Anayasa 1 Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
18.Yüzyılın Anayasacılık Hareketleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
John Locke’ a göre devlet nasıl ortaya çıkmıştır?
Tabiat hâlinde yaşayan insan oğlu bazı karışıklıkları ve güçlükleri aşmak üzere, gönüllü olarak bireyler bir araya gelerek devlet otoritesini yaratmışlardır. Tabiat hâlinde sahip oldukları hakların bir kısmını da, bu otoriteye devretmişlerdir.
18. yüzyılda devletin hukuk kurallarıyla sınırlanmasında en etkili iktisadî ve siyasî aktör kimler olmuştur?
18. yüzyılın büyük sanayi devrimi ile hızla güçlenen burjuva sınıfı etkili iktisadî ve siyasî aktör olmuştur.
17.yüzyıla kadar geçerli olan egemen gücün temelinde "ilahî iradenin" var olduğu anlayışını aşındırarak, "dünyevî ve laik nitelikli" bir egemenlik anlayışının ortaya çıkmasına yol açan düşünce neydi?
"Bu öğretiye göre, insanlar, daha doğuştan sadece insan olmak sıfatıyla, vazgeçilmez ve devredilmez bazı hakların sahibidir. Tâbiat hâlinin sürdürülmesindeki güçlükler, insanlığı bir sözleşme ile devlet otoritesini yaratmaya teşvik etmiştir. İnsanoğlu, tabiat hâlinde sahip olduğu hakların bir kısmını devlet otoritesine devretmiştir. Bu nedenle, devlet, bireylerin sözleşme ile kendisine devretmediği tabiî haklarına saygı göstermek, bu haklara dokunmamakla yükümlüdür."
J.J.Rousseau’nun devlete ilişkin düşüncelerinin demokrasi açısından en önemli sakıncaları nelerdir?
Düşünürün gerçeklerle bağdaşması mümkün olmayan bu tezi, çoğunluğun istibdadına (baskısına) dayanan bir sistemin doğmasına vücut vermiştir. devlete sunulan sınırsız yetkilerin baskıya dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır. Öte yandan bu tür bir yapı içinde, belirli bir anda azınlıkta yer alan grupların çoğunluğa dönüşmeleri, böylece, yönetme gücünü elde etmeleri mümkün olamayacaktır. Kısacası bu düşünce, azınlıkların çoğunluk hâline gelmeleri şansını ortadan kaldırmakta; böylece, yönetme kudretinin demokratik ve barışçıl yöntemlerle el değiştirmesini engellemektedir. Yazarın, çoğunlukçu demokrasi olarak adlandırılan bu teorisi, sonraki yüzyıllarda demokratik değil, totaliter ve otoriter sistemlerin ilham kaynağı olmuştur.
Tarihin ilk yazılı anayasası hangisidir?
ABD Anayasası, 1787’de kabul edilmiştir.
Amerika'nın Virginia anayasasının 5. maddesinde yer alan hükme göre: “Devletin yasama ve yürütme güçleri, yargılama gücünden ayrı ve bağımsız olmalıdır; şeklin de kuvvetler ayrılığı düşüncesi hangi düşünürden esinlenen bir düzenlemedir?
Montesquieu’dan.
Orta Çağ’ın sonlarında Anayasacılığı teşvik eden önemli sebepler neydi?
1.Burjuva sınıfının doğmasıdır.
2.17. yüzyılın tabiî hukuk öğretisidir.
ABD nin Virginia Anayasasının 3.cü(üçüncü) maddesinde de yer alan, John Locke’ın düşüncelerinde "direnme hakkı olarak " ifade edilen şey nedir?
“Yönetim; halkın, ulusun ya da kamuoyunun ortak yararı, savunması ve güvenliği için kurulmuştur, herhangi bir yönetim bu göreve layık olmadığını gösterir ya da bu görevi hiçe sayarsa, toplumun çoğunluğunun, kamu yararına en uygun gördükleri bir biçimde, bu yönetimde ıslahata gitmek, yapısını değiştirmek ya da yönetimi ilga etmek hakkı doğar; bu hak vazgeçilmez, devredilemez ve iptal edilemez bir haktır.” Buna "direnme hakkı " denir.
İngiltere de anayasa kavramının içeriği ile örtüşen bir özelliğe sahip olmadığı hâlde, çeşitli kaynaklarda tarihin ilk anayasası olarak adlandırılan ve kralın sahip olduğu yetkileri sınırlamayı hedefleyen ilk belge hangisidir?
1215 tarihli Magna Carta Libertatum’dur.
18. yüzyılın büyük sanayi devrimi ile hızla güçlenen ve ticaretle uğraşan burjuva sınıfını, devletin hangi uygulaması rahatsız ediyordu?
Devletin vergilendirme yetkisinin keyfîliğini, iktisadî faaliyetleri önünde büyük bir engel olarak görmekteydi. Bu nedenle, devletin vergilendirme yetkisinin hukuk kurallarıyla sınırlandırılması burjuva sınıfının en önemli amaçlarından biri olmuştur.
John Locke’un bu siyasal görüşleri, ilk defa nasıl (hangi belgelerde) somut hükümlere dönüşmüştür?
Bu düşünceler, ilk defa gerek Amerikan bağımsızlık hareketi neticesinde yayınlanan beyannamelerde, gerekse Fransız devrimini takiben yayınlanan Fransız İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde somut hükümlere dönüşmüştür.
Anayasacılık akımı nedir?
Devlet otoritesinin hukuk kurallarıyla sınırlanması, bu otorite karşısında bireylerin çeşitli hak ve özgürlüklerinin tanınıp korunması yönündeki gelişmelere anayasacılık akımı denmektedir.
Düşünüre göre,tüm devlet yetkilerinin aynı kişiye veya aynı kuruma verilmesi halin de, özgürlüklerin korunması mümkün olmaz.Bu nedenle yasama, yürütme ve yargı görevleri farklı organlara verilmelidir diyen, 18. yüzyıl anayasacılığının etkili düşünürü kimdir?
Montesquieu
John Locke’a göre, "toplum sözleşmesi" nedir?
John Locke tabiat hâlinde yaşamanın, kaçınılmaz olarak bazı karışıklıklara ve güçlüklere neden olduğunu, bu güçlükleri aşmak için, bireylerin bir araya gelerek devlet otoritesini yarattıklarını ve tabiat hâlinde sahip oldukları hakların bir kısmını da, bu otoriteye devrettiklerini söyleyerek, bu süreçin , her bakımdan gerçek bir "toplum sözleşmesi" olduğunu belirtmiştir.
Anayasacılığı teşvik eden 17. yüzyılın tabiî hukuk öğretisi neydi?
"Bu öğretiye göre, insanlar, daha doğuştan sadece insan olmak sıfatıyla, vazgeçilmez ve devredilmez bazı hakların sahibidir. Tâbiat hâlinin sürdürülmesindeki güçlükler, insanlığı bir sözleşme ile devlet otoritesini yaratmaya teşvik etmiştir. İnsanoğlu, tabiat hâlinde sahip olduğu hakların bir kısmını devlet otoritesine devretmiştir. Bu nedenle, devlet, bireylerin sözleşme ile kendisine devretmediği tabiî haklarına saygı göstermek, bu haklara dokunmamakla yükümlüdür."
Fransız devriminin ardından yayınlanan 1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi de düşüncelerinden en çok yararlanılan 17. yüzyıl tabiî hukuk öğretisinin önde gelen düşünürü kimdi?
John Locke'dır.
17. yüzyıl tabiî hukuk okulunun önde gelen isimlerinden biri olan ve ilk defa " toplum sözleşmesinden" bahseden , İngiliz düşünür kimdir?
John Locke’dır.
J. J. Rousseau’nun sosyal sözleşme tezini, John Locke’ın toplum sözleşmesi tezinden ayıran en önemli farklılık nedir?
Rousseau’nun sosyal sözleşme tezinden hareketle geliştirdiği teori, iktidarın sınırlanmasına değil; tam aksine, belirli bir zamanda ve belirli bir mekânda yönetme gücünü kazananların, bu gücü, kadir-i mutlak, yani sınırsız olarak kullanmalarını savunmuştur.
J. J. Rousseau devlet gücünün sınırlanmasına neden karşı çıkmaktadır?
Rousseau’ya göre genel irade 8Devlet), tek tek bireylerin iradesinden oluştuğu için, daima toplumun menfaatini ve iyiliğini korumaya yönelik olarak hareket edecektir. Bu nedenle, genel iradenin sınırlanmasına ihtiyaç yoktur;
Anayasacılığın bireyler için, devletin dahi dokunamayacağı çeşitli haklar yaratmasının en önemli sonucu ne olmuştur?
Yönetilenlerin "tebaa" statüsünden, devlet otoritesi karşısında hakları ve ödevleri olan "vatandaş " statüsüne geçmesi sonucunu yaratmıştır.