irade serbestisine sahip olmasını ifade etmektedir.
Kanun koruyucu hangi yetkiye sahiptir?
Kanun koyucu, herhangi bir alanı kanunla düzenlemek zorunda olmadığı gibi; bir alanda kanun yaparken anayasaya uygunluğu dikkate almak dışında, mutlak bir takdir yetkisine sahiptir.
Yürütme ve idarenin bir görev olması ne ifade etmektedir?
Yürütme ve idarenin bir görev olması ise yürütme organı ve idari makamların, kanuni düzenleme olan bir alanda kanunun uygulanmasını sağlayacak işlemleri yapmaktan kaçınamayacağını ifade etmektedir.
Kamu hukuku eserlerinde 1924 Anayasası için nasıl bir tanım yapılır?
Kamu hukuku eserlerinde 1924 Anayasasının kuvvetler birliği ve görevler ayrılığı sistemine dayandığı tanımının yapıldığı görülmektedir.
1924 Anayasasının 5. maddesinde hangi hükme yer verilmiştir?
Anayasa, 5. maddesinde Yasama yetkisi ve yürütme erki Büyük Millet Meclisinde belirir ve onda toplanır hükmüne yer vermiştir.
1924 Anayasasının 6. maddesinde hangi hükme yer verilmiştir?
6. maddede Meclis, yasama yetkisini kendi kullanır hükmüne yer verilmiştir.
1924 Anayasasının 5. Maddesi TBMM ile yürütme yetkisi arasında nasıl bir bağdan bahseder?
TBMM, 5. maddeyle kendisine sunulan yürütme yetkisini bizzat ve doğrudan doğruya değil, ancak kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu aracılığıyla kullanabilecektir.
1924 Anayasasının 26. ve 52. maddeleri kanun koyma hakkında nasıl bir bilgi verir?
Anayasa, 26. maddesiyle kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisine tanımış; 52. maddesiyle de kanunların uygulanmasını sağlamak ve emrettiği işleri göstermek amacıyla Bakanlar Kuruluna tüzük çıkarma yetkisini sunmuştur.
1924 Anayasasının yasama ve yürütme arasında fonksiyonlar ayrılığını benimsediğini doğrulayan hükümler hangileridir?
26. ve 52. maddelerindeki hükümler, kanun koyma yetkisinin TBMM’ne, bunları uygulama yetkisinin ise Bakanlar Kuruluna ait olduğunu teyit etmektedir.
1924 Anayasasının 52. maddesinde hangi hükme yer verilmiştir?
52. maddeye göre: Bakanlar kurulu, kanunların uygulanışlarını göstermek yahut kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere içinde yeni hükümler bulunmamak ve Danıştay’ın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarır.
TBMM, Anayasanın 5., 6. ve 26. Ve 53. Maddeleri ile neler yapabilir?
TBMM, Anayasanın 5., 6. ve 26. maddeleriyle kendisine sunulan kanun yapma yetkisini, hiçbir organ veya makamın izni olmaksızın doğrudan doğruya kullanabilecek; buna karşılık, yürütme organı, 52. maddeyle hükme bağlandığı gibi ancak kanunu izleyen ve kanundan sonra gelen bir teşebbüs kudretine sahip olabilecektir.
1924 Anayasasının 8. maddesi yargı hakkında nasıl bir bilgi verir?
Anayasa, Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır hükmüne yer veren 8. maddesiyle yargıyı, yasama ve yürütmeden bağımsız bir organ olarak düzenlemiştir.
Yargının yasama ve yürütme karşısındaki bağımsızlığını şüpheye yer bırakmayan bir açıklıkla düzenleyen anayasanın 54. maddesi nasıldır?
Yargıçlar, bütün davaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir türlü karışılamaz. Ancak kanun hükmüne bağlıdırlar. Mahkemelerin kararlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.
1924 Anayasası için yargı, yasama ve yürütme hakkında ne söyleyebiliriz?
1924 Anayasası, devletin üç temel fonksiyonunun farklı organlar tarafından yerine getirildiği fonksiyonlar ayrılığı sistemini benimsemiştir.
1961 Anayasasının kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsediğini gösteren hükümler nerede hangi başlıklar altında verilmiştir?
1961 Anayasasının yasama, yürütme ve yargıyı düzenleyen 5., 6. ve 7. maddeleriyle Üçüncü Kısmın Yasama başlıklı 1., Yürütme başlıklı 2. ve Yargı başlıklı 3. bölümlerinde yer alan hükümler, bu Anayasanın tereddüde yer bırakmayacak biçimde kuvvetler ayrılığı esasını benimsediğini göstermektedir.
1961 Anayasasında yasama yetkisini nasıl düzenlenmiştir?
Anayasanın Yasama Yetkisi başlıklı 5. maddesi, bu yetkinin TBMM’ne ait olduğunu ve devredilemeyeceğini düzenlemekte; 64. maddesi ise kanun koyma, değiştirme ve kaldırma yetkisini TBMM’ne sunmaktadır.
1961 Anayasasında yürütme görevini nasıl düzenlenmiştir?
Yürütme Görevi başlıklı 6. madde ile bu görevin kanunlar çerçevesinde Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmakta; 107. madde ile Bakanlar Kuruluna kanunların uygulanmasını sağlamak ve emrettiği işleri göstermek amacıyla tüzük çıkarma yetkisi tanınmaktadır. 113. maddeyle ise bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerine kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelik yapma yetkisi tanınmıştır.
1961 Anayasasında yargı yetkisini nasıl düzenlenmiştir?
Yargı Yetkisi başlıklı 7. maddeyle bu yetkinin Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce yerine getirileceği hükme bağlanarak Mahkemelerin Bağımsızlığı başlıklı 132. maddeyle yargının yasama ve yürütmeden tamamen bağımsız bir güç olması sağlanmıştır.
1921 Anayasasının Mahkemelerin Bağımsızlığı başlıklı 132. nedir?
Bu hüküm: Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlarına göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve tâlimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclislerinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
1961 Anayasasının 5. ve 6. maddeleri nasıl düzenlenmiştir?
Anayasa, yasamayı düzenleyen 5. maddesinde bu fonksiyonun doğasına uygun olarak yetki kavramına yer verirken; 6. maddesinde yürütmeyi bir görev olarak düzenlemiştir.
1961 Anayasasının 5. ve 6. Maddelerinde yapılan düzenlemeler ne anlatır?
Bu düzenlemeler, anayasa koyucunun, yasama ve yürütmeye aynı teşebbüs kudretini sunmadığını göstermektedir.
Yürütmenin görev olarak tanımlanması neyin göstergesidir?
Yürütmenin görev olarak tanımlanması, yürütme organının, harekete geçmek konusunda takdir yetkisine sahip olmadığını, kanun koyucunun bir alanı kanunla düzenlemesiyle birlikte yürütmenin kanunun uygulanmasını sağlayacak eylem ve işlemleri yapmaya yükümlü olduğunu da göstermektedir.
Anayasanın tüzükleri düzenleyen 107. maddesi ile yönetmelikleri düzenleyen 113. maddesi neyi teyit etmektedir?
Anayasanın tüzükleri düzenleyen 107. maddesi ile yönetmelikleri düzenleyen 113. maddesi, yürütme ve idarenin kanuna dayanan ve kanundan kaynaklanan türevsel bir fonksiyon olduğunu teyit etmektedir.
Anayasanın tüzükleri düzenleyen 107. maddesi nasıldır?
107. madde şöyledir: Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işler belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay’ın incelemesinden geçirilerek, tüzükler çıkarabilir.
Anayasanın 107. maddesinde hüküm neyi göstermektedir?
Bu hüküm, Bakanlar Kuruluna tanınan tüzük çıkarma yetkisinin kanundan kaynaklandığını; kanun olmadıkça Bakanlar Kurulunun, kendiliğinden bir alanı tüzükle düzenleyemeyeceğini göstermektedir.
Anayasanın yönetmelikleri düzenleyen 113. Maddesi nasıldır?
113. maddeye göre: Bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.
113. maddesindeki hüküm karşısında yürütme ve idare ne durumdadır?
Bu hüküm karşısında da yürütme ve idare, kanun olmadıkça bir alanı yönetmeliklerle düzenleyemeyecektir.
1488 sayılı Kanunla değişik 64. maddenin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, kanun koyucunun iradesine bağlayan hükmü nasıldır?
1488 sayılı Kanunla değişik 64. maddenin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, kanun koyucunun iradesine bağlayan hükmü şöyledir: Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunla, belli konularda Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararnameler çıkarmak yetkisi verebilir. Yetki veren kanunda, çıkarılacak kararnamelerin amacı, kapsamı ve ilkeleriyle bu yetkiyi kullanma süresinin ve yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerinin açıkça gösterilmesi ve kanun hükmünde kararnamede de yetkinin hangi kanunla verilmiş olduğunun belirtilmesi lâzımdır.
1982 Anayasası hangi yönü ile 1961 Anayasasına benzemektedir?
1982 Anayasası da tıpkı 1961 Anayasası gibi, yasama, yürütme ve yargıyı düzenleyen 7., 8. ve 9. maddeleriyle Üçüncü Kısmın yasama başlıklı 1, yürütme başlıklı 2 ve yargı başlıklı 3. bölümlerinde yer verdiği hükümlerle kuvvetler ayrılığına dayanan bir sistem yaratmıştır.
1982 Anayasasının Yasama yetkisi başlıklı 7. maddesi nasıldır?
Anayasanın Yasama yetkisi başlıklı 7. maddesi, bu yetkinin TBMM’ye ait olduğu ve devredilemeyeceğini düzenlemektedir.
1982 Anayasasının Yürütme yetkisi ve görevi başlıklı 8. maddesi neyi düzenlemektedir?
Yürütme yetkisi ve görevi başlıklı 8. madde ise bu yetki ve görevin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, anayasaya ve kanuna uygun olarak yerine getirileceğini düzenlemektedir.
1982 Anayasası 92. maddesi Bakanlar Kurulu’na hangi olanağı sağlamıştır?
Anayasa, 91. maddeyle Bakanlar Kuruluna, TBMM’nin verdiği yetkiye dayanarak, kanun hükmünde kararname çıkarma olanağı da sunmuştur.
1982 Anayasasının Yargı yetkisi başlıklı 8. maddesinin düzenlemesi nasıldır?
Anayasa, Yargı yetkisi başlıklı 9. maddesinde bu yetkinin Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce yerine getirileceğini düzenlemektedir.
1982 Anayasasının 132. maddesinin içeriği nasıldır?
Bu maddeye göre: Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Anayasa Mahkemesi 1982 Anayasasıyla yürütmenin sadece bir görev olarak değil aynı zamanda bir yetki olarak tanımlanmasının nedenlerini 1985 tarihli kararında nasıl açıklamaktadır?
[Y]ürütmeye bir yetki olma gücünü veren esaslar, Anayasanın muhtelif maddelerine serpiştirilmiş durumdadır. Bunlardan düzenleme ile ilgili olarak yeni Anayasa’nın getirdikleri, olağanüstü haller ve sıkıyönetim süresince Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun sözü edilen hallerin gerekli kıldığı konulara hasren kanun hükmünde kararname çıkartma; Bakanlar Kurulunun, vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içerisinde değişiklik yapmak, dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla, ithalat, ihracat ve dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymak ve bunları kaldırmak gibi hususlardır, şeklinde açıklamaktadır.
1982 Anayasasının 73. maddenin Bakanlar Kuruluna sunduğu geniş yetkiyi kanuna dayandıran 3. ve 4. fıkralarının içeriği nedir?
73. maddenin Bakanlar Kuruluna sunduğu geniş yetkiyi kanuna dayandıran 3. ve 4. fıkraları şöyledir: Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
167. maddenin Bakanlar Kuruluna tanıdığı geniş yetkiyi kanun koyucunun iradesine bağlayan 2. fıkrasının içeriği nasıldır?
167. maddenin Bakanlar Kuruluna tanıdığı geniş yetkiyi kanun koyucunun iradesine bağlayan 2. fıkrası ise şöyledir: Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.
121. maddenin Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kuruluna, TBMM’nce kabul edilen bir yetki kanunu olmaksızın, doğrudan doğruya kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi sunan 3. Fıkrasının içeriği nasıldır?
3. fıkrası şöyledir: Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.
1982 Anayasası yasama, yürütme ve yargı konusunda hangi durumu benimsemiştir?
1982 Anayasası da diğer Cumhuriyet Anayasaları gibi, yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarını yerine getirme yetkisini farklı organlara sunmak suretiyle kuvvetler ayrılığı esasını benimsemiştir.
1982 Anayasasını 1961 Anayasasından ayıran temel özellik nedir?
Bu Anayasayı 1961 Anayasasından ayıran en önemli özellik ise, yürütmeye doğrudan doğruya Anayasadan kaynaklanan bazı asli yetkileri sunmaktır. Bu ise 1982 Anayasasının fonksiyonlar ayrılığı kuralını benimsediği gerçeğini ortadan kaldırmamakta; sadece, yürütmenin geçmişe kıyasla güçlendirildiğini göstermektedir.
Anayasanın 7. maddesinin ilk fıkrasında “Meclis, yürütme yetkisini kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun tayin edeceği Bakanlar Kurulu eliyle kullanır” hükmü ne ifade etmektedir?
TBMM’nin 5. ve 6. maddelerle kendisine sunulan yasama yetkisini doğrudan doğruya kullanacağı; yürütme yetkisini ise ancak Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu eliyle yerine getirebileceği anlaşılmaktadır.
Anayasanın yargıyı, yasama ve yürütmeden bağımsız bir organ olarak düzenlediği 8.maddedeki hüküm nedir?
”Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır.”
1924 Anayasası, devletin üç temel fonksiyonunun farklı organlar tarafından yerine getirildiği fonksiyonlar ayrılığı sistemini neden benimsemiştir?
“Yargıçlar, bütün davaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir türlü karışılamaz. Ancak kanun hükmüne bağlıdırlar. Mahkemelerin kararlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.”
4) 1961 Anayasası, kuvvetler ayrılığına dayalı anayasal sistemi nasıl kurmuştur?
Devletin üç temel fonksiyonunu yerine getirme yetkisini farklı organlara sunarak.
5) Anayasa Mahkemesi 1982 Anayasasıyla yürütmenin sadece bir görev olarak değil aynı zamanda bir yetki olarak tanımlanmasının nedenlerini 1985 tarihli kararında nasıl açıklamaktadır?
“Yürütmeye bir yetki olma gücünü veren esaslar, Anayasanın muhtelif maddelerine serpiştirilmiş durumdadır. Bunlardan düzenleme ile ilgili olarak yeni Anayasa’nın getirdikleri, olağanüstü haller ve sıkıyönetim süresince Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun sözü edilen hallerin gerekli kıldığı konulara hasren kanun hükmünde kararname çıkartma; Bakanlar Kurulunun, vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içerisinde değişiklik yapmak, dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla, ithalat, ihracat ve dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymak ve bunları kaldırmak gibi hususlardır”.
1982 Anayasası’nı 1961 Anayasası’ndan ayıran en önemli özellik nedir?
Yürütmeye doğrudan doğruya Anayasa’dan kaynaklanan bazı aslî yetkileri sunmasıdır.
21.01.2017 tarihli 6771 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, Türkiye’de neler değişmiştir?
Başkanlık sistemine geçilmiş ve yürütme organı diğer devlet organları karşısında önemli ölçüde güçlendirilmiştir.
Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılması gerektiği anlamına gelen kuvvetler ayrılığı düşüncesini Montesquieu nasıl ele almıştır?
Montesquieu, her devletin yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kuvvete sahip olduğunu belirttikten sonra, bu kuvvetlerin birbirlerinden ayrılması gerektiğini savunmaktadır. Ünlü düşünüre göre, yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden ayrılmadığı bir sistemde özgürlüklerin ortadan kalkma tehlikesi mevcuttur. Ancak özgürlüklerin korunabilmesi için yargının da yasama ve yürütme kuvvetlerinden ayrılması gerekir.
Kuvvetler ayrılığı hakkında oluşan en büyük yanılgı nedir?
Kuvvetler ayrılığı devlet iktidarının yasama, yürütme ve yargı biçiminde üç eşit parçaya ayrıldığı bir sistemi ifade etmemektedir. Devlet iktidarı, her zaman için bir bütündür. Bu iktidarın farklı tezahür biçimleri vardır. Nitekim devlet iktidarı; genel, soyut, objektif, kişilik dışı kurallar koyarak yasama fonksiyonunu; bu kuralları bireysel, sübjektif durumlara uygulayarak yürütme fonksiyonunu; uyuşmazlıkları yürürlükteki kurallara göre çözerek de yargı fonksiyonunu icra etmektedir.
Anayasanın 107. Maddesinde geçen, “Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştayın incelemesinden geçirilerek, tüzükler çıkarabilir.” ifadesi neyi belirtmektedir?
Bakanlar Kuruluna tanınan tüzük çıkarma yetkisinin kanundan kaynaklandığını; kanun olmadıkça Bakanlar Kurulunun, kendiliğinden bir alanı tüzükle düzenleyemeyeceğini göstermektedir.
Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirinden ayrılması neden özgürlükler için güvence oluşturacaktır?
Çünkü bu tür bir sistemde, yasama, yürütme ve yargı organlarının her biri ancak devlet iktidarının sınırlı bir parçasına hükmedebilecektir.
Anayasadaki hangi hükümler, kanun koyma yetkisinin TBMM’ne, bunları uygulama yetkisinin ise Bakanlar Kuruluna ait olduğunu teyit etmektedir?
26. madde ile kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisine tanımış; 52. madde ile de kanunların uygulanmasını sağlamak ve emrettiği işleri göstermek amacıyla Bakanlar Kuruluna tüzük çıkarma yetkisini sunmuştur.
Anayasa yargıyı, hangi madde ile yasama ve yürütmeden bağımsız bir organ olarak düzenlemiştir?
“Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır” hükmüne yer veren 8. maddesiyle yargıyı, yasama ve yürütmeden bağımsız bir organ olarak düzenlemiştir.
Neden 107. maddenin Cumhurbaşkanına sunduğu kararname yetkisi, yasama fonksiyonunun türevi niteliğinde olmayıp doğrudan doğruya Anayasadan kaynaklanan asli bir niteliğe sahiptir?
107. madde şöyledir: “Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları, personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.” Görüldüğü gibi bu maddeyle Cumhurbaşkanına kanuni bir dayanak olmaksızın doğrudan doğruya kararname çıkarma yetkisi tanınmıştır.
Neden yeni 119. maddenin tanıdığı olağanüstü hal Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de yürütmenin aslî yetkileri arasındadır?
Çünkü Cumhurbaşkanının bu kararnamelere ilişkin yetkisi, doğrudan doğruya anayasadan kaynaklanmaktadır.
1982 Anayasasının, selefi 1961 Anayasası gibi benimsediği kurallar nedir?
Fonksiyonlar ayrılığı kuralı
Devlet fonksiyonlarıyla, bu fonksiyonların yerine getirilmesi için yapılan kamu hukuku işlemlerinin şekli kritere göre sınıflandırılmasında ne rol oynar?
İşlemi yapan devlet organının hangi organ olduğu esas alınmaktadır. Diğer bir deyişle eğer bir işlem yasama organı tarafından yapılmışsa, o işlemin içeriği ne olursa olsun, bu tür bir işlemi kanun olarak tanımlamak gerekir. Benzer şekilde, yürütme ve idareyle yargı organının yaptığı işlemler de içerikleri ne olursa olsun, bu işlemleri yapan organların hangisi olduğu dikkate alınarak tanımlanabilir.
Anayasa, 26. maddesiyle kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisine tanımış,52. maddesiyle de kanunların uygulanmasını sağlamak ve emrettiği işleri göstermek amacıyla Bakanlar Kuruluna tüzük çıkarma yetkisini sunmuştur. Bu yetkiler neyi kanıtlar niteliktedir?
Bu hükümler, kanun koyma yetkisinin TBMM’ne, bunları uygulama yetkisinin ise Bakanlar Kuruluna ait olduğunu teyit etmektedir. Bu ise Anayasanın yasama ve yürütme arasında fonksiyonlar ayrılığını benimsediğini doğrulamaktadır.
Yasama organı, bir alanı kanunla düzenleyebilmek için başka bir devlet organının iznine muhtaç değildir ifadesi ne anlama gelmektedir?
Yasama organı, kanun yaparken kendiliğinden harekete geçebilmektedir. Oysa yürütme ve idarenin bu tür bir teşebbüs kudreti mevcut değildir.
1982 Anayasasının ilk metniyle yürütme organına tanınan aslî yetkilerin alanını önemli ölçüde genişleten kanun hangisidir?
6771 sayılı Kanun